23 OCAK 2003 PERŞEMBE
PENCERE
Dağlarca Şiir
D oru kları...
Salı günü evden çıkmadım; yapacak binbir iş vardı; mektuplar, dergiler, kitaplar, dosyalar yığıl mış; saatin de akrebiyle yelkovanı sanki yarışa çık mışlar; ama, gözüm kitaplığın rafında Fazıl Hüs
nü Dağlarca’nın “Çocuk ve A llah” ına takıldı...
Fazıl Hüsnü şiirimizin Allah’ı... Okumaya başladım..
“Düşmüş b ir taşırı hacmi gibi boş vakitler, Dolduramıyor vücudum kaç yıllık yerini. Meçhul b ir telgraf bekliyorum o kimselerden Ki ben hatırlamam, bilmem, kendilerini. ”
Fazıl Hüsnü yer çekimi gibidir, duyumsamadan bağlanırsınız ona...
Bir şiir daha:
“Güller gibi duran eşya Eşyada yaşıyan diyar Ortalıkta b ir yalnızlık Birisi kaybolmuş kadar B ir aynadan geçmiş sanki Rüya g ibi esen rüzgâr Beyaz b ir fanus içinde Yüzen ve yüzen balıklar”
Yapılacak tüm işleri unuttum, görevleri sildim, Fa zıl Hüsnü’yü okudum...
Kimbilir kaçıncı kez?.. ★
Fazıl Hüsnü’yü 1960’lı yılların başında tanıdım, bir bildiriyi yazmak için mi buluşmuştuk?.. Laleli’nin bitiminde Aksaray’ın dibinde bir meyhane bozun tusuna gittik; uzaklık içinde yakın dostluğumuz o günlerden beri süregelir; yoksa yukardaki şiirleri kö şeme aktaramazdım.
Neden?..
Çünkü Dağlarca kitaplarının başında şu uyarı vardır:
“Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirleri, konuşmaları, yazılı izni alınmadan (tek şiir bile, tek konuşma bi le) b ir yerden b ir yere alınamaz, yeniden yayınla- namaz. ”
Şair kimbilir ne amaçla bu kuralı benimsedi, bi lemiyorum...
Ancak bu ölçüde kendisini korumaya hakkı var mı?.. Gerçi yaşadığımız toplum öylesine bozuldu ki savunma güdüsünü haklı gösterebilecek binbir gerekçe sayılabilir...
Yine de Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı bağrımıza bas mak özlemi içindeyiz; onu incitmeden, kırmadan, bu nasıl gerçekleştirilebilir?..
★
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirindeki destansı söy lem, duyarlığın sonsuz inceliğinde dilimize işlen miş, yaşadığımız tarihi geçmişten geleceğe taşı yan sanatının unutulmaz kitabelerine dönüşmüş tür.
Bilmem ki güncel tarihimizin Anadolu’daki gü zelliği bilincimize işliyor mu?..
Avrupa Hıristiyanlığında insana dönük ‘Aydınlan
ma Devrimi’nin Anadolu Müslümanlığında emper
yalizme karşı başkaldırıyla birlikte yaşanması, dün yadaki tek örneği oluşturuyor.
Dağlarca bu hayatın inanılmaz şairidir.
★
Yazıyı nasıl noktalamalı?.. Kütüphanemdeki Fa zıl Hüsnü’nün kitaplarını tek tek elden geçirdim;
“Uzaklarla Giyinmek”\n ilk sayfasında şöyle yazı
yor:
“Ilhan Selçuk için,
‘Bütün günleri özetler 1 Mayıs, İşçidir çünkü doğa’
(Sayfa 121)25.5.1990”
Fazıl Hüsnü kendisini bizden esirgiyor; ama, Dağlarca toplumundur, ülkenindir, bizimdir...