• Sonuç bulunamadı

İstanbul Surları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul Surları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YILLARCA

İSTANBUL'U

BAŞARI

İLE

KORUYAN

FAKAT

BÜYÜK

KUMANDAN

FATİH

SULTAN

MEHMED'E

BOYUN

EĞEN

Yazan: Arkeolog Mehmet I. Tunay

Bugün İstanbul şehrini gezecek o- lursak, O'nun eski zamanlardan kal­ ma bir çok anıtını görebiliriz. Bü­ yüklük ve kudretini gösterenlerinin başında ise, şehri çevreliyen SUR- LAR'ı gelir. Bazı ilâveler ile ufak te­ fek restorasyonlar hariç surlar 4 ana devrede yapılmıştır. Kuruluşundan Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u alışına kadar süren bu zaman içinde çeşitli saldırılara karşı şehri başarı ile korumuş, sonunda Fatih'in bü­ yüklüğü ve yüksek tekniği karşısın­ da kendini O'na teslim etmiştir. Ga­ yet kuvvetli ve ince bir mimari sitil gösteren surlar; dördüncü, yani son devrede yapılmış olanlardır. İlk İstanbul, Körler Ülkesinin (Kadı­ köy) karşısında M. ö. 663 yılında Yunanistan'dan gelen Kolonizasyon hareketleri sırasında Byzas isimli bir kumandan tarafından kurulmuştur. İlk sur şehrin kurulduğu bugünkü Topkapı Sarayı'nın bulunduğu tepe­ nin etrafını çevirmekteydi. Marmara sahilinde. Cankurtaran Fenerinden başlayıp hâlen görülmekte olan Os­ manlI Surlarının istikametini takip ederek Sirkeci'ye vardığı zannedil­ mektedir. Bu sur'a ait hiç bir iz mev­ cut değildir. Sur üzerinde, Trakya tarafına açıldığından Trakya kapısı adını alan büyük bir kapının mev­ cut olduğu antik kaynaklardan bilin­ mektedir.

İkincisi, Septim Sever Suru olarak bilinendir. Mevcudiyeti şüpheli olan bu surun, bazı müellifler Kumkapı tarafından başlayıp, İstanbul Kız Li­ sesinin yanından geçtikten sonra Eminönü'nde nihayet bulduğunu söylemektedirler. Çemberlitaş'ta Konstantin sütununun bulunduğu sa­ haya sütunlu bir cadde ile ulaşıl­ makta, buradan açılan yol ile Trak­ ya'ya çıkılmaktaydı.

Üçüncüsü, Konstantin Surudur. Bu surdan çok az malzeme kalmıştır. Surun taşlarının bazı yapımlar için kullanılmış olabileceği düşünülmek­ tedir. Sur, Samatya'dan başlayıp ya­ tay bir hat takip ederek Haliç'e ulaş­

maktaydı. Bu surdan kalan, Cerrah­ paşa'da ismi bugün de kullanılan Ese (Isa) kapısı ile son yıllarda bu semtte artan inşaatlar nedeniyle or­ taya çıkan bir sütunlu yolun varlığı­ dır.

Dördüncüsü, Yedikule'den başlayıp Ayvansaray'da nihayetlenen meşhur Teodosyus ll.'nin Surudur. M. S. 5. yüzyılda yapılmıştır. İki sıra sur be­ deni önünde tek sıra sur bedeni ve hendek bulunmaktadır. Kapılarının meşhurları Yedikule’de olan büyük ve küçük Yaldızlı (Altındır. Çoğu sağlam olarak zamanımıza kadar gel­ miştir. Bazıları isimlerini bulunduk­ ları semtlerden almışlardır. Yediku- le, ayrıca bir Osmanİı kalesi olması yönünden de önemli bir yapıdır. Ay- vansaray tarafında, Teodosyus II.'- den sonra gelen Bizans imparatorla­ rının yaptırdıkları ilâveler ve resto­ rasyonlar, farklı duvar işçiliklerinden hemen anlaşılmaktadır.

Şehir, batı istikametine doğru geniş­ lemesine devam ederken Cankurta­ ran tarafından Marmara, Eminönü tarafından da Haliç Surları, bu ge­ lişmeye paralel olarak boylarını uzatmakta devam etmişlerdir. Marmara Surları, şehrin değişen to- poğrafik durumundan en fazla etki­ lenmiş olanıdır. Eskiden denizin ya­ ladığı bu surlar, şimdi önünden ge­ çen modern Sirkeci - Florya sahil yolu nedeniyle, sahil suru yerine tu­ ristlerin görebileceği bir eski eser hüviyetine bürünmüştür.

19,5 km. uzunluğunda, 96 kuleli (çe­ şitli şekilli) ve 27'e yakın kapısı mevcut olan İstanbul Surları son yıl­ larda gerek Belediyenin ve gerekse Vakıflar Başmüdürlüğü ile Hisarlar Müdürlüğü tarafından bazı kısım ­ ları ki, Topkapı, Edirnekapı ve Yedi- kule gibi tamir ve tanzim edilmiş, bazı kısımları da kaldırılmak sure­ tiyle Aksaray'dan başlıyan modern yolların şehir dışına rahatlıkla ulaşa­ bilecekleri geniş açıklıklar haline ge­

tirilmişlerdir. Fetih'ten sonra etrafı kulelerle çevrilip Hisar durumuna getirilen Yedikule...

11

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

koltuk hırsı mı diye tereddüt geçirdi­ ğim oluyorsa da sonunda patronla­ rın daha etkili olduğuna karar veriyo­ rum.. Neyse lafı fazla uzatmanın bir ya­

SİMİT YEDİ Edincik’te çay bahçesinde danışmanı Mahir Uçar ile birlikte üreticilerden sorunlarını din leyen Vehbi Koç, çayla simit yedi. Üreticiler, “Vehbi

releriyse, mitoz bölünmeyle ço¤alarak, ana hücredeki kromozom say›s›n› koruyorlar.) Kromozom çiftlerini normalde birarada tu- tan “kohezin” adl› zamks› protein

Yazarların iş adreslerinin, iş telefonlarının, sakıncası yoksa cep telefonlarının ve e-posta adresle- rinin makalenin sonuna eklenmesi gerekmektedir.. Hepsi

Şakir Zümre Atatürkün bir çok projelerini daha Sofyadayken ha­ zırladığına işaret ederek dedi ki: «— Kolağası Mustafa Kemal bulgarca konşur ve

Eserleri arasında, Yunus Emre Oratoryosu, Ke­ rem Operası, birer perdelik Karagöz ve Bebek opera­ ları, senfoni

Hükümetin başı suçluları nasıl koruduğunu ağzın­ dan böyle mİ kaçırdı.. Kemof Türkler'in öldürülmesine yandı cok

Dergimizin yayınlanmasında yoğun emek ve çabasıyla dergi ekibimize, bilimsel çalışmalarını gönderen meslektaşlarımıza, dergimize gelen yazıları özenle inceleyen