• Sonuç bulunamadı

Türk katı' sanatı ve sanatçılarından örnekler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk katı' sanatı ve sanatçılarından örnekler"

Copied!
136
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI BİLİM DALI

TÜRK KATI’ SANATI VE SANATÇILARINDAN ÖRNEKLER

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Meryem Nazan TÜRKOĞLU

Ankara Aralık, 2011

(2)

GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI BİLİM DALI

TÜRK KATI’ SANATI VE SANATÇILARINDAN ÖRNEKLER

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Meryem Nazan TÜRKOĞLU

Danışman: Prof. Dr. Vildan ÇETİNTAŞ

Ankara Aralık, 2011

(3)

Meryem Nazan TÜRKOĞLU‘nun Türk Katı’ Sanatı ve Sanatçılarından Örnekler başlıklı tezi 31.01.2012 tarihinde, jürimiz tarafından El Sanatları Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Prof. Dr. Vildan ÇETİNTAŞ ... ... Üye : Prof. Dr. Canan DELİDUMAN ... ... Üye : Doç. Dr. Melda ÖZDEMİR ... ... Üye : ... ... Üye : ... ...

(4)

i

ÖN SÖZ

Unutulmaya yüz tutmuĢ geleneksel Türk kitap sanatlarımızdan katı‟ sanatının; devam ettirilmesi, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında öğretilerek yaygınlaĢtırılması, geliĢtirilen çağdaĢ programlarla eğitim ve öğretim programlarında yetiĢtirilen eğitimli, nitelikli bireylerle gelecek kuĢaklara aktarılması gerçekleĢtirilebilir.

Bu araĢtırmada geleneksel Türk kitap sanatlarından katı‟ sanatının; tarihçesi, bilinen önemli sanatçıları ile bazı eserler incelenerek, yeni kuĢaklara aktarılması amaçlanmıĢtır.

AraĢtırmanın her aĢamasında desteğini ve rehberliğini esirgemeyen ve sürekli olarak deneyimlerinden yararlandığım danıĢmanım, Sayın Prof. Dr. Vildan ÇETĠNTAġ‟a katkılarından dolayı teĢekkür ederim.

Ayrıca maddi ve manevi desteğini esirgemeyen annem Yüksel ÖZMEN‟e ve araĢtırmamda yardımlarını esirgemeyen, deneyimlerinden yararlandığım sayın hocam Yrd. Doç. Yılmaz ÖZCAN ile bana destek veren herkese teĢekkürlerimi sunmayı borç bilirim.

(5)

ii

ÖZET

TÜRK KATI’ SANATI VE SANATÇILARINDAN ÖRNEKLER

Meryem Nazan TÜRKOĞLU

Yüksek Lisans, El Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Vildan ÇETĠNTAġ

Aralık – 2011, 122 sayfa

Geleneksel Türk Kağıt sanatlarının özgün örneklerinden biri olan katı‟ sanatı hakkında yayın sayısı çok azdır. Bu nedenle AraĢtırmada Katı‟ sanatı ve sanatçıları ele alındı. Bu sanatın tanımı, tarihçesi, teknik ve kompozisyon özellikleri, belirlendi.

AraĢtırmada, örnekler üzerinden bu sanatın gelecek kuĢaklara aktarılması için kaynak belge oluĢturulması amaçlanmıĢtır.

AraĢtırma; betimleme çalıĢmasıdır. AraĢtırmanın evreni Türk katı‟ sanatının örnekleri, Örneklemi ise müze ve kütüphanelerden bulunabilen katı‟ örneklerinden oluĢmuĢtur.

Toplanan veriler ayrı ayrı bilgi formlarına iĢlenmiĢ, teknik, kompozisyon, motif ve bezeme tabloları oluĢturulmuĢtur. Tablo dökümlerinden elde edilen bulgulara sonuç bölümünde yer verilmiĢtir.

(6)

iii

ABSTRACT

THE TURKISH PAPERCUT ( KATI‟) ART AND ARTISTS EXAMPLES

TÜRKOĞLU, Meryem Nazan

Postgraduating, The Main Discipline of the Handcrafts Education The Adviser of the Thesis: Proffessor Vildan ÇETĠNTAġ

December-2011, 122 pages

The number of issues are very low on one of the original examples of Traditional Turkısh paper arts ( Katı‟) Because of this in the research “paper cut” art and artists are conssidered it is aimed to compose.

The History of this art and technical and the definition of composition characteristicks are determinated.

It is aimed in resource document to be transferred to the new generations, over the examples of Works on this research.

In order to transfer the paper cut art to the holder to new generations source should be composed.

Picked data are individually written on the info forms. Technical, composition, motive and decoration tables are prepared.

The diagnosis which are found from table documents are written on the conclusion part.

This research is a description work. The universe of the research is Turkish paper cut Art Examples. Sample survey is formed number of paper cut examples from museum Libraries.

(7)

iv İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ ... i ÖZET ... ii ABSTRACT ... iii ĠÇĠNDEKĠLER ... iv

TABLOLAR LĠSTESĠ ... vii

FOTOĞRAFLAR LĠSTESĠ ... viii

KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xi BÖLÜM I GĠRĠġ ... 1 1.1. Problem ... 1 1.2. Amaç ... 2 1.3. Önem ... 3 1.4. Varsayımlar ... 3 1.5. AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 3 1.6. Tanımlar ... 4 1.7. Ġlgili AraĢtırmalar ... 5 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 9

2.1. Katı‟ Sanatının Tanımı ... 9

2.2. Katı‟ Sanatının Tarihçesi. ... 10

2.2.1. Osmanlı Dönemi Katı‟ Sanatının GeliĢimi ... 14

2.3. Katı‟ Sanatçıları ... 16

2.3.1. Mehmed Bin Gazanfer (16. Yüzyıl) ... 16

2.3.2. Ali Çelebi (Budin Tımarı Defterdarı 16. Yüzyıl)... 18

(8)

v

2.3.6. Mahmud El Gaznevi (17. Yüzyıl) ... 25

2.3.7. Halazade Mehmed (18. Yüzyıl) ... 26

2.3.8. Cambazzade Osman (18. Yüzyıl) ... 27

2.3.9. DerviĢ Hasan Eyyubi (18. Yüzyıl) ... 27

2.3.10. Diğer Katı‟ Sanatçıları ... 28

2.3.10.1. Vahdeti Efendi (19. Yüzyıl) ... 29

2.3.10.2. Süleyman (19. Yüzyıl) ... 29

2.3.10.3. Osman Rıfkı (19. Yüzyıl) ... 30

2.3.10.4. Abdullah Zühdi (19. Yüzyıl) ... 31

2.3.10.5. Mücellit Mehmed Rıfat (19. Yüzyıl) ... 31

2.4. Katı‟ Sanatında Kullanılan Araç ve Gereçler ... 31

2.5. Katı‟ Sanatı Tekniği ... 34

2.5.1. Erkek ve DiĢi Oyma Tekniği ... 35

2.5.2. Tek Katlı ve Çok Katlı Oyma Tekniği ... 36

2.6. Deri Oyma Tekniği ... 37

2.7. Katı‟ Sanatında Kullanılan Bezeme Konuları ... 38

2.7.1. Çiçekler ... 38

2.7.2. Bahçe Tasvirleri ... 38

2.7.3. Geometrik Motifler ... 38

2.7.4. Nesneli Motifler ... 39

2.7.5. Stilize Bitkisel Motifler ... 39

2.7.6. Hayvansal Motifler ... 39

2.7.7. Yazılar ... 40

2.8. Katı‟ Sanatının Kullanım Alanları ... 40

(9)

vi 2.8.4. Kitap Süslemeleri ... 41 2.8.5. Deri Oymalar ... 41 2.8.5.1. Kitap Kapları ... 42 2.8.5.2. Giysiler ... 43 BÖLÜM III YÖNTEM ... 44 3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 44 3.2. Evren ... 44 3.3. Örneklem ... 44 3.4. Verilerin Toplanması... 45 3.5. Verilerin Analizi ... 45 BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR ... 46

4.1. Örneklem Olarak Alınan Eserlerin Değerlendirilmesi ... 46

4.1. Örneklem Olarak Alınan Eserlerin Yorumu ... 112

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 117

5.1 Sonuç ... 117

5.2 Öneriler... 118

(10)

vii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Örneklem olarak alınan eserlerin Yapım Tarihlerinin Yüzyıllara Göre

Dağılımı. ... 112

Tablo 2. Örneklem Olarak Alınan Eserlerin Kullanım Yerlerine Göre Dağılımı ... 113

Tablo 3. Örneklem Olarak Alınan Eserlerin Yapım Tekniklerine Göre Dağılımı ... 114

(11)

viii

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ

Fotoğraf 1 Ağaç Gövdesinden Oyularak YapılmıĢ Lahit Üzerine, Aplike EdilmiĢ

Deriden OyulmuĢ Horoz Figürleri ... 10 Fotoğraf 2 Birinci Pazırık Kurganında Bulunan Lahit Üzerine Deriden Ajurlanarak HazırlanmıĢ ÜsluplaĢmıĢ Horoz Figürleri ... 11 Fotoğraf 3 Birinci Pazırık Kurganında Bulunan Lahit Üzerine Deriden Ajurlanarak HazırlanmıĢ ÜsluplaĢmıĢ Horoz Figürleri ... 11 Fotoğraf 4 Pazırık‟ta BulunmuĢ At Eyerlerinin Deriden Ajurlanarak YapılmıĢ

Ön ve Arka “Eyer KaĢı” Süsleri ... 11 Fotoğraf 5 Birinci Pazırık Kurganında BulunmuĢ, Eyer Altı Örtüsünde Keçeden

YapılmıĢ Koyun BaĢı Aplikasyonu. ... 12 Fotoğraf 6 Altaylarda, Birinci Pazırık Kurganından Çıkarılan Aslan BaĢları.

Çadır Kapatan Keçe Örtünün Üzerine Yine Keçe Ġle YapılmıĢ Aplikasyon. ... 12 Fotoğraf 7 Altaylarda, birinci Pazırık Kurganından Çıkarılan Aslan BaĢları.

Bir Eyer Örtüsü Üzerine Deriden Aplik Süsler ... 12 Fotoğraf 8 Ġkinci Pazırık Kurganında, Deriden KesilmiĢ Sığın (Geyik) Figürleri ... 13 Fotoğraf 9 Birinci Tüekta Kurganından Çıkartılan, Deriden Kesilerek YapılmıĢ

Boynuzlu Aslan Figürü ... 13 Fotoğraf 10 Arifi‟nin Eseri Olan Gûy ve Çevgan‟dan Mehmed Bin Gazanfer‟e

Ait Ta‟lik Oyma Kıta ... 17 Fotoğraf 11 Ali Çelebi (Abdülhayf Ali)‟nin Eseri Olan Hadisi Erbain‟den Bir Sayfa .. 18 Fotoğraf 12 Ali Çelebi (Abdülhayf Ali)‟nin Eseri Olan Hadisi Erbain‟den Kapak

Sayfası ... 19 Fotoğraf 13 ġah Mahmud NiĢapuri Albümü. Kabartma Tarzında YapılmıĢ Oyma

Çiçeklerle Bahçe Manzarasından Detay ... 20 Fotoğraf 14 Fahri‟nin 980 H./1572-73 Tarihli Sol Altta “Fahri el Bursevi” Ġmzası

Bulunan Ta‟lik Oyması ... 22 Fotoğraf 15 NakĢi‟ye Ait 1133 H./M. 1720-21 Tarihli Sağ Alt KöĢede

“Fakir NakĢî el Müznib” Ġmzası Bulunan Ta‟lik Oyma Beyiti ... 24 Fotoğraf 16 Gazneli Mahmud‟un Kağıt Oymacılığındaki BaĢarısına Bir Örnek ... 26 Fotoğraf 17 Gazneli Mahmud Albümü Ġçerisinde Yer Alan Göbekleri Kıymetli

(12)

ix

Fotoğraf 19 Oymacılıkta Eskiden Kullanılan Keski Aleti “Nevregen” ... 32

Fotoğraf 20 Oyma Ġçin ĠnteltilmiĢ Deri ... 33

Fotoğraf 21 Mahmud El Gaznevi‟ye ait Gazneli Mahmud Mecmuası‟ndan DiĢi Oyma ... 36

Fotoğraf 22 Kabartma Tarzında YapılmıĢ Oyma Çiçekler (British Library) ... 37

Fotoğraf 23 1435 yılına tarihlenen Kuran‟ın, Katı‟ Bezemeli Deri Ġç Kapağı ... 42

Fotoğraf 24 Deri Osmanlı Kaftanı ... 43

Fotoğraf 25 Deri Osmanlı Kaftanından Detay ... 43

Fotoğraf 26 Halet Efendi-377 Yazma Eserin Cilt Kapağı ... 46

Fotoğraf 27 Ayasofya 4170 Yazma Eser Ġçinde DiĢi Oyma Sayfa. ... 48

Fotoğraf 28 Ayasofya- 4170 Yazma Eser Ġçinde DiĢi Oyma Sayfa. ... 50

Fotoğraf 29 Halet Efendi-171 Yazma Eser Ġçinde DiĢi Oyma Sayfa ... 52

Fotoğraf 30 Halet Efendi-171 Yazma Eser Ġçinde DiĢi Oyma Sayfa. ... 54

Fotoğraf 31 Fatih Albümü Ġçinde Bulunan At Tasviri ... 56

Fotoğraf 32 Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Üzerinde KuĢ Bulunan Ağaç Tasviri ... 58

Fotoğraf 33 H. 2153-174a Fatih Albümü Ġçinde Vazo Ġçinde KuĢlu Ağaç Tasviri. ... 60

Fotoğraf 34 H. 2153-174a Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Ağaç Tasviri ... 62

Fotoğraf 35 H. 2153-173b Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Ağaç Tasviri ... 64

Fotoğraf 36 H. 2153-173b Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Ağaç Tasviri ... 66

Fotoğraf 37 H. 2153-198a Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Ağaç Tasviri ... 68

Fotoğraf 38 H. 2153-173b Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Üzerinde KuĢ Bulunan Simetrik Ağaç Tasviri ... 70

Fotoğraf 39 H. 2153-174a Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Geometrik Motifli Simetrik ġema ... 72

Fotoğraf 40 H. 2153-173b Fatih Albümü Ġçinde Bulunan Fantastik Yaratık Tasviri ... 74

Fotoğraf 41 ġehzade Mehmed-107 Cilt Ġçi Deri Oyma ... 76

Fotoğraf 42 Kadızade Mehmed-436 Yazma Eser Ġçinde Bulunan Simetrik Oyma ... 78

Fotoğraf 43 Halet Efendi-647 Yazma Eserin Oymalı Cilt Kapağı ... 80

Fotoğraf 44 Mevlana Müzesi No.102 Vazo Ġçinde Çiçek Oyma ... 82

Fotoğraf 45 Mevlana Müzesi No.102 Vazo Ġçinde Çiçek Oyma ... 84

(13)

x

Fotoğraf 48 Mehmed Selim Divanı Ġçinde Bulunan Vazo Ġçinde Çiçek Oymalı Bir

Sayfa ... 90

Fotoğraf 49 Mehmed Selim Divanı Ġçinde Bulunan Üç Vazo Ġçinde Çiçek Oymalı Bir Sayfa ... 92

Fotoğraf 50 DerviĢ Hasan Eyyubi„nin Yazı Çekmecesi ... 94

Fotoğraf 51 DerviĢ Hasan Eyyubi Ġmzalı Çekmecenin Ġç Kapağı ... 96

Fotoğraf 52 Cambazzade Osman‟ın Ġmzalı Manzara Oyması ... 98

Fotoğraf 53 Sanatçısı Bilinmeyen Yazı Çekmecesinden DıĢ Görünüm ... 100

Fotoğraf 54 Sanatçısı Bilinmeyen Yazı Çekmecesinden Ġç Görünüm . ... 102

Fotoğraf 55 Kur‟an-ı Kerim Cüzünün Üzerine YapıĢtırılmıĢ Oyma Etiket. ... 104

Fotoğraf 56 Kur‟an-ı Kerim Cüzünün Üzerine ve Kenarlarına YapıĢtırılmıĢ Oyma Etiket. ... 106

Fotoğraf 57 Kur‟an-ı Kerim Cüzünün Üzerinde Vazo ġeklinde Kesilerek YapıĢtırılmıĢ Oyma Etiket. ... 108

Fotoğraf 58 Mücellit Mehmed Rifat‟ın Oyma Yazılı Levhası ... 110

(14)

xi KISALTMALAR LİSTESİ H. : Hicri Ġst. : Ġstanbul Küt : Kütüphanesi M. : Miladi No. : Numara

T.S.M. : Topkapı Sarayı Müzesi Üni. : Üniversitesi

(15)

BÖLÜM I GİRİŞ

Bu bölümde problem durumu, amaç, önem, varsayım ve tanımlar üzerinde durulmuştur.

1.1. Problem

Kültür, bir milletin varlığını ve gücünü ortaya koyan en önemli özelliğidir. Toplumlar geleceğe aktardıkları maddi ve manevi değerlerinin bütünü olan, kültürel varlıklarıyla anlam kazanırlar. Sanat da bu kültürel değerlerden birisidir. Gelişmiş toplumların gelecek kuşaklara bırakmış oldukları en önemli mirasları, sanatlarıdır. Çünkü “sanat, insanların duygu ve düşüncelerini, heyecanlarını ve ruhsal dengelerini başkalarına aktarabilmesi, duygu ve düşüncelerinin biçimlendirilmesidir” (Züber, 1972: 13).

Sanat, ilk çağlarda insanların mağara duvarlarına çizilen resimlerle olayları canlandırma ve doğayla baş edebilme arzusunun sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra insanın, kendini ifade etmek için doğada bulduğu, işlediği malzemelerle emeğini ve yeteneğini katarak yarattığı kültürel zenginlikler olarak gelişim göstermiştir.

İnsanoğlunun kendisini ve çevresini daha güzel hale getirmek için harcadığı çabalar sonucu yarar amaçlı olarak yapılan el sanatları, öncelikle her alanda kullanılmıştır. Ulusların kültür değerlerinin var oluşunda önemli bir yere sahip olan el sanatları; toplumların kuşaktan kuşağa aktarımları sonucu gelenekselliğe dönüşmüştür. “El sanatlarının temelinde bireysel bilgi ve beceri vardır. Bu bilgi ve beceri ustadan çırağa iletilmekte ve üretim kuşaktan kuşağa aktarılarak sürekliliği sağlanmaktadır” (Sümerkan, 1998: 13). Türk Ulusu’nun da önceleri yarar amaçlı nesneleri bezemek üzere yaptıkları geleneksel el sanatları “mükemmelliğe ulaşmak üzere geliştirilen yöntemler, araçlar, ilkeler, sayesinde işlevsellikleri için üretilmiş

(16)

olmalarına karşın; nesnenin formu ya da süslemesi kullanım amacının önüne geçerek onları sanat nesnesine dönüştürmüştür. Dolayısı ile geleneksel sanatlarımız, bu anlamda yüzyılların birikimi sonucu meydana gelmiş, rafine edilmiş beğeniler ve estetik kaygılarla biçimlenmiş plastik yapıtlar olarak günümüze ulaşmıştır” (Çetintaş, 2008: 66).

Geleneksel sanatlarımızı yapıldıkları hammaddelere göre Maden, Ahşap, Toprak, Taş, Dokuma, Deri ve Kağıt (Kitap) sanatları olarak sınıflandırmak mümkündür.

Geleneksel el sanatları içinde kitap sanatlarının özel bir yeri ve önemi vardır. Geleneksel Türk kitap sanatları tezhip, hat, minyatür, ebru, ciltçilik ve katı’ olarak altı gruba ayrılmaktadır.

“Herhangi bir motif veya yazı örneğinin ince bir kâğıt veya derinden oyulması suretiyle meydana getirilen eserlere katı’ adı verilmektedir. Bu süsleme dalı özellikle Türk kitap sanatları içerisinde önemli bir yere sahiptir” ( Mesera, 1998: 15).

Bu çalışmada; Katı’ sanatının Geleneksel Türk el sanatlarındaki yeri ve önemi nedir? sorusuna cevap aranmıştır.

1.2. Amaç

Araştırmada katı’ sanatı ve sanatçıları ele alınarak, Bu sanatın tarihçesinin, teknik ve kompozisyon özelliklerinin tanıtımı ve belirlenen örnekler üzerinden gelecek kuşaklara aktarılması için kaynak belge oluşturulması amaçlanmıştır.

Bu amacı gerçekleştirmek için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır. 1. Katı’ sanatının tarihsel gelişimi nedir?

2. Katı’ sanatı ve özellikleri nelerdir?

3. Katı’ yapım süreci hangi aşamaları kapsamaktadır? 4. Katı’ sanatı nerelerde kullanılmıştır?

5. Katı’ yapımında kullanılan araç-gereçler nelerdir? 6. Katı’ sanatının önemli sanatçıları kimlerdir?

7. Katı’ sanatının sorunları ve katı’ sanatını icra etmeyi etkileyen faktörler nelerdir?

(17)

8. Günümüzde Katı’ sanatının yapıldığı atölyeler var mıdır? Varsa atölyelerin durumu nedir?

9. Günümüzde katı’ sanatının yaşamakta olan geleneksel sanatlar içindeki yeri nedir?

1.3. Önem

Yapılan ön araştırma sonucunda geleneksel Türk el sanatları alanında, değişik amaçlarla ve farklı biçimlerde yapılmış yayınlarda Katı’ sanatı, sanatçıları ve tarihçesi ile ilgili çok az bilgiye yer verildiği görülmüştür.

Katı’ sanatının gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için kaynak oluşturulması açısından, Bu sanatı inceleyerek belgelemek, bilimsel bir doküman hazırlamak büyük önem taşımaktadır.

Bu nedenle Katı’ sanatı ve sanatçıları ile tarihçesinin incelenmesi problem olarak ele alınmıştır.

1.4. Varsayımlar

Katı’ sanatına örnek olarak seçilen sanatçıların Türk katı’ sanatını ve sanatçılarını temsil edebilecek nitelikte olduğu varsayılmaktadır.

1.5 Sınırlılıklar

Araştırma; Türk Katı’ sanatı ile sınırlıdır.

Araştırma için yapılan literatür çalışması ulaşılabilen kaynaklarla sınırlandırılmıştır.

(18)

1.6. Tanımlar

Ahar: Yazı yazarken yapılan hataların düzeltmesinde silintinin belli olmaması ve iz

bırakmaması için kağıdın üzerine sürülen mayi (Nefes Zade İbrahim, 1938: 75).

Aharlama: Aharın kâğıda sürülmesi veya içine batırılması işlemi (Kütükoğlu, 1998:

22).

Çift aharlı kağıt: Birden fazla aharlanmış kağıt (Nefes Zade İbrahim, 1938: 75). Çiftali: Çift aharlı kağıtlara kısaltılarak verilen ad (Nefes Zade İbrahim, 1938: 75). Desen: Renkli veya renksiz, tonlu ya da tonsuz çizgi resimler (Akar ve Keskiner, 1978:

28).

Dişi Oyma: Oyulan kısım (Çağman, 1976: 22). Efşan: Farsça kağıt oymacılığı (Özsayıner, 1995: 14).

Erkek Oyma: Oyulup çıkarılan kısım (Bingül, Tarihsiz: 154).

Filigre: Eski kitap ciltlerinin iç veya üst kısımlarında bulunan deri oyma süslemeler

(Mesara, 1998: 14).

Hüsnü Hat: Eski harflerle yazılan güzel yazılar (Akar ve Keskiner, 1978: 28). Kat’: Kesme, kesilme (Mesara, 1998: 13).

Katı’: Kağıt veya deri oymacılık sanatı. Kesme (Akar ve Keskiner, 1978: 28).

Katı’a: 1. Katı’nın dişisi, 2. Katı’ sanatı ile yapılmış dantel gibi kağıt ve deri eserler

(Mesara, 1998: 13).

Katta’: Kağıt ya da deri oymacısı (Arseven, 1983: 980). Kattaan: Kağıt ya da deri oymacıları (Arseven, 1983: 980).

Kompozisyon: Parçaların bir bütün içinde bir araya getirilmesi. Terkip (Akar ve

Keskiner, 1978: 28).

Levha: Hüsnü hatla yazılan ve çerçevelenerek duvara asılan yazı (Akar ve Keskiner,

1978: 28).

Motif: Bir tablonun, bir figürün yahut tezyini resmin esasını teşkil eden şekil ve unsur

(Akar ve Keskiner, 1978: 28).

Mukatta: Kesme işlemi ile deri ve kâğıttan yapılan işler (Arseven, 1983: 980).

Murakka: Birçok kağıt tabakalarını üst üste yapıştırmak suretiyle elde edilen mukavva

(Akar ve Keskiner, 1978: 29).

(19)

Mühre: Kağıtlar aharlandıktan sonra cilalamak ve perdahlamak amacıyla kullanılan

yuvarlak veya kalın cam (Akar ve Keskiner, 1978: 29).

Nevregen: Oymacılıkta eskiden kullanılan, mücellitlerin mukavva karton ve deri

oymacılığında yararlandıkları, eğri ve ağzı çık keskin bıçak (Mesara, 1998: 51).

Şemse: Güneş şeklinde süsleme motifi. Eski kitap ciltlerinin kapakları üzerine

kabartma olarak yapılan yaldızlı göbekler (Akar ve Keskiner, 1978: 30).

Tek aharlı kağıt: Bir defa aharlanmış kâğıt (Nefes Zade İbrahim, 1938: 75).

Tezyinat: Süsleme, dekorasyon. Bir şeyi güzel göstermek için üzerine yapılan süsler,

nakışlar ve resimler. Bezeme (Akar ve Keskiner, 1978: 30).

Üslup: Tavır, tarz. Bir sanatçı ya da bir çağa özgü teknik, renk ve biçimlendirme

özelliği (Akar ve Keskiner, 1978: 30).

Zahriye: Yazma kitabın ismini veren birinci sayfa veya cilt kapağının iç tarafı (Akar ve

Keskiner, 1978: 30).

1.7. İlgili Araştırmalar

Bu araştırmada Türk Katı’ Sanatı ve sanatçıları ele alınmıştır. Genel konusu katı’ ve içeriği ile doğrudan ya da dolaylı ilgisi olan kitap, makale ve tezler aşağıda verilmiştir.

Kitaplar:

Akar, A. ve Keskiner, C. (1978). “Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif” adlı kitapta Türk Süsleme Sanatlarında kullanılan desen ve motiflerin çizimleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Türk süsleme sanatının başlangıcından itibaren kısa bir tarihçesi ile birlikte uygulanan bölgeler, çevre uygarlıkların etkileri ve dönemsel motif özellikleri hakkında önemli bilgilere yer verilmiştir. Türk süsleme sanatlarında kullanılan bazı terimlerin tanımları yapılmıştır. Desenler 10 gruba ayrılarak, bu gruplar içerisinde yer alan süslemeler detaylı olarak açıklanmıştır. Türk süslemesinde yer alan bazı terimlerin açıklamaları yapılmıştır. Kitapta bulunan ve katı’ sanatında da kullanılan motif ve desenlerin çizimlerine yer verilmiştir.

(20)

Arseven, C. E. (1983). “Sanat Ansiklopedisi”nde; Sanatla ilgili terimler, açıklamalar, Türk tezyini sanatları hakkında ansiklopedik bilgi ve deyimlerle birlikte Türk süslemeleri içinde yer alan ve eskiden günümüze kadar kullanılan deyim, sözcük ile araç-gereçlerle ilgili önemli bilgiler yer almaktadır.

Bingül, N. R. (Tarihsiz). “Eski Eserler Ansiklopedisi”nde; Türk tezyini sanatları hakkında ansiklopedik bilgiler verilmekte ve eski eserlerle ilgili olarak ilginç ayrıntılar, sanatçılarla ilgili önemli bilgiler yer almaktadır.

Çığ, K. (1971). “Türk Kitap Kapları” isimli kitapta Türk kitapçılık sanatlarının tarihçesinin çok eski olduğu ve Çin’e önderlik ettiğinden bahsedilmekte, diğer milletlerle kıyaslaması yapılmakta, Türk ciltlerinde malzeme, teknik ve süsleme konusunda bilgiler verildikten sonra 15. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar geçen sürede deri ciltler konusunda kapsamlı açıklamalara ve örnek eserlere yer verilmiştir.

Mesara, G. (1998). “Türk Sanatında İnce Kağıt Qymacılığı (Katı’)” adlı kitabında; Türk kağıt oymacılığı, tarihçesi, sanatçıları ve önemli eserleri kısaca anlatılmıştır. Katı’ sözcüğünün açıklaması, katı’ sanatı ve sanatçılarına verilen diğer adlandırmalar ve başka dillerde kullanımları belirtilmiştir. Ayrıca Katı’ tekniği ile yapılmış hüsn-ü hat, el yazmaları içerisinde yer alan çiçekli, bahçe ve doğa tasvirleri, geometrik desenli, vazo v.b. eserler hakkında da kısa bilgiler yer almaktadır. Kitapta katı’ tekniğinde kullanılan araç gereçler tanıtılmış, oyma yapılacak kağıdın cinsi, nasıl yapıştırılması gerektiği konularında bilgilere yer verilmiştir.

Ovalıoğlu, İ. (2007). “Arşivin Rengi Osmanlı Belgelerinde Ebru ve Etiket” adlı kitabında Osmanlı arşivinin tarihçesi ile ilgili önemli bilgilere yer verilmiştir. Katı’ ve ebru sanatının tarihçesi ile önemli sanatçıları hakkında ayrıntılara değinilmiş, Osmanlı arşivleme sisteminde kapak içinde veya üzerinde kullanılan katı’lı ve ebrulu etiketler fotoğraflarıyla sunulmuştur.

Renda, G. (1977). “Batılılaşma Döneminde Türk Resim Sanatı 1700-1850” adlı kitabında Osmanlı’nın batılılaşma çabalarının sonucu olarak sanat alanında kendini gösteren, 1700’lü yıllardan itibaren resimde desen, boyut, teknik ve malzeme açısından görülen değişimler, geleneksel minyatürden farklı olarak boyutlandırılmış yeni tekniklerin katı’ sanatına uygulanarak yapılmış olan yazı çekmecelerinin özelliklerinden bahsedilmektedir.

Ünver, A. S. ve Mesara, G. (1980). “Türk İnce Oyma Sanatı ‘Kaat’ı’ ” isimli kitapta Türk kağıt oyma sanatı anlatılmıştır. Kitabın sonunda Prof. Süheyl Ünver’in

(21)

kendi koleksiyonunda ve farklı yerlerdeki katı’ örneklerinin fotoğraflarına yer verilmiştir.

Makaleler:

Çağman, F. (1976). “XV. Yüzyıl Kağıt Oymacılık Eserleri” adlı makalesinde; Katı’ sanatının kısa tarihçesi ve Türk sanatında ilk katı’ kullanımı ve 15. Yüzyılda kağıt oyularak yapılmış olan eserler ile sanatçıları hakkında bilgi verilmiştir.

Çağman, F. (2000). “Geleneksel Sanatlarımızın Unutulmuş Bir Dalı: Kağıt Oymacılığı” adlı makalesinde; Katı’ sanatının kısaca tanımını yaptıktan sonra, bilinen ilk sanatçılarından bahsetmekte, sonra da Osmanlı’da tarihsel gelişimi, sanatçıları ve eserleri konusunda bilgiler vermektedir.

Çetintaş, V. (2001). “Eyüplü Bir Sanatçı Derviş Hasan Eyyubi” adlı makalesinde katı’ sanatı, tarihçesi, yapım tekniği konusunda bilgiler verilmiştir. Mevlevilik felsefesinin sanata açık hümanist yaklaşımı, Mevlevilerin birçok sanat dalında etkin rol oynamasını sağladığı, en önemli katı’ sanatçılarından Derviş Hasan Eyyubi’nin de Beşiktaş Mevlevihanesi dervişlerinden olduğu ifade edilmiş, ancak bu alanda günümüzde bilinen tek eserinin bugün Topkapı Sarayı Koleksiyonunda bulunan yazı çekmecesi olduğu ve bu eserle ilgili ayrıntılı bilgi ile fotoğraflara yer verilmiştir. Çetintaş, V. (2006). “Külliyat-ı Divan-ı Selim Adlı Eser İçinde Yer Alan Katı’ Kompozisyonlar” adlı makalesinde kısaca katı’ sanatının tanımı ve tarihçesine yer verilmiş, Osmanlının Avrupa’da toprak kaybından sonra başlayan batılılaşma çalışmaları, sanat alanında değişimler, batı anlayışında bezemeler, üç boyutlu resimlerden bahsedilmiş, daha sonra da eser hakkında bilgi ve süsleme özellikleri anlatılmıştır.

Çığ, K. (1957). “Türk Oymacıları (Katığları) ve Eserleri” isimli makalede katı’ sanatı ve sanatçıları ile ilgili ilk yayın yapanlardan biri olarak önemli bilgilere ve sanatçı isimlerine yer vermiştir.

Özcan, Y. (2007). “Türk ve Çin İnce Kağıt Oyma (Katı’) Sanatının Kısa Karşılaştırması” adlı makalesinde Türk katı’ sanatı hakkında önemli bilgilere yer verilmiştir. Çin kağıt oyma sanatı anlatılarak, Türk katı’ sanatı ile Çin kağıt oyma sanatları karşılaştırılmış, iki önemli kağıt oyma sanatının benzer ve farklı yönleri ortaya

(22)

konulmuştur.

Özsayıner, Z. (1995). “Katı’ Hatlar” isimli makalesinde Kağıt oyularak meydana getirilmiş olan hat sanatı örneklerinin kompozisyon düzenleri, Türkçe açıklamaları ve oymayı yapan sanatçıları ile yapılış tarihleri hakkında bilgi verilmiştir.

Renda, G. (1977). “Topkapı Sarayı Müzesindeki Dört Manzaralı Yazı Çekmecesi” adlı makalesinde; Katı’ tekniği kullanılarak yapılmış olan Topkapı Sarayı Müzesinde bulunan dört adet yazı çekmecesinin üzerinde bulunan manzara resimlerinin tanıtımına yer verilmiştir.

Tanındı, Z. (1993). “Türk Cild Sanatı (Kitap Kapları)” adlı makalesinde; Cilt sanatının Anadolu’da ilk örneklerini vermiş olan Selçuklu ve Beylikler döneminden başlayarak, Osmanlı’da tarihsel ve sanatsal gelişimi, geliştirilen ve uygulanan tekniklerle yapılan örnekler ile önemli ustaları hakkında bilgiler verilmiştir.

(23)

BÖLÜM II

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Katı’ Sanatının Tanımı

Nurettin Rüştü BİNGÜL (Tarihsiz) Eski Eserler Ansiklopedisi’nde katı’ sanatından “ince ve zarif bir yazıyı en küçük bir işaretini bile bozmadan oyup çıkararak, diğer bir kâğıdın üzerine, istifine göre yapıştırıp yeni baştan bir levha teşkil etme sanatıdır. Oyulup çıkarılan “Erkek” ve oyuk kalan yazı halindeki kısma da “Dişi” derler. Böylece bir emekle iki levha husule gelir. Bunu ibda eden sanatkârlar Türk ve İranlılardır. Türk sanatkârlarından başta Bursalı Fahri olmak üzere, Nakşi, Resmi, Cevri, Fikri, Reşid, Vahyi ve Süleyman’ın eserleri üzerinde imzaları görülmüştür” (s. 154) diyerek bahsetmektedir.

Sanat Ansiklopedisi’nde ise “katı’: Bir kâğıd veya deri üzerindeki yazı veya şekli bir kalemtıraşla kesip çıkararak içi oyulmuş olan parçayı veya çıkan parçayı diğer bir kâğıd, bir deri veya bir cam üzerine yapıştırmak suretiyle vücuda getirilen işler. Bu şekil kesilip çıkarıldığı vakit içleri boş kalan kâğıd kısmına dişi ve çıkan yazı ve şekle de erkek denir ki bu erkek veya dişi şekiller ayrı ayrı bir satha yapıştırılarak muhtelif iki levha vücuda getirilebilir. Deriden yapılan katı’ işleri de vardır. Gerek deri ve gerek kâğıttan yapılan işlere mukatta denildiği gibi bunu yapanlara müfred olarak katta’ (kesmeci) ve cemi olarak kattaan denir. Bu sanatkârların en meşhuru Bursalı Fahri’dir ki, eserleri Fahri oyması diye meşhurdur. Diğer başlıca sanatkârlar: Resmî, Cevrî, Fikrî, Reşit, Vahyî ve Süleymandır” şeklinde açıklanmaktadır (Arseven, 1983: 980).

“Eski kitap ciltlerinin iç veya üst kısımlarında bulunan deri oyma süslemelere “filigre” denilmektedir” (Mesara, 1998: 14).

“Bazı kaynaklarda kağıt oymacılığının Fransızca karşılığı “L’art de la Silhoutte” ve “Decoupage”, Farsça'da “Efşan”, İngilizce de “Paperfiligree, papercut” veya “Silhoutte cutting”, Almanca da “Silhouettenkunst, Scherenschnitt” olarak verilmektedir” (Özsayıner, 1995: 14).

(24)

2.2. Katı’ Sanatının Tarihçesi

Geleneksel kitap sanatlarımızdan katı’ sanatının gelişimi konusunda farklı görüşler öne sürülmektedir.

İlhan Ovalıoğlu (2007) “araştırmacılar, kağıt ve deri oymacılığının iki bin yıl kadar önce halk sanatı olarak Çin’de doğduğunu ileri sürmektedirler. Eldeki örneklerden yola çıkarak, bu sanatların İslam dünyasında Orta Asya kanalından geçerek ortaya çıktığı söylenebilmektedir”(s. 9) ifadesini kullanmaktadır.

Kemal Çığ ise (1971) “Dr. W. Eberhard “Çin ressamlığındaki Batı ve bilhassa Türkistan tesirinin ne kadar büyük olduğunu, Türkistanlı ressamlar Tanrı tasvirini gayet iyi bildikleri için Çin Budist mabetlerinin tezyinatını yapmak üzere Çin'e celb edildiklerini, vakıa Çinlilerin bu ressamlara sanatkâr nazariyle bakmamakla beraber onların maharet ve tekniklerine hayran kalarak bu sanatı onlardan öğrendiklerini, fakat orta çağların Çin ressamları Orta Asya'dan pek fazla şey öğrendikleri için bilâhare “Çin” adı verilen sanat tipinin orada gelişmiş olması imkân dahilinde bulunduğunu” delillere dayanarak iddia ve ispat etmekte, orta zamanların tezyini sanat bakımından Türk sanatkârlarının, Çin sanatkârlarına önderlik ettiklerini açıklamaktadır” (s. 5-6) diyerek görüşlerini dile getirmektedir.

Gerçekten de Hun Türklerine ait olan 1.Tüekta ile 1, 2- 3. Pazırık kurganlarında bulunan deriden oyularak yapılmış eyer kaşı süsleri, deriden ve keçeden yapılmış aplike süsler, deriden kesilmiş hayvan figürleri; bu sanatın çok eski dönemlerden itibaren Türkler tarafından yapılmakta olduğunu, Çin’le yakın bulunmaları dolayısıyla da bu iki kültürün birbirinden etkilendiklerini düşündürmektedir (Fotoğraf 1-9).

Fotoğraf 1 Ağaç gövdesinden oyularak yapılmış lahit üzerine, aplike

(25)

Fotoğraf 2-3 Birinci Pazırık kurganında bulunan lahit üzerine deriden ajurlanarak

hazırlanmış üsluplaşmış horoz figürleri (Diyarbekirli, 1972: 21).

Fotoğraf 4 Pazırık’ta bulunmuş at eyerlerinin deriden ajurlanarak yapılmış ön

ve arka “eyer kaşı” süsleri. 1’den 5’e kadar olanlar birinci kurgana, 6 ve 7. İkinci kurgana, 8. ise üçüncü kurgana aittir (Diyarbekirli, 1972: 68).

(26)

Fotoğraf 5 Birinci Pazırık kurganında bulunmuş, eyer altı örtüsünde

keçeden yapılmış koyun başı aplikasyonu. (Diyarbekirli, 1972: 85).

Fotoğraf 6-7 Altaylarda, birinci Pazırık kurganından çıkarılan aslan başları. Solda,

çadır kapatan keçe örtünün üzerine yine keçe ile yapılmış aplikasyon. Sağda ise bir eyer örtüsü üzerine deriden aplik süsler (Diyarbekirli, 1972: 85).

(27)

Fotoğraf 8 İkinci Pazırık Kurganında, Deriden Kesilmiş Sığın (Geyik) Figürleri

(Diyarbekirli, 1972: 87).

Fotoğraf 9 Birinci Tüekta Kurganından Çıkartılan, Deriden Kesilerek

(28)

Kemal Çığ (1971) kitap ciltlerinin Uygur Türklerinin bulunduğu yerlerde “Orta çağların ilk zamanlarında kitap kabı sanatının Mısır’da ve Şarkî Türkistan (bilhassa Uygur Türklerinin işgal ettiği sahada) bilindiğini açıklanmıştır. Turfan şehri Arkeoloji heyeti başkanı Albert von Le Coq’un Karahoço’da yaptığı hafriyatta Manichean manüskrileri arasında iki cilt parçası bulunmuştur. Bunlar üzerinde arkeolojik delillere dayanarak yaptığı tetkiklerde, bulunan parçaların VI - IX. yüzyıllara ait olması lazım geldiğini, aynı zamanda bunların üzerindeki tezyinatın Mısır'ın Kıpti ciltleri üzerindeki tezyinatla çok sıkı bir akrabalığı olduğunu ortaya koymuştur. Berlin papirüs koleksiyonunda bulunan İslâmiyetten evvelki Mısır’ın Kıpti ciltlerini tetkik eden F. Sarre de aynı neticeye varmıştır. Bugüne kadar bunun aksini isbat eden bir neşriyat mevcut olmadığına göre, şark ciltleri için başlangıç, Mısır-Kıpti cildidir. Gerek Karahoço’da bulunan cilt parçaları ve gerekse Mısır Kıpti Ciltleri üzerinde bulunan tezyinat, bıçakla kesilmek suretiyle yapılmış geometrik şekillerden ibaret olup, arkasına yaldızlı deri konulmuş ve damga hakkedilerek oyulmuştur” (s. 6)

tespitinde bulunmuştur.

Filiz Çağman da (1976: 22),

“Günümüze gelen örneklerden ve yazılı kaynaklardan onbeşinci yüzyılın ikinci yarısında Herat’ta ortaya çıktığı anlaşılan bu sanat kolunun köklerini deri oymacılığında aramak gerekir. Deri oymacılığı özellikle İslam kitap kaplarında ondördüncü yüzyıldan itibaren uygulanmıştır. Bu sanat kolunun kökleri ise VI-X. Y.y. arası Kopt kitap kapları ile VIII-IX. Y.y. Uygur sanatına ait kitap kaplarına dayanır”

diyerek bu savı desteklemektedir.

“Katı’ sanatının temelleri kitap sanatlarına dayanmaktadır. Yazılı kaynaklardan ve günümüze gelebilen örneklerden anlaşılacağı üzere XV. Yüzyılın ikinci yarısında, şimdi Afganistan toprakları üzerinde bulunan Herat'ta geliştirildiği sanılmaktadır” (Çetintaş, 200l: 77).

“XIV. yüzyılda Anadolu Selçuklularının bir devamı olan beylikler zamanında yapılmış kitap kapları içinde nadiren de olsa rastladığımız oyma şemseler, bu gibi ciltlerde oymalı süsleme geleneğinin eskiliğini gösterir” (Ünver ve Mesara, 1980: 19).

2.2.1. Osmanlı Dönemi Katı’ Sanatının Gelişimi

“XV. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed'in saray nakışhanesinde, Baba nakkaşın nezareti altında yapılan köşeli ve şemseli ciltlerin kapak içlerinde, kusursuz güzellikte ve çok zengin rumi çiçekli kompozisyonlar içinde, bugün şaheser olarak niteleyebileceğimiz oymalara rastlıyoruz” (Ünver ve Mesara, 1980: 19). Aynı yüzyıl içinde Edirne sarayında da katı’ çalışmaları yapıldığı sanılmakta ise de yine örnek olmaması nedeniyle bilgi edinilememiştir.

(29)

Kanuni döneminin ihtişamlı sanat ortamından sonra katı’ sanatı XVII. Yüzyılda da gelişimine devam etmiş ve sanatçıların sayıları artmıştır. Evliya Çelebi XVII. yy. ortalarında katı’ ustalarının bir esnaf grubu oluşturacak sayıda olduğunu bildirmektedir. Esnaf-ı Oymacıyan adı verilen bu grubun 9 dükkan ve 20 sanatçı ile sınırlandığı söylenmektedir (Mesara, 1998: 19).

Osmanlılar döneminde padişahların sanata sahip çıkmaları ve en büyük işveren olarak her türlü sanatkârı desteklemeleri sonucu saray içi ve saray dışı birçok atölyeler kurulmuş ve sanatçı sayısı artmıştır. Ayrıca padişahların birçoğunun Mevlevi tarikatına sıcak yaklaşımları, Osmanlı idaresi altında bulunan birçok yerde Mevlevihane ve dergâhların artmasına neden olmuştur.

Şebabettin Uzluk (1945) Mevlana'nın Ressamları adlı eserinde “mevlevihane, maddi ve manevi mensuplarıyla İslâm ve Türk medeniyetlerine büyük muavenette bulunuyordu. Sanat ve ilim erbabı rahiplerin Hıristiyan medeniyetine olan iyiliği gibi, Mevlevi ilim ve sanat adamları da Müslüman Türklüğün yolunda faaliyet yapıyorlardı” (s. 3) demektedir.

“Gerçekten XVIII. değin bu aristokrat dergahlarda yüzlerce nakkaş, kattaan, hattat, oymacı, lake ustası, mücellit, şair ve musikişinas sanatçılar yetişmiştir” (Çetintaş, 2001: 77).

XVII. yüzyılda gelen batılı seyyahlar kanalıyla katı’ tekniğinin Avrupa'ya geçtiği ve uygulandığı görülmektedir (Özsayıner, 1995: 16).

Osmanlı Devleti’nin Karlofça ve Pasarofça Antlaşmaları sonucu Avrupa’da toprak kaybı ile başlayan Batının gerisinde kalış nedenlerini sorguladıkları dönemde alınan Askeri sosyal ve ekonomik tedbirler ve kültürel ilişkiler dolayısı ile başlayan Batılılaşma hareketlerine sanatta batılılaşma da eklenmiştir. Dolayısı ile Geleneksel Kitap sanatlarında da klasik motif ve bezeme öğeleri yavaş yavaş yerini batı da kullanılan motif ve süslere bırakmıştır. “Türk kitap sanatlarının ihtişamlı dönemleri XVIII. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerilemeye yüz tutmuş, kağıt ve deri oymacılığı da bu olumsuz gelişmelerin dışında kalamamıştır. Gerileme döneminin tamamlanmasından sonra, XIX. yüzyılda bu sahada hiçbir ciddi eserin ortaya konulamaması bu sanat dalının sonunu hazırlamıştır” (Mesara, 1998: 17).

Zaman içinde çeşitli nedenlerle kaybolmaya yüz tutan katı’ sanatı; daha sonra başta Hattat Necmeddin Okyay, Sami Okyay ve Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in gayretleriyle yeniden canlandırılmaya çalışılmıştır.

(30)

Günümüzde ise Güzel Sanatlar Fakültelerinde açılan bölümlerin bazı ders programlarında seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyesi Zerefşan Nakışhanesi, İstanbul’da T.B.M.M. Milli Saraylar Nakışhanesi, Cerrahpaşa Nakışhanesi ve özel kurslarla toplumun ilgisini yeniden çekmek için çaba harcanmaktadır.

2.3. Katı’ Sanatçıları

“Araştırmalar, kağıt oyma sanatının Osmanlılarda, XVI. yüzyılın başlarından itibaren görüldüğünü göstermektedir. Efşancı Mehmet, Ali Çelebi, Abdülkerim Çelebi, Mehmed Bin Gazanfer, Mevlana Kasım Arnavut bu dönemin en önemli katı’ ustalarıdır” (Özsayıner, 1995: 16).

XVI. yüzyılda, rağbet gören kâğıt oymacılığı, XVII. ve XVIII. yüzyıllardaki sanat anlayışına göre, ilerlemeye devam etmiştir. XVII. yüzyıl başlarında, bu sanat dalında Bursalı Mevlevi Fahri Dede, Nakşî, Halazade Mehmet, Mahmud el Gaznevi, Derviş Hasan Eyyubi gibi değerli sanatçıların eserler verdiklerini görmekteyiz (Mesara, 1998: 16-17).

Evliya Çelebi, XVII. yüzyılın ortalarında katı’ ustalarının bir esnaf grubu teşkil edecek sayıda olduğunu bildirmektedir.

“XVIII. Yüzyılda Cambazzâde Osman isimli oyma sanatçısının varlığı bilinmektedir. XVIII. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren katı’ sanatının gerilemeye başladığı gözlenir” (Özsayıner, 1995: 16).

“XIX. yüzyılda, Mehmet Rıfat, Abdullah Zühdi, Vahdeti, XX. yüzyılda Osman Rıfkı isimli katı’ sanatçılarının varlığı tespit edilmektedir” (Özsayıner, 1995: 16).

2.3.1. Mehmed Bin Gazanfer (16. Yüzyıl)

Türk katı ustalarının en eskilerinden olup mevlevi dergahına mensuptur. 1507 tarihinde tamamlanan Müntehabat Mecmuası 19 sayfalık bir eserdir. Ta’lik yazıları pozitif oyma ile düzenlenmiş olup her sayfada 6-7 satır bulunmaktadır. Bu eserde birçok zengin manzaraların yer aldığı belirtilmektedir (Uzluk, 1945: 45).

(31)

Bu mecmua Halil Edhem Arda koleksiyonundan T.S.M. ’ne geçmiştir. Eserin son sayfasının sol alt köşesinde ufak bir çerçeve içerisinde sanatçının imzası görülmektedir (Katta’a el-fakir el-hakir Mehmed bin Gazanfer Sedterallahü uyubeha Sene 923) (Çığ, 1957: 161).

Yine aynı sanatçıya ait T.S.M. H. 845’te kayıtlı “Guy ve Çevgan” adlı kitapta oyma kıtaların yanı sıra dişi oyma kalıplarla yapılmış bezemelerini de görmekteyiz (Mesara, 1998: 22). Kemal Çığ’ın nakline göre çok mükemmel eserlerden biri de tarihi düşmüş erkek oyma Reyhanî Celisi olarak yazılmış, erkek oyma olan İhlas suresidir. T.S.M. E.H. 2832 numaralı albüm içerisinde bulunan, bu tek oyma kıtasında noktalar ve yazılardaki iç boşluklar altın yaldızlı kağıt oymalarla bezelidir (Çığ, 1957: 161).

Fotoğraf 10 Arifi’nin eseri olan Gûy ve Çevgan’dan

Mehmed Bin Gazanfer’e ait ta’lik oyma kıta (Sözen, 1992: 202).

Katı’ çalışmaları yapan sayın hocam Yrd. Doç. Yılmaz Özcan’dan edinilen bilgilere göre katı’ ustaları eserlerinin kimi yerlerinde altın yaldız ve boyalarla kontürler çekebilir, ufak desenler yapabilir, böylece eserlerinde hem tezhip hem de katı’yı

(32)

birleştirerek yeni bir yorum getirmiş olabilirler. Nitekim bu çeşit bir çalışmayı Mehmed Bin Gazanfer'den başka Nakşi’de de görmek mümkündür.

Bu sanatkârın Üniversite Kütüphanesi TY 9350 No. da ta’lik kıtaları ile aynı kütüphanede T. 9352 Numarada oyma olmayan karalamaları bulunmaktadır (Mesara, 1998: 22).

2.3.2. Ali Çelebi (Budin Tımarı Defterdarı 16. Yüzyıl)

“Adı bazı kaynaklarda Abdülhayf Ali olarak geçmektedir” (Atıl, 1987: 60). “Ali Çelebi, hem hattat hem de katı’ sanatçısıdır” (Mesara, 1998: 22). 1546-1549 yılları arasında Budin’de defterdarlık etmiştir. Eserlerinden biri T.S.M. H. 92 numarada kayıtlı “Ed’iyye-i Usbuiyye” adlı dua mecmuasıdır. 7 sayfadan oluşan mecmuanın her sayfasında 7 satır erkek oyma vardır. Son sayfasında bir imza (Ali Defterdar-ı Timarhai Budin sene 951) olarak geçer. Genelde ta’lik biçiminde oyulan yazılara karşılık Ali Çelebi bu eserlerde nesih yazı olmayı tercih etmiştir (Çığ, 1957: 161).

Ali Çelebi’nin T.S.M. E.H. 2851 numarada kayıtlı bulunan diğer bir eseri Hadisi Erbain (Kırk Hadis)’tir. Kanuni’nin şehzadesi Mehmed için erkek oyma ta’lik yazılarla hazırlanan bu eser 1540 tarihlidir (Mesara, 1998: 22).

Fotoğraf 11 Ali Çelebi (Abdülhayf Ali)’nin eseri olan Hadisi

(33)

Fotoğraf 12 Ali Çelebi (Abdülhayf Ali)’nin eseri olan Hadisi

Erbain’den Kapak Sayfası (T.S.M. E.H. 2851) (Atıl, 1987: 59).

Yine Kanuni’ye sunulan T.S.M. R. 1963 numarada kayıtlı H. 944/M. 1537-38 tarihli bir şiir mecmuasının içinde nestalik tarzında yapılmış çok müstesna katı’ yazılar vardır (Mesara, 1998: 22).

Ali Çelebi’nin oğlu olan ve Sa’i mahlasıyla şiirler yazan Abdülkerim Çelebi’nin de nesih ve nestalik tarzında önemli oymaları bulunduğu belirtilmektedir (Mesara, 1998: 22).

2.3.3. Efşancı Mehmed (16. Yüzyıl)

Aşık Çelebi, yaşadığı dönemin şairleriyle, sanatçılarının hayatlarını, eserlerini ve sosyal yaşantılarını anlattığı “Meşairu’ş–şuara” adlı eserinde, Fatih Sultan Mehmed devrinin sonlarında ismi duyulmaya başlanan ve İbrahim Paşa’nın vezir-i azamlığı

(34)

sırasında üne kavuşmuş olan Efşancı Mehmed’in bu dönemin en büyük üstadı olduğundan bahseder.

(www.klasikturksanatlarivakfi.com/indexalt.php?sayfa=sanat&sanatid=5)

Divan-ı Hümâyûnda çalışan ve 1534’de ölen Efşancı Mehmed’e ait olabileceği belirtilen bir eser bugün İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi F. 1426 numarada kayıtlıdır. Şah Mahmut Nişapuri albümü içinde bir bahçe tasvirinden oluşan eser Cennet Bahçesini betimlemektedir. 48 sayfalık albüm üstün bir yetenek ürünüdür. Siyah zemin üzerine renk renk çiçek ve ağaçlardan oluşmuş bir kompozisyondur. Kullanılan renklerin doğal boyalardan elde edilmiş olması ya da hamuru boyalı kağıtların kullanılmış olduğu düşünülmektedir. Lale, gül, nergis ve diğer bahçe çiçeklerinin yanı sıra zarif serviler ve ince fidanlarla tomurcuklar tek tek oyularak yapıştırılmıştır.

Fotoğraf 13 Şah Mahmud Nişapuri Albümü. Kabartma tarzında yapılmış oyma

(35)

2.3.4. Bursalı Fahri (16. Yüzyıl)

Mevlevi dedesi olan sanatçı İran’a ait talik yazı üslubunun en güzel uygulayıcılarındandır. Kağıt oyma sanatının en büyük ustası olarak kabul edilmektedir.

İmzalarında (Fahri El Bursavi) ibaresi bulunduğu için Bursalı olduğunu anlıyoruz. Birçok eserde adı geçmesine rağmen ne yazık ki doğum tarihi, bu sanatı kimden öğrendiği, ne kadar eser verdiği bilinmemektedir. Ölüm tarihi konusunda da ihtilaf bulunmaktadır. Grohmann H. 980, İsmail Beliğ H. 1020, Jacob da H. 1027-1028 / M. 1618 tarihlerini göstermektedir (Çığ, 1957: 162).

Fahri imzalı ta’lik oyma kıtanın yer aldığı Mevlana Müzesi 102 envanter numaralı “Mecmuatü’l eş’ar ve Resâil” adlı mecmuanın 254. sayfadaki ketebe kaydında bulunan tahrir tarihinin 1099 H./M. 1687 olması ise ilgi çekicidir.

Gelibolulu Mustafa Ali (1982: 112) Menakıb-ı Hünerveran adlı eserinde Fahri’yi katı’ sanatında benzersiz bir usta olarak tanımlamaktadır. Yeni mecmuada Bursalı Mehmed Tahir Fahri'nin Herat’lı Abdullah Kaatı’dan da üstün olduğunu iddia etmektedir. İslam Ansiklopedisi’nde Jakob, Fahri'yi Türkiye'de bu sanatın en ünlü temsilcisi olarak göstermektedir (Çığ, 1957: 162). A. Canip Yöntem Bursalı Fahri için “Fahri'nin sanatı öyle bir bediadır ki onun eserlerini seyir ve tetkik edenler yalnız bir tabir bulabilirler: Harika! Bugün eski sanatın birçok kısımları taklit edilebiliyor, fakat Fahri oyması asla!” (Rado, Tarihsiz: 93) demektedir.

Bursalı Fahri'nin T.S.M. H.2177 numaralı albümde ustalıkla oyulmuş eserleri bulunmaktadır. Aynı albümde yer alan bir eseri 980 H./M. 1572-73 tarihli ta’lik bir yazı örneğidir. Eserlerin özellikle imza kısmında bulunan çiçek bezemeleri çok ince bir işçilikle oyulmuştur (Çağman, 2000: 403).

Bursalı Fahri yazı oymakla kalmamış çok katlı kabartma haline getirilmiş oymalarla bahçe düzenlemeleri, doğa tasvirleri de yapmıştır. Viyana Sanat kütüphanesi’nde cod. Mixt.l33 numarada kayıtlı, Sultan II. Murat’a takdim edilmiş 1572 tarihli bir albüm bulunmaktadır. Eser gerçek bir manzara izlenimi uyandırmaktadır.

(36)

Fotoğraf 14 Fahri’nin 980 H./1572-73 Tarihli Sol Altta “Fahri el Bursevi”

İmzası Bulunan Ta’lik Oyması (T.S.M. H. 2177) (Sözen, 1992: 204).

Sultan I. Ahmet'e takdim edilmiş baştanbaşa oyma Gülistan adlı kitap Sultan tarafından anlaşılıp takdir edilememiş daha sonra aynı eser IV. Murat'a sunulmuştur. İsmail Beliğ “Güldeste-i Riyaz-i İrfan” adlı kitabında, sultanın eseri çok beğendiğinden, ancak böyle bir sanat harikasının altına imza atılmasını uygun bulmayarak kitabı denize attırmıştır demektedir (Çığ (1957: 162). Bu eserin izine rastlanamamıştır.

Fahri’nin T.S.M.’ de çeşitli murakkalar içinde değişik ölçülerde erkek ve dişi olmak üzere 17 adet kıtası bulunmaktadır. Kemal Çığ (1957: 163) Ankara Türk Ocağı Teşhir Salonunda 852 ve 853 numarada kayıtlı dişi ve erkek iki kıtadan söz etmektedir. Ne var ki yaptığımız araştırmalar sonucu şimdi Resim Heykel Müzesi olan Türk Ocağı Binası müze envanterinde bu eserler maalesef bulunamamıştır. Türk Ocağının Milli Eğitim Bakanlığına daha sonra da Kültür Bakanlığına devri esnasında bazı eserlerin başka müzelere aktarılmış olabileceği ilgililerce beyan edilmiş ise de bu nakil sırasında katı’ eserlerin verilip verilmediğine dair bir kayıt yoktur. Bu konuda olumlu bir sonuç elde edilememiştir.

(37)

Bursalı Mehmed Tahir Bey, Keçecizâde Reşat Bey’de Fahri oyması bir keşkül, Prens Sait Halim Paşa’da da bir enfiye kutusu, Bursalı Hezar-ı Fen Değirmencizâde Hacı İbrahim Efendi’de bir “Nasihat-ül Hükema”, Nafıa Nazırı Prens Abbas Halim Paşa’da bir kıt’a gördüğünü söylüyor ve büyük Aksaray yangınında Fahri oyması büyük ve muteber bir eserin yandığını duyduğundan esefle bahsediyor (Çığ, 1957: 163).

Günümüzde sözü edilen keşkül ve enfiye kutusunun izine ne yazık ki rastlanamamıştır.

Bursalı Fahri'ye ait özgün çalışmalardan biri de T.S.M. Revan 341 no.da kayıtlı bir hadis tercümesinin kabı içerisinde stilize çiçek formlarından oluşmuş bir grup çiçek motifinden kabaca kesilmiş çiçekli derlemeler bulunmaktadır. 9 adet olan bu eserler özenle saklanmaktadır. Yine T.S.M. H. 2146’da bulunan albümün baş kısmında gül, zerrin, küpe gibi çiçek oymaları sayfaya serbest bir düzenle yerleştirilmiştir. Fahri imzası gül yaprağının ortasındadır.

2.3.5. Nakşi (17. Yüzyıl)

Osmanlı dönemi katı’ sanatının ünlü isimlerindendir. Edirneli olan Nakşi’nin T.S.M. H.2142, y.7b’ de bulunan oymasından adının Mehmed olduğunu öğreniyoruz (Çağman, 2000: 403).

Eserlerinde ayrı bir özellik görülmektedir. “Erkek oyma yazılarının fon tezhiplerini de yine erkek ince oymalarla süslemesi daha önce denenmemiş bir tekniktir” (Çığ, 1957: 163). Bu son derece hassas ve dikkat isteyen sanatı uygulayan Nakşi çok yetenekli bir sanatçıdır.

Kemal Çığ (1957: 163), Fahri ile çağdaş olduğu sanılan sanatçının, 12 adet oyma kıtasını bulduğunu ifade etmektedir. Ancak Rogers (1995), Nasır D. Halili Koleksiyonu No. CAL 30’da kayıtlı bulunan bir ta’lik oyma beyitin altında “Fakir Nakşî el Müznib” imzası ile H. 1133/M. 1720-21 tarihinin bulunduğunu söylemektedir. Bu tarihe göre de sanatkâr Nakşî, Bursalı Fahri’den sonraki yıllarda yaşamış ve eser vermiştir (Mesara, 1998: 26).

(38)

Fotoğraf 15 Nakşi’ye Ait 1133 H./M. 1720-21 Tarihli Sağ Alt Köşede

“Fakir Nakşî el Müznib” İmzası Bulunan Ta’lik Oyma Beyiti (Nasır D. Halili Koleksiyonu CAL 30) (Rogers, 1995: 265).

Son derece ince oyma yazılarına rastlanan sanatçının, Sanatçının beceri ve beğenisini yansıtan ta’lik hattan oyulmuş bir yazısı saray kitaplığındadır (H. 2294/5). Her satırın zemini, imza ve üçgen biçimi koltukları kıvrımdal ve çiçeklerle çok ince bir işçilikle bezenmiştir (Çağman, 2000: 403).

T.S.M. H. 2142, H. 2294 ve E.H. 2740 numarada kayıtlı albümler içerisinde 3 adet erkek oyma kıtası bulunmaktadır.

Özel koleksiyon sahiplerinden Ekrem Hakkı Ayverdi’de biri negatif ikisi pozitif üç kıtası, Halil Edhem Arda’da dişi ve erkek oyma karışık bir kıtası, Hasan Fehmi Enata’da biri dişi diğeri erkek iki kıtası, Nurettin Rüştü Bingül’de bir adet kıtası bulunduğu Kemal Çığ tarafından nakledilmektedir (1957: 163). Yine aynı makalede Türk Ocağı teşhirinde 850 ve 854 numarada kayıtlı dişi ve erkek karışık iki kıtası bulunduğundan söz ediliyorsa da Fahri’ninkilerle birlikte bu iki esere de rastlamak henüz mümkün olmamıştır.

“Bir oymasında “Nikilehu Mir Ali” dediğine göre, İranlı hattat Mir Ali’nin bir yazısını oymuştur. Diğer oymaları da –ki ekserisi erkektir- İrankâri üsluptadır. Dişi oymaları da görülmüştür. Ayrıca, gayet ince ve çok sanatkârane çiçek ve yapraklar da

(39)

oymuştur” (Mesara, 1998: 26).

2.3.6. Mahmud El Gaznevi (17. Yüzyıl)

Katı’ ustalığı yanında hattat ve nakkaş, müzehhip, ve hakkâk olan yani "hezarfen" tanımlamasıyla anılan komple bir sanatçıdır. Hayatı hakkında bir bilgimiz bulunmamaktadır. Sadece bir eseri bilinmektedir. Bu eser “Tuhfe-i Gaznevi” adlı 60 yaprak (120 sayfalık) tamamen kendisi tarafından Sultan IV. Mehmet için hazırlanan albümdür. Mükemmel örnekler içeren bu eser halen İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T.Y. 5461 numarada kayıtlıdır. 1685 tarihli ve 29.5x19.1 cm. ebadındadır.

Albüm içinde sultan için yazılan şiirler, yine kendisinin boyayıp aherlediği, mührelediği kağıtlara, sülüs, nesih ve ta’lik nevi yazılarda muhtelif kompozisyonlar deneyerek yazmıştır. Kullandığı renkler çok ahenklidir. Kağıt oymacılığı ve mücellitlikte çok başarılıdır. 120 Sayfalık eserin bütünüyle bir elden çıkmış olması, sayfaların birbirine benzemeyen bir şekilde hazırlanması, bu albümü ve sahibini diğerlerinden ayıran en önemli özelliğidir (Derman, 1974: 17-18).

Sanatçı bu albümde bazı sayfalarda tek katlı oyma çiçekler bazılarında ise buket şeklinde düzenlenmiş çok katlı katı’lara yer vermiştir. Çiçek motifleri zaman zaman da beyitlerin arasına serpiştirilmiş görünümü vermektedir. Lale, gül, zerrin, süsen, sümbül, anemon ve karanfil gibi lale devrinin çiçek zevkini yansıtan buketler ve vazolara yerleştirilmiş olarak düzenlenmiştir. Bazı çiçeklerin göbekleri değerli taşlarla süslenmiştir. Yaptığımız araştırmalarda bu eserden başka değerli taş kullanılan katı’ çalışması yoktur. Albümün içinde hurma ağacı ve diğer bazı meyvelerde oyma olarak özgün biçimde çalışılmıştır.

Mecmuanın “şemse” cildinin iç tarafına ta'lîk hattıyla san'atkâr tarafından çepeçevre yazılan ve: Zer ü zîverle zeyn olmuş bu bir cild-i musanna'dır.

Bunun mislinde cild olmaz, aceb pür nakş ü zîbâdır. Nümâyân oldu tarhında bu cildin san'at-ı Manî Hakîkatle bakılsa, belki andan dâhi â'lâdır. Ki zîra bunda Fahrî, san'atından dâhi fâhirter Oyulmuş hürde rûmîler ve güller, böyle bercâdır

beyitleriyle başlayan uzunca manzume …diğer bazı manzumelerinde … yaptığı oymalarla Gazneli Mahmud, XVI. yüzyılın meşhur kaatı’ı Bursalı Fahri’ye karşı iftihar etmektedir ki, doğrusu bunda haklıdır. Fakat her nedense Türk Kaatı’ları arasında ismi duyulmamıştır (Derman, 1974: 19-20).

(40)

Fotoğraf 16 Gazneli Mahmud’un Kağıt Fotoğraf 17 Gazneli Mahmud Albümü

Oymacılığındaki Başarısına Bir Örnek İçerisinde Yer Alan Göbekleri Kıymetli (İst.Üni.Küt. T.5461)(Derman, 1974: 18). Taşlarla Süslenmiş Oyma Çiçek Demeti

(İst.Üni.Küt. T.5461) (Derman, 1974: 20).

2.3.7. Halazâde Mehmed (18. Yüzyıl)

Edirne’li olan sanatçı aynı zamanda şair ve hattatdır. Eserlerinin üzerinde bulunan tarih ve imzasından, Edirne’li olduğunu ve Sultan III. Ahmed devrinde yaşadığı anlaşılmaktadır. Eserlerinden biri olan H. 1117/M. 1705 tarihli erkek oyma kıtası Keçecizâde Salih Fuat koleksiyonundadır. Diğer iki eseri T.S.M. H.2288 numarada kayıtlı olan 12x21 cm. ölçülerinde bir satırı sülüs iki satırı nesih olmak üzere açık kahverengi kağıt üzerine yapılmış erkek oyma kıtadır. Yazıların etrafına 7 adet erkek oyma çiçek buketi süsleri yerleştirilmiştir. Diğer bir eser T.S.M. E.H. 2850 numarada kayıtlı 4 sayfalık bir doğum tarihi manzumesidir (Manzume-i Velediye). Vezir Hüseyin Paşa’nın yeni doğan oğlu Hasan için yazılan bu eserin ölçüsü 16.5x25 cm.dir (Çığ, 1957: 163).

(41)

2.3.8. Cambazzâde Osman (18. Yüzyıl)

Yaşamı hakkında bir kayda rastlanmayan sanatçının, bilinen tek eserinin alt tarafında mühür şeklinde (Cambazzâde Osman H. 1136/M. 1723) imzası ve tarihi bulunmaktadır. T.S.M. H. 1924 numarada kayıtlı 14x19 cm. ölçülerinde, üzeri zeytuni deri kaplı mukavva bir kutu içindeki orman manzarasıdır (Çığ, 1957: 164).

Katı’ tekniğinin adeta konuşturulduğu bu eserde ağaç, çiçek ve hareket halindeki hayvanlardan oluşan bir kompozisyon sergilenmektedir. Son derecede hassas ve özenli çalışma çok başarılıdır. Gayet küçük ve ince parçalardan oluşması, tekniğin zorluğuna karşılık sanatçının yeteneğini ispatlamaktadır.

2.3.9. Derviş Hasan Eyyubi (18. Yüzyıl)

Sanatçının hayatı hakkında hiçbir kayıt bulunmamaktadır. Sadece, bilinen tek eseri olan yazı çekmecesinde görülen Eyyubi kelimesinden Eyüplü olduğunu çıkarabiliyoruz.

“Şehabettin Uzluk’tan alınan “Derviş Hasan Eyyubi’nin, Yusuf Dede Mecmuasındaki kayda göre; Beşiktaş Mevlevihane’si dervişlerinden olduğu ifade edilmektedir” şeklindeki beyanatı, Derviş Hasan Eyyubi hakkında ilk yazılı kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır” (Çetintaş, 2001: 77).

Mevlevilik felsefesinin sanata açık, “her kim olursan ol gel” diyen hümanist yaklaşımı ve tasavvuf felsefesinin özündeki tanrıya ulaşma isteği bu tarikat mensuplarının sanat dallarında etkin rol oynamalarını sağlamıştır. Bu sanatçılar eserlerinde tanrıdan bir parça görme arzusu ve tanrıya ulaşma isteği ile çalışmışlar ve mükemmel eserler yaratmışlardır.

Derviş Hasan Eyyubi gibi pek çok katı’ ustası mevlevi dergâhlarında yetişmiştir. Aydın ve elit bir grubun sürekli düşünen, tartışan ve Allah yoluna hizmet eden üyelerinin oluşturduğu mevlevi dergâhları birçok sanatın yanı sıra katı’ dalına da değerli ustalar kazandırmıştır.

Günümüze gelebilen tek eseri T.S.M. C.Y. 463 numarada kayıtlı 13x18.5x37 cm. ölçülerindeki yazı çekmecesidir. Katı’ sanatı uygulamaları ile bezenmiş çekmecenin

(42)

iç kapağında sanatçının imzası bulunmaktadır. İç ve dış kapak manzaraları katı’ ile yapılmış ve cam altında korumaya alınmıştır. Çekmecenin ayakları fildişi içi ise deri kaplıdır. Yazı hokkaları ve rıhdan gümüştendir. Dış kapağı İstanbul olması muhtemel bir manzaradır.1718 yılına tarihlenen çekmecenin üzerinde yazılı bir tarih kaydına rastlanmaz. Çekmece için Şehabettin Uzluk (1945: 44-45) ve Kemal Çığ (1957: 164), XVIII. yüzyıl derken, Günsel Renda (1977: 179), Halil Edhem’in kaynak göstermeden 1718 tarihini verdiğini belirtmektedir.

Renda (1977: 178) bu çekmece için, sanatçı tekniği bütün güçlüklerine karşın geleneksel minyatür sanatının ayrıntıcı yaklaşımını korumuş öte yandan küçümsenmeyecek bir perspektif denemesine girişmiştir demektedir.

Kapakta küçük boyutlarda kuşlar, tazılar, at üstünde süvari, değişik ağaç ve çiçekler ile mimari yapılar yer almaktadır. Denizde seyreden yelkenliler ve kayıklar, gökyüzünde uçuşan kuşlar büyük bir özenle ve sabırla tek tek işlenmişlerdir. Katı’ tekniğinin çok başarılı örneklerinden olan bu çekmecenin yan yüzleri III. Ahmet dönemi süslemelerinde çok kullanılan vazo ve saksı motifleri ile bezelidir. Renkler ve tonlamalar çok ustaca kullanılmıştır.

2.3.10. Diğer Katı’ Sanatçıları

Nurettin Rüştü Bingül (Tarihsiz: 154) katı’ bahsinde “Resmi, Cevri, Fikri, Reşid, Vahyi ve Süleyman'ın eserleri üzerinde imzaları görülmüştür” demektedir.

Kemal Çığ (1957: 164), Şehrî İbrahim, Süleyman, Galatalı Ali, Mücellit Mehmet Rifat, Vahdetî, Bursalı Mehmed gibi sanatçıları tespit ettiğini ancak eserlerini tatmin edici bulmadığı için bahsetmeye gerekli görmediğini belirtmektedir.

Özsayıner (1995: 16), Osman Rıfkı ve Abdullah Zühdi adlı sanatçılar ve eserlerinin varlığından bahsetmektedir.

Mesara’da (1998: 28) diğer katı’ ustaları arasında Tersane Emini Hüseyin ismini vermektedir.

“Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi ve İstanbul Belediyesi Şehir Müzesi Koleksiyonlarında katı’ tekniğinin ustaca uygulandığı hat levhaları bulunmaktadır. Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi'nde Vahdeti, Osman Rıfkı ve Abdullah Zühdi’nin katı’

(43)

hatları sergilenmektedir” (Özsayıner, 1995: l6).

Katıa türündeki bazı değişik tasvirler de XIX. yüzyılın sonlarında İzmir’de yaşamış olan Osmanlı Musevi sanatkârları tarafından klasik katı' tekniği ile yapılmış kâğıt oymalardır. Bu eserler o dönem Türk katı' sanatının bir kolu olarak bu konunun ilginç örneklerini teşkil etmektedir. 1890’lı yıllarda Yoseph Abulafia ve Yoseph Halevi b. Yizhak adlı kişiler bu sanat dalının Osmanlı musevi cemaatindeki önde gelen temsilcileri olmuşlar ve Musevi dinine ve geleneklerine uygun olarak hazırlanan evlilik kontratları ile sinagogları süslemek için kullanılan 'Şivvit' levhalarını tamamen katı’a şeklinde yapmışlardır. Dînî ve folklorik anlamlı bu çok çeşitli kâğıt oymaların çoğunda Türk sanatının etkisi bariz şekilde görülmektedir. Bilhassa desenlerde başta çiçek ve nebatlar olmak üzere Türk süslemesinde sık kullanılan pek çok motif ağırlık taşımaktadır (Mesara, 1998: 38).

2.3.10.1. Vahdetî Efendi (19. Yüzyıl)

İbnülemin Mahmud Kemal İnal’ın (1955: 434, 439) “Son Hattatlar” adlı eserinden Vahdetî Efendi’nin, 1833-1871 yıllan arasında yaşamış olan bir hattat olduğunu, katı’ sanatında da eserler verdiğini öğreniyoruz.

Katılık sanatında da mehareti kâmile sahibi olduğu -derc edilen, levhai garrasından anlaşılır ki beyaz kâğıdı kesüb kırmızı zemin üstüne yapıştırmak suretiyle vücude getirmiştir. Yine o tarzda yapdığı ve torunu merhum Süud Beyin kırk yıl evvel bana ibda eylediği dilrüba çiçek, katı’lıkdaki kudretinin pek zarif ve lâtif şahidlerindendir (İnal, 1955: 440).

Vahdetî’nin H.1284/M. 1867 tarihli “Allah birdir” yazılı oyma levhası Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’ndedir. 59.5 x 55.5 cm. ebadındaki celi sülüs yazının etrafında rokoko süslemeler bulunmaktadır. Yazı erkek oyma hazırlanmış ve kahverengi zemin üzerine yapıştırılmıştır (Özsayıner, 1995: 16, 17).

2.3.10.2. Süleyman (19. Yüzyıl)

XIX. yüzyılda yaşamıştır. Farklı olarak celi yazılar oymuştur.

Katıacıların celi denilen büyük yazıları üstünde çalışanları da vardır. Süleyman isminde iki asır kadar önce yaşadığı tahmin edilen bir üstadın, “Esedullah El-Galip Ali İbni Ebi Talip kerremallahü veche ve radiyallâhü taalâ ahn" yazılı, tamamen arslan şeklinde oyma bir levhası vardır ki bunun da emsalini görmediğim için muhafaza etmekteyim. (Bingül, 1939: 155)

“Amel-i Süleyman” imzalı H. 1282/M. 1865-66 tarihli armut şeklinde “Aman Mürüvvet” ibareli dişi oyması Nasr D. Halili Koleksiyonu, CAL 105 No.dadır (Rogers,

(44)

1955: 266-267). Bu oyma levhanın 52 x 44.5 cm. boyutlarında, aynı tarihli ve imzalı bir eşi de İstanbul Belediyesi Şehir Müzesi koleksiyonunda bulunmaktadır.

Fotoğraf 18 “Amel-i Süleyman” İmzalı “Aman Mürüvvet” İbareli Dişi

Oyma (Nasr D. Halili Koleksiyonu, CAL 105)(Rogers, 1955: 266-267).

Süleyman’a ait bir başka eser, celi sülüs hatla, “Allah’ın nimetlerine hamdolsun” yazılı ve “Mihr-i Süleyman” imzalı H. 1282/M. 1861 tarihli müstesna bir dişi oyma levhadır (Mesara, 1998: 28).

2.3.10.3. Osman Rıfkı (19. Yüzyıl)

(45)

ibareli sülus hat ile istiflenen eseri, 78 x 67.5 cm. ebadındadır. Yine sanatçıya ait olan, H. 1323/M. 1905 tarihli, “Allah-Muhammed” yazan sülüs hat eseri de 51.5 cm. çapındaki bir daire içine yerleştirilmiştir. İki eserde dişi oyma şeklinde hazırlanmıştır. Bu yazılı oyma levhalar Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’nde bulunmaktadır (Özsayıner, 1995: 16, 17).

El-Hac Osman Rıfkı’nın H. 1223 tarihli “ya hazreti pir ya seyyid Aziz Mahmud Hüdai” yazılı oymalı hattı katı’ sanatı eserlerinden güzel bir numune olarak hat salonuna ayrı bir değer katmaktadır (http://www.konya.bel.tr/koyunoglu/muze/3.htm).

2.3.10.4. Abdullah Zühdi

Osmanlıların son devrinde yetişen meşhur hattatlarından olan Abdullah Zühdi, Şam doğumlu olup, doğum tarihi bilinmemektedir. 1878 (H. 1296) tarihinde Mısır’da vefat etti (http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=1647).

Abdullah Zühdi tarafından XIX. Yüzyılda talik hat ile aynalı (müsenna) olarak istiflenen “Ya Hazret-i Mevlana” ibareli dişi oyma eser 39 x 29 cm. ebadındadır. (Özsayıner, 1995: l6-17)

2.3.10.5. Mücellit Mehmed Rıfat (19. Yüzyıl)

Mücellit Mehmed Rıfat’ın H. 1282/M. 1865 tarihli ve dantel gibi oyulmuş dişi oyma levhası, Antalya Müzesi 183 Envanter Numarada sergilenmektedir.

2.4. Katı’ Sanatında Kullanılan Araç ve Gereçler Araçlar

Kalemtraş: Eskiden oymacılıkta kullanılan alet.

Kretuar bıçağı: Günümüzde oymalarda kullanılan ucu sivri ve keskin kalem biçiminde

(46)

Makas: Küçük simetrik çalışmalarda kullanılan, düz veya eğri uçlu keskin alet

(Özsayıner, 1995: 14).

Mukavva: Oyma bıçağının zemini çizip, zarar vermemesi için desenin altına koyulan,

kullanım alanına göre değişen ağırlıkta kağıt hamurundan yapılan sert karton.

Nevregen: Daha çok mücellitlerin mukavva karton ve deri oymacılığında

yararlandıkları, ucuyla da katı’ yaptıkları eğri ve ağzı çok keskin olan bıçak (Mesara, 1998: 51).

Fotoğraf 19 Oymacılıkta Eskiden Kullanılan Keski Aleti “Nevregen”(Mesara, 1998: 51)

Sayacı Bıçağı: Deriyi kesmede ve oymada kullanılan bir bıçak.

Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver kendi çalışmalarında ince uçlu ufak kalemtraşlar, düz veya eğri uçlu ufak makaslar ve eğri uçlu ince tırnak makasları kullanıldığını nakletmiştir (Ünver ve Mesara, 1980: 29). Yine katı’ sanatına gönül vermiş son temsilcilerinden sayın Yrd. Doç. Yılmaz Özcan bu iş için bisturi ve makas kullandığını ifade etmektedir.

Bunların yanında cetvel, ataç, fırça, yapıştırıcı malzemeyi hazırlamada kullanılan cezve, ocak v.b. sayabiliriz.

Gereçler

(47)

olmakla birlikte deve ve sığır derileri de kullanılmıştır. Derinin kullanılabilmesi için önce bıçkıyla tıraş edilerek kâğıt gibi inceltilmesi, sonra ıstaka yardımı ile cam üzerine serilerek kurumaya bırakılması gerekmektedir.

Fotoğraf 20 Oyma İçin İnceltilmiş Deri.

Kağıt: Bitkisel maddelerin hamur haline getirildikten sonra, yufka gibi açılarak

kurutulmasıyla elde edilen ince yaprak (Özen, 1985: 31). Eskiden kağıtlar pürüzlü oldukları için önce ahar yapılır, sonrada mührelenerek kullanılırdı.

Diğer gereçleri desen, kopya kağıdı, kurşun kalem, silgi, bant, asetat, zımpara kağıdı, yapıştırıcı malzemesi hazırlamada kullanılan şap, mısır veya buğday nişastası, un, su v.b. olarak sayabiliriz.

(48)

2.5. Kağıt Oyma Teknikleri

Katı sanatı uygulamaları için öncelikle kağıdın hazırlanması gerekir. Kitap

sanatlarında kullanılan kağıtlar, beyaz rengin tercih edilmemesi ve pürüzlü olmaları sebebiyle önce doğal boyalarla renklendirilir, pürüzlerinin giderilmesi için ahar yapılır, daha sonra da mührelenerek parlak hale getirilir.

Ahar yapımında değişik malzemeler kullanılmaktadır. En yaygın şekli, nişasta ile suyun karıştırılıp kısık ateşte sulu veya yoğun olmayan bir kıvamda pişirilerek soğumaya bırakılmasıdır. Soğuyup bekletilen aharın üstünde oluşan tabaka alınır, bir fırça veya sünger ile kâğıda sürülür. Temiz bir zemin üzerine serilir veya bir ipe asılır. Kağıtlar kuruyup şekil almadan önce toplanır. Aharlanan kağıtlar, çatlamaması için fazla bekletilmeden mührelenir.

Mühre, aharlanan kağıtların üzerindeki pürüz giderilip parlaklaştırılana kadar bastırılarak gezdirilir. Mühre için kullanılan malzemelerin başında ilk olarak hattatların tercih ettikleri Yemen taşı gelir. Sonraları çakmak taşı da kullanılmıştır. Cam mühre kullanılmakla birlikte diğerleri gibi iyi bir sonuç vermemektedir. Mührelenen kağıtlar üzerine ağırlık konularak çok uzun süre bekletilir.

İlk önce hazırlanan desen parşömen kağıda çizilir, karbon kağıdı yardımıyla doğal olarak renklendirilmiş kağıda geçirilir. Sonra desen oyularak çıkarılır. Desende pürüz olup olmadığı kontrol edilir. Eğer varsa bu pürüzler kesilerek düzeltilir.

Büyük boyutta yazıları sivri uçlu ve ufak keskilerle oymak uygundur. Ufak yazı ve süslerde ise daha ufak keski veya makas kullanılabilir. Kâğıtlardan çıkarılacak oymaların erkek ve dişi birlikte hazırlanabilmeleri için, kâğıdın ortadan ikiye katlanarak oyulacak örneğin ufak makasla kesilmesi daha uygundur (Ünver ve Mesara, 1980: 30).

Kağıt oymaların yapıştırılması için kullanılan yapıştırıcıya muhallebi adı verilir. Bir miktar nişasta veya unla su karışımı iyice pişirilip ateşten indirilince içine çiriş katılarak karıştırılır ve tekrar hafif ateşe konur, sürekli karıştırılarak soğutulur, iki kat sıkı tülbentten geçirilerek kullanıma hazır hale gelir (Ünver ve Mesara, 1980: 31).

Günümüzde hazırlanması ve kullanılması daha kolay olan yöntemler tercih edilmektedir. En çok kullanılan yönteme göre, nişasta veya pirinç unu ile su bir cezvede yoğun olmayan bir kıvamda karıştırılarak pişirilir. Sonra soğumaya bırakılır. Muhallebi sertleşen üst tabaka alındıktan sonra geniş bir fırça yardımıyla zemine sürülür. “Deformasyona sebep olacağından nişasta kolası oymanın arkasına sürülmez. Yapıştırılacak zemine, serin, rüzgârsız ve güneşsiz bir ortamda ince bir tabaka halinde, nişasta kolası yayılır” (Özsayıner, 1995: l6). Oyularak hazırlanan desen düzgün bir şekilde zeminde daha önceden işaretlenen yerlerine yerleştirilir.

Şekil

Şekil  No   :  49
Tablo 1. Örneklem olarak alınan eserlerin Yapım Tarihlerinin Yüzyıllara Göre  Dağılımı
Tablo 2. Örneklem Olarak Alınan Eserlerin Kullanım Yerlerine Göre Dağılımı.
Tablo 3.  Örneklem Olarak Alınan Eserlerin Yapım Tekniklerine Göre Dağılımı.
+2

Referanslar

Benzer Belgeler

The regulation of local wisdom in Law 32 of 2009 contains two fundamental principles: the state must recognize indigenous peoples' existence and their local

Olma­ yacak şey istemem, onun için hayal kırıklığına uğramadım; o, insanı çok sarsar.. Emekli olduktan sonra kendimi bırakmayacağım

Gönül Ülkü-Gazanfer özcan Tiyatrosun­ daki rolleri, Adile Naşit'in çok güçlü bir kom­ pozisyon oyuncusu olduğunu kanıtlar.. Bir an­ lamda, bu toplulukta da ikinci

Küme- nin yo¤un merkezinde nötron y›ld›zlar› ve beyaz cüce içerenlerin d›fl›nda, normal y›ld›zlar›n olufltu8rdu¤u ikili sitemler de var.. Ancak bunlar›n

Çalışma grubunun tedavi öncesi ve sonrası P300 latans ve amplitüd değerleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmedi (p>0,05,

Meclis'in azasından Musa Kazım Efendi'nin her ne kadar müdafaa vekili ve savcının beyanatın da kemal erbabından ve ilmiye ricalinden olmaları mümtaz vasıfları

Meselâ şer’an içki memnû, te­ settür mecburîdir: Fakat bu memnu- iyetle bu mecburiyete her zaman her yerde ve ayni nispette riâyet edilmiş de­ ğildir; misal

Korelasyonu bir ortalama olarak yorumlamak için başka bir yol onu standartlaştırılmış değişkenlerin ortalama çapraz çarpımı olarak ifade etmektir.. (2.5)