• Sonuç bulunamadı

Çağdaş tarihçiliğe geçişte yeni ufuklar açtı:28 Haziran 1966’da yitirdiğimiz Fuad Köprülü, araştırmacı ve incelemecilere yol göstericiydi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çağdaş tarihçiliğe geçişte yeni ufuklar açtı:28 Haziran 1966’da yitirdiğimiz Fuad Köprülü, araştırmacı ve incelemecilere yol göstericiydi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

28 Haziran 1966’da yitirdiğimiz Fuad Köprülü, araştırmacı ve incelemecilere yol göstericiydi

i

#

T - 7 - c , k ? b ^ ü

Çağdaş tarihçiliğe geçişte yeni uftıklar açtı

HİLMİ ZAFER ŞAHİN

Sanat - kültür yaşamımızın çok yönlü isimlerinden biri de Fuad Köprii-

lü. Yazın, tarih, şiir, geleneksel sanat­

lar alanlarındaki araştırmalarının, düzyazılarının yanı sıra siyasal ya­ şamıyla da önemli bir isim. Ayrıca Köprülü, araştırma yöntemi' ve ko­ nuya yaklaşım biçimiyle, araştırmacı ve incelemecilere yol gösterici bir özel­ liğe sahip.

Osmanlı Devleti yönetiminde za­ man zaman etkinliği olan Köprülü ai­ lesinden gelen Mehmet Fuad K öprü­ lü, 1890 yılında İstanbul’da doğdu. Hukuk Fakültesindeki öğrenimini yanda bıraktığı 1913 yılından sonra, öğretmenlik, öğretim üyeliği, de­ kanlık, milletvekilliği, dışişleri ve dev­ let bakanlıklan yaptı. Bu süreç içinde, Ziya Gökalp’in Türkçü yaklaşımı doğrultusunda, Türk kültür ve sanatı, tarihi üzerine yaptığı araştırmalar ge­ niş ilgi uyandırdı. Bu araştırmalann bir çoğu ülkemizde alanlanndaki çalışmaların ilkini oluşturdu. Örneğin, Fuad Köprülü’ye kadar ozanlann ya- şamöyküsel incelenmesini aşamayan yazın tarihimize, belgelere dayalı araştırma yöntemini getirdi. Tarih ve edebiyat araştırmacısı yanıyla olduğu kadar, siyaset adamı kimliğiyle de ül­ kemizdeki siyasal gelişmelerde önemli bir isim oldu.

Fuad Köprülü, Tanzimat sonrası bilim ve sanat yaşamımıza katkıda bu­ lunan, Cumhuriyetle birlikle de etkin­ liğini sürdüren, ülkemizdeki gelişme­ lere damgasını vuran “çok yönlü” in­ sanların örneklerindendir. Bu anlam­ da gününün aynası olabilecek bir özel­ lik taşır.

Çünkü o yıllarda, ülkemiz aydınının önünde bilimden sanata incelenmeye ve araştırılmaya açık geniş bir alan vardı. Bu nedenledir ki, Fuad Köprü­ lü gibi o dönem aydınlan, aynı anda birçok alanda öncü çalışmalar yaptı­ lar. Bilim ve sanat alanlanndaki bu

Ülkemizdeki gelişmelere damgasını vuran ‘çokyönlü’ insanların örneklerindendir.

Yapıtları

Fuad Köprülünün der­ gilerde kalan yazıları­ ndan başka, yayımlanan yapıtlarından bazıları:

Hay at'i Fikriye (1909), M ektep Şiirleri (1918), Tevfık Fikret ve Ahlakı (1918), Nasrettin Hoca (1918), Türk Ede­ biyatında İlk Mutasavvı­ fla r (1918), Türk Edebi­ yatı Tarihi l-II (1920-

1922), Türkiye Tarihi I (1923), Bugünkü Edebi­ yat (1924), Azeri Edebi­ yatına Dair Tetkikler

(1926), Divan Edebiyatı Antolojisi (1932), Türk Dili ve Edebiyatı H akkı­ nda Araştırmalar (1934), Türk Saz Şairle­ ri (1940), Osmanlı İmpa­ ratorluğunun Kuruluşu (1959), Edebiyat Araştı­ rmaları (1966), Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri (1981).

öncüler, ulusal kaynaklann belgeleri­ ni, bir yandan derlerken, diğer yandan da elde edilenleri yorumlamaya yönel­ diler.

İşte bu noktada Fuad Köprülü’nün araştırmacı kimliği somut olarak karşımıza çıkar. Bu kimliğin ardında, o yıllarda yaşanılan, hem gelenekle bağlannı koparamamışlık, hem de uluslaşma sürecininin getirdiği çağdaş toplum özleminin sıkıntıları, umutlan, düşünsel üretim çabası vardır. Çünkü,

her alandaki eskiyle bağlarını kopar­ ma düşüncesi, yeni olana kuşkuyla bakma, yaklaşma ile karışmıştır. Böy- lesi bir ortamda Fuad Köprülü’nün yaklaşım biçimi ve yöntemi, hem gele­ neği ortaya koyma, geçmişi belgeleriy­ le aktarma, hem de batılılaşmanın ardından Cumhuriyet’in toplumsal, düşünsel, sanatsal alanlarda dönemsel gereksinimlerini karşılama amacını taşıyordu. Aslında bu yaklaşım yönte­ mi, siyasal biçimlenme olarak. Cum­

huriyet döneminin ilk yıllan için bir zorunluluktu. Uluslaşmanın, geçmiş­ ten kopuşun, batılılaşmanın, “tarih” arayışının ve tüm alanlardaki günde­ lik sorunlann içiçe geçtiği yılların zo­ runluluğuydu bu. Hatta bugün bile bu sorunlann ne kadar uzağındayız...

Köprülü’nün özellikle tarih çalış­ malarında, Osmanlı tarihçiliğini be­ lirleyen “vak’anüvis” yaklaşımdan, çağdaş tarihçiliğe geçişte izlediği yol ve yöntem, sonraki tarihçi kuşaklara

yeni ufuklar açmıştır. Herşeyin ötesin­ de, tarihsel olaya bakma ve aktarma biçimini yeni bir anlayışla ele almıştır. Bu konuda Halil Berktay’ın “Cumhu­ riyet İdeolojisi ve Fuad Köprülü”(*) adlı yapıtı, Fuad Köprülü’nün tarihçi yanını ve yöntemini anlamak yönünde önemli bir çalışma.

Fuad Köprülü, yaptığı çalışmalar ve yöntemiyle Türk araştırmacıları et­ kilerken, batılı araştırmacıların ilgisini Türk kültürünün ve tarihinin üzerine çekti. Aslında batıda Türk kültürü üzerine, uzun yıllardır doğubilimciler ve Türkologlar tarafından araştırma­ lar yapılıyordu. Ancak, bu araştır­ maların yöntemini belirleyen temel düşünce, batıyı çalışmalarının merke­ zine koymalarıydı. Bu da, batının dışında kalan ulusların ve ülkelerin batıdaki tarihsel ve kültürel gelişmele­ re göre değerlendirilmelerine yol açı­ yordu... Fakat Köprülü, Türk tarihi­ ne, kültür ve sanatına, öz kaynakları açısından baktı ve değerlendirdi .

Türk tarihindeki Şamanizm, İslami­ yet, toplumsal yaşam, kurumlar, gele­ nek ve görenekler, ekonomik yapı, yazınsal ürünler, kişiler ve onlarca

konu, Köprülü’nün yapıtlarında,

bir yanıyla gün yüzüne çıkarken, diğer yanıyla da bir bütün içinde ele alınır oldu. Böylece ülkemizdeki Türkoloji çalışmalarının bilimsel bir kimlik ka­ zanmasının yolu açıldı.

28 Haziran 1966’da ölen Fuad Köp­ rülü, yazından tarihe, kültür ve sanat yaşamımızın geçmişine, belgelere da­ yalı, çok yönlü yaklaşmış, yöntemiyle kendinden sonrakileri etkilemiş, belki de ilk araştırmacımızdır. Sanat, kül­ tür, toplumbilim ve tarih alanlarının hangisinde çalışma yaparsak yapalım, onun yapıtlarında izlediği yolu kavra­ maya çalışmamız, bize çok şey kata­ caktır.

(* ) Halil Berktay, Cumhuriyet İdeo­ lojisi ve Fuad Köprülü, İstanbul. Kay­ nak Yayınları, 1983.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Cemal Şakar’ın Hikâyât Adlı Eserindeki Küçürek Öykülerin Kur’an Kıssaları İle İlişkisi.. inanmayı hatta daha da ötesi adanmayı

Şunu da ekliyeyim: ikinci yeni savıyla orta­ ya çıkan şiirlerde olduğu kadar, dilimizde şii­ ri şiir eden öğelere, şiirin geleneksel sesine sırt çevirmiş

Saçıp savurmayı engelle­ mek için ne zaman bir «kampanya» açılsa önlemler için kadı­ na yöneltiliyor, öte yandan tüketiminin artırılması gerekli bütün

Okul yöneticilerinin okul kültürü ve alt boyutlarına ilişkin algılarına kıdem değişkenine göre bakıldığında; Yönetim Alt Boyutuna ilişkin algılarında kıdem

Devletin vergiyi bir an önce tahsil etmek istemesi vergi yükümlüsünün de vergiyi ödemek istememesi veya daha az ödemek istemesinden dolayı vergi alacaklısı olan vergi

Sonuç olarak, akut nekrotizan pankreatite bağlı olarak meydana gelen lokal organ hasarı, hem histopatolojik hem de biyokimyasal incelemelere göre, ayrıca ödem formasyonunun

— Yukarda saydığım içtimai, siyasî ve ekonomik şartlar de­ vam ettikçe bizde değerli mu­ harrirlerin yetişmesi gökyüzün­ de kuyruklu yıldız görülmesi

Bir epijenetik stratiform uranyum yatağı- nın meydana gelebilmesi için 4 temel faktörün varolması gerekir. Bunlar sırasıyla, 1) Birin- cil uranyum minerallerini kapsayan bir