Şair nhmet Hamdı Tanpınar’ ın Paris’ i :
S e i n e n e h ri k e n a r ın d a s a h a fla r
. . ¥ ¥ ER cinsten, her milletten, her yaştan bir İnsan kalabalığı gece en geç vakte " M İ kadar dolup boşalan kahveler, dansingler, tiyatrolar, en unutulmuş semtler den nehrin iki yakasına doğru akan ve orada kasalarında biriken kitaplar, resim ler, prodüksiyonlar, antikacı dükkânlarının, galerilerin, sergilerin bitmez tükenmez bolluğu, Plgale'in, Monmartre'ın, Clichy'nin şehri hiç durmadan ve daima bir Dufy kompozisyonunun hafifliği ile renkli kadın çamaşırları gibi geceye fırlatan ışık ları, garların her nefeste önlerindeki meydanları, kahvelerin tenteleri ve apartman ların çatıları ile beraber yutan, sonra lahzasında korkunç bir sallantıda yerlerine iade eden dev ağızları, binlerce ağızda sakızlanan Fransızca, zenci âşık, Şlmalll sevgili, önünüzdeki bir takunya gibi tıkır tıkır yürüyen Japon kızı, yanıbaşınızda dikilen ve bir metre tepenizden size yolunu soran Iskoçyalı rahip, adım başında beyazperde ciddiyeti ile öpüşen çiftler ve kahvelerin mahremiyetinde pek inan madan onları taklit eden yaşlılar, sanat eserlerini lüzumsuz kılan vitrinler, büyük bahçelerin gökyüzünü mavi bir kumaş gibi kesip biçen hendesesi, küçük meydan- Isrın eski gravür sükûnetleri fıskiyelerin yalancı elmas çağlayanları, Louvre'dan Etoile'e doğru Bonnard renkleriyle kabaran akşam ve birdenbire bulunduğunuz cad deyi sarışın tebessümünün etrafında toplayan genç kadın ve onun insaniyet na mına sizinle dostluğa hazırlanan at yapılı köpeği... İşte İlk günlerin Paris’i!. »
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi