er- VO /fc
/ f J A
/t{
*ü
S
5/3/1950
r
Froi. Beiger tedavisi
Feridun
Bu yazıyı ne siyasi polemik fır satı aramak, ııe de saygı duydu ğum şahsiyetlerin ilimden siya sete aktarılmalarını tenkidetmek için tasarlamış değilim. .Sadece muhterem Profesör Nihat Reşat Belger'iıı İstanbul Demokrat Par ti krizinde müdavi rol almasından doğan fantastik düşünceleri pazar sabahı okuyucularıma açıklamak
istedim.
Bu seferki, yarım ve çeyrek a- sır fasılalarla Doktor Belger’iıı ü- çiincii siyaset hamlesi oluyor. Prens .Sabahattin Beyle birlikte Abdül- hamil’e karşı fiilî ayaklanma ha zırlamak, Birinci Dünya Harbi içinde meşru hükümete rağmen İtilâf Devletleriyle sulh yapmak teşebbüsleri suya düştükten son ra onu Lozan Konferansında Türk Heyeti neşriyat işinde vazifeli görüyoruz. Bununla beraber eski politika çıkışlarının suya düşmesi büsbütün boşuna olmamış, Nihat Reşat Cumhuriyetten sonra mem- lekele su ile (edavi bilgilerini ge tirerek böyle bir kürsünün profe sörlüğünü üzerine almıştır. Onun hazım cihazı mütehassıslığından da sayısız muztarip şifa buldu amma bir hasla midesiyle Demok rat Partinin hazımsızlık humma sı arasında münasebet olamıyaca- ğtna göre sayın Bclger hekim liğinden ziyade siyasi dirayet ve takt'ını kullanacak demektir. Bize kalırsa elindeki hâdisenin iki me ziyete de ihtiyacı Partisinin iddi alarından çok daha büyüktür. Di lerseniz meseleye bir tabiat kai desinin lâtifesini de karıştırarak hayatın sudan başladığını hatlı lar ve tedaviden hızlı neticeler ıl ınabiliriz!
Ancak eski muarefemizin sağla dığı toleransa güvenerek belirt meliyim ki Profesörün kendisini yeniden politikaya atması ve Fa tih’teki söylevi üzerinde düğüm lenen mülâhazalar zihni pek ra hatsız şekilde sürüklemektedir, /aıııımuza göre yaşama kaahiliye- tindeki siyasi partilerin yükselti ci vahdet prensipleri lider fikir denilen ideal aşkı ve onun yarat tığı disiplin ruhudur. Halbuki muh terem üstad bunun yerine kendi yasım koymuş ve ihtiyarlığının partide itidal unsuru olacağını söylemiştir. Böyle bir akide mo dern parti zihniyetinin tam zıddına olarak ortaçağ sonunun Patriar- kal idaresini telkinden başka bir
Osman M ENTBŞEOĞLU
şey olmasa gerektir. Kaldı ki bu günkü çözüntüye giden parti teş kilâtı içinde sayın Celâl Bayaı-Ia rahmetli Kenan Öner Doktor Ni hat Reşat’ın yanında pek de de likanlı sayılacak gençler ( ! ) de ğildi sanırız. O halde parti önde ri fikir ,ve birlik tılısımı gene bu lunamamış demektir. Hocamız hoş gürsün.
Doktor Belger’iıı Büyük Ata türk’teki sirozu buluşu kadar mü him bir keşifle: “ Dâvamız sokak lara düştü’’ teşhisini koyması şüp hesiz politikadaki hazakatinin de realist bir başarısıdır. Fakat Ata türk’ün ve onunla birlikte Millî Mücadeleyi yapanların hasmı Ali İhsan Şabis'le bir masaya otura bilmesi keyfiyeti, siyasi teşebbü sünün götürü terkip karakterinde bir Zeyl-i . Dudi-i - averî (apan dis*) gibi durmuyor mu dersiniz? Maahaza benim bunu söylemem bütün partiler politikası hesabına bir ihtiyatsızlık oldu. Sâbis'i on ların muhafazaya itina etmesi, dolayısiyle hepimizin lehinedir!
Merak edilecek en nazik nokta maruf Doktorumuzun itibar ve te- santidii sokaklarda yuvarlanıyor diye elemlendiği parti varlığını muhkem bir bünyede toparlıyabil- mek emeliyle, tehlikeli bir hemo- rojinin döktüğü kanları boş da marlara tekrar doldurabilmek im kân veya imkânsızlığını fizyo - bi yolojik bakımdan nasıl telif ede bildiğidir. Teşhisten sonra girişi len yeni tecrübe tarzı galiba İsa lını nefesle hayat verme mucize sini pek andırmaktadır. Sayın Nihat Reşat’ın yirminci asırda aynı neticeyi, mütehassısı bulun duğu su tedavisiyle elde etmek ji- midi belki kendi derin ilminin mutalarını bile isyan ettirecek cüretkâr bir deneme addedilebi lirdi; eğer mevzu ona madde dı şındaki pisikolojik meleke ve ce reyanları mistik temrinlerle bü tünleşmeğe götürmek için müsait görünmeseydi. Hayırlısı...
Her şeye rağmen maziyi düşün düğümüzde Prens Sabahattin Bey ekolivle siyasete girip Ogiist Kont’mı pozitivist felsefesinden esas ilhamını alan Profesör Bel- ger in meşhur (ademi merkeziyet çilik) prensibini hatırlayınca: “ Ey vah, Demokrat Parti genel mer kezciliği gene mi yandı?” demek ten kendimizi alamıyoruz!
Taha Toros Arşivi
* 0 0 1 5 1 5 1 8 1 0 0 6 *