• Sonuç bulunamadı

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre İbra Sözleşmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre İbra Sözleşmesi"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜRÜÚ

Þbra ve ibra sözleàmesi, gerek 818 sayÑlÑ Borçlar Kanunu1 ve gerekse 3008 sayÑlÑ2, 931

sayÑlÑ3, 1475 sayÑlÑ4 ve 4857 sayÑlÑ5 Þà

Kanunla-rÑnda düzenlenmemià, yasal dayanaÜÑna ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüÜe girecek olan 6098 sayÑlÑ Türk Borçlar Kanunu’nun6 132. ve

420. maddelerindeki düzenlemelerle kavuà-muàtur.

BilindiÜi üzere Þà Hukukunda ibra belge-si, ibraname, ibra kaÜÑdÑ, ibra yazÑsÑ ve ibra senedi gibi isimler altÑnda yaygÑnlÑk kazanan ibra, iàçinin tek taraflÑ olarak imzalayÑp iàve-rene verdiÜi ve ihbar ve kÑdem tazminatÑ ile yÑllÑk izin ve fazla çalÑàma ücreti gibi deÜiàik türdeki iàçilik alacaklarÑnÑ tamamen aldÑÜÑnÑ ve herhangi bir alacaÜÑ kalmadÑÜÑnÑ gösteren bir belge olarak tanzim edilmektedir7. Þbra,

bu nedenle iàçi alacaklarÑ yönünden iàvereni borçlarÑndan kurtardÑÜÑ için Þà Hukukunda çok dikkatli yaklaàÑlmasÑ gereken bir iàlemdir.

Borçlar Hukuku açÑsÑndan ise ibra, borcu

sona erdiren sebeplerden biri olup, bir edi-mi yerine getirme yükümlülüÜünü hukuken ortadan kaldÑran, borçluyu borçtan kurtarÑp alacaklÑnÑn da alacak hakkÑnÑ sona erdiren bir iàlemdir. AlacaklÑnÑn tek taraflÑ olarak ala-caÜÑndan vazgeçmesi ise ibra olarak kabul edilmemekte, ibranÑn bir sözleàme àeklinde yapÑlmasÑ gerektiÜi üzerinde durulmaktadÑr. “…ÞbranÑn, öÜreti ve uygulamada borcu sona erdiren sebeplerden biri olduÜunda duraksa-ma bulunduraksa-maduraksa-maktadÑr. Sisteduraksa-matik bir eksikliÜi gidermek amacÑyla, ibranÑn yeni bir madde olarak TasarÑya alÑnmasÑ uygun görülmüà-tür.”8 àeklindeki madde gerekçesinde de

be-lirtildiÜi üzere ibra, 6098 sayÑlÑ Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde borcu tamamen veya kÑsmen ortadan kaldÑran bir sebep olarak borcun sona erme halleri arasÑnda sayÑlmÑàtÑr9:

“Borcu doÜuran iàlem kanunen veya taraflarca belli bir àekle baÜlÑ tutulmuà olsa bile borç, ta-raflarÑn àekle baÜlÑ olmaksÑzÑn yapacaklarÑ ibra sözleàmesiyle tamamen veya kÑsmen ortadan kaldÑrÑlabilir.”

Prof. Dr. Murat ÚEN

MelikÛah Üniversitesi Hukuk Fakültesi

6098 SayÍlÍ Türk Borçlar Kanunu’na Göre

ÜÛ Hukukunda Übra SözleÛmesi

(2)

YargÑtay’Ñn da ibraya iliàkin uyuàmazlÑklar-da 2011 yÑlÑna kauyuàmazlÑklar-dar ilke karar olarak “Þbra sözleàmesi, Þsviçre Borçlar Kanunu’nun 115. maddesinde düzenlendiÜi halde Türk Borçlar Kanunu’nda bu yönde bir düzenlemeye yer verilmemiàtir. Bununla birlikte ibraname, bir borcun tam ya da kÑsmen ifa edilmeden sona ermesini saÜlayan özel sukut nedeni olarak kabul edilmelidir. Bu noktada ibra sözleàme-sinin ödeme yönünde bir anlaàma olmadÑÜÑ, borcun sona erme àekillerinden biri olduÜu belirtilmelidir.

Þà Hukukunda ibra sözleàmesi ibraname adÑyla yaygÑn bir uygulama alanÑ bulmaktadÑr. Þbra sözleàmesinin tanÑmÑ, àekli ve hükümleri-nin Borçlar Kanunu’nda düzenlenmesi gerek-liliÜinin ötesinde, Þà Hukukunun iàçiyi koruyu-cu özelliÜi sebebiyle Þà KanunlarÑnda normatif hüküm olarak ele alÑnmasÑ gerektiÜi açÑktÑr.

Þàçi, emeÜi karàÑlÑÜÑnda aldÑÜÑ ücret ve di-Üer parasal haklarÑ ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açÑdan bakÑl-dÑÜÑnda bir iàçinin nedensiz yere iàvereni ibra etmesi hayatÑn olaÜan akÑàÑna uygun düàme-mektedir. Þà Hukukunda ibra sözleàmeleri dar yorumlanmak ve borcun asÑl sona erme nedeni ifa olarak ele alÑnmalÑdÑr. Borcun sona erme àekillerinden biri olan ibra sözleàmele-rine Þà Hukuku açÑsÑndan sÑnÑrlÑ biçimde de-Üer verilmelidir.”10 yaklaàÑmÑnÑ sergilediÜi

gö-rülmektedir.

6098 sayÑlÑ yeni Türk Borçlar Kanunu, 132. maddesinde genel olarak borcu sona erdiren bir neden olarak ibrayÑ düzenlemià, Þà Huku-kumuz açÑsÑndan da ilk olacak àekilde 420. maddesinde iàçinin iàverenden alacaklarÑna yönelik olan ibra sözleàmesini tanzim etmià-tir. Þà KanunlarÑna göre genel kanun niteliÜin-deki Türk Borçlar Kanunu’ndaki ibraya iliàkin

bu hüküm (m. 420), genel kanun-özel kanun iliàkisi baÜlamÑnda bu konuda hüküm içer-meyen Þà KanunlarÑ bakÑmÑndan da uygula-ma alanÑ bulacaÜÑ açÑktÑr11. DolayÑsÑyla 4857

sayÑlÑ Þà Kanunu, 854 sayÑlÑ Deniz Þà Kanu-nu ve 5953 sayÑlÑ BasÑn MesleÜinde ÇalÑàan-larla ÇalÑàtÑranlar ArasÑndaki Münasebetlerin Tanzimi HakkÑnda Kanun ile Borçlar Kanunu kapsamÑnda olup ià sözleàmeleriyle çalÑàan-lar, TBK. m. 420 hükmünden etkilenecektir. Bu nedenle de yasal olarak ilk kez düzenle-nen konunun ayrÑ bir öneme sahip olduÜu görülmektedir.

A. GENEL OLARAK ÜBRA

SÖZLEÚMESÜ VE FERAGAT

KAVRAMLARI

AlacaklÑnÑn, borçlu ile anlaàarak ondaki ala-cak hakkÑndan kÑsmen veya tamamen vazgeç-mesi ve bu àekilde borçlunun borçtan kurtul-masÑ için yapÑlan ve borcu doÜrudan doÜruya ve kesin olarak ortadan kaldÑran sözleàmeye ibra sözleàmesi adÑ verilir. Þbra sözleàmesi öde-me yönünde bir anlaàma deÜil, borcun sona erme àekillerinden biridir12. Tam ibrada borcun

tamamÑ, kÑsmi ibrada ise borcun ibra edilen kÑsmÑ sona erer.

Türk Borçlar Kanunu’nun gerek 132. mad-desindeki, “…borç, taraflarÑn … yapacaklarÑ ibra sözleàmesiyle … ortadan kaldÑrÑlabilir.” ve gerekse 420. maddesindeki, “Þàçinin iàveren-den alacaÜÑna iliàkin ibra sözleàmesi…” àek-lindeki ifadelerden ibranÑn mutlaka sözleàme àeklinde yapÑlmasÑ gerektiÜi anlaàÑlmaktadÑr. Sözleàme olmasÑ nedeniyle ibra, iki taraflÑ bir hukuki iàlem olup, alacaklÑ ile borçlu arasÑnda ve karàÑlÑklÑ irade beyanlarÑnÑn ibra sebebi üze-rinde uygunluk taàÑmasÑyla gerçekleàir13. Þbra

sözleàmesiyle, ücret alacaklÑsÑ olan iàçi, malvar-lÑÜÑnÑn aktifinde yer alan bir alacaktan kÑsmen veya tamamen vazgeçmekte, borçlu da borç-tan kurtulmakta; böylece borç sona ermekte-dir. Þbra, sözleàmede aksine hüküm yoksa asÑl alacakla birlikte faiz, rehin, cezai àart gibi fer’i haklarÑ da sona erdirir. Ancak, alacaklÑ, iàlemià faiz veya gerçekleàmià cezai àart alacaÜÑnÑ sak-lÑ tutmuàsa, ibraya raÜmen bunlar varsak-lÑklarÑnÑ

SözleÛme olmasÍ nedeniyle ibra,

iki taraflÍ bir hukuki iÛlem olup,

alacaklÍ ile borçlu arasÍnda ve

karÛÍlÍklÍ irade beyanlarÍnÍn

ibra sebebi üzerinde uygunluk

taÛÍmasÍyla gerçekleÛir.

(3)

sürdürür. DiÜer taraftan fer’i haklarda da ibra mümkündür. Ancak, bunlara iliàkin ibra, asÑl borcun ibrasÑ sonucunu doÜurmaz14.

Belir-tilmelidir ki, ibra sözleàmesi, ancak doÜmuà ve mevcut alacaklar için yapÑlabilir; gelecek-te oluàacak iàçi alacaklarÑ için ibra sözleàmesi düzenlenemez15.

Þki taraflÑ, yani akdî nitelikte bir tasarruf ià-lemi olan ibra (sözleàmesi) için alacaklÑnÑn tek baàÑna irade beyanÑ yeterli olmayÑp, vazgeçme iradesinin borçlu tarafÑndan da kabul edilme-si gerekir16. Bu açÑdan borçlu kabul

etmedi-Üi takdirde alacaklÑnÑn tek taraflÑ olarak ibra yapmasÑ mümkün deÜildir. AlacaklÑ ve borçlu, ibra iradesini17 açÑk veya kapalÑ (örtülü,

zÑm-ni) olarak yapabilir. ÖrneÜin, ücret ödeme borçlusu olan iàverenin, ücret alacaklÑsÑ olan iàçinin ibra beyanÑ karàÑsÑnda susmasÑ; alacaklÑ konumundaki iàçinin de, borçlu konumundaki iàverene makbuz vermesi örtülü irade beya-nÑ olarak kabul edilir. ßu haliyle, alacaklÑbeya-nÑn (iàçinin) borçludan (iàverenden) herhangi bir karàÑlÑk almadan ona makbuz vermesi veya borcu olmadÑÜÑ (menfi borç) ikrarÑnda bulun-masÑ, borçlunun (iàverenin) açÑk veya örtülü rÑzasÑnÑ da içeriyorsa ortada bir ibra sözleàmesi vardÑr18.

Þà Hukukunda ibra sözleàmelerinin geçer-liliÜi bakÑmÑndan Borçlar Kanunu’nun irade fesadÑna iliàkin 23-31. maddeleri arasÑnda dü-zenlenmià olan irade fesadÑ hallerinin de bu-lunmamasÑ, bu konunun çok daha titizlikle ele alÑnmasÑnÑ gerektirir19. Þbra sözleàmesi

yapÑlÑr-ken taraflardan birinin esaslÑ hataya düàmesi, diÜer tarafÑn ya da üçüncü kiàinin hile ya da korkutmasÑyla karàÑlaàmasÑ halinde ibra irade-sine deÜer verilemez. Borçlar Kanunu’nun 21. maddesinde sözü edilen aàÑrÑ yararlanma (ga-bin) ölçütünün de ibra sözleàmelerinin geçer-liliÜi noktasÑnda deÜerlendirilmesi gerekir20.

Þbra sözleàmesi, feragatten (vazgeçme) farklÑdÑr21. Öncelikle, feragat tek taraflÑ, ibra

iki taraflÑ bir hukuki iàlemdir22. Sonra,

fera-gat, mevcut olan veya gelecekte gerçekleàe-cek olan haklara ve alacaklara iliàkin olabilir; ibra ise ancak doÜmuà olan (mevcut) haklara iliàkin olarak yapÑlabilir23. Nihayet, feragat

ge-nellikle aynî haklarla yenilik doÜuran (inàai)

haklarda söz konusu olur ve feragatin geçerli olmasÑ için borçlunun (iàverenin) açÑk veya ör-tülü rÑzasÑna ihtiyaç yoktur24. Þbra ise, doÜmuà

olan bir alacak hakkÑnda yapÑlan ve karàÑ tara-fÑn da açÑk veya örtülü rÑzasÑnÑ gerektiren bir iàlemdir. Baàka bir söyleyiàle, mülkiyet hakkÑ gibi ayni haklarda ve takastan feragat gibi ye-nilik doÜuran haklarda hak sahibi tek taraflÑ iradesiyle hakkÑndan vazgeçebilir, hakkÑnÑ or-tadan kaldÑrabilir. Alacak hakkÑnda ise, durum farklÑ olup alacak hakkÑnÑn sona ermesi, borç-lunun borcundan kurtulmasÑ için alacaklÑnÑn tek taraflÑ iradesi yeterli olmayÑp borçlunun da muvafakati (onayÑ) gereklidir. Ancak bu mu-vafakat, çok kere zÑmni (üstü kapalÑ) bir irade beyanÑ ile olur ve alacaklÑnÑn kendisine ulaàan beyanÑnÑ uygun bir süre içerisinde reddetme-yen borçlu muvafakat etmià sayÑlÑr (TBK. m. 6) ve ibra sözleàmesi tamamlanmÑà olur25.

B. ÜÚ HUKUKUNDA ÜBRA

SÖZLEÚMESÜ

1. Genel Olarak

Þbra sözleàmesi, aynÑ zamanda malvarlÑÜÑnÑ da etkileyen bir tasarruf iàlemi olduÜundan, geçerliliÜi için hem iàçinin hem de iàverenin tasarruf ehliyetine sahip bulunmasÑ gerekir. Bu bakÑmdan küçükler ve ayÑrtÑm gücüne sahip kÑ-sÑtlÑlar, ancak kanuni temsilcilerinin rÑzalarÑyla ibra sözleàmesi yapabilirler (TMK.m.16)26.

Ka-nuni temsilcinin çalÑàmasÑ için küçüÜe verdiÜi çalÑàma izni, çalÑàma yaàamÑnÑn gerektirdiÜi ià-lemleri yapmaya mezun olduÜu anlamÑnÑ taàÑsa bile ibra sözleàmesi yapmaya da izin verildiÜi àeklinde deÜerlendirilemez27.

DiÜer taraftan ibra sözleàmesinin hüküm ve sonuçlarÑ, ibranamenin alacaklÑ (iàçi) tarafÑndan imzalanmasÑ ve borçluya (iàverene) teslimiyle meydana geldiÜinden, kendisine teslim edilme-dikçe iàveren borçlarÑndan ibra edilmià olmaz. Þbranamedeki imzanÑn inkarÑ halinde, imzanÑn iàçiye ait olup olmadÑÜÑ konusunda gerekli in-celeme ve araàtÑrma yapÑlarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir28.

Þà iliàkisinde iàçinin alacaklÑ olduÜu durum-lara iliàkin odurum-larak yapÑlacak ibra sözleàmelerinin

(4)

geçerliliÜi açÑsÑndan gerekli olan àartlar Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinde düzen-lenmiàtir. Bu àartlar bir taraftan sadece ià iliàkisi açÑsÑndan geçerli olup, ià iliàkisi dÑàÑnda kalan vekalet ve istisna sözleàmeleri gibi çalÑàmalar-da uygulama alanÑ bulmaz. Bu nedenle de söz konusu sözleàmeler Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesi kapsamÑnda olmayÑp, Türk Borç-lar Kanunu’nun 132. maddesi çerçevesinde hiç-bir àekle ve sÑnÑrlamaya tabi olmaksÑzÑn ibra ile sona erdirilebilir. DiÜer taraftan da 420. mad-dedeki àartlar, iàçinin (iàçi tarafÑnÑn) alacaklÑ ol-duÜu durumlara iliàkin olup, iàverenin alacaklÑ olduÜu cezai àart, eÜitim gideri talep etme, iàçi-nin vermià olduÜu zararÑn tazmiiàçi-nini isteme ve sebepsiz zenginleàme hükümleri çerçevesinde iàçinin iàverene borçlu olmasÑ gibi durumlarda geçerli deÜildir29. Bu nedenle iàçi ve

yakÑnlarÑ-nÑn ià kazasÑ ve meslek hastalÑÜÑndan kaynak-lanan tüm alacaklarÑ için de 420. maddedeki sÑnÑrlamalar geçerlidir.

2. Türk Borçlar Kanunu’nun

420. Maddesi Hükmünün Yürürlük

Tarihinden Önce Mahkemelerce

Gözönünde Bulundurulup

BulundurulmayacaÙÍ

Bu arada deÜinilmesi gereken bir husus da, 01.07.2012 tarihinde yürürlüÜe girecek olan Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesi hük-münün, yürürlüÜe girmeden önce de mahke-melerce kararlara esas alÑnÑp alÑnamayacaÜÑ hususudur. BilindiÜi üzere ibra konusu, yürür-lükteki bir yasa ile düzenlenmemià, öÜreti ve uygulama ile àekillenmià olan ve dolayÑsÑyla kanun boàluÜu bulunduÜu kabul edilen bir hu-sustur.

Bu noktada hakimin söz konusu boàluÜu hangi yolu izleyerek dolduracaÜÑ, henüz yürür-lüÜe girmemià olan Türk Borçlar Kanunu’nun ibraya iliàkin hükümlerini derhal uygulayÑp uygulamayacaÜÑ hususu da önem kazanmak-tadÑr. Hakimin kanun boàluÜunu henüz yürür-lüÜe girmemià olan 6098 sayÑlÑ Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesiyle deÜil, 9. Hukuk Dairesinin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde doldurmaya devam edeceÜi YargÑtay’Ñn yeni ta-rihli kararlarÑnda isabetle belirtilmià bulunmak-tadÑr: “…Sözü edilen hüküm 01.07.2012 tari-hinde yürürlüÜe girecek olup belirtilen tarihten sonra düzenlenen ibra sözleàmeleri için yasal koàullarÑn varlÑÜÑ aranmalÑdÑr. Baàka bir anla-tÑmla 6098 sayÑlÑ Borçlar Kanunu’nun yürürlüÜe girmediÜi dönem için ibranamenin geçerliliÜi sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçe-vesinde deÜerlendirilmelidir. Feshi izleyen bir aylÑk süre içinde ibraname düzenlenememesi ve ödemelerin banka kanalÑyla yapÑlmasÑ zo-runluluÜu 01.07.2012 tarihinden sonra düzen-lenecek ibra sözleàmeleri için geçerlidir.”30.

3. ÜÛ Hukukunda Übra SözleÛmesinin

Geçerlilik ÚartlarÍ

Þbra sözleàmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinde, “Þàçinin iàverenden alacaÜÑ-na iliàkin ibra sözleàmesinin yazÑlÑ olmasÑ, ibra tarihi itibarÑyla sözleàmenin sona ermesinden baàlayarak en az bir aylÑk sürenin geçmià bu-lunmasÑ, ibra konusu alacaÜÑn türünün ve mik-tarÑnÑn açÑkça belirtilmesi, ödemenin hak tuta-rÑna nazaran noksansÑz ve banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmasÑ àarttÑr. Bu unsurlarÑ taàÑmayan ibra sözleàmeleri veya ibraname kesin olarak hü-kümsüzdür.

HakkÑn gerçek tutarda ödendiÜini ihtiva etmeyen ibra sözleàmeleri veya ibra beyanÑ-nÑ muhtevi diÜer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sÑnÑrlÑ olarak makbuz hükmündedir. Bu halde dahi, ödemelerin banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmÑà olmasÑ zorunludur.

Þkinci ve üçüncü fÑkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile iàçinin diÜer yakÑnlarÑnÑn isteyebilecekleri dahil, hizmet sözleàmesinden doÜan bütün tazminat alacaklarÑna da uygula-nÑr.” ifadeleriyle düzenlenmiàtir.

Übra sözleÛmesi, aynÍ zamanda

malvarlÍÙÍnÍ da etkileyen bir

tasarruf iÛlemi olduÙundan,

geçerliliÙi için hem iÛçinin hem de

iÛverenin tasarruf ehliyetine sahip

bulunmasÍ gerekir.

(5)

Söz konusu hükümde ibra sözleàmesinin geçerlilik àartlarÑ belirtilmià; ibra sözleàmesinin yazÑlÑ yapÑlmasÑ, sözleàmenin sona ermesinden itibaren bir aylÑk sürenin geçmesi, ibra konusu alacaÜÑn türü ve miktarÑnÑn açÑkça belirtilmesi ile ödemenin banka aracÑlÑÜÑyla ve tam olarak yapÑlmasÑ geçerlilik àartÑ olarak sayÑlmÑàtÑr. Her bir àartÑn ayrÑ baàlÑk altÑnda incelenmesinde ya-rar vardÑr.

a. ¾bra SözleÀmesinin Yaz»l» ¿ekilde Yap»lmas»

Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde, “Borcu doÜuran iàlem kanunen veya taraflarca belli bir àekle baÜlÑ tutulmuà olsa bile borç, ta-raflarÑn àekle baÜlÑ olmaksÑzÑn yapacaklarÑ ibra sözleàmesiyle tamamen veya kÑsmen ortadan kaldÑrÑlabilir.” àeklinde kaleme alÑnan ibranÑn herhangi bir àekle tabi olmadÑÜÑ ifade edilmià-tir31. Ancak Þà Hukukundaki ibra

sözleàmele-rine iliàkin olarak özel olarak vaz edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesi hükmü, iàçi-nin iàverenden alacaÜÑna yönelik olarak yapÑ-lacak ibra sözleàmesinin yazÑlÑ àekil àartÑna tabi tutulduÜun vurgulamaktadÑr: “Þàçinin iàveren-den alacaÜÑna iliàkin ibra sözleàmesinin yazÑlÑ olmasÑ … àarttÑr. Bu unsurlarÑ taàÑmayan ibra sözleàmeleri veya ibraname kesin olarak hü-kümsüzdür.” Bu nedenle, ià hukukunda iàçinin iàverenden alacaÜÑna yönelik ibra sözleàmele-rinin mutlaka yazÑlÑ olarak yapÑlmasÑ gerekir; aksi takdirde ibra sözleàmesi hükümsüzdür. GörüldüÜü üzere, iàçinin iàverenden alacaÜÑna iliàkin ibra sözleàmesi için yazÑlÑ àekil àartÑ bir geçerlilik koàulu olarak öngörülmüàtür32.

An-cak buradaki yazÑlÑ àekil, basit yazÑlÑ àekil olup noterde düzenlenmeyi zorunlu kÑlmaz. Ancak noter önünde düzenlenen ibra sözleàmesi, düzenleme zamanÑna iliàkin olarak çÑkabile-cek uyuàmazlÑklarÑ ve bu ibranamenin iàçinin elinden önceden baskÑ ile alÑndÑÜÑ iddialarÑnÑ ortadan kaldÑrÑr33. Þàverenin iàçiden alacaÜÑna

yönelik ibra sözleàmesinin geçerliliÜi açÑsÑndan ise, yazÑlÑ àekil àart deÜildir34.

YazÑlÑ olan ibra sözleàmesi, el yazÑsÑ ile dü-zenlenebileceÜi gibi, matbu olarak düzenlenip boàluklarÑn daha sonra doldurulmasÑ àeklinde de olabilir. Ancak matbu olmasÑ durumunda,

ibranamenin iàe girerken veya ibra yasaÜÑ kap-samÑndaki bir zaman diliminde (boà olarak) alÑndÑÜÑ (imzalatÑldÑÜÑ) gibi hususlar ileri sürü-lerek ibranamenin düzenleme zamanÑ tartÑàma konusu yapÑlabilir. Aksi her türlü delille ispat-lanabilir ise de bu tartÑàmalarÑn önüne geçmek için iàçinin iàe baàlama ve ayrÑlma tarihlerinin, tanzim tarihinin, ibraya konu tazminat ve ala-caklarÑn tek tek sayÑlmasÑ, geçerlilik ihtimalini güçlendirir35. Þbranamenin matbu olmasÑ, tek

baàÑna ibranameyi geçersiz kÑlan bir sebep ol-mayÑp iàçinin bu belgenin elinden daha önce-den alÑndÑÜÑnÑ ispatlamasÑ durumunda geçersiz-lik söz konusu olabilir36. YargÑtay, ibranamenin

matbu ve boàluklarÑn deÜiàik yazÑlarla doldu-rulmuà olmasÑnÑ, çeliàkili ve geçersiz olmasÑna gerekçe olarak göstermektedir37.

Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinin gerekçesinde de, söz konusu maddede iàçi-nin ibraya karàÑ korunmasÑnÑn düzenlendiÜi, iàçinin iàverenden olan alacaÜÑna iliàkin ibra sözleàmesinin geçerliliÜinin iki koàulun birlikte gerçekleàmesine baÜlandÑÜÑ, bunlarÑn da, ibra sözleàmesinin yazÑlÑ àekilde yapÑlmasÑ ile söz-leàmede ibra konusu alacaÜÑn türü ve miktarÑ-nÑn açÑkça belirtilmià olmasÑ olduÜu vurgulan-mÑàtÑr38. Gerçi bu gerekçenin yasalaàan metne

ait olmadÑÜÑ, tasarÑya iliàkin bir gerekçe olduÜu anlaàÑlmakta ise de, tasarÑ ile yasalaàan metin arasÑnda yazÑlÑ àekil àartÑ açÑsÑndan bir fark bu-lunmamaktadÑr39.

b. ¾À SözleÀmesinin Sona Ermesinden ¾tibaren Bir Ayl»k Sürenin

Geçmesi

TBK. m. 420’ye göre, iàçinin iàverenden ala-caÜÑna iliàkin ibra sözleàmesinin geçerliliÜi “… ibra tarihi itibarÑyla sözleàmenin sona ermesin-den baàlayarak en az bir aylÑk sürenin geçmià bulunmasÑ…” koàuluna baÜlÑdÑr. Maddede, bu àartÑn da bir geçerlilik koàulu olduÜu özel ola-rak vurgulanmÑàtÑr. BilindiÜi üzere, “…Þbrana-menin tarih içermemesi ve içeriÜinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiÜinin açÑkça anlaàÑ-lamamasÑ durumunda ibranameye deÜer verile-mez”40. Þbra sözleàmelerinde iàçi yararÑna

ola-rak getirilen ve düzenlenme zamanÑna iliàkin olan bu bir aylÑk bekleme süresi, ibranamenin

(6)

tanzimine iliàkin olup ifayÑ ilgilendiren bir hu-sus deÜildir. Bu nedenle iàçinin fesih ile muac-cel hale gelen kÑdem tazminatÑ, ihbar tazminatÑ ve izin ücreti gibi haklarÑnÑn ödeme tarihinin bir ay süreyle ertelenmesini gerektirmez.

Kanun koyucu, ibranamelerin sözleàmenin sona ermesinden itibaren en az bir ay sonra düzenlenmesini ararken, Þà Kanunu’nun 19. maddesindeki feshe itiraz için öngörülen bir aylÑk hak düàürücü süre ile paralellik kurma-ya çalÑàmÑà ve feshi izleyen bir aylÑk sürede iàverenin olasÑ baskÑlarÑnÑn azaltÑlmasÑnÑ amaç-lamÑàtÑr. Bu nedenle geçerli ve haklÑ neden iddialarÑna dayanan fesihlerde ibraname dü-zenlenmesi için feshi izleyen bir aylÑk sürenin beklenmesi aranmÑàtÑr. Gerçekten YargÑtay ka-rarlarÑnda da ifadesini bulduÜu üzere, “…4857 sayÑlÑ Þà Kanunu’nun 19. maddesinde feshe iti-raz bakÑmÑndan bir aylÑk hak düàürücü süre öngörülmüà olmakla feshi izleyen bir ay için-de iàçinin iàe iaiçin-de davasÑ açma hakkÑ bulun-maktadÑr. Bu noktada feshi izleyen bir aylÑk süre, iàçinin eski iàine dönüp dönmeyeceÜinin tespiti bakÑmÑndan önemlidir. O halde feshi iz-leyen bir aylÑk sürede iàverenin olasÑ baskÑlarÑ-nÑ azaltmak ià güvencesinin saÜlanmasÑ için de gereklidir. Geçerli ve haklÑ neden iddialarÑna dayanan fesihlerde dahi ibraname düzenlen-mesi için feshi izleyen bir aylÑk sürenin bek-lenmesi gerekir. Bir aylÑk bekleme süresi kÑsmi ibra açÑsÑndan iàçinin bir kÑsÑm iàçilik alacak-larÑnÑn ödenmesinin bir ay süreyle gecikmesi anlamÑna gelse de, temelde iàçi yararÑna bir durumdur. Hemen belirtelim ki, bir aylÑk bek-leme süresi ibra sözleàmelerinin düzenlenme zamanÑ ile ilgili olup, ifayÑ ilgilendiren bir du-rum deÜildir. Baàka bir anlatÑmla, iàçinin fesih ile muaccel hale gelen kÑdem tazminatÑ, ihbar tazminatÑ ve izin ücreti gibi haklarÑnÑn ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmià deÜildir.”41.

BilindiÜi üzere ibra sözleàmesi, geçmiàteki bir döneme ait alacak hakkÑnÑ ortadan kaldÑr-mak üzere yapÑlÑr; bu nedenle gelecekteki bir hakkÑn ibra sözleàmesine konu olmasÑ (ibra edilmesi) mümkün deÜildir. ÖÜretideki görüà birliÜi ve YargÑtay uygulamasÑna göre ià söz-leàmesinin yapÑlmasÑ veya devamÑ esnasÑnda henüz doÜmamÑà alacaklar için yapÑlan ibra

sözleàmesi (veya alÑnan ibraname) geçersiz-dir42. Türk Borçlar Kanunu’nun 420.

madde-sindeki bu hükmün yürürlüÜe gireceÜi zamana kadarki dönem içerisinde, fesih tarihi ile aynÑ gün veya daha sonraki bir tarihte düzenle-nen ibranamenin (ibra sözleàmesinin) geçer-li olacaÜÑ açÑktÑr. Bu nedenle ihbar tazminatÑ, kÑdem tazminatÑ, yÑllÑk izin ücreti, cezai àart ve sözleàmenin kalan süresine ait ücret ala-caklarÑ gibi feshe baÜlÑ haklar açÑsÑndan dü-zenlenecek olan ibranamelerin, ancak fesihten sonra düzenlenmesi halinde geçerli sayÑlacaÜÑ tartÑàmasÑzdÑr. 01.07.2012 tarihinden itibaren ise, iàçinin iàverenden alacaklarÑna iliàkin ibra sözleàmesini, 6098 sayÑlÑ Kanun’un 420. mad-desi gereÜi fesihten en az bir ay sonra yapmasÑ gerekecektir.

Fakat ücret, ikramiye, prim, fazla çalÑàma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücreti gibi feshe baÜlÑ olmayan haklar açÑsÑndan yapÑ-lacak ibra sözleàmelerinin de fesihten en az bir ay sonra yapÑlmasÑ gerekip gerekmediÜi, ià sözleàmesi devam ederken bu tür doÜmuà haklara yönelik yapÑlan ibra sözleàmelerinin geçerli olup olmayacaÜÑ tartÑàma konusu edil-miàtir. BilindiÜi üzere YargÑtay “…Þà iliàkisinin devamÑ sÑrasÑnda düzenlenen ibra sözleàmele-ri geçerli deÜildir. Þàçi bu dönemde tamamen iàverene baÜÑmlÑ durumdadÑr ve ià güvencesi hükümlerine raÜmen ià iliàkisinin devamÑnÑ saÜlamak ya da bir kÑsÑm iàçilik alacaklarÑna bir an önce kavuàabilmek için iradesi dÑàÑnda ibra sözleàmesi imzalamaya yönelmià sayÑlma-lÑdÑr.”43 àeklindeki ilke kararlarÑyla ià iliàkisinin

devamÑ esnasÑnda doÜmuà olan mevcut hakla-ra yönelik olahakla-rak alÑnan ibhakla-ranameleri geçersiz kabul etmekte44; ià sözleàmesi devam ederken

alÑnan ve fazla çalÑàma ücretlerini kapsayan ib-ranamenin yapÑlan ödemeyle sÑnÑrlÑ etkisinden (makbuz etkisinden) söz etmektedir45.

Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinde YargÑtay’Ñn devam edegelen uygulamalarÑndan bir kÑsmÑ yasal dayanaÜa kavuàturulmuà; ça-lÑàÑrken düzenlenen ve feshe baÜlÑ olmayan doÜmuà (mevcut) haklara yönelik ibraname-lerin geçersiz olduÜu yönündeki YargÑtay içti-hadÑ tasarÑda yer almasÑna raÜmen yasalaàma esnasÑnda madde metninden çÑkarÑlmÑàtÑr. Bu

(7)

nedenle, tasarÑda bulunan ama yasalaàmayan hüküm farklÑ düàünceleri çaÜrÑàtÑrmÑà ve du-raksamaya neden olmuàtur.

Gerçekten de Türk Borçlar Kanunu TasarÑ-sÑnÑn 419/III. maddesinde “Hizmet sözleàmesi devam ederken veya sona ermesinden baàla-yarak bir ay geçmeden iàçi aleyhine yapÑlan ibra sözleàmeleri kesin olarak hükümsüzdür.” denilerek ià sözleàmesi devam ederken alÑnan ibranamelerin de geçersizliÜi vurgulanmÑà; gerekçede de ifade edildiÜi üzere “Maddenin üçüncü fÑkrasÑnda, hizmet sözleàmesinin de-vam ettiÜi sÑrada veya sona ermesinden baàla-yarak bir ay geçmeden, iàçi aleyhine yapÑlan ibra sözleàmelerinin hükümsüz olduÜu belir-tilmektedir.” denilmiàtir46. Ancak yasalaàma

aàamasÑnda bu düzenleme deÜiàikliÜe uÜramÑà ve ià sözleàmesi devam ederken alÑnan ibra-namelerin hükümsüzlüÜü ibaresi metinden çÑkarÑlmÑàtÑr. Kanun koyucunun, çalÑàÑrken düzenlenen ibranamenin geçersizliÜinin yasal düzenlemeye ihtiyaç göstermediÜi àeklinde bir varsayÑm içinde olduÜu kabul edilemeyeceÜi-ne göre, 420. maddeyle, sadece fesihle doÜmuà haklara yönelik ibranamelerin mi fesih tarihin-den itibaren bir aylÑk süre içinde düzenlenme-si yasaklanmÑàtÑr? ÖÜretideki bir görüà, Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinin sadece ià sözleàmesinin feshi tarihi ile bir aylÑk süre içinde ibraname yapÑlmasÑnÑ yasakladÑÜÑnÑ, an-cak yasada yer almasa da YargÑtay’Ñn kararlÑ uygulamasÑ gereÜi sözleàme devam ederken yapÑlan ibra sözleàmesinin de geçersiz sayÑl-masÑ gerektiÜini ileri sürmektedir47.

Kanaatimi-ze göre, maddedeki ifade tarzÑ bu tür bir yoru-ma uygun deÜildir. Þbraname düzenlemek için ià sözleàmesinin sona ermesinden sonra dahi bir aylÑk sürenin geçmesini arayan kanun ko-yucunun, sözleàme devam ederken alÑnan ib-ranameleri geçerli saymasÑnÑ beklemek bir çe-liàki oluàturur. Bu açÑdan ià sözleàmesi devam ederken doÜmuà haklara iliàkin ibranamelerin geçerliliÜi de, kanunda “ibra tarihi itibarÑyla sözleàmenin sona ermesinden baàlayarak en az bir aylÑk sürenin geçmià bulunmasÑ…àart-tÑr” àeklinde açÑkça ifade edilen hüküm gereÜi fesihten itibaren en az bir ay sonra yapÑlmasÑ koàuluna baÜlÑdÑr48.

c. ¾bra Konusu Alaca¼»n Türü ve Miktar»n»n Aç»kça Belirtilmesi

Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinde iàçinin iàverenden alacaÜÑna iliàkin ibra söz-leàmesinde “ibra konusu alacaÜÑn türünün ve miktarÑnÑn açÑkça belirtilmesi” de geçerlilik ko-àulu olarak aranmaktadÑr. Bu nedenle, iàçiye yapÑlan ödemenin hangi alacaÜa yönelik oldu-Üunun ve miktarÑnÑn da ayrÑca belirtilmesi gere-kir. Aksi takdirde ibra sözleàmesi veya ibrana-me kesin olarak hükümsüz sayÑlÑr.

Söz konusu hükmün yürürlüÜe girmesiyle birlikte 01.07.2012 tarihinden itibaren düzen-lenecek tür ve miktar içermeyen ibranameler, geçersizlik yaptÑrÑmÑ ile karàÑ karàÑya kalacaktÑr. Bu durumda tür ve miktar belirtilmemià öde-meler ibraya konu olamayacaÜÑndan, ancak ifa olarak deÜerlendirilir ve iàçi alacaklarÑndan mahsup edilir.

Bu hüküm, özellikle YargÑtay 9. Hukuk Dairesi’nin miktar içermeyen ibranamelere ge-çerlilik tanÑyan içtihatlarÑnda deÜiàikliÜe neden olacaktÑr.

aa. Miktar Þçermeyen Þbranameler

BilindiÜi üzere YargÑtay 2000’li yÑllarÑn baà-larÑna kadar miktar içermeyen ibranameler ko-nusunda, alÑndÑÜÑ ileri sürülen iàçilik haklarÑ ile ilgili diÜer delillerin de araàtÑrÑlmasÑ gerektiÜini, ödeme olgusunun ortaya konulamadÑÜÑ hal-lerde bu tür ibranamelerin geçersiz olduÜunu kabul etmiàtir49. 2001’li yÑllardan itibaren ise

ià-çilik alacaklarÑnÑn tek tek sayÑlarak alÑndÑÜÑnÑn belirtilmesi50, ihtirazi kayÑt konulmamasÑ ve el

yazÑsÑyla yazÑlmasÑ halinde miktar içermeyen ibranamelerin borcu sona erdirdiÜini karara baÜlamÑàtÑr51. Ancak 2008 yÑlÑnda verdiÜi bir

ka-rarÑnda ise miktar içermeyen ibranameleri ge-çersiz saymÑàtÑr52.

GörüldüÜü üzere, YargÑtay 9. Hukuk Dairesi’nin genel yaklaàÑmÑnÑn hiç miktar içer-meyen ve haklarÑn tamamen ödendiÜini ve hiçbir alacaÜÑn kalmadÑÜÑnÑ belirten ibra belge-lerine geçerlik tanÑma ve borcu sona erdirme yönünde olduÜu53; buna karàÑlÑk miktarÑn yazÑlÑ

olduÜu ibranamelerde ise makbuz niteliÜinde sayÑldÑÜÑ için bakiye haklarÑn istenebileceÜi ve böylece alacaÜÑn bir kÑsmÑnÑn ifasÑ karàÑlÑÜÑnda

(8)

ibranÑn kabul edilmediÜi yönünde bulunduÜu anlaàÑlmaktadÑr. Hiç àüphesiz ki bir taraftan miktar içermeyen ibranameye geçerlilik tanÑ-nÑrken, diÜer taraftan ivazlÑ ibraya geçerlilik tanÑnmamasÑ bir çeliàki de oluàturmaktadÑr54.

BilindiÜi üzere, YargÑtay’Ñn 10. ve 21. Hukuk Daireleri, miktar içermeyen ve hak sahibine herhangi bir ödemenin yapÑldÑÜÑnÑn ispatlan-madÑÜÑ ibra sözleàmelerini geçersiz kabul et-mektedir55.

Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesi, iàçinin iàverenden alacaÜÑna iliàkin ibra söz-leàmesinde “ibra konusu alacaÜÑn türünün ve miktarÑnÑn açÑkça belirtilmesi”ni aradÑÜÑna göre miktar içermeyen ibranamelere geçersizlik yaptÑrÑmÑ baÜlamÑàtÑr. Bu nedenle YargÑtay 9. Hukuk Dairesi’nin miktar içermeyen ibraname-lere de geçerlilik tanÑyan içtihadÑnda deÜiàikli-Üe gitmesi gerekecektir.

bb. Miktar Þçeren Þbranameler ve ÞvazlÑ Þbra

BilindiÜi üzere miktar içeren ibra sözleà-melerinde, alacaÜÑn tamamen ödenmià olmasÑ durumunda borç ifa yoluyla sona ermià olur. Buna karàÑn kÑsmi ödeme hallerinde ise ibra olarak deÜil makbuz olarak kabul edilir56. Þà

hukuku uygulamasÑnda genel olarak iàçinin bir kÑsÑm alacaÜÑnÑ alarak kalan kÑsmÑndan vaz-geçmesi yoluyla iàvereni ibra etmesi anlamÑna gelen ivazlÑ ibra kural olarak kabul edilme-yip57, bu tür ibranameler makbuz niteliÜinde

görülmekte58; borç tamamen ödenmediÜi

sü-rece kalan miktar bakÑmÑndan iàveren borçtan kurtulamamaktadÑr59. Ancak hak kazanÑlan

tu-tar ile yapÑlan ödeme arasÑnda açÑk oransÑzlÑk olmamasÑ halinde borcun (ivazlÑ) ibra ile sona erdiÜi kabul edilmektedir60. ÇalÑàÑrken doÜmuà

haklara iliàkin olarak alÑnan ve miktar içeren ibranameler de makbuz etkisi gösterir61.

YargÑtay, ihbar ve kÑdem tazminatÑ ile ücret alacaklarÑ gibi maddi ve manevi tazminat alaca-ÜÑ dÑàÑnda kalan alacaklar bakÑmÑndan düzen-lenen ve miktar içeren ibranameleri makbuz olarak deÜerlendirmekte, ibraname ile birlikte ödeme belgelerinin de mahkemeye sunulmasÑ durumlarÑnda ibranamelerin makbuz niteliÜin-de olduÜunu ve bu ibranameler dÑàÑnda kalan haklarÑn ve yapÑlan eksik ödemelerin

istenebi-leceÜini kabul etmektedir62. Maddi tazminat

ala-caklarÑ bakÑmÑndan düzenlenen ibranameleri ise, zarar ile yapÑlan ödeme arasÑnda açÑk oran-sÑzlÑk varsa makbuz olarak deÜerlendirmekte, böyle bir oransÑzlÑÜÑn olmamasÑ durumunda ise ibranameyi geçerli görmekte; manevi tazminat alacaklarÑnda ise, tutarÑ ne olursa olsun manevi tazminat miktarÑnÑn açÑkça belirlenmesi halin-de ibranameye geçerlilik tanÑmaktadÑr63. DiÜer

taraftan YargÑtay, ibranameden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karàÑlÑk alÑ-nan meblaÜ arasÑnda da açÑk bir oransÑzlÑÜÑn bulunmamasÑ gerektiÜini, aksi takdirde bu bel-genin ibraname deÜil makbuz niteliÜinde oldu-Üunu karara baÜlamaktadÑr64.

Þà davalarÑnÑn temyiz incelemelerinin yapÑl-dÑÜÑ YargÑtay dairelerinin, ibranameyi dar yo-rumlama ilkesini esas aldÑÜÑ ve bu yolla ibra sözleàmelerinin iàçi aleyhine oluàabilecek bir takÑm sakÑncalarÑnÑn giderilmeye çalÑàÑldÑÜÑ gö-rülmekte ve bu durum öÜretide de kabul gör-mektedir65. BilindiÜi üzere ibranamenin dar

yorumlanmasÑ, ibranamenin geçerliliÜinin dü-zenlendiÜi sÑrada taraflarca dikkate alÑnan ala-caklar bakÑmÑndan söz konusu olmasÑnÑ ifade eder. Þbraname düzenlendikten sonra taraflar arasÑnda, bu alacaklarÑn hesabÑna iliàkin bir uyuàmazlÑk söz konusu olmuà ise ibranamenin varlÑÜÑ, bu uyuàmazlÑk bakÑmÑndan iàçinin ala-caklarÑndan vazgeçtiÜi anlamÑna gelmez66.

Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesine göre “…ödemenin hak tutarÑna nazaran nok-sansÑz ve banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmasÑ àarttÑr. Bu unsurlarÑ taàÑmayan ibra sözleàmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.

HakkÑn gerçek tutarda ödendiÜini ihtiva etmeyen ibra sözleàmeleri veya ibra beyanÑ-nÑ muhtevi diÜer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sÑnÑrlÑ olarak makbuz hükmündedir. Bu halde dahi, ödemelerin banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmÑà olmasÑ zorunludur.”67. DolayÑsÑyla yeni

Türk Borçlar Kanunu döneminde de tam ibra ve ifanÑn söz konusu olmadÑÜÑ diÜer ödeme durumlarÑnda, hakkÑn gerçek tutarda ödendi-Üini ihtiva etmeyen belgelere makbuz deÜeri verilmekte, bu da banka aracÑlÑÜÑyla ödenmesi àartÑna baÜlÑ tutulmaktadÑr.

(9)

neden olacak hususlar, ödemenin tam olarak yapÑlmasÑ halinde dahi bankadan yapÑlmadÑkça ibraya konu olamamasÑ ve bankadan yapÑlma-dÑkça makbuz niteliÜinde dahi kabul edileme-mesidir. Baàka bir anlatÑmla, borcun tamamÑ-nÑn ödenmià olmasÑ halinde borç, ifa ile sona erer; bir kÑsmÑnÑn ödenmià olmasÑ durumunda ise ibraname makbuz etkisi gösterir ve kalan kÑsÑm yönünden borç sona ermez. DolayÑsÑyla asÑl alacaÜÑn çok az bir kÑsmÑnÑn ödenmemesi halinde bile borç sona ermeyeceÜi için faiz gibi fer’i haklar da sona ermez68. 420. maddede ise,

ödemenin tam ve banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmadÑ-ÜÑ durumda, ancak banka aracÑlÑyapÑlmadÑ-ÜÑyla yapÑlan eksik ödemeler makbuz niteliÜinde bir belge kabul edilmekte ve bu àekilde gabin (aàÑrÑ ya-rarlanma) sebebiyle ibranamelerin geçersizliÜi-nin ileri sürülmesigeçersizliÜi-nin önüne geçilmià olunmak-tadÑr69.

d. Ödemelerin Hak Tutar»na Nazaran Noksans»z ve Banka

Arac»l»¼»yla Yap»lmas»

Türk Borçlar Kanunu’nun 420/II hükmün-de belirtilen bir geçerlilik koàulu da “öhükmün-deme- “ödeme-nin hak tutarÑna nazaran noksansÑz ve banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmasÑ”dÑr. Bu nedenle ibra söz-leàmesi ancak banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlan tam (noksansÑz) ödemeden sonra düzenlenebilir. Aksi takdirde ibra sözleàmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüz sayÑlmaktadÑr. Þàveren-ce yapÑlacak olan ödemelerin banka yoluyla yapÑlmasÑ zorunluluÜunun getirilmesinde öde-meye dair ispat sorunlarÑnÑn ortadan kaldÑrÑl-masÑ amaçlanmaktadÑr70.

Kanun koyucunun 420. maddenin düzen-lenmesi aàamasÑnda ibra ile ifa kurumlarÑnÑ birbirine karÑàtÑrdÑÜÑ görülmektedir. Zira iàçinin iàverenden alacaÜÑnÑn banka aracÑlÑÜÑyla tam olarak ödenmesi halinde, borç, ibra sözleàme-si veya ibraname ile deÜil yapÑlan ödeme yani ifa ile sona erer; ibra sözleàmesi ile de borcun kalmadÑÜÑ ayrÑca belgelenmià ve ispatlanmÑà olur. Bu açÑdan ibra sözleàmesinin borcu sona erdiren yönü deÜil, sona ermià borcu belgele-yen tarafÑ düzenleme konusu yapÑlmÑà olmakta; ibranamenin geçerliliÜi için ödemelerin banka aracÑlÑÜÑyla ve tam olarak yapÑlacaÜÑnÑn

mad-dede belirtilmesinde isabet bulunmamaktadÑr. Çünkü banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmayan tam öde-melerde ibra sözleàmesi geçersizdir, ama iàçi-nin iàverenden alacaÜÑ (yani borç) ifa ile sona ermiàtir. Söz konusu düzenleme ile, iàverenin iàçiye olan borcunun ibra ile sona ermesi artÑk teknik olarak imkânsÑz hale getirilmià, iàvere-nin iàçiye olan borcundan dolayÑ ibra edilmesi yolu kapatÑlmÑàtÑr71.

Þbra konusu alacaÜa iliàkin ödemelerin ban-ka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmasÑ gerektiÜine iliàkin hük-mün, 4857 sayÑlÑ Þà Kanunu’nun 32. maddesi ve 818 sayÑlÑ Borçlar Kanunu’nun 323. maddesine 08.05.2008 sayÑlÑ ve 5754 sayÑlÑ yasayla getirilen deÜiàikliÜe paralel bir düzenlemeyi amaçladÑ-ÜÑ düàünülmektedir. Söz konusu deÜiàiklik ile bazÑ iàyerlerine yönelik olarak ücret ve ekle-rinin banka aracÑlÑÜÑyla ödenmesi zorunluluÜu getirilmiàtir. Þà Kanunu’nun 32. maddesinde dayanÑlarak çÑkarÑlan ve 01.01.2009 tarihinde yürürlüÜe giren “Ücret, Prim, Þkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü ÞstihkakÑn Bankalar Ara-cÑlÑÜÑyla Ödenmesine Dair Yönetmelik” gereÜi, Þà Kanunu’na tabi ve en az 10 iàçi çalÑàtÑran iàverenler aylÑk ücretlerle eklerini banka aracÑ-lÑÜÑyla ödemek zorundadÑrlar. Bu zorunluluÜa uymama Þà Kanunu’nun 102/a maddesindeki “…ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeàit istihkakÑnÑ zorunlu tutulduÜu halde özel olarak açÑlan banka hesabÑna ödemeyen iàve-ren, iàveren vekili ve üçüncü kiàiye bu durum-da olan her iàçi ve her ay için yüz Yeni Türk LirasÑ idari para cezasÑ … verilir” yaptÑrÑmÑna baÜlanmÑàtÑr72.

ßu halde, iàçilik alacaÜÑnÑn banka aracÑlÑÜÑyla tam olarak ödenmesi halinde borç kural olarak ifa ile sona ermià olup, ibra borcun kalmadÑÜÑ-nÑ gösteren bir belge durumundadÑr. Zira, sona ermià borcun ibra ile tekrar sona erdirilmesi söz konusu olamaz. DiÜer taraftan ödeme, ban-ka aracÑlÑÜÑyla tam olarak deÜil de kÑsmi olarak yapÑlmÑà ise, ibra belgesi makbuz olarak ka-bul edilir ve ibra deÜeri taàÑmaz. Bu durumda da ödenmeyen kÑsÑm çok az olsa dahi iàveren borçtan kurtulmuà olmayacaÜÑndan, faiz gibi fer’i haklar da sona ermez.

GörüldüÜü üzere, banka aracÑlÑÜÑyla yapÑl-mayan bir ödemenin hiçbir àekilde ibra

(10)

deÜe-ri bulunmamaktadÑr. Bu durum ise bir çeliàki oluàturmakta ve banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmayan ödemede borç ifa ile sona ermesine karàÑlÑk ib-raya konu olamamakta ve ibranameye geçer-sizlik tanÑnmasÑnÑn pratik bir önemi de bulun-mamaktadÑr.

SONUÇ

Þbra sözleàmesi, hukukumuzda ilk kez 6098 sayÑlÑ Türk Borçlar Kanunu’ndaki 132. ve 420. madde hükümleriyle yasal dayanaÜa kavuàtu-rulmuàtur. Genel ibra sözleàmesini düzenleyen 132. maddeden oldukça farklÑ hükümler geti-ren ve özel bir düzenleme olan 420. madde, iàçiyi koruma amacÑnÑ gütmüà ve iàçinin iàve-renden alacaÜÑna yönelik olan ibra sözleàmele-rini düzenlemiàtir.

Þàçinin iàverenden alacaÜÑna iliàkin olarak yapÑlacak ibra sözleàmesinin geçerlilik koàul-larÑ maddede sÑralanmÑà ve bunlar, yazÑlÑ olma-sÑ, sözleàmenin sona ermesinden en az bir ay sonra düzenlenmesi, ibra konusu alacaÜÑn türü ve miktarÑnÑ açÑkça belirtmesi ve ödemenin hak tutarÑna göre noksansÑz ve banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmasÑ olarak belirtilmiàtir.

Bu àartlardan iàçiyi koruma amacÑna yönelik olarak getirilen ödemenin hak tutarÑna nazaran noksansÑz ve banka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmasÑ koàu-lu ibra sözleàmesi ile borcun sona ermesi yokoàu-lu- yolu-nu teknik olarak kapamÑàtÑr. Çünkü iàçilik ala-caÜÑnÑn banka aracÑlÑÜÑyla tam olarak ödenmesi halinde borç ibra ile deÜil ifa ile sona ereceÜin-den ibra borcu sona erdiren deÜil borcun sona erdiÜini ispatlayan bir konuma getirilmiàtir. Ay-rÑca, söz konusu hüküm gereÜi, banka aracÑlÑ-ÜÑyla yapÑlmayan ama kÑsmi ödemeler içeren ibranamelere makbuz niteliÜi bile verilmemià; makbuz niteliÜi ancak banka aracÑlÑÜÑyla yapÑ-lan noksan ödemelere iliàkin ibranamelere ve diÜer ödeme belgelerine tanÑnmÑàtÑr.

01.07.2012 tarihinde 6098 sayÑlÑ Türk Borç-lar Kanunu’nun yürürlüÜe girmesiyle birlikte YargÑtay’Ñn miktar içermeyen ibranameleri ge-çerli sayan içtihadÑ ile miktar içeren ancak ban-ka aracÑlÑÜÑyla yapÑlmayan ödemelere yönelik ibranameleri makbuz kabul eden kararlarÑnda deÜiàikliÜe gitmesi gerekecektir.

DÜPNOTLAR

1 RG., 29.04.1926, S. 359. 818 sayÑlÑ Borçlar Kanunu’na bir unutma sonucu alÑnmayan ibra sözleàmesi, Türk öÜreti ve uygulamasÑ tarafÑndan dar anlamda borcu sona erdiren bir sebep olarak kabul edilmià, aynÑ sonuca, irade özerkliÜi ve sözleàme serbestisi ilkeleri uyarÑnca varÑlmasÑ mümkün görülmüàtür. Bkz. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hü-kümler, C. 2, Gözden Geçirilmià 5. B., Þstanbul 1999, s. 1257; Tekinay/Akman/BurcuoÜlu/Altop, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 6. B., Þstanbul 1976, s. 988 vd.; Küràat N. Turanboy, Þbra Sözleàmesi, Ankara 1998, s. 26 vd.; Ke-nan TunçomaÜ, Borçlar Hukuku, C. 1, 4. B., Þstanbul 1969, s. 681; Mehmet Ayan, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Konya 1996, s. 320; Ali Naim Þnan, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 3. B., Ankara 1981, s. 494; Murat ßen, “Toplu Þà Sözleàmesinden DoÜan Haklardan Feragat (YargÑtay 9. Hukuk Dairesinin Bir KararÑ Çerçevesinde)”, E-Akademi, Hukuk Ekonomi ve Siyasal Bilimler AylÑk Þnternet Dergisi, S. 39, MayÑs 2005, prg. 55. 2 RG., 15.06.1936, S. 3330. 3 RG., 12.08.1967, S. 12672. 4 RG., 01.09.1971, S. 13943. 5 RG., 10.06.2003, S. 25134. 6 RG., 04.02.2011, S. 27836.

7 Hamdi MollamahmutoÜlu/Muhittin AstarlÑ, Þà Hukuku, Gözden Geçirilmià, Geniàletilmià ve 6098 sayÑlÑ Türk Borç-lar Kanunu Þàlenmià 4. B., Ankara 2011, s. 1031; Nuri Çelik, Þà Hukuku Dersleri, 24. B., Þstanbul 2011, s. 301.

8 Adalet BakanlÑÜÑ Kanunlar Genel MüdürlüÜü, Borçlar Ka-nunundan Türk Borçlar Kanununa, Ankara 2011, s. 223. 9 Borcu sona erdiren sebepler, ifa, yenileme, alacaklÑ ve

borçlu sÑfatlarÑnÑn birleàmesi, ibra, takas ve sonraki kusur-suz imkansÑzlÑk halleri olarak sÑralanmakta, zamanaàÑmÑ ise, borcu sona erdirmemekle birlikte alacaklÑnÑn alacaÜÑnÑ dava ya da icra yoluyla elde etme imkanÑnÑ ortadan kaldÑ-ran bir durum olarak görülmektedir. Þfa, Borçlar Kanunun-da borcu sona erdiren sebepler arasÑnKanunun-da düzenlenmemià, borçlarÑn hükmü (borç iliàkisinin hükmü) baàlÑÜÑ altÑnda ele alÑnmÑàtÑr. Bkz. M. Kemal OÜuzman/M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. B., Þstanbul 2009, s. 428-429; ßahin AkÑncÑ, Borçlar Hukuku Bilgisi, 6098 sayÑlÑ Türk Borçlar kanunu Hükümlerine göre hazÑrlanmÑà 5. B., Konya 2011, s. 295.

10 Y. 9. HD., 03.02.2011, E. 2009/460, K. 2011/2280; Y. 9. HD., 25.01.2010, E. 2009/21164, K. 2010/1029; Y. 9. HD., 26.12.2009, E. 2008/12224, K. 2009/37011. YargÑtay’Ñn ilke KararlarÑ hakkÑnda bkz. ßahin Çil, Þà Hukuku YargÑtay Þlke KararlarÑ, 2. B., Ankara 2010, s. 814-815.

11 MollamahmutoÜlu/AstarlÑ, s. 1031.

12 Bkz. Safa ReisoÜlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22. B., Þstanbul 2011, s. 400; OÜuzman/Öz, s. 431; Mollamah-mutoÜlu/AstarlÑ, s. 1030-1031; Sarper Süzek, Þà Hukuku, 5. B., Þstanbul 2009, s. 721; TunçomaÜ, s. 681; Tankut Centel, Þà Hukuku, C. I, Bireysel Þà Hukuku, 2. B., Þstanbul 1994, s. 202-203; Kenan TunçomaÜ/Tankut Centel, Þà Hukukunun EsaslarÑ, 5. B., Þstanbul 2008, s. 403; Ali Naim Þnan,

(11)

Borç-lar Hukuku Genel Hükümler, 3. B., Ankara 1981, s. 494; Tekinay/Akman/BurcuoÜlu/Altop, Borçlar Hukuku, Ge-nel Hükümler, 6. B., Þstanbul 1976, s. 985; Mehmet Ayan, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Konya 1996, s. 321. Y. 9. HD., 03.02.2011, E. 2009/460, K. 2011/2280; Y. 9. HD., 26.12.2009, E. 2008/12224, K. 2009/37011. YargÑtay’Ñn 2008, 2009, 2010 ve 2011 yÑlÑ ilke kararlarÑnda aynÑ husus ifade edilmektedir. Bkz. Çil, Þlke KararlarÑ, s. 814-815. 13 Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2,

Göz-den Geçirilmià 5. B., Þstanbul 1999, s. 1258; Mustafa Çen-berci, Þà Kanunu ßerhi, 6. B., Ankara 1986, s. 723; Centel, s. 203; TunçomaÜ, s. 686.

14 Bkz. Eren, s. 1258, 1261; Ayan, s. 320.

15 Ferit H. Saymen, Türk Þà Hukuku, Þstanbul 1954, s. 614; Çenberci, s. 722; Centel, s. 203; ßen, prg. 54; “…Þbra söz-leàmesi, varlÑÜÑ tartÑàmasÑz olan bir borcun sona erdirilme-sine dair bir yol olmakla, varlÑÜÑ àüpheli ya da tartÑàmalÑ olan borçlarÑn ibra yoluyla sona ermesi de mümkün olmaz. Bu nedenle iàveren tarafÑndan iàçinin hak kazanmadÑÜÑ ile-ri sürülen bir borcun ibraya konu olmasÑ düàünülemez.”, Y. 9. HD., 25.01.2010, E. 2009/21164, K. 2010/1029, Sinerji Mevzuat ve Þçtihat ProgramÑ.

16 Þbra, alacaklÑnÑn alacak hakkÑnÑ ortadan kaldÑran ve bu suretle bir hakka doÜrudan doÜruya tesir eden bir iàlem olduÜu için borç doÜuran bir sözleàme deÜil, tasarrufi bir iàlemdir. Bu nedenle de ibranÑn geçerli olabilmesi için, ala-caklÑnÑn alacaÜÑ üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmasÑ ge-rekir. ÖrneÜin alacaklÑ iflas etmiàse, borçluyu ibra edemez. Bkz. ReisoÜlu, s. 401; Saymen, s. 614; Eren, s. 1258; Þnan, s. 495; Tekinay/Akman/ BurcuoÜlu/Altop, s. 986; Turanboy, s. 55 vd.; Ayan, s. 321.

17 “…Þàçinin ibranamede yasal haklarÑnÑ saklÑ tuttuÜuna dair ihtirazi kayda yer vermesi ibra iradesinin bulunma-dÑÜÑnÑ gösterir (Y. 9. HD., 4.11.2010 E. 2008/40032, K. 2010/31666).”, Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995; Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974.

18 ßen, prg. 56; TunçomaÜ, s. 682-683. Hukukumuzda ibra, Þsviçre Hukukundan farklÑ olarak ibra sözleàmesi yanÑn-da bir makbuz, feragatname, menfi borç ikrarÑ karmasÑ bir nitelik taàÑmaktadÑr. Gerçekten de Þà Hukuku uygula-masÑnda iàçilerden alÑnan ibra belgelerinin, ibra sözleà-mesinden daha çok belgede miktarÑ gösterilen ödeme-lerin alÑndÑÜÑnÑ ifade eden bir makbuz veya iàverenden hiçbir sebep ve àekilde hak talep etmeyeceÜi beyanÑnÑ içeren feragat niteliÜinde olduÜu görülmektedir. Bkz. MollamahmutoÜlu/AstarlÑ, s. 1031; Çenberci, s. 715. 19 “…Þbra sözleàmelerinin geçerliliÜi sorunu, Þà Hukukunda

“iàçi yararÑna yorum” ilkesi çerçevesinde deÜerlendirilmià ve aÜÑrlÑklÑ olarak YargÑtay KararlarÑ ÑàÑÜÑnda bir geliàim izle-miàtir… Þbranamenin geçerli olup olmadÑÜÑ, 01.07.2012 ta-rihine kadar yürürlükte olan 818 sayÑlÑ Borçlar Kanunu’nun irade fesadÑnÑ düzenleyen 23-31. maddeleri yönünden de-Üerlendirilmelidir.”, Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995; Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974.

20 Y. 9. HD., 03.02.2011, E. 2009/460, K. 2011/2280; Y. 9. HD., 26.12.2009, E. 2008/12224, K. 2009/37011;

“…Þbranamede-ki irade fesadÑ hallerinin 818 sayÑlÑ Borçlar Kanunu’nun 31. maddesinde öngörülen bir yÑllÑk hak düàürücü süre içinde ileri sürülmesi gerekir (Y. 9. HD. 26.10.2010, E. 2009/27121, K. 2010/30468). Ancak iàe girerken alÑnan matbu nitelikte-ki ibranameler bakÑmÑndan ià iliànitelikte-kisinin devam ettiÜi süre içinde bir yÑllÑk süre iàlemez.”, Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974.

21 TunçomaÜ/Centel, s. 403; ßen, prg. 57; Karà. Çenberci, s. 713; Kemal OÜuzman, Türk Borçlar Kanunu ve Þà Mev-zuatÑna Göre Hizmet “Þà” Akdinin Feshi, Þstanbul 1955, s. 287-288.

22 “Ancak hemen belirtmek gerekir ki, ibra sözleàmesinin her halükarda sözleàme àeklinde gerçekleàtirilmesi zorunlulu-Üu yoktur. Sözleàmede borçlunun kabulünün zÑmni olmasÑ da mümkündür.”, YHGK., 17.12.2003, E. 2003/9-760, K. 2003/760. AyrÑca bkz. Çenberci, s. 718; TunçomaÜ, s. 683-684; ReisoÜlu, s. 400-401.

23 “Þbranamenin verildiÜi tarihte henüz kÑdem tazminatÑ dava-cÑya ödenmemià olduÜuna, bu ödemenin ileride yapÑlacaÜÑ da ibraname tarihinde her iki tarafÑn bilgisi ve kabulünde bulunduÜuna göre, ibranamedeki “…Þà bu ibranameyi, ile-ride doÜabilecek kanuni haklarÑm saklÑ kalmak kaydiyle… imzalÑyorum” ifadesiyle; davacÑnÑn, ibranameden sonraki bir tarihte, dolayÑsÑyla gecikmeyle ödenecek olan kÑdem tazminatÑnÑn, gecikilen sürede iàleyen faiziyle birlikte kendisine ödenmemesi (ödemenin salt asÑl alacakla sÑnÑr-lÑ tutulmasÑ halinde); ödemenin yapÑlmasÑ gereken tarih ile, fiilen yapÑlacaÜÑ tarih arasÑndaki sürede iàleyen faizi talep etme hakkÑnÑ, daha ibraname tarihinde saklÑ tutmuà olduÜunun kabulü gerekir. Þbranamedeki “…ileride doÜa-bilecek kanuni haklar…” ibaresinin, ileride ödenecek olan kÑdem tazminatÑnÑn gecikmeden kaynaklanan faizini de kapsayacaÜÑnda kuàku ve duraksamaya yer olmamalÑdÑr. Zira; iàlemià faiz alacaÜÑnÑn doÜabilmesi için, asÑl alacaÜÑn ödenmià ve bu ödemenin gecikilerek yapÑlmÑà olmasÑ ge-rekir. DolayÑsÑyla, asÑl alacaÜÑn ödenmediÜi ibraname tarihi itibariyle, iàlemià faiz alacaÜÑnÑ talep etme hakkÑ “henüz mevcut olmayan, ileride doÜmasÑ muhtemel bir hak” du-rumundadÑr ve böyle olduÜu için de, ibranamede saklÑ tu-tulan “…ileride doÜabilecek kanuni haklar…” kapsamÑn-dadÑr.”, YHGK., 27.02.2008, E. 2008/9-186, K. 2008/172, Sinerji.

24 Ayni hak sahibinin mülkiyet veya sÑnÑrlÑ ayni haktan tek taraflÑ bir iàlem ile feragat etmesi, mirasçÑnÑn miras hakkÑn-dan, vasiyet alacaklÑsÑnÑn da red yoluyla vasiyet alacaÜÑn-dan ve hak sahibinin de inàai haklaralacaÜÑn-dan tek taraflÑ olarak vazgeçmesi mümkündür. Bkz. Eren, s. 1259.

25 ReisoÜlu, s. 400-401; Çenberci, s. 718; TunçomaÜ, s. 683-684.

26 4721 sayÑlÑ Türk Medeni Kanunu’nun 16. maddesine göre “AyÑrt etme gücüne sahip küçükler ve kÑsÑtlÑlar, yasal tem-silcilerinin rÑzasÑ olmadÑkça, kendi iàlemleriyle borç altÑna giremezler.”.

27 Çenberci, s. 502; MollamahmutoÜlu/AstarlÑ, s. 1034. 28 MollamahmutoÜlu/AstarlÑ, s. 1034.

29 “…Sözü edilen yasal düzenleme sadece iàçinin alacaklÑ olduÜu durumlar için iàçi yararÑna kÑsÑtlamalar öngörmek-tedir. Þàverenin cezai àart ve eÜitim gideri talep ettiÜi yine

(12)

iàçinin vermià olduÜu zararÑn tazminine dair uygulama-larda ve hatta sebepsiz zenginleàme hükümleri çerçeve-sinde iàçinin iàverene borçlu olduÜu durumlarda, taraflar, herhangi bir sÑnÑrlamaya tabi olmaksÑzÑn iàçinin borçlarÑnÑ ibra yoluyla sona erdirebilirler.”, “Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995.

30 Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995.

31 ÖÜretideki baskÑn görüà de, ibra sözleàmesinin geçerlili-Üinin herhangi bir àekil koàuluna baÜlÑ olmadÑÜÑ yönün-dedir. Zira ibra, sözleàmenin deÜiàtirilmesi deÜil, borcun sona erdirilmesidir. Maddi hukuk açÑsÑndan borç için ister tamamen ister kÑsmen ibra yapÑlsÑn, yapÑlan ibra sözleà-mesinin geçerliliÜi herhangi bir àekil àartÑna baÜlÑ deÜildir. Þsviçre hukukunda da, ibra edilen alacaÜÑ doÜuran temel borç iliàkisi kanun veya taraf iradelerine göre bir àekle tâbi olsa bile, ibra sözleàmesi herhangi bir àekle tâbi deÜildir. Bkz. Eren, s. 1260-1261; Tekinay/Akman/BurcuoÜlu/Altop, s. 989; TunçomaÜ, s. 683.

32 MollamahmutoÜlu/AstarlÑ, s. 1035; ßahin Çil, “6098 SayÑlÑ Borçlar Kanunu Hükümleri Çerçevesinde Þà Hukukunda Þbra Sözleàmelerinin GeçerliliÜi”, Sicil Þà Hukuku Dergisi, SayÑ 21, Mart 2011, s. 79.

33 Erdem Özdemir, “Þà Hukukunda Þbraname UygulamalarÑ”, Sicil Þà Hukuku Dergisi, S. 5, Mart 2007, s. 39.

34 Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 70. 35 Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 79. 36 Özdemir, s. 39-40.

37 “DavacÑnÑn àikayeti üzerine ià müfettiàliÜince yapÑlan tah-kikat sÑrasÑnda iàveren vekili davacÑnÑn geçmiàte çalÑàmasÑ olmadÑÜÑnÑ ve ücret alacaÜÑ olmadÑÜÑnÑ savunmuà, yargÑla-ma sÑrasÑnda davacÑnÑn istifaen iàyerinden ayrÑldÑÜÑnÑ ileri sürmüà ve ibraname savunmasÑna dayanmÑàtÑr. Þbraname savunma ile çeliàkili olduÜu gibi, kendi içerisinde de çe-liàmektedir. Savunma ile ibraname çeliàkili olduÜundan bu tür ibranamelere deÜer vermek mümkün deÜildir. Þbrana-medeki imzanÑn davacÑya ait olduÜu anlaàÑlmakta ise de boàluklarÑn deÜiàik yazÑlarla bilahare doldurulduÜu göz-lemlenmiàtir. Bu sebeplerle bu ibranameye deÜer verilerek kÑdem, ihbar tazminatÑ ve izin ücret alacaÜÑnÑn reddi hata-lÑdÑr.”, Y. 9. HD., 08.11.2004, E. 2004/8622, K. 2004/25098, Sinerji.

38 Adalet BakanlÑÜÑ Kanunlar Genel MüdürlüÜü, Borçlar Ka-nunundan Türk Borçlar Kanununa, Ankara 2011, s. 508. 39 Adalet BakanlÑÜÑ Kanunlar Genel MüdürlüÜü, Borçlar

Kanu-nundan Türk Borçlar Kanununa, Ankara 2011, s. 508-509. 40 Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9.

HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995; Y. 9. HD., 05.11.2010, E. 2008/ 37441, K. 2010/31943.

41 Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995,

42 Sarper Süzek, Þà Hukuku, 5. B. Þstanbul 2009, s. 721-722; MollamahmutoÜlu/ AstarlÑ, s. 1032; Çelik, s. 302; Saymen, s. 614; OÜuzman, s. 287; Y. 9. HD., 11.03.2010, E. 2010/6257, K. 2010/6573, Sinerji; “…Þà iliàkisinin devamÑ sÑrasÑnda

dü-zenlenen ibra sözleàmeleri geçerli deÜildir. Þàçi bu dönem-de tamamen iàverene baÜÑmlÑ durumdadÑr ve ià güvencesi hükümlerine raÜmen ià iliàkisinin devamÑnÑ saÜlamak ya da bir kÑsÑm iàçilik alacaklarÑna bir an önce kavuàabilmek için iradesi dÑàÑnda ibra sözleàmesi imzalamaya yönelmià sayÑlmalÑdÑr.”, Y. 9. HD., 25.01.2010, E. 2009/21164, K. 2010/1029, Sinerji.

43 Y. 9. HD., 25.01.2010, E. 2009/21164, K. 2010/1029, Sinerji. 44 Sarper Süzek, Þà Hukuku, 5. B., Þstanbul 2009, s. 721-722;

Kanaatimce doÜmuà (mevcut) haklara yönelik olmak àar-tÑyla ià sözleàmesi devam ederken alÑnan ibranamelerin ge-çerli olmasÑ gerekir. Bu konuda bkz. Murat ßen, “Þàverenin Ücret Ödeme Borcunu Þspat VasÑtalarÑ”, Erciyes Üniversite-si Hukuk FakülteÜniversite-si DergiÜniversite-si, C. III, S. I, Kayseri 2008, s. 189; AynÑ yönde, Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 69.

45 “DavacÑ ià akdi devam etmekte iken 30.06.2004 tarihli ib-ranameyle bu tarihe kadar fazla mesai alacaÜÑnÑn öden-diÜini belirterek iàvereni ibra etmiàtir. Þà akdi 15.09.2004 tarihine kadar devam etmià, ià akdinin devamÑ müddetince bazÑ aylara ait fazla mesai ücretlerinin ödendiÜi bordro-lardan da anlaàÑlmaktadÑr. Bu durumda ibranamenin mak-buz niteliÜinde olduÜu kabul edilerek ödeme yapÑlan fazla mesai ücretlerinin tenzili ile bakiye fazla mesai ücretinin hüküm altÑna alÑnmasÑ gerekir.”, Y. 9. HD., 19.06.2006, E. 2005/38056, K. 2006/17458, Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 69,83. 46 Adalet BakanlÑÜÑ Kanunlar Genel MüdürlüÜü, Borçlar

Ka-nunundan Türk Borçlar Kanununa, Ankara 2011, s. 508-509.

47 Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 79.

48 MollamahmutoÜlu/AstarlÑ, s. 1033.

49 Y. 9. HD., 28.05.1996, E. 1995/38219, K. 1996/12005, Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 72, 84; “Mahkemece 14.7.1997 tarihli ibra-nameye itibar edilerek ihbar ve kÑdem tazminatÑ istekleri reddedilmià ise de anÑlan ibranamede bu tazminatlarÑn da-vacÑya ödendiÜine dair bir kayda yer verilmemiàtir. Þbra-name gibi hakkÑ ortadan kaldÑran bir belgenin Þà Hukuku uygulamasÑnda yorumlanÑrken özen gösterilmesi gerekir. Bu bakÑmdan àayet bir alacak ya da tazminatÑn ödenme-si sözkonusu ise bunun metin bölümünde kuàkuya yer vermeyecek biçimde açÑklanmasÑ gerçeÜin ortaya çÑkma-sÑ bakÑmÑndan zorunludur. Dosyadaki sözkonusu belge bu niteliÜi taàÑmadÑÜÑndan hükme esas alÑnamaz. Bu du-rumda ihbar ve kÑdem tazminatÑ hesaplanarak bulunacak miktarlar hüküm altÑna alÑnmalÑdÑr.”, Y. 9. HD., 26.06.2001, 19872/3451, Sinerji.

50 “…Miktar içermeyen ibra sözleàmelerinde ise geçerlilik sorununu titizlikle ele alÑnmalÑdÑr. Þrade fesadÑ denetimi uygulanmalÑ ve somut olayÑn özelliklerine göre ibrana-menin geçerliliÜi konusunda çözümler aranmalÑdÑr (Y. 9. HD. 27.06.2008, E. 2007/23861, K. 2008/17735). Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayÑl-dÑÜÑ ibranamede irade fesadÑ haller ileri sürülüp kanÑt-lanmadÑÜÑ sürece ibra iradesi geçerli sayÑlmalÑdÑr (YargÑ-tay HGK. 21.10.2009, E. 2009/396, K. 2009/441).”, Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995.

51 “Mahkemece hükme esas alÑnan bilirkiài raporunda ibrana-menin miktar içermediÜi gerekçesi ile geçersiz olduÜu

(13)

belir-tilmiàse de, yukarÑda belirtildiÜi gibi salt miktar içermemesi ibranamenin geçersiz olduÜu sonucunu doÜurmaz. Bu ne-denle sözü edilen ibranameye karàÑ davacÑdan diyecekleri sorulmalÑ; varsa irade fesadÑna iliàkin iddiasÑnÑn üzerinde durulmalÑ ve bu konuda delilleri toplanmalÑ, imza inkarÑn-da bulunduÜu takdirde imza incelemesi yaptÑrÑlarak sonu-cuna göre anÑlan alacaklar hakkÑnda bir karar verilmelidir.”, Y. 9. HD., 03.02.2011, E. 2009/460, K. 2011/2280, Sinerji. “DavacÑ ià aktinin feshinden sonra verdiÜi ibranamede ik-ramiye, fazla mesai ücreti ile diÜer iàçilik alacaklarÑnÑ tek tek zikrederek tamamen aldÑÜÑnÑ ifade etmiàtir. Bu durum-da sözü edilen ibranameye itibar edilerek buradurum-da sözü ge-çen alacaklarla ilgili isteklerin reddine karar vermek gere-kirken kabulü doÜru deÜildir.”, Y. 9. HD., 25.04.2001, E. 2001/4006, K. 2001/7055, “DavacÑ hizmet akdinin feshini müteakip verdiÜi ve kaydi ihtirazi koymadÑÜÑ ibranamede rakam zikretmeksizin dava konusu alacaklarÑ ayrÑ ayrÑ sa-yarak aldÑÜÑnÑ kabul etmià ve davalÑ iàvereni ibra etmià-tir. Bu ibranamedeki imza inkar edilmediÜi gibi; ibrana-menin davacÑnÑn el yazÑsÑ ile yazÑldÑÜÑ anlaàÑlmaktadÑr. Bu ibranameye itibar edilerek davanÑn reddi gerekirken yazÑlÑ àekilde kabulü hatalÑ olup bozmayÑ gerektirmiàtir.”, Y. 9. HD. 19.12.2002, E. 2002/8475, K. 2002/24475, Y. 9. HD., 20.03.2003, 18729/4524; Y. 9. HD., 13.03.2006, 24802/6046; Y. 9. HD., 22.02.2011, E. 2009/125, K. 2011/4698. “…Dava-cÑnÑn imzasÑ bulunan 21.11.2000 tarihli ibranamede kÑdem tazminatÑnÑn ödendiÜi ve iàverenin ibra edildiÜi belirtilmià-tir. Þbranamede miktar bulunmamaktadÑr. Ancak iàverence sunulan ibraname ekinde kÑdem tazminatÑ tahakkukuna dair hesap bordrosu bulunmaktadÑr. Dairemizin KararlÑlÑk kazanmÑà uygulamasÑna göre ibraname, ekindeki belgede yazÑlÑ miktarla sÑnÑrlÑ makbuz hükmündedir. Mahkemece ibranamenin makbuz etkisi gözetilmeden ibraya konu dö-nem için de borcun sona erdiÜini kabulü hatalÑ olmuàtur.”. AyrÑca bkz. Özdemir, s. 36-38; Çil, Þlke Kararlar, s. 815-817. DiÜer taraftan, YargÑtay, alacak kalemleri ismen zikredil-meksizin “hiçbir alacaÜÑm kalmamÑàtÑr” gibi çok genel ifade taàÑyan ibranameleri de geçersiz kabul etmektedir (YHGK., 04.10.2000, E. 2000/9-1214, K. 1214, Özdemir, s. 38; Meh-met ßengül, “Þbranamenin Hukuki NiteliÜi, KapsamÑ ve Ge-çerliliÜinin KoàullarÑ”, Legal ÞSGHD, C. III, S. 10, Þstanbul 2006, s. 600-601. “Miktar içermeyen ibra sözleàmelerinde geçerlilik sorununu titizlikle ele alÑnmalÑdÑr. Þrade fesadÑ denetimi uygulanmalÑ ve somut olayÑn özelliklerine göre ibranamenin geçerliliÜi konusunda çözümler aranmalÑdÑr (Y. 9. HD. 27.06.2008, E. 2007/23861, K. 2008/17735).”, Y. 9. HD., 03.02.2011, E. 2009/460, K. 2011/2280, yayÑm-lanmamÑàtÑr. Ancak 2009 yÑlÑna ait aynÑ àekildeki ilke ka-rarÑ olarak bkz. Y. 9. HD., 26.12.2009, E. 2008/12224, K. 2009/37011, Çil, Þlke KararlarÑ, s. 814-815.

52 “Geçimini emeÜi ile saÜlayan bir iàçinin nedensiz yere iàve-reni ibra etmeyeceÜi varsayÑmÑndan yola çÑkÑldÑÜÑnda, mik-tar içermeyen ibranameye deÜer verilmesi doÜru olmaz. Þà Hukukunda iàçi lehine yorum ilkesi de bunu gerektirir. Dairemizin daha önceki KararlarÑnda da miktar içermeyen ibranameye deÜer verilmemektedir (Y. 9. HD. 28.5.1996, E. 1995/38219, K. 1996/12005). Ancak özellikle 2001 yÑ-lÑndan sonra verilen bazÑ Kararlarda miktar içermese de fesihten sonra düzenlenen ve iàçilik alacaklarÑnÑn ismen sayÑldÑÜÑ ibra sözleàmelerine geçerlilik tanÑnmÑàtÑr (Y. 9. HD. 25.4.2001, E. 2001/4006, K. 2001/7055 ve Y. 9. HD.

10.12.2002, E. 2002/10816, K. 2002/23501). YargÑtay’Ñn diÜer ià Dairelerinde de miktar içermeyen ibra sözleà-melerine deÜer verilmemektedir (Y. 10. HD. 23.10.2003, E. 2003/5745, K. 2003/7375; Y. 21. HD. 18.4.2005, E. 2005/1585, K. 2005/3896). Yeni Borçlar Kanunun TasarÑ-sÑnÑn 419. maddesinde de miktar içermeyen ibranamenin geçersiz olduÜu açÑk biçimde ifade edilmiàtir. Bütün bu olgulara göre konunun yeniden deÜerlendirilmesi sonucu ve yukarda belirtilen gerekçelerle Þà Hukuku açÑsÑndan miktar içermeyen ibra sözleàmelerinin geçerli olmadÑÜÑ sonucuna varÑlmalÑdÑr. Þbranamenin gerçeÜi yansÑtmadÑ-ÜÑ itirazÑ karàÑsÑnda iàverence ibranamenin doÜruluÜunun yazÑlÑ delille kanÑtlanmasÑ gerekir. Aksi halde ibranamenin geçerliliÜi kanÑtlanamadÑÜÑndan iàçi, miktarÑ gösterilmeyen haklarÑ kazanÑr.”, Y. 9. HD., 21.03.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588, Sinerji.

53 YargÑtay’ göre, “her türlü alacaÜÑ açÑk ve kesin olarak alÑn-dÑÜÑnÑ ifade eden ibraname içeriÜi geçerlidir (Y. 9. HD., 29.05.2003, E. 11173, K. 23699, Savaà Taàkent, AçÑklamalÑ-ÞçtihatlÑ Þà Kanunu ve Þlgili Yönetmelikler, Þstanbul 2005, s. 53).

54 Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 73.

55 “YargÑtay’Ñn diÜer ià Dairelerinde de miktar içerme-yen ibra sözleàmelerine deÜer verilmemektedir (Y. 10. HD. 23.10.2003, E. 2003/5745, K. 2003/7375; Y. 21. HD. 18.4.2005, E. 2005/1585, K. 2005/3896)”, Y. 9. HD., 21.03.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588, Sinerji; Y. 21. HD., 18.04.2005, 1585/3896.

56 “Miktar içeren ibra sözleàmelerinde ise, alacaÜÑn tamamen ödenmià olmasÑ durumunda borç ifa yoluyla sona ermià olur. Buna karàÑn kÑsmi ödeme hallerinde Dairemizin kök-leàmià içtihatlarÑnda ibraya deÜer verilmemekte ve yapÑlan ödemenin makbuz etkisinde olduÜu kabul edilmektedir. YargÑtay 11. Hukuk Dairesi ise, trafik kazalarÑndan kaynak-lanan tazminat davalarÑ yönünden 2918 sayÑlÑ KarayollarÑ Trafik Kanunun 111. maddesinin uygulamasÑ çerçevesinde, gerçek zarar ile yapÑlan ödeme arasÑnda açÑk oransÑzlÑk bu-lunmasÑ durumunda ibra belgelerine deÜer verilmeyeceÜini kabul etmektedir (Y. 11. HD. 11.3.2004, E. 2003/7655, K. 2004/2411). 2918 sayÑlÑ yasanÑn 11. maddesinde, “Bu Kanun-la öngörülen hukuki sorumluluÜu kaldÑran veya daraltan an-laàmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarÑna iliàkin olup da, yetersiz veya fahià olduÜu açÑkça belli olan anlaàmalar veya uzlaàmalar yapÑldÑklarÑ tarihten baàlayarak iki yÑl içinde ip-tal edilebilir” àeklinde kurala yer verilmià olup, benzer bir çözüme YargÑtay’ca ià kazalarÑndan doÜan tazminat davala-rÑnda da gidildiÜi görülmektedir (YargÑtay HGK. 7.12.2005, E. 2005/21-665, K. 2005/712); Y. 9. HD., 21.03.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588, Sinerji; “Bir çok YargÑtay kararÑn-da vurgulandÑÜÑ üzere, alacaklÑnÑn alacak hakkÑnkararÑn-dan vazgeç-mesini ve bu suretle borçlunun borçtan kurtulmasÑnÑ kapsa-yan akde “ibra” denir. Þbranamenin kural olarak iàçiye veya hak sahiplerine yapÑlmÑà olan ödeme ile sÑnÑrlÑ olmak üzere baÜlayÑcÑlÑÜÑ asÑldÑr. Gerçek anlamda ibranameden söz ede-bilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karàÑlÑk alÑnan meblaÜ arasÑnda açÑk oransÑzlÑÜÑn bulunmamasÑ koàuldur. Baàka bir anlatÑmla, açÑk oransÑzlÑÜÑn bulunduÜu durumlarda ise anÑlan belge ibraname deÜil ancak makbuz niteliÜinde-dir.”, Y. 21. HD., 04.11.2010, E. 2009/12028, K. 2010/10964; Y. 21. HD., 19.10.2010, E. 2010/10295, K. 2010/10189.

(14)

57 Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 70, 81; Aksi yönde, MollamahmutoÜlu/ AstarlÑ, s. 1032-1033.

58 “…6098 sayÑlÑ Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinde … alacaÜÑn bir kÑsmÑnÑn ödenmesi àartÑna baÜlÑ ibra sözleàme-leri (ivazlÑ ibra) ancak ödemenin banka kanalÑyla yapÑlmÑà olmasÑ halinde geçerli sayÑlmÑàtÑr…”, Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995; “Miktar içeren ibra sözleàmele-rinde ise, alacaÜÑn tamamen ödenmià olmasÑ durumunda borç ifa yoluyla sona ermià olur. Buna karàÑn kÑsmi öde-me hallerinde Dairemizin kökleàmià içtihatlarÑnda ibraya deÜer verilmemekte ve yapÑlan ödemenin makbuz hük-münde olduÜu kabul edilmektedir.”, Y. 9. HD., 03.02.2011, E. 2009/460, K. 2011/2280; Y. 9. HD., 19.06.2006, E. 2005/38056, K. 2006/17458, Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 69, 83. 59 Ancak öÜretide ileri sürüldüÜü üzere ià iliàkisinin devamÑ

sÑrasÑnda feshe baÜlÑ olmayan ücret, fazla çalÑàma gibi ala-caklar yönünden iàverenin ibrasÑ mümkün olmalÑ; iàçinin iradesinin fesada uÜratÑldÑÜÑnÑ kanÑtlamasÑ halinde bu tür ibra sözleàmelerinin geçersizliÜine hükmedilmelidir. Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 69.

60 “Dairemizin ibranamede kÑsmi ödemeyi her durumda mak-buz sayan uygulamasÑna raÜmen, konunun tekrar ve etraf-lÑca incelenmesi sonucu, taraflarÑn kÑsmi ödeme sÑrasÑnda borcun ibra ile sona erdiÜine dair özel bir hüküm koymuà olmalarÑnÑn sÑnÑrlÑ da olsa bir anlamÑnÑn olmasÑ gerektiÜi düàünülmüàtür. Baàka bir anlatÑmla, miktar içeren ibra söz-leàmelerinde hak kazanÑlan tutar ile yapÑlan ödeme arasÑn-da açÑk oransÑzlÑk olmamasÑ durumunarasÑn-da borcun ibra ile sona erdiÜi kabul edilmelidir.”, Y. 9. HD., 21.03.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588, Sinerji.

61 “…Miktar içeren ibranamenin çalÑàÑrken alÑnmÑà olmasÑ makbuz etkisini ortadan kaldÑrmaz (Y. 9. HD. 24.6.2010 gün 2008/33748 E., 2010/20389 K.)”, Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995.

62 Özdemir, s. 32-33; YargÑtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1997 yÑlÑnda verdiÜi bir kararÑnda, ibranamede “yuka-rÑdaki sÑralanmÑà haklar ve alacaklarÑ nedeni ile halen doÜmuà ve ilerde doÜmasÑ muhtemel bir cümle talep ve dava haklarÑ ispat ile bunlardan gayrÑkabili rücu àe-kilde feragat eylediÜimi ve bunlardan serbest irademle kesinlikle vazgeçtiÜimi beyan ve kabul eylerim” àek-linde yer alan ifade nedeniyle davacÑnÑn dava hakkÑn-dan feragat ettiÜi kabul edilmià, miktar içeren ibra-nameye makbuz etkisi tanÑnarak iàlem yapÑlmamÑàtÑr (YHGK., 16.04.1997, E. 1997/9-86, K. 1997/339, Sinerji). “Þbranamenin ekli kÑdem tazminatÑ bordrosuna göre mak-buz niteliÜinde olduÜunun kabulü doÜru ise de, duruàma tutanaklarÑndan tanÑÜa çeliàkisinin hatÑrlatÑlmasÑ üzerine tanÑÜÑn davacÑnÑn iàten çÑkarÑldÑÜÑnÑ beyan etmià olduÜu anlaàÑldÑÜÑndan, davacÑnÑn kendi isteÜi ile ayrÑldÑÜÑnÑ ka-bul etmek dilekçe ve ibraname içeriÜine uygun düàme-mektedir. DavalÑ kÑdem tazminatÑnÑ ödediÜine göre feshin haksÑzlÑÜÑ ortadadÑr. Þhbar tazminatÑnÑn ödenmesi gerekir. Mahkemece ihbar tazminatÑ baàlÑÜÑ altÑnda ya da ek bir ödeme var ise deÜerlendirilerek bakiye var ise hüküm al-tÑna alÑnmasÑ gerekir. Þstifa dilekçesi ile ibraname içeriÜi

çeliàtiÜi ve ekindeki belgelerle birlikte deÜerlendirilmesi sonucu makbuz niteliÜinde olup, ibranamede belirtilen diÜer alacaklardan yÑllÑk izin ücreti, fazla mesai, hafta ta-tili ve genel tatil ücreti alacaÜÑnÑn ödendiÜine iliàkin aylÑk ücret bordrolarÑ dÑàÑnda belge ibraz edilmemiàtir…” Y. 9. HD., 27.02.2008, E. 2007/11520, K. 2008/2607, Sinerji; Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 71.

63 Özdemir, s. 34-35.

64 “Dairemizin ibranamede kÑsmi ödemeyi her durumda mak-buz sayan uygulamasÑna raÜmen, konunun tekrar ve etraflÑca incelenmesi sonucu, taraflarÑn kÑsmi ödeme sÑrasÑnda borcun ibra ile sona erdiÜine dair özel bir hüküm koymuà olmalarÑnÑn sÑnÑrlÑ da olsa bir anlamÑnÑn olmasÑ gerektiÜi düàünülmüàtür. Baàka bir anlatÑmla, miktar içeren ibra sözleàmelerinde hak kazanÑlan tutar ile yapÑlan ödeme arasÑnda açÑk oransÑzlÑk ol-mamasÑ durumunda borcun ibra ile sona erdiÜi kabul edilme-lidir…”, Y. 9. HD., 21.03.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588. “…Þbraname konusu ödeme ile zarar karàÑlanmÑàsa veya za-rarla ödeme arasÑnda açÑk bir oransÑzlÑk yoksa ödeme ile diÜer müteselsil borçlularÑn da borçlarÑndan kurtulacaklarÑ ortadadÑr. YapÑlan ödeme kÑsmi ifayÑ içeren makbuz nite-liÜinde ancak ödemeyi yapan borçlunun hissesinden fazla ise ödeme kadar, ödeme yapan borçlunun hissesinden az ise ödeme yapan borçlunun hissesi kadar diÜer müteselsil borçlular borçtan kurtulurlar…”, Y. 21. HD., 27.10.2009, E. 2009/12240, K. 2009/13747.

65 “Þàçi, emeÜi karàÑlÑÜÑnda aldÑÜÑ ücret ve diÜer parasal hakla-rÑ ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açÑdan bakÑldÑÜÑnda bir iàçinin nedensiz yere iàvereni ibra etmesi hayatÑn olaÜan akÑàÑna uygun düàmemektedir. Þà Hukukunda ibra sözleàmeleri dar yorumlanmalÑ ve borcun asÑl sona erme nedeni ifa olarak ele alÑnmalÑdÑr. Borcun sona erme àekillerinden biri olan ibra sözleàmelerine Þà Hukuku açÑsÑndan sÑnÑrlÑ biçimde deÜer verilmelidir.”, Çil, Þlke KararlarÑ, s. 814; MollamahmutoÜlu/AstarlÑ, s. 1038; Süzek, s. 722.

66 ßahin Çil, “Þà Hukukunda Þbra Sözleàmesi”, YargÑç Resul Aslanköylü’ye ArmaÜan, Kamu-Þà, C. 7, S. 3, 2004, s, 147-150; Özdemir, s. 40; ßengül, s. 600.

67 TasarÑda ise miktar içeren ibranamenin makbuz hükmünde olduÜu kuralÑna yer verilmemià, iàçinin haklarÑnÑn yeterin-ce korunmamasÑ veya aàÑrÑ ölçüde sÑnÑrlandÑrÑlmasÑ halinde ibraya deÜer verilemeyeceÜi belirtilmiàti. Bkz. ßahin Çil, Þà Hukukunda Þbra Sözleàmesi, 2. B., Þstanbul 2007, s. 532 vd; Çil, 6098 sayÑlÑ, s. 72. 68 Çil, 6098 sayÑlÑ, s. 72. 69 Çil, 6098 sayÑlÑ, s. 78. 70 Bkz. Y. 9. HD., 13.07.2011, E. 2009/32873, K. 2011/23974; Y. 9. HD., 20.04.2011, E. 2009/9809, K. 2011/11995. 71 Bkz. Çil, 6098 SayÑlÑ, s. 81.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu nedenle çalışmaya konu olan toplam, kadın ve erkek işsizlik oranı serilerin de gözlenen yapısal kırılmaları da göz önünde bulundurarak serinin durağan olup

LOH UL]LNR\D ]RUXQOX NDWÕOPD YH \DSÕODQ \DUGÕPODUGD J|WUON HVDV

Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bir te- minat sözleşmesidir. Borçlar Kanununda kefilin sorumluluğu belirli

Davacı bu ibraname ve feragatname niteliğindeki belge ile dava hakkından vazgeçtiğini açık ve kesin bir şekilde beyanetmiş olduğuna göre miktarı içeren bu belgenin

Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisi dönmenin geleceğe etki etmesi sebebiyle geçersiz hale gelmeyecek ancak söz konusu

Bu noktada tartışılması gereken önemli hu- suslardan biri de, işverenin tüm Türkiye’de faali- yette bulunduğu durumlarda rekabet yasağının ülkenin

Kanun kapsamında kefil, asıl borçlu durumda olan müşteri gibi sorumlu olmadığından bu çalışmada kefaletin kendi özellikleri çerçevesinde banka genel kredi

Sözün gelimi, temerrüt, sona erme ve tasfiye hükümleri 2000 yılında imzalanan belirli süreli bir kira sözleşmesi hakkında Türk Borçlar Kanunu’nun