• Sonuç bulunamadı

Mısır Çarşısı kubbelerindeki alemler haç değil laledir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mısır Çarşısı kubbelerindeki alemler haç değil laledir"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mısır çarşısı kubbelerindeki

alemler haç değil lâledir

Akşam gazetesinde Mısır çarşısı

Kubbelerine takılan alemlere ait bir karikatür çıktı, diğer bir gazetemiz de bunu aynen alarak (Mısır çarşısı­ na takılan haçlar) başlığı ile bir fık ­ ra yazarak inşaatı tenkit ederken di­ yar ki: (Bunun sebebini sorduk, bun­ lar haç değildir lâle başaklarıdır de­ diler, fakat bizim bildiğimize göre ne tabiatte, ne de eski Türk motiflerin­ de böyle lâle başaklan yoktur).

Karikatürcü oradan geçerken bu yeni yapılan alemleri görmüş, kendi ■sana t in in inceliği ile işin bir tutacak tarafım bularak bir resim yapmış, buna bir diyeceğimiz yoktur, fakat meseleyi bir ilim ve hakikat sahasına alınca iş böyle değildir.

Klâsik Türk sanatının tezyinat kıs­ mında lâle başaklan her yerde var­ dır. Kabartma satıh tezyinatında, çini tersimatında, renkli kalem işle­ rinde hattâ İcadın dişlerinde lâle ba­ şakları Türk sanatkârlarına en kıy­ metli bir malzeme olmuştur. Ve ni­ hayet böyle küçük kubbelere takılan mermerden yapılmış alemlerin ucuna da en lojik bir tezyin vasıtesı ol­ muştur. Hilâl daima bakırdan ya­ pılmış büyük kubbe ve minare alem­ lerinde kullanılmıştır, küçük mermer alemlerde ise havanın tahribatı dü­ şünülerek daima bu lâle başağı şekli tercih edilmiştir.

Tabiatte böyle lâle başağı olmıya- bilir. Çünkü Türk tezyini sanattan ile meşgul olanlar bilirler ki Türkler nebatî tezyinatta ilham aldıklarını çiçekerin hiçbirisini aynen naklet­ memişler, ancak onların empresiyon | ve ekspresiyonunu yaşatacak şekilde bir tersim tarzı tercih ederek bu su­ retle Türklüğe has bir ekol bir sanat, yaratmışlardır. Meselâ bir gül veya bir karanfili hiçbir zaman görüldüğü gibi tersim etmemişlerdir. Fakat da­

ima bir gül veya karanfil ifadesini taşıyan bir resim vücude getirmişler­ dir ki o resim bu hususiyeti ile Türlü­ lerin kendilerine mahsus bir tersimi tezyin vasıtası olmuştur.,

Şu halde belediyemiz Mısır çarşı­ sındaki bu alemlerde hatalı bir iş de­ ğil takdir ve teşekküre borçlu oldu­ ğumuz bir iş yapmıştır demeğe mec­ buruz.

Kanaatimizce belediyemize tavsiye edebilecek tenkitlerimiz bir ilim ve hakikat kanalında yürürse bir taraf­ tan kijltür tarihimize hizmet etmiş oluruz, diğer taraftan da çok ağır ve tarihî bir vazife başarmakta olan belediyemizi şaşırtmamış oluruz.

İmar işlerinde rasgele kıymetsiz bi­ nalara bir (Yâd tarihi) damgası vu­ rarak onu muhafazaya kalkışmak be­ lediyenin çalışan eline kelepçe vur­ maktır.. Onun İyi yaptığı bir işe fe ­ nadır demek belediyeyi şaşkınlığa şevke tm ek demektir, hakikaten hatâ­ ya düştüğü işlerde de susmak ve söy­ lememek kültür tarihimize fenalık etmektir.

Bu itibarladır ki Bayezit medrese­ sinin etrafına yapılan muhafaza du­ varıma takılmak istiyorum:

1505 tarihinde Bayezit camii ile bir- , likte yapılmış olan ve şimdi İnkılâp | müzesi bulunan Bayezit medresesinin | etrafını büyük fedakârlık ve kadir 1 bilirlikle açmış olan belediyemiz bu hareketi ile Türk İstanbulun kıymet­ li bir hâzinesini göz önüne çıkarmış cidden takdire ve hürmete lâyık bir harekette bulunmuştur. Şimdi de bu muhteşem binanın etrafına dekoratif vasıflan da haiz bir muhafaza duva- n yapmaktadır. Fakat bu muhafaza duvarı Türk mimarî tarzında değil, kesmetaş tezyinatı on beşinci asırda İtalyada doğmuş olan rönesans mi­ marisi tarzına göre, duvariann

ka-Küçük kubbelerde görülen mermer alemlerdeki lâle şekilleri

Bayezit medresesi etrafına yapılan muhafaza duvarının taş kesmeleri pak taşlan da gûya modern tarzda­ dır... Bu neden..? İşte bir sual ki bunu hepimiz haklı olarak sorabiliriz..

Malûm olduğu üzere Bayezit bina- lan OsmanlI mimar tarihine ilk defa tekâmül sırnnı ifşa eden çok ehem­ miyetli binalar olup klâsik Türk tar­ zının en yüksek sanat enmuzecidirier. Camisi, medresesi, imareti, Koska- daki hamamı bir kül halindedir.

Böyle yüksek kıymette antikite bina lara yapacağımız her türlü ekleme­ ler hürmetkar bir kalem ve zihniyet­ le ancak kendi stiline göre vücude getirilmiş olacaktır, hattâ o kadar titiz davranmağa mecburuz ki on al­ tıncı asırda yapılmış bir binaya on sekizinci asır Türk mimarisine uygun eklemeler bile yapmak büyük bir gaf olur. Nerede kaldı ki on beşinci asır­ da R oma da doğmuş ve on dokuzuncu asır sonuna kadar bütün hıristiyanlık âleminde çalışmış olan bir yabancı tarza uygun eklemeleri bu kıymetti Türk binasında hoş görebilelim.

Bu yeni muhafaza duvarından alın­ mış olarak sunduğum fotoğrafiyi ta­ rif edeyim: Ufkî ve şakulî kesmetaş- ların faslı müşterekleri ikişer santim kadar içeri oyulmuş cepheden de dör­ der santim kadar aralıklar bırakıl­ mıştır ki bu tarzda taş duvar kons- tröksiyonu gerek Selçukilerde gerek OsmanlIların hiçbir devrinde hiçbir binada yapılmamıştır. Fakat dediğim gibi rönesans mimarisinde bu tarz; binaların Kubaşman veya redeşose cep helerinde ve muhafaza duvarlarında tatbik edilmiş kendisine mahsus bir tarzdır. Bu tarzın 1505 senesinde yapılmış en ehemmiyetli bir Türk âbidesi ile ne münasebeti vardır bir türlü aıılıyanuyorum.

Bu duvar işinde belediyemiz urnı- manlar aştıktan sonra bir bardak su­ da boğulan bir adam vaziyetindedir. Düşünüyorum belediyemizin âbidelere ve Türk İstanbulun millî bünyesine tereddüt edilemez derin bir saygısı ve inkâr edilemez bir hüsnüniyeti var, diğer taraftan büyük bir enerji sarfe- diyor, büyük paralar hacıyor, birçok da emekler... Fakat bir hiçten yaptı­ ğı bir hatâ derin bir yara halini alı­ yor. Bunun sebebi talihsizlik mi, teş­ kilâtsızlık mı bilmiyorum.

Y. Mimar: S. ÇETİNTAŞ

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Son olarak araştırmacılar, tıpkı SN2007bi gibi son derece parlak ve büyük kütleli çok sayıda süpernova bulacaklarını ve bu süpernovaların evrenin oluşum

FastFFF teknolojisini tanıtan bir videoyu izlemek için https://youtu.be/8wVGaxgkmk4 adresini ziyaret edebilir ya da aşağıdaki kare kodu akıllı telefonunuza

Kâmil paşa birinci sadaretin­ den azlinden sonra evvelâ hakın- daki tazyik ve takibler bir müd­ det devam etti; sonra ya muhalif­ leri ilkaattan vazgeçtiler, ya

Cerrahi endikasyon Cerrahi uygulanan olgular arasında dejeneratif spondilolistezis, vertebra fraktürü, spinal stenoz, dejeneratif disk hastalığı ve Pott

Sesin daha iyi yans›mas› ve ortada toplanmas› için yan duvarlar kal›n yap›l›rken, ar- ka duvarlar da içbükey olaracak flekilde infla edi- liyordu.. Böylece kayna¤›

Dünyan›n en büyük memelilerinden olan ‹spermeçe balinalar›n› 1800’lü y›llardan beri avc›lar için en de¤erli ganimet yapan özellik, “ispermeçe organlar›”,

Bronşektazi, kronik nötrofilik havayolu enflamasyonu ile ilişkili kalıcı bronş dilatasyonu ile karakterize bir hastalıktır[1]. Genellikle öksürük, balgam çıkarma,

Hayır, belki de bilim insanlarının bilinçaltına yerleşmiş eğilimle- rinin ve bilgi birikimlerinin kararlarında ne kadar et- kili olduğunu gösteren bir deney olarak