• Sonuç bulunamadı

Sağlık personelinin istismar, ihmal ve aile içi şiddetle karşılaşma durum ve tutumları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sağlık personelinin istismar, ihmal ve aile içi şiddetle karşılaşma durum ve tutumları"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ORIGINAL ARTICLE

TRABZON VE ÇEVRE ILLERDE SENTETIK KANNABINOID KULLANAN OLGULARIN DEĞERLENDIRILMESI THE EVALUATION

OF CASES USING SYNTHETIC CANNABINOID IN TRABZON AND THE SURROUNDING PROVINCES MEDIAL KLAVIKULAR EPIFIZIN

RÖLATIF ALANI YAŞ TAHMININDE KULLANILABILIR MI? CAN

RELATIVE AREA OF MEDIAL CLAVICULAR EPIPHYSIS BE USED FOR AGE ESTIMATION? SAĞLIK PERSONELININ ISTISMAR, IHMAL VE

AILE IÇI ŞIDDETLE KARŞILAŞMA DURUM VE TUTUMLARI ABUSE,

NEGLECT AND DOMESTIC VIOLENCE WITH ENCOUNTER STATUS AND ATTITUDES OF HEALTH STAFF ÇOCUK CINSEL ISTISMARININ TANILAMA

ADLI VE SOSYAL SÜRECINDE PEDIATRI HEMŞIRELERI PEDIATRIC

NURSES IN THE JUDICIAL AND SOCIAL PROCESSES OF DIAGNOSIS OF CHILD SEXUAL ABUSE YENIDOĞAN YOKSUNLUK SENDROMU VE CEZAI

31 2/2017

JOURNAL OF FORENSIC MEDICINE

JOURNAL OF FORENSIC MEDICINE

Sağlık personelinin istismar, ihmal ve aile içi şiddetle

karşılaşma durum ve tutumları

Abuse, neglect and domestic violence with encounter status and

attitudes of health staff

Gonca Kurt1, İskender Gün2

Corresponding author: Gonca Kurt

Gaziosmanpasa University, Pazar Vocational High School, Pazar 60800, Tokat, Turkiye email: goncaakurtt@gmail.com

FORENSIC MEDICINE

Received: 12.09.2017 Accepted: 21.02.2018

ÖZET

AMAÇ: Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırma; sağlık

çalışanla-rının istismar, ihmal ve aile içi şiddetle karşılaşma durum ve tu-tumlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.

YÖNTEM: Çalışma bir ilin devlet hastanesinde Eylül

2016-Şu-bat 2017 tarihleri arasında görev yapan 439 sağlık personeli (ulaşma oranı %83,1) ile gerçekleştirilmiştir. Sağlık personelinin tanımlayıcı bilgilerini, istismar, ihmal ve aile içi şiddetle ilgili kar-şılaşma durumlarını ve tutumlarını belirlemeye yönelik soruları içeren anket formu, bilgilendirilmiş onam alınarak yüz yüze gö-rüşme yöntemiyle doldurulmuştur. Tanımlayıcı istatistik olarak nicel veriler ortalama, standart sapma ile; nitel veriler sayı ve yüzde ile sunulmuştur. İstatistiksel değerlendirmede nitel veri-lerin karşılaştırılmasında Ki-kare testi, nicel veri değişkenli kar-şılaştırmada bağımsız örneklerde T-Testi kullanılmış olup p<0.05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.

BULGULAR: Araştırmaya katılan sağlık personelinin %63,8’i

kadın, %36,2’si erkek olup yaş ortalaması 36,6±7,6 yıl ve meslek-te ortalama çalışma süresi 13,6±8,0 yıldır. Sağlık personelinin is-tismar, ihmal ve aile içi şiddet konularında öğrenimleri ve meslek yaşamı boyunca bilgi alma oranı düşük çıkmıştır. Bilgi alanların yarıdan fazlası daha fazla bilgi alma gereksinimi olduğunu dü-şünmektedir. Çalışmada sağlık personelinin %48,1’inin istismar, ihmal olgusuyla karşılaştığı ve en fazla karşılaşılan istismar tü-rünün en fazla fiziksel istismar (%59,2) olduğu belirlenmiş, aile içi şiddetle karşılaşma oranı %44,2 olarak bulunmuştur. Sağlık çalışanlarının istismar, ihmal ve aile içi şiddet olgularında en çok rapor hazırlama ve öykü alma konularında zorlandığı ve yetersiz kaldığı saptanmıştır.

SONUÇ: Sağlık personelinin yüksek oranlarda istismar, ihmal

ve aile içi şiddet vakalarıyla karşılaştıkları ve olguların yönetimin-de daha fazla bilgi-beceriye gereksinim duydukları belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Sağlık personeli, istismar, ihmal, aile içi şiddet.

ABSTRACT

OBJECTIVE: This descriptive study was conducted in order to

evaluate the encounter and attitudes of health staff with abuse, ne-glect and domestic violence cases.

METHODS: The study was carried out with 439 health

person-nel who work for Tokat State Hospital between September 2016 and February 2017 (coverage rate 83.1%). The questionnaire, which consists of questions that aim to determine the health personnel’s descriptive information, circumstances of their encounter with abuse, neglect and domestic violence cases and their approach to such cases, was conducted through face-to-face meeting, sub-ject to their informed consent. As descriptive statistics, quantita-tive data were presented as average and standard deviation and qualitative data were presented as numbers and percentages. In statistical evaluation; Chi-square test was used for comparison of the qualitative data; independent samples T-Test was used for comparison of quantitative data and the value p<0.05 was accepted as meaningful.

RESULTS: 63.8% of the health personnel, who participated in

this survey were women and 36.2% were men. The average age was 36.6±7.6 years and the average term of employment was 13.6±8.0 years. The level of training about abuse, neglect and domestic vio-lence that the health personnel received throughout their profes-sional life was low. More than a half of those who received education thought that they needed to be more educated. According to the re-sults, 48.1% of the health personnel encountered abuse and neglect cases and the most-common type of abuse encountered was physi-cal abuse (59.2%), with a rate of 44.2% for domestic violence cases. It was determined that the health personnel had the greatest dif-ficulty and were inadequately prepared in writing reports and taking history of abuse, neglect and domestic violence situation.

CONCLUSION: It has been determined that healthcare

per-sonnel are highly confronted with cases of abuse, neglect and do-mestic violence and need more knowledge and skill in managing cases.

(2)

GİRİŞ

Aile içi şiddet ve şiddetin mağduru olan çocukların istismar, ihmali toplumun tüm kesimini ilgilendi-ren tıbbi, hukuki ve psikososyal kapsamlı ciddi bir halk sağlığı sorunudur (1,2). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) çocuk istismar ve ihmalini, sadece yaralan-ma ya da ölümle sonuçlanan bir olgu olarak atfet-memekte dünya genelinde kültür, ekonomi ve sos-yal alanları da derinden etkileyen yaygın bir sağlık problemi olarak nitelendirmektedir (3). Türkiye Çocuk İstismarı ve Aile İçi Şiddet Araştırması Özet Raporu’na göre; Türkiye’de yaşayan 7-18 yaşlar arasındaki çocukların %56’sının fiziksel istismara, %49’unun duygusal istismara ve %10’unun cin-sel istismara tanık olduğu ve çocukların %25’nin ihmale maruz kaldığı görülmektedir. 7-18 yaş grubunda her iki çocuktan biri istenmeyen dav-ranışlara maruz kalmaktadır (4). Çocuk istismar ve ihmalinin sık görülmesine karşın günümüzde etkin çözüm yollarının oluşturulmasında güçlük-ler yaşanmaktadır. Bu konunun çocukla çalışan profesyoneller tarafından yeterince tanınmaması, bildirilmemesi, inkâr edilmesi ve gizli kalması ise önemini daha da arttırmaktadır (5,6).

İstismar ve ihmale uğrayan çocuklar aile içi şid-detin görünmeyen mağdurlarını ve en önemli kurbanlarını oluşturmaktadır (1,7). Aile içi şiddet, istismar ve ihmal konuları insan yaşamının her alanında dikkat çekici oranlarda görülmesine rağ-men sorunun çözümünde yetersizlikler söz konu-su olması nedeniyle dünyada giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmeye başlamıştır. Bu nedenle diğer profesyonellerin olduğu kadar sağlık çalışanlarından da özellikle olguların tanı-lanmasında, tedavisi, rehabilitasyonunda önem-li görevleri bulunmakta ve sorunun çözümünde anahtar rol oynamaları beklenmektedir (2,8,9). Bu çalışma istismar, ihmal ve aile içi şiddet olgu-larıyla daha fazla karşı karşıya gelmesi öngörülen sağlık çalışanlarının mesleklerini icra ederken is-tismar, ihmal ve aile içi şiddetle karşılaşma durum ve tutumlarının değerlendirilip, yönelimlerinin

be-lirlenmesi suretiyle farkındalıklarının artırılması yolundaki çalışmalara kaynak oluşturacak bilgile-rin elde edilmesi amacıyla yapılmıştır.

MATERYAL VE METOT

Çalışmanın evrenini Devlet Hastanesi’nde Eylül 2016-Şubat 2017 tarihleri arasında görev yapan sağlık personeli oluşturmaktadır. Hastanede top-lam 823 sağlık personeli (110 hekim, 371 hem-şire, 134 ebe, 149 sağlık teknikeri (laboratuvar, radyoloji, anestezi ve acil tıp teknikeri) ve 59 di-ğer sağlık çalışanları görev yapmaktadır. Araştır-mada örneklem hesaplamasına gidilmemiş olup, hastanede çalışan sağlık personelinin tamamının çalışmaya alınması hedeflenmiştir. Araştırmanın yapıldığı tarihler arasında izinli olan, başka ku-rumlarda görevlendirmesi bulunan, raporlu olan ve çalışmaya katılmak istemeyen çalışanlar (top-lamda 295 kişi) araştırma kapsamına alınmamış-tır. Çalışma 28 klinik, 39 poliklinik ve 3 tanı tetkik birimi olmak üzere toplam 70 birimde; çalışmaya katılmayı kabul eden 439 sağlık personeli (ulaşma oranı %83,1) ile yapılmıştır.

Veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından literatür taranarak oluşturulan anket formu kul-lanılmıştır (1-3,6,8,9). Anket sağlık personelinin sosyo-demografik özellik, istismar, ihmal ve aile içi şiddetle ilgili bilgi alma, karşılaşma deneyimle-ri ve görüşledeneyimle-rini içeren 69 sorudan oluşmaktadır. Veriler SPSS (Statistical Package for Social Sci-ences) for Windows 20.0 programında değerlendi-rilmiştir. Tanımlayıcı istatistik olarak nicel veriler ortalama, standart sapma ile; nitel veriler sayı ve yüzde ile sunulmuştur. İstatistiksel değerlendir-mede nitel verilerin karşılaştırılmasında Ki-kare testi, nicel veri değişkenli karşılaştırmada Bağım-sız Örneklerde T-Testi kullanılmış olup, p<0,05 de-ğeri anlamlı kabul edilmiştir.

Çalışmanın yapılabilmesi için Üniversitesi Etik Kurul Onayı ve Kamu Hastaneler Birliği Genel

(3)

Sekreterliği’nden idari izinler alınmıştır. Ayrıca araştırmaya katılmayı kabul eden sağlık persone-line ‘‘gönüllü bilgilendirilmiş olur formu’’ doldu-rulmuştur.

BULGULAR

Araştırmaya katılan sağlık personelinin %63,8’i kadın, %36,2’si erkek olup yaş ortalaması 36,6±7,6 yıl ve meslekte ortalama çalışma süresi 13,6±8,0 yıldır (Tablo 1).

Sağlık personelinin yarısından fazlası (%53,5) is-tismar, ihmal ve aile içi şiddet konularında daha fazla bilgi alma gereksinimi olduğunu bildirmiştir. Katılımcıların istismar, ihmal ve aile içi şiddeti ta-nımak için yeterli bilgi ve beceriye sahip olduğunu düşünme durumuna bakıldığında %46,2‘si yeterli bilgi ve beceriye sahip olmadığını düşünmektedir (Tablo 2).

Araştırmaya katılan sağlık personelinin %48,1’i meslek hayatında istismar ve ihmalle karşılaştığı ve karşılaşılan istismar türünün ise fiziksel istis-mar (%59,2) olduğu saptanmıştır. Katılımcıların %93,4’ü çocuk istismar ve ihmali ile karşılaşma durumunda bildirim yapmayı düşünmektedir. Karşılaşılan istismar ve ihmal olgularında bildirim yapan sağlık personeli oranı %26,5’dir. Bildirimi yapılan istismar olgularında en çok fiziksel istis-marın (%67,9) bildirildiği görülmektedir (Tablo 3). Katılımcıların %44,2’si meslek yaşamında aile içi şiddetle karşılaşmış olup aile içi şiddet olgusu veya şüphesi ile karşılaştığında bildirim yapmayı düşünen sağlık personeli oranı %84,1’dir. Katılım-cılar böyle bir durumla karşılaştığında bildirimde bulunmama nedenlerini %78,6 oranında mağduru şimdiki durumundan daha kötü bir duruma soku-yor olmaktan korkmayı birinci sırada neden olarak göstermektedir (Tablo 4).

Sağlık personeli meslek yaşamında karşılaştığı is-tismar, ihmal ve aile içi şiddet vakalarında en çok rapor hazırlama (%48,3) konusunda zorlandığını ve yetersiz kaldığını bildirmiştir.

Araştırmaya katılan sağlık personeli arasında istismar, ihmalle karşılaşma oranı hekimlerde

Tablo 1: Sağlık Personelinin

Sosyo-Demografik Özellikleri Özellikler (n=439) Sayı % Cinsiyet Erkek Kadın 159 280 36,2 63,8

Mezun Olunan Okul

Tıp Fakültesi

Sağlık Bilimleri Fakültesi/Sağlık Yüksekokulu

Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu

Sağlık Meslek Lisesi Diğer* 81 101 180 39 38 18,5 23,0 41,0 8,9 8,6 Medeni Durum Evli Bekar Dul/Boşanmış 336 83 20 76,5 18,9 4,6

Çocuk Sahibi Olma Durumu

Çocuk Sahibi Çocuk Sahibi Değil

327 112 74,5 25,5 Çocuk Sayısı (n=327) 1 2 3 ve üzeri 96 170 61 29,3 52,0 18,7

Kendi ifadesine göre ekonomik durum İyi Orta Kötü 212 213 14 48,3 48,5 3,2 Meslek Hekim Hemşire Ebe Sağlık Teknikeri Diğer** 81 209 56 52 41 18,5 47,6 12,8 11,8 9,3

Çalışmakta olunan birim

Dahili Cerrahi İdari 230 156 53 52,4 35,5 12,1

*Düz lise, sağlık bölümü dışındaki üniversitelerin önlisans ve lisans programlarından mezuniyet

(4)

(%63) diğer gruplardan anlamlı olarak daha yük-sektir (p<0,01). Katılımcılar arasında hemşire ve diğer sağlık personelinin aile içi şiddetle karşılaş-ma oranı diğer gruplara göre daha düşüktür ve bu fark anlamlıdır (p<0,01) (Tablo 5).

TARTIŞMA VE SONUÇ

Sağlık personelinin istismar ve ihmal konusunda bilgi alma durumları incelendiğinde, katılımcı-ların %28,9’u öğrenimleri boyunca istismar ih-mal konusunda bilgi aldığını bildirirken, meslek yaşamı boyunca bilgi aldığını ifade eden sağlık personeli oranı %36,9’dur (Tablo 2). Metinyurt ve Sarı (10) yaptıkları çalışmada öğrenimleri sıra-sında istismar, ihmal konusunda bilgi alan sağlık profesyonellerinin oranı %40,9 iken, meslek ya-şamı boyunca bilgi alanların oranı %1,2’dir. Yıl-maz (11) çalışmasında hemşirelerin %18,3’ünün öğrenimleri boyunca istismar, ihmal konusunda bilgi aldığını ifade ederken meslek yaşamı süre-since bilgi alanların oranı %3,7’dir. Kocaer’in (12) yaptığı çalışmada hekimlerin %46,6 ‘sının, hem-şirelerin %27,9’unun çocuk istismar ve ihmali konularında bilgi aldıklarını, mezuniyet sonrası sertifikalı eğitim alanların oranı ise %6,6’dır. Yağ-mur ve Balcı’nın (13) birinci basamak sağlık çalı-şanlarına yaptıkları çalışmada çalışanların sade-ce %16,6’sının çocuk istismar, ihmal konularında

eğitim aldıkları ve çalışanların bu konuda verilen eğitimlerin yetersiz olduğunu ifade ettiklerini bul-muşlardır. Yağmur ve Balcı’nın çalışmasına ben-zer şekilde Demirçin ve ark. (14) hekimlerin yasal ve tıbbi prosedürler hakkında bilgi ve görüşlerini inceledikleri çalışmada hekimlerin %13,1’i mezu-niyet sonrası istismar ve ihmal konusunda bilgi al-dığı bildirilmiştir. Bu çalışmayla karşılaştırılal-dığın- karşılaştırıldığın-da diğer çalışmalarkarşılaştırıldığın-da mezuniyet sonrası istismar, ihmale ilişkin bilgi alma oranlarının düşük olması sağlık personellerinin olduğu kadar diğer mes-lek mensuplarında çalışma ortamında hizmet içi eğitimlerinin yetersiz olmasından veya çalışanlar tarafından bilgi edinmenin sadece okulda olduğu mantığından kaynaklanıyor olabilir.

Aba ve Başar (8) sağlık çalışanlarının aile içi şid-deti tanılama ve yaklaşımlarını belirlemek için yaptıkları çalışmada katılımcıların %14,4’ünün aile içi şiddet konusunda mezuniyet öncesi bil-gi aldığını, %32,7’sinin meslek yaşamında aile içi şiddet tanılama ve değerlendirmeye yönelik hiz-met içi eğitim aldıklarını bulmuşlardır. Sarıbıyık (15) hekim, hemşire ve ebelerle yaptığı çalışma-da aile içi şiddete yönelik mezuniyet öncesi bilgi alma oranını %22,9 bulurken, mezuniyet sonrası eğitim alanların oranını ise %68,4 bulmuştur. Aile içi şiddete yönelik bilgi alma durumları açısından bu çalışmayla yapılan diğer çalışmalardan elde edilen bulgular farklılık göstermektedir. Bu

fark-Bilgi Alma ve Yeterliliğe Ilişkin Görüşleri Evet Hayır

Sayı % Sayı %

Öğrenimleri boyunca çocuk istismar ve ihmali konusunda bilgi alma 127 28,9 312 71,1

Öğrenimleri boyunca aile içi şiddet konusunda bilgi alma 138 31,4 301 68,6

Mezuniyet sonrası meslek yaşamı boyunca çocuk istismar ve ihmali

konusunda bilgi alma 162 36,9 277 63,1

Mezuniyet sonrası meslek yaşamı boyunca aile içi şiddet konusunda

bilgi alma 152 34,6 287 65,4

İstismar, ihmal ve aile içi şiddet konularında daha fazla bilgi alma

gereksinimi 235 53,5 204 46,5

İstismar, ihmal ve aile içi şiddet konularında yeterli ölçüde önlemler

alındığını düşünenler 27 6,2 412 93,2

İstismar, ihmal aile içi şiddeti tanımak için yeterli bilgi ve beceriye

sahip olduğunu düşünenler 236 53,8 203 46,2

Tablo 2: Sağlık Personelinin İstismar, İhmal ve Aile İçi Şiddet Bilgi, Beceri Yeterliliği ve

(5)

lılık mezun olunan okuldan ve çalışılmakta olunan birimlerin farklılığından kaynaklandığı gibi araş-tırmaların yapıldığı bölgelerin farklılığından da kaynaklanabilir.

Gölge ve ark. (16) yaptıkları çalışmada hekimlerin %87,5’i, ebe-hemşirelerin %90,6’sı istismar, ihmal konularıyla ilgili daha fazla bilgi almaları gerek-tiğini belirtmişlerdir. Bir başka çalışmada hem-şirelerin %87,5’inin istismar ve ihmal konusunda daha fazla bilgi gereksinimine ihtiyacı olduğu bu-lunmuştur (17). Bizim çalışmamızda katılımcıların bilgi alma gereksinimlerinin düşük çıkması gerek mezuniyet ve gerekse meslek yaşamı boyunca is-tismar, ihmal ve aile içi şiddet konularında bilgi alma oranlarının farklılığı ile açıklanabilir. Çalış-mada sağlık personelinin %48,1’i istismar, ihmal olgusuyla karşılaşmıştır. Bu çalışmayla benzer şekilde Kocaer (12) çalışmasında karşılaşma ora-nını %40,1 bulurken, Gölge ve ark. (16) yaptıkları çalışmada hekimlerin %43,8’inin, ebe-hemşire-lerin %36,2’sinin istismar, ihmalle karşılaştığını bildirirken Külcü (17) çalışmasında hemşirelerin %35,7’nin istismar, ihmalle karşılaştığını bildir-miştir. Fakat Metinyurt ve Sarı (10) çalışmasında sağlık çalışanlarının %16,4’nün istismar şüphe-siyle karşılaştığını bulmuştur. Sağlık çalışanla-rının en fazla fiziksel istismar (%59,2) ile karşı-laştığı saptanmıştır (Tablo 3). Ülkemizde Türkiye Çocuk İstismarı ve Aile İçi Şiddet Araştırması Özet Raporu’na göre çocukların en fazla fiziksel istis-mara (%56) uğradıkları bildirilmiştir (4). Bu çalış-mayla benzer şekilde sağlık çalışanlarının en fazla fiziksel istismarla karşılaştıklarını bildiren çalış-malar da mevcuttur (6,11,18). Fakat Kara ve ark. (19) Ankara ilinde yaptıkları çalışmada hekimlerin en fazla karşılaştıkları olguların başında ihmal (%45,8) olduğunu ikinci sırada fiziksel istismarın (%23,6) bulunduğu belirtilmektedir. Benzer şekil-de Chang ve ark. (20) Tayvan’da yaptıkları çalış-mada çocuk koruma sağlık hizmetleri merkezin-deki çocukların en fazla ihmal (%75,8) edildiklerini bildirmişlerdir. Karşılaşılan olgularda fiziksel is-tismarın bu çalışmayla birlikte birçok çalışmada da çok görülmesinin nedeni çocukta bıraktığı iz-lerin kolayca fark edilebiliyor olmasından kaynak-landığını düşündürmektedir. Diğer çalışmalarda karşılaşılan olgularda en çok ihmalin görülmesi ise ihmal tanımından yola çıkarak toplumumuzda genel olarak çocuğa bakmakla yükümlü kişilerin

*Katılımcılar birden çok seçenek işaretleyebildikleri

Istismar, Ihmal Ile Karşılaşma Durum ve

Tutumları Sayı %

Meslek hayatında çocuk istismar ve ihmal olgusuyla karşılaşma durumu Evet 211 48,1 Hayır 228 51,9 Karşılaşılan istismar türü* (n=211) Fiziksel istismar 125 59,2 Cinsel istismar 99 46,9 İhmal 93 44,1 Duygusal istismar 75 35,5

Karşılaşılan istismar, ihmal olgu sayısı (n=211)

1-2 kez 64 30,3

3-4 kez 61 28,9

5 ve üstü 86 40,8

Çocuk istismar ve ihmalini tespit etme durumunda bildirim yapma ile ilgili düşünceleri

Bildireceğini ifade edenler 410 93,4

Bildirmeyeceğini ifade

edenler/Kararsız olanlar 29 6,6

Meslek hayatında karşılaşılan çocuk istismar ve ihmal olgusu bildirme durumu (n=211)

Evet 56 26,5

Hayır 155 73,5

Bildirim yapılan istismar olgu türü* (n=56)

Fiziksel istismar 38 67,9

Cinsel istismar 32 57,1

İhmal 23 41,1

Duygusal istismar 18 32,1

Tablo 3: Sağlık Personelinin Çalışırken İstismar,

(6)

çocuğun beslenme, barınma, korunma, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaması yö-nünde kolayca tespit edilebilecek birçok bileşeni içermesinden dolayı olduğu söylenebilir.

Bu çalışmada istismar, ihmal ile karşılaşan sağ-lık çalışanlarının %26,5’i bildirimde bulunmuştur. Kuveyt’te yapılan bir çalışmada hekimlerin sade-ce %17,4’ü şüphelenilen vakalarda bildirimde bu-lunduğunu ifade etmişlerdir (21). Talsma ve ark. (22) İsveç’te hekimler üzerinde yaptıkları çalışma hekimlerin %20’si zorunlu raporlama olmasına rağmen şüphelenilen istismar olgularını bildir-medikleri saptanmıştır. Ayrıca bildirim yapanlar arasında yurtdışında öğrenim görenler İsveç’te görenlere oranla daha az bildirimde bulundukla-rı bulunmuştur. Talsma ve ark. (22) çalışmasında bildirimde bulunma oranının diğer çalışmalardan yüksek olması ülke genelinde farkındalık çalış-malarına veya yasal yaptırımlara bağlanabilir. Bu çalışmayla birlikte diğer çalışmalarda da bil-dirimde bulunma oranlarının düşük olmasının nedeni Habib ve ark. (23) çalışmasında belirttiği gibi raporlamadan ziyade olayı sorunu kendileri-nin çözmek istemelerinden kaynaklanabilir. Diğer taraftan bu sonuç Kara ve ark. (19) çalışmalarında bildirdiği gibi konuyla ilgili bilgi yetersizliğinden, nereye bildirileceğinin bilinmemesinden ve zaman yokluğundan da kaynaklanmış olabilir. Ayrıca bu sonuç Demirçin ve ark. (14) çalışmasında belirttiği gibi hekimlerin üçte ikisinden fazlasının, istismar, ihmal olgularında raporlamanın sadece Sosyal Hizmetlerin ilgilenilmesi gerektiğini ve hekimin kolluk kuvvetlerine bildirmekle yükümlü tutulma-ması gerektiği görüşünde olduklarından da kay-naklanmış olabilir.

Çalışmada istismar ihmalle karşılaştığında bil-dirimde bulunanların oranı az olmakla birlikte sağlık personelinin tamamına yakını bildirimde bulunacağını ifade etmiştir. Bu çalışmayla benzer şekilde Metinyurt ve Sarı’nın (10) çalışmasında çalışanların tamamına yakını bildirimde buluna-cağını belirtmekle birlikte yarısından fazlası ol-guyla karşılaşma durumunda bildirimde bulun-mamıştır. Çalışmada bildirimi yapılan istismar türüne bakıldığında karşılaşılan istismar türüyle paralel şekilde en çok fiziksel istismarın (%67,9) bildirildiği saptanmıştır. Tahiroğlu ve ark. (24) Çu-kurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh

Sağ-lığı ve Hastalıkları Anabilim Dalına başvuran adli sürecin başlatıldığı 16 vaka üzerinden yaptıkları çalışmada ise adli bildirimi yapılan istismar, ihmal olgularının başında cinsel istismar (%81,3), sonra sırasıyla %18,8 ile ihmal, %6,3 fiziksel istismar ve %6,3 duygusal istismar gelmektedir.

*Katılımcılar birden çok seçenek işaretleyebildikleri için verilen yanıtlar üzerinden yüzde alınmıştır.

Aile Içi Şiddet Ile Karşılaşma

Durum ve Tutumları Sayı %

Meslek hayatında aile içi şiddet olgusuyla karşılaşma durumu

Evet 194 44,2

Hayır 245 55,8

Karşılaşılan aile içi şiddet vaka sayısı (n=194)

1-2 kez 103 53,1

3-4 kez 26 13,4

5 ve üstü 65 33,5

Aile içi şiddet olgusu veya şüphesi ile karşılaştığında bildirim yapma ile ilgili düşünceleri

Bildireceğini ifade edenler 369 84,1

Bildirmeyeceğini ifade

edenler/Kararsız olanlar 70 15,9

Bildirim yapmama nedeni* (n=70)

Mağduru şimdiki durumundan daha kötü bir duruma

sokacağından korkması 55 78,6

Yasal süreçleri bilmemesi 49 70,0

Sosyal servislerin konuyla

ilgilenmeyeceği düşüncesi 7 10,0

Konuya ait yetersiz kanıt

olması 3 4,3

Şüpheler doğru çıkarsa, mağdurun ailesinden

ayrılacağı düşüncesi 2 2,9

Tablo 4: Sağlık Personelinin Çalışırken Aile İçi

(7)

Can (25) çalışmasında sağlık çalışanlarının aile içi şiddetle karşılaşma oranını %83,3 olarak belirtir-ken Gezgin (26) karşılaşma oranını %67,1 olarak bulmuştur. Bu çalışma da sağlık personelinin aile içi şiddetle karşılaşma oranı (%44,2) diğer çalışma-lara kıyasla daha az görülmekte fakat Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırmasıyla kıs-men benzerlik göstermektedir (27). Aile içi şiddet olgusu veya şüphesi ile karşılaştığında bildirim

yapmayı düşünen sağlık personeli oranı %84,1’dir. Sarıbıyık’ın (15) çalışmasında bildirim yapmayı dü-şünenlerin oranı %90,6 olmakla birlikte bu çalış-madan yüksektir. Çalışmamızda sağlık personeli bildirim yapmama nedeni olarak en fazla mağduru şimdiki durumundan daha kötü bir duruma soku-yor olmaktan korkmayı ve yasal süreçlere ait bil-gi yokluğunu göstermiştir. Sarıbıyık’ın çalışması bu çalışmayı destekler niteliktedir. Shefet ve ark.

Değişkenler

İstismar, İhmal İle Karşılaşma Durumları Toplam X2 P Evet Hayır Sayı % Sayı % Meslek Hekim* Hemşire Ebe Sağlık Teknikeri Diğer 51 90 32 25 13 63,0 43,1 57,1 48,1 31,7 30 119 24 27 28 37,0 56,9 42,9 51,9 68,3 81 209 56 52 41 15,541 < 0,01

Çalışmakta olunan birim

Dahili Cerrahi İdari* 115 79 15 50,0 50,6 28,3 115 77 38 50,0 49,4 71,7 230 156 53 9,023 0,011

Aile içi Şiddet İle Karşılaşma Durumları Toplam X2 P Evet Hayır Sayı % Sayı % Meslek Hekim* Hemşire Ebe Sağlık Teknikeri Diğer 47 80 34 25 8 58,0 38,3 60,7 48,1 19,5 34 129 22 27 33 42,0 61,7 39,3 51,9 80,5 81 209 56 52 41 25,891 < 0,01

Çalışmakta olunan birim

Dahili Cerrahi İdari* 104 81 9 45,2 51,9 17,0 126 75 44 54,8 48,1 83,0 230 156 53 19,791 < 0,01

* Diğer gruplardan farklılık göstermektedir.

Tablo 5: Sağlık Personelinin Bazı Değişkenlere Göre İstismar, İhmal ve Aile İçi Şiddetle Karşılaşma

(8)

(28) ise çalışmasında her on hekimden birinin ko-nuyla ilgili yeterli bilgisinin olmadığını düşündüğü için mağdura müdahalede bulunamadığı sonucunu bulmuştur. Ayrıca Ramsay ve ark. (29) İngiltere’de sağlık çalışanlarına yaptıkları çalışmada mağdur kadın şiddete uğradığını ortaya koymadığı müddet-çe bildirimde bulunulmaması görüşüne her 5 sağ-lık çalışanından biri katılmaktadır.

Sağlık çalışanları istismar, ihmal ve aile içi şiddet olgularında en çok rapor hazırlama (%48,3) ve öykü alma konularında zorlandığı ve yetersiz kaldığı bil-dirmiştir. Bu çalışmayla benzer şekilde Kara ve ark. (19) yaptıkları çalışmada çocuk istismarı ol-gularında hekimlerin en fazla yasal süreç, kurum-larla iletişim ve öykü alma konularında zorlandığını belirtmiştir. Kocaer’in (12) çalışmasında da bu ça-lışmayla paralel olarak hekim ve hemşirelerin en fazla ilgili kurumlara rapor etme, yasal süreç ve öykü alma konusunda zorlandıklarını ve yetersiz kaldıkları saptanmıştır.

Çalışmada istismar ve ihmal ile karşılaşma duru-mu incelendiğinde karşılaşma oranı hekimlerde diğer sağlık mensuplarından daha yüksek olduğu saptanmıştır (Tablo 5). Kocaer’in (12) çalışmasında da benzer şekilde hekimlerin daha fazla istismar ve ihmal ile karşılaştığı sonucu çıkmıştır. Çalış-makta olunan birimlerde istismar, ihmalle en az idari birimin (%28,3) karşılaştığı belirlenmiştir. Bu sonucun araştırmanın yapıldığı hastanenin yapısı

göz önüne alındığında idari birimlerin ayrı binada olmasında kaynaklanmış olabileceği düşünülmek-tedir. Ayrıca idari birimde çalışanların bu konunun çalışma alanlarına dahil olmadığını düşünerek va-kaları göz ardı ettikleri de düşünülebilir. Çalışma-mızda hemşire ve diğer sağlık personelinin aile içi şiddetle karşılaşma oranı anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (p<0,01). Bu farkın nedeni hekimler-de vakaların yönetim sorumluluğunun olmasından dolayı vakalara duyarlılığının artmış olmasından, ebelerde ise kadınla birebir çalışmalarından dolayı kaynaklanmış olabilir.

Araştırmanın sonucunda; sağlık personelinin yük-sek oranlarda istismar, ihmal ve aile içi şiddet vaka-larıyla karşılaştıkları ve olguların yönetiminde daha fazla bilgi-beceriye gereksinim duydukları belirlen-miştir. Bu sonuç doğrultusunda sağlık personeline gerek öğrenimleri gerekse meslek yaşamı boyun-ca eğitimler verilmelidir. Eğitimlerin içeriğinde is-tismar, ihmal ve aile içi şiddetin tanımı, kapsamı, nedenleri gibi bilgilerin yanı sıra risk faktörlerini saptama, vakaları tanılama, mücadele yöntemleri ve istismar, ihmal ve aile içi şiddetin hukuki yönü ve bildirim yükümlülüğü konuları yer almalı ve uygu-lamalı zorunlu eğitimler verilmelidir. Sonraki çalış-malarda sağlık personelinin istismar, ihmal ve aile içi şiddetle karşılaşma durumunda davranış ve tu-tumlarını inceleyecek gözlem çalışmalarının yapıl-ması ve eğitimlerin etkinliğini değerlendirmek için ise müdahale çalışmalarının yapılması önerilebilir.

1. Newman DM, Brief edition: Sociology; Exploring the Architec-ture of Everyday Life, Translation: Arslan DA, Nobel Publishing, 2013:92-9.

2. Bayraktar S. A Bleeding Wound of Humanity: Child Abuse and Neglect [in Turkish]. Nobel Medical Publishing. Istanbul, 2015:38-41.

3. WHO. Preventing Child Maltreatment: A Guide to Taking Action and Generating Evidence. 2006, Available at: http://apps.who.int/iris/ bitstream/10665/43499/1/9241594365_eng.pdf (cited: 04 April 2017). 4. Turkish Social Service and Children Protection Institution, UNICEF – Turkey. Research on Child Abuse and Domestic Vio-lence in Turkey. Brief Report. 2010:30-2.

5. Aksel Ş. Emotional abuse and neglect. Developmental aspect [in Turkish]. Klinik Çocuk Forumu 2004;1:1-11.

6. Dereobalı N, Karadağ SÇ, Sönmez S. Preschool educators’ roles views and experiences about child abuse neglect and vio-lence towards children. Ege Eğitim Dergisi 2013;14(1):50–66. 7. Kahraman MS, Çokamay G. Domestic violence and its ef-fects on children: Fundamental concepts, safety planning and examples of alternative treatment models. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 2016;8(4):321-36.

8. Aba AY, Başar FK. Detection of and approaches to domestic violence by health professionals. STED 2015; 24(4): 125-34.

(9)

9. Page AZ, İnce M. A review of domestic violence. Turkish Psy-chological Articles 2008;11(22):81-94.

10. Metinyurt HAI, Sarı HY. Awareness of Health Profes-sionals About Child Abuse and Neglect. Çocuk ve Medeniyet 2016;1(1):101-21.

11. Yılmaz B. The investigation of nurse’s knowledge level and approach towards child abuse and neglect (Unpublished the-sis). Institute of Health Sciences of Ankara University, Ankara, 2015:41-63.

12. Kocaer, Ü. Levels of awareness in doctors and nurses re-garding child abuse and neglect (Unpublished thesis). Institute of Health Sciences of Marmara University, Istanbul, 2006:64-89. 13. Yağmur F, Balcı E. A questionnaire to find out the level of knowledge of the primary health care workers in the city center and towns of Kayseri province on child abuse and neglect. Turk-ish Journal of Forensic Sciences 2009;8(2):7-11.

14. Demirçin S, Tütüncüler A, Aslan F, Güney SV, Atılgan M, Gül-kesen H. The knowledge level and opinions of physicians about the medical and legal procedures related to physical child abuse. Balkan Med J 2017;34(2):140-6.

15. Sarıbıyık M. Experiences of doctors, nurses and midwives who work at the health care centers in the city center of Malatya, level of attitude and behavior related to violence directed at women (Unpublished thesis). Institute of Health Sciences of Inonu Uni-versity, Malatya, 2012:53-69.

16. Gölge ZB, Hamzaoğlu N, Türk B. Assesment of medi-cal staff awareness about child abuse and neglect. J For Med 2012;26(2):86-96.

17. Polat Külcü D, Karataş H. Examination of the pediatric nurs-es’ knowledge about child abuse and neglect. Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi 2016;32(1):48-58.

18. Balcı E, Gün İ, Şarlı ŞM, Akpınar F, Yağmur F, Öztürk A, Günay O. Still an unknown topic: Child abuse and “Shaken Baby Syn-drome”. Ulus Travma Acil Cerrahi Derg 2011;17(5):430-4. 19. Kara Ö, Çalışkan D, Suskan E. Comparison of the levels of knowledge and approaches in relation with child abuse and ne-glect in residents of pediatrics, pediatricians and practitioners working in the province of Ankara. Türk Ped Arş 2014;49(1):57-65.

20. Chang YC, Huang JL, Hsia SH, Lin KL, Lee EP, Chou IJ, Hsin YC, Lo FS, Wu CT, Chiu CH, Wu HP. Child protection medical ser-vice demonstration centers in approaching child abuse and ne-glect in Taiwan. Medicine (Baltimore) 2016;95(44):1-8.

21. Al-Moosa A, Al-Shaiji J, Al-Fadhli A, Al-Bayed K, Adib SM. Pe-diatricians’ knowledge, attitudes and experience regarding child maltreatment in Kuwait. Child Abuse Negl 2003;27(10):1161-78. 22. Talsma M, Boström KB, Östberg AL. Facing suspected child abuse - What keeps Swedish general practitioners from re-porting to child protective services? Scand J Prim Health Care 2015;33(1):21-6.

23. Habib HS. Pediatrician knowledge, perception, and experi-ence on child abuse and neglect in Saudi Arabia. Ann Saudi Med 2012:32(2):236-42.

24. Tahiroğlu AY, Avcı A, Çekin N. Child abuse, mental healtd and mandatory reporting of law. Anadolu Psikiyatri Derg 2008;9:1-7. 25. Can MK. Perspectives of healthcare workers on domestic vio-lence cases (Unpublished thesis). Institute of Social Sciences of Beykent University, Istanbul, 2010:143-56.

26. Gezgin BB. Validity and reliability of health care provider sur-vey of intimate partner violence attitudes and practices in Turkey. (Unpublished thesis). Institute of Health Sciences of Ege Univer-sity, Izmir 2011:49-53.

27. Research on domestic violence against woman in Turkey. Institute of Population Studies of Hacettepe University, Ankara, 2015:50-114. Available at: http://www.hips.hacettepe.edu.tr/ KKSA-TRAnaRaporKitap26Mart.pdf (cited: 25 February 2018). 28. Shefet D, Dascal-Weichhendler H, Rubin O, Pessach N, Itzik D, Benita S, Ziv A. Domestic violence: A national simulation-based educational program to improve physicians’ knowledge, skills and detection rates. Medical Teacher 2007;29(5):e133-8. 29. Ramsay J, Rutterford C, Gregory A, Dunne D, Eldridge S, Sharp D, Federe G. Domestic violence: Knowledge, attitudes, and clinical practice of selected UK primary healthcare clinicians. Br J Gen Pract 201262(602):e647-55.

Referanslar

Benzer Belgeler

Güler ve arkadaşları da (56) yaptıkları çalışmada bizim çalışmamızı destekleyecek şekilde 35 yaş üzeri annelerin çocuklarını daha fazla fiziksel istismar

on Child Abuse Prevention distinguish four types of child maltreatment: physical abuse, sexual abuse, emotional and psychological abuse, neglect?.

Araştırma sonuçlarına göre, çocuğa yönelik bir ihmal durumunun varlığının diğer olası ihmal durumları için gösterge olabileceği, çoklu ihmal durumlarının

Çocuk istismarı, sorumluluk, güven veya güç ilişkisi bağlamında çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimine veya onuruna fiilî ya da potansiyel bir zarara neden

mayan istismar türlerinde oluştuğu görülmekte- dir (Bernet 2000). Bu çalışmada benzer şekilde fiziksel istismarın olguların yaklaşık üçte birini oluşturduğu ancak

1-Reddetme: Yetişkin bireyin çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaması, onu ayrı bir birey olarak kabul etmemesi, o yok-muş gibi davranması, çocuğun olumlu yönlerini

(2003), bu tip ailelerden gelen çocukların, davranış bozukluklarının yanı sıra, daha fazla kendini suçlama ve tehdit edilme duyguları ifade ettiklerini; buna bağlı olarak

• Rıza yaşının altında bulunan bir çocuğun cinsel açıdan olgun bir yetişkinin cinsel doyumuna yol açacak bir edim içinde yer alması ya da bu duruma göz yumulmasıdır..