• Sonuç bulunamadı

Galatasaraylılar konuşuyor:Ercümend Ekrem Talu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Galatasaraylılar konuşuyor:Ercümend Ekrem Talu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TT-

S 0 ^ 6 , 0

GalatasaraylIlar konuşuyor

Ercümend Ekrem Talû

GALATASARAY, BAZI­

LARININ İDDİA ETTİK­

LERİ GİBİ HİÇBİR ZA­

MAN ARİSTOKRAT OL­

MADI, FAKAT O DAİMA

RUHAN

ARİSTOKRAT

OLMUŞTUR VE ÖYLE

KALACAKTIR DA...

«Boğaziçinde îstinyede doğ­ dum. Senesine ne lüzum var?

Kaç yaşında görünüyorsam

o yaştayım. Feyzimi Galatasa­

ray ocağından aldım. Ken­

dimi buraya o kadar borçlu hissederim ki, ayrıca nereler­

de tahsilimi tamamladığımı

kale bile almak istemem. Şu kadar söyliyeyim ki, ben de yine Edebiyat öğretmenimiz Benderli arkadaşım gibi hu­ kukçuyum, zaman zaman mes lek değiştirdiğim halde sefere

çıkan gemiler gibi daima

döndüğüm liman öğretmen­

lik oldu. Muharrirlikten ise

hiç vazgeçmedim... Hayatı­

mın en değerli ve şerefli saf­ hası Millî Mücadeleye katıldı­ ğım ve büyükler büyüğü Ata­ türk’e kâtibi umumilik etti­ ğim zamandır...» sözleriyle kısa ve orijinal bir tercümei halini yapan, Edebiyatımızın sevimli ve mümtaz

büyüklerinden Recai zade Ekre-

min, kendisi gibi sempatik yüzlü, ince başlıklı oğlu Talû ile karşı kar- şıyayım. Bir baba - oğul samimiyeti ile konuşuyoruz... Üstat sigara üze­ rine sigara yakıyor hâtıralar gibi yavaş yavaş dağılan kaybolan du­ manlara bakarak titrek bir sesle ve tane tane konuşuyor. Aman sesinin titrekliğini bir ihtiyarlık alâmeti o- larak kabul etmeyiniz. Zira Talû pek gençtir hele «kaç yaşında görü­ nüyorsam o yaştayım» dediğine ba­ karsak ona fazla fazla bir kırk beş ellilik diyebiliriz. Sesinin titrekliği onun bir hususiyetidir.

Kısa bir hasbihalden sonra tekrar hâtıra ve mazi âleminin ufuklarına dalan Talû «mektebimizin onun za­ manındaki halini» şöyle tasvir edi­

yor :

«Bizim zamanımızda Mektebi Süi­ tini yine şu gördüğümüz Galatasa- raydı. Yangın onun ne simasını ne de havasını değiştirdi... Galata­ saray bazılarının iddia ettikleri gibi hiçbir zaman şeklen aristokrat ol­ madı, fakat o daima ruhan aristok­ rat olmuştur ve öyle kalacaktır da... Bu kelime yanlış anlaşılmasın, ben bununla duygu asaletini kastediyo­ rum, Bu kapıdan içeri bayağı his­ ler ,ihtiraslar girmez. Buradan her yıl çıkıp hayata atılan gençler, edin­ dikleri bilgiyle beraber vatan ve millet sevgisini tam olarak gönülle­ rinde taşırlar. En iyi vatan hizmet­ kârlarından çoğu GalatasaraylIdır­ lar...

«Hocalarının hepsini hürmet ve rahmetle anarım. Herbiri, birer ha­ kikî kıymetti... Hangilerini saya­ yım? Zihni efendi, Farisi hocamız

K on u şaa:

Orhan Karameli

Feyzi efendi, Müdürümüz ve Tarih hocamız Abdurrahman Şeref efendi, Müftüoğlu Ah­

met Hikmet, Tevfik Fikret,

Tarihçi Ata bey, Sait bey; Frenklerden mösyö Magnüs,

Lakombles, İsoara, Labot,

Fransızcanın ilk kelimelerini bana öğreten Terziyan efendi, hepimizi bir baba sevgisiyle seven jimnastik hocamız Faik bey merhumun hâtıralarını hüzünle anarım.»

Gözlerimin önünde dünün zeki ve yaramaz, cin bakışlı yaramaz Ekremi belirirken o:

«Bazılarına verdiğim üzün­ tünün hâlâ nedametini duya­ rım» diyor.

Üstada «mektepten bir iki hatıra» sualini sorduğum za­ man bir tehlike atlatmış in­ sanların neş e ve neyecaniyle minik bir alevle yanan çak­ mağının ucuna götürürken:

«Hesaptan son derece za­

yıftım» diye enteresan bir iti­ rafta bulunyor:

«Sene sonu matematik imtihanın­ da nasılsa (?!) ortalamayı tutturup takıntısız mezun oluşum pek tatlı bir hatıramdır. Buna hâlâ hayret e- derim ve talih denilen şeyin varlı­ ğına inanırım.»

Zamanımızın en mühim fıkra ve mizah muharrirlerinden Ercüment Ekrem Talû, yazarlığa ilk meylinin yine bu mektepte başladığını söy­ lüyor...

«Edebiyata o zamanki arkadaşla­ rın arasında hevesli çoktu, diyor; onlarla düşe kalka bende de edip ol­ mak hevesi uyandı ve böylece on iki yazında ilk yazımın bir mecmu­ ada basıldığını gördüm»

Ve Talû: «Bugün o tatlı hatıranın üzerinden (elli yıl) geçmiş bulunu­ yor» diyor ...

Pek tanınmış «Meşhedi» kitapla­ rının müellifine son sualimi soru­ yorum: (Devamı 28 İnci aay iade)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

yabancı sermayeyle müştereken otel Yaşlanmış olmasına rağmen güzelliğinden pek fazla kaybetmemiş bu- ler açan Conrad Hilton, İstanbul da yaptırdığı ve

Çok eski yıllarda Göksu ile Küçüksu bilhassa cuma, pa­ zar ve çarşamba günleri bü­ yük bir tahaccüme uğrardı.. O kadar ki cuma günleri Göksu deresinde

ile o devir aydının milliyetçi bir görüşle buhranı nasıl dile ge­ tirdiğini ifade etmeye çalışacağız: Şüphesiz Ömer Seyfettin, parçalanmak, yutulmak,

Fakat eski zamanlardaki günlük yaşam- da alan ve hacim birimlerini kare ve küp geometrik şekilleri ile bağlantılı olarak kullanmak daha kolay ol- duğundan bunlar

Örne¤in, ayn› boyda, ayn› kiloda olan ve ayn› antrenman› yapan iki tak›m, dakikada 30 kürek çekerek parkuru tamamlad›¤›nda tak›m- lardan birinin ortalama kol

In our study, as a result of V wave latency and amplitude measure- ments obtained in comparison of high-risk premature and healthy newborns, a statistically

Diğer taraftan Elmalı - Kadı­ köy isale hattının inşası müte­ ahhidine ihale olunmuştur.. Bu hattın boyu 10 kilometre uzun­ luğunda olup 600 milimetrelik

Attilâ Ilhan’ın hakkımdaki görüşleri baştan beri bel­ liydi: Yirmi yıl önce beni “III.. Yeni”