• Sonuç bulunamadı

Fuzuli ve Baki:Fuzuli'nin 400 üncü ölüm yıldönümü münasebetiyle

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fuzuli ve Baki:Fuzuli'nin 400 üncü ölüm yıldönümü münasebetiyle"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

j

E D E B İ Y A T

B A H İ S L E R İ |

Fuzûlî ve Baki

iıOfj / ^ İr»

— Fıizulî’nin

400

üncü ölüm yıldönümü münasebetile —

F uzulî l l t Bakî, şiirim izde iki kutub gibi k a rşıla şırla r. A raların a d k l konuş­ ma. y a şa d ık la rı devri aşar, h attâ Tan- zlm ata ve bugüne kad ar gelir. Bu, bütün ta rih h esab ların ın d ışın d a sanat d ü n ­ y a s ın ın ritm ini yapan iki ay rı an la­ y ıştır.

Fuzulî, şiiri sadece kalbe aid bir m a­ cera telâkki eder ve ıstıra b ı şair için yaşanacak te k İklim gibi görür. (Bu­ n u fârsça D iv an ın ın m ııkaddem esinde söyler, fak at aynı m uk ad d em td e ta b i­ a tın ın daha ziyade kaside ve muam m a yazm ağa m üsald olduğundan da bahse­ d er.) Onda h e r şey kendiliğinden «ben* in etra fın d a to p la n ır ve oradan hareket ederek dü n y asın ı y ak alar. Dil. F uzulî’de her şeyden evei bu yaratm a işinin başlangıcı olan teessürinin va­ sıta s ıd ır.

Bakl'de İse. k u n ıc u u n su rlarlle F u - zuli’ninkinden h iç de fark lı olm ıyan bu İç âlem kendisini aşan bir niza­ ma bağlı gibidir. Onun arasından, o-

j nun Jcabisrile konuşur. Dil. bu yüzden

daha ziyade dış âlem in m a lıd ır, onu ku rm ak la işe başlar ve biz y a ra ttığ ı d ü n y an ın arasın d an , onu alış şekille, yahud ona verdiği şekilde Bakî’nin kendisinde buluruz.

Eninde sonunda aynı dilin, aynı m edeniyetin ve ayni asrın -yirm i - yirm i beş y ıllık bir fark la- iki İnsanı olan ve z a ru re tlle birbirlerine çok benzeyen, b iri öb ü rü n e az çok tesir etmiş, y ahud m uhteva ve şekil itib a­ ride b ir y ığ ın şey telkin etm iş iki şair a ra sın d a bu kadar a y ırıc ı bir kıyas k u lan m ak tan çekinm esek bu a y rılığ ı bir Dlonysos - Apollon karşılaşm ası gi­

bi gösterirdik. ^

F ilh ak ik a Fuzuîî’de ıstıra b la ve in ­ san k a d e rile doğrudan doğruya tem as ederiz. O eski şiirin lügatini ve m o­ d a la rın kendi h a y a tın ın m eseleleri İçin benim sem iştir. B unda ne kadar sam im idir? Bunu bilmiyoruz." Ve doğ­ rusu istenirse bu suali koym aya fazla h a k k ım ız yoktur. O. bize m uayyen bir çehre ile, hatâ bir çeşid şahsî m asalla gelm ek istem iştir. Ve bir y ığ ın tezada rağm en bueüne kadar bu m asalı tu t­ m uştur. Bu dem ektir ki bu eserde -ik in ci m akalem izde bahsettiğim iz Jrade ta ra fı ne kadar galib olursa ol­ su n - onu tutan bir ta k ım büyük psi. kolojlk esaslar v a rd ır. V âk ıa bazı »lir­ lerin d e o da eğlenm eye çalışır, neşeli görünmek, ister, çapkınca m azm unlar, şa rk ıla r yapar. H attâ eserinde ten

haz-U

a z a n

A h m ed H am di T a n p m a r

B ÎR S E N S E L T ÎK ile

SEDAT

Ö Z D E M İR O Ö L U

Nişanlandılar.

Teşvikiye,

15 Nisan

la rın a bir çeşid a ç ılış d anl v ard ır. u n utm am alı ki N edim ’den evvel Ham- m am iye yazan .«Hamam» red ifti ga­ zel- odur. Ve bu kü çü k ş ü r bir ta ra ­ flı» b ü tü n bir sensualité olduğu gibi »aydığı teferruatla ve kurduğu hava İle de çok cazib şekilde tasv irid ir Da­ h a doğrusunu İsterseniz şark m in y atü ­ rü n d en garb resm ine geçm iş ' denecek derecede buğulu sıc ak hava, çıplak ten ve hazdır. (Zaten bazı sansüel çığ ­ lık la rd a m ahalli hayat tasvirinde Ne­ d im ’in asıl başlangıcı odur. denilebilir, i Tabii a rad ak i büyük fa rk ı gözetmek şartile. Çünkü ..Nedim çok başka bir âlem dir.)

F a k a t bütün bu n lar eski şiirin k en ­ disinde bulunan, hiç olmazsa bizde asıl N ecati İle başlayan b ir ikiliğin n e­ ticesidir. (Hamam şiiri ay rıca a ra ş tırıl­ m ağa m uhtacdır*) B u ikiliğin F u zu lî’de a ğ ır basan ta ra fı şüphesiz ki ıstırab a bak an ta ra fıd ır. O rada Fuzuli bütün o y u n la rın a rağm en ölçüsüzdür.

D aha birinci m akalem izde onda ıs tı- ra b hazzından başka bir hazza ra stla n ­ m a d ığ ın ı söyledik. F ak at ıstıra b a ken. dişini nasıl verir, n a sıl sadece onda kendini bulur, nasıl k uvvetle şikâyet eder. D ivanında s a tırla rın arasında h e r lâhza bir çeşid Laookon gibi ç ığ ­ lık la açılm ış ağzını ve gerilm iş ad a­ lelerini görmemek kabil değildir.

Bakt İse onun tam z ıd d ıd ır. H ayatın cilveleri k arşısın d a çok sâkin ve ölçü­ lüdür. R inttir, hazperverdir, dünya n i­ m etlerinden hiç birini k açırm ak iste­ mez, fak at hiç b irine de lüzum undan fazla kendini kantırm az. O tam m a- naslle b ir grand seigneur, y ah u d bizdeki k a rşılığ ı tle eski OsmanlI büyüğüdür. İh tirasın y erin e güzellik dediğim iz m u ­ cizeyi tatm ak tan başka bir şey olm ı- yan b ir bağlanm a, ıstıra b ın y erine h a ­ fif ve iyi ayarlanm ış, h er lâhza k e n ­ disini geçen ve hepim izi birden ifade eden bir hüzün ona yeter. Biraz da naza benzeyen ve daha çok b ir iy i­ leşm e sıtm ası gibi bizi yaşad ığ ım ız ân a bağlayan bu ölçülü hüzün dene­ b ilir k l Baki’nln a sıl h arek et n o k ta ­ sıd ır. Belli kl o İnsan kaderini olduğu gibi kabul ettiği için onu kendi içinde yenenlerdendir.

Din bile bu iki şairde ay rı çeh reler­ le k arşım ıza çık ar. Sünnt veya şlî F u ­ zuli alabildiğine d in d ard ır. D ivanı h e r m inareden başka b ir kasidenin o k u n ­ duğu A rabistan ram azan geceleri gibi

n aat ve tevhid seslerile ç ın lar. Elleri her lâhza d u ad ad ır. Aşk veya sevgili bile ona bir çeşid ulû h iy et gibi görü­ nür.

Tercüm e şeklinde olsa d ahi tü rk çen in en güzel siy er k ita b ın ı yazan (hem ne dille, ve nasıl h e r kelim enin k a r­ şılığ ın ı aray arak , b u lam ad ığ ın ı a n la ­ tarak ? Mevah'Jti D ediinlye’yl h e r oku­ yuşum da Bakl’nln niçin bir lügat yaz­ m a d ığ ın ı kendi kendim e sorarım .) B akl'de İse doğru dü rü st d in d a r tek bir m anzum eye rastlan m az Din, bu kazaskerin D ivanına cem iyetin h ay a­ tın ı tay in ettiği derecede girer. Niçin söylem iydim bu din adam ı şiirin d e zannettiğim izden fazla lâ ik tir ve iç­ tim aidir.

Bu ay rılığ ın en d e rin le ştiğ i n o k ta ­ la rd a n b iri de İki şa irin ö lü m k a rşı­ sın d a k i ta v ırla rıd ır. F u zu lî’de ölüm b ir gölge y a h u t h a y a t o rk e stra sın ın asıl aksisedası gibi şa irin peştsıra y ü ­ rü r. Ö lü m ü ister m i? Seyer mİ? Şüp hesiz kl hayır. F u zu li hlsslUğl h iç bir zam an ölü m ü istem ek d erecesine gö­ tü rm e m iştir Ne de o n d a m u tla k sü k û n u a ra m ıştır Z ı'e n ( ü s tü h tn - ı k e l­ lem içre tu ts a ak re b le r y a ta n ) diyen şa ir İçin böyle b ir te m e n n i d ü şü n ü le mez. F a k a t o n u ıtn u tr - t rfa T'-nkı

o eski ö lü m ü n zaferi ta b lo la rı gibi o. orada, şa rk ın ark a sın d a d ır. H er lâhza şiirin in ay n asın ı o n u n nefesi b u la n d ı­ rır. G ü n le rin in k a d e h 'n d e asıl ç a lk a ­ nan o dur Bütün o çığ lık lar, o d u a­ lar. sevm e ve ta n ın m a h ls'e ri .arzular ve o y u n lar çok defa bu ifritin kendi ü s tü n e d ö n ü şle rin d en , şekil d e ğ iştir­ m elerin d en d o far. Z aten bu o y u n la rın b ir kısm ı o n u k e n d in d e n u z a k la ştır m ak İçindir.

B ir bakım a Bâkl ölüm le d ah a çok m eşguldür. F a k a t çok başka şeklide. Bâkl İçin ölüm O n d o k tızu n cu asrm o m u tlak çı sa n a tk â rla rı glbt eserinin ve k e n d isin in ta m anlaşılacağı İnsan h a fız a sın ın m ıa ra la rm ın p a rıltısın a boğulacağı ebediyetin k en d isid ir. Bu n o k ta d a şüphesiz Bâkl y a ln ız değil­ dir. M ü slü m an Şark şiiri dalm a sa n a ­ tın e b ed iy etin e İn a n m ıştı. F a k a t M in n e t HUdâya devlet-1 d ü n y a fena b u lu r Bâkl k a lu r sahife-1 âlem de ad ım ız diyen ken*ı«W i h a y a tın cilveleri k a r­ şısında ölüm le, ebediyetle teselli eden şair oyuna başka t ü r lü girer. H a tta sadece sesine sin d ird iğ i h ü z ü n le Bâkl (Sehlest ber ceride-1 âlem devam -ı m a) m ısralle k e n d isin d e n evvel a y n ı şeyi söyleyen H âf’rd a n bile av -ılır. d en e­ bilir. Y ahya K em âl’in b u b e y ltln b u ­

T E Ş E K K Ü R

D u ç a r o ld u ğ u m E k z e m a h a s ta ­ lığ ın ı ç o k k ıs a b i r z a m a n z a r ­ f ın d a k a t ’t a u te U e te d a v i etm iş o la n H a y d a rp a ş a N u m u n e hna- tanÇB» C ügiya. P ro fe s ö rü M ü te ­ h a s s ıs O d k to r

Sayın BURHAN URUZ’a

v e m ü te h a s s ıs B a şa s ista n D r. N ev za d ö k e ile a s is ta n D o k to r K a r a Egey* d e r in m in n e t ve ş ü k r a n la r ım ın sa y g ıla rım la a r ­ z ın a m u h te re m g a z e te n iz in t a ­ v a s s u tu n u ric a e d e rim . E m e k li M e m u r S aid E rg e n e k o n

1

İnşaat Sahihleri Dikkat....

mn

Sıvadan - İşçilikten ve zamandan istifadeyle Sese - Sıcak

ve soğuğa karşı tecrit ancak tuğla yerine BRİKET kul­

lanmakla mümkündür. Fazla bilgi için müracaat ve satış

yeri: Mükerrem Taşçıoğlu, Tersanp caddesi Buğulu Sok

20 Galata — Telefon: 44 80 50

S A R A Y SİNEMASINDA

Büyük muvaffakiyetler kazanan

ve JOHN GREGSON ile ANTONY QAYLE

.

tarafından yaratılan

RIVER PLATA DENİZ MUHAREBESİ

Filmi ikinci haftasına devam etmektedir.

T Ü R K İ Y E

Muallimler, Memurlar ve

Subaylar Bankası A.O.'

S e r m a y e s i n i

TAMAMI ÖDENMİŞ

İ D

M İ İ u n n

1 — Bir hisse senedi 500 liradır.

2 — 500 liralık bir hisse senedine, ayrıca

yarım kuruculuk senedi, yani takri­

ben 50 lira değerinde bir intifa sene­

di verilir.

3 — Yeni hissedar olmak istiyenler on

bin liraya kadar para yatırarak 20

hisse ve 20 intifa seıiedi alabilirler.

A — Eski hissedarlar, eski sermayelerini

daha üç misli arttırarak 3 misli hisse

ve kuruculuk senedi alabilecekleri

gibi; bu tezyidi

sermaye için de

ayrıca on bin liralık 20 hisse ve 20

intifa senedi alabilirler.

P a r a Y a t ı n l a r a i r Y a r l a r

lu n d u ğ u gazele y a p tığ ı em sâlalz ta ştı rl o k u rk e n b u İki şa irin b u k a d a r m ü kem m el k aynaşm ası beni cok d ü ş ü n ­ d ü rd ü . Ve n lh a y o t b u n u n sadece Ç aldıran şe h n a m e c isin in şü p h e g ö tü r m ez u sta lığ ın d a n gelm e ' ' ' n t B âkl’n ln gazelinde ve d ü n y ay a b a k ışın d a çok m o dern b ir ta ra fın da b u lu n d u ğ u n u a n la d ım . A şikâr k l Bâkl in sa n la ra ve İn san Tıâfızasır.a in an ıy o r, ve asıl h ay atı n ın h a fız a la rd a k i h a y a tı olacağ ın ı b i­ liyordu.

B u n u n d şm d a v azifesini yapm ış in sa n ın sâk in bekleyişi y a rd ır F a k a t Bâkl b u n u n la da k alm az, zaferi ola­ cağını te lâ k k i ettiğ i bu hâdiseyi h a ­ zan m erak la beklediği o lu r. H a ttâ kendi cenaze m e ra sim in i k en d isi h a ­ z ırla r:

K a d rin i seng-1 m u aallâd a b llü b ey Bâkl G elip el b ağ lay alar k arşın a y â ra n

saf saf D oğrusu İsten irse b u h»~' -\v e ti geçen b ü y ü k b ir şey v ard ır. B u n u ancak k e n d i e tra flle tam kaynaşm ış. M a lla rm ee'n ln tâ b lrlle ta m «kabile­ n in ad am ı o ld u ğ u n a in a n m ış bir i n ­ san söyleyebilirdi. E skilerin cok sev­ diği h ik m e t ta rz ın d a b ir şa h eser o lan : Bâkl k alan b u ku b b ed e hoş b ir Sa­ d i im iş m ısraı da az çok böyledir B u m ısraı her tek rarlav ışım d a b an a BâJcl, u z a k ­ ta. bilm ediğim b ir yerde ışık la rın ve gölgelerin beraberce k a y n a ştığ ı bir m ü c e rre t âlem de, y ü z ü n ü d —a rjr-> iyice u z a tm ış, b ir aksiseda ta n rıs ı gı bl k e n d i şe şin in a k isle rin i d inliyor gibi gelir. Bâkl ölüm e değil s a n a ta in an ıy o rd u .

F a k a t bu İki şaird e d ü n y a la rın ı y a ­ p an lü g a tin kendisi de a y n ıd ır. Bâkl divanı b aştan aşağı k ıy m etli m a d e n ­ le r ve sa n a t eşyası He d o lu d u r. S anki k asid elerin i su n d u ğ u d ö rt h ü k ü m d a ­ rın asıl h az în e le rin e sa h lb olan oy­ m uş gibi d u rm a d a n o rtalığ ı parıltıca boğar. B urada b u g ü n İçin ta d sız bir İm ajın a ra sın d a n a ltın kabzalı ve m ü cevher k ak m alı b ir k ılm ç fırla r, biraz ötede b ir k alk an k ü çü k bir g ü . gibi p arlar, m u rassâ çerçeveli a y n a la r İç­ lerin d ek i g üzellerle u fk u m u z u d e­ rin le ştirir, m urassa k ad eh ler, ipekli k u m aşla r, ham . işlenm iş m adenler, ta ş la r b lrb lrlerlla yarışa girerler. Bu h a k ik i b ir re n k ve ışık cü m b ü şü , h a t ta İsrafıd ır. M evsim ler bile b u şiire eski M ısır h a z în e le rin i g e tire n d o nan m a gem ileri veya g a n im e t k erv an ları gibi kıym etli şeylerle y ü k lü gelir. Bu sadece eski şiirin h ay âl d ü n y asın d a t u n , , *u Fer dolayıslle d e .İld ir. Bâkl renkliyi, p a rıltılıy ı ve kıy m etli o lan ı sever. O n u n h iç b ir riya zetl y o k tu r. D ü şü n ü n k! a ğ açlar İçiu- de en sevdiği k en d i başın a b ir se fah a t olan e rg u v an d ır. Bâkl sadece bu ağacı sevm ekle ... m u - lr l erguvâni elbiselerle bile g iy d irir (Belki erguvan o devinde gelm iş veya çok m u h tem el ki y e n id en m oda o lm u ştu . D ev 'r b a h ­ çe zevkine d ü ş k ü n d ü r: Y sh -a Efendi gibi evliya ta n ıla n b ir zat bile boş v ak tin i b ahçe ta n z im i ile geçirir.)

F u zu lid e bu cü m b ü şü »e israfın zlnl bulam ayız. H a ttâ B â k l’n ln k u l- andığı b ü tü n o p arlak m ad en ler, ta ş a r çok defa P u z u ll’de k ısılm ış bir lâm ba gibi renk ve p a rıltıla rın ! bile kaybederler. Ç ü n k ü o n u n lü g a ti fa ­ kirlik ve ız d ıra b m e tra fın d a d ö n er ve ay n ası y aln ızlığ ın a y n asıd ır. M ihnet

kanaat. eOrvapi

yo k su llu k .. Ş ik ây etlerin e bakıp da r.'tH w 8V l Pu7ulİTe »stiece ta lih in ceb re ttlğ ln l z a n n e tm e y in . B ü tü n b ir rl vazet ve fakvâ terbiyesi o n u !ste --F u - b ü tü n dllnva n im e tle rin den sıyrılm ış, yarı em lak, h e r şeyden m a h ru m , Ş ark ın 0 ezeli p ad lşah -d ilen el (y ah u d derviş) k a rşıla şm a sın ın tam ö b ü r u c u n d a b u lu n c a h a k ik i ceh resi­ ni ald ığ ın ı zan n ed er. B u n u n için d u r ­ m ad an so y u n u r, f ırtın a y a tu tu lm u ş bir gem i gibi d u rm a d a n b ir ş^ -le r a ta r ve a ttık ç a başı y u k a rıy a doğru yükaelir. T ecrid in ta m zirvesinde b a ­ şı b u lu tla rd a d ır.

F ak !rt p âdlşeh â.çâ g ed ây ı m u h -_ . teşem em O arlb b ir Htlsaf m istiğ i İçinde ge­ lecek şö h re tin i bile reddeder. K e n d i­ si İçin (fâ n i-1 m u tla k ) tâ b irin i k u l­ lan m ası k a d a r m ân âlı ne o labilir? M utlak şekilde f â n îllk , -İn s a n ın a d ı­ n ın bile u n u tu lm a sın ı İster. H albuki F u z u li b u şiir a d ım b u lm ak için ne k a d a r u ğ ra ştığ ın ı, n e İnce hesablarlr. o n u se çtiğ in i f&rlst d iv a n ın ın m ukad dem esinde u z u n uzad ıy a a n la tm ıştır. Ş ü p h esiz b ü tü n b u n la r biraz edebi mo da, b iraz h u su si e ste tik , h a t t â d ışa r­ dan b ilh assa ta s a v v u fta n gelm e te rb i­ yedir. F a k a t b ir te rb iy e n in b u k a d a r d e rin d e n in sa n ı k avram ası b ir şiirin k en d i m asalın a b au k a d a r İnanm ası İçin o rtay a başka âm illerin girm esi lcab eder.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

En nankör rollerden cn güç taklid* lere kadar hepsini büyük bir kolaylıkla adeta ibda eden Naşidin başlıca haslet­ lerinden biri «müşahede» kuvveti idi ve

Üzerinden çok zaman geçmediği için hatırlardadır: Emirgân yolunun açılma­ sı mevzuu bahsolurken; bu harab cami - in akıbeti etrafında da münakaşalar ya -

sı bildiriyor: Atatürkün ölümüne uzun makaleler tahsis eden Macar gazeteleri, Büyük Ölünün tafsilâtlı tercemei halini neşretmektedirler, gazeteler, bütün

Görüldü ü üzere popüler müzi in kültürün de i imi ile birlikte yapısal olarak de i mesi, müzi e ait bir takım olguları de i tirdi i ve özellikle arkılarda

‹nternet üzerinde yer alan sanal al›flverifl sitelerinin kullan›m oran›nda- ki art›flla ve genifl bant aral›¤›ndaki ‹n- ternet ba¤lant›lar›n

Kutuplanma, ›s› farkl›l›klar›n›n tersine kütleçekim etkisiyle çarp›l- mad›¤›jndan, mikrodalga ›fl›n›m›ndaki kutuplanman›n evrenin ilk evreleri konusunda, ›s›

Yüksek miktarda tekli doymamış yağ asidi içeriğiyle beslenmenin önemli bir parçası olan ancak şimdiye kadar özellikleri incelenmemiş olan Osmaniye Bölgesinden

Bunun lein Tennessee Willi ams çevrilirse İyi çevrilmelidlr.. Bunun İçin Tennessee Williams oynanırsa İyi