• Sonuç bulunamadı

"Orda Eyüpsultan'da"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Orda Eyüpsultan'da""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAY1K

OKTAY AK B AI,

-3. c />

“ Orda Eyüpsuftaiî’da...”

"N/'ç/n yazmadık bir yere satır satır Duvarlar, ne oldu konuştuklarımız”

Eski günler bir bir anımsanır böyle anlarda... Geçmişte kal­ mış dostlar, dostluklar. Yitip gidenler. Daha da gidecekler. Bir gün, bir ay, bir yıl sonra, bir gün...

“Geçen Zaman”. “Nefes Almak”... Ziya Osman Saba’nın iki

kitabının adıdır. Bu adlar bile Saba’nın şiir evrenini verir bize. Yaşamanın vazgeçilmezliğinin tadını, gerekliliğini vurgular. Ölüm vardır, ama daha önce yaşam vardır. Yaşamayı sevmeli­ yiz, ne denli ölümün bizleri beklediğini bilsek de...

Sanırlar ki Ziya Osman Saba ölümden başka bir şey düşün­ mez. Hep ölüm ölüm, der. Kimi dizelerinde böyle bir özlem var gibidir. Şu geçici dünyanın sıkıntıları, acıları karşısında ölüm bir kurtuluş gibi gelse de yaşamak her zaman ağırlığını duyu­ racaktır. Geçip giden bir şey midir zaman? Yoksa biz miyiz gi­ den, yok olan? Şairler bunun gizlerini ararlar. Zaman nedir “Bir su mu, bir kuş mu, iniş mi, yokuş mu?” diye... Bunun yanıtı yoktur. Bilinen, kişinin yaşamının belirli bir zaman parçasını kapsadığıdır. Önemli olan o sürecin anlamlı geçirilmesidir.

Ziya Osman Saba 47 yıl şiirle dopdolu bir yaşam sürdü. Yüz­ lerce şiir yazmadı, ama yazdığı her dizede içtenliğini, bu dün­ yanın güzelliklerine özlemini, sevgiyi, bağlılığı yaşattı, yaşadı. Saba, ne dediyse, ne yazdıysa ‘kendisi’ydi, kendisi olarak kal­ dı. Sözcük oyunlarına kaptırmadı sanatını... Bir bakıma söz­ cükleri ustalıkla yerleştirme sanatıdır şiir... Ama yapaysa, iç­ tenlikten, canlılıktan uzaksa, etkisizdir, yaşamsal güçten yok­ sundur. Saba’nın şiirleri belki az, ama her biri duyan, düşü­ nen insanları etkileyen bir güçte...

“Bir oda içinde bir saat sesi — Hayatın sırtımdan giden pen­ çesi — Ve beni maziye götüren bir el — Eski günlerimiz sessiz ve güzel... — Bulduğum kayıplar, her günkü yerin — İşte kon­ sol, ayna, köşe minderin — Seccaden, teşbihin, namaz başör­ tün — Bir şey değişmemiş sanki daha dün — Dışarda sükûnu yaz akşamının — Bahçemiz sulanmış, ıslak her çiçek — Kapı çalınacak, babam gelecek."

Böyle bir yaşamsal anı duymayan var mıdır? Hepimiz geç­ mişte kalmış bir akşamüstünü, babamızın dönüş saatini, bü­ yükannenin köşe minderinde oturuşunu, yaz gecesinin dur­ gunluğunu saklamışızdır. Ziya Osman Saba hepimizin ortak anılarını canlandırır böyle dizelerinde...

Ziya Osman Saba aramızdan ayrılalı otuz yıl oluyor. Ocak ayının 29. günü Kadıköy’deki beyaz ahşap evde son soluğunu vermişti. Ertesi gün, ki karlı, fırtınalı bir mevsimdi, onu Eyüp'te toprağa vermiştik. “Ne kadar istiyorum akşamleyin ezanda — Eski bir evde olmak orda Eyüpsultan’da..." Hep bu dizeyi anım­

sadık o karlı ocak günü...

Evet otuz yıl geçti işte! Ziya Osman Saba apayrı niteliklere sahip bir şairimizdir. Onu radyolarda, T V ’lerde anmak gerekli­ dir. 'Ziya Ösman Saba’ adını Kadıköy’de bir okula, bir sokağa vermeyi düşünmek gerekmez mi? Niye olmasın? “Ah, şimdi hatıralar mahallesinde — Misakımilli Sokağı no. 37 — Orası Bü­ tün evler bütün ömür içinde — Mesut olduğumuz evdi" diye yaz­

mıştı ... Şimdi bu sokağa adı verilse saygılı bir davranış olmaz mı?

Ziya Osman Saba’yı otuzuncu ölüm yılında özlemle anar­ ken, Misakımilli Sokağı’nda geçen mutlu yıllarını anlatan bir şiirinin son parçasını okurlarıma sunmak isterim:

“Söz birliği etmiş gibi saksılar, perdeler Elektrik lambasıyle değiştirilen fener O sokağa ne zaman yolum düşse, bir ses Günler geçti, geçti, geçti... der.”

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İlke olarak sanal gerçekliğin daha ileri bir türevi olan artırılmış gerçeklik, gerçek evrendeki bir çevre ve o çevredeki canlıların ve nesnelerin

Akbank’ın 38’inci kuruluş yıldönümü bu yıl da önce Genel Müdürlük’de yapılan törenler, gece de Atatürk Kültür Merke- zi’nde düzenlenen özel gala ile

[r]

Dedikoducu ve vırvırcı bu kadın Karagöz’ü hem aldatır hem de ona “Murdar, m usi­ b et” gibi iltifatkar sözcükler kullanmaktan çekinmez, Kanlı Nigar,

Kızın su yerine içilmesine Mümkün yok cerandan seçilmesine Gözünün gönlünün açılmasına Bin boğa dağında bir seyran yeter Bende bu susuzluk gün gün

Sonuç olarak, çalışmada kullanılan koyunlara deri altı phlorizin enjeksiyonundan sonra, oksidatif stres indikatörlerinden TOS ve OSI değerlerinde görülen azalma

Bu çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre Kayseri ili ve çevre ilçelerinde satışa sunulan yo- ğurt numunelerinin tamamının AFM 1 içermesi ve incelenen

CEVAP 1 __öncelikle şunu söyliyeyim: İkinci Yeni bir akım değil ben­ ce Ayrıca O. Veli şiiri, İkinci Yeni diye adlandırılan ozanlar için bir ölçü