• Sonuç bulunamadı

Kadınlar ve san'at adamları:Birbirini kıskanan iki sınıf vardır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadınlar ve san'at adamları:Birbirini kıskanan iki sınıf vardır"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

29 Kasım

S O N

■ ■■■—. ■ ■ ■ — ■ aa-i'....-■ »•11.'' . . ' ~~r=rı a s :

=

d an S ar v s s a n 'a t adam ları^

■“• -- ■ ____

Birbirini kıskanan

iki

sınıt vardır

Dört gözel ssn’at içinde bir

beşincisi daba var: Oedikodn!

--- M idhat C e m a l K U N T A Y

---V

anılmıyorsam iki sınıf insan vardır ki birbirlerini çok kıs­ kanırlar: Kadınlar, san’at adamları.

(Zanaat adamları değil. İki ressam kadar iki kundura boyacısı birbirini kıskanamaz.)

Dört güzel san’at içinde bir beşin­ cisi daha var: Dedikodu! Kıskançlı­ ğın ilk silâhı olan dedikodu, edebiya tın unsuru söz olduğu için, edebiyat­ çılar arasında daha revaçlıdır.

Hattâ edebiyatçılar arasındaki kıs kançlık kem sözü bile fazla yumuşak bulur, ondan daha kötü, daha katı bir silâh kullanır; Susmak!.. «Öldü- rünceye kadar susmak.» diye, edebi­ yatta bir ahlâksızlık vecizesi vardır. Eser verenin hakkında matbu dedi­ kodu bile, menfi tenkid bile fazla lû- tuftur. Eserden sövmek suretile bah­ setmemek ve mütemadiyen susmak!., İşte müellifi öldürmek için en zeki silâh!..

Meslek; adamları arasındaki bu kıs­ kançlığın peşine bazan, meslek dışın Sakilerin de düşmanlıkları da katılır, ve müellifi kabrine kadar kovalar. Napolyonun emrile, veyahud arzusile, onun Zaptiye Nazırı Madam Döstal’e bir eseri için şöyle yazacak;

— Eseriniz Fransızca değil Ma­ lam .

Bu, meslek dışındaki bir adamın ah Jâksızlık şeheseridir. Meslek adamla­ rı arasındaki kıskançlığın bir tanesi de (epeyce rezilânesi de) Viktor Hü- gıo’nunkidîr. Siendal öldüğü zaman Hügo şöyle diyecek:

— Fransızcayı öğrenmeden öldü za vallı.

Edebiyatçılar içinde bilhassa ro­ mancılar kıskanılmaktan daha fena W talihe uğrayanlardır: hor görül-1

düler. En ileri millette romancıya, taman oldu ki. masalcı dediler. İn- gilterede efendiden bir adam, Fran- sada bir romanın' çok paraya satıldı­ ğını duyduğu zaman şaşacak, ve:

— Bir masal bu kadar pahalıya na sil satılır! Diyecek.

İngilterede bile mevki sahibi bir edam romanı masal sanırsa, benim İstanbuldaki Mecelle hocamı a- yıpîamazsmız sanırım; Hukuk Mektebindeki bu çok kıymetli Mecelle muallimimiz Hukuku Dü­ vel hocamız Hakkı Paşanın ( O za­ man Hakkı Beyin) derslerinin med- hini, hususî görüşmelerimizde ben­ den dinleye dinleye bu derslerin not defterlerini bir gün benden istedi. Bunları kendisine verdikten birkaç gün sonra, hususî bir görüşmemizde, Mecelle Muallimi defterleri bana ia­ de ederken, büyük kahkahalarla bir çok güldükten sonra;

— Bunlar ders değil, roman! Dedi, Roman kelimesi, Osmanlı dev letmin 1968 inkılâbından birkaç ay

evvel bir âlim m ağzında hakaret ke- limesiydi. Fakat kaderin tuhaf bir alayıdır, «ders» diye «roman» okutan bu Hakkı Paşa, «ders» e «roman» di­ yen o Mecelle Hocası ile, 1908 inkılâ­ bından sonra ayni kabinede birleşti­ ler.

Bu da kaderin ikinci bir istihzası­ dır; Fransada bir romanın yüksek fi- .atla satılmasını, bir masal için paha­

lı bulan. İngilterede, romancı oğlu romancı olan Bikonsfild, Başbakan olmuştu. Ve bu da, taliin üçüncü bir kahkahasıdır, ayni romancı İngiltere Krallığına Hindistan İmparatorluğu­ nu ilâve etmiş, ve Kraliçeye Kıbrıs adasını da bizden alıp vererek diz bağı nişanı almıştı.

Fransada Lâmartin’in ve Şatobri- yamn Bakanlıkları da, hatırlatılma­ lına lüzum olmıyacak kadar malûm­ dur.

■ İşte bugün ayni Fransada bir İn ­ giliz centilmeninin ve bir Türk âli­ minin «Masalcı» dedikleri romancı asnafından bir zat son kabineye İstih barat Bakanı olarak girdi: André Malraux.

Bir Bakan ki, hem büyük yazı ada­ mı, hem sahici iş adamı.

Frenkçe bir gazetenin yazdığına göre André Daraux, edebiyata ve dün ya hâdiselerine ayni hamleyle giren­ dir. Bir zaman Çindedir: Kuomin- tang’ın ilk mücadelelerine karışa­ rak... Bir zaman Cumhuriyetçi İspan­ yadadır: O cumhuriyetin deniz- kuv­ vetlerini tanzim ve idare ederek... En sonra Fransa savaşındadır: Alınan­ lara esir düşerek...

Fakat, büyük romancı, bu esaret­ ten kurtulmanın çaresini bulacak ve 1944 te AJsas Doren askeri kıt’asmın başında faşizmle kavga edecek.

İlk eseri 1925 te bir gemide yazdı­ ğı «Tentation de S,Occident» tır. Bu gemi Hindi çînî’den dönüyordu; Bü­ yük romancı, kamile birlikte, bir gazete tesis etmişler, bu gazeteyi hem yazmışlar, hem basmışlardı. İkinci romanı «Les Conqurérants» tır. Onun yazı kahramanı şudur: Hür adam! Maddî kuvvetlerin karşısında hür, kendi maddî vücudunun karşısında hür, ıstırabın karşısmda hür, korku- ( Devamı 6 in c i sayfad a )

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

yöntemi, daha çok damla sulama yöntemine benze- yen, a¤aç alt› mikro ya¤murlama yöntemidir.. A¤aç- lar›n alt›na yerlefltirilen küçük ya¤murlama bafll›kla- r›yla

Medikal tedaviye cerrahi sonrası daha iyi sonuç elde edebilmek ve bilateral Meniere Hastalığı riskini azaltma amaçlı devam edilebilir.. ENDOLENFATİK

Gülgün Ba­ şarır, geçen yıl yine dergimizin düzenle­ diği Abdi İpekçi Film Eleştirisi Yarışma- s ı’ nda üçüncülük ödülünü almıştı. İstanbul

Anahtar sözcükler: Akci¤er malignitesi, mukoza ile iliflkili lenfoid doku, BALToma Key words: Pulmonary malignancy, mucosa associated lymphoid tissue,

Hepsinden “daha fazla” ve “daha yakın” olarak planladığımız Nest Bornova; otobanın hemen yanında olma- sının avantajıyla, şehrin kalbinden çok kısa sürede

Temmuz ayında toplam 11,2 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 12,3 milyar TL’lik iç borçlanma yapılması programlanmaktadır. 2017 yıl sonu

Çoğunlukla tablet veya kapsüllerin imalatında ara ürün olmalarına rağmen granüller, bitmiş ürün şeklinde bir dozaj formu olarak da örneğin; efervesan granüller,

İÇ PÜSKÜRÜK Granit Siyenit Diyorit Gabro DIŞ PÜSKÜRÜK Bazalt Andezit Obsidyen Tüf KİMYASAL TORTUL Kireçtaşı Alçıtaşı Traverten Kayatuzu KIRINTILI TORTUL