• Sonuç bulunamadı

Afyonkarahisar hamamları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Afyonkarahisar hamamları"

Copied!
258
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

SANAT TARĠHĠ ANA BĠLĠM DALI

TÜRK VE ĠSLAM SANATLARI TARĠHĠ BĠLĠM DALI

AFYONKARAHĠSAR HAMAMLARI

SAMĠ KARAMAN

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Osman EravĢar

(2)

ii

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı SAMİ KARAMAN

Numarası 094204011006

Ana Bilim / Bilim

Dalı SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALI TÜRK VE İSLAM SANATLARI TARİHİ BİLİM DALI

Programı TEZLİ YÜKSEK LİSANS

Tezin Adı AFYONKARAHİSAR HAMAMLARI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

SAMĠ KARAMAN

(3)

iii

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı SAMİ KARAMAN

Numarası 094204011006

Ana Bilim / Bilim

Dalı SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALI TÜRK VE İSLAM SANATLARI TARİHİ BİLİM DALI

Programı TEZLİ YÜKSEK LİSANS

Tez Danışmanı PROF. DR. OSMAN ERAVŞAR

Tezin Adı AFYONKARAHİSAR HAMAMLARI

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Afyonkarahisar Hamamları baĢlıklı bu çalıĢma 03/06/2013 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Unvanı, Adı Soyadı DanıĢman ve Üyeler Ġmza

PROF. DR. OSMAN ERAVġAR

PROF. DR. HAġĠM KARPUZ

(4)

iv ÖNSÖZ

Tarihçiler, ulusların ya da bölgelerin tarihlerini yazarken, arkeolojik buluntulardan baĢlamak üzere söz konusu ulus ya da bölgelerin hafızaları olan tarihi eserlere baĢvururlar. Bulundukları bölgelerin tapu senetleri olarak da nitelendirilen tarihi eserlerin, tarihe tanıklık etme iĢlevleri, tarihçiler için en önemli kaynaktır.

GeçmiĢ yıllardan günümüze intikal eden tarihi mekânların yanı sıra, büyük Ģehirlerden en küçük ilçe ve köy yerleĢmelerine kadar hamamlar ait oldukları dönemlerin, eğitimini, kültürünü, tarihini ve sanat anlayıĢını yansıtan tapu senetleri ve bulundukları bölgelerin hafızaları olarak, tarihe ıĢık tutan belgeler arasında önemli bir yere sahiptir. Bir yandan gündelik hayatın geleneksel dokusu içinde Ģekillenen kültürel sembolizmin somut örneklerini oluĢtururken, diğer yandan yazıtlarıyla, ulusların geçirdikleri kültürel aĢamaları göstermelerinin yanı sıra gelenek, görenek, felsefi inanç dünyası, meslekler hakkında da bilgi vermesi bakımından önem taĢımaktadır.

Ne acıdır ki toplumumuzun tarihi eserlere karĢı duyarsızlığı, hamamlar konusunda adeta bir hayratlığa dönüĢmüĢ yeni imar çalıĢmalarına bağlı olarak Ģehir içlerinde kalan hamamlar yol yapımı gibi sebeplerle göz göre göre yok edilmiĢtir. ġu anda elimizde bulunan tarihi eser sayısı gün geçtikçe azalmaktadır. Hamam yapıları ile hafızamızın ne derece önemli bir kısmı silindiğini görerek üzülmek elde değildir.

Burada değinilmesi gereken diğer bir hususta Afyonkarahisar‟la ilgili yapılan çalıĢmalar içinde hamamlarla ilgili hiçbir çalıĢmamanın yer almamasıdır. Ġnsan hayatı için temizlik sağlamaları açısından değeri paha biçilmez olan hamamların Ģimdiye kadar incelenmemiĢ olması tartıĢılması gereken diğer bir husustur.

Bu gibi sebepler düĢünüldüğünde araĢtırılması gereken önemli konulardan birinin de Afyonkarahisar Hamamları olduğuna karar kıldık. Ve Afyonkarahisar Hamamlarını tez konusu olarak belirledik; Tez çalıĢmam boyunca yardımını esirgemeyen danıĢman hocam Prof. Dr. Osman EravĢar ve aileme teĢekkür ederim.

(5)

v

Öğ

renci

ni

n Adı Soyadı SAMİ KARAMAN

Numarası 094204011006

Ana Bilim / Bilim

Dalı SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALI TÜRK VE İSLAM SANATLARI TARİHİ BİLİM DALI

Programı TEZLİ YÜKSEK LİSANS

Tez DanıĢmanı PROF. DR. OSMAN ERAVŞAR

Tezin Adı AFYONKARAHİSAR HAMAMLARI

ÖZET

Afyonkarahisar önemli stratejik noktada olmasından dolayı geçmiĢten bugüne dek bu topraklarda birçok medeniyet hakimiyet sürmüĢtür. Bu hakimiyetleri sırasında sayısız mimari eserler meydana getirilmiĢ olup, Bu mimari eserlerin büyük çoğunluğu coğrafi Ģartlar ve insan eliyle yok edilmiĢtir. Geriye kalan yapılardan bazıları restorasyondan geçilerek bu gün hale çalıĢır vaziyettedir. Bazıları ise harabe halinde terk edilmiĢ durumdadır. Özellikle hamamlar günümüzde ortaya çıkan kaplıca kültürü ve evlere yapılan özel sauna yapılarıyla iĢlevlerini tamamen yitirmiĢ ve terk edilerek harabe halini almıĢtır.

Bu gibi konulara dikkat çekmek amacıyla yapmıĢ olduğumuz Afyonkarahisar Hamamları adlı Yüksek lisans tez çalıĢmamızda il merkezi ve ilçelerde yer alan, Türk dönemine tarihlendirilen bütün hamamlar ayrıntılı olarak incelenmiĢtir. Hamamların 13 tanesi günümüze kadar gelebilmiĢ olmakla birlikte sekiz tanesi günümüze kadar ulaĢamamıĢtır. Hamamların bir tanesi Selçuklu dönemine tarihlendirilmiĢ, iki tanesi Beylikler dönemine tarihlendirilmiĢtir. Selçuklu ve Beylikler dönemine tarihlendirilen bu üç hamamdan hiçbiri günümüze kadar gelememiĢtir. Diğer günümüze kadar gelen 13 hamam ve günümüze kadar gelemeyen beĢ hamam Osmanlı dönemine tarihlendirilmiĢtir. Ayrıca Bizans dönemine tarihlendirilen bir hamam örneğinden de bahsedilmiĢ fakat konu kapsamı dıĢında tutulmuĢtur.

Günümüze kadar gelen hamamların yerleri bulunarak incelenmiĢ, fotoğrafları çekilmiĢ, ölçümleri yapılarak planları çizilmiĢtir. Günümüze kadar gelemeyen hamamlar ile ilgili olarak bilgiler ise vakfiyelerden, V. G. M. ArĢivi’nden ve Müze kayıtlarındaki bilgilerden yararlanılarak yapılar anlatılmaya çalıĢılmıĢtır.

Katalog bölümünde ayrıntılı ele alınan hamamlar değerlendirme bölümünde ise plan, malzeme, yapı elemanları, kitabe ve süsleme gibi özellikleriyle açıklanarak değerlendirmelerde ve karĢılaĢtırmalarda bulunulmuĢtur

(6)

vi

Öğ

renci

ni

n Name Surname Number SAMİ KARAMAN 094204011006

Sub - Departman

/Departman SUB- DEPARTMENT OF ART HİSTORY DEPARTMENT OF TURKİSH AND ISLAMİC HİSTORY

Program MASTERS WİTH THESİS

Thesis Consultant PROF. DR. OSMAN ERAVŞAR

Thesis Name AFYONKARAHİSAR’S PUBLİC BATHS

SUMMARY

Historically, many civilizations have dominated in Afyonkarahisar as it is located in a strategically important area. During their dominions, countless architectural Works were created, yet a great majority of these Works have been destroyed due to geographical factors as well as by the humans themselves. The remaining of these works has been renovated and they are stil in use today. Some of them, on the other hand, have been deserted in a derelict state. Especially, public baths have become completely obsolete and they have been deserted, turning into a wreck due to the recently emerging thermal spa culture and the private saunas built in houses.

In our Graduate Thesis study named Afyonkarahisar’s public baths, carried out with the aim of addressing these issues, all the public baths dating to Turkish era within the provincial centre and its counties have been thoroughly examined. 13 of these public baths dates to the Seljuk era, whereas two of them date to the period of Principalities. None of these three public baths that date to Seljuk and period of Principalities have survived to this day. The other 13 surviving public baths and the remaining five destroyed public baths date to the Otoman era. Furthermore, a public bath example dating to the Byzantine era has been mentioned, but it has been dealt with outside the scope of the thesis.

The surviving baths have been positioned, examined, photographed and measured and their plans has been drawn. On the other hand, the information about the public baths that haven’t survived to this day has been gathered from vakfiyes ( deeds of trusts), general directorate for foundations archives and museum registrations and the structures have been described based on this information as well as possible.

The public baths which are dealt with in the catalogue section have been explained in terms of their plans, materials used, structural elements, inscriptions and ornaments, evaluated, compared and contrasted in the evaluation section.

In the conclusion section, the judgements drawn from the evaluation have been presented.

(7)

vii

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI………..ii

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU………iii

ÖNSÖZ………..iv ÖZET………..v SUMMARY………...vi ĠÇĠNDEKĠLER……….vii KISALTMALAR………...……….x 1. GĠRĠġ……….1

1. 1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi……...………...1

1. 2. AraĢtırmada Ġzlenen Yöntem…….…….………....3

1. 3. Konu Ġle Ġlgili Yayınlar………...………...…….6

2. AFYONKARAHĠSAR’IN COĞRAFYASINA VE TARĠHÇESĠNE BĠR BAKIġ…...12

2. 1. Tarihçesi ………...12

2. 2. Coğrafyası ………18

3. HAMAMLARA GENEL BAKIġ………..21

3. 1. Hamamların Tarihçesi………...21

3. 1. 1. Eski Yunan Hamamları………22

3. 1. 2. Roma Hamamları……….23

3. 1. 3. Bizans Hamamları………26

4. TÜRK MĠMARĠSĠNDE HAMAMLAR………....27

4. 1. Türk Hamam Mimarisinin Özellikleri………..27

4. 2. Türk Hamamlarında Mekansal DağılıĢı………29

4. 2. 1. Soyunmalık……….……30

4. 2. 2. Soğukluk ( Ilıklık )………..……31

4. 2. 3. Sıcaklık………...………31

4. 2. 4. Külhan ve Isıtma Tertibatı……… ………...32

4. 2. 5. Su Deposu………....………...33

4. 2. 6. Keçelik Tandır ( Kafes)………..33

4. 3. Türk Hamamlarında Görülen Plan Tipolojisi………33

4. 3. 1. Eyvanlı ve köĢe halvetli tip ...35

4. 3. 2. Yıldızvari sıcaklıklı tip ...36

4. 3. 3. Kare Bir Sıcaklık Etrafında Sıralanan Halvet Hücreli Tip…...………..37

4. 3. 4. Çok kubbeli sıcaklıklı tip………....37

(8)

viii

4. 3. 6. Soğukluk, sıcaklık, halvet eĢ odalar halinde olan tip………..39

5. AFYONKARAHĠSAR HAMAMLARI………40

5. 1. GÜNÜMÜZE SAĞLAM OLARAK ULAġAN HAMAMLAR………..40

5. 1. 1. Amorium Hamamı….……….….…….………..41

5. 1. 2. Dabak Hamamı………..….………44

5. 1. 3. Gedik Ahmet PaĢa Hamam...…….…..……….……….47

5. 1. 4. Hamza PaĢa Hamamı…...………….….….………...54

5. 1. 5. Kadı Hamamı………...……….….….………...57

5. 1. 6. KasımpaĢa(Alaca) Hamamı……….…….……….61

5. 1. 7. Kayadibi Vakıf Hamamı………66

5. 1. 8. Milet(Gavur) Hamamı………….………..69

5. 1. 9. Rüstem PaĢa Hamamı………..………..72

5. 1. 10. Sinan PaĢa Hamamı………..………..……….76

5. 1. 11. Sorkun Hamamı………..….………79

5. 1. 12. Sultandağı Çifte Hamam……….………81

5. 1. 13. ġuhut Vakıf Hamamı………...87

5. 1. 14. Yeni Hamam………..……..………92

5. 2. GÜNÜMÜZE SAĞLAM OLARAK ULAġAMAYAN HAMAMLAR………...96

5. 2. 1. Bolvadin Ġmaret Hamamı……...…...……….96

5. 2. 2. Cemaleddin Hamamı…………...…...………97

5. 2. 3. Eski- Yeni Hamam………...…...………...97

5. 2. 4. Küçük Hamam………...…...……….97

5. 2. 5. Sandıklı Büyük Hamam…………..………...98

5. 2. 6. Sandıklı Ece (Küçük) Hamamı…..………98

5. 2. 7. TaĢ Mederese ( Yusuf Bin Yakup) Hamamı..………..…100

5. 2. 8. Umurbey (TimurtaĢ) Hamamı………..………100

6. DEĞERLENDĠRME ………...102

6.1. Plan Sistemine Göre………103

6. 1. 1. Eyvanlı KöĢe Halvetli Tip……….104

6. 1. 1. 1. Dört Eyvanlı KöĢe Halvetli Tip………...104

6. 1. 1. 2. Üç Eyvanlı KöĢe Halvetli Tip………..…105

6. 1. 1. 3. Ġki Eyvanlı KöĢe Halvetli Tip………..107

6. 1. 1. 4. Tek Eyvanlı KöĢe Halvetli Tip………107

(9)

ix

6. 1. 3. Orta kubbeli, enine sıcaklıklı ve çifte halvetli tip……….109

6. 1. 4. Kare Planlı Ġki Halvetli Tip………...….…………..…109

6. 1. 5. Kare Planlı kubbeyle örtülü tek mekandan oluĢan tip……..………110

6. 2. Malzeme……….110

6. 2. 1. TaĢ………110

6. 2. 1. 1. Kesme TaĢ……….110

6. 2. 1. 2. Kaba yonu ve Moloz TaĢ………..111

6. 2. 2. Tuğla………...111

6. 2. 3. AhĢap………..112

6. 2. 4. Mermer………112

6. 3. Yapı Elemanlarına Göre……….112

6. 3. 1. Duvarlar………...………112

6. 3. 2. Kapılar……….113

6. 3. 3. Pencereler………113

6. 3. 4. Kubbeye GeçiĢ Elemanları…….……….113

6. 3. 4. 1. Pandantif………...113 6. 3. 4. 2. Tromp………...………114 6. 3. 4. 3. Türk Üçgeni……….114 6. 3. 5. Örtü Elemanları………...114 6. 3. 5. 1. Kubbe………115 6. 3. 5. 2. Tonoz……….115

6. 3. 5. 3. AhĢap KiriĢleme Tavan ………116

6. 4. Aydınlatma……….116

6. 4. 1. IĢık Gözleri………..116

6. 4. 2. Aydınlık Feneri………117

6. 4. 4. Zemin Seviyesine Açılan Pencereler…………....………….…………..117

6. 4. 3. Duvarların üst kotlarında Açılan Pencereler…….…...………...117

6. 5. Kitabe……….117 6. 6. Süsleme………..118 7. SONUÇ………...………119 KAYNAKÇA……….121 ÇĠZĠM LĠSTESĠ………125 RESĠM LĠSTESĠ………...127 RESĠMLER………...133

(10)

x

KISALTMALAR

AKTVKK :Ankara Kültür ve Tabiatlarını Koruma Kurulu Çev. Çeviren

Foto: Fotoğraf Bk. Bakınız

BOA. BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi C. Cilt

DKVKE. Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Envanteri Mad. Maddesi Res. Resim S. Sayı s. Sayfa ġek. ġekil TTK. Türk Tarih Kurumu

TDVĠA. Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi VGM. Vakıflalar Genel Müdürlüğü

(11)

1 1. GĠRĠġ

1. 1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi

Suyun insan hayatındaki yeri ve öneminin ne denli büyük olduğu tartıĢılmaz bir husustur. Suyun olmadığı bir yaĢamın düĢünülmeyeceği gibi onun azlığı bile insanın huzursuz olması için yeterli bir sebeptir. GeçmiĢ medeniyetlerde de su mukaddes bir varlık olarak tanınmıĢ ve su ile ilgili tanrı ile tanrıçalara adaklar adanmıĢ, saygı gösterilmiĢtir. Su kaynaklarına sahip olmak için nice savaĢların yapıldığını, nice devletlerin çöktüğünü ve en kötüsü pek çok insanın öldüğünü görürüz. Ġnsanoğlu bir Ģehri ve bölgeyi ele geçirmek için ilk önce o bölgeye ulaĢan suyollarını kesmiĢ, tahrip etmiĢtir. Çünkü onsuz yaĢamanın mümkün olmadığını, kaçınılmaz sonun ölüm olduğunu herkes gibi düĢmanda bilmektedir.

Su, vazgeçilmez bir unsur olarak hayatımızın her alanında yer almaktadır. Ġçmek amacıyla temel gıda maddesi olmasının yanında temizlenme ve temizleme gibi amaçlarla da kullanılmaktadır. Ġçme, temizlenme ve temizleme iĢlemlerinin gerçekleĢmesi amacıyla mimari eserler inĢa edilmiĢtir. Suyun insanlara ulaĢmasını sağlamak amacıyla çeĢmeler; temizlenme amacıyla hamamlar; akarsular ve nehirlerin olduğu yerlerde geçiĢleri sağlamak amacıyla köprüler; suyun depolanması amacıyla sarnıçlar inĢa edilerek Sanat Tarihinde su mimarisi olarak nitelendirilecek ayrı bir bölüm oluĢturulmuĢtur. Su yapıları içinde özellikle temizlenmeyi sağlaması açısından hamamlar farklılık sağlamaktadır. Toplum tarafından benimsenen hamamlar zaman geçtikçe insanlar tarafından o kadar çok sevilmiĢtir ki “hamam kültürü” adı verilen kavram insanların zihnine yerleĢmiĢtir. Bu gibi durumlar bizi, hamamlarla ilgili konu seçmemize olanak sağlamıĢtır.

Roma döneminde hamamlar eğlencelerin yaĢandığı, sosyal aktivitelerin gerçekleĢtiği, yarıĢmaların düzenlendiği, insanların günlük hayatta sürekli olarak kullandığı gözde merkezler haline gelmiĢtir. Bu dönemde büyük ve ihtiĢamlı hamamlar mimari özellikleri ve planlarıyla kendisinden sonra gelen hamamlara örnek teĢkil etmektedir1. Bizans döneminde

ise hamamlara insanların ilgisi azalmıĢtır. Topluma örnek teĢkil edecek din adamlarının bile hamamlara yılda üç kez hamamlara gittikleri görülmektedir. Bu dönemde hamamlar insanlar tarafından ayrıca sağlık merkezi olarak görülmüĢ ve doktorların tavsiyesi ile insanlar Ģifa bulmak amacıyla hamamlara gitmiĢtir. Bizans döneminde Roma dönemine göre hamam sayısı azalmıĢtır. Bu dönemde inĢa edilen hamamlar Roma döneminin anıtsal hamam yapılarının

(12)

2

görünümünden uzak olmasına karĢılık, temelde Roma Hamamlarının mimari mekanlarını, plan elemanlarını ve yapım tekniklerini sürdürmüĢtür2. Türk döneminde ise hamam

mimarisinde Roma ve Bizans kültürlerinden bazı izler taĢımakla birlikte, kendine özgü bir hamam mimarisi ve hamam kültürü oluĢturularak dünya literatürüne “Türk Hamamı” adı verilen kavram yerleĢtirilmiĢtir.

Afyonkarahisar tarihin her dönemi medeniyetlerin hakimiyetinde gözde merkezlerden birisi olmuĢtur. Eğe bölgesiyle Anadolu‟yu birbirine bağlayan yolların Afyon‟dan geçmesi sebebiyle kilit nokta konumundadır. Bu coğrafi konumun sağladığı avantajla Afyon: Frigyalı‟lar döneminden Selçuklu dönemine, Selçuklu döneminden Beylikler dönemine, Beylikler döneminden Osmanlı dönemine, Osmanlı döneminden günümüze kadar önemini korumuĢtur. Bu zaman dilimi içerisinde Afyon ili ve ilçeleri çevresinde sayısız mimari eserler meydana getirilmiĢtir. Fakat zaman geçtikçe tahribata uğrayarak ya da yıkılarak günümüze sınırlı sayıda mimari eser gelebilmiĢtir. Bu mimari eserlerden hala kullanılan cami, mescit gibi yapılar daha sağlam vaziyette insanların önem verdiği bakımlı yapılardır. Fakat su yapıları olan hamam, çeĢme, su sarnıcı, maskem, köprü gibi mimari eserler eski önemini kaybettikleri için kaderine terk edilmiĢlerdir. Bir zamanlar insanların vazgeçemediği ve yaĢam için temel birleĢen olan suyu sağlamaları açısından önemli olan bu yapılar evlere Ģebeke sularının sağlanmasıyla tamamen iĢlevini yitirmiĢtir.

Bu tez çalıĢmasında amacımız Afyonkarahisar il ve Ġlçelerinde Türk dönemine tarihlendirilen hamamları bir bütün olarak ele alarak, bu hamamların Anadolu‟daki hamamlar ile benzer ve farklı yönleri ortaya koymaktır. Ayrıca gün geçtikçe yok olan hamamları koruma altına alınmasını sağlamak için dikkat çekmek ve bu sayede hamamların kültürel miras olarak geleceğe aktarılmasını sağlamak bir diğer amacımızdır.

Afyonkarahisar Hamamlarının mimari özellikleri nasıldır? Afyon‟daki hamamlarda hangi plan Ģemaları kullanılmıĢtır? Hamamların geçirdiği onarımlar sonucu aldığı Ģekil nasıldır? Hamamlar daha çok hangi dönemde inĢa edilmiĢtir? Günümüze kadar gelen ve gelemeyen hamamlar hangileridir? Bu gibi sorulara çalıĢmamızda cevap arayacağız.

Afyonkarahisar Hamamları adlı tez çalıĢmamızda il merkezi ve ilçelerdeki Türk dönemini kapsayacak Ģekilde (Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemleri) günümüze sağlam olarak ulaĢan on üç hamam ve günümüze kadar gelemeyen fakat kaynaklarda anlatılan sekiz hamam ayrıntılı olarak ele alınarak mimari ve süsleme açısından incelenmiĢtir. Selçuklu

(13)

3

döneminde yapılmıĢ hamam örneği bir adet bulunmakla birlikte bu hamam günümüze kadar ulaĢamamıĢtır. Beylikler dönemine tarihlenen iki hamam örneği bulunmaktadır. Fakat bu iki hamamda günümüze kadar ulaĢamamıĢtır. Diğer günümüze kadar gelen 13 hamamla günümüze kadar gelemeyen beĢ hamam Osmanlı dönemine aittir. Konunun kapsamı sadece Türk dönemiyle sınırlı olduğu için öncesinde Amorium‟da ortaya çıkarılan hamamdan bahsedilmiĢ ancak değerlendirme dıĢı tutulmuĢtur. Aynı Ģekilde Afyon‟da bulunan Konak Hamamları da kapsam dıĢı tutulmuĢtur.

Konu dahilinde hamamların mimarileri incelenmiĢtir. Bu çerçevede yöntem açıklanacağı üzere bir değerlendirmeye tabi tutulmuĢtur.

Afyonkarahisar Hamamları isimli tez çalıĢmamızda hamam kültürü etnoğrafik anlamda bir değerlendirme içerdiğinden çalıĢma kısmının dıĢında tutulmuĢtur. Buna karĢılık çalıĢma esnasında değerlendirilebileceği düĢüncesiyle ilgili yayınlar incelenmiĢtir.

Afyon‟da Gedik Ahmet PaĢa Hamamı, Kasım PaĢa Hamamı ve Sultandağı Çifte Hamam gibi büyük hamamların yapılması hamam mimarisinin Afyon ve çevresinde geliĢtiğini göstermektedir. Ayrıca Anadolu‟da yaĢanan Gelin Hamamı, Asker Hamamı, Sünnet Hamamı gibi toplumsal gelenekler bir dönem Afyon‟da da yaĢatılmıĢtır.

1. 2. AraĢtırmada Ġzlenen Yöntem

Afyonkarahisar Hamamları adlı tez çalıĢmasını aĢamalara ayırarak açıklayacak olursak: Birinci aĢamada kütüphane ve arĢiv araĢtırmaları yapılmıĢtır. Özellikle Üniversite kütüphaneleri, Ġl Halk Kütüphanesi, Milli Kütüphane, Vakıflar Genel Müdürlüğü ArĢivi ve Afyon Müzesi ArĢivi‟ndeki kaynaklardan yararlanılarak tez konusuyla ilgili doğrudan ve dolaylı olarak bilgi sağlayacak çalıĢmalar taranmıĢtır. Özellikle Afyon‟la ilgili envanter kitaplarından ve diğer hamamlarla ilgili bilgi veren kitaplardan, hamamların yerlerinin tespiti, tanımlanması, tasnif edilmesi gibi unsurlar belirtilip; konu daha iyi kavranılmaya çalıĢılmıĢtır. Ayrıca buna ek olarak internet üzerinden, araĢtırmalarda taranarak konuyla ilgili literatüre yeni giren çalıĢma bulunup bulunulmadığına da bakılmıĢtır.

Ġkinci aĢamada ise saha araĢtırmasına çıkılmıĢtır. Kütüphane ve arĢiv araĢtırmaları ile yerleri tespit edilen hamamlar bulunmuĢ ve incelenmeye baĢlanılmıĢtır. Ġlk önce il merkezindeki hamamlar ele alınmıĢ daha sonra ilçelerde bulunan hamamlar ele alınmıĢtır. Ġl

(14)

4

merkezindeki hamamlardan Yeni Hamam dıĢındaki hamamlar rahatlıkla incelenmiĢtir3

. Ġlçelerde ise özellikle kasaba ve köy yerleĢmelerindeki hamamların yerlerinin bulunmasında bazı sıkıntılar yaĢanmıĢtır. Bulunan yapıların ilk önce ayrıntılı incelemelerinde: Cepheler, plan Ģeması, süsleme özellikleri, varsa kitabelerinin okunması ve mimari özellikleri tek tek incelenmiĢtir. Daha sonra fotoğraf çekimleri ve ölçümlerde bulunularak alan araĢtırması ile saha araĢtırması sonlandırılmıĢtır.

Birinci aĢamadaki kaynakların toparlanması ve ikinci aĢamadaki saha araĢtırması verileri toplanması sonucu tezin metin kısmına geçilmiĢtir. Tezin metin kısmında, giriĢ bölümünde konunun amacı ve özgün değeri vurgulanmıĢ. Tez çalıĢmasında konu hakkında yapılar araĢtırma ve yayınlar Türkiye geneli ve monografik çalıĢmalar diye gruplandırılıp, kronolojik olarak açıklanmıĢ ve tez oluĢturulurken izlenen yöntemden bahsedilmiĢtir. Ġkinci bölümde Afyon ilinin tarihçesi ve coğrafyası üzerinde durulmuĢtur. Üçüncü bölümde ise hamam mimarisi mimarlık yapılarından yola çıkılarak açıklanmıĢ, Anadolu‟da Türklerden önce Roma ve Bizans Hamamları hakkında genel açıklayıcı değerlendirmeler yapılmıĢtır. Dördüncü bölümde ise Türk dönemi hamamları hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiĢtir.

Tezin katalog bölümünde Afyonkarahisar Hamamları iki bölüme ayrılarak ayrıntılı olarak incelenmiĢtir. Öncelikle birinci bölümde günümüze sağlam olarak gelebilen hamamlar açıklanmıĢtır. Daha sonra ise ikinci bölümde günümüze kadar gelemeyen hamamlar kaynaklardan edinilebilen bilgilerle açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. Katalog bölümünde, hamamların sıralamasında alfabetik sıraya göre hareket edilmiĢtir. Kronolojik sıra ve tipolojik sınıflandırma yapılmamıĢtır. Kronolojik sıralama yapılmamasının nedeni yapıların kitabesi bulunmadığı için hamamların büyük çoğunluğunun aynı yüzyıla tarihlendirilmesidir. Tipolojiye göre hareket edilmemesinin sebebi ise yapıların çifte hamam Ģeklinde inĢa edilmesinden dolayı bir hamamda iki farlı plan tipinin bir arada yer almasıdır. Hamamların isimlendirilmesinde Vakıflar Genel Müdürlüğünde ve Afyon Müzesi‟ndeki isimlendirmeler kullanılmakla birlikte halk tarafından verilen isimler ise parantez içinde belirtilmiĢtir. Katalog bölümünde Hamamlar açıklanırken öncelikle yeri belirtilmektedir. Hamamın yerinin belirtilmesinde: Hamam, il ve ilçe merkezinde ise mahalle, cadde, sokak, haritadaki coğrafi koordinatıyla açıklanmıĢtır. Hamam kasaba yada köy yerleĢkesinde bulunmaktaysa yerinin tanımlanmasında, yerleĢim yerinin merkezinde yada dıĢında olup olmadığından bahsedilmiĢtir. Hamamların yerlerinin belirtilmesinde haritalar da kullanılarak yapıların

3 Yeni Hamam‟ın kadınlar bölümü giriĢi bugün duvarla kapatıldığı için girmek mümkün değildir. Erkekler

(15)

5

yerlerinin daha iyi kavranmasında kolaylık sağlanılmaya çalıĢılmıĢtır. Katalogda değerlendirilen ikinci baĢlık malzemedir. Yapı malzemesi ve tekniğinde; Yapıda kullanılan malzemenin cinsi, özellikleri ve yapım tekniği anlatılmıĢtır. Malzemeden sonra ise cepheler tanımlanmaya çalıĢılmıĢtır. Cepheler tanımlanırken ise öncelikle erkekler bölümünün yer aldığı ön cepheler açıklanmıĢtır. Sonrasında ise kadınlar bölümünün yer aldığı yan cepheler açıklanmıĢtır. Hamamların mimari özelliklerinden bahsederken ise sırasıyla: Soyunmalık, varsa aralık, ılıklık, sıcaklık, su deposu ve külhan anlatılmıĢtır. Plan ise sıcaklık ve halvet hücrelerinin oluĢturduğu kompozisyona göre açıklanmıĢtır. Tarihlendirme de ise incelediğimiz yapıların hiçbirinin kitabesi bulunmamasından dolayı vakfiyelerdeki bilgiler ve mimari özelliklere göre tarihlendirme yapılmaya çalıĢılmıĢtır. Son olarak ise hamamların geçirdiği onarımlardan bahsedilerek yapının bugünkü aldığı Ģekil değiĢikliği varsa bunlar üzerinde durulmuĢtur.

Değerlendirme bölümünde plan sistemine göre hamamlar sınıflandırılmıĢtır. Aynı plan sistemine göre Anadolu‟da inĢa edilmiĢ hamamlarda belirtilerek, Anadolu‟daki hamamlarla Afyon‟daki hamamlar karĢılaĢtırılarak benzer ve farklı yönler ortaya konulmuĢtur. Malzeme olarak değerlendirmede, yapılarda hangi malzemelerin kullanıldığı belirtilerek anlatılmıĢtır. Yapı elemanları olarak hamamların duvarları, kapıları ve pencerelerinden bahsedilmiĢtir. Örtü elemanı olarak hamamlarda kubbe, tonoz, ahĢap tavanların hangi yapılarda kullanıldığından ve daha çok hamamların hangi bölümlerinde hangi üst örtünün tercih edildiğinden belirtilmiĢtir. Aydınlatma kısmında ise hamamın aydınlatılmasında kullanılan ıĢık gözleri ve aydınlık feneri anlatılmıĢtır. Süsleme bölümünde ise süsleme olan yapılarda hangi süslemelerin kullanıldığı açıklanmıĢtır. Kitabe örneğinin bulunmamasından dolayı, kitabelerle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıĢtır.

Sonuç bölümünde varılmak istenen amaç net Ģekilde belirtilmiĢ Afyonkarahisar Hamamlarının Türk Sanatı açısından önemi vurgulanmıĢtır.

Afyonkarahisar Hamamları adlı tez çalıĢmamız, kaynakçanın belirtilmesi, çizim ve fotoğraflarla desteklenerek sonlandırılmıĢtır. Kaynakçanın sıralanmasında yazarların soyadlarına göre alfabetik olarak sıralama yapılmıĢtır. Resimlerin sıralanmasında da aynı Ģekilde alfabetik sıralama esas alınmıĢtır.

(16)

6 1. 3. Konu Ġle Ġlgili Yayınlar

Türkiye genelinde hamamlarla ilgili bir çok yayın yapılmıĢtır. Türk Hamam mimarisi ile ilgili ilk yayınların yabancılar tarafından kaleme alındığını görüyoruz. Heinrich Gluck‟un Ġstanbul Hamamları‟nı anlatan çalıĢması ilk kapsamlı eserlerdendir4. Karl Klinghardt‟ın

hamam mimarisi ve ağırlıklı olarak Osmanlı dönemi hamamları hakkında bilgi veren “Turkiche Baeder” isimli kitabı ilk baĢvuru kaynaklarından birisi olması bakımından önemlidir. Kemal Ahmet Aru tarafından yazılmıĢ, ilk kapsamlı Türkçe yayınlardan biri olan “Türk Hamamları Etüdü” Klinghardt‟ın “Turkiche Baeder” isimli yayınının bir çevirisi niteliğindedir. Ve yenilik olarak açıklanacak konu içermemektedir5

.

Afyonkarahisar Hamamları ile ilgili olarak daha önce herhangi bir çalıĢma yapılmamıĢtır. Afyon merkezindeki monografilerde ise yapılar genel anlamda değerlendirilmiĢtir. Yapıların mimari özellikleri, planları ayrıntılı olarak anlatılmamıĢ, çizimler ve fotoğraflara geniĢ Ģekilde yer verilmemiĢtir.

Tez konumu anlatırken yaralandığım Türkiye genelindeki hamamları anlatan kaynaklar Ģunlardır:

Semavi Eyice, Ġznik’te Büyük Hamam ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında Bir Deneme, adlı makalesinde Türk mimarisinde hamamlarla ilgili ilk tipoloji olması bakımından önem taĢımaktadır. Eyice Ġznik‟te Büyük Hamam‟ı mimari olarak tanımladıktan sonra bütün dönemleri kapsayan hamam tipolojisini açıklamıĢtır. Tipoloji, hamamların sıcaklık bölümü esas alınarak meydana gelen çeĢitliliklerden yola çıkarak hazırlanmıĢ olup, bugün hamamlarla ilgili tüm yapılan çalıĢmalarda Semavi Eyice‟nin yapmıĢ olduğu plan tipolojisine bağlı kalınarak hareket edilmiĢtir6

.

Yılmaz Önge, Anadolu’da XII- XIII. Yüzyıl Türk Hamamları isimli kitabında Türk mimarisinde hamamlarla ilgili geniĢ kapsamlı ilk çalıĢma olduğu söylenebilir. Yılmaz Önge Anadolu‟da özellikle XII- XIII yüzyılda yapılmıĢ hamamların mimari ve kompozisyon özellikleri, su tesisatı, örtü Ģekilleri ve malzemesi, aydınlatma ve ısıtma sistemi ile ilgili konularda ayrıntılı değerlendirmelerde bulunmuĢtur. Özellikle Selçuklular döneminde ön plana çıkan Ģehirlerdeki hamamlar ayrıntılı olarak incelenmekle birlikte Afyon ile ilgili olarak incelenen hamam örneği bulunmamaktadır. Kitabında konumuzla ilgili olarak kısaca TaĢ

4 Gluck, 1921.

5 Klinghardt, 1927 ; Aru, 1949.

(17)

7

Medrese Hamamı‟nın toprak altında incelenmeyi beklediği, Sultandağı Çifte Hamamı‟nın ise Selçuklu Devleti zamanında değil Osmanlı Devleti zamanında yapılmıĢ olduğunu açıklamıĢtır7

.

Osman EravĢar, Anadolu’da Bizans Hamamları isimli makalesinde Anadolu‟da Bizans dönemi hamamların mimari özelliklerini anlatmıĢ ve Bizans döneminde toplum hayatında hamamların nasıl algılandığını dile getirmiĢtir8

.

Osman EravĢar, Anadolu Selçuklu Hamamları, isimli makalesinde Anadolu Selçuklu Devleti‟nde hamamların hangi Ģehirlerde ön plana çıktığını belirtmiĢtir. Anadolu‟da yapılmıĢ hamamlarla Orta Asya‟da yapılan hamamlar arasında plan özellikleri bakımından köken iliĢkisi kurulmuĢtur. Ayrıca Selçuklu Hamamlarında kullanılan suyun kaynağına göre yapıları kaplıcalar ve hamamlar olarak ikiye ayırmıĢtır. Anadolu Selçuklu Hamamlarının bölümlerinden ayrıntılı olarak bahsetmiĢ ve hamamlarda bulunan süslemeleri açıklamıĢtır9

. Afyonkarahisar tez çalıĢmasında yararlandığımız monografik çalıĢmalar yoğunluktadır. Monografik çalıĢmalar Ģunlardır:

Süleyman Gönçer, Afyonkarahisar ili ile ilgili olarak en geniĢ araĢtırmasını Afyon Ġli Tarihi adlı II Ciltlik kitabında ele almıĢtır. Kronolojik olarak birinci cilt de Romalılar döneminden baĢlayıp Selçukluların son dönemlerine kadar devam eder. Ġkinci ciltte ise Germiyanoğulları‟ndan baĢlayarak Osmanlı‟ların son dönemlerine kadar devam etmektedir. Süleyman Gönçer‟in bu kitapları Afyon‟daki hamamlarla ilgili en eski bilgileri açıklaması bakımından önem taĢımaktadır. Özellikle günümüze ulaĢamayan Çay‟daki Yusuf Bin Yakup Külliyesi ile aktarmıĢ olduğu bilgiler hamamla ilgili en eski yapılmıĢ açıklamalardır. Gedik Ahmet PaĢa Hamamı (Ġmaret Hamamı), Kasım PaĢa (Alaca) Hamamı, Bolvadin‟deki Rüstem PaĢa Hamamı ile ilgili kısa bilgiler aktarılmıĢ, daha çok hamamların yeri ve yapım tarihi gibi yapıları tanıtan genel bilgiler anlatılmıĢtır10

.

Mehmet Özkarcı, Afyon Çay’da Ebül Mücahid Yusuf Külliyesi isimli kitabında Çay‟da bulunan külliye ile ilgili bilgiler aktarılmıĢtır. Kervansaray, bugün cami olarak kullanılan tarihi medrese ile organik bütünlük meydana getiren türbe tanıtılmıĢtır. Günümüze ulaĢamayan hamamla ilgili kısa değerlendirmelerde bulunulmuĢtur11

. 7 Önge, 1995. 8 EravĢar, 2009a: 59- 65. 9 EravĢar, 2009b: 69. 10 Gönçer , 1971; Gönçer, 1991. 11 Özkarcı, 1996: 46.

(18)

8

Mustafa DenktaĢ, Kayseri’deki Tarihi Su Yapıları, adlı kitabında giriĢ kısmında Kayseri‟nin tarihçesi ve coğrafyası üzerinde durulmuĢtur. Katalog kısmında Kayseri‟de bulunan hamam ve çeĢmeler ayrıntılı olarak incelenmiĢtir. Değerlendirme kısmında ise hamamların plan sistemi, malzeme, yapı elemanları, aydınlatma ve süsleme özelliklerine göre yapılar değerlendirilerek; sonuçlara ulaĢılmaya çalıĢılmıĢtır12

.

Mevlüt Üyümez, Afyonkarahisar’da Su Mimarisi isimli çalıĢmasında Afyon‟da yer alan çeĢmeler, hamamlar, köprüler, su kuyuları kısaca açıklanmıĢ yapıların yerleri ve yapım tarihi ile ilgili bilgiler aktarılmıĢtır. Fakat çalıĢma içerik bakımından yetersizdir. Hamamların mimari özellikleri, fotoğrafları ve çizimleri ile ilgili hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca günümüze ulaĢmayan hamamlarla ilgili herhangi bir bilgiye de yer verilmemiĢtir13

.

Harun Ürer, Ġzmir Hamamları, adlı kitabında giriĢ bölümünde Ġzmir‟in tarihi, Türk kültüründe hamam geleneği ile hamamların mekansal dağılımı ve iĢlevlerinden bahsetmiĢtir. Katalog bölümünde 15 hamam örneği ele alınmıĢtır. Bu 15 hamam örneği plan sistemine göre sınıflandırılarak açıklanmıĢtır. Hamamlar hakkında elde edilen bulgular değerlendirme ve sonuç bölümünde açıklanarak sonuçlara varılmaya çalıĢılmıĢtır14

.

Canan Çakmak, Tire Hamamları isimli kitabında giriĢte hamamların iĢlev ve kökeni, mekan dağılımı, plan sisteminden bahsetmiĢtir. Katalog bölümünde günümüze gelen 13 hamamla günümüze gelmeyen 7 hamam anlatılmıĢtır. Değerlendirme bölümünde hamamlar, mekan düzenlemesi, plan sistemi, yapı elemanları, geçiĢ sistemleri, malzeme ve süsleme özelliklerine göre değerlendirmeye tabii tutulmuĢ olup sonuç bölümünde ise elde edilen bulgular ortaya konulmuĢtur15

.

Muharrem Bayar, Bolvadin Tarihi, adlı kitabında Bolvadin‟in tarihçesi ve coğrafyasından bahsedildikten sonra Bolvadin‟deki mimari eserler tanıtılmıĢ; Konumuzla ilgili Rüstem PaĢa Hamamı ve Ġmaret Hamamı kısaca açıklanmıĢtır16

.

Mustafa Karazeybek, Zelkif Polat, Yusuf Ġlgar, Afyonkarahisar Vakıf Eserleri isimli çalıĢmalarında Afyon‟da yer alan vakıf eserlerinden bahsetmiĢlerdir. Vakıf eserleri dıĢında yapıların mimari özellikleri üzerinde durulmamıĢ daha çok yapılara vakfedilen vakıflardan bahsedilmiĢtir17 . 12 DenktaĢ, 2000. 13 Üyümez ve Kaya, 2001: 389. 14 Ürer, 2002. 15 Çakmak, 2002. 16 Bayar, 2004: 294. 17 Karazeybek vd., 2005: 341- 385.

(19)

9

Ali Osman Uysal, Germiyanoğulları Beyliğinin Mimari Eserleri adlı kitabında Germiyanoğulları‟nın yaptığı mimari eserlerden bahsedilmiĢtir. Özellikle Afyon, Kütahya gibi yerleĢim yerlerindeki mimari eseleri açıklamaya çalıĢmaktadır. Aynı bölgede yer alan Afyon‟daki ve Kütahya‟daki hamamları karĢılaĢtırmamız açısından önemli kaynaktır18

.

Osman EravĢar, Tokat Tarihi Yapıları isimli kitabında giriĢ bölümünde Tokat‟ın tarihçesi ve coğrafyası hakkında kısa açıklamalardan sonra Tokat‟ta günümüze ulaĢan ve günümüze kadar ulaĢamayıp, kaynaklarda ismi geçen hamamlar anlatılmıĢtır. ÇalıĢma çizim ve fotoğraflarla desteklenmiĢtir. Değerlendirme kısmında ise hamamların plan sistemi, malzeme, yapı elemanları, aydınlatma, süsleme özelliklerine göre yapılar değerlendirilerek; sonuçlara ulaĢılmaya çalıĢılmıĢtır19

.

Elif ġehitoğlu Osmanlı Dönemi Bursa Hamamları isimli makalesinde Osmanlı döneminde hamamların öneminden ve bölümlerinden bahsetmiĢtir. Bursa Hamamlarını mimari özelliklerine ve plan sistemine göre ayrıntılı olarak açıklayarak bir takım sonuçlar elde etmiĢtir.20

Hamamlarla ilgili yapılan genel tez çalıĢması ise Ģu Ģekildedir:

Birsen Erat, Anadolu’da XIV. yüzyılda Hamam Mimarisi isimli tez çalıĢmasında XIV yüzyılda inĢa edilmiĢ hamamların iĢlevlerinden bahsetmektedir21

. Hamamlarla ilgili yapılan monografik tez çalıĢmaları ise Ģu Ģekildedir:

Hülya Parsana, Bolvadin’de Türk Devri Yapıları, adlı tez çalıĢmasında Bolvadin‟deki yapıları ayrıntılı olarak ele almıĢtır. Tezde cami, medrese, türbe, hamam, çeĢme, köprü gibi bütün mimari eserler ele alınmıĢtır. Tez çalıĢmasında konumuzla ilgili Rüstem PaĢa Hamamı ile günümüze kadar ulaĢamayan Ġmaret Hamamı da incelenmiĢtir22

.

Ertan DaĢ, Afyon’da Türk Anıtları, isimli tez çalıĢmasında Afyonla ilgili il merkezinde yapılan mimari eseler açıklanmıĢtır. Afyonla ilgili ayrıntılı en geniĢ tez çalıĢması olması bakımından önemlidir. Tez çalıĢmasında Afyon il merkezinde altı hamam ele alınmıĢ ve tanıtılmaya çalıĢılmıĢtır. Ġlçelerdeki hamamlar araĢtırmaya dahil edilmemiĢtir. Ġl merkezindeki günümüze gelmeyen hamamlar hakkında da bilgi aktarılmamıĢtır. Tez çalıĢması sırasında il merkezindeki hamamların bazılarının farklı bir iĢlev amacıyla kullanılmasından

18 Uysal, 2006: 102- 103. 19 EravĢar, 2004. 20 ġehitoğlu, 2009: 95- 110. 21 Erat, 1997. 22 Parsana, 1991.

(20)

10

dolayı yeterli inceleme yapılmamıĢtır. ÇalıĢma çizimlerle desteklenmiĢtir. Fotoğraflar yapıyı tanıtma bakımından yetersizdir23

.

Dilek Türkyılmaz, Türk Kültüründe Hamam Geleneği ve EskiĢehir Hamamları adlı yüksek lisans tezinde hamamların Türk kültüründeki öneminden bahsedilmiĢtir. Türk kültüründe hamam geleneğinin nasıl oluĢtuğu, hangi aĢamalardan geçtiği açıklıktan sonra ayrıntılı olarak EskiĢehir Hamamlarını mimari özellikleri, bulunduğu yer, plan sistemi ve geçirdiği onarımlardan bahsetmekle birlikte Anadolu Türk Sanatı açısından EskiĢehir Hamamlarının önemi vurgulanmıĢtır24

.

Sezer Orhan, Hamam Mimarisi ve Çardaklı Hamamı adlı tez çalıĢmasında Osmanlı

Hamam Mimarisinin tarihsel geliĢimi, baĢta Roma olmak üzere, Bizans ve Osmanlı dönemlerini de kapsayacak Ģekilde ana hatlarıyla incelenmiĢtir. 16.yy' a ait bir yapı olan Çardaklı Hamamı‟nın, Osmanlı Hamam mimarisinin özgün örneklerinden biri olduğu vurgulanmıĢ, Çardaklı Hamamı‟nın tarihsel geliĢimi, mimari ve yapısal özellikleri, kent dokusundaki konumu, tahrip olma nedenleri ve günümüzdeki durumu incelenmiĢ, ileriye dönük koruma önerileri sunulmaya çalıĢılmıĢtır25

.

Oğuz Önder, Sivas Ġli Merkezindeki Türk Devri Hamamları adlı yüksek lisans tezinde Sivas ilinde yer alan hamamları ayrıntılı olarak ele almıĢtır. Tezin giriĢ bölümünde Konunun amacı, önemi ve kapsamı, yaralanılan kaynaklar, araĢtırmada izlenen yöntem ile Sivas‟ın kısaca tarihi anlatılmıĢtır. GiriĢ bölümünden sonra tez çalıĢmasında hamamların iĢlev ve kökenleri anlatılmıĢtır. Hamam kelimesinin anlamı, ilk hamam örnekleri, Eski Yunan‟da, Roma‟da ve Bizans dönemlerinde hamamların toplumsal hayattaki önemi ve mimari özelliklerinden kısaca bahsedilmiĢtir. Türk Hamamının ise mekansal dağılımı ile iĢlevleri ayrı bir bölüm açılarak ayrıntılı olarak ele alınmıĢtır. Katalog bölümümde ise günümüze gelen 9 hamam ile günümüze gelmeyen 13 hamam alfabetik sıralama esas alınarak açıklanmıĢtır. Değerlendirme bölümünde hamamlar, mekan düzenlemesi, plan sistemi, yapı elemanları, geçiĢ sistemleri, malzeme ve süsleme özelliklerine göre değerlendirmeye tabii tutulmuĢ olup sonuç bölümünde ise elde edilen bulgular ortaya konulmuĢtur26

.

Hakan Vardi, Osmanlı Dönemi Balıkesir Hamamları isimli yüksek lisans tezinde

Balıkesir il merkezinde, merkez köylerde ve ilçelerde toplam 12 hamam yapısı incelenmiĢtir. ilk olarak Balıkesir‟in coğrafi konumu ve tarihçesi hakkında kısaca bilgiler verilmiĢtir. Tezin

23 DaĢ, 1993.

24 Türkyılmaz, 2001.

25 Orhan, 2003.

(21)

11

katalog bölümünde, yapılar kronolojik sıraya göre ele alınarak tanıtılmıĢtır. Değerlendirme ve karĢılaĢtırma bölümünde yapılar eldeki veriler ıĢığında kendi aralarında benzerleri ile ve bölgedeki diğer benzer yapılar ile karĢılaĢtırılmıĢtır. Sonuç bölümünde yapıların genel bir tarifinden ve özelliklerinden bahsedildikten sonra varılan sonuç kısaca belirtilmiĢtir27

.

Ġzlem Emiroğlu, Konya’da Hamam Kültürü ve Kullanım EĢyaları isimli yüksek lisans tezinde, giriĢ bölümünde konunun tanımı ve önemi, araĢtırma yöntemi, Türk Hamam kültürü hakkında bilgiler verilmiĢtir. Ġkinci bölümde Türk Hamamının tarihsel geliĢimi, mimari özellikleri ve bölümleri hakkında kısa bilgiler verilmiĢtir. Katalog bölümünde hamamlarda kullanım eĢyaları üzerinde durulmuĢtur28

.

Ercan Aksoy, Kastamonu Hamamları isimli yüksek lisans tez çalıĢmasında giriĢ kısmında Kastamonu kentinin tarihsel geliĢimi, coğrafi özellikleri, fiziksel özellikleri ve kültürel yapı hakkında ayrıntılı bilgiler aktarılmıĢtır. Ġkinci kısımda hamam kültürü, Türk Hamamının tarihsel geliĢimi ve bölümleri açıklanmıĢtır. Katalog kısmında Kastamonu Hamamları dönemlere ayrılarak anlatılmıĢtır. Değerlendirme kısmında ise hamamların plan sistemi, malzeme, yapı elemanları, aydınlatma, süsleme özelliklerine göre yapılar değerlendirilerek; sonuçlara ulaĢılmaya çalıĢılmıĢtır29

.

27 Vardi, H, 2010.

28 Emiroğlu, 2010.

(22)

12

2. AFYONKARAHĠSAR’IN COĞRAFYASINA VE TARĠHÇESĠNE BĠR BAKIġ

2. 1. Tarihçesi

Karahisar; Anadolu‟da çok rastlanan bir coğrafya terimidir. FıĢkıran kütlelerden oluĢan kalemiz nedeniyle ilimiz, Karahisar olarak adlandırılmıĢtır. Hititler Hapanova, Roma ve Bizanslılar Akronium, Selçuklu ve Beylikler zamanında Karahisar-ı Devle, Karahisar-ı Sahip, Osmanlılar ise Karahisar demiĢlerdir. XVII. Yüzyıldan itibaren Afyonkarahisar denilmeye baĢlanmıĢ ve Türkiye Cumhuriyeti‟nin kurulmasıyla da adı resmi olarak kabul etmiĢtir.

Günümüzde kısaca Afyon olarak söylenen sözcük ilk kez XVII. Yüzyılda karĢımıza çıkmakta olup ilimizde yetiĢtirilen Afyon bitkisinden elde edilen zehirli maddeden dolayı söylenmektedir. M. Ö. 3. yüzyılda Synnada (ġuhut) kent sikkesi üzerinde ilk kez görülen haĢhaĢ kozasından dolayı, ilimizde yaklaĢık 2300 yıldır haĢhaĢın ekildiği ve o günden beride Latince öz su anlamına gelen Opium denildiği bilinmektedir.

Ġlimizin bugünkü sınırları içinde bugüne dek yapılan araĢtırmalar sonucunda M. Ö. 3000 yıllarına kadar dayanan siyasi bir tarihinin olduğu belirlenmiĢtir. O günden bugüne kadar geçen 5000 yıllık zaman içinde bugünkü il merkezimiz, kalenin stratejik önemi ve kervan yolları kavĢağında bulunmasından dolayı her zaman üs edilmiĢ olunup, Roma döneminden itibaren kale çevresinde kentleĢme ve kentleĢme sonucu ile de Beylikler döneminden itibaren merkezileĢme baĢlamıĢtır. Osmanlı döneminde Sancak, Cumhuriyet‟le birlikte il merkezi olarak bugünkü siyasi sınırlara sahip olmuĢtur.

5000 yıllık zaman içinde bugünkü il merkezimiz siyasi üstünlüğünü hep korumuĢ ise de Lidya ve Pers egemenliğinde Geleneia( Dinar), Anadolu Eyalet merkezi olmuĢ; Helenistik ve Roma Dönemlerinde ise Apemeia (Dinar), ve Synnada(ġuhut), merkez olmuĢtur. Bizans Döneminde ise Synnada daha sonra Amorium( Hisarköy – Emirdağ) siyasi merkez olmuĢtur. Anadolu Selçukluları Döneminde Konya‟ya Beylikler Döneminde bir ara Germiyan beylik merkezi Kütahya‟ya, sonrasında Osmanlı‟lar döneminde de merkez Bursa‟ya kaymıĢtır. Afyonkarahisar‟ın bilinen tarihi, Ġ. Ö. 3000 yıllarında baĢlar, kent sınırları dıĢında kalan Orta Anadolu topraklarında, Neolitik (Cilalı TaĢ Dönemi) kültür izine rastlanmamıĢtır. Afyonkarahisar‟ın tarih öncesine iliĢkin bilgileri, bölgedeki çok sayıdaki höyüğün yüzeyinden toplanmıĢ çanak çömlek gibi kültür belgelerinden elde edilmiĢtir. Höyüklerden yalnızca Sandıklı ilçesine bağlı Kusura köyündeki Höyük kazılmıĢtır. Bu kazılarda elde edilen kentteki kültürün, o dönemde Mezopotamya, Anadolu, Trakya ve Yunan yarımadasına özgü

(23)

13

Kalkolik‟ten Eski Tunç‟a geçiĢ kültürlerinin bir bölümü olduğunu göstermektedir. Kusura‟daki ilk yerleĢme katının Troya‟nın ilk dönemiyle eĢ zamanlı olduğu sanılmaktadır.30

Anadolu‟yu ele geçirmek amacıyla yapılan büyük savaĢlardan Ġpsos (M.Ö.301), Miryokefolon (1176), ve Büyük Taaruz (1922) savaĢları Afyon topraklarında gerçekleĢmiĢtir. Afyon Ģehrinin tarih öncesi tam olarak bilinmemektedir.

Son yapılan araĢtırmalar ıĢığında: Ġ. Ö. 1800‟den sonra bölgede, Afyonkarahisar‟da içinde olmak üzere, Anadolu‟da Hitit Krallığı kurulmuĢtur. Hitit Devleti‟nin bu ilk Dönemi, Hint – Avrupa kaynaklı bir kültürün etkisi altındadır. Bununla birlikte Hattilerin din ve kültür özellikleri yok olmamıĢtır. Bu döneme ait Seydiler Kasabası Yanarlar Mevkiinde yapılan kazı ve eski Hitit küp mezarlığı ortaya çıkartılmıĢ olup, eski Hitit Krallığı‟nın batı sınırının Afyonkarahisar olduğu anlaĢılmaktadır. GeçiĢ ve kavĢak noktası olması sebebiyle Hititler Arzava seferine giderken Afyon‟dan geçmiĢler ve askerler Afyon kalesinde konaklamıĢlardır.31

II MurĢili‟nin zamanında Kale‟ye yüksek tepe anlamına gelen Hapanuva adı verilmiĢtir.32

Burada Hitit sur duvarı kalıntılarına rastlanmaktadır.33

Hititler döneminden sonra Afyon‟da Frigya egemenliği bulunmaktadır. Frigyalı‟lar baĢkenti Dinar‟a taĢımıĢlar ve bölgede kendilerini iyice hissettirmiĢlerdir. Afyon kalesi baĢta olmak üzere Afyon ili ve ilçelerinde sayısız tapınak inĢa etmekle birlikte; Afyon EskiĢehir arasında Frig Vadisi olarak adlandırılan özellikle Ġhsaniye ören yerlerinde birçok kaya kabartmaları oyarak eĢsiz eserler meydana getirmiĢlerdir. Bunlardan en önemlileri Arslankaya, YılantaĢ dır.34

Daha sonra Kafkaslardan gelen kimer saldırıları sonucu zayıflayan Frigler çok geçmeden Lidyalıların egemenliğini tanımak zorunda kaldılar. (Ġ.Ö. 660-546) Ġkinci Babil Devleti‟ni yıkarak bölgenin en büyük gücü haline gelen Persler Ġ.Ö. 546‟da Lidyalıları yenerek, Anadolu‟da 333 yılına kadar sürecek olan Pers hâkimiyetini baĢlattılar. Afyonkarahisar, Frigya satraplığına bağlıydı. Ege kıyısından doğuya giden iki Kral Yolu‟ndan biri Dinar‟dan diğeri ise Çay‟dan geçmekteydi. Bölgenin bu 200 yıllık Pers döneminde Ģehir. Pers satrapları arasında çeĢitli kereler el değiĢtirdi.

Büyük Ġskender‟in Doğu seferi sırasında bütün Anadolu ile birlikte Afyon bölgesi de Helenistik döneme girmiĢ oldu. (Ġ.Ö. 333-281) Ġskender‟in Ġ.Ö. 323‟de ölümü üzerine generalleri bağımsızlıklarını ilan ettiler. Afyon bölgesi Dinar‟ı kendisine merkez yapan 30 Ġlgar, vd., 1993: 1- 3. 31 Özdemir, 1963: 9. 32 ġahin, 2002: 509. 33 Sevgen, 1959: 25. 34 Devrim, 1990: 120.

(24)

14

Antigonos‟un oldu. Genarallerin iktidar mücadeleleri sonucunda Afyon bölgesi Lisimakus‟un payına düĢtü. Ancak 20 yıl sonra Selökedler bölgeyi ellerine geçirdilerse de Ġ.Ö. 261‟de Bergama Krallığı Selökedleri yenilgiye uğrattı. AnlaĢma sonucu Selökidler Frigya üzerindeki haklarını Bergama Krallığı‟na devrettiler. (Ġ.Ö. 261-133).

Batı Akdeniz‟in en büyük gücü haline gelen Roma Ġmparatorluğu bir süre sonra Doğu‟ya el attı. Ve Ġ.Ö. 133 yılında Frigya bölgesini eline geçirdi. Ġ.Ö. 116‟da bir ara Pontus hâkimiyetine girmekle beraber Ġ.Ö. 72‟de bütün Batı Anadolu Roma toprağı haline getirildi.35

95 yılında Roma Ġmparatorluğu‟nun ikiye ayrılmasıyla Anadolu Doğu Roma Ġmparatorluğu elinde kaldı. Bir süre sonra da Ġslamiyet‟in Doğu‟da büyük bir güç haline gelmesiyle de Anadolu‟da Bizans-Müslüman-Arap hâkimiyet mücadelesi baĢladı. Bizanslılar tarafından Akronion adıyla anılmaya baĢlandı. Bu dönemde Emevi ve Abbasiler tarafından birçok kez Anadolu‟ya seferler düzenlendi.

Emirdağ kalesi 666 yılında Emevi‟lerce alındı. Fakat 2 yıl sonra Bizanslılar kaleyi geri aldı. 676‟da Bizans kuĢatmasından dönen Emevi ordusu Afyon yakınlarından geçti. 733 yılında Emeviler Afyon kalesini ele geçirdi. 739‟da kale tekrar Emevi‟lerce tekrar alındı. Fakat Bizans Ordusu ile yapılan savaĢta yenildiler ve komutanları Battal Gazi Esir düĢtü. Bu sefer 803 yılında Abbasiler Emirdağ kalesini kuĢattılar. Fakat baĢarılı olamadılar. 839‟da Halife Mutasım‟ın gönderdiği Emir AfĢın Emirdağ‟ı Ģiddetli savaĢlar sonunda aldıysa da Abbasilerin geri çekilmeleriyle Ģehir Bizanslılara kaldı.36

Büyük Selçuklu Devleti‟nin Anadolu politikası sonunda Anadolu‟ya gönderilen Türkmen beylerinden Emir AfĢin 1070‟de Emirdağ‟ı ele geçirdi. 1071 Malazgirt SavaĢı ile birlikte bölge yeniden Türk akınlarına uğradı. Ve Emir Sanduk buraları fethetti. 1116 yılında Anadolu Selçukluları ile Bizans arasında Bolvadin‟de yapılan savaĢ sonucundaki anlaĢmayla Afyonkarahisar ve çevresi Anadolu Selçukluları‟na bırakıldı. 1176 Miryokefalon SavaĢı Bizans‟ın Anadolu‟yu geri alma yolundaki son çabasıydı. Ancak yenilmeleri üzerine Bizans Anadolu‟dan tamamen çekilmiĢ oldu.

Anadolu Selçukluları‟nın 1243‟de Moğollara yenilmesi üzerine Anadolu‟daki Ġlhanlı hakimiyeti baĢlamıĢ oldu. Ġhanlılar‟ın ağır vergileri ve zulümleri kısa sürede tepkiler doğurdu. Özelikle Orta ve Batı Anadolu‟da kurulan Türkmen beylikleri Moğollara karĢı isyan bayrağını açtılar.37

35 Darkot, 1969: 214.

36 Gönçer, 1971: 5.

(25)

15

Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahrettin Ali‟nin Oğulları‟na Afyonkarahisar ve Ladik valilikleri verilmiĢti. 1277 yılındaki cimri olayında Karaman kuvvetleri Sahip Ata Oğulları‟nın ordusunu yenip Afyonkarahisar kalesini kuĢattılar; fakat alamadılar. 1286‟da bu defa Germiyanlılar Karahisar üzerine yürüyüp Sahip Ata oğulları ile savaĢtılar. Ancak Ġlhanlı askeriyle destekli Selçuklu ordusu Germiyanlı‟ları yendi.38

Zaten göstermelik olarak tahta oturan son Selçuklu sultanı da ölüp yerine geçecek kimse çıkmayınca, diğer beyler gibi Karahisar‟da bulunan Sahip Ata‟nın torunu Muzafferiddin Devle bağımsızlığını ilan etti. Ve Denizli‟yi alarak topraklarını geniĢletti. Fakat durumun kötüye gitmesi üzerine Anadolu‟ya gönderilen Anadolu Genel Valisi Emir Çoban Bolvadin yakınında karargâhını kurduğunda bağlılığını sunmaya gelen beyler arasında Karahisarbey‟i de vardı. Anadolu‟nun son Ġlhanlı Genel Valisi DemirtaĢ 1326‟da Afyon kalesini kuĢattıysa da alamadı. 1326-1341 yılları arasında en güçlü devrini yaĢayan Sahip Ata Beyliği, Ahmet bey‟in 1341‟de ölümü üzerine kaynatası Germiyan Beyi Yakup Bey‟e kaldı. En rahat dönemini Yakup Bey zamanında yaĢayan Germiyan Beyliği Süleyman ġah ile kültürel bakımdan parlak bir dönem geçirdi. Karamanoğulları‟ndan çekinen Süleyman ġah kızını Osmanlı Ģehzadesi Yıldırım Beyazıt‟a verdi. Çeyiz olarak ülkesinin bir bölümünü Osmanlılara bağıĢladı.

Osmanlı Sultanı 1. Murat‟ın Kosova‟da Ģehit olmasını fırsat bilen 2. Yakup Han‟ın Osmanlılara verilen yerleri iĢgal etmesi üzerine Yıldırım Beyazıt 1390‟da Afyonkarahisar‟da dahil olmak üzere bütün Germiyan‟lı topraklarını fethetti.

Timur‟un yanına kaçan 2.Yakup Han, 1402 Ankara SavaĢı‟ndan sonra Germiyan topraklarını geri aldı. Fakat bu defa Karamanoğulları 2. Yakup beyi ülkesini terke mecbur ettiler.Afyonkarahisar kalesi Karamanoğuları‟nca 2 yıl kuĢatıldı. Çelebi Mehmed„in Karamanoğulları‟nı yenmesi üzere 2. yılında ölünce vasiyeti üzerine beyliği Osmanlılara kaldı.Böylece Afyonkarahisar‟da kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıĢ oldu.

Osmanlıların Macaristan.‟da bir savaĢta yenilmeleri üzerine kurulan ittifaka da Karamanoğulları da girmiĢ ve Karaman kuvvetleri 1444‟de Afyonkarahisar ve çevresini yakıp yıkmıĢlardır. 17. yy da Osmanlı ülkesindeki huzursuzluktan Karahisar ve çevresi de payını almıĢtır. 1602‟de Karayazıcı 1604‟de Tahvil Hasan, 1648‟de Haydaroğulları, 1949‟da Abaza Hasan PaĢa, 1650‟de Yeğen Hasan PaĢa, 1690 yılında Ceridoğulları isyanlarında Afyon karahisar bölgesi büyük ölçüde tahrip edildi. 1687‟de Deli Veli‟nin çarĢıyı yağmalattığı biliniyor. 1705 yılında da mutasarrıf Feyzullah PaĢa‟nın bölgede zulüm yaptığı kayıtlara

(26)

16

geçmiĢtir. Mısır Valiliği isyanında, 22 Aralık 1832‟de Kavalalı Mehmet Ali PaĢa kuvvetleri Afyonkarahisar‟a geçtiler.39

Afyon Gravürü 1832 ( C. Texier‟den)

Afyonkarahisar son büyük zaferin kilit noktası olmuĢtur. Afyonkarahisar, tarihi mücadelemizde unutulmaz parlak bir sayfaya maliktir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Afyonkarahisar, milli mücadele sürecinden baĢından sonuna kadar askeri ve lojistik pek çok durumda önemli roller üstlenmiĢtir.

Bulunduğu konum nedeniyle demiryolu ulaĢımında önemli bir yeri olan Afynkarahisar, bu dönemde Ġngiliz, Fransız, Ġtalyan ve yunan askerleri tarafından iĢgal edilmiĢtir. Yunanlılar tarafından iki kez iĢgal edilmiĢtir. 20 Ekim 1920‟den sonra Büyük Taaruz‟un karargâhı olmuĢtur. Milli Mücadele sırasında 2 Ağustos 1920‟de Afyonkarahisar kongresi toplanmıĢtır. Kongreye Mustafa Kemal baĢta olmak üzere Konya, UĢak ve Nazilli Müdafaa Hukuk temsilcileri katılmıĢtır. Ayrıca Kuvayi Milliye hasta ve yaralı askerlerinin tedavi edildiği merkezlerden birisiydi. Trenle taĢınan hasta ve yaralılar Afyonkarahisar ve diğer merkez olan Denizli‟de tedavi edilmiĢtir. 12 Kolordu‟nun merkezi haline geldi.40

26 Ağustos 1922‟de Büyük Taaruz Büyük Kalecik kasabası sınırları içersinde yer alan 1.874 rakımlı Kocatepe‟den baĢlatılmıĢtır. Günümüzde de varlığını sürdüren siperden bizzat

39 Anonim, 2006: 13.

(27)

17

sevk ve idare olunmuĢtur. 27 Ağustos 1922 günü saat 17.00 Türk Orduları Afyonkarahisar‟a girmiĢ BaĢkomutanlık ve Garp cephesi Karargâhı olmuĢtur.41

Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadeleden sonra 30 kez Afyonkarahisar‟a uğramıĢ Ģehri gezerek incelemelerde bulunmuĢtur. Türkiye Cumhuriyet‟inin temelleri Afyonkarahisar‟da atılmıĢtır. Kocatepe‟ye Milli Savunma Bakanlığı tarafından 1953‟de anıt yapılmıĢ ve üzerine yazıt konulmuĢtur. Kültür Bakanlığı‟nca 1993 yılında Atatürk Anıtı yapılmıĢ ve çevre düzenlemesi yapılarak hizmete açılmıĢtır.

(28)

18 2. 2. Coğrafyası

Türkiye Haritasında Afyon‟un Bulunduğu Yer.(Afyon Tanıtım AfiĢi)

Afyon Ģehrinin deniz seviyesinden yüksekliği 1021 m. dir. Coğrafi Kordinatlar olarak 38 – 45 Kuzey; 30 – 32 Doğu Boylamlarının birleĢtiği yerde bulunmaktadır. ġehrin toplam yüz ölçümü ise 14. 295 km karedir.

Ġklim açısından değerlendirilecek olursa, Afyon ve çevresi, coğrafi konuma bağlı olarak iklim özellikleri bakımından farklar arz eden kuzeyde Batı Rüzgarları Sisteminin etkisinde bulunan Orta ve Batı Avrupa‟nın her mevsimi yağıĢlı Ilıman iklimi ile Doğu Avrupa‟nın Karasal Ġklimi ve Güneyde Subtropikal Yüksek Basınç Rejiminin etkisinde bulunan her mevsimi kurak tropikal bölge arasında bir geçiĢ kuĢağı yer almaktadır. Diğer yandan Afyon ve çevresi farklı çevrelerden gelen hava akımlarının etkisinde kalmakla beraber, hava koĢulları yıl içersinde sürekli olarak değiĢiklik göstermektedir. KıĢ aylarında Karadeniz ve Doğu Akdeniz Havzasında geliĢen cephe depresyonlarının etkisi altında bulunmaktadır. Genellikle bu tip soğuk cepheler bölge üzerinde yağıĢlara yol açar, rüzgarlı ve soğuk hava koĢulları oluĢtururlar. Hazar Gölü ve çevresindeki CP hava sistemi ile birleĢen Termik Yüksek Basınç alanı kıĢ aylarında büyüyerek ve geliĢerek Doğu ve Ġç Anadolu Bölgesi‟nden yüksek bir basınç sırtı Ģeklinde soğuk bir Ģekilde etkili olarak Afyon‟a kadar ulaĢır42. Böylece

(29)

19

kıĢ aylarında Afyon ve çevresinde hava akımları düĢük sıcaklıklara neden olur. Zaman zaman da açık hava durumları ile karakterize edilen antisiklon koĢulları hüküm sürmektedir43

.

Batı rüzgarları kuĢağının etki alanı içersinde bulunan Ülkemiz ve dolayısıyla Afyon yöresinin basınç koĢullarını, yıl içersinde etkili olan hava kütlelerinin ait olduğu aksiyon merkezleri düzenlemektedir. Böylelikle Afyon ilinde yer yüzüne yakın tabakalarda basınç dağılıĢı ve sirkülasyon durumu, bölgenin basınç koĢullarının yıl içersinde gösterdiği özellikler ile ilgilidir. Böylece Afyon ili bütün yıl boyunca farklı çevrelerden gelen hava kütlelerinin ve basınç sisteminin etkisinde kalmaktadır.

Ege Bölgesi‟nin doğusunda bir eĢik konumunda yer alan Afyon yöresinde jeomorfolojik açıdan en fazla göze çarpan özellik, dağlık alanlar ve bu dağlık alanlar arasındaki farklı uzunluk ve geniĢlikteki ovalardır. Ancak il topraklarının büyük bir bölümü , akarsu vadileri tarafından derin bir biçimde yarılmıĢ plato görünümündedir. Dağlık alanların yükseklikleri 1600 m. ile 2600 m. arasında değiĢir ve bu dağların büyük bölümü volkanik kökenlidir. Ġlin kuzeyinde Ağın Dağı bulunmaktadır. Ağın Dağı Ġhsaniye – Bayat – Ġscehisar ilçeleri arasında yer almaktadır. Ġl sınırlarının doğu ve kuzeydoğusunda Emirdağ ilçesi ile Eber Gölü arasında Emir Dağları bulunmaktadır. Emir Dağları, kaynağını kendisinden alan ve kuzeye doğru akarak Sakarya Nehri‟ne birleĢen dereler tarafından derince yarılmıĢtır. Afyon ili orta bölümünde, Afyon Ģehrinin hemen güneyinden bir duvar gibi baĢlayıp, Dinar ilçesinin kuzeybatısına kadar kuzey – güney doğrultusunda uzanan volkanik kayaçlardan oluĢmuĢ, çok engebeli Kumalar Dağları bulunur. KarakuĢ Dağları ile Sultan Dağları, Afyon‟un güneydoğusunda adeta bir duvar gibi yükselmektedir. KarakuĢ Dağları ve Sultan Dağları, bu bölgede Batı Toroslar‟ın kuzeye doğru en fazla büklüm yaptıkları dağlardır. Her iki Dağ zirveleri hattı Afyon il sınırlarını belirlemekle birlikte Ġç Anadolu Kapalı Havzaları ile Akdeniz havzalarını birbirinden ayırmaktadır. Sultan Dağlarının temelinde baĢkalaĢım kayaçları, üzerinde ise kireçtaĢları yer almaktadır. En yüksek tepesi Gelincik Ana Tepesidir. Afyon ilinin güney bölümünde dağlar ile ovalar arasındaki sınır son derece belli olmasına karĢın kuzey bölümde bu özelliği bulmak mümkün değildir. Kuzey bölümünde ve özellikle Afyon Ovası ile onu çevreleyen dağlar arasında bir geçiĢ bölümü özelliği taĢıyan ve genelde Akarçay ile birleĢen dereler tarafından yarılmıĢ, az dalgalı – düze yakın platolar bulunmaktadır. Ovalar ise tektonizma ve karstik kökenli özellik göstermektedir. En çk tanınan Ovalar Afyon Ovası, Sandıklı Ovası, Sincanlı Ovası, ġuhut ovasıdır.

(30)

20

Akarsular ise daha çok Sakarya ile Büyük Menderes‟i besleyen küçük akarsular yer almaktadır. En önemli akarsu ise Akarçay‟dır. Göller bakımından ise zengindir. En çok bilinen göller Eber Gölü, AkĢehir Gölü, Karamık Gölü, Acı Göl ve Emre Gölü‟dür44

.

(31)

21 3. HAMAMLARA GENEL BAKIġ

3. 1. Hamamların Tarihçesi

Hamamlar yapılmadan önce insanlar yıkanmak için durgun sulardan ya da akarsulardan yaralanmaktaydılar. Eski Mısırlılar için Nil Irmağı‟nda yıkanmak dinlerin gereğiydi. Aynı Ģekilde Hintlilerinde Ganj Irmağı‟nda yıkanmaları da dinsel inanıĢlarından kaynaklanmaktaydı45

.

Hamam kelimesi çeĢitli kaynaklarda araĢtırdığımızda: Arapça‟da Banyo anlamına gelen “hammam”46

Ġbranice‟de sıcak olmak anlamına gelen hamam47, Türkçe de daha çok yapay ısıtma sistemi ile ısıtılan yıkanmaya mahsus binalar, yıkanılacak yer, yunak, ısı dam olarak kullanılmaktadır. Kelimenin Farsça karĢılığı ise Germabe‟dir. Anadolu‟da ise bazı yörelerde hala sıcak, ısıcak olarak adlandırılmaktadır48

.

“Bu yapı tipinin ilk örnekleri hakkında kesin verilere dayalı bilgiler olmamakla birlikte; Bugünkü Pakistan‟ın batısında Sind‟de yapılan tarih öncesi çağlara ait kazılarda, milattan önce 2500-1500 yıllarındaki Ġndus medeniyetinin en önemli Ģehri olan Mohenjo-Daro‟da meydana çıkarılan su ve kanalizasyon sistemlerinin varlığı burada hamamlar olduğu hakkında izlenim oluĢturmaktadır”49

.

Eski Mezopotamya‟da yapılan kazılarda dünyanın en eski hamamı olarak bilinen Asur hükümdarlarına ait bir yıkanma tesisi bulunmuĢ; Dicle kıyısındaki Asur‟da Kral III. Salmaras‟ın (MÖ 859-824) bir hamamı tespit edilmiĢtir. Asurlular devrinden gelen ikinci önemli hamam kalıntılarının varlığı ise Kral Adadniranis sarayı harabelerinde ve Seylan adasında Pokuna denilen hamam harabelerinin varlığından söz edilmektedir50

.

Mısır‟da Tell el- Amarna‟da eski hamam örnekleri bulunmaktadır. Aynı Ģekilde Türkiye-Suriye sınırında Resulayn‟da da MÖ III. yy. ait bir Ģehir kalıntısında evlerde yıkanmak amacıyla hamam kısımları yapıldığı anlaĢılmaktadır. Bu kısımlarda su depolamak amacıyla toprak malzemeyle küpler yapılmıĢtır51

. 45 Anonim, 1986: 330. 46 Devellioğlu, 1982: 385. 47 Ülgen, 1950: 174. 48 Eyice, 1997: 402. 49 Eyice, 1997: 402. 50 Aru, 1949: 10. 51 Ülgen, 1950: 174.

(32)

22

Eski hamam örneklerinden Anadolu‟ya baktığımızda Gaziantep yakınlarında MÖ 1200‟lere tarihlenen Geç Hitit dönemine ait hamam örneği yer almaktadır52

.

Anadolu‟nun en eski tarihli Türk Hamamı olarak XII. yy. baĢlarında Mardin‟de inĢa edilen “Maristan Hamamı” kabul edilir53. Ayrıca Oktay Aslanapa‟nın Diyarbakır‟da yaptığı

kazılarda 1220- 1222 tarihlerinde yaptırılmıĢ bir Artuklu Sarayı‟nda altın mozaik bezemelerle süslü bir hamam ortaya çıkarılmıĢtır54

.

Hamam mimarisi antik dünyaya kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. Ġlk çağlardan itibaren insanlar dini gayelerle de olsa yıkanma ve temizlenme fikrine sahiptiler. Ġnsanlar her ne kadar sudan çekinerek yaĢasalar da sağlıklı yaĢamak ve ibadet gereği suya yaklaĢmıĢ ve hayatın vazgeçilmez unsuru olarak benimsemiĢlerdir55

.

Hamamlar en çok yıkanma amacına hizmet etmekle birlikte insanlar hamamları tek iĢlevsellikten çıkarmıĢ Bu yapıları eğlence ve yarıĢmaların düzenlendiği, spor ve beden eğitimlerinin gerçekleĢtirildiği, eğitim ve toplantı salonları, vücut geliĢtirme gibi bölümleri ile insanların daha çok eğlendiği ve zevkle vakit geçirdiği mekanlar haline getirilmiĢtir.

3. 1. 1. Eski Yunanda Hamamlar

Eski Yunan‟da, hamamların nasıl olduğuna dair geniĢ bilgiler bulunmamaktadır. Elimizde yer alan kısıtlı verilerde hamamların daha çok sağlık amacıyla kullanılan ve tedavi amacına hizmet eden müesseseler olduğu belirtilmektedir. Bu dönemdeki hamamlar eğlence ve sporların yapıldığı, sıcak su ve ısıtma sisteminin yer almadığı insanların soğuk suyla yıkandığı yıkanma yerleri ve duĢ gözleri olan mekanlardır56. Kutsal alanlara yıkanılmadan

girilmiyordu. Bayramlarda insanlar ve heykeller yıkanıyordu. Yıkandıktan sonra kralın huzuruna çıkıyorlardı. Eski Yunan vazolarında insanların su dökünerek yıkandıklarını gösteren resimler bulunmaktadır. Bu resimlerde kadınlarla erkeklerin bir arada bulunması bu dönemde kadın ve erkeklerin bir arada yıkandıkları göstermektedir57.

52 Eyice, 1997: 402. 53 Aksoy, 2011: 15. 54 SavaĢ, 2007. 55 Eyice, 1997: 402. 56 Sözen ve Tanyeli, 1996: 99. 57 Aru, 1949: 12.

Referanslar

Benzer Belgeler

血管性失智症的治療 返回 醫療衛教 發表醫師 胡朝榮 主任 發佈日期 2009/03 /01 血管性失智症 的治療 民眾衛教 - 其他衛教 作者是 朝榮 週日,

Epidemiology of Traumatic Brain Injury 中文摘要 在世界各個國家,事故傷害一直都是公共衛生上重要的議題,所造成的

Ancak sorun, sözkonusu kinaz ailesi bireylerinin say›ca yüksek olmas› nedeniy- le bunlar› bir bütün olarak hedef alan te- davi yöntemlerinde de birçok yan etkinin

Farkl› kar›nca türlerinin yaln›zca tek tür mantar yetifltirdi¤i, iki ayr› mantar türünün ayn› çiftlikte, hatta ayn›. koloni içinde

yayınevlerinden biri Gallimard’a beni o zamanlar tanışmadığım iki kadının Yaşar Kemal’in eşi Tilda Kemal ile Nâzım Hikmettin eşi Münevver Andaç’ın tavsiye

Halil Paşa Çenğelköyde kotra Tabakane (Ankara) Kız kulesi Bostancı sahili Maltepe » Rumeli hisarı Ankara deresi Çiçek ve meyva Mısırda cami Kırmızı köşk

•Savcının tutuklama is­ temine karşın mahke­ mece tutuksuz yargı­ lanmak üzere serbest bırakılan Yaşar Kemal “Bu davada kimin mah­ kum olacağı belli

Hartmann, The Family As The Locus Of Gender, Class and Political Struggle; The Example of Housework, 1981, s.15” (Arıkan, s. 2’deki alıntı). Feodal Toplumdan Yirminci Yuzyıla. On