G Ü N Ü N A N S İ K L O P E D İ S İ
j
ölüm ünün yıldönümü münasebetile
T T - 5 Ü K IM o
IR A U F
Cihanda gen© kıyamet kopmuştu. Girdi ğimiz dört yıllık uzun bir harbin tesirile ts- jtanbulda «tifüs» salgını hüküm sürüyor du.
1919 yılının martında talihsiz kurbanların içine M. Rauf un da katıldığım haber ala rak yüreğimiz sızladı. Bu ay kıymetli edibin Ölümünün yıldönümüne rasladı. Ben bu a « günü hatırlarken kendi kendime soruyo rum:
— Dostlarından, talebesinden daha kaç felç! onu düşündü?
M. Raufun ufuliyle hakkında yazılar ya zıldı. Şaire Nigâr hanım da bir mersiyesll© bunlar arasına girdi. Fakat kısa bir zaman ¿dara sairenin de tifüs kurbanlarının içi ne karıştığını gördü*.
İşte bu ay M. Rauf ve Nigârın ölümleri nin birleşen yıldönümüdür.
M. Rauf, namus ve şerefiyle, birçok harp lerde hizmetleriyle tanınmış erkânıharp fe niklerinden Atıf paşan m oğludur. İstan- İ>uMa doğdu. Mülkiye mektebinden çıktı ve Sait Halim paşanın zamanında sadaret şif te kalemi müdürü iken öldü. (Meşhur adam lar ansiklopedisi) nkı 1317 nci sayılasın da şu (Satırları okuyoruz: «1908 inkılâbından
son-Öendir.
M. Rauf gençliğinde kürek çekmeyi, bi siklete binmeyi, resim ve heykel yapmayı çok severdi. Kemanı iyi çaldığı gibi ptya- ho, flüt gibi diğer çalgılarda da katiyen /aoemillk göstermezdi. Bütün kırlar, Göksu «eresi, mehtap, tulü, grub fazla bağlan dığı şeylerdi.
Arabi, farisî, frUnsızca, İngilizce, alman- cayı çok iyi bilirdi.
(Ansiklopedide 8 lisan bildiği kayıtlıdır.) Meşhur adamlar ansiklopedisinden M. Rauf hakkmdaki yazılan okumağa devam edelim: «1908 inkılâbından sonra edebi yatımızda tanınmış birçok mecmualarda ve bilhassa se¡-muharrirliğini yaptığı (Re simli kitap) (1) adli aylık mecmuada ma kaleler, şiirler ve piyesler neşretmiştir. Da rülfünun Garp Edebiyatı muallimliğinde de bulunmuştu. Piyes yazmakla da uğraşmış tır. (Pervane), (Nikâhta keramet), (Ateş İle barut arasında) İsimli piyesleri ve Raif Necdetle yazdıklan (Tiraje) adlı piyesi ba sılmıştır. Bunlardan başka Yunanı kadîm tarihi edebiyatı, İtalyan tarihi edebiyatı, İn-* gllizceden terceme ettiği (Musavver tarihi Islâm) adlı eserleri de neşrolunmuştur.»
M. Rauf, iKinci meşrutiyet sıralarında Bebek bahçesinde hanımlara mahsus bir ga-1 zate çıkarmak için tertip ettiğim ve kadın- ! lanmızm toplandığı bir müsamereye işti rak etmişti. Feminizme dair çıkardığım (Müsavatı tamme) isimli kitabımda da bir mektubu vardır. Burada (müsavat)m bir hayal olduğundan bahseder.
Bugün M. Raufun arkadaşlarından, tale besinden birçoğu Büyük Millet Meclisinde veya başka mühim vazifelerdedir. Kendisi hayatta olsaydı en büyük ve şerefli vazife leri üzerine alarak o da millî ödeve ortak olacaktı.
M. Raufun da acaba Asri mezarlığa gö türülmesi mümkün değil midir? Ve böyle yapılmak bir kadirşinaslık olmaz mı?
Balıkesir lisesi edebiyat muallimi Halil Hâmli Altay (1) Değerli yazılarla çok nefis basılmış ve Avrupada sergide mükâfat kazanmıştır.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi