• Sonuç bulunamadı

Cemal Köprülüye açık mektup

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cemal Köprülüye açık mektup"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A N K A R A MEKTUBU

Cemal Köprülüye Agk Mektup

Muhterem efendim,

Sizinle aynı semtte ikamet et­ tiğimiz için arasıra beraber yol­ culuk yapar, şundan bundan bah­ seder, dertleşirdik. Bir defasmda Başvekil Adnan Menderes’in, Hürriyet Partisi mensuplarına “ çete,, demesini nasıl protesto ettiğinizi anlatmış,

— “ Böyle şey olur mu efen­ dim ? Daha düne kadar aramızda bulunan bu arkadaşlar hakkında böyle bir isnat nasıl yapılır, fik­ rini tavzih etmeseydi partiden istifa edecektim,, buyurmuştu­ nuz.

Siz bu sözleri söylerken, muh­ terem amcazadeniz Fuat Köprii- lü gözümün önüne gelmişti. İki kardeş çocukları arasında bu ka­ dar derin görüş ve kanaat far­ kının nasıl olup ta kendini gös­ terdiğini düşünmüş, bunun iza­ hını yapmağa çalışmıştım.

Aradan günler geçti. Bir gün işittim ki Demokrat Parti Meclis Grubuna - bir değil - iki takrir birden vermişsiniz. Bu takrirle­ rin birinde emekliye ayrılan yük sek dereceli hâkimlerin durumu­ nu, diğerinde ise, dördüncü Ad­ nan Menderes hükümetinin pro­ gramında yer alan esasların ne olduğunu sormuşsunuz.

Bu haberi işitince hayretler i- çerisinde kaldım üstadım. Dört yüzü mütecaviz Demokrat m e­ bus içinde bu meseleleri sormak kimsenin hatırına gelmedi de si­ zin nereden hatırınıza geldi? Hem siz o beyannamede yapıla­ cağı bildirilen işlerin hakikat haline geleceğini mi sandınız ?

Düşünün bir kere: Demokrat Parti iktidarının vaadedip de yap madiği ilk defa görülmüş bir hal m idir? Değildir! O halde ne var bu işte bu kadar istical edecek? O günlerde Demokrat Parti Mec­ lis Grubunun tazyiki karşısında hükümet beyannamesi o şekilde kaleme alındı. Bugün şartların

Yazan:

EMİN K A R A K U Ş

eski şekle sokulması maksadı ile sevkolunan ve hattâ encümen- lerce kabul olunan seçim kanu­ nu geri alındı'. Ona “ günün şart­ larına ve icaplarına uygun,, - bu sözler de, görülen lüzum üzerine, sözünü ne kadar hatırlatıyor - bir mahiyet verilmek istendi. Bu­ nun garip olan tarafı nerede? Hatırlayacaksınız: Demokrat Parti iktidara gelişinin hemen ilk ayında basın kanununu değişti­ rerek ona daha demokratik bir mahiyet vermek istemişti. Bu kanunun müzakeresi sırasında söz alan Balıkesir mebusu Sıtkı Yırcalı, iktidarın umumî efkârdan “ gizli,, hiç bir şeyi olamayacağı­ nı anlatmış, fikrini izah sade­ dinde,

— “ Gazeteciler yatak odaları­ mıza kadar girebilmelidir.,, de­ mişti. Müteakip senelerde neler olduğunu tabiî biliyorsunuz: Ga­ zeteciler, hususî ahval şöyle dur­ sun, âmme işlerinden mütevellit âmme hizmeti görenlerin kusur­ larını dahi yazamıyacak hale gel di. “ İspat hakkı,, kanunu dolayı- siyle yıllardanberi devam eden münakaşaları, girişilen tenkil ha­ reketlerini görmüyor musunuz?

te

Üstadım,

Şu son günlerde vukua gelen hâdiselerin içyüzünü siz de çok iyi bilirsiniz. Böyle olduğu halde nasıl oldu da takrirler hazırlaya­ rak bu meselelerden ikisini De­ mokrat Parti Meclis Grubuna tev di ettiniz? Bunu bir türlü izâh edemiyorum.

Yine çok iyi bilir ve takdir e- dersiniz ki, sual takriri istizah takriri, kanun teklifi gibi şeyler parti yüksek kademelerinin fazla hoşuna gitmiyor. Düşünün bir

kere: Şimdiye kadar muhalefet tarafından verilen istizah takrir­ lerinin, kanun tekliflerinin han­ gisi kabul olundu? Hangi sual takririne vaktinde ve tatminkâr cevap verildi? Bu ahval ve şart­ lar altında yapılacak iş, diğer bazı Demokratlar gibi çubuğunu­ zu yakarak bir köşede oturmak, şâirin:

“ İhtilâfatı ile uğraşmakta dehrin zevk yok,, “ Zevk anın mirsad-ı ibretten te-

maşasmdadır.,, Dediği gibi, yan gelip kurul­ mak değil miydi ? Bugün için “ ideal vatandaş,, olmanın tek şartının etliye sütlüye karışma­ mak olduğunu bilmeyen, anlama yan kaldı m ı?

Haydi bir an için sizin bunları unuttuğunuzu kabul edelim. Fa­ kat amcazadeniz Fuat Köprülü Beyefendi ile bu mevzuları hiç mi konuşmazsınız, onunla hiç mi temas etmezsiniz? Bakın o bu yüzden, Allaha şükür, ne m ev kilere erişti. İstifa etmek mecbu­ riyetinde kaldığı Hariciye Vekil­ liğine yeniden tâyin edilmenin yolunu bulmakla, şimdi ne gü­ zel, ne rahat günler yaşı - yor. Siz de onun gibi yapmış olsaydınız, şimdi kim bilir ne mevkilere, ne ikballere mazhar olurdunuz. Sual takriri vermekle - bu hareketinizi hiyanete kadar götürenler olacaktır - kendi ken­ dinize ettiniz. Yazık oldu size.

te

Üstadım,

Rejim meselelerinin musahabe konusu olduğu bir yerde, k o­ nuşmaları büyük bir sükûnet havası içerisinde takip eden de­ mokrat bir mebusa sormuşlar:

" — Ne dersiniz Beyefendi?” Cevap vermiş:

“ — Vallahi birader, demiş. Ben artık politika ile meşgul de­ ğilim.’ ’

Hay Allah razı olsun, gördünüz mü verilen cevabı? Her ay al 2800 ü otur keyfine bak. Neyi­ nize lâzım. Yok antidemokratik kanunlarmış, yok adlî teminat­ mış, yok şu, yok buymuş. Vaz­ geçin bu sevdadan, bütün bunlar boş şeyler boş!.

Biliyorum; en çok sinirlendiği­ niz hususlardan biri de şu hayat pahalılığının inkâr edilmesidir. Ne münasebet efendim, hayat niçin pahalı olsun ? Memleketin dört bir köşesini dolaşın. Bir kilo ıspanağın yüz kuruşa, etin beş yüz kuruşa, yağın sekiz yüz kuru şa satıldığı nerede görülmüştür? Bir an için bu rakamlar doğru bi­ le olsa, bunun anormalliği nere­ d e? “ Kalkman bir memleket,.te bundan daha tabiî ne olabilir? Anlaşılıyor ki siz bü görüşte de­ ğilsiniz. Bu fiat yükselişlerini en- flâsyonist bir gidişin tezahürleri olarak müşahede ediyorsunuz. Kat’ iyen değil. Bir müddet sonra bugün her biri ayrı ayrı karabor­ sa mevzuu olan malların ne hale geldiğini görecek, hayretten dona kalacaksınız.

değiştiği görülünce bundan vaz­ geçildi. Büyük Millet Meclisine,

Üstadım,

Sözü biraz fazla uzattım gali­ ba. Kısaca arzetmek istiyorum ki, siz bu düşüncelerle Demokrat Partide barınamazsınız. Bakın ye geniniz Orhan Köprülü de öyle. “ Samimî kanaatlerimden fedakâr­ lık yapamam!,, diyerek parti vi­ lâyet idare heyeti reisliğinden is­ tifa etti. Siz istifa etmediniz, fa­ kat istifa etmekten beter bir iş yaptınız.

Ne demiş büyük Fikret: “ İnan Halûk! Ezelî bir şifadır aldanmak” demiş. Bugün bütün Türk milleti, Fikret’in bu sözünü teyit ediyor. Fakat siz ve sizin gibi düşünen bir kısım vatandaş­ lar bu fikre karşı koyuyorsunuz. Kitaplarda okuduğunuz ve okut­ tuğunuz esasları hayatta görmek istiyorsunuz. Böyle şey olur mu; hangi devirde yaşıyoruz?

Hürmetler.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

(İstanbul) — Efendim Ergani Mebusu Emin Beyin, Dâhiliye Müsteşarı Hamid Beyle, îdare-i Umumiye Müdürü Münir Beye verilen harcırahlara dair bir sual takriri vardır,

Her ne kadar Takriri Sükun Kanunu bir baskı dönemi gibi görülse de Nutku'nda, Takriri Sükun Kanunu için, "Biz o tedbirleri, milletin medenî ve içtimaî inkişafında

Ailənin bu günə qədər sənə çəkdiyi əziyyətləri gözünün önündən keçirirsən.. Təcrübən

Deniz suyuna karşı, dayanıklı ve (mücerrit) yalıtkandır.. Beton ve madenleri, su ve toprak içinde, ve dış hava etkilerine (tesir)

Yapılarının yağmur, hararet gibi hava tesir- lerinden muhafaza eder. Her inşaatçı ve dekoratörün 'SNOWCEM' hakk.nda malû- mat sahibi

Kanser tedavisi için önerdikleri yol, kanser hastalar›na tümörleri öldürmek için ilk önce geleneksek yüksek dozlu radyasyon ve/veya kemoterapi vermek, daha sonra düflük

Gelecekte özellikle akut akciğer hasarı (Acute lung in- jury, ALI)/ARDS hastalarının hemodinamik yönetiminde, EVLW ölçümünün önemli bir yer tutması beklenmekte- dir ve bu

İki yıllık ortalama değerler incelendiğinde, rakıma ve yöneye göre küflü meyve oranında istatistiksel olarak % 5 düzeyinde farklılıklar tespit edilmemiştir