-T T 'b 3 b T !3
Neysen iç in top lan tı ve konferans
r ‘f
Geçen akşam Eyüp’ te Neyzen'i anmak iç in b ir toplantı y a p ıld ı; Dr,Rahmi Düıaan ve Ceraaladdin Server konuştular.
îy^ip Kültü
Ey^üp Kültür Derneği tarafından geçen akşam (9/Şubat/l953
Pazartesi) saat 20.30 da,Eyrip vapur isk elesin in yanındaki Demek İdealinde Neyzen iç in b ir anma töreni t e r tip e d ilm iş tir.
Evvelâ Dernek Başkanı,kısa b ir konuşma i l e geceyi açmış,sözü Akıl ve S in ir h a sta lık la rı mütehassısı Dr.Rahmi Diiman'a bırakm ıştır.
Rahmi Diiraan Neyzen*in mizacından,ruh haletinden,billıasaa has- tahanede geçen tedavi hayatının ib ret v e r ic i o r ijin a l taramalarından, çok üzel ve e s p i r i l i b ir konuşma i l e bahşetmiş,örnek vermek iç in de merhumun hastahane odasında ve dışarda yxx zaman zaman yazdığı ş iirle rin d e n ,h ic iv lerinden karakteristik bazı parçalar okumuştur.
Neyzen'in y ılla r c a dostluğunda ve ülfetinde bulunmuş olan
kıymetli Doktor*un a evile s e v ile dinlenilen bu konuşmasından sonra Neyzen- 'in yine pek sevdiği yakın dostlarından muharrir arkadaşımız Comaleddin Server,heyecanla kürsüye gelerek Derneği böyle b ir gece tertibinden dolayı
A A
tebrik ve takdir ettik ten sonra;
"Kelim elerle anlatılamıyacak b ir insan varsa o da Neyzen*dir; Neyzen-i Azara'dır.."Demiş;"Alâh,onu yarattıktan sonra kalıbın ı kırmış ve b ir daha kimseye kullanmamıştır."Diye söze başlam ıştır.
Arkadaşımız bu emsalsiz araadıraın hakiki değerini,büyüklüğünü, dehasını,erişilm ez b ir âlem olan müstesna ş a h s iy e tin i,e ş s iz liğ in i,e n bâriz ve maruf hususiyetlerinden b ir i bulunan d erb ed e rliğ in i,20 yıldan fa zla sü ren dostluk ve yakınlık h atıraların ın ç e ş i t l i safhalarından bahsetıaiş;bu bazan sâkin,baan buhranlı,âsi,bazan gazûb,bazan de derviş nihadâne b ir teslim iy etle muti' ve mütevekkil insanın, kolaylıkla t â r i f edileııiyen acaib hüviyetini,vakıfane b ir surette t a h lil ve izah eylem iştir.Hele tefekkür t a r a f m ış Neyzen'in elinde alem olraâş neyinden daha üstün ve kuvvetli o l duğunu,fakat bu .tezatlar mecmuasının karmakarışık hayatını,huouaiyle ma'-
şerî X Îx x | ıiiz İ^ ö y le on beş dakikalık b ir zaman zarfındft üç beş keline i l e tenkit ve izah etmenin kolaylıkla kabil olaraıyacağını söylemiş ve an cak ufulü d o la y ıs ile gazetelerde çıkan ya zıla rın hal teroemesine ve ta h sil hayatı şekline dair kısımlardaki b ir i birilerin d en alma ve tekrarlama yan
(2 )
l ı ş l a r ı , şimdi Çırası gelmişken d üz e İ t ine ğe, manevî dostluk mecburiyeti duyduğunu,ve bu konuşmasında yalnız bu v e z ife y i yapmakla ik t if a edeceği ni b ild irm iş tir.
diğine b ir icudret ve salâhiyet olan Iiejten-i Assam’ ıh, sağlara ve esaslı b ir ta h sil görmediği hakkıııdaki b ir diizüye tekrarlanan taiaamil«} yanlış ve uy durma isnadlan,ancak Neyzen*i tanıraıyanların veya onun hakkında basma
kalıp,dolma malûmatla konuşanların yapabileceğine işa re t «ittikten sonra; Neyzen'in - y a z ıld ığ ı g ib i- Fatih Medresesinde d e ğ il i l k ve son defa yal nız Fethiye Medresesinde (şimdi ilk ^ okul) ta h sil e ttiğ in i,a y r ıc a burada t a ş ış t ığ ı Şeyhülislâm Erzurumlu Mûsa Kâzım Efendiden ve yine Şeyhülislâm Mustafa Sabri’ den, Mısırda da Şeyh Abdûh'dan okuduğunu, A lc if d en, muallim Feyii'den Farscadan Franaızcaya kadar husuî d ersler aldığını,bu suretle de çok kuvvetli b ir Arabca ve Farsça elde e ttiğ in i,b ilh a s s a Osmaıılı kül tür ve ed eb iyatın ı,-lisan a hâkim denilecek kadar-çok i y i b ild iğ in i,z ir â ta h s ils iz mahsul verilemeyeceğini açıklıyarak bunlara benzer d iğer a s ıl s ız rivayet ve s ö y le n tile r i de heyecanlı,üzüntülü b ir lisa n la red ve iza ha ça lışm ış tır.
________ Ha*t ve nde hiç kimseye benzemiyen, benzetilemiyeıı, kelime
nin bütün manasixc uxxjinal b ir insan olan bu ya ra d ılış nadiresi,taraa- iniyle serâzad b ir alemin,-kendi tâ b ir iy le hükümrân b ir s u lta n ı-id i.. Dedikten sonra bu nükte ve darbe şairim izin yalnız h ic iv c i,h e z ile i b ir sanatkâr olmadığını,didaktik mahiyette taze raazraunlu,ârifane s ö zle r de söylediğini,m eselâ şimdi hatırıma ğelen şu :
^ Â n ın d a ölmeli e ttiğ in e y ilik \
âlem duysun diye inayet etme.] Keza;
Gibi her devirde geçecek,mâna ve medlulünü hiç b ir z iyecek
kanun ve kaziye kudretindeki sözlerin Neyzen’ de böyle den
ibaret olmadığını söylemiş,bu tezadlar ümnanmın it ib a kuyuda
bütün hayatı boyunca daima ilâ n ı harb «itmiş bulunduğun _ rı v Neyzeı
gecesinde Neyzen iç in görüşülürken her şeyden önce onun.sîyret ve şiarını uyarak Neyzenleşraeraiz lâzım geldiğini.ona a it b ir gec«îde,progra<MöWMV,tertil g ib i nısbî ve İ z a f î şeylerden bahsolunamıyacağını,binaenaleyh kendisinin de bundan dolayı te r tib s iz ve h a zırlık s ız konuştuğunu b e lir tm iş tir .!!^
Yine düzeltilm esi icabeden ya n lışların başta gelonltîrinden b ir ln e .iş a - r e tle ; Neyzen'in Mevlevilikten ziyade Dektaşiliğe in tisab ı olduğunu
Cemaleddin Server,bundan sonra ilimde ve Şark kültüründe de
alabil-Musaddaktır bu dâva ta ezelden mührü hikmetle cihana gelmeden maksad,şu ta tb ik a tı gürmekdir
(3 )
/ n t
hatta Bektaşiler arasında bundan dolayı "Neyzen Baba” diye hürmet ve itib a r gördüğünü,müşahhas vesikalarla te s b it ederek açıklamış ve sözlerine şunları
ilâ v e etm iştir :
"Neyzen'in BektaŞiyeden nâsibi, Sütlüce Bektaşi tekkesi şeyhi «mıum Mün r Babadandır .Bu hususa dair 1518 de yazmış olduğu ” İkrarname” sinde
işa re t vard ır. ,
/ İk tib ası feyz için mihrî Münirinden senin* [ İş te ettim a s ita n 'ı aşkına v a z 'ı cebîn.
j r <
Yine b i r i b irilerin d en alacak yazılmakta olduğu g ib i Neyzen'imiz,İzmir Mevlevihanesine intisab etmiş d e ğ ild ir .Bu Mevlevihane ile hiç b ir tarikat münasebeti yoktur#sadece Mevlâna sev g isi,ve P îr aşkıyle bu dergâha gid ip gelmiştr.Buranın Neyzen başısı udî Şeyh Ceıaalüddin Efendi merhurodan-Jci
İz m ir li Rakım Hoca (Eriîutlu) da bu şeyh Cemal Efendinin ablasının oğludur**- 6 sene müddetle ney_j>eş^ etmesi,onun buraya devamını icabettin aiş bulunmakta -dırTİiaaenaleyh kabri başında,sırlandıktan sonra (defninden sonra)Mevlevi
usulüne göre müştereken çekilen ”gülbenk”benzerinin, rnulctazi bulunan usul ve erkâna uymadığı malÛmdur.Zira yine tarikat ananesi icabı olarak "te k b ir li sikke” i l e çeyizlenmiş (giyinm iş) b ia t li b ir raevlevî dervişi,"N ev ııiyazSL ” d e ğ il,ıs t ıla h raanasiyla "Muhibbi” b ile olmayan Neyzen için çekilen gülberikin yanlış ve eksik metinle okunması kadar,mazbut erkânına uyraıyan icra şek li de yerinde ve mevzuunda olmamıştır«$ıbi&Mfcı4)4Ü''
Şunu da ilâ v e etm eliyiz ki bu her h a liy le hayrete şayan adam,taze mazmunlu k ü fü r le r i,h ic iv le r i i l e maruf b ir insan olmasına rağmen şahsına
kıymet verd iği halinden hoşlandığı,samimiyetinden efiiin olduğu kimseleri, -itimad buyurunuz-candan dost b ilird i.O n la ra karşı emsalsiz muhabbet göste
rird i.İlh am la ü fle d iğ i neyler.de ekseriya bunlar iç in d i; bu bahtiyar insan lara mahsustu.Üzerine yetmiş küsur senenin k arlan yağmış,yanardağ volkanlı başını,çok defa sevdiği insanın dizlerine,göğsüne d a ya r;sözlerin i,ta vsiye
lerim i d in leğeğe,icra etmeğe âmade bulunduğunu,hayret ve hayranlık veren *
değişmelerle,mütavaatkâr bak ışlarıyla b ild irerek b ia t t i b ir derviş g ib i ta- miyle teslim olduğu, masûın ve mazlûm b ir çocuk 8affetiyle\^ıdeta kuzuâaştığı,
herşeye nedamat ederek iç in için ağlad ığı çokça görülmüştür. "7^-c
_ Lügat raanalaiyyle belk i d e ğ il fakat mahza sevgi ve i l t i f a t olarak .^ b u n lar hakkında kullandığı ve her kelimenin hecesini tane tane b ir birinden
ayırarak baş ve göz h araretleriyle medlulünü ayrı ayrı tas mim ve tasdik ede rek güler y ü z le ,o r ijin a l teşbih ve t a v s ifle r le ib za l ve ibda' e t t i ğ i
(4 )
b ir haylî i l t i f a t t a n , t e v c i h ve teveccühleri vard ır ki gülen ¿'ödlerinin ve ruhunun ifa d e s i olan bu s ö z le r i kelime kelime nakletmek veya kâğıda geçirmek kabil değildir.B u n la'm mana ve muhteva it ib a r iy le ne derece em s a ls iz ve rakibsiz olduğunu,Neyzen*in sevgi ve ta k d irin i kazananlar çok i y i b i l i r l e r .
Kendisinden vaktiyle te s b it ettiğim şahsi notlarımdan başka onun hakkında i l k kıym etli tetkik eserin i neşretmiş bulunan Neyzen'in çok eski baba dostu Münir Süleyman ağabeyimizin 1942 de yayınladığı küçük kitapta bu hus uslara jl> a r haylıca malûmat vard ır.
Neyzen'in iç k i hayatı,demlenmesi de hiç kimsede görülmemiş,ç?#k başka hususiyetleri haizdi,
■^Baharı dilde çekilmez mi d e s ti dilberden^/
diyerek hemen hiç ayrılm adığı meyhaneyi,kafasının labmtuarında ve iç alemlerde "a sıtan -ı ta h s il" etmiş adamdır.Kendis'i de öyle deniyor mu ya?..
Bu yerde anlayabildim vücud i l e ademi,, bu yerdir iş te benim ga ita n -ı ta h s ilin , bu yerde oldu hayatı ölümle tah lilim .,
Neyzen'in medarı kftlâmıi"
allâh-Eyvallâh"
d İ. .Ben do sözlerim ionun sözü i l e bitireyim : Allâh-E yvallâh...
Konferansçı bundan sonra Neyzen'in 1318 de B ektaşîliğe g ir d iğ i sene yazdığı ve ıs t ır a b lı saatlerinde dilinden düşürmediği : j
İ
Vadii sevdaya düştüm pür ganim şahın  lî Kimsesiz kaldım karanlık günde giimrahıra Alî/ Doğmayor rnihri ümidim,çıkmayor raahıra A lî /Gelraâyormu gûşine bu ahü eyvahım A lî /
/ \
j Merhamet et halime her şeye agâhım A lî \
Varmı senden başka söyle ilticagn h ın A lî i
ilt ic a s iy le başlıyan ikrarnamesinden b ir kaç parça okumuş ve bunun da
yine Bektaşi ananatma göre % " on ik i iman" a işareten on ik i parçadan
ibaret bulunduğunu söylemiş,bundan sonra "rautrib" de yetişmiş klasik
Hey-r\
zenlerimizden üstad Gavsi Baykara'nm gönüllere ve Neyzen severlere sun duğu hazin ney taksimiyle törene son verilm ştir.
ıflU fcaû u .. L i
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi