• Sonuç bulunamadı

Paris'te Fikret Mualla sergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Paris'te Fikret Mualla sergisi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(( er--> . i ))

J?

<?

^ n

s«r

— y » ÿ /

M .^ ,s

T T * h l- iu rl

PARİS’TE FİKRET MUALLA SERGİSİ

NEVESER

Galeri sahibi Bruno Bassa- no'nun "zamanımızın Toulouse Lautrec'i” diye lanse ettiği, b o ­ hem ve olaylı yaşamı yüzünden Paris'in özellikle St. Germain- des-Pres semtindeki kahve, bar ve meyhane çevresinin tanınmış kişilerinden biri olan ressam Mustafa Fikret Mualla Saygı, kı­ saca Fikret Mualla (1903-1967), ölümünden sonra da bazı koleksi­ yoncu ve galeri sahiplerinin ça­ balarıyla haklı bir üne kavuşarak eserleri en çok aranılan ve satışa sunulan bir Türk ressamı duru­ muna geldi. Böylece Paris sanat çevresinde Türk ressam denilin­ ce akla gelen ilk isimlerden olan F. Mualla’nın uzun bir aradan sonra 12 Şubat-12 Nisan 1986 ta­ rihleri arasında “Beaubourg” ya­ kınındaki “Rose-Croix” galerisin­ de sergisi açıldı.

1964, 1969 ve 1972 yıllarında Paris'te grégoire de tours soka­ ğındaki galerisinde sanatçının üç kişisel sergisini düzenleyen Bru­ no Bassano'nun koleksiyonun­ dan oluşan bu sergide, Mual- la'nın 1952 1954 yıllarında yaptı­ ğı desen ve guaşları yer alıyordu

FİKRET M UALLA -P o rtre " 1958

Tuval üzerine yağlıboya 6 1 x 5 0

Eşi B.Bassano’nun 1978 yılın­ da ölümünden sonra Aups kenti­ ne yerleşen ve halen oradaki Si- mon Segal müzesinin müdür­ lüğünü yapan Josette Bassano Mualla üe tanışmamış. Ama o da eşi gibi sanatçının adını sürekli duyurmak ve sanatım ya­ şatmak için sergiler düzenliyor, müzelere bağışta bulunuyor. Sohbetimiz sırasında Mualla'nm yirmi guaşım Piza kentindeki bir müzeye, bir o kadarım da müdürü olduğu Simon Segal müzesine bağışladığını öğren­ dim.

Bana gösterdiği bazı belgeler­ den özellikle sanatçının B Bassa- no'ya Reillanne kasabasından yazdığı iki mektup ilgimi çekti.

16.12.64 tarihli olanında kötüleşen sağlığı yüzünden teda­ vi olması ve rahat çalışabilmesi için "koruyucu meleğim” diye ta­ nımladığı Madam Angles’in evi­ ne yerleştiği aşağı A İd bölgesin­

deki Reillanne kasabasını, yaşan­ tısını anlatıyor ve artık içmediği­ ni de yazıyor. Ayrıca o sırada B Bassano'dan galerisinde ger­ çekleştirdiği ilk serginin kritikle­ rim yollamasını rica ediyor.

14.1.65 tarihi mektubunda yazdıkları ise oldukça ilginç:

“Beni sarhoş, deli olarak görmek biraz zalimce olmuyor mu. Zaten herkes tarafından d e­ vamlı topa tutuldum. Paris aşağı­ lık kişilerin toplandığı bir şehir. Dolandıncüar, itler hep benden bir şeyler çaldılar. Üstelik sayıca- da çoktular..."

B.Bassano Mualla'nm

ölümünden iki yıl som a 25 Mart- 19 Nisan 1969 tarihlerinde galeri­ sinde düzenlediği ikinci serginin kataloğunda bu mektuba da yer verir ve sanatçıdan “rezü Paris’in ressamı” olarak bahseder. Aynı katalogda daha o zamandan sah­ telerinin piyasada dolaştığını da dikkate çeker.

Mualla daha önce Avrupa’nın bir çok kentlerinde bulunduğu halde -özellikle Münih'te ve Ro- ma'da- 1939’da babasının ölü­ münden-sonra yerleşmek üzere Paris'i seçer. Yarın düşüncesi olmıyan ve paraya değer vermi- yen sanatçı, hissesine düşen mi­ rası kısa sürede bitirince yaşa­ mak ve özellikle istediği kadar iç­ ki içebilmek için desenlerini, gu- aşlannı sudan ucuza satar. Pek- çok kişinin bu durumdan fayda­ landığı bir gerçek. Buna rağmen bazı kişilerin Mualla'dan zama­ nında resim satın almadıkları, ya da para yardımı yaptıkları halde karşılığında guaşlarını almayı bi­ le düşünmedikleri ve şimdi çok pişman oldukları da bilinen bir başka acı gerçek.

March Lenard 1957 yılında Marcel Bernheim galerisindeki sergisinin sunuş yazısında Mual- la’yı şöyle anlatır:

“Mualla’nm içki içmekten ve resim yapmaktan başka bir etkin­ liği yoktu. Çok az yiyor, çok az uyuyor ama çok içki içiyor ve re­ sim yapıyordu. Kahvenin

(2)

''ixsiS ' İz_ f ı L

M£-/

(İ)eA a J títx

'i'Cf

4 / l S t -

£ iéx^íxM

< ^ e *\ /ti< ^ f

/UrW ^ ^

%

ninden aldığı afişlerin arkasına yaptığı sanat şaheseri desenlen- ni bir şişe şarap uğruna arkadaş­ larına veriyordu."

Van Gogh, Utrillo, Sontine, Modigliani gibi lanetlenmiş res­ samlardan olan F. Mualla'nm g e­ ne de sanatının değerini zama­ nında anlamış ve onun her zaman coşkuyla desteklemiş gerçek bir kaç dostu vardı. Bunlardan Youki Desnos, Paris sokaklarının, kah­ velerinin, meyhanelerinin, sokak kadınlarının, kısacası Paris yaşa­ mının gerçek bir yorumcusu olan Mualla’nm sanatını, 1958 yılında­ ki sunuş yazısında şöyle açıklı­ yor:

“Mualla bir renkçidir. Bu de­ mek değildir ki o güzel renkleri yanyana basit ve dekoratif an­ lamda zevk vermek amacıyla kul­ lanıyor. Onun renkleri esinler ve ani amlı dır.

Mualla bir desinatördür. Sade­ ce içgüdüsel grafizme ya da ara­ besklere ve basit kıvrımlara mı kendini kaptırıyor. Hayır. Onun deseni bir şeyi tanımlar, yorum­ lar, kurar. Bütün büyük ressam­ larda olduğu gibi onda renk ve desen, malzeme ve ışık, nepsı ay­ rılmaz biçimde birbirine bağlıdır. Tam ve organik bir bütün oluştu­ rur."

1968 yılında ise Paris'te yaşa­ yan Türk ressamları (Avni Arbaş, Atilla Bayraktar, Müzehher, Remzi Rasa, Tiraje, Adnan Varın­ ca), Besançon'da ki “La Muraille” galerisinde Fikret Mualla’ya say­ gı sergisi açarlar.

Türk Büyükelçiliği ise Madam Angles'in yardımıyla, 1970 yılın­ da Paris'teki turizm büromuzda sanatçının önemli bir sergisini düzenler.

1967 yılında Reıllanue kasaba­ sındaki “Mone” ihtiyarlar yur­ dunda kimsesiz bir şekilde haya­ ta gözlerini yuman,bir dostuna yazdığı son mektubundaki sözle­ riyle “bu dünyadan nihayet kur­ tulan" Fikret Mualla'nm bugün pek çok yapıtı, Türkiye ve dünya­ nın diğer ülkelerinde, resmi ve özel koleksiyonlarda yer almak­ tadır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dizide okuyucunun daha az tanıdı­ ğı sanatçılarla ilgili ciltler, özellikle de çağımıza daha yakın dönemlerle ilgili klasikleşmiş yazarlara ayrılacak

Derken konuşmaya başlıyor Manço: «İki yıllık aradan sonra geldik.» dİ yor.. Çalışsın, ürünlerini sersin ve

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana

Avrupa Teknoloji Öğrencileri Birliği (BEST) tarafından düzenlenen ve Avrupa çapında üniversiteler arası en kapsamlı yarışma olan EBEC (Avrupa BEST Mühendislik Yarışması)