• Sonuç bulunamadı

Başlık: DOKTORALARYazar(lar):Cilt: 4 Sayı: 1 Sayfa: 009-011 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000001053 Yayın Tarihi: 1946 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: DOKTORALARYazar(lar):Cilt: 4 Sayı: 1 Sayfa: 009-011 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000001053 Yayın Tarihi: 1946 PDF"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DOKTOR ALAR

1944 - 1945 ders yılı içinde Fakültemizin Tarih Enstitüsünden iki, Sumer Dili ve Edebiyatı Enstitüsünden bir, Antropoloji Enstitüsünden bir doktora namzedi, tezleri kabul edilip imtihanlar ını geçirdikten sonra, doktor unvan ve payesini kazanmışlardır. Bundan önceki yıllarda oldu-ğu gibi, bu yıl da, Dergimizin yeni cildinin ilk sayısının bir bölü-münde, bu doktora tezleri hakkında Profesörlerinin verdikleri rapor-larla tezlerin özetlerini yayınlıyoruz.

**

MEBRURE TOSUN. — Doktora tezinin konusu : " Sumer - Babil sanatının bazı önemli mitolojik tipleri üzerinde yeni arkeolojik ve filo-lojik araştırmalar „ .

"Filoloji ile arkeolojiyi birleştiren metod, branşımda ilmi bir zaruret değil, ayni zamanda büyük âbideleri anlamak için de umumt ilmi bir taleptir. Meselâ Moortgat gibi bir arkeologun metinlerden istifade et-meksizin münferid bir arkeoloji yapması, şikâyete layık bir vâkıadır. Ve yahut Frankfort ve van Buren gibi arkeoloji mütehass ıslarının filolojik bilgilerini, kendilerini yanlış yollara sevk eden, ikinci derecede mehaz-lardan elde etmeğe mecbur olmaları da hiç taklide sayan değildir. Bundan başka, Türkiyenin mahalli ihtiyaçları da hem arkeolojik malze-meye, hem de filolojik bilgisi ile kültür tarihine eşine olan bir kimsenin yetişmiş olmasına şiddetle lüzum gösterir. Çünkü şimdiye kadar Mezopo-tamya'dan elde edilen ve doğu Anadolu'dan da yeni hafriyatla elde edilecek olan eşyanın san'at ve kültür tarihi bakımından kıymetlerinin tayini, Anadolu ve Suriye sanatının mütemadiyen Mezopotamya san'atı tesiri altında bulunuşu keyfiyetinin izah', hem filoloji hem de arkeoloji bakımından yetişmiş bir tipin mevcut olmasını icab ettirmektedir. Bayan Mebrure Tosun gösterdiğim bu yolu büyük bir şevk ve hevesle tut-muştur. Ilmi heves, ilmi sadakat ve ilmi düşünce tarzı müellifte mev-cuttur. Vâkıaları seçmek, bunları bir noktayı nazara tâbi tutmak, ayni mevzu üzerinde daha evvel yazılanları bir incelemeden geçirmek hattâ büyük mikyasta malzemeyi mütecanis bir noktayı nazar altında topla-ma ilmi tekniğine müellifin sahip olduğuna bu eser kâfi derecede kuv-vetli bir delil teşkil eder. „

( B. Landsberger ) "Ön Asya arkeolojisiode "iconographie„ , yani resimlerde tasvir edilen figürlerin teşhisi bugünkü çalışmaların merkezinde bulunmaktadır. Eti sanatı için v on Brandenstein ile benim birer tetkikimiz neşredilmiştir. Eti kültürü her zaman Babil kültürünün tesiri altında bulunmuş ve ondan birçok motifler almış olduğundan Mezopotamya sahasında yapılan tetkikler bu bakımdan Hititologları da ilgilendirir. Bilhassa

(2)

10 DOKTORALAR

Bayan Mebrure Tosun tezinae Boğa Adam, Boynuzlu. Taç gibi Eti

sanatında da mühim olan motifleri ve Anadolu dininde büyük bir

ehemmiyeti haiz olan Boğa kültünü tetkik ettiği için bu travaydan

sahamız için de bir kazanç bekliyebiliriz.

Bayan Mebrure Tosun'un tezi çok güç olan Ön Asya arkeolojisi sahasında birçok sağlam neticeleri veren kıymetli bir çalışmadır. Titiz

bir metodla ve dakik bir nüfuzu nazarla yapılan tetkiklerin neticelerinin

her zaman derli toplu bir şekilde ortaya konmasında bazı noksanlar

gördük. Fakat bu noksanlar müellifin tetkiklerinin seyrine sekte veren, eksiklikler değil, telafisi kolay ifade noksanlarıdır.

( H. G. Güterbock )

MUSTAFA AKDAĞ — Doktora tezinin konusu : " Celali

isyan-larının başlaması „ .

" ... Osmanlı tarihinin iç olayları içinde çok önemli bir yer tutan

Celali isyanları şimdiye kadar temelli bir tetkik konusu olarak ele alı

n-mamıştır. Mustafa Akdağ bu konuyu Başvekâlete bağlı Arşiv Dairesinde mevcut orijinal vesikaların ışığı altında görmeğe ve belirtmeğe çalış -mıştır. Mevzuun çok şümullü ve geniş olması müellifi yalnız mevzuun başlangıç kısmı üzerinde durmağa mecbur etmiştir. Mustafa Akdağ'ın

tezinin bazı yerlerinde ileri sürdüğü çok kat'i hükümler tarih usulüne

aykırı olmakla beraber üslup, vakaları sıralayış, ve izah şekli

genel olarak iyidir. Tez, Celâli isyanlarının menşei ve âmilleri hakkında

şimdiye kadar az bilinen ve çok mübhem olarak tanılan vakaları

sis-temli bir' şekilde bağlaması ve genel bir hükme vardırması itibariyle de muvaffak olmuş sayılabilir„ .

( Prof. Enver Ziya Karal ) " . Eseri inceledikten sonra, ayrıca işaret ettiğim noksanlıklara

rağmen bu tezin her şeyden önce büyük ve azimli bir çalışmanın

mah-sulü olduğu görülmektedir. Problemler orijinal kaynaklara dayanarak

aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bugüne kadar esaslı bir surette ele alı nma-mış olan Osmanlı tarihinin iç problemlerinden bir kısmının aydınlatı

l-masında da kısmen muvaffak olunmuş denebilir „

( Prof. Bekir Sıtkı Baykal )

SAİM APAY.— Doktora tezinin konusu : "Türk suçlularında

antropo-sosyal araştırma„ .

Saim Apay bu tezinde Anadolunun üç bölgesinde (iç-Anadolu,

Marmara ve Ege bölgeleri) cezaevlerinde bulunan ve toplam ı 1200 ü

tutan katil, sirkat, kız kaçırma, fuhuş, pederasti gibi çeşitli suç işleme

mahkümları üzerinde antropometrik, morfolojik, psiko-sosyolojik soydan

ölçmeler ve sorularla ankete yapmış ve tezinde bu ferdi fişlere

daya-narak Türk kriminolojisi bakımından mümkün neticeleri tesbite

çalışmıştır.

Tez iki bakımdan mütalea olunabilir : a) Türk suçlusunun

(3)

DOKTORALAR 11

sebepleri ve suçlunun ruhi ve sosyal durumu ve geçmi şi. Bu iki görüş

-ten de tez bize dikkati çeker neticeler vermektedir. Somatolojik

karak-terler bakımından (kan grupları ve anomaliler de dahil olmak üzere)

Türk suçlusunda aranabilecek bütün karakterler memleketimizde ilk

defa olarak sistematik bir şekilde tesbit edilmiş bulunuyor. Tezde

kri-minel sosyoloji bahsında araştırıcı suçlulardan aldığı bazı örnek

ifade-leri kaydetmekte ve bu suretle suç işlemenin yalnız fizik değil, moral

etiyolojisi bahsında da bize oldukça etraflı bir görüş imkanı

kazan-dırmaktadır.

Türk suçlularının somatolojik karakterleri yüzdeler ve ortalamalar

şeklinde tablolarda gösterilmiş ve bunlardan imkân nisbetinde neticeler

çıkarılmış ve tefsirler yapılmıştır. Ancak tezin genel netice kısmının

esas metne nazaran zayıf olduğunu söylemeliyim. Tez sahibinin ilerde

bu bahsi daha derinleştirmesi ve tezin de ortaya çıkardığı neticeleri

daha derli toplu bir halde ifade etmesi tezin kıymeti ve orijinalliği

bakımından lazımdır. „

( Ord. Prof: Şevket Aziz Kansu )

SALÂHATTIN TANSEL. — Doktora tezinin konusu : "Türk

kay-naklarına göre Osmanlı-Leh münasebetleri. „

"... Salâhattin Tansel, Osmanlı siyasi tarihinin en önemli

meselele-rinden birini ele almakta ve bunu başlıca Türk kaynaklarına

dayana-rak başlangıçtan 1768 yılına kadar incelemektedir. Başvekâlet Arşiv

dairesinde bulunan oldukça kalabalık sayıda orijinal vesikalarla

Os-manlı-Leh münasebetleri hakkında bizce şimdiye kadar bilinmiyen veya

pek az bilinen birtakım esaslı meseleleri aydınlatmaktadır. `Hususiyle

1764-68 yılları arasındaki olaylar, tezde hemen hemen tamamiyle

oriji-nal bir şekil ve izah bulmaktadır. Problemlerin vazediliş tarzında ve

izahında ve netice çıkarılmasında başarı gösterilmiştir. Müphem kalan

bazı noktalar da vardır ; fakat Türk kaynaklarına göre bunların halli

mümkün olmadığından ve esasen tezin Avrupa kaynaklarından

fayda-lanmış olmak iddiası da bulunmadığından, büyük ve esaslı bir kusur

sayılmaz kanaatındayım.

Genel olarak tez devamlı, esaslı ve ciddi bir çalışmanın

mahsulü-dür. Büyük emekler ve gayretler sarfedildiği hemen her sahifesinde

sezilmektedir. Arşiv vesikalarından başka Osmanlı-Leh münasebetleriyle

ilgili yazma ve basma eserlerden, bugünün şartları - içinde mümkün

olduğu nisbette faydalanılmış ve gerçekten verimli sonuçlar da çıkarı l-mıştır. „

Referanslar

Benzer Belgeler

2004 yılının ilk üç ayında, aracı kurumların İMKB birincil piyasa, ikincil piyasa, özel emirler ve toptan satışlar pazarındaki top- lam hisse senedi işlem hacmi

Sonuç olarak, 2002 yılında aracı kurumun müşteri işlemlerinden aldığı her 100 TL’lik komisyonun 71 TL’si kurum bünyesinde kalır- ken, 2003 yılında bu rakam 59

Toplam devlet iç borçlanma senedi (DİBS) portföy değeri 2016 yılında önceki yıla göre %10 artarak 497 milyar TL’ye ulaşmıştır.. Devlet iç borçlanma

Bildirimizde KarS Merkez'dc 2005 2006 eğitim öhetin yılında ilköğretim ?.sınıl'ta okutulıın Türk çe ders kitapltırında bu]unalt metinlerc yönelik olarak

Tehlikeli Madde Kavramı ve Sınıflandırmalar; Hiçbir Şekilde Hava Yoluyla Taşınamayacak Tehlikeli Maddeler; Birimler ve Kullanılan Dokümanlar; Tehlikeli Maddelerin

Finansal piyasaları güçlendirmek ve yatırımcıların farkındalık düzeyini artırmak için çalışmalarını sürdüren Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları

Gemlik Zeytini coğrafi adı nı n ürün ambalajı nda kullanı lı rken izlenebilirliğin sağlanması ve denetimlerin yapı labilmesi için Gemlik Ticaret Borsası tarafı

Malı mesleki ve ticari amaçlı olarak kullanan Tacirler(müşteri) için ise garanti süresi firmamızca belirlenmekte olup 1 yıldır. 2) Malın bütün parçaları