• Sonuç bulunamadı

Yüzellilikler faciası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüzellilikler faciası"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SÖYLEŞİ

____________________A TTİLÂ İLH A N

‘Yüzellilikler Faciası’

1

919 sonbaharında, ‘payitaht’ gazetelerinden, bazı ‘şâyan-ı ib re t’ örnekler okumak istemez

misiniz?

Ingiliz Muhibleri Cem iyeti’nin ‘organı’ Türkçe ‘İstanbul’ gazetesinde, Sait Molla şöyle diyor: “...Ingiltere taraftan olduğumuz için değil, mem­ leketimizin taraftarı olduğumuz için İngiliz ta ­ raftarıyız” (‘Akıbetimize Doğru’, Eylül 1919)

Refiî Cevad, ‘Alem dar’daki başyazısında, ‘İs­

tiklâl İsteriz’ diyenlere cevap vermişti: “...istiklâli­

mizi temin edebilmek için, kuvvetli bir devle­ tin müzaheretine muhtacız. O devlet - ki Ingil­ tere’dir ve Ingiltere olması lâzım gelir - bizi eli­ mizden tutmalı ve para sarfedilmesi lâzım ge­ len yerleri bize göstererek, yaşamaya lâyık bir kuvvet halinde bizi muhafaza eylemeli” (‘Men Çi Gûyem...’, 31 Ağustos 1919).

Ahmet E m in’in düşüncesi ötekilerinden farklı­ dır, diyor ki: “...birçokları bizimle İnsanî nokta-i nazardan iştigâl edecek ve sonra kendi kendi­ ne çekilecek bir devlet bulunamaz, bu bir ha­ yâldir diyorlar; biz iddia ediyoruz ki böyle bir devlet vardır ve Am erika’dır” (Vakit, Eylül 1919).

Sabah gazetesinde Ali Kemal, bu fikre karşı çı­ kıyor: “...Amerika bizi tanımaz, halbuki İngilte­ re bizi çok iyi bilir; Amerika bize İngiltere’nin yapacağı yardımı yapam az, çok uzaklardadır; Amerika İslâm memleketi değildir, halbuki İn­ giltere bir İslâm m em leketidir” (Sabah, Eylül 1919).

Bâbıâli basını İngiliz himayesi mi, Amerikan man­ dası mı diye böyle tartışırken; Anadolu’da M üda- faa-i Hukuk Cem iyeti’nin Sivas Kongresi to p ­ lanıyordu. Bu gazetecilerin çoğu, hârekât-ı milliye’ye sonuna kadar muhalif kaldılar; ünlü 'Yüzellilikler Lis- fes/'nde, 13 gazetecinin bulunmasına, şaşmalı mı?

Uluslararası anlaşma ile...

ü \ / ’üzellilikler’ kimlerdi? Olayın mahiyetini ve

Y sonuçlarını günümüzde kim hatırlıyor? I Lausanne’da barış görüşülürken, her iki taraftan savaş suçu işlemiş olanların affedilmesi gün­ deme gelmişti. Ankara, bazı ‘hainlerin’ bu affın kap­ samı dışında bırakılmasını istiy'ordu;zaten bazıla­ rı, yurtdışına kaçmışlardı bunların, onun için Gâzi, İsmet ve Fevzi paşalar, Fethi, Yusuf Kemal bey­ ler, ayrıca Adliye Vekili Seyit Bey’le İstiklâl M ah­ kemesi reislerinden İhsan Bey toplanarak, ‘...bu

gibilerin yurda sokulmamaları ve içerde bulunan­ ların yurtdışına çıkartılmaları' kararını aldılar: Ne ‘za­ lim ’ inkılâp yönetimiymiş bu, en azılı karşıtlarını

‘sallandıracak’ yerde, yurtdışına göndermekle ye­

tiniyor? Dahası bunu, uluslararası bir anlaşmaya uyarak yapıyor, çünkü...

Lausanne’da imzalanan protokolün konuyla il­ gili maddesi şöyle: “...genel affa ilişkin açıkla­ manın 1. paragrafı geçerli olmakla birlikte, Tür­ kiye hükümeti o paragrafta söz konusu kişiler

içindeki 150 kişinin Türkiye’ye girmesini ve ora­ da oturmasını yasaklam ak hakkını saklı tutar.r Böylece Türkiye hükümeti söz konusu kişiler­ den bugün kendi ülkesinde bulunanları ora­ dan çıkarabilecek ve yabancı ülkelerdekilerin geri dönmelerini yasaklayabilecektir...” (‘Türk

Devrim Tarihi’, Şerafettin Turan, 3. Kitap, s. 87.

Bilgi Yayınevi, 1995)

1 Haziran 1924'te tespit edilen 150 kişi bir hü­ kümet kararnamesi ile yurtdışına çıkarıldı. Arala­ rında kimler yoktu ki? Hürriyet ve İtilâfın ileri ge­ lenleri, Kuva-yı İnzibatiye kumandanları, hatta bir Şeyhülislâm; gazeteciler arasında Refiî Cevad, Refik Halit, Mevlânzade Rifat, Sait Molla dik­ kati çekiyordu, bir de Rıza Tevfik!

Fol yok yumurta yokken, neden ‘yüzellilikler’ bahsini açtığım, 1 Haziran 1938’de yine G âzi’nin yaptığı başka bir toplantı hatırlanırsa, birden hak ettiği anlam derinliğini kazanacaktır.

'Onlar affetmeyecek../

1

938 yazı, Termal Oteli (Yalova), büyük salon. Gâzi, Makbule Hanım, Fethi Bey, Celal Ba- yar, Dr. Tevfik Rüştü, Fâlih Rıfkı ve Fuat Bul-c a ’yla oturmuş, sohbet etmektedir; kafasını kurBul-ca­ layan şeyi, Fethi Bey’e yönelttiği soruyla açıklıyor:

“...yüzellilikleri affetmeyi düşünüyoruz; sen ne der­ sin?..” Sohbetin seyrinden anlaşılıyor ki, Gâzi ile

Başvekil Celâl Bey af konusunda mutabıktır; fa­ kat işin asıl şaşırtıcı yanı olan perde arkası, ertesi gün Ankara’ya doğru yol alırken, Dışişleri Baka­ nı Tevfik Rüştü Bey’in Celâl Bayar’a söyledikle­ riyle meydana çıkacaktır:

“-...G âzi’nin af teşebbüsü ilk değil. Birincisi, Cumhuriyet’in 10. yıldönümü kutlanırken, o za­ man kabul ve tatbik edilen umumi affın şümu­ lüne (kapsamına) alınmasının mümkün olup ol­ madığı sondajıdır, fakat başvekil ve dahiliye ve­ kili bu fikirde değillerdi. Hatay davası zaferle ne­ ticelendiği zaman, aynı arzuyu izhar etti, zan­ nediyorum ki bunda Refik Halit’in kendisine ve­ rilen içli ve güzel bir hasret yazısının büyük te ­ siri olmuştu. O sefer de hükümette bir hareket olmadı. Bu, üçüncüsüdür.” (Yüzellilikler Faciası, Cemal Kutay, s. 13/14, Tarih Kütüphanesi Yayınla­ rı, 1955.)

Üçüncü teşebbüs başarılı olmuştu, G âzi’nin ar­ zusu üzerine ‘yüzellilikler’ ülkelerine dönebilmiştir.

‘Zalim diktatör’ işte bu inkılâpçı, o inkılâpçı ki affın

kararlaştırıldığı gün, ‘işbirlikçinin ’ tıynetini ne kadar iyi bildiğini söylediği şu müthiş sözlerle ifade etmiş­ tir:

“-...ben onları affediyorum, fakat göreceksi­ niz ki onlar beni affetmeyecektir...”

Sizce yanılmış mı? ilhan@Vol.com.tr

http://www.ada.com.tr./bilgiyay/yazar/ailhan.html

Referanslar

Benzer Belgeler

• Bilim ( En az 3 yıl zorunlu derstir. Bu dersle biyoloji, kimya ve fizik dersleri olarak verilmektedir. Cebir geometri, Analiz, istatistik, matematik ve olaylar. 3 yıl

After years of defeat and despair, the Empire could find respite while the Great Powers of Europe were battling each other. 79 Mustafa Aksakal, The Ottoman Road to War in 1914:

FIFA’nın 2.500 metre yüksekliğin üzerinde futbol oynanamaz kararına karşı harekete geçen Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales ba şlattığı büyük protesto kapsamında

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği'nin (FIFA) oyuncuların sağlığına zarar verebileceği gerekçesiyle denizden yüksekli ği 2500 metrenin üzerinde olan

1950’li yıllarda film kursları ve yarışmaları yapılırken, sinema dergileri yayımlanmış ve sinema dernekleri yaygınlaşmış ve böylelikle kıtada Yeni Latin

• Tanuğur, 3 yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent’te 40 metrekarelik alanda başladığı yolculuğu bugün bin metrekarelik alanda 38 kişilik

Şirketin gelirleri yıllık bazda %21 artış göstererek 910mn TL’ye yükselirken beklentilerin üzerinde gerçekleşti (İş Yatırım: 750mn TL, piyasa: 731mn TL).. FAVÖK ise

Buna bağlı olarak Perşembe günü açıklanan Ulusal Konut Fiyat Endeksi verisinin de beklentilerin oldukça altında gerçekleştiğini unutmamak gerekir.. Grafik