• Sonuç bulunamadı

Schizophrenia and Gender: Age At Onset and Sociodemographic Attributes

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Schizophrenia and Gender: Age At Onset and Sociodemographic Attributes"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Bu çalýþmada, DSM-IV taný kriterlerine göre þizofreni tanýsý alan 160 hastada (95'i erkek, 65'i kadýn) baþlangýç yaþý ve sosyode-mografýk özelliklerin cinsiyete göre farklýlýklarý araþtýrýlmýþtýr. Erkek hastalarda baþlangýç yaþýnýn kadýn hastalardan daha erken olduðu bulunmuþtur. Ayrýca meslek gruplarý açýsýndan cin-siyete baðlý farklýlýklar gösterdiði saptanmýþtýr. Diðer sosyode-mografýk deðiþkenler açýsýndan ise, cinsiyetler arasýnda anlamlý bir farklýlýk olmadýðý görülmüþtür.

Anahtar Sözcükler: Þizofreni, cinsiyet, baþlangýç yaþý.

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2000;3:27-33

SUMMARY

Schizophrenia and Gender: Age At Onset and Sociodemographic Attributes

In this study, 160 patients (95 males, 65 females) who met the DSM-IV criteria for diagnosis of schizophrenia were studied to determine gender differences in age at onset of the illness and sociodemographic attributes. Male patients had a signifýcantly earlier age of onset then females. However work status which were signifýcant differences related for gender. Other variable were no signifýcant differences between the gender.

Key Words: Schizophrenia, gender, age at onset.

GÝRÝÞ

Bugüne dek yapýlan araþtýrmalarda þizofrenide cin-siyete baðlý bir takým deðiþiklikler olduðu araþtýrma-cýlar tarafýndan belirtilmiþtir. Çeliþkili sonuçlar olmasýna karþýn, kadýnlarda ilaca yanýtýn daha iyi olduðu, uzun süreli tedavide nöroleptik tedavi için uyumun kadýn hastalarda daha iyi olduðu belir-tilmiþtir. Ayrýca gerek sürdürme, gerekse akut dönem tedavisinde kadýn hastalarýn daha düþük nöroleptiðe gereksinim gösterdiði bildirilmiþtir. Bu sonucun ise östrojenin antidopaminerjik etkisi ile iliþkili olduðu ileri sürülmüþtür (Kolakowska ve ark. 1985, Seeman 1982, Seeman 1983, Seeman 1990). Chuinard ve arkadaþlarýnýn (1986) yaptýklarý araþtýrmada ise, 4 hafta süre ile klorpromazin verilen hastalar izlenmiþ ve her iki cinsiyet için bir farklýlýk olmadýðý belir-tilmiþtir. Pinals ve Malhotra’nýn (1996) yaptýklarý araþtýrmada da þizofrenik hastalarda cinsiyet ile tedaviye yanýt arasýnda iliþki olmadýðý görülmüþtür. Yan etkiler açýsýndan bakýldýðýnda ise, kadýn hastalar-da ilaca baðlý parkinsonizm, tardif diskinezi, akatizi oluþma riski erkek hastalardan daha fazladýr. (Chuinard ve ark. 1980, Yassa ve Jeste 1992). Erkek hastalarda ise distoni ve malign nöroleptik sendrom geliþme riskinin fazla olduðu görülmüþtür (Casey 1991, Gardos ve ark. 1987). Bu bulgulara karþýn Chakos ve arkadaþlarýnýn (1992) yaptýklarý araþtýrma-da araþtýrma-da ilk atak hastalar incelenmiþ ve ilaç yan etkileri açýsýndan cinsiyete baðlý farklýlýk olmadýðý görülmüþtür.

Baþlangýç Yaþý ve Sosyodemografik Özellikler

Hatice GÜZ*

* Yrd. Doç. Dr., Ondokuz Mayýs Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, SAMSUN

(2)

Aile öyküsü açýsýndan bakýldýðýnda ise, kadýn þizofrenlerin birinci derece akrabalarýnda þizofreni riskinin yüksek olduðu görülmüþtür. Wolyniec ve arkadaþlarý (1992) 275 erkek, 106 kadýn þizofren has-tayý inceledikleri çalýþmada kadýn þizofrenlerin birinci derece akrabalarýnda þizofreni ve nonaffektif psikoz riskinin yüksek olduðunu bildirmiþlerdir. Nasrallah ve Wilcox (1989) ile Lloyd ve arkadaþlarýnýn (1985) yap-týklarý araþtýrmada da benzer sonuçlar bulunmuþtur. Buna karþýn erkek þizofren hastalarda ailesel yük-lülüðün fazla olduðunu bildiren yayýnlar da bulun-maktadýr (Seeman 1986, Goldstein 1988).

Þizofreni etiyolojisinde üzerinde durulan konulardan biri de, doðum komplikasyonu ve mevsimselliktir. Yapýlan araþtýrmalarda þizofren hastalarýn daha çok kýþ sonu ve bahar baþý doðduklarý saptanmýþtýr (Pulver ve ark. 1990). Ayný zamanda doðum komp-likasyonlarýna þizofrenlerde daha fazla rastlanmýþtýr (Lewis 1987). Þizofrenide beyin görüntüleme çalýþ-malarýnda erkek hastalarda beyin anomalilerine kadýnlardan daha fazla rastlandýðý görülmüþtür. Buradan yola çýkýp yapýlan araþtýrmalarda ise erkek hastalarda doðum komplikasyonlarý ve gebelikte enfeksiyon geçirme riskinin daha yüksek olduðu, bu nedenle yapýsal anormalliklere rastlandýðý ileri sürülmüþtür (Lewis 1992). Goldstein ve arkadaþlarý-nýn (1990) araþtýrmasýnda, erkek þizofrenlerde kýþ doðumunun kadýnlardan daha fazla olduðu bulun-muþtur.

Ýþ durumu ile ilgili yapýlan araþtýrmalarda; kadýn þizofrenlerin erkeklere göre iþ yaþantýsýnýn daha iyi olduðu saptanmýþtýr. Ýþsiz erkek hastalarýn daha fazla olduðu belirlenmiþ, fakat kadýnlarýn ev hanýmý olarak iþ görebildiklerine dikkat çekilmiþtir (Seeman 1986). Evlilik ile ilgili yapýlan araþtýrmalarda ise, kadýn hastalarda evlilik yaþamýnýn daha iyi seyrettiði görülmüþtür. Kronik þizofren kadýnlarýn %40'ý, erkek-lerin %13'ünün hala evli olduðu saptanmýþtýr. Hiç evlenmemiþ olanlarýn oraný ise kadýnlar için %70, erkekler için %27 olarak bildirilmiþtir (Seeman 1986). Test ve Stein'in yaptýklarý araþtýrmada, evlilik durumu açýsýndan, her iki cinsiyet arasýnda farklýlýk olmadýðý aktarýlmýþtýr (Seeman 1986).

Ayrýca þizofreni tiplerine bakýldýðýnda, 332 þizofren

Kronik bir hastalýk olan þizofrenide hastaneye yatýþ sayýsý ve hastalýk süresi de önemli deðiþkenlerdir. Çalýþmalarda kadýn þizofrenlerin hastaneye yatýþýnýn daha az olduðu ve relaps oranýnýn buna baðlý olarak daha düþük olduðu belirtilmiþtir (Solakangas 1983). Angermeyer ve arkadaþlarýnýn (1990) 603 hastayý kapsayan çalýþmalarýnda hastaneye yatýþ sayýsý açýsýndan her iki cinsiyette farklýlýk olmadýðýný söylemiþtir. Goldstein'in (1988) araþtýrmasý da bu bul-gularý desteklemiþtir. Ayrýca yaþlý þizofren hastalarda yapýlan bir araþtýrmada da hastalýk süresi açýsýndan cinsiyetler arasý farklýlýk olmadýðý saptanmýþtýr (Lindamer ve ark. 1999).

Baþlangýç yaþý ise, cinsiyet konusunda yapýlan araþtýr-malarda bulunan tek tutarlý bulgudur. Bleuler 1950'de erkeklerde hastalýðýn kadýnlardan 3.7 yýl önce baþladýðýný söylemiþtir (Gureje 1991). Loranger 1054 vakayý incelediðinde erkeklerde hastalýðýn kadýnlara göre 2.2 yýl daha erken baþladýðýný bulmuþtur (Gureje 1991). Daha sonralarý yapýlan birçok araþtýrmada da, erkeklerde hastalýðýn kadýnlara göre daha erken yaþta baþladýðý, kadýn hastalarda 45-54 yaþlarý arasýnda hastalýðýn ikinci bir pik yaptýðýný saptamýþlardýr. Þizofrenin erkeklerde baþlangýç yaþý 18-20, kadýnlar-da 20-25 yaþlarý olarak bulunmuþtur. Bu sonuçlarýn hormonal yapý ile baðlantýlý olduðu, östrojenin anti-dopaminerjik etkisi sayesinde kadýnlarýn þizofreniye karþý korunduðu ileri sürülmüþtür (Castle ve ark. 1995, Hafner ve ark. 1991, Goldstein ve ark. 1990). GEREÇ VE YÖNTEM

Bu araþtýrma Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Kliniði’ne ard arda baþvuran, ayaktan ya da yatarak tedavi gören, gönüllü rýzalarý alýnan ve DSM-IV taný ölçütlerine göre þizofreni tanýsý konan 160 hastadan oluþmaktadýr. Çalýþmadan dýþlanma ölçütleri; 1. DSM-IV taný ölçütlerine göre þizofreni veya þizofreniform bozukluk dýþýnda eksen I tanýsý olanlar, 2. Nörolojik hastalýk öyküsü olanlar (beyin travmasý gibi),

3. Týbbi hastalýk öyküsü olanlar,

4. Gebelik veya emzirme döneminde olanlar, 5. Elektrokonvülzif tedavi öyküsü olanlar.

(3)

mu, aile öyküsü, en son düzenli olarak kullandýðý nöroleptik tipi ve klorpromazin eþdeðer dozu, ilaç kul-laným süresi, doðum komplikasyonu, doðum ayý, iþ durumu, yerleþim yeri gibi bilgileri içeren bilgi formu doldurulmuþtur. Hastalýðýn baþlangýç yaþý ilk psikotik belirtilerin ortaya çýktýðý yaþ olarak kabul edilmiþtir. Hasta yakýnlarý ile de ayrýca görüþülerek bilgi for-mundaki bilgilerin kontrolü yapýlmýþtýr. Muayeneye geldiði anda en az iki haftadýr nöroleptik kullanan hastalara yan etkileri deðerlendirmek amacýyla UKU yan etki ölçeði uygulanmýþtýr. Veriler SPSS istatistik programý ile deðerlendirilmiþtir.

BULGULAR

Çalýþmaya katýlan 160 hastanýn 65'i kadýn, 95'i erkek idi. Hastalardan 42 kadýn, 63 erkek hasta ayaktan tedavi görmekte, 23 kadýn, 32 erkek hasta ise yatarak tedavi görmekte idi. Ayaktan ve yatarak tedavi gören hastalar arasýnda cinsiyete göre anlamlý bir farklýlýk bulunmadý (x2=0.002, p=0.95).

Kadýn hastalarda yaþ ortalamasý 29.44 (ss=8.32), erkek hastalarýn yaþ ortalamasý 30.85 (ss=8.37) idi. Her iki grupta yaþ ortalamasý açýsýndan anlamlý bir farklýlýk yoktu (p=0.91). Hastalýðýn baþlangýç yaþý kadýn hastalarda ortalama 20.73 (ss=6.92), erkek hastalarda ise ortalama 18.53 (ss=3.2) olarak bulun-muþ olup, erkek hastalarda hastalýðýn baþlama yaþýnýn kadýn hastalara göre istatistiksel olarak anlamlý düzeyde düþük olduðu gözlendi (p=0.0001). Tüm hastalarda klorpromazin eþdeðer dozu, düzenli olarak ilaç kullaným süresi, hastalýk süresi açýsýndan kadýn ve erkeklerde bir farklýlýk olmadýðý saptandý (Tablo 1).

Doðum mevsimi, doðum komplikasyonu, eðitim duru-mu (Tablo 2), aile öyküsü, medeni durum, meslek (Tablo 3), hastalýk tipi, yatýþ sayýsý, yerleþim yeri

(Tablo 4), otonomik, ruhsal, nörolojik yan etkiler (Tablo 5) açýsýndan her iki cinsiyet arasýnda fark bulunmaz iken, meslek açýsýndan farklýlýða rastlan-mýþtýr (veriler tablolarda gösterilmiþtir). Meslek açýsýndan oluþan farklýlýk kadýnlarda ev hanýmý statüsü varken, erkek hastalar için böyle bir meslek grubu olmamasýndan kaynaklanmaktadýr. Ev hanýmý statüsü kaldýrýldýðýnda kadýn ve erkek þizofrenler arasýnda meslek açýsýndan herhangi bir farklýlýk olmadýðý saptanmýþtýr (ki-kare: 8.98839, p=0.15). TARTIÞMA

Þizofreni ve cinsiyet arasýndaki iliþkiyi inceleyen araþtýrmalarda birçok farklý bulgular olmasýna karþýn hemen hemen kesin olan bir sonuç vardýr ki, erkek-lerde þizofreni kadýnlardan daha erken yaþta baþla-maktadýr. Bu araþtýrmada da, bu bulgular ile uyumlu olarak erkek hastalarda þizofreni belirtilerinin baþlangýç yaþý, kadýn hastalara göre anlamlý derecede düþük bulunmuþtur. Ayrýca literatürde erkeklerde hastalýðýn 18-20, kadýnlarda 20-25 yaþlarý arasýnda baþladýðý belirtilmiþtir. Bu araþtýrmada da baþlangýç yaþý erkeklerde 18, kadýnlarda 20 olarak bulunmuþ olup, literatürdeki baþlangýç yaþlarý ile uyumlu bulun-muþtur (Loranger 1984, Castle ve ark. 1995, Gureje 1991, Angermeyer ve Kühn 1988, Goldstein ve ark. 1990, Seeman 1990, Lindamer ve ark. 1999). Þizofrenide kadýn ve erkek hastalarýn tedaviye verdik-leri yanýtýn farklý olduðunu iverdik-leri süren birçok araþtýr-ma vardýr. Kadýnlarýn erkeklere göre daha düþük doz nöroleptiðe gereksinim duyduðu belirtilmektedir. Ayrýca yaþa baðlý olarak doz gereksiniminde deðiþiklik olabileceði de söylenmektedir (Seeman 1986, Gureje 1991). Bunun yaný sýra Chuinard ve arkadaþlarýnýn (1986) yaptýklarý araþtýrmada gerek doz, gerekse yan etki açýsýndan cinsiyete göre faklýlýk olmadýðý görülmüþtür. Ayný þekilde Lindamer ve arkadaþlarýnýn Tablo 1. Cinsiyete göre ilaç, hastalýk süresi ve yaþ ile ilgili özellikler

Kadýn Erkek p

ort. ± ss ort. ± ss

Yaþ 29.44 ± 8.32 30.85 ± 8.37 0.91

Baþlangýç yaþý 20.73 ± 6.92 18.53 ± 3.2 0.0001

Ýlaç kullaným süresi 1.38 ± 2.48 1.7 ± 3.29 0.14

Ýlaç dozu

(klorpromazin eþ deðeri) 454.15 ± 263.68 502.0 ± 302.11 0.11

(4)

Tablo 3. Cinsiyetlere göre aile öyküsü, medeni durum ve meslek ile ilgili özellikler Kadýn Erkek n % n % p Aile öyküsü Yok 25 38.46 45 47.36 0.43 1. derece 30 46.15 30 31.57 2. derece 5 7.6 11 11.57 3. derece 4 6.15 8 8.42 3. dereceden uzak 1 1.53 1 1.05 Medeni durum Evli 18 27.69 25 26.31 0.67 Bekar 39 60 62 65.26 Dul 8 12.3 8 8.42 Meslek Memur 2 3.07 13 13.68 0.0001 Ýþçi 2 3.07 8 8.42 Emekli 1 1.53 5 5.26 Serbest 1 1.53 13 13.68 Ev hanýmý 28 43.07 0 0

Tablo 2. Cinsiyetlere göre doðum mevsimi, doðum komplikasyonu ve eðitim ile ilgili özellikler

Kadýn Erkek n % n % p Doðum mevsimi Kýþ 16 24.61 20 21.05 0.35 Ýlkbahar 17 26.15 23 24.21 Yaz 17 26.15 18 18.94 Sonbahar 15 23.07 34 35.78 Doðum komplikasyonu Yok 58 89.23 80 84.21 0.36 Düþük aðýrlýk 2 3.07 4 4.21 Hipoksi 4 6.15 4 4.21 Travma 1 1.53 7 7.36 Eðitim Eðitimsiz 3 4.6 1 1.05 0.16 Okur-yazar 2 3.07 0 0 Ýlkokul 24 36.92 29 30.52 Ortaokul 24 36.92 37 38.94 Lise 8 12.3 22 13.15 üniversite 4 6.15 6 6.3

(5)

(1999) yaptýklarý çalýþmada yaþlý þizofren hastalarda kullanýlan klorpromazin eþdeðer nöroleptik dozunun cinsiyete göre farklý olmadýðý görülmüþtür. Bu çalýþ-mada da hastalarýn düzenli olarak kullandýklarý

nöroleptik dozu, klorpromazin eþdeðer dozu olarak incelenmiþ ve sonuçta her iki cinsiyet açýsýndan fark-lýlýk olmadýðý saptanmýþtýr. Bu bulgular Chuinard ve Pinals'ýn bulgularý ile uyumlu olmakla birlikte, klinik Tablo 4. Cinsiyetlere göre hastalýk tipi, yatýþ sayýsý, yerleþim yeri ile ilgili özellikler

Kadýn Erkek n % n % p Hastalýk tipi Dezorganize 23 36.38 22 23.15 0.14 Þizofreniform 6 9.2 6 6.31 Paranoid tip 36 55.38 67 70.52 Yatýþ sayýsý Yok 8 12.3 6 6.3 0.57 1 kez 13 20 25 26.3 2 kez 21 32.3 24 25.26 3 kez 8 12.3 14 14.73 4 kez 7 10.7 15 15.78 daha çok 8 12.3 11 11.57 Yerleþim yeri Kentsel 51 78.46 68 71.57 0.32 Kýrsal 14 21.53 27 28.42

Tablo 5. Cinsiyetlere göre norolojik yan etki, otonomik yan etki, ruhsal yan etki ile ilgili özellikler

Kadýn Erkek

n % n % p

Nörolojik yan etki

Yok 62 95.38 89 93.68 0.68

Distoni 1 1.53 1 1.05

Rijidite 0 0 1 1.05

Akinezi 0 0 2 2.1

Tremor 2 3.07 2 2.1

Otonomik yan etki

Yok 64 98.46 87 91.57 0.28

Akodomasyon güç. 1 1.53 1 1.05

Hipersalivasyon 0 0 1 1.05

Hiposalivasyon 0 0 2 2.1

Terlemede artýþ 0 0 4 4.21

Ruhsal yan etki

Yok 62 95.38 85 89.47 0.44

Konsantrasyon güç. 0 0 2 2.1

Asteni 0 0 1 1.05

(6)

belirtilere göre ayarlanan nöroleptik dozu deðil, hasta görüldüðü an kullandýðý nöroleptik dozu baz alýndýðý için tam olarak gereksinim duyulan nöroleptik dozu hakkýnda bilgi vermemektedir. Yan etkiler açýsýndan bakýldýðýnda da, bu araþtýrmada herhangi bir farklýlýk olmadýðý saptanmýþ olup, Chakos ve arkadaþlarýnýn (1992) çalýþmasý ile uyumlu bulunmuþtur. Fakat Chakos ve arkadaþlarýnýn (1992) hastalarý ilk atak hasta olmalarý, diðer farklýlýk gösteren çalýþmalarda hastalarýn uzun süreli takipleri göz önüne alýndýðýnda bizim verilerimize bakýlarak nöroleptik yan etkileri açýsýndan her iki cinsiyette farklýlýk yoktur sonucuna varmak mümkün deðildir.

Þizofren hastalarda, aile öyküsü olup olmadýðý konusunda yapýlan araþtýrmalar, çeliþkili sonuçlar veren konulardan biridir. Bazý araþtýrmalarda kadýn þizofrenlerde, bazý araþtýrmalarda erkek þizofrenlerde aile öyküsüne daha sýk rastlanýrken bu araþtýrmada aile öyküsü açýsýndan cinsiyetin bir farklýlýðý olmadýðý saptanmýþtýr. Ayný þekilde doðum komplikasyonu ve doðum mevsimi açýsýndan da cinsiyete göre, herhangi bir farklýlýk olmadýðý görülmüþtür. Bu bilgilerin sadece sözel olarak aileden alýnmasý, bu konuda hastane kayýtlarýnýn olmamasý nedeniyle, saðlýklý bilgi olma-ma ihtiolma-mali bulunolma-maktadýr. Bu nedenle bu faktörler açýsýndan cinsiyete göre farklýlýk olmadýðý sonucu kesin olarak söylenemez.

Þizofren hastalardaki evlilik durumu da, bu araþtýr-mada cinsiyete göre farklýlýk göstermemiþtir. Bu bulgu Test ve Stein'in bulgularý ile uyumlu bulunmuþtur. Ayný þekilde hastaneye yatýþ, hastalýk süresi, þizofreni alt tipleri incelediðinde bu araþtýrmada cinsiyete göre farklý bulunmamýþtýr. Sadece meslek durumunda fark-lýlýk olduðu görülmüþtür. Bu farkfark-lýlýkta kadýnlarda ev hanýmý diye bir statü olmasý, erkeklerde ayný konum-da olabilecek hastalarýn iþsiz olarak nitelendirilmesin-den kaynaklanmaktadýr. Ev hanýmý statüsü kaldýrýldýðýnda, istatistik verilere bakýldýðýnda, anlam-lý bir farkanlam-lýanlam-lýk olmadýðý saptanmýþtýr. Her ne kadar ev hanýmý statüsüne kabul edilen hastalarýn ev ile ilgili iþleri yapýp yapamadýklarý dikkate alýnmýþ ve günlük ev iþlerini sürdüremeyen kadýn hastalar iþsiz gruba dahil edilse bile, bu bulgulara dayanarak erkek hasta-larda iþ yaþantýsýnýn daha kötü olduðu sonucunu çýkarmak yanlýþ olabilir.

Þizofren hastalarda cinsiyete baðlý olarak deðiþiklik-leri inceleyen çok sayýda çalýþma olduðu gibi, hastalýðýn baþlangýç yaþý dýþýndaki deðiþkenler açýsýn-dan bulunan sonuçlar farklýlýk göstermektedir. Bu nedenle, çok büyük hasta sayýsý ile bu konuda araþtýr-ma yapýlaraþtýr-masý, hastalýðýn etiyolojisine yönelik de bir çok konuya ýþýk tutacaktýr.

Angermeyer MC, Kühn L (1988) Gender differences in age at onset of schizophrenia. An overiew. Eur Arch Psy Clin Neurosci, 237:351-364.

Angermeyer MC, Kühn L, Goldstein JM (1990) Gender and course of schizophrenia: differences in treated outcomes. Schizophr Bull, 16:293-307.

Casey DE (1991) Neuroleptic drug induced extrapyramidal syndromes and tardive dyskinesia. Schizophrenia Res, 4:109-120.

Castle DJ, Abel K, Take, N ve ark. (1995) Gender differences in schizophrenia hormonal effect or subtypes? Schizophr Bull, 21:1-12.

Chakos MH, Mayerhoff DI, Loebel AD ve ark. (1992) Incidence and corraletes of acute extrapyramidal symptoms in first episode of schizophrenia. Psychopharmacol Bull, 28:81-86. Chuinard G, Annable L, Steinberg S (1986) A controlled clini-cal trial of fluspirilene a long acting injectible neuroleptic in schizophrenia patients with acute exacerbation. J Clin Psychopharmacol, 6:21-26.

Goldstein JM (1988) Gender differences in the course of schiz-ophrenia. Am J Psychiatry, l45:684-689.

Goldstein JM, Santangelo SL Simpson JC ve ark. (1990) The role of gender in identifying subtypes of schizophrenia: a latent class analytic approach. Schizophr Bull, 16:263-275. Gureje O (1991) Gender and schizophrenia: age at onset and sociodemographic attributes. Acta Psychiatr Scand, 83:402-405.

Hafner H, Behrens Schizophrenia ve ark. (1991) An animal model effects estradiol on dopamine mediated behavior impli-cations for sex differences in schizophrenia. Psychiatry Res, 38:125-134.

Kolakowska T, Williams AO, Ardern M ve ark. (1985) Schizophrenia with good and poor outcome, I early clinical features responce to neuroleptics and signs of organic dys-function. Br J Psychiatry, 146:229-239.

Lewis S (1992) Sex and schizophrenia vive la difference. Br J Psychiatry, 161:445-450.

Lindamer AL, Lohr J, Harris MJ ve ark. (1999) Gender related

(7)

Llyoyd DW, Simpson JC, Tsuang MT ve ark. (1985) A family study of sex differences in diagnosis of typical schizophrenia Am J Psychiatry, 142:1366-1368.

Nasrallah HA, Wilcox JA (1989) Gender differences the etiolo-gy and symptoms of schizophrenia. Ann Clin Psychiatry, 1:51-53.

Pinals DA, Malhotra AC (1996) Lack of gender differences in neuroleptic responce in patients with schizophrenia. Schizophrenia Res, 22:215-222.

Pulver AE, Brown CH, Wolyniec P ve ark. (1990) Schizophrenia age at onset gender and familial risk. Acta Psychiatr Scand, 82:344-351.

Seeman MV (1982) Gender differences in schizophrenia. Can J Psychiatry, 27:107-112.

Seeman MV (1983) Interaction of sex, age and neuroleptic dose. Compr Psychiatry, 24:125-128.

Seeman MV (1986) Current outcome in schizophrenia women vs men. Acta Psychiatr Scand, 73:609-617.

Seeman MV (1990) The role of estrogens in schizophrenia gen-der differences. Schizophr Bull, 16:185-194.

Salokangas RK (1983) Prognostic implications of the sex of schizophrenic patients. Br J Psychiatry, 142:145-151. Yassa R, Jeste DV (1992) Gender differences in tardive dyski-nesia: acritical review of the literature. Schizophr Bull, 18:701-715.

Wolyniec PS, Pulver AE, McGrath JA ve ark. (1992) Schizophrenia gender and familial risk. J Psychiatry Res, 26:17-27.

9. Anadolu Psikiyatri G nleri

13-17 Haziran 2000 - ED RNE

Ba vuru:

Trakya niversitesi T p Fak ltesi Psikiyatri Anabilim Dal

Edirne, Tel: 0284 235 28 21

Faks: 0284 253 28 21, e-mail: psikiyatri@trakya.edu.tr

TRAKYA N VERS TES TIP FA K LTES PS K YATR ANAB L M DALI &

T RK YE PS K YATR DERNE—

Referanslar

Benzer Belgeler

tem ve teknolojileri, yazılım, uzay taşımacılığı, havacılık ve uzay araç ve gereçleri, uzay sis- temleri (uydu, yer istasyonu, roket-füze fırla- tıcılar ve altyapısı),

Arches kümesi öylesine yoğun ki, içinde bulunan 100 000 yıldız, ancak Gü- neş’imizle en yakın komşusu olan Alpha Centauri yıldızı arasındaki 4.2 ışık yılı ya- rıçaplı

Kara İrtica, kitap düş­ manlığını önce matbaa kurulmasını ön­ leyerek, sonra korktuğu kitapları yasak­ layarak yüzyıllarca sürdürdü.. Çünkü

• İSTANBUL Valisi Hayrı Kozakçıoğlu, İstiklal Mar- şı'nın yazarı Mehmet Akif Erso/un, Beyoğlu' nda oturduğu evinden atılmak İstenen kızı Suat Erso/a

SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği alt birim değerleri karşılaştırıldığında, fiziksel güçlük ve ağrı alt birim puanlarındaki artış çalışma grubunda kontrol grubu- na

Ö¤rencinin sigara içme davran›fl› ile annenin sigara içme davran›fl› ve evde sigara içilmesi aras›nda anlaml› iliflki saptand› (s›ras›yla,

Bekçitepe Adıyaman Mevkii 1 Güvercin / kayası Köşk Höyük Tepecik / Çiftlik Mersin / Yumuktepe Kuzey Mezopotamya / Suriye Geç Kalkolitik (İlk Evre) 4400/4300 4700/4600-

19. yüzyıl Osmanlı savunma harcamaları ile ilgili veriler kullanılabilir durumda elde bulunan toplam 48 bütçeden tek tek bu bütçelerdeki harcama kalemleri taranmak suretiyle