• Sonuç bulunamadı

Son Dönem Böbrek Hastalarının Kısa Sağlık Anketi ile Ruhsal Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Son Dönem Böbrek Hastalarının Kısa Sağlık Anketi ile Ruhsal Değerlendirilmesi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Özet

Amaç: Bu çal›flmada, programl› hemodiyaliz (HD) tedavisi alan son dönem böbrek hastalar›n›n ruhsal durumlar›n›n "K›sa Sa¤l›k Anke-ti" (K›SA) ile saptanmas› ve ölçe¤in aile hekimlerinin, kronik hasta-lar› izlemesinde en az di¤er psikiyatrik ölçekler kadar uygun olabi-lece¤inin gösterilmesi amaçland›.

Yöntem:Son bir y›ld›r düzenli HD program›nda olup, Kt/V oran› 1.4’ün üzerinde olan ve etkin HD uygulanan 230 hasta çal›flma grubu olarak seçildi. Üremi belirtileri gösterenler çal›flma d›fl›nda b›rak›ld›. Çal›flma grubuna K›SA uyguland›.

Bulgular: Grubun %15.7’sinde minör depresif bozukluk, %13.9’unda majör depresif bozukluk, %2.6’s›nda ise panik bo-zuklu¤u saptand›. Majör depresif bozukluk tan›s› alanlar ile bilinen tan› konmufl bir hastal›¤›n varl›¤› aras›ndaki iliflki istatistiksel olarak anlaml› bulundu (p<0.05). Panik bozukluk tan›s› alanlar›n %66.7’sinde eflzamanl› depresif bozukluk saptand›. Panik bozuk-lu¤u tan›s› alanlarda eflzamanl› majör depresyon görülme olas›l›¤› anlaml› olarak daha fazlayd› (p<0.05). Hastalar›n %12.2’sinde ise belirgin ifllev kayb› bulundu.

Sonuç: Periyodik izlemleri yaparken, k›sa bir süre içinde ve kolay-ca, hastan›n kendisi taraf›ndan uygulanabilen K›SA, ruhsal bozuk-luklara tan› koymada ve bu sorunlar› yönetmede aile hekimlerine oldukça büyük bir kolayl›k ve h›z getirecektir. K›SA’n›n aile hekim-li¤inde kronik hastal›klara yaklafl›m için en az di¤er psikiyatrik öl-çekler kadar uygun olabilece¤i düflünülebilir.

Anahtar sözcükler: Son dönem böbrek hastal›¤›, kronik hastal›k-lar, depresif Bozukluk, panik Bozukluk, k›sa sa¤l›k anketi, aile he-kimli¤i.

Summary

Objective:The objective of this study was to assess the psycho-logical profile of end stage renal disease patients on hemodialysis (HD) by Brief Patient Health Questionnaire (Brief-PHQ). We also aimed to show that this inventory is appropriate in approaching chronic diseases in family practice.

Materials and Method: The study group consisted of 230 patients on effective HD therapy in the past one year period with the values of Kt/V>1.4. We excluded the patients with uremia. We applied the Brief-PHQ to the study group.

Results:In the study group, the prevalence of minor depression was 15.7%, major depression 13.9% and panic disorder 2.6%. The relationship between major depression and presence of a dis-order that had been diagnosed before was statistically significant (p<0.05). Comorbid depression was detected in the 66.7% of the panic disorders. Comorbid major depression in the panic disorders was statistically significant (p<0.05). Loss of function was seen in the 12.2% of these patients.

Conclusion:During the periodic follow-up of patients, the Brief-PHQ can be applied in a very short time and may serve as an easy tool for primary care physicians. This inventory is as appropriate as the other psychological assessment scales in approaching chronic diseases in family practice.

Key words:End stage renal disease, chronic disorder, depressive disorder, panic disorder, brief patient health questionnaire, fami-ly practice.

PSYCOLOGICAL EVALUATION OF END STAGE RENAL DISEASE PATIENTS WITH BRIEF PATIENT HEALTH QUESTIONNAIRE

‹brahim Tokalak,1Altu¤ Kut,2Füsun Sözen,2Beril Akman,3F. Nurhan Özdemir4

Son Dönem Böbrek Hastalar›n›n

K›sa Sa¤l›k Anketi ile Ruhsal

De¤erlendirilmesi

1) Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Aile Hekimli¤i Anabilim Dal›, Aile Hekimli¤i Uzman› Ö¤r. Gör., Dr. 2) Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Aile Hekimli¤i Anabilim Dal›, Aile Hekimli¤i Uzman›, Dr. 3) Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Nefroloji Bilim Dal›, Ö¤r. Gör., Dr.

4) Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Nefroloji Bilim Dal›, Nefroloji Uzman›, Prof. Dr.

Türk Aile Hek Derg 2006; 10(1): 14-19 Araflt›rma | Research Article

(2)

A

nksiyete ve depresyon birinci basamak sa¤l›k hiz-metlerinde oldukça s›k görülür.1Tarama

ölçekleri-nin bu psikiyatrik durumlar›n araflt›r›lmas› ve sap-tanmas›nda yararl› olabilece¤i savunulmaktad›r.2

Depres-yon ataklar›n›n %90’› birinci basamak sa¤l›k hizmetlerinde görülür. Ancak olgular›n yakalanmas› ve tedavisi, beklene-nin çok alt›ndad›r.3,4 Ülkemizde ise tan› koyma oran› %15

gibi çok daha düflük bir orandad›r.5Üstelik bunlar,

hastala-r› düflkün bir duruma sokabilecek, ifllev kayb›na yol açabi-lecek, topluma maliyeti yüksek olabilecek sorunlard›r. An-cak do¤ru tedavi uyguland›¤›nda, oluflan bu hastal›k yükü-nün kontrol alt›na al›nabilmesi olas›d›r.6,7

Dünyada depresyon taramas›nda en yayg›n kullan›lan dört ölçek: Genel Sa¤l›k Anketi (depresyon için bir alt ölçe-¤i bulunmaktad›r), Beck Depresyon Ölçeölçe-¤i, Zung Depres-yon Ölçe¤i ve Epidemiyolojik Çal›flmalar Merkezi-Depres-yon Ölçe¤i (CES-D)’dir.1Bununla birlikte, birinci basamak

sa¤l›k hizmetlerinde ruhsal bozukluklara tan› koyabilmek için, geçerlilik ve güvenirlili¤i s›nanm›fl ve kullan›m› olduk-ça kolay olan "K›sa Sa¤l›k Anketi" (K›SA) gelifltirilmifltir. Bu ölçe¤in orijinali Patient Health Questionnaire (PHQ), bi-rinci basamak sa¤l›k hizmetlerinde kullan›lmak üzere gelifl-tirilmifl ilk tan› koyma ölçe¤i olan Prime-MD’yi de geliflti-ren Spitzer ve arkadafllar› taraf›ndan haz›rlanm›flt›r.8

Ülkemizde de hem Prime-MD hem de PHQ dil ve kül-tür uyum çal›flmalar› yap›larak hekimlerimizin ve hastalar›-m›z›n kullan›m›na uygun bir hale getirilmifltir. PHQ’in k›sa formu olan "Brief-PHQ" (K›SA) ise hasta taraf›ndan verilen yan›tlar›n hekim taraf›ndan de¤erlendirilerek majör depresif bozukluk, minör depresif bozukluk ve panik bozukluk tan›-lar›n›n konabildi¤i bir kendi kendini de¤erlendirme ölçe¤i-dir. Ancak ülkemizde ruhsal kaynakl› genel bedensel belir-tilerin yayg›nl›¤›n› dikkate alan Çorapç›o¤lu, somatoform bozukluk ile ilgili belirtilerin organik bir hastal›¤a ba¤l› olup olmad›¤›n› sorgulamak amac›yla ölçe¤e dört soru ek-lemifltir.9

Kronik hastal›klarda depresyon ve anksiyete oldukça s›k görülür. Çal›flmalara göre, kronik hastal›klar›n terminal dö-neminde olanlar›n %18’inde depresyon bulunmaktad›r. Yi-ne depresyonu olan hastalarda, bedensel rahats›zl›klar›n da daha büyük bir s›kl›kta görüldü¤ü bildirilmektedir. Örne¤in üremik hastalar›n %13-68’inde psiko-sosyal sorunlar sap-tanm›flt›r.10-16

Kronik böbrek yetersizli¤i (KBY), çok önemli bir kro-nik hastal›kt›r ve her yönüyle birinci basamakta çal›flan he-kimlerin ilgi alan›na girer. Bu hasta grubunda, depresyon s›k ama gerçekte oldu¤undan daha az konmufl bir tan› ola-rak karfl›m›za ç›kar. Son dönem böbrek hastal›¤›nda

(SDBH) kronik hastal›k ve depresyonun bulgular› üst üste binmekte ve gerçekçi bir tan› konmas› zorlaflmaktad›r. Kul-lan›lan tan› ölçe¤ine göre bu hasta grubundaki depresyon prevalans› de¤ifliklik gösterebilir. Ancak alt›n standart, psi-kiyatrik görüflmede DSM-IV R kriterlerine göre konan tan›-d›r.12,16

SDBH olanlar, di¤er kronik hastal›klardaki gibi, tedavi ortam› ve sosyal k›s›tlamalar nedeniyle büyük bir duygusal gerilim alt›ndad›r. Bu hastalar, aile içindeki ve ifl yerindeki rol kayb›, böbrek fonksiyonlar›yla birlikte mobilite kayb›, fiziksel, biliflsel ve cinsel yeteneklerin kayb› gibi yo¤un bask›larla karfl›lafl›rlar. ‹fllev kay›plar›na kronik, güçsüz dü-flüren bir hastal›¤›n bulgular› ve bedenin buna verdi¤i pato-fizyolojik tepkiler de eklenince depresyon kolayca gelifle-bilmektedir.10-16

Komorbid depresyonun ortaya ç›k›fl›, genellikle hemo-diyalizde (HD) geçirilen süreyle ba¤lant›l›d›r. Bu nedenle depresyon daha çok yafll› SDBH olanlarda ya da 1 y›ldan uzun diyaliz tedavisi alanlarda görülmektedir.15 Amerika

Birleflik Devletlerinde 1993 y›l›nda bir diyaliz program›na kay›tl› SDBH’nin %9’unun psikiyatrik bir tan›yla yat›r›la-rak tedavi alt›na al›nd›¤› bildirilmifltir. Daha yeni çal›flma-larda her dört diyaliz hastas›ndan birinin Beck Depresyon Ölçe¤i’ne göre hafif depresyon rahats›zl›¤› oldu¤u bildiril-mektedir.17,18 Ülkemizden bildirilen bir seriye göre sürekli

ambulatuvar periton diyalizi alanlar›n %19’unda ve HD program›na kay›tl› hastalar›n %54’ünde depresyon belirtile-ri görülmektedir.14 Bu oran baz› çal›flmalarda HD hastalar›

için %70’lere yükselebilmektedir.19

Kronik hastal›¤› olanlar›n birinci basamak sa¤l›k hizme-ti kapsam›nda ruhsal aç›dan desteklenmelerinin, mental so-runlarla ilgili hastane baflvurular›n› anlaml› derecede azalt-t›¤› ya da iki baflvuru aras›ndaki süreyi uzatazalt-t›¤› saptanm›fl-t›r.20Oluflan parasal yük ve sosyal sorunlar karfl›s›nda aile

hekimi hasta ve içinde bulundu¤u yap›y› global olarak de-¤erlendirerek uygun çözümler üretebilmelidir.21-23

Bu çal›flmada, Baflkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Diyaliz Merkezi’nde programl› HD uygulanan SDB hasta-lar›n›n K›SA ile de¤erlendirilmesi ve konulan psikiyatrik tan›ya göre sorunun çözümü amaçland›. K›SA ölçe¤inin kronik hastal›klara yaklafl›mda aile hekimlerinin kullan›m›-na en az di¤er psikiyatrik ölçekler kadar uygun olabilece¤i-ni göstermek hedefler aras›ndayd›.

Yöntem

Kt/V oran› 1.4’ün üzerinde olan ve son bir y›ld›r düzen-li HD uygulanan 230 hasta çal›flma grubunu oluflturuldu.

(3)

Et-kisiz HD’in hastalar›n ruhsal durumlar› üzerindeki olas› olumsuz etkisini d›fllayabilmek için Kt/V oran› 1.4’ün alt›n-da olan hastalar çal›flma grubu d›fl›nalt›n-da tutuldu. Duygudu-rum üzerine depresif etkisi olan üremi belirtileri gösteren hastalar çal›flma grubunun d›fl›nda b›rak›ld›.

Ortalama dört saatlik HD seans›na kabul edilen 230 has-taya K›SA uyguland›. Ölçe¤i, bu konuda k›sa bir e¤itim alan HD hemflireleri uygulad›. Hasta, uygulama hakk›nda bilgilendirildikten sonra sorular› yan›tlamak üzere yaln›z b›rak›ld›. Okuma-yazmas› yeterli olmayan ya da anket soru-lar›n› okumakta zorlanan hastalara hemflire yard›m etti. An-cak bu yard›m›n, hastan›n yan›tlar›n› yönlendirmemesine dikkat edildi. Yan›tlama süresi aç›s›ndan serbest b›rak›lan hastalar›n, ölçe¤i tek seferde tamamlamalar› istendi.

K›SA (Brief Patient Health Questionnaire=Brief-PHQ), ülkemizde ve dünyada geçerlili¤i ve güvenirlili¤i kan›tlan-m›fl, birinci basamak sa¤l›k hizmetlerinde ruhsal bozukluk-lara tan› koymak üzere gelifltirilmifl, hastalar›n kendilerince uygulanabilen ilk psikiyatrik de¤erlendirme ölçe¤idir.9

So-ru formunu oluflturan bozukluklar afla¤›daki gibi gSo-rupland›- grupland›-r›labilir:

1. Yayg›n bedensel belirtilerin de¤erlendirildi¤i sorular a. somatoform bozukluk

2. Depresif belirtilerin de¤erlendirildi¤i sorular a. minör depresif bozukluk

b. majör depresif bozukluk

3. Anksiyete belirtilerinin de¤erlendirildi¤i sorular a. panik bozukluk

K›SA uygulama yönergesi

1. Yak›nmaya neden olan yayg›n fiziksel semptomlara yol açacak organik hastal›¤›n olmad›¤›na karar verilirse, be-lirtiler hastan›n günlük ifllevselli¤ini ve sorumluluklar›-n› yerine getirmesini engelliyorsa somatoform bozukluk tan›s› konur.

2. Belirtiler; normal yas tutma, organik hastal›k, ilaç ya da madde kullan›m› ya da ba¤›ml›l›¤› gibi biyolojik durum-lar ile aç›klanam›yorsa ve öyküde manik epizod yoksa, depresif belirtiler hastan›n günlük ifllevselli¤ini ve so-rumluluklar›n› yerine getirmesini engelliyorsa majör ya da minör depresif bozukluk tan›s› konur.

3. Anksiyete belirtilerini aç›klayacak organik hastal›k, ilaç ya da madde kullan›m› ya da ba¤›ml›l›¤› gibi biyolojik durumlar yoksa, belirtiler hastan›n günlük ifllevselli¤ini ve sorumluluklar›n› yerine getirmesini engelliyorsa pa-nik bozukluk tan›s› konur.

‹statistiksel analiz

Veriler elektronik ortamda topland›. Sonuçlar, SPSS 11.0 istatistik program› ile frekans analizleri ve ki-kare tes-ti yap›larak de¤erlendirildi.

Bulgular

Çal›flma grubundaki 230 hemodiyaliz hastas›n›n 106’s› (%46.1) kad›n, 124’ü (%53,9) erkekti (1:1.17). Grubun yafl aral›¤› 15-92 olup, ortalamas› 43,5±14,3 (ortanca=43) idi. Grubun, 49’unun (%21.3) ya okuma-yazmas›n›n olmad›¤› ya da sadece ilkokul mezunu oldu¤u, bunun d›fl›nda kalan-lar›n (n=181, %78.7) ise ortaokul ve üzeri e¤itim ald›¤› sap-tand›.

SDBH’n›n etiyolojik nedeni d›fl›nda bilinen tan› konmufl bir hastal›klar› olup olmad›¤› soruldu¤unda; 177 (%77.0) hasta tan›s› konmufl efllik eden bir hastal›¤› olmad›¤›n›, 53 (%23.0) hasta ise böyle bir hastal›¤›n›n bulundu¤unu belirt-ti.

230 hastan›n 36’s›nda (%15.7) minör depresif bozukluk, 32’sinde (%13.9) majör depresif bozukluk, 6’s›nda (%2.6) panik bozuklu¤u saptand›. Yafl ile minör ya da majör depre-sif bozukluk tan›s› aras›nda anlaml› bir iliflki yoktu (p=0.11). Ayn› flekilde, cinsiyet ile minör ya da majör dep-resif bozukluk tan›s› aras›nda da anlaml› bir iliflki saptana-mad› (p=0.15). Herhangi bir depresif bozukluk tan›s› ile bi-linen tan› konmufl bir hastal›¤›n varl›¤› aras›nda anlaml› bir iliflki bulunamad› (p=0.17). Ancak, majör depresif bozuk-luk tan›s› alanlar ile bilinen tan› konmufl bir hastal›¤›n var-l›¤› aras›ndaki iliflki istatistiksel olarak anlaml› idi (p<0.05). Panik bozuklu¤u tan›s› ile yafl, cinsiyet ve bilinen tan› kon-mufl bir hastal›¤›n varl›¤› aras›nda istatistiksel olarak an-laml› iliflki yoktu (p>0.05). Panik bozuklu¤u tan›s› alanlar›n 4’ünde (%66.7) eflzamanl› depresif bozukluk saptand›. Bu hastalardan 3’ünde (%50.0) majör depresif bozukluk, 1’in-de (%16.7) minör 1’in-depresif bozukluk saptand›. Panik bozuk-lu¤u tan›s› konanlarda eflzamanl› majör depresyon görülme olas›l›¤› anlaml› olarak daha fazlayd› (p<0.05). Ayn› anlam-l› iliflki panik bozuklu¤u ve minör depresyon aras›nda da bulunmaktayd› (p<0.05).

Hastalar›n, son bir ayda yaflad›klar› bedensel sorunlar fiekil 1’de gösterilmifltir. Hastalara fiekil 1’de görülen fizik-sel yak›nmalar nedeniyle bir hekime baflvurup vurmad›kla-r› soruldu¤unda; 130’unun (%56.5) bir hekime baflvurmad›-¤›, 100’ünün (%43.5) bu yak›nmalar nedeniyle bir hekim-den yard›m ald›¤› ö¤renildi. Bu yak›nmalar›n ruhsal s›k›nt›-lardan kaynaklan›p kaynaklanmad›¤› soruldu¤unda; 185’i (%80.4) yak›nmalar›n›n ruhsal s›k›nt›lar›ndan kaynaklan-mad›¤›n›, 45’i ise (%19.6) yak›nmalar›n› ruhsal gerginli¤e ba¤lad›¤›n› ifade ettiler.

(4)

Çal›flma grubundaki hastalara somatik belirtiler, depre-sif duygudurum ya da panik bozuklu¤u nedeniyle ev ve ifl yerinde ifllevlerinin ne kadar etkilendi¤i soruldu¤unda, 28 hastada (%12.2) belirgin ifllev kayb› (oldukça fazla ve afl›r› derecede etkilenme) oldu¤u bulundu. SDBH’n›n ifllev kay-b› da¤›l›m› fiekil 2’de gösterilmifltir.

Tart›flma

SDBH’nda baflta depresif bozukluk olmak üzere birçok ruhsal sorun görülür. Çal›flmalar, birinci basama¤›n en önemli kronik hasta gruplar›ndan SDBH’nda tedavi sonuç-lar›n›n istenilen düzeyde olabilmesi, hastane yat›fl› ve mor-talitenin azalt›labilmesi için depresif bozukluklar›n ay›r›c›

fiekil 1

Son dönem böbrek hastalar›n›n son bir aydaki bedensel sorunlar›

25 20 15 10 5 0 % 14.3 22.2 10.0 9.5 9.1 8.7 6.5 5.2 4.8 4.3 3.0 2.6 1.3

Eklem a¤r›s› Mide a¤r›s› S›rt a¤r›s› Bulant›-haz›ms›zl›k

Bafl a¤r›s›

Kab›zl›k-ishal Nefes darl›¤› Cinsel iliflkide a¤r›

Adet a¤r›s›

Kalp çarp›nt›s› Bafl dönmesi Gö¤üs a¤r›s› Bay›lma nöbetleri

fiekil 2

Son dönem böbrek hastalar›n›n ifllev kayb› yak›nmlar›

%7.4

%4.8

%41.3

%46.5

Hiç etkilemedi Bir miktar etkiledi Oldukça fazla etkiledi Afl›r› derecede etkiledi

(5)

tan›s›n›n yap›lmas› gerekti¤ini vurgulamaktad›r.12-16,20

SDBH’ndaki duygudurum de¤ifliklikleri daha önce bir çok çal›flmada Beck Depresyon Ölçe¤i ile de¤erlendirilmifl ve HD hastalar›nda de¤iflik fliddette, %70’e varan oranlarda depresif bozukluk saptanm›flt›r.13,19,24,25Ancak HD

hastalar›-na depresif bozukluk tan›s› koymak oldukça güç olabilir, çünkü depresyonu and›ran üremi bulgular› depresyon tan›-s›n› zorlaflt›rmakta ve do¤rulu¤u tart›flmal› yüksek depres-yon tan› oranlar› görülebilmektedir.12,19‹nefektif HD’in

has-talar›m›zda ortaya ç›kabilecek olan üremi bulgular›n›n ruh-sal sorunlara yaklafl›m›m›z› olumsuz yönde etkilememesi için Kt/V oran› 1.4’ün alt›nda olan hastalar çal›flma d›fl›nda tuttuk.

K›SA’n›n somatoform bozukluklarla ilgili fiekil 1’de de¤inilen ve varl›¤›na göre "hiç", "bir miktar" ve "oldukça" fleklinde yan›tlanmas› beklenen somatik bulgular k›sm›, HD alan SDBH seyrinde ya da HD komplikasyonu olarak s›k rastlanan yanl›fl somatoform bozukluk tan›s›na yol açaca¤› düflünülerek de¤erlendirmeye al›nmam›flt›r. Ancak ölçek bütünlü¤ünün bozulmamas› için, hastalar›n formu eksiksiz doldurmalar› istenmifl ve sonuçlar bölümünde bu belirtilerin da¤›l›m› gösterilmifltir. SDBH’nda bu belirtilerin s›kça gö-rülmesi bu hasta grubunda somatoform bozukluklar kapsa-m›nda belirtiler geliflmeyece¤i anlam› da tafl›mamaktad›r. Kan›m›zca aile hekimli¤i uygulamas›ndaki sürekli bak›m ve disipline özgü hasta hekim iliflkisi sayesinde birinci ba-samak hekimleri bu tarz belirtilerin ay›r›c› tan›s›n› kolayca yapabilecek ve sorunlar› yönetebileceklerdir.

Çal›flmam›z›n sonuçlar›na göre, hasta grubumuz kronik hastal›klar› nedeniyle büyük bir ruhsal gerilim alt›ndad›r. Hastalar›m›z›n büyük bir ço¤unlu¤u yak›nmalar›n›n ruhsal kökenli olmad›¤›n› ve bu yak›nmalar için herhangi bir he-kimden profesyonel bir destek almad›klar›n› belirtmifllerdir.

Çal›flman›n sonunda, K›SA ile belirlenen yo¤un bask› alt›nda olan ve kronik hastal›klar›n›n tedavileri süren KBY’li hastalar›m›z, saptanan ruhsal sorunlar›n›n tedavisi için ilgili hekime yönlendirildi. Tüm hastalar›n psikolojik aç›dan kontrol alt›nda tutulmas› ve gelecekte sorun yaflama-malar› için tedavinin sürdü¤ü ünite sorumlular› psikolojik destek ve sosyal motivasyon programlar› bafllatt›lar.

Aile hekimleri, kronik hastal›klar›n izleminde önemli rol oynarlar. Avrupa Genel Pratisyenlik / Aile Hekimli¤i Birli¤i’nin (Wonca-Europe) 2002 ölçütlerine göre, bu hasta grubunun biyopsikososyal rehabilitasyonu, aile hekiminin görev tan›m› içindedir.26Kronik hastal›klar aras›nda

önem-li yer tutan ve bir çok ruhsal sorunun eflönem-lik etti¤i SDBH’n›n periyodik izleminde k›sa sürede ve kolayca, hastan›n kendi-si taraf›ndan uygulanabilen K›SA, aile hekimlerine oldukça büyük bir kolayl›k ve h›z getirecektir. Ancak tek bir HD

merkezinde, programl› tedavi alan hastalar› kesitsel olarak inceleyen çal›flmam›z kronik hastalar evrenini temsil etme-mektedir. Ölçek, kronik hastal›klardan oluflan çal›flma grup-lar›na uygulanarak tüm kronik hastalarda geçerli ve güveni-lir olup olmayaca¤› tart›fl›labigüveni-lir. Sonuç olarak; aile hekim-li¤i uygulamalar›nda, K›SA ölçe¤inin en az›ndan SDBH’nda tan›ya varmak için en az di¤er psikiyatrik ölçek-ler kadar uygun oldu¤u söylenebilir.

Kaynaklar

1. Boratav C. Boratav Depresyon Tarama Ölçe¤i (Bordepta): Epidemiyolojik

Çal›flmalar ve Birinci Basamak Sa¤l›k Hizmetinde Depresyonu Tan›maya Duyarl› Bir Ölçek. Türk Psikiyatri Dergisi 2003; 14(3): 172-83.

2. Gilbody SM, House AO, Sheldon TA. Routinely administered

questionna-ires for depression and anxiety: systematic review. BMJ 2001; 322: 406-9.

3. Kendrick T. Why can’t GPs follow guidelines on depression? We must

qu-estion the basis of the guidelines themselves. BMJ 2000; 320: 200-1.

4. Scott J, Thorne A, Horn P. Effect of a multifaceted approach to detecting

and managing depression in primary care. BMJ 2002; 325: 951-4.

5. Sa¤duyu A, Ögel K, Özmen E, Boratav C. Birinci basamak sa¤l›k

hizmet-lerinde depresyon. Türk Psikiyatri Dergisi 2000; 11: 3-16.

6. Hall R, Rundell J, Hirsch TW. Economic issues in consultation-liaison

psychiatry. Textbook of consultation-liaison psychiatry’de. Ed. Rundell J, Wise MG. Washington, American Psychiatric Press, 1996; 24-37.

7. Strain JJ, Hammer JS, Fulop G. APM task force on psychosocial

interven-tions in the general hospital inpatient setting. A review of cost-offset studies.

Psychosomatics1994; 35(3): 253-62.

8. Spitzer RL, Kroenke K, Williams JB. Validation and utility of a self-report

version of PRIME-MD: the PHQ primary care study. Primary Care Evaluation of Mental Disorders. Patient Health Questionnaire. JAMA 1999; 282(18): 1737-44.

9. Çorapç›o¤lu, A, Özer, GU. Adaptation of revised Brief PHQ (Brief-PHQ-r)

for diagnosis of depression, panic disorder and somatoform disorder in pri-mary healthcare settings. International Journal of Psychiatry in Clinical Practice 2004; 8(1): 11-8.

10. Chen YS, Wu SC, Wang SY, Jaw BS. Depression in chronic

haemodialy-sed patients. Nephrology 2003; 8, 121-6.

11. Kathol RG, Petty F. Relationship of depression to medical illness. J Affect

Disord 1981; 3: 111-21.

12. Kimmel PL. Depression in patients with chronic renal disease. What we

know and what we need to know. J Psychosom Res 2002; 53: 951-6.

13. Finkelstein FO, Finkelstein SH. Depression in chronic dialysis patients:

As-sessment and treatment. Nephrol Dial Transplant 2000; 15: 1911-3.

14. Camsari T, Cavdar C, Yemez B, Ozkahya M, Atabay G, Alkin T, Ak-cicek F. Psychosexual function in CAPD and hemodialysis patients. Perit

Dial Int1999; 19: 585-8.

15. Barisic I, Mück-Seler D, Jakovljevic M, Sagudc M. Comorbid depression

and platelet serotonin in hemodialysis patients. Nephron Clin Pract 2004; 96: c10-c14.

16. Kimmel PL, Thamer M, Richard CM, Ray NF. Psychiatric Illness in

Patients with End-Stage Renal Disease. Am J Med 1998; 105: 214-21.

17. Kimmel PL, Weihs KL, Peterson RA ve ark. Behavioral compliance with

dialysis prescription in hemodialysis patients. J Am Soc Nephrol 1995; 5: 1826-34.

18. Kimmel PL, Peterson RA, Weihs KL. Psychologic functioning, quality of

life and behavioral compliance in patients beginning hemodialysis. J Am Soc

Nephrol1996; 7: 2152-9.

19. Akman B, Özdemir FN, Sezer S, Miçozkad›o¤lu H, Haberal M.

Depres-sion levels before and after renal transplantation. Transplantation Proc 2004; 36: 111-3.

20. Wood K, Anderson J. The effect of psychiatric case management involving

general practitioners: Preliminary results. Aust N Z J Psychiatry 1995; 29(2): 223-9.

(6)

21. Mitchell G, Del Mar C, Francis D. Does primary medical practitioner

invol-vement with a specialist team improve patient outcomes? A systematic review. Br J Gen Pract 2002; 52(484): 934-9.

22. Burns T, Knapp M, Catty J ve ark. Home treatment for mental health

prob-lems: a systematic review. Health Technol Assess 2001; 5(15): 1-139.

23. Gournay K, Brooking J. The community psychiatric nurse in primary care:

an economic analysis. Journal of Advanced Nursing 1995; 22(4): 769-78.

24. Kimmel PL, Peterson RA, Weihs KL, Simmens SJ, Alleyne S, Kruz I, Veis JH. Multiple measurement of depression predict mortality in a

longitudinal-study of chronic hemodialysis outpatients. Kidney Int 2000; 57: 2093-98.

25. Valderrabano F, Jofre R, Lopez-Gomez JM. Quality of life in end-stage

renal disease patients. Am J Kidney Dis 2001; 38: 443.

26. Evans P. The European definition of general practice/family medicine.

Won-ca Europe, Barcelona, Spain, 2002; 1-34.

Gelifl tarihi: 09.06.2005 Kabul tarihi: 23.02.2006

‹letiflim adresi:

Dr. ‹brahim Tokalak Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi Aile Hekimli¤i Anabilim Dal› Fevzi Çakmak Cad. 10. Sok. No: 45 Bahçelievler 06490 Ankara Tel: (0312) 212 68 68 / 1334 Faks: (0312) 215 09 76 e-posta: ibrahim_tokalak@yahoo.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Topuk dikeni denilen bu durum uzun süre ayakta kalan ve kilo fazlas› olan kiflilerde daha s›k görülüyor.. Uzun süreli yürüyüfl veya baz› sporlar da topuk dikeni

Ellerdeki ve yüzdeki afl›r› terleme için kapal› yöntemle yani endoskopik olarak terleyen bölgenin sempatik sinirleri- nin kesilmesi, ellerde ve yüzdeki terlemeyi %99

Yüz felci geçiren kiflilerde, bu sinir kulak kemi¤inin içinde uzun bir yol izledi¤i için, siniri etkileyebilecek bir kulak hastal›¤›n›n araflt›r›lmas› gerekiyor.. Ku-

Deniz ve havuz kenarlar›nda baflkas›na ait terlik, havlu ve k›yafetlerin giyinmesi de man- tar bulaflma riskini artt›rd›¤› için sak›ncal› kabul ediliyor.. Havuzda

Her iki gözden beyne ulaflan görüntüler farkl› oldu¤u için bir süre sonra beyin bunlardan birini tercih ediyor ve di¤er göz zay›f kal›yor.. Görüntünün a¤tabakaya

Bafl a¤r›s›, al›n ve burun çevresin- de a¤r›lar, burun t›kan›kl›¤›, öksürük, halsizlik ve burun ak›nt›s› gibi belirtiler görülüyor.. Sar›-yeflil burun ve

Ayakkab›n›n ba¤c›kl› olmas›, parmak ucunda bir miktar boflluk bulunmas›, tarak k›sm›- n›n geniflli¤inin aya¤a uygun olmas› ve aya¤› s›k- mamas› ideal bir

Kolera, afl›r› su ve tuz kayb›na ba¤l› olarak 5-6 saat içinde ölüme yol açabilece¤i için, tedavisindeki en önemli nokta erken tan›.. Bu nedenle tedavideki temel