• Sonuç bulunamadı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yenidoðan iþitme taramasý: baþlangýçtan günümüze

G. Aydan Genç1, B. Berrin Ertürk2, Erol Belgin3

Hacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi 1Odyoloji Öðretim Görevlisi, 3Odyoloji Profesörü, T.C. Baþbakanlýk Özürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý 2Odyoloji Uzmaný

Bebeklerin konuþma ve lisan geliþimi, yaþamýn ilk yýllarýnda özellikle ilk aylarda oldukça hýzlý geliþir. Altý aylýk bebek, konuþma sesine çevresindeki diðer seslere göre daha fazla ilgi gösterir. Bebek 18 aylýk olduðunda ise artýk basit cümleler oluþturabilir1,2. Erken bebeklik

döneminde bebeðin normal iþitmeye sahip olmasý, konuþma ve lisan geliþiminin yaný sýra sosyal, duygusal ve zihinsel geliþimi açýsýndan da son derece önem taþýr3-6. Bu nedenle

konjenital anomaliler arasýnda sýk görülen iþitme kaybýnýn erken dönemde fark edilememesi, iþitme engelli çocuðun konuþma ve lisan becerisinde gerilik, akademik performansýnda zayýflýk, kiþisel ve sosyal uyumsuzluk, duygusal sýkýntýlar gibi insaný yaþam boyu etkileyen engellilik durumuna yol açar4-6. Ýþitme cihazý ile amplifikasyon

uygulanmayan 35-40 dB’lik orta derecede bir iþitme kaybýna sahip olmak bile çocuðun günlük SUMMARY: Genç GA, Ertürk BB, Belgin E. (Department of Odiology, Hacettepe University Faculty of Medicine, Ankara, Turkey). Newborn hearing screening: from the beginning till right now. Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi 2005; 48: 109-118.

Congenital bilateral hearing loss is seen in 1-6 of every 1000 infants, establishing it as the most of commonly occurring birth defect. Normal hearing in early infancy is essential for speech, language, and social and emotional development of human beings. The usual age at diagnosis of hearing loss is at least 18-30 months (or even later in cases of less severe hearing loss) when there are no screening programs in use. This affects the development of language and speech of the child and later success in school performance. Therefore, to ensure a child's optimal care and development, hearing screening should be done. There was a long-standing belief that it was essential to do a newborn hearing screening only for those infants at risk of hearing loss. Today however, in Turkey and throughout the world, audiologists and other professionals recommend the screening for all newborns, with or without risk. The newborn hearing screening program is common now in Turkey as well and efforts are underway to make its practice more widespread.

Key words: newborn, hearing loss, hearing screening.

ÖZET: Ýþitme kaybý konjenital anomaliler arasýnda sýklýkla görülmektedir. Yenidoðanlarda 1:1000 ile 6:1000 oranýnda iþitme kaybý olduðu kabul edilir. Erken dönemde sahip olunan normal iþitme bireyin konuþma, lisan, sosyal ve emosyonel geliþimi için önemlidir. Tarama programlarý olmadan iþitme kaybýnýn taný yaþý 18-30 ay civarýnda olmaktadýr. Ýþitme kaybýnýn hafif ya da orta derecede olduðu durumlarda taný yaþý daha da büyür. Bu durum, çocuðun konuþma ve lisan geliþimine ve daha ileriki dönemde okul baþarýsýna etki eder. Tüm bunlar dikkate alýndýðýnda iþitme kaybý ile doðan bir bebeðin yaþamý boyunca sahip olduðu en büyük þansýn yenidoðan iþitme taramasý olduðu söylenebilir. Ýlk baþlarda sadece riskli bebeklerin iþitme taramasýnýn yapýlmasý görüþü etkiliyken artýk tüm dünyada ve Türkiye’de tüm yenidoðanlarýn iþitme taramasýnýn yapýlmasý uzmanlar tarafýndan kabul görmektedir. Dünyadaki geliþime paralel olarak Türkiye’de de yenidoðan iþitme taramasýnýn temelleri atýlmýþ ve tüm ülke çapýnda hýzla yaygýnlaþtýrýlmasýna çalýþýlmaktadýr.

(2)

konuþmalarýn %50’sini kaçýrmasýna neden olur. Ýleri ve çok ileri dereceli iþitme kaybýna sahip olmak ise iletiþim becerisini daha ciddi boyutlarda engeller5,7.

Ýþitme kaybý; bireyin sahip olduðu iþitme duyarlýlýðýnýn onun geliþim, uyum ve özellikle de iletiþim becerilerini kazanmasýna engel olma durumu olarak tanýmlanabilir8. Çok hafif

dereceden çok ileri dereceye kadar farklý düzeylerde olabilen iþitme kaybý duyusal yoksunluk ile birlikte, öðrenme problemine dönüþen iletiþim becerisinin bozulmasýna da neden olur9-12.

Genellikle yenidoðanlarda 1:1000 ile 6:1000 oranýnda iþitme kaybý olduðu kabul edilir13,16.

Saðlýklý yenidoðanlarýn 1:1000 ile 3:1000’ünde, yoðun bakým ünitesinde tedavi gören bebeklerin %2 ile %4’ünde her iki kulakta belirgin iþitme kaybýna rastlanýr14-16. Konjenital iþitme kayýplarý

insidansý ülkelere göre farklýlýk gösterir. Bu deðerler, Amerika Birleþik Devletleri’nde 1:1500, Ýsveç’te 1:2000, Ýsrail’de 1:800 civarýndadýr8. Türkiye’de yenidoðan iþitme kaybý

sýklýðý hakkýnda kesin bir veri olmasa da Belgin ve arkadaþlarý17, yaptýklarý çalýþmada, saðlýklý

yenidoðanlarda 1:1000 ile 2:1000 oranýnda ileri derecede iþitme kaybý saptadýklarýný bildirirler. Bebeklik döneminde objektif test yöntemleri ile iþitme kaybýnýn erken tespit edilmesini saðlayacak teknolojilerin geliþmesi, konjenital iþitme kayýplarýný yaþamýn ilk günlerinde/ aylarýnda belirlenmesi olanaðýný doðurmuþtur. Erken dönemde tanýsý konup iþitme cihazý ile amplifikasyon uygulanan ve özel iþitsel eðitim verilen bebekler tüm geliþim alanlarýnda ve akademik baþarýda yaþýtlarýna yakýn performans gösterirler10. Ýþitme cihazý kullanmasý gereken

bebeklere altý aylýkken cihaz uygulandýðýnda lisan ve konuþma geliþimleri, daha geç yaþta cihaz kullanmaya baþlayan bebeklere göre daha iyi geliþir18. Erken taný ve erken iþitme cihazýnýn

kullanýlmasý ile iþitme engelli çocuklarýn lisan geliþimlerinin ve buna baðlý olarak akademik baþarýlarýnýn artmasý konusundaki görüþler, evrensel boyutta iþitme taramasý yöntemlerinin oluþturulmasýný saðlamýþtýr. Evrensel yenidoðan iþitme taramalarýnda hastanelerde doðan her bebeðe taburcu olmadan önce iþitme testi uygulanmasý, testi geçemeyen bebeklerin ise üç ay içinde odyolojik deðerlendirmelerinin tamamlanmasý, iþitme kaybý saptanan bebeklere altý aylýk olmadan önce cihaz ve eðitim için

gerekli giriþimlerde bulunulmasý, iþitme testinden geçen ama iþitme kaybý riski taþýyan bebeklerin izlemlerinin sürdürülmesi benimsenmektedir19,20.

Genel anlamda tarama, hedeflenmiþ bir populasyonda belli bir bozukluðun semptom vermeden önce tespit edilmesi amacýyla yapýlýr. Taramada amaç, hasta olaný olmayandan ayýrmak ve erken tedavisini saðlamaktýr. Tarama testleri, hastalýklarýn belirti ve bulgu vermeden belirlenmesini saðlar. Bu sebeple tarama programlarýnýn yenidoðan döneminde uygulanmasý oldukça önem taþýr. Bir bozukluðun veya hastalýðýn taranmasý için hastalýðýn ve tarama testinin bazý kriterlere uygun olmasý gerekir. Tarama programlarý için kabul edilen bazý kriterler vardýr. Yenidoðan iþitme taramasý için altý genel kriter ve bunlarýn iþitme taramasýna uygulanmasýnýn özeti Tablo I'deki gibidir21.

Yenidoðan iþitme taramalarýnýn ilk yýllarýnda, iþitme taramalarýnýn sadece risk taþýyan bebeklere uygulanmasý þeklindeki görüþler aðýrlýktaydý. Bu görüþten yola çýkarak baþlangýçta iþitme kaybý açýsýndan risk faktörlerine sahip bebeklerin iþitme taramalarý yapýlmýþtýr. Ýþitme kaybý için belirlenen risk faktörleri Tablo II'de görülmektedir22.

Riskli gruplara yönelik iþitme taramalarý, iþitme kayýplý bebeklerin tümünün erken tanýsýný saðlamaz. Chu ve arkadaþlarý23, birçok doðuþtan

iþitme kayýplý yenidoðanýn herhangi bir risk faktörüne sahip olmadýðýný, bu nedenle de sadece riskli yenidoðanlara iþitme taramasý uygulanmasý durumunda doðuþtan iþitme kayýplý bebeklerin %50’sinin tespit edilemeyeceðini vurgularlar.

Yenidoðan iþitme taramasýnýn tarihçesi

Yenidoðan ve bebeklerin iþitme taranmalarýnýn baþlangýcýnýn yaklaþýk 40 yýl öncesine, 1964 yýlýnda Marion Downs’ýn çabalarýna dayandýðý görülür. Baþlangýçtan itibaren, bebeklerin iþitme taramasý için en uygun, etkili ve ucuz tarama yönteminin bulunmasýnýn ve iþitme engelinin taný yaþýnýn düþürülmesinin hedeflendiði görülür21.

Ýþitme taramalarý ile ilgili ilk giriþimler toplumu bilinçlendirme kampanyalarý ile baþlamýþtýr. Ýþitme kaybý olan bebeklerin öncelikle aileleri ve/veya yakýn çevresi tarafýndan fark edileceði düþüncesiyle, bilinçlendirme kampanyalarý ile

(3)

iþitme engeline dikkat çekilmesi amaçlanmýþtýr. O dönemlerde bu amaçla, toplumu bilgilendirici kampanyalar düzenlemiþ, ancak, yapýlan bu yaygýn kampanyalara raðmen Amerika Birleþik Devletleri’nde 24 ay-30 ay civarýnda olan taný yaþýnýn düþmediði görülmüþtür13.

Daha sonraki dönemlerde ise, iþitme kaybý açýsýndan yüksek riskli bebeklerin soru formu ile tespit edilmesine çalýþýlmýþtýr. Ancak bu uygulamalarda da, bu yolla iþitme engelli çocuklarýn ancak %50’sinin saptanabildiði görülmüþtür. Böylece tüm bebeklerin ve

çocuklarýn iþitmelerinin objektif yöntemlerle periodik aralýklarla test edilmesi gerekliliði ortaya çýkmýþtýr24.

Daha sonraki dönemlerde, iþitme kaybýnýn saptanmasý için bebeklerde davranýþ testlerinin kullanýlmaya baþlandýðý görülür. Davranýþ yöntemiyle iþitme taramasýnýn en basit yolu aile gözlemleridir. Ýþitme engelli çocuklarýn yaklaþýk olarak %60’ý aileleri tarafýndan fark edilmektedir. Bu dönemde kullanýlan davranýþ tekniði, bebeðin verilen sese otomatik olarak sýçramasý, boynunu oynatmasý, kalp atýmýnda ve solunumunda deðiþmeler meydana gelmesini ve/veya sakinleþmesi gibi davranýþsal cevaplarýný içerir. Bebeðin bu cevaplarý, gözlemle veya bu davranýþlarýný cihaz aracýlýðý ile kayýt etme yoluyla saptanýr. Gözlem yöntemini sistematik olarak uygulamak mümkün deðildir. Bu nedenle, otomatik bilgisayarlý yöntemlerin arayýþýna girilmiþtir. Bu amaçla iþitsel cevap beþikleri geliþtirilmiþtir. Bu yöntemde beþiklere bebeðin baþ hareketini, kalp atýmýný, solunum sayýsýný kaydeden alýcýlar yerleþtirilir ve kulaklýklarla 85 dB HL þiddetinde sesli uyaran verilir. Yapýlan deðerlendirmelerde hem sesli uyaranýn verilmesi sýrasýnda hem de uyaran olmadan bu alýcýlardan elde edilen davranýþsal Tablo I. Yenidoðan iþitme taramasý için altý genel kriter ve bunlarýn iþitme taramasýna uygulanmasý

Genel kriter Ýþitme taramasýna uygulanmasý

Önem Taramaya izin vermek için Ýþitme bozukluðu, kayda deðer ve uzun süreli bir bozukluk ciddi olmalý konuþma ve dil eksikliklerine neden olabilir Yaygýnlýk Bozukluk eðer yeterince Ýþitme bozukluðu, risk altýndaki bebeklerin

yaygýnsa tarama etkindir yaklaþýk %4-5’inde bulunur

Taný Bozukluða, klinik olarak Yenidoðanlarda otolojik patoloji ve iþitsel belirlenmiþ bulgu ve semptomlar defisitlerin semptomatik

temelinde teþhis edilebilir. bulgularý iyi tanýmlanmýþtýr ve klinik olarak deðerlendirilebilir Tedavi Bozukluðun tedavisi için etkin Ýþitsel bozukluðun týbbi, cerrahi ve

terapiler ulaþýlabilir olmalý odyolojik tedavisi pek çok týp ve eðitim kurumunda yapýlabilir.

Tedaviye Bozukluk, uygun tedaviye yanýt Bazý otolojik patolojiler týbbi veya yanýt verme verir ve böylece bebek üzerindeki cerrahi tedavilerle tedavi edilir;

etkileri azalýr veya ortadan kalkar amplifikasyon ve eðitim, iletiþim becerilerinin geliþime katký saðlar. Erken Yenidoðanda bir bozukluk için Konuþma ve dil eksiklikleri saptamanýn tarama, eðer erken müdahalenin hayatýn ilk aylarýndaki iþitme

avantajlarý bir avantajý varsa gereklidir bozukluðuyla baðlantýlýdýr; saptama ve müdahalede gecikme genellikle geri dönüþü olmayan

iletiþim potansiyelinin kaybýna yol açar

Tablo II. Ýþitme kaybý için belirlenen risk faktörleri

Ailede kalýtsal iþitme kaybý öyküsü Prenatal enfeksiyon

Kraniofasiyal anomali

1500 gr’dan düþük doðum aðýrlýðý

Kan transfüzyonu yapýlmasýný gerektirecek kadar yüksek serum biliribün düzeyi

Bakteriyel menenjit

Üç günden fazla ototoksik ilaç kullanýmý

Beþinci dakika Apgar skorunun dördün altýnda olmasý On günden uzun süren mekanik ventilasyon Sensörinöral iþitme kaybý ile beraber görülen

(4)

cevaplar dikkate alýnýr. Bu cevaplara çeþitli aralýklarla kayýt yapýlarak ulaþýlýr. Ýþitsel cevap beþikleri, iþitsel yolun bütününü deðerlendirir, giriþim gerektirmez ve uygulamasý kolay bir yöntemdir. Bu yöntemde test süresi birkaç dakika sürmesine raðmen bebeði hazýrlamak ve yerleþtirmek zaman alýr. Ancak yüksek þiddette uyaran kullanýlmasý sebebiyle hafif derecedeki iþitme kayýplarý tespit edilememektedir. Zamanýnda doðmuþ yenidoðanlar için uygun bir yöntem olan iþitsel cevap beþikleri prematüre doðmuþ bebeklerde ve hasta yenidoðanlarda kullanýlamamaktadýr25,26.

Diðer bir otomatik davranýþ testi ise Crib-o-gram’dýr. Burada bebeðin beþiðine fotoelektrik bir alýcý yerleþtirilir, 3 kHz’de ve 90 dB SPL þiddetinde sesli uyaran verilerek bebeðin hareketleri kaydedilir. Ýþitsel cevap beþiklerinden daha özellikli olduðu kabul edilir25,27,28.

Otomatik tarama cihazlarý geliþtirilmeden önceki dönemlerde sadece iþitme kaybý açýsýndan risk taþýyan bebeklere konvansiyonel ABR cihazý ile iþitme taramasý yapýlýrdý. Mauk ve Behrens'in13 bildirdiðine göre, American Academy of Pediatrics 1982 yýlýndaki bildirisinde,

riskli bebeklere iþitme taramasýnýn yapýlmasýný önermiþtir. Amerika’da 1992-1996 yýllarý arasýnda yapýlan Colorado Yenidoðan Ýþitme Taramasý Projesi kapsamýndaki deðerlendirme-lerde konjenital iþitme kaybý tanýsý konan 126 bebeðin %50’sinin (63 bebek) iþitme kaybý açýsýndan herhangi bir risk faktörüne sahip olmadýðý görülmüþtür29. Bunun üzerine, American Academy of Pediatrics 1999 yýlýnda

yayýnladýðý bildiride tüm yenidoðanlara iþitme taramasý yapýlmasýný önermiþtir13,14.

Yenidoðan iþitme taramalarýnýn bundan sonraki tarihsel geliþiminde EOAEs (Evoked Otoacoustic Emissions) kullanýmýna rastlanýr. Otoakustik emisyon test cihazý, 1978 yýlýnda David Kemp30, tarafýndan geliþtirilmiþtir. Bu

cihazla yapýlan ölçüm sonucunda 30 dB’in üstündeki iþitme kayýplarýnýn objektif olarak belirlenmesi mümkün olmuþtur. Ýþitme taramasý alanýndaki bu geliþme ile birlikte pek çok ülke yenidoðan iþitme taramasýna baþlamýþtýr31. Ýlk

baþlarda EOAEs ile yapýlan taramalar da, iþitme kaybý açýsýndan risk faktörü olan bebekler için önerilmiþtir32. 1989’da Amerika Birleþik

Devletleri’nde baþlatýlan Rhode Island Ýþitme Deðerlendirme Projesi (Rhode Island Hearing

Assesment Project-RIHAP) ile çok sayýda

yenidoðana, TEOAEs (Transient Evoked Otoacoustic Emissions) ve konvansiyonel ABR (Auditory Brainstem Response) teknikleri ayrý ayrý veya birlikte kullanýlarak iþitme taramasý yapýlmýþtýr. RIHAP’nin33 sonuçlarý yenidoðan

iþitme taramalarýný desteklemiþ ve birçok ülke kendi tarama programýný oluþturmuþtur.

Yenidoðan iþitme taramasýnda kullanýlan yöntemler

Yenidoðan iþitme taramalarýnda iki yöntem kabul görmektedir. Bunlar, uyarýlmýþ otoakustik emisyonlar (Evoked Otoacoustic Emissions, EOAEs) ve iþitsel beyin sapý cevabý (Auditory Brainstem Response, ABR) yöntemleridir14,15.

Ýþitme taramalarýnda ayrý ayrý veya bir arada kullanýlabilen her iki yöntemin otomatik modelleri, invasif olmayan, hýzlý (beþ dakikadan kýsa), kolay uygulanabilen ve özel yetiþmiþ elemana ihtiyaç duyulmayan yöntemlerdir16,34. Uyarýlmýþ Otoakustik Emisyon (Evoked

Otoacoustic Emissions - EOAEs)

Ýþitme engeli ile doðan bebeklerin yenidoðan döneminde tespit edilebilmesi için, iþitme taramalarýnýn yapýlmasý kabul edilen bir görüþtür(6). Ancak geçmiþte pratik, güvenilir ve

ucuz objektif bir yöntemin olmamasý nedeniyle gerçekleþtirilememiþtir. Kemp30 1978 yýlýnda dýþ

kulak yolundan uyarýlmýþ otoakustik emisyonun ölçülmesi tekniðini geliþtirerek yenidoðan iþitme taramalarýnýn önünü açmýþtýr. Uyarýlmýþ Otoakustik Emisyon tekniði ile yenidoðanlarda iþitme taramasýnýn yapýlmasý güvenilir, pratik ve ucuz bir yöntemdir. Bu nedenle birçok ülkede doðum hastanelerinde ve çocuk kliniklerinde Uyarýlmýþ Otoakustik Emisyon ile iþitme taramasý programý baþlatýlmýþtýr14,31,35.

Normal iþiten yenidoðanlarýn %100’ünde Uyarýlmýþ Otoakustik Emisyon cevabý alýnýr. Bu sebeple bu teknik özellikle yenidoðan iþitme taramalarý için güvenilir bir yöntemdir16,31,35.

Uyarýlmýþ Otoakustik Emisyon kullanýlarak yapýlan taramalarda fizyolojik refleksler kullanýlýr. Normal kokleada bulunan frekansa spesifik dýþ tüy hücreleri, gelen ses uyarýsýný iletmek için titreþir. Ayný zamanda bir yandan da eko (emisyon) oluþturup gelen sinyali yansýtýr. Saðlýklý bir kulakta dýþ tüy hücrelerinin titreþimleri sesli uyaranla artar ve artan titreþim enerjisi kokleadan orta kulaða doðru taþar. Otoakustik emisyon ile dýþ kulak yoluna

(5)

yerleþtirilen duyarlý bir mikrofon ve mikro-komputer aracýlýðýyla dýþ kulak yolundan bu emisyon cevabý kaydedilir. Ýþitme taramasýnda en çok kullanýlan iki Uyarýlmýþ Otoakustik Emisyon formu vardýr. Bunlar Distortion Product

Otoacoustic Emissions (DPOAEs) ve Transient Evoked Otoacoustic Emissions (TEOAEs) dýr. Her

iki yöntem de yenidoðan taramalarýnda baþarýyla kullanýlýr. Ancak TEOAE ölçümü, DPOAE ölçümüne göre teknik olarak daha basit ve test süresi daha kýsadýr. Bu sebeple iþitme taramalarýnda TEOAE ölçümü daha çok tercih edilir16,36. Kullanýlan uyaranýn niteliðine göre

normal iþiten bireylerin %98’inde TEOAE cevabý alýnýr. Ancak 20-40 dB’den fazla iþitme kaybý olan bireylerde TEOAE cevabý alýnamaz TEOAE ölçümlerinde genellikle uyaran þiddeti olarak 26-36 dB HL kullanýlýr31.

TEOAE ile yapýlan yenidoðan iþitme tarama-larýnýn ilk yýllarýnda, hastaneden taburcu olmadan önce iþitme taramasý yapýlan ve taramadan geçemeyen bebekler %19-52 gibi çok yüksek orana sahipti. Bu oranýn yüksek olmasý sebebiyle o yýllarda TEOAE yöntemi ile yapýlan iþitme taramasýnýn etkili olmadýðý görüþü savunulurdu7,16,34,37,38. Ancak daha sonraki

yýllarda yapýlan çalýþmalarda hastaneden taburcu olmadan önce TEOAE yöntemi ile iþitme taramasý yapýlan ve taramadan geçemeyen bebeklerin yüzdesi %3-10 olarak bildirilmiþtir. Bu konu ile ilgilenen araþtýrmacýlar, yýllara göre oranlarda görülen bu düþüþte; tarama yapan kiþilerin tecrübesindeki artýþýn ve önceki yýllarda taramalarýn belli bir populasyonda yapýlmasýn etkili olduðunu görüþünde birleþirler24,34. Kemp

ve arkadaþlarý36 göre, doðumdan sonraki üçüncü

dördüncü günlerde TEOAE uygulamalarý %95 baþarýlýdýr.

TEOAE yöntemi, uygulanmasý kolay ve test süresi kýsa bir yöntemdir. Otomatik TEOAE yönteminde bebeðin test sýrasýnda uyku halinde olmasý þart deðildir, ayrýca elektrod kullanýmýný gerekmez ve sonuçlarý deðerlendirmek için odyoloji uzmanýna ihtiyaç yoktur. Bu nedenlerle otomatik TEOAE yöntemi pek çok yenidoðan iþitme taramasý projesinde tercih edilir16,39-41.

TEOAE, her yaþta uygulanabilen kolay ve hýzlý bir yöntem olmasýna raðmen bazý dezavantajlarý vardýr. Bunlardan en önemlisi dýþ kulak yolunda debris veya orta kulakta sývý bulunmasý duru-munda TEOAE cevabýnýn etkilenmesidir. Bu durum yanlýþ pozitif vaka sayýsýnda %5 kadar artýþa neden olur14. Sevk edilen bebek

sayýsýndaki artýþ, hem zaman kaybýna hem de pahalý ileri odyolojik incelemelerin yapýlmasýna, dolayýsýyla maddi kayba yol açar. Bir diðer dezavantaj ise, TEOAE yöntemi ile sekizinci sinir ve iþitsel beyin sapý disfonksiyonu saptana-mamasýdýr. Çünkü EOAE’larýn kaynaðý dýþ tüy hücreleridir. Bu nedenle organik olmayan iþitme kayýplarýnda, iþitme yolu ve merkezi sinir sisteminden kaynaklanan iþitme kayýplarýnda normal TEOAE cevabý alýnabilir15,31.

Ýþitsel Beyin Sapý Cevabý (Auditory Brainstem Response - ABR)

Ýþitsel beyin sapý cevabý (ABR), kulaða “tone burst” veya klik tarzýnda sesli uyaranlar verilmesi ve kafatasýna yerleþtirilen elektrodlarla oluþan cevabýn kaydedilmesi ile elde edilir42.

ABR ölçümünde en iyi iþitsel cevap klik uyaran ile elde edilir. Frekans spesifitesi olmayan klik uyaran ile senkronize nöral aktivitenin en iyi þekilde elde edilmesini saðlanýr. Bu uyaran ile 1000 Hz ve üstü koklear fonksiyon hakkýnda global bilgi saðlanýr43.

ABR, son yýllarda yenidoðan iþitme taramalarý için altýn standart olarak kabul edilir37,44. ABR

ölçümünde, bebeðin baþýna yerleþtirilen elektrodlar aracýlýðý ile gönderilen ses uyaranýna karþý oluþan elektroensefalografik dalgalar kaydedilir. Böylece, iþitme sinirinin ve beyin sapý iþitme yolunun fonksiyonu ölçülür27. Bu

ölçümlerde konvansiyonel ve otomatik olmak üzere iki tip ABR kullanýlýr. Konvansiyonel ABR ölçümlerinin konu ile ilgili uzmanlar tarafýndan yapýlmasý, elde edilen verilerin yine bu uzmanlar tarafýndan deðerlendirilmesi gerekir ve test süresi uzundur. Bu nedenlerle konvasiyonel ABR yoðun tarama programlarý için uygun deðildir. Otomatik ABR ile yapýlan ölçümlerde elde edilen cevap otomatik olarak deðer-lendirilerek “geçti-pass” veya “þüpheli-refer” þeklinde sonuç elde edilir. Otomatik ABR ölçümünde uzman personele ihtiyaç duyulmaz ve kýsa sürede sonuç alýnan bir yöntemdir. ABR yöntemi ile yapýlan iþitme taramasý sýrasýnda da bebeðin sakin veya uyku halinde olmasý gerekir. Bu tarama yöntemi, dýþ kulak yolunda amniyon sývýsý, debris ve orta kulakta sývý olmasý (süt otiti vb.), gibi durumlardan etkilenmez. Bu neden-lerle yenidoðan iþitme taramasý programlarýnda sýklýkla kullanýlýr27,43,45.

Günümüzde bebek ve küçük çocuklarýn iþitmesini deðerlendirmede ABR önemli ve

(6)

güvenilir bir klinik yöntem olarak kabul edilir. 1980’li yýllarda yoðun bakým ünitesinde tedavi gören bebeklere ve özellikle iþitme kaybý açýsýndan risk taþýyan bebeklere standart ABR ile iþitme taramasý yapýlmaya baþlanmýþtýr28.

Ýþitme taramalarýnda kullanýlan yöntemler, her ne kadar hýzlý, ucuz, pratik ve güvenilir bir teknik olsalar da kesin taný aracý olarak kullanýlmaz. Tarama sonuçlarý, olasý iþitme kaybý ihtimali için daha ayrýntýlý deðerlendirilmesi gereken populasyonu küçültür. Tarama testini geçemeyen bebekler ileri testlere yönlen-dirilerek, varsa iþitme kaybý saptanýr ve iþitme kaybýnýn tipi derecesi belirlenerek ve habilitasyon programýna alýnýrlar5,20.

Yenidoðan iþitme taramasý

Yenidoðan iþitme taramalarýnýn baþarýlý olmasýnda beþ önemli faktörün rol oynar14.

Bunlar; tarama, izlem ve takip, tanýlama, müdahele ve tarama sonuçlarýný deðerlendir-medir. Tarama programýnýn etkili olabilmesi için;

– Hedeflenen populasyondaki yenidoðanlarýn en az %95’ine iþitme taramasýnýn uygulanmasý; – Bunun yaný sýra, tarama yönteminin yanlýþ negatif oraný sýfýr olmasý yani belirgin iþitme kaybý olanlarý kaçýrmamasý;

– Taramada kullanýlan yöntem ile en azýndan her iki kulaðýnda belirgin iþitme kaybý olanlarýn (buradaki kriter, iyi iþiten kulaðýnda 35 dB’den fazla iþitme kaybý olmasýdýr) tespit edilmesi; – Tarama sonrasý ileri odyolojik tetkik için sevk edilenlerin oraný % 4’ü, yanlýþ pozitiflerin oranýnýn ise %3’ü geçmemesi gereklidir.

American Academy of Pediatrics iþitme taramalarý

için yeni etkin bir yöntem önerilinceye kadar, iþitme taramalarýnda OAE ve ABR yöntem-lerinin fizyolojik tarama yöntemleri olarak kullanýlmasýný önermektedir. Bunun yaný sýra her doðum hastanesinde yenidoðan iþitme taramasý projesi için bir týbbi direktör ve yeterli sayýda personel oluþturulmasýnýn önemine de dikkat çeker. American Academy of Pediatrics’e göre etkili bir tarama programý için aþaðýdaki noktalara dikkat edilmelidir14.

– Tarama yöntemi seçilmeli ve bir tarama protokolü oluþturulmalý,

– Tarama protokolü ile ilgili dökümanlar hazýrlanmalý,

– Testlerin uygulanmasý, aile ile iletiþim ve enfeksiyon kontrolü konusunda taramadan sorumlu personelin eðitilmeleri saðlanmalý, – Taramadan sorumlu personelin eðitim ve

performans deðerlendirmesi saðlanmalý, – Aileler tarama prosedürü, iþitme kaybýnýn

riskleri, erken taný ve amplifikasyonun yararlarý konusunda bilgilendirilmeli, – Tarama sonucu aileye uygun ve duyarlý bir

ortamda bildirilmeli, test tekrarý gereken bebeklerin takibi düzenli olarak yapýlmalý.

American Academy of Pediatrics(14), yenidoðan iþitme taramasýndan kalanlarýn en az %95’inin ileri odyolojik deðerlendirmesinin yapýlmasý durumunda tarama programýný verimli saymaktadýr. Baþarýlý bir ulusal iþitme taramasý programý için, ülke genelinde uygulanan iþitme taramasý programlarý için merkezi izleme sistemi oluþturulmalý; doðan bebek sayýsý, iþitme taramasý yapýlanlarýn oraný, sevk edilen-lerle takip edilenlerin oraný, yanlýþ pozitif ve negatiflik oranlarý ile ilgili veriler saðlanmalýdýr. Ayrýca aile, çocuk doktoru, odyolog ve konuþma terapisti arasýnda iletiþim kurulabilen bir mekanizma oluþturulmasý da izleme ve takip açýsýndan son derece önem taþýr14.

Taný ve müdahele açýsýndan bakýldýðýnda, evrensel iþitme taramalarý doðuþtan belirgin iþitme kaybý olan bebeklerin %100’ünün üç aylýk iken tanýlanmasý, en geç altý aylýk iken uygun amplifikasyon ile özel eðitim verilmesini amaçlar. Ýþitme engelli bebeklerin tecrübeli ve donanýmlý merkezlere ulaþmasýný saðlamak için bölgesel düzenlemeler yapýlmasý ve bebeklerin tanýlarýný koyup, tedavilerini yapacak uzman sayýsýnýn arttýrýlmasý da Akademi tarafýndan bildirilmiþtir. Tarama sonuçlarýnýn deðer-lendirmesi, izleme ve takipler için ulusal izleme sistemleri oluþturulmasý da American Academy of

Pediatrics tarafýndan iþitme taramalarý konusunda

önemle üzerinde durulan bir konudur14.

Yenidoðan iþitme taramalarýnýn etkinliðini arttýrabilmek için düzenlenecek olan program ve protokollerde pek çok faktörün dikkate alýnmasý gerekir. Bu faktörlerden bir tanesi tarama sonrasýnda elde edilen yalancý pozitif sonuçlarýn azaltýlmasýdýr. Yalancý pozitif vakalara her tarama programýnda rastlanabilir. Yenidoðan iþitme taramalarý için %4 kabul edilebilir yalancý pozitiflik oranýdýr. Yalancý pozitif sonuçlara neden olan bir çok faktör vardýr. Bu faktörleri þu þekilde sýnýflandýrýlabilir14.

(7)

– Dýþ kulak yolunda teste mani olabilecek faktörler (amniyon sývýsý, doðum kalýntýlarý gibi) ve orta kulakta sývý bulunmasý. – Gürültülü test ortamý.

– Tarama personelinden kaynaklanan hatalar. Amerika Birleþik Devletlerinde yapýlan çok merkezli bir çalýþmada24, farklý tarama

protokolleri uygulayan hastanelerdeki yalancý pozitiflik oranlarýnýn karþýlaþtýrmasý yapýlmýþtýr. Bu çalýþmada sadece Uyarýlmýþ Otoakustik Emisyon ile tarama yapan merkezlerin çoðunda yalancý pozitiflik oraný %8 bulunurken, iki yöntemi de (EOAEs ve otomatik ABR) kullanan merkezlerde bu oranýn %2.5’e düþtüðü bildirilir. Yenidoðan iþitme taramalarýnýn baþarýsý için testlerin duyarlýlýklarýndan ödün vermeden yalancý pozitiflik oranýný düþürmek gerekir. Ýþitme taramasýndan geçemeyen ancak ileri odyolojik incelemelerde iþitme fonksiyonlarý normal bulunan (yalancý pozitif) bebeklerin aileleri gereksiz bir stresle karþýlaþýrlar. Bu ailelerin yaþadýðý stres, ileri odyolojik ince-lemeler için harcanan zaman ve para, iþitme taramalarýnýn eleþtirilmesine de neden olur. Yenidoðan iþitme taramalarý için protokol oluþturulurken; yöntem (otomatik, konvan-siyonel), harcamalar (ekipman, zaman, eðitim), hedef kitle, uygun test ortamý, ulaþýlabilirlik ve tarama personelinin deneyimi gibi birçok faktörün göz önünde bulundurulmasý gerekir. Bunlara ek olarak, bir veya daha fazla yönteme dayalý tarama protokollerinin faydalarý da deðerlendirilerek en uygun protokol saptanýr46.

Yenidoðan iþitme taramalarýnýn baþarýsýnýn en önemli göstergelerinden biri de, tarama sonrasý izlem programýnýn ne kadar iyi planlandýðýdýr. Ýþitme taramasýndan geçemeyen bebekler için ileri incelemelerinin yapýlabileceði, kolay ulaþýlabilir ve etkin servis hizmeti veren odyolojik taný merkezlerinin olmasý gerekir. Taramadan geçemeyen ve ileri incelemeler gereken bebek sayýsýnýn yüksek olmasý, odyolojik taný merkezlerinde aþýrý bir yüklen-meye yol açabilir. Bu problemin çözülmesinde rol oynayacak etkenlerin baþýnda da yanlýþ pozitif sonuçlarýn oranýný azaltmaya yönelik uygun iþitme taramasý protokollerinin oluþ-turulmasý gelir14,15.

Yenidoðan döneminde fark edilmeyen iþitme kaybý genellikle otuzuncu aya kadar taný-lanamaz. Bu süre, hafif ve orta derecedeki iþitme

kayýplarýnda ise süre daha da uzayabilir13,27,47.

Avrupa Birliði’ne üye ülkelerde, yenidoðan iþitme taramasý programý uygulanmadan önceki dönemlerde iyi iþiten kulaðýnda 50 dB HL’den fazla olmak üzere her iki kulaðýnda kalýcý iþitme kaybý olan çocuklarýn %50’sinin üç yaþýna kadar fark edilmediði bildirilmiþtir41. Türkiye’de

iþitme taramalarýn baþlamadan önceki dönemde Belgin ve arkadaþlarý8, 1970-1990 yýllarý

arasýnda 4521 ileri derecede sensörinöral tip iþitme kayýplý çocukta iþitme kaybýnýn fark edilme yaþý ve taný yaþýný araþtýrmýþlardýr. Bu çalýþma verilerine göre, ailenin çocuðunda iþitme kaybýný fark etme yaþý 1970 yýlýnda 2.8 yaþ iken, 1990 yýlýnda bu rakam 1.7 yaþa düþmüþtür. Ýþitme kaybýnýn taný yaþý 1970’de 4.7 yaþ iken, 1990’da 3.4 yaþa düþmüþtür.

Amerika Birleþik Devletleri’nde yapýlan bir araþtýrmada yenidoðan iþitme taramasý yapýlmamýþ hafif veya orta derecede iþitme kayýplý bebeklere ortalama 25 aylýk iken taný konduðu ve bu bebeklerin 30 aylýk iken iþitme cihazý kullanmaya baþladýklarý belirlenmiþtir48.

Yine ayný çalýþmada, ileri derecede iþitme kayýplý bebeklere ise ortalama 15 aylýk iken taný konduðu ve bir ay içinde cihaz uygulandýðý bildirilmiþtir. Araþtýrmacýlar, yenidoðan iþitme taramasý ile belirlenen hafif ve orta derecede kaybý olan bebeklere ortalama dört aylýk iken kesin taný konup altý aylýk iken cihaz uygulandýðýný, ileri derecede iþitme kayýplý bebeklere ise ortalama üç aylýk iken taný konulup, dört aylýk iken cihaz uygulandýðýný vurgulamýþlardýr48.

Ýþitme engelli bebeklerin erken dönemde, tercihen üç aylýk olmadan önce taný konmasý ve bebek altý aylýk olmadan iþitme cihazý uygulanmasý American Academy of Pediatrics tarafýndan bir bildiri ile desteklenmiþtir14.

Yenidoðan iþitme taramalarýnýn evrensel boyutta yaygýnlaþtýrýlmasý, her bebeðin iþitmesinin kabul edilmiþ objektif test yöntemleriyle test edilmesi, her ülkenin kendi koþullarýna göre bir tarama protokolü oluþturmasý ve yenidoðan iþitme taramalarýnýn öncelikle doðum hastanelerinde baþlatýlmasý pek çok araþtýrmacý tarafýndan önerilmektedir19,21,34.

Yenidoðan iþitme taramasýnýn öneminin farkýna varýlmasýnýn desteklenmesi, tarama program-larýnýn baþarýsý için hayati önemdedir. Yenidoðan iþitme taramalarýnýn baþarýya ulaþmasý ekip çalýþmasý ile mümkündür. Odyologlarýn yaný sýra

(8)

pediatrist, neonatoloji uzmaný, kadýn hastalýklarý ve doðum uzmaný, aile hekimi, bebek hemþiresi ve hastane yöneticilerinin tarama program-larýnýn akýlcýlýðýna ve uzun vadede maddi açýdan kazançlý olduðuna inanmalarý gerekir. Tarama programlarýnýn faydasý ve önemini desteklemek ve ilgili uzmanlara göstermek için tarama sonuçlarýnýn düzenli olarak rapor edilmesi gerekmektedir. Raporlar, kaç yenidoðanýn tarandýðý, taný konulan ve cihaz önerilen çocuklarýn sayýsý gibi istatistiksel ayrýntýlarý içermelidir20.

Ýþitme kaybýnýn ekonomisi

Ýþitme kaybýnýn kiþi üzerindeki olumsuz psikolojik, emosyonel, sosyal ve biliþsel etkilerinin yaný sýra kiþinin kendine, ailesine ve yaþadýðý topluma ekonomik bir maliyeti de söz konusudur. Mehl ve Thomson29, iþitme

taramasýnýn maliyetinin her bir bebek için 18 Dolar ile 33 Dolar arasýnda deðiþtiðini ortalama olarak da 25 Dolar olduðunu belirtirler. Buna karþýlýk, Hall ve Mueller'in21 bildirdiðine göre

Downs’un Amerika’da yaptýðý çalýþmanýn sonuçlarý iþitme kaybýnýn maliyetinin önemini gösterir. Bu çalýþmanýn sonucuna göre; doðumdan yetiþkinliðe kadar, iþitme engeli ile baðlantýlý tahmini maliyet (eðitim, týbbi/ odyolojik giderler,özel yaþam giderleri) yaklaþýk olarak 900 000 Dolardýr, iþitme kayýplý olup iþaret dili ile iletiþim kuranlarýn yýllýk kazançlarý genel nüfusun %30’undan daha azdýr. Doðuþtan iþitme engelli olan çocuklarýn, yetiþkinler olarak kazandýklarý para iþitme kaybý baþlangýcý, normal iþitmenin 3-6 yýl sonrasýnda görülenlerden %5 daha azdýr. Lise mezunlarýnda iþsizlik oraný, iþitme kayýplý olanlarda normal iþitenlerden iki kat daha yüksektir. Amerika’da tam ve çok ileri derecede iþitme kaybý nedeniyle tahmini yýllýk gelir kaybý yaklaþýk olarak 2.5 milyar Dolardýr. Türkiye’de iþitme kaybýnýn maliyetine iliþkin çalýþma yoktur. Ancak Baþbakanlýk Özürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý ve Baþbakanlýk Devlet Ýstatistik Enstitüsü Baþkanlýðý’nýn birlikte yürüttüðü ve sonuçlarýný yayýnladýklarý Türkiye Özürlüler Araþtýrmasý’na49 göre 2002 yýlý itibarý

ile iþitme özürlü birey sayýsý nüfusun %0.37’sini oluþturmaktadýr. Her iþitme engelli bireyin eðitimi için devlet ayda yaklaþýk 200 Dolar ödemektedir. Bunun yaný sýra bireyin iþitme cihazý için ödediði para, vergi indirimi, týbbi ve odyolojik giderleri, bireylerin kazançlarýnýn normal iþiten bireylere göre daha az olmasý,

ülkemizdeki iþitme engelli bireylerin sayýsý ile beraber düþünüldüðünde ülkemiz için de bir profil oluþturulabilir.

Türkiye’de yenidoðan iþitme taramasý

Dünyada pek çok ülkede olduðu gibi Türkiye’de yenidoðan iþitme taramasýnýn yapýldýðý hastaneler giderek artmaktadýr. Ülkemizde yenidoðan iþitme taramalarý Hacettepe Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nin Odyoloji Bilim Dallarýnýn öncülüðü ile baþlamýþtýr. Bu üniversite hastanelerinde doðan bebeklerin iþitme taramalarýnýn yapýlmasýnýn yaný sýra 2000 yýlýnda Baþbakanlýk Özürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý, Saðlýk Bakanlýðý ile Hacettepe Üniversitesi Rektörlüðü arasýnda imzalanan bir protokol ile Eylül 2000 tarihinde Ankara Zübeyde Haným Doðumevi’nde doðan çocuklarýn da iþitme taramalarý yapýlmaya baþlanmýþtýr. Bu iþbirliði ile iþitme taramalarýnýn tüm ülke çapýnda devlet hastanelerinde yaygýnlaþtýrýlmasýnýn temelleri atýlmýþtýr. Daha sonra 2003 yýlýnda yine Baþbakanlýk Özürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý, Saðlýk Bakanlýðý ile Hacettepe Üniversitesi Rektörlüðü arasýnda imzalanan bir baþka protokol ile Haziran 2003 tarihinde Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadýn Hastalýklarý ve Doðumevi’nde doðan çocuklarýn iþitme taramalarýnýn da yapýlmasýna baþlanmýþtýr. Protokoller süresince Ankara Zübeyde Haným Doðumevinde (Eylül 2000 - Eylül 2001) 5832 yenidoðana, Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadýn Hastalýklarý ve Doðumevinde ise (Haziran 2003 – Haziran 2004) toplam 12.665 bebeðe iþitme taramasý yapýlmýþtýr. Bu bebeklerden ileri tetkik için Hacettepe Üniversitesi Kulak Burun Boðaz Anabilim Dalý Odyoloji Bilim Dalýna sevk edilen bebeklerin daðýlýmlarý Tablo III’deki gibidir. Protokolün baþlangýcýndan Nisan 2004 tarihine kadar Ankara Zübeyde Haným Doðumevi’nde toplam 20.958 bebeðe iþitme taramasý yapýlmýþ, Hacettepe Üniversitesi Odyoloji Bilim Dalý’na sevk edilen bebeklerin ileri incelemelerinin yapýlmasýna devam edilmektedir. Ulusal Yenidoðan Ýþitme Taramasý Kampanyasý ile bu hastaneden sevk edilen bebekler yine protokol kapsamýnda deðerlendirilmeye devam edilecektir. Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadýn Hastalýklarý ve Doðumevi ile yapýlan protokolün sona ermesinden sonra bu hastanede doðan bebekler Ulusal Yenidoðan Ýþitme taramasý Kampanyasý dahilinde Hacettepe Üniversitesi Odyoloji Bilim Dalý’nda deðerlendirilecektir.

(9)

Dünya Özürlüler günü dolayýsýyla 3 Aralýk 2004 tarihinde Ankara’da yapýlan toplantýda Gazi, Dokuz Eylül, Hacettepe ve Marmara Üniversite-lerinin RektörlükÜniversite-lerinin de katkýlarý ile Baþbakanlýk Özürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý ve Saðlýk Bakanlýðý arasýnda imzalanan protokol ile ülke çapýnda yenidoðan iþitme taramasý kampanyasýnýn baþlatýldýðý duyurulmuþtur. Sözkonusu üniversitelerinin Odyoloji Bilim Dallarýnýn önderliðinde, seçilen pilot devlet hastanelerinde iþitme taramalarýnýn baþlatýl-masýna iliþkin çalýþmalar devam etmektedir.

KAYNAKLAR

1. Amin SB, Orlando MS, Dalzell LE, Merle KS, Guillet R. Morphological changes in serial auditory brain stem responses in 24 to 32 weeks’ gestational age infants during the first week of life. Ear Hear 1999; 20: 410-418.

2. Moore JK, Perazzo LM, Braun A. Time course of axonal myelination in the human brainstem auditory pathway. Hear Res 1995; 87: 21-31.

3. Hepper PG, Shahidullah BS. Development of fetal hearing. Arch Dis Child 1994; 71: 81-87.

4. Kuhl PK, Williams KA, Lacerda F, Stevens KN, Lindblom B. Linguistic experience alters phonetic perception in infants by 6 months of age. Science 1992; 255: 606-608.

5. Oudesluys-Murphy AM, Van Straaten HL, Bholasingh R, Van Zanten GA. Neonatal hearing screening. Eur J Pediatr 1996; 155: 429-435.

6. Yoshinaga-Itano C, Sedey AL, Coulter DK, Mehl AL. Language of early and later-identified children with hearing loss. Pediatrics 1998; 102: 1161-1171. 7. Stevens JC, Webb HD, Hutchinson J, Connel J, Smith

MF, Buffin JT. Click evoked otoacoustic emissions in neonatal screening. Ear Hear 1990; 11: 128-133. 8. Belgin E. Ýþitme kayýplarý. Akyol U (ed). Pediatrik Kulak

Burun Boðaz Hastalýklarý (1. baský). Ankara: Güneþ Kitabevi; 2003: 31-34.

9. Bilir Þ, Çalýþal N, Belgin E, Köni N, Uðurlu M. Konya, Kayseri ve Denizli il merkezlerinde 7-59 ay arasýndaki çocuklarda iþitme engeli probleminin taranmasý. Saðlýk Dergisi 1985; 59: 13-25.

10. Markides A. Age at fitting of hearing aids and speech intelligibility. Br J Audiol 1986; 20: 165-167. 11. Moeller MP. Early intervention and language

development in children who are deaf and hard of hearing. Pediatrics 2000; 106(3): e43.

12. Moore JK. Maturation of human auditory cortex: implications for speech perception. Ann Otol Rhinol Laryngol 2002; 189: 7-10.

13. Mauk GW, Behrens TR. Historical, political and technological context associated with identification of hearing loss. Semin Hear 1993; 14: 1-17.

14. American Academy of Pediatrics. Newborn and infant hearing loss: detection and intervention. Task force on newborn and infant hearing. Pediatrics 1999; 103: 527-530.

15. Joint Committee on Infant Hearing. Year 2000 position statement: principles and guidelines for early hearing detection and intervention programs. Pediatrics 2000; 106: 798-817.

16. White KR, Vohr BR, Behrens TR. Universal newborn hearing screening using transient evoked otoacoustic emissions: results of the Rhode Island hearing assessment project. Semin Hear 1993; 14: 18-29. 17. Belgin E, Baþar F, Ertürk B, et al. Newborn hearing

screening in Turkey. International Conference on Newborn Hearing Screening Diagnosis and Intervention, Book of Abstracts, Milan, Italy, 2002; 50. 18. Ramkalawan TW, Davis AC. The effects of hearing loss and age at intervention on some language metrics in young hearing impaired children. Br J Audiol 1992; 26: 97-107.

19. Paludetti G, Ottaviani F, Fetoni AR, Zuppa AA, Tortorolo G. Transient evoked otoacoustic emissions in newborns: normative data. Int J Pediatr Otorhinolaryngol 1999; 47: 235-241.

20. Lin HC, Shu MT, Chang KC, Bruna SM. A universal newborn hearing screening program in Taiwan. Int J Ped Otorhinolaryngolo 2002; 63: 209-218.

21. Hall WJ, Mueller HG. Infant hearing screening. In: Audiologists’ Desk Reference. Vol 1. San Diego: Singular Publishing Inc., 1997: 465-484.

22. Joint Committee on Infant Hearing. Position statement (1991). ASHA (suppl) 1990; 5: 3-6

23. Chu K, Elimian A, Barbera J, Ogburn P, Spitzer A. Antecedents of newborn hearing loss. Am Coll Obstet Gynecol 2003; 101: 584-588.

Tablo III. Ankara'da Zübeyde Haným Doðumevi ve Dr. Zekai Tahir Burak Kadýn Hastalýklarý ve Doðumevi’nde doðan bebeklerde yapýlan taramalar

Ankara Zübeyde Haným Doðumevi (Eylül 2000 – Eylül 2001)

Toplam bebek 5832

Sevk edilen 39

Getirilmeyen 13

Normal iþitme 17

Sendromik iþitme kaybý 2

Bilateral sensörinöral iþitme kaybý 7

Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadýn Hastalýklarý ve Doðumevi (Haziran 2003-Haziran 2004)

Toplam bebek 12665

Sevk edilen 108

Getirilmeyen 4

Normal iþitme 46

Bilateral sensörinöral iþitme kaybý 4 Ýþitme kaybý ön tanýsý ile izlenen 16

Kontrole çaðrýlan 34

Prematüre 3

(10)

24. Vohr BR, Oh W, Stewart EJ. et.al. Comparison of cost and referral rates of 3 universal newborn hearing screening protocols. J Pediatr 2001; 39: 238-244. 25. McCormick B, Curnock DA, Spavins F. Auditory

screening of special care neonates using the auditory response cradle. Arch Dis Child 1984; 59: 1168-1172. 26. Tucker SM, Bhatacharya J. Screening of hearing impairment in the newborn using the auditory response cradle. Arch Dis Child 1992; 67: 911-919.

27. Hall DM, Garner J. Feasibility of screening all neonates for hearing loss. Arch Dis Child 1988; 59: 1168-1172. 28. Prager DA, Stone DA, Rose DN. Hearing loss screening in the neonatal intensive care unit: auditory brain stem response versus Crib-O-Gram: a cost effectiveness analysis. Ear Hear 1987; 8: 213-216.

29. Mehl AL, Thomson V. Newborn hearing screening: the great omission. Pediatrics 1998; 101: 1-6.

30. Kemp DT. Stimulated acoustic emissions from the human auditory system. J Acoust Soc Am 1978; 64: 1386-1391.

31. Kemp DT, Ryan S. The use of transient evoked otoacoustic emissions in neonatal hearing screening programs. Semin Hear 1993; 14: 30-45.

32. Johnson MJ, Mason AB, White KR, Vohr BR. Operating a hospital-based universal newborn hearing screening program using transient evoked oto-acoustic emissions. Semin Hear 1993; 14: 46-56.

33. Vohr B, Carty LM, Moore PE, Letourneau K. The Rhode Island Hearing Assessment Program: experience with statewide hearing screening (1993-1996). J Pediatr 1998; 133: 353-357.

34. Prieve BA, Fitzgerald TS. Otoacoustic emissions. In: Katz J (ed). Handbook of Clinical Audiology (5th ed).

New York: Williams & Wilkins: 2002: 440-469. 35. Bonfils P, Uziel A, Pujol R. Screening for auditory

dysfunction in infants by evoked oto-acoustic emissions. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1988; 114: 887-890.

36. Kemp DT, Ryan S, Bray P. A guide to the effective use of otoacoustic emissions. Ear Hear 1990; 11: 93-105. 37. Jacobson JT, Jacobson CA, Spahr RC. Automated and conventional ABR screening techniques in high-risk infants. J Am Acad Audiol 1990; 1: 187-195.

38. Salamy A, Eldredge L, Sweetow A. Transient evoked otoacoustic emissions: feasibility in the nursery. Ear Hear 1996; 17: 42-48.

39. Levi H, Adelman C, Geal-Dor M, et al. Transient evoked otoacoustic emissions in newborns in the first 48 hours after birth. Audiology 1997; 36: 181-186.

40. Lutman ME, Davis AC, Fortnum HM, Wood S. Field sensitivity of targeted neonatal hearing screening by transient evoked otoacoustic emissions. Ear Hear 1997; 18: 265-276.

41. Watkin PM, Baldwin M, McEnery G. Neonatal at risk screening and the identification of deafness. Arch Dis Child 1991; 66: 1130-1135.

42. Sininger YS, Cone-Wesson B, Folsom RC, et al. Identification of neonatal hearing impairment: auditory brain stem responses in the perinatal period. Ear Hear 2000; 21: 383-399.

43. Özdamar Ö, Delgado RE, Eilers RE, Widen JE. Computer methods for on-line hearing testing with auditory brain stem responses. Ear Hear 1990; 11: 417-429.

44. Pool KD, Finitzo T. Evaluation of a computer-automated program for clinical assessment of the auditory brain stem response. Ear Hear 1989; 10: 304-310. 45. Kilney PR. New insights on infant ABR hearing

screening. Scand Audiol 1988; 30 (Suppl): 81-88. 46. Johnson JL, Mauk GW, Takekawa KM, Simon PR, Sia

CC, Blackwell PM. Implementing a statewide system of services for infants and toddlers with hearing disabilities. Semin Hearing 1993; 14: 105-118. 47. Belgin E, Akdaþ F, Böke B, Çaðlar A. The children

population with sensory-neural hearing loss in Turkey. Proceedings of the 2nd International Meeting in Audiology for the Mediterranean Countries, Selonika, 1991; 914-919.

48. Harrison M, Roush J, Wallace J. Trends in age of identification and intervention in infants with hearing loss. Ear Hear 2003; 24: 89-95.

49. Baþbakanlýk Özürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý – Baþbakanlýk Devlet Ýstatistik Enstitüsü Baþkanlýðý. Türkiye Özürlüler Araþtýrmasý. Ankara: DÝE Baþkanlýðý Matbaasý; 2002: 25.

Referanslar

Benzer Belgeler

translocate to the perinuclear membrane and the nucleus or can cross from the cytoplasm, and, binding to the residue of N-lactosamine found on the

Freeman (1992) ve Nelson’a (1993) göre ulusal inovasyon sistemi dar bir tan mlamayla yeni › teknolojilerin üretim, yay n m nda aktif olarak bulunan özel ve kamu AR › › ›

Sığınmacıların kendilerini bağlı hissettikleri etnik ve milliyet grubuna göre iltica etmene denlerinin en yüksek yüzdeleri şu şekildedir: Kendisini ‘Türk’

In the pre-treatment clinical management of patients diagnosed with TOA, we believe NLR and PLR may be inexpensive complementary laboratory parameters that can guide

Genel olarak çatışmalar, çocuklar farklı gelişim süreçlerinden geçerken ortaya çıkar ve kardeşlerde zaman ve ilgi paylaşımıyla mücadele eder ve bireysel

Bu çalışmada amaç; insülin direnci açısından yüksek riskli olan MetS’lu popülasyonda, irisin düzeyleri ve MetS bileşenleri arasındaki ilişkiyi saptayarak,

Bu araştırma bireylerin finansal inançları, finansal kaygıları, satın alma davranışları, ekonomik durumlarına ilişkin algılarını ortaya koyabilmek, finansal

Ayrıca erkek, ebeveyn eğitim düzeyi düşük, ebeveyn tutumu baskıcı olan, babası çalışmayan, parçalanmış aile yapısına sahip çocukların akran şiddetine maruz kalma