• Sonuç bulunamadı

Kalecik karası üzüm çeşidinde farklı seviyede şarj (ürün yükü) ve hümik madde uygulamalarının verim ve kalite üzerine etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kalecik karası üzüm çeşidinde farklı seviyede şarj (ürün yükü) ve hümik madde uygulamalarının verim ve kalite üzerine etkileri"

Copied!
75
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KALECĠK KARASI ÜZÜM ÇEġĠDĠNDE FARKLI SEVĠYEDE ġARJ (ÜRÜN YÜKÜ)

VE HÜMĠK MADDE UYGULAMALARININ VERĠM VE KALĠTE ÜZERĠNE ETKĠLERĠ

Nurgül AKIN YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Haziran-2019 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)

TEZ KABUL VE ONAYI

Nurgül AKIN tarafından hazırlanan „„Kalecik Karası Üzüm ÇeĢidinde Farklı Seviyede ġarj (Ürün Yükü) ve Hümik Madde Uygulamalarının Verim ve Kalite Üzerine Etkileri’’ adlı tez çalıĢması 25/06/2019 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı‟nda YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

Jüri Üyeleri Ġmza

BaĢkan

Prof. Dr. Lütfi PIRLAK ………..

DanıĢman

Prof. Dr. Aydın AKIN ………..

Üye

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÇELĠK ………..

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. Mustafa YILMAZ FBE Müdürü

Bu tez çalıĢması Selçuk Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri (BAP) Ofis Müdürlüğü tarafından 18201108 nolu proje ile desteklenmiĢtir.

(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Nurgül AKIN 25/06/2019

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

KALECĠK KARASI ÜZÜM ÇEġĠDĠNDE FARKLI SEVĠYEDE ġARJ (ÜRÜN YÜKÜ) VE HÜMĠK MADDE UYGULAMALARININ VERĠM VE

KALĠTE ÜZERĠNE ETKĠLERĠ

Nurgül AKIN

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Aydın AKIN 2019,65 Sayfa

Jüri Prof. Dr. Aydın AKIN Prof. Dr. Lütfi PIRLAK

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÇELĠK

Bu çalıĢma, 2018 yılı vejetasyon periyodunda Ankara ili, Akyurt ilçesinde yetiĢtirilen 5 BB anacı üzerine aĢılı 20 yaĢındaki Kalecik Karası (Vitis vinifera L.) üzüm çeĢidinde gerçekleĢtirilmiĢtir. AraĢtırmada, Kontrol (K), 8 göz/asma, 12 göz/asma, 16 göz/asma, 8 göz/asma+TKĠ-Hümas, 12 göz/asma+TKĠ-Hümas, 16 göz/asma+TKĠ-Hümas, uygulamalarının Kalecik Karası üzüm çeĢidinde üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkileri incelenmiĢtir. Bulgulara göre, en yüksek üzüm verimi 7.70 kg/asma ile 16 göz/asma ve 7.27 kg/asma ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamalarında; en yüksek salkım sayısı 31.33 adet/asma ile 16 Hümas uygulamalarında; en yüksek salkım ağırlığı 327.30 g ile 8 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamasında; en yüksek salkım geniĢliği 13.39 cm ile 16 göz/asma ve 13.42 cm ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamasında; en yüksek tane geniĢliği 15.62 mm ile Kontrol ve 15.65 mm ile 12 göz/asma uygulamalarında; en yüksek tane uzunluğu / tane geniĢliği 1.11 ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamasında; en yüksek pH 3.79 ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamasında; en yüksek suda çözünür kuru madde % 23.33 ile 8 göz/asma ve % 22.33 ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamalarında; en yüksek titrasyon asitliği % 0.82 ile 12 göz/asma uygulamasında; en yüksek olgunluk indisi 30.24 ile 12 göz/asma+TKĠ-Hümas, 30.56 ile 8 göz/asma ve 30.81 ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamalarında; en yüksek L* renk yoğunluk değeri 31.86 ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamasında; en yüksek salkım hacmi 273.33 cm3/salkım ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas, 274.33 cm3/salkım ile 16 göz/asma, 280.67 cm3/salkım ile 8 göz/asma ve 280.67 cm3/salkım ile 8 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamalarında; en yüksek salkımdaki tane sayısı 32.67 adet/salkım ile 8 göz/asma, 69.67 adet/salkım ile 16 göz/asma, 72.67 adet/salkım ile 12 göz/asma, 75.67 adet/salkım ile 8 göz/asma+TKĠ-Hümas, 77.67 adet/salkım ile 12 göz/asma+TKĠ-Hümas ve 77.67 adet/salkım ile 16 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamalarında belirlenmiĢtir. Salkımlarda kusurlu yeĢil tane belirlenmemiĢtir. Uygulamaların salkım uzunluğu, tane ağırlığı, tane uzunluğu, a* ve b* renk yoğunluk değerleri, Ģıra randımanı ve tane hacmi üzerine etkisi istatistiki olarak önemli bulunmamıĢtır. Kalecik Karası üzüm çeĢidinde üzüm verimini artırmak için 16 göz/asma ve 16 göz/asma+TKĠ-Hümas; salkım ağırlığını artırmak için 8 göz/asma+TKĠ-Hümas uygulamaları tavsiye edilebilir.

(5)

v ABSTRACT MS THESIS

THE EFFECTS ON YIELD AND QUALITY OF DIFFERENT LEVEL CROP LOAD AND HUMIC SUBSTANCE APPLICATIONS IN KALECĠK KARASI

GRAPE CULTIVAR Nurgül AKIN

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE HORTICULTURAL DEPARTMENT

Advisor: Prof. Dr. Aydın AKIN 2019, 65 Pages

Jury Prof. Dr. Aydın AKIN Prof. Dr. Lütfi PIRLAK

Assist. Prof. Dr. Mustafa ÇELĠK

This study was conducted 20 years old Kalecik Karası (Vitis vinifera L.) grape cultivar grafted on 5 BB rootstock in a vegetation period of 2018 in Akyurt district in Ankara province. In this research, it was investigated effects of Control (C), 8 bud/vine, 12 bud/vine, 16 bud/vine, 8 bud/vine+TKI-Humas, 12 bud/vine+TKI-Humas, 16 bud/vine+TKI-Humas applications on grape yield and quality in Kalecik Karası grape cultivar. According to the findings obtained as the highest fresh grape yield 7.70 kg/vine with 16 bud/vine and 7.27 kg/vine with 16 bud/vine+TKI-Humas; the highest number of cluster 31.33 number/vine with 16 Humas; the highest cluster weight 327.30 g with 8 bud/vine+TKI-Humas; the largest cluster 13.39 cm with 16 bud/vine and 13.42 cm with 16 bud/vine+TKI; the highest berry width 15.62 mm with C and 15.65 mm with 12 bud/vine; the highest berry length/berry width 1.11 with 16 bud/vine+TKI-Humas; the highest pH 3.79 with 16 bud/vine+TKI-Humas; the highest water soluble dry matter 23.33 % with 8 bud/vine and 22.33 % with 16 bud/vine+TKI-Humas; the highest titration acidity 0.82 % with 12 bud/vine; the highest maturity index 30.24 with 12 bud/vine+TKI-Humas, 30.56 with 8 bud/vine and 30.81 with 16 bud/vine+TKI-Humas; the highest intensity of L* color 31.86 with 16 bud/vine+TKI-Humas; the highest cluster volume 273.33 cm3/cluster with 16 bud/vine+TKI-Humas, 274.33 cm3/cluster with 16 bud/vine, 280.67 cm3/cluster with 8 bud/vine and 280.67 cm3/cluster with 8 bud/vine+TKI-Humas; the highest berry number in cluster 32.67 number/cluster with 8 bud/vine, 69.67 number/cluster with 16 bud/vine, 72.67 number/cluster with 12 bud/vine, 75.67 number/cluster with 8 bud/vine+TKI-Humas, 77.67 number/cluster with 12 bud/vine+TKI-Humas and 77.67 number/cluster with 16 bud/vine+TKI-Humas applications. Defective green berry was not determined in the cluster. The effects of applications on cluster length, berry weight, berry length, a* color intensity, b* color intensity, must yield and berry volume were not found statistically significant. The fresh grape yield is increased with 16 bud/vine and 16 bud/vine+TKI-Humas applications; cluster weight is increased 8 bud/vine+TKI-Humas applications in Kalecik Karası grape cultivar.

(6)

vi ÖNSÖZ

Tez çalıĢmamın planlanmasında, araĢtırılmasında, yürütülmesinde ve oluĢumunda ilgi ve desteğini esirgemeyen, engin bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım, yönlendirme ve bilgilendirmeleriyle çalıĢmamı bilimsel temeller ıĢığında Ģekillendiren değerli hocam Sayın Prof. Dr. Aydın AKIN‟a sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

Hayatım boyunca maddi manevi desteğini gördüğüm her zaman destek olduğu gibi tez çalıĢmam süresi boyunca yanımda olan, yardım ve ilgilerini esirgemeyen değerli aile bireylerime en içten teĢekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım.

Laboratuvar çalıĢmalarımda yardımcı olan arkadaĢlarıma ve arazi çalıĢmalarım esnasında yardımlarını esirgemeyen Ġsmail YÜCA‟ya teĢekkür ederim.

Tezimin arazide kurulmasında yardımcı olan Kavaklıdere ailesine teĢekkürlerimi sunarım.

Nurgül AKIN KONYA-2019

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii SĠMGELER VE KISALTMALAR ... ix 1.GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 4

2.1. ġarj (Ürün Yükü) Uygulamaları ... 4

2.2. HA Uygulamaları ... 12

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 20

3.1. Materyal ... 20

3.1.1. AraĢtırmanın Yapıldığı Ġlin Coğrafi Konumu ... 20

3.1.2. AraĢtırmanın Yapıldığı Ġlin Ġklim ve Toprak Özellikleri ... 21

3.1.3. AraĢtırmada Kullanılan Bitkisel Materyal ... 22

3.2. Yöntem ... 22

3.2.1. ġarj (Ürün Yükü) Uygulaması ... 23

3.2.2. TKĠ-Hümas Uygulaması ... 24

3.3. OlgunlaĢan Üzümlerin Hasadında Ve Sonrasında Elde Edilen Veriler AĢağıdaki Kriterlere Göre YapılmıĢtır. ... 25

3.3.1. Gözlerin uyanma tarihi ... 25

3.3.2. Çiçeklenme tarihi ... 25

3.3.3. Tane tutumu tarihi ... 25

3.3.4. Ben düĢme tarihi ... 25

3.3.5. OlgunlaĢma tarihi ... 25

3.3.6. Üzüm verimi ... 25

3.3.7. Salkım sayısı ... 25

3.3.8. Salkım ağırlığı ... 25

3.3.9. Salkım hacmi ... 25

3.3.10. Salkımdaki tane sayısı ... 26

3.3.11. Salkımdaki yeĢil tane sayısı ve oranı ... 26

3.3.12. Salkım uzunluğu ... 26 3.3.13. Salkım geniĢliği ... 26 3.3.14. Tane ağırlığı ... 26 3.3.15. Tane hacmi ... 26 3.3.16. Tane uzunluğu ... 26 3.3.17. Tane geniĢliği ... 27

3.3.18. Tane uzunluğu/Tane geniĢliği ... 27

(8)

viii

3.3.20. Suda çözünür kuru madde (%) ... 27

3.3.21. Titrasyon asitliği (TA) ... 27

3.3.22. Olgunluk indisi ... 28

3.3.23. ġıra randımanı ... 28

3.3.24. Renk parametrelerinin belirlenmesi ... 28

3.3.25. Verilerin değerlendirilmesi ... 29

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 30

4.1. Gözlerin Uyanma Tarihi ... 30

4.2. Çiçeklenme Tarihi ... 30

4.3. Tane Tutumu Tarihi ... 30

4.4. Ben DüĢme Tarihi ... 30

4.5. OlgunlaĢma Tarihi ... 30

4.6. Üzüm Verimi ... 30

4.7. Salkım Sayısı ... 32

4.8. Salkım Ağırlığı ... 34

4.9. Salkım Hacmi ... 35

4.10. Salkımdaki Tane Sayısı ... 36

4.11. Salkımdaki YeĢil Tane Sayısı ve Oranı ... 37

4.12. Salkım Uzunluğu ... 38 4.13. Salkım GeniĢliği ... 39 4.14. Tane Ağırlığı ... 40 4.15. Tane Hacmi ... 42 4.16. Tane Uzunluğu ... 43 4.17. Tane GeniĢliği ... 45

4.18. Tane uzunluğu/Tane geniĢliği ... 46

4.19. pH ... 47

4.20. Suda Çözünür Kuru Madde (0Brix) (%) ... 49

4.21. Titrasyon Asitliği (TA) ... 51

4.22. Olgunluk Ġndisi ... 52

4.23. ġıra Randımanı ... 53

4.24. Tane Kabuk Rengi ... 54

4.24.1. L* Renk Değeri ... 54 4.24.2. a* Renk Değeri ... 56 4.24.3. b* Renk Değeri ... 57 5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 58 5.1 Sonuçlar ... 58 5.2 Öneriler ... 60 KAYNAKLAR ... 61 ÖZGEÇMĠġ ... 65

(9)

ix SĠMGELER VE KISALTMALAR Kısaltmalar g: Gram mg: Miligram kg: Kilogram km: Kilometre m: Metre mm: Milimetre cm: Santimetre l: Litre

pH: Hidrojen Ġyonu Konsantrasyonu ppm: milyonda bir

% : Yüzde

0Brix: Toplam Suda Çözünebilir Kuru Madde TA: Titre Edilebilir Asitlik

HA: Hümik Asit N: Azot P: Fosfor K: Postasyum B: Bor Fe: Demir Mn: Manganez Mg: Magnezyum Zn: Çinko

(10)

x Cu: Bakır

Ca: Kalsiyum

TÜĠK: Türkiye Ġstatistik Kurumu ġarj: Ürün Yükü K: Kontrol o C: Santigrat Derece Ö.D: Önemli Değil L*: Parlaklık

a*: YeĢil-Kırmızı Renk Yoğunluğu b*: Mavi-Sarı Renk Yoğunluğu

(11)

1.GĠRĠġ

Bağcılık, dünyanın genel olarak kuzey yarım kürede 20–52, güney yarım kürede ise 20- 40 enlemleri arasında yapılmakta olan bir tarımsal faaliyettir. Asmanın meyvesi üzüm ise yaĢ ya da iĢlenmiĢ birçok ürünü ile sofraların en değerli sayılabilecek gıdalarını oluĢturmaktadır. Üzüm, daha çok taze olarak sofralık, kuru üzüm ve Ģarap olarak değerlendirilmekte ise de üzüm suyu, sirke, pekmez, reçel gibi gıda ürünlerine de iĢlenebilmektedir. Ayrıca, Türkiye‟nin bazı bölgelerinde üretilen köfter, bulama, hardaliye vb. olduğu gibi üzüm birçok yöresel/geleneksel ürünlerin de hammaddesidir. Yemeklerde kullanmak amacıyla toplanıp salamuraya iĢlenen asma yaprakları ise, üzümden sonra asmanın ikinci bir ürünü olarak yaygın olarak değerlendirilmektedir (Cangi ve ark., 2011). Oldukça fazla sayılan bu değerlendirme olanakları ile bağcılık, tarımın önemli ticari değeri olan faaliyetlerinden birisi sayılmaktadır.

Tarih öncesi çağlarda kültüre alınan ve dünya üzerinde çok geniĢ bir alana yayılmıĢ olan asma türleri içerisinde en çok üzüm çeĢidi içeren tür, halen dünya üzüm üretiminin % 90‟ından fazlasını sağlayan Vitis vinifera L.‟dır. “Eski dünya üzümü” veya “Avrupa üzümü” olarak adlandırılan bu türün çeĢitlerinin yoğun olarak yetiĢtiği ülkeler Avrupa kıtasında olup üzüm üretimi ile uğraĢan diğer ülkelerin hepsinde yetiĢtirilmektedir (Ağaoğlu, 1999).

Yabani olan asmanın; meyvelerinin taze veya kuru olarak tüketilmesi, Ģarap yapımında kullanılması nedeniyle M.Ö. 6000'den sonra kültüre alındığı tahmin edilmektedir. Yapılan araĢtırmalar çekirdek kalıntılarının, alkollü içki yapımı sonucu sıkma artığı olarak toplu halde bulunduğunu kanıtlamaktadır. Radyokarbon tekniği ile yaĢları belirlenen toplu haldeki çekirdekler; Ģarabın günümüzden 10.000 yıl önce bilindiği ve imal edildiğini göstermektedir (Ağaoğlu, 1999).

Asma, diğer meyvelerle kıyaslandığında en fazla çeĢide sahip türlerden birisidir. Dünyada 10.000‟in üzerinde üzüm çeĢidi olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaĢık 1.200‟ün üzerinde üzüm çeĢidi bulunmakta ve bu çeĢitlerin 50–60 kadarı ekonomik öneme sahiptir (Çelik ve ark., 1998).

Türkiye, yaklaĢık 6000 yıllık bir bağcılık kültürü ile hem yabani, hem kültür asmasına ait 1.400‟den fazla asma genotipine sahip olup, asmanın anavatanı ülkelerinden biri sayılmaktadır (Ağaoğlu ve ark., 1998).

Dünyada sürdürülebilir tarımın gerçekleĢtirilebilmesi için tek çözümün organik tarım olduğu kabul edilmektedir. Hatta organik tarım ve sürdürülebilir tarım eĢ anlamlı

(12)

olarak kullanılmaktadır. Avrupa ve Kuzey Amerika‟da organik tarım sektöründe hızlı geliĢmeler gözlenmektedir. Avrupa‟da ortalama %2.2‟lik tarımsal alanda sadece organik tarım uygulandığı, Avusturya ve Ġsveç‟de ise bu değerin %10‟un üzerinde olduğu belirtilmektedir (Rigby ve Cáceres, 2001).

Organik gübrelerin bitkilere besin maddesi kaynağı olmasının yanısıra, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri üzerine de önemli etkilerinin olduğu bilinmektedir. Türkiye için büyük bir tehlike olan erozyonun önlenmesinde organik maddelerin rolü büyüktür. Ancak bitki geliĢimindeki rolü, bitki ve organik maddenin cinsi ile madde konsantrasyonuna bağlıdır. Bunun için etkileri tam olarak genelleĢtirmek olanaksızdır. Toprağın humus miktarı, sürekli iĢlenmesi ve bitkilerin humusu özütlemesi sonucu azalır. Bu nedenlerle toprağın humus ihtiyacı, zaman zaman toprağa humus kaynağı olan genç kömürlerin de ilavesiyle karĢılanır (Kural, 1978).

Hümik maddelerin en önemli bileĢenlerinden biri olan hümik asitler toprağın yapısı ve dokusunu fiziksel olarak iyileĢtirir. Toprağa yumuĢak ve kolay iĢlenebilir özellik kazandırır. Killi, balçık ve sıkıĢtırılmıĢ zeminleri parçalayarak yumuĢak ve geçirgen bir yapı oluĢturur. Toprağın solunum ve su tutma kabiliyetini artırır, tohumun çimlendirme oranını arttırır ve topraktaki mikroflora popülasyonunun geliĢmesini ve koloni haline getirmek için alanlar sağlarlar. Ayrıca hümik asitler topraklardan su buharlaĢmasını azaltır. Bu özellik balçığın az oranda bulunduğu veya bulunmadığı topraklarda, kurak bölgelerde ve suyu tutmanın mümkün olmadığı kumlu alanlarda büyük önem taĢır. Bakteriler, kalsiyum, çözünmeyen kalsiyum fosfattan fosfor, demir ve çözünmeyen demir fosfattan fosforun enzimatik olarak oluĢumunu sağlarlar (Benz ve ark., 1998).

Hümik ve fulvik asitlerin çok yüksek iyon değiĢtirme kapasitelerine sahip olması ve hidroliz olmasıyla çok miktarda amino asitler ve organik asitlerin açığa çıkmasıyla;

1-Toprağın katyon değiĢtirme kapasitesini (KDK) ve tamponlama kapasitesini arttırarak, bitki besin elementlerinin topraktan kaybını azaltır.

2-Toprakta besin elementlerinin elveriĢliliğini ve bitkilerce alımını artırır. 3-Toprak reaksiyonunun değiĢmesine ve toprak tuzlulaĢmasına karĢı tamponlama özelliğini artırarak bitkisel üretimde tuz zararını azaltır.

4-Topraktaki mikroorganizma faaliyetini arttırır. Sonuç olarak humik ve fulvik asitlerin toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri üzerine yaptığı bu olumlu etkilerle bitki tohumlarının çimlenmesi, kök ve toprak üstü aksamının geliĢimini ve çiçeklenmeyi artırarak, toprak suyu ve havasından daha iyi yararlanmasını ve dengeli

(13)

beslenmesini sağlayarak bitki verimi ve kalitesini çok önemli düzeylerde artırır. Ayrıca hümik ve fulvik asitler, kimyasal gübrelerin etkinliğini artırarak aĢırı gübre kullanımını önleyerek ekonomiye katkısı yanında çevrenin korunmasına yardımcı olur (Gezgin ve ark., 2012).

Concord asmalarında 20, 40, 80, 120 ve 160 göz üzerinden budama yapılmıĢtır. KıĢ budaması sırasında belirlenen bir yıllık dalların ağırlığı esas alınarak asmalar sınıflandırılmıĢtır. Ürün yükü grupları az, orta ve çok Ģeklinde oluĢturulmuĢtur. Göz seviyesindeki artıĢ sebebiyle verim, tane sayısı ve salkım sayısı artıĢ göstermiĢtir. Ancak salkım ağırlığı, kuru madde miktarı, her salkımdaki taneler ve tane ağırlığı azalmıĢtır. Ġlkbahar mevsiminde büyüme esnasında göz sayısının 120 göze kadar artıĢıyla yaprak alanında artıĢ gözlenmiĢtir. Asma baĢına kuru ağırlığında önemli bir artıĢ görülmemiĢ ancak göz sayısı 80‟den 160‟a artıĢ göstermiĢtir. Maksimum kuru maddenin üretilmesi için tüm sürgünlerin bırakılmasının gerekli olmadığına ancak aĢırı budamanın da asmalar tarafından üretilen kuru maddenin miktarını sınırlandırabileceğine dikkat çekilmiĢtir. Karbonhidratların daha yüksek oranda vejetatif dokulardan meyveye aktarılmasına, asma kapasitesine kadar artan ürün yükünün sebep olduğunu ve bu durumun meyvelerde ki kuru madde miktarındaki artıĢı açıklayacağı belirtilmiĢtir (Miller ve Howell, 1998).

Bu çalıĢmada, Kalecik Karası üzüm çeĢidinde Ģarj (ürün yükü) ve topraktan TKĠ-Hümas uygulamasının üzüm verimi ve kalitesi üzerine etkileri incelenmiĢtir.

(14)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

2.1. ġarj (Ürün Yükü) Uygulamaları

Asmalarda kıĢ budaması sırasında her omca baĢına ya da m2‟ye bırakılan göz sayısı Ģarj olarak tanımlanır. Asmanın taĢıma yükü geliĢme periyodu süresince meydana gelen toplam verim ve büyüme ile tanımlanmakla beraber, yüksek oranda yaprakların iriliği, sayısı, kalitesi ile yaprakların etkin olana kadar geçen süre uzunluğuyla tespit edilmektedir. Asmanın kıĢ budamasında fazla ürün yükü ile yüklenmesi, asmaya daha fazla toplam yaprak alanı sağlamasına ya da asmanın kapasitesini artırmasına rağmen, sürgünlerin daha zayıf geliĢmesine ve yeterli olgunluğa eriĢmeden kıĢa girmesi nedeni ile dondan zarar görmelerine yol açar. Hatta verimli dallar üzerindeki gözlerin yeteri kadar beslenememesi bir yıl fazla göz oluĢturan asmaların bir sonraki yıl daha az ürüne sahip olmasına neden olabilir. Çok fazla budama ile az ürün yükü bırakılması ise sürgün miktarını sınırlandırarak geliĢme mevsiminde meydana gelecek toplam yaprak alanını düĢürmekle birlikte yaz mevsimine kadar oluĢması gereken yeterli yaprak sayısını geciktirmektedir. Bununla birlikte sürgün geliĢmesini hızlandırıp meydana gelecek salkımlarda silkmeye sebep olmaktadır. Hızlı geliĢmekte olan sürgünlerde göz verimlilik oranları da daha düĢük bulunmaktadır. Bu sebeplerden, dinlenme devresinde uygulanan kıĢ budamasıyla fizyolojik dengenin elde edilmesi önem kazanmaktadır (Winkler ve ark., 1974).

Üç yıl boyunca Manisa ili Ģartlarında gerçekleĢtirilen bir araĢtırmada, Sultani Çekirdeksiz çeĢidine ait asmalar 14 gözün bulunduğu 2, 3, 4, 5 ve 6 adet çubuk bırakılacak Ģekilde budama yapılmıĢtır. Budama sırasında bırakılmıĢ çubuk sayısının artmasıyla salkım sayısının da arttığı gözlenmiĢtir. Yapılan uygulamaların vejetatif geliĢime negatif etkileri saptanmamıĢtır. Kuru madde oranı (%) ve 100 tane ağırlığı uygulamalardan etkilenmemiĢtir. Verimdeki artıĢ ile salkım sayısı arasında orantılı bir artıĢ tespit edilmemiĢtir. Bu duruma yanlıĢ yapılan yaz budamaları ile salkımlarda silkmeye neden olan mildiyö, ölü kol ve külleme hastalıklarının sebep olduğu kabul edilmiĢtir (Samancı, 1979).

Sultana asmalarının en düĢük seviyede budanması sonucu büyümesi ve verimliliği araĢtırılmıĢtır. Geleneksel budama yöntemi uygulanmıĢ asmaların, kültürel

(15)

mücadeleleri kolay kılmak nedeniyle asgari budanmıĢ (etekleri alınmıĢ) asmaların ve 6 sezon boyunca budanmamıĢ asmaların kalite ve verimleri kıyaslanmıĢtır. Geleneksel budamanın yüksek verimin olduğu senelerde verimi sınırladığı belirlenmiĢtir. Etekleri alınmıĢ elli yaĢındaki nonklonal asmaların 6 sezon boyunca üretiminde ortalama %60 artıĢ sağlanmıĢtır. Budama yapılmamıĢ veya sınırlı olarak budanmıĢ asmalarda, daha çok salkım, daha çok sürgün meydana gelmiĢ ancak her sürgünde daha az salkım ve küçük salkımlar oluĢmuĢtur. Etekleri alınmıĢ asmalar, derim zamanında budanmıĢ olanlarla kıyaslandığında benzer asma tacı meydana getirmiĢlerdir. Etekleri alınmıĢ asmaların bir yıllık çubuk ağırlıkları budanmıĢ asmalarla kıyaslandığında, sürgün ağırlıkları ve bir sürgündeki yaprak sayıları daha düĢük olmuĢtur. Etekleri alınmıĢ asmaların elle hasada göre mekanik hasat yöntemine daha uyumlu olduğu belirlenmiĢtir (Clingeleffer, 1984).

Ege bölgesinde yetiĢen bağlarda yapılan Cardinal üzüm çeĢidi kıĢ budamasında, farklı çubuk uzunluğu ve göz sayısı bırakılmasının kalite ve verim üzerine etkileri araĢtırılmıĢtır. Denemede 3 ve 10 göze sahip iki çubuk uzunluğuyla, m2

baĢına 5, 5-7 ve 10 göz bırakılmıĢtır. Çok fazla salkım oluĢturduğu bilinen Cardinal üzüm çeĢidinden alınan sonuçlara göre, m2 baĢına düĢen göz sayısında iki katı artıĢ meydana gelmesiyle beraber verimde % 21 artıĢ gösterdiği belirlenmiĢtir. Salkım sayısındaki artıĢtan dolayı verimde artıĢ meydana gelmiĢtir. Göz sayısındaki artıĢa paralel bir Ģekilde ortalama tane ağırlığı, salkım ağırlığı ve SÇKM (%) değerleri azalmıĢtır. Üç göz üzerinden budama yapılan asmalarda kuru madde değerleri ve tane ağırlığı daha fazla olduğu belirlenmiĢtir. Buna ek olarak asmanın geliĢimi de artıĢ göstermiĢtir. Uygun kalitede optimum ürünün kısa budanmıĢ asmalarda salkım seyreltme ile ve 5-7 göz/m2 Ģarj ile alınabileceği belirlenmiĢtir (Ġlhan ve Ertem, 1988)

Yuvarlak çekirdeksiz bağlarında, dikim mesafesi, çubuk uzunluğu ve farklı Ģarj uygulamalarının, asmaların salkım sayısı, kuru madde, 100 tane ağırlığı, ortalama salkım ağırlığı, yaĢ verim, göz verimliliği ve çubuk verimi gibi özelliklere etkileri araĢtırılmıĢtır. Budama esnasında m2‟ye bırakılan göz sayısı 10, 15 ve 20 adettir. Asmalarda göz sayısında iki katı artıĢ, % 37-41 salkım sayısı artıĢı ve % 24-29 oranında ürün artıĢı sağlarken, kuru madde, 100 tane ağırlığı, ortalama salkım ağırlığı ve çıkarılan bir yaĢlı odun ağırlığında azalıĢa sebep olmuĢtur. Bayraklarda 10 ile 18 arasında bırakılan göz miktarının kalite, geliĢme ve verim hususları üzerinde ki etkileri önemsiz bulunmuĢtur. Bundan dolayı bayrak uzunluğunun veya budamada bırakılacak göz sayısının bayrağın niteliğine (çapı, olgunlaĢması vb.) göre belirlenmesi

(16)

düĢünülmüĢtür. 15 göz/m2

optimum ürün yükü seviyesi olarak belirlenmiĢtir (Ġlhan ve Ġlter, 1992).

Ege Bölgesinde yetiĢtirilen bağlarda meydana gelen salkım ucu kurumalarının nedenlerini araĢtırmak üzere Manisa bölgesinde yetiĢen bağlarda bir araĢtırma yürütülmüĢtür. Bu amaç doğrultusunda çiftçilere yapılan anket sonuçları, laboratuvar incelemeleri ve bağlarda yapılan izlenimler dikkate alınmıĢtır. Salkım ucu kurumasında ürün/yaprak dengesini bozan birden fazla faktörün var olduğu ve bunlar içinden asmalara çok fazla ürün yüklemenin daha fazla etkili olduğu neticesine varılmıĢtır. Manisa bağlarında son 10 yıl içerisindeki üzüm verimi iki katına çıkarılmıĢ ve bunda gübreleme, sulama ve terbiye sistemi gibi çevresel etmenlerdeki iyileĢtirmeler etkili olmuĢ ve omca baĢına daha çok göz ve ürün bırakılmıĢtır. Ürünü daha çok artırmak içinse GA3 uygulanmıĢtır. Anketlerde, budamada bırakılan çubuk miktarının 5 ile 10 arasında ve çubuklardaki göz miktarının da 11 ile 20 arasında değiĢkenlik gösterdiği belirlenmiĢtir. Bunlara dayanarak uç kurumasının en etkili sebeplerinden birinin fazla ürün yükü ile yükleme olduğu fikri kuvvetlenmiĢtir. Çözüm için bağcıların bağlarında uygun olan ürün yükünün bırakılması ve bunun mevsim süresince devam ettirilmesi, konu hakkında bağcıların eğitilmeleri tavsiye edilmiĢtir (Ġlter ve Atilla, 1992).

Faklı ürün stresine maruz kalan kendi kökü üzerinde yetiĢtirilen Concord asmalarının, generatif ve vejetatif geliĢme üzerine etkisi araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma baĢlangıcında bir yıllık olgun dalların sayısına bakarak budama yapılan Concord çeĢidi asmalar iki sınıfa ayrılmıĢtır. Bunlar büyük olan asmalar 1.4-2.4 kg/asma ve küçük olan asmalar 0.8-1.2 kg/asma yıllık budanan dal ağırlığı olarak gruplandırılmıĢtır. Her sınıf 90-120 göz bırakılacak Ģekilde budanmıĢ veya dengeli bir budamaya tabi tutulmuĢtur. Meyve verimi ve büyümenin 5 sene boyu değiĢkenlik gösterdiği belirlenmiĢtir. Dengeli budanan asmalara göre 90 ve 120 gözden budanan asmalar daha çok ürün yapmıĢ, ancak vejetatif geliĢmeleri daha düĢük oranda olmuĢtur. Ġki sınıfta da bırakılan göz sayısının meyve kalitesi ile negatif, ürün yükü ile pozitif iliĢkili olduğu tespit edilmiĢtir. Çok fazla ürün yükünü, büyük asmalar taĢıyacak kapasiteye sahipken, iki sınıfta da araĢtırma yapılan bölgede sürekli fazla Ģarj sebebi ile asmaların zayıf kaldığı ve ortalama asma büyüklüğünün, meyve kalitesinin ve miktarının azaldığı belirlenmiĢtir (Miller ve ark., 1993).

Seyval çeĢidi üzümlerde ürün yükünün fotosentez ve kuru madde dağılımına etkileri incelenmiĢtir. Kendi kökü üzerinde yetiĢen iki yaĢındaki asmalar, az (1 salkım asma-1), orta (3 salkım asma-1) ve çok (7.7 salkım asma-1) Ģarjla budama yapılmıĢtır.

(17)

Gölgeyi engellemek için asmanın orta kısımlarındaki koltuk sürgünleri çıkarılmıĢtır. Dördüncü uygulama olarak ise orta ürün yükü ile yüklenen asmalar üzerinde koltuklar bırakılmıĢtır. 7.7 salkım/asma ile yüklenen ve koltuk sürgününün bırakıldığı asmaların ana sürgünün büyümesi, boğumlar arası uzunluğu, boğumların sayısı, yaprak iriliği, sürgünlerde olgunluk oranı ve olgunluğa eriĢme uzunluğu azalmıĢtır. Koltuk sürgünü bırakılan asmalar haricinde, toplam yaprak alanının Ģarj ile iliĢkisinin negatif olduğu belirlenmiĢtir. Koltukların bırakıldığı asmalarda yaprak alanı/meyve oranında en yüksek değerler tespit edilmiĢtir. Asmanın karbonhidrat depolama kabiliyeti ile yaprak alanı/meyve oranı ilgili bulunmuĢtur. Uygulamaların toplam kuru ağırlık/asma üzerine etkisi istatistiki olarak önemli bulunmamıĢtır. Artan meyvenin beslenmesi ile depo maddelerinin birikimi yavaĢlamıĢ, kök ve yeni oluĢan sürgünlerin beslenmesi azalmıĢtır. Fotosentez oranı derim zamanında ölçülmüĢtür. 1g meyve için karbondioksit tutulma oranını, düĢük ürün yüklü asmalar artırırken, karbondioksitin tutulma oranını 1 g bitki kuru ağırlığını etkilememiĢtir (Edson ve ark., 1993).

Thompson Seedleess üzüm çeĢidinin kalitesi ve kurutmalık üretimi üzerine asmanın Ģarjı ve çubuk sayısının ayarlanmasının etkileri araĢtırılmıĢtır. 3 yıl süren çalıĢma iki ayrı bağda yürütülmüĢtür. ÇalıĢmada 60, 90, 120 ve düzenlenmiĢ 60, 75, 90 ve 120 göz/asma ürün yükü uygulaması yapılmıĢtır. DüzenlenmiĢ budama uygulamasında, salkım somakları gözlerin uyanmasından sonra sayılarak bırakılacak göz sayısı genellikle bölgede ortalama olarak belirlenen salkım sayısı/asma kullanılarak belirlenmiĢ ve bayrak dallarının fazlası (her asma baĢına 15 gözlü 1 veya 3 çubuk) çıkartılmıĢtır. Göz sayılarının artması, sürgün ve somak sayılarının artmasını sağlamıĢtır. UyanmıĢ göz sayısı sebebiyle artan sürgün sayısı, somak ve göz sayısı arasındaki artıĢın eĢit oranda olmadığı tespit edilmiĢtir. Seneler içinde değiĢmesiyle beraber, artıĢ gösteren göz sayısının asmalarda ürün yükününü arttırması, hasatı yapılan üzümde bazı verim ve kalite ölçütlerinin (tane iriliği, salkım iriliği ve kuru madde) azalmasına sebep olmuĢtur. Elde edilen sonuçlara göre kuru üzüm verimine yıl uygulamalarının etkileri önemli bulunmamıĢ ve az, orta ve çok budamayla kıyaslandığında, nadir olarak kuru üzüm değerlerini değiĢtirmiĢtir. Kuru üzümün kalite özelliklerinin geliĢtirilmesi üzerine düzenlenmiĢ budama yönteminin etkiye sahip olmadığı belirlenmiĢtir. Budamada daha fazla miktarda göz bırakılmasının üreticilere ekonomik anlamda önemli fayda sağlayacağı düĢünülmüĢtür (Christensen ve ark., 1994).

(18)

Hamburg Misketi ve Hafızali çeĢitlerinde Ankara‟da sulama yapılmayan Ģartlarda 80 cm gövdeye sahip 2.5 x 1.5 m sıra arası ve sıra üzeri mesafe ile dikilmiĢ, T ve çift kollu guyot +T, çift kollu kordon, çift kollu guyot terbiye sistemleri kullanılmıĢtır. 12, 18 ve 24 göz/asma bırakılmıĢ ürün yükünün verim, geliĢme ve kalite üzerine etkileri incelenmiĢtir. Hamburg Misketi ve Hafızali çeĢitlerinde artan ürün yükünün verim ve salkım sayısında artıĢa neden olduğu gözlenmiĢtir. Ürün yükü arttıkça tane ağırlığı Hamburg Misketinde iki yıl içinde de azalma göstermiĢ ve yapılan uygulamaların tane iriliği üzerine etkisi önemli olmamıĢtır. Ġki yıl boyunca fazla bırakılan ürün yükü, olgunlaĢmanın gecikmesine ve özellikle Hamburg misketi çeĢidinde renklenmede sorun meydana gelmesine sebep olmuĢtur. Az ürün yükü bırakılması, her iki çeĢitte de sürgün geliĢimi ve budama artığı ağılığını artırmıĢtır. AraĢtırmada elde edilen sonuçlara göre Hafızali çeĢidi için çift kollu guyot ve T Ģekli ile 24 göz /asma, Hamburg misketi içinse sulanmayan Ģartlarda çift kollu kordon ve 18 göz/asma seviyesi optimum ürün yükü olarak belirlenmiĢtir (Çelik, 1996).

King‟s Ruby ve Thompson Seedless çeĢitlerinin değiĢik Ģarj seviyelerine tepkisi araĢtırılmıĢtır. Thompson Seedless çeĢidi asmalarının budaması 4 farklı Ģarj seviyesiyle ocak ayı içerisinde yapılmıĢtır. 108 göz asma-1, 96 göz asma-1, 84 göz asma-1 ve 72 göz asma-1 ürün yükü bırakılacak Ģekilde budama yapılmıĢtır. Ġkinci yılda 108 göz asma-1 ile 60 göz asma-1

Ģarj seviyesi değiĢtirilmiĢtir. King Ruby çeĢidinde iki senede de 12, 18, 24 ve 30 göz asma-1

Ģarj ayarlanmıĢtır. Thompson Seedless için genellikle Ģarjdaki artıĢ 96 göz asma-1

haricinde omca baĢına verimde artıĢ sağlamıĢtır. Thompson Seedless çeĢidine göre 72-96 göz asma-1

ve King ruby çeĢidine göre 30 göz asma-1 en uygun verimi ve fiziki salkım özelliklerini (salkım ağırlığı, tane ağırlığı, salkımdaki tane sayısı) sağlamıĢtır (Salem ve ark., 1996).

Naslada üzüm çeĢidinde 1992-1995 yılları arasında yüksek kaliteli ürün üretmek ve optimum verim amacıyla bir yıllık dal uzunluğunu ve en uygun Ģarj seviyesini belirlemek için budama çalıĢması yürütülmüĢtür. Ġki gözün bırakıldığı kısa budama, 6 göz bırakılan, 12 göz ve toplam 32 gözle asmaların yüklenmeleri kıyaslanmıĢtır. Buna ek olarak 32, 44 ve 56 göz/asma ürün yükü en uygun Ģarjın belirlenmesi için denenmiĢ; Naslada üzüm çeĢidinde 32 göz/asma yükü optimum değer olarak belirlenmiĢtir (Pavlov, 1998).

ġarj seviyesinin Festival Seedless çeĢidi üzerindeki etkileri araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma, 1995 ile 1998 yılları arasında Güney Afrika‟da 7 yaĢındaki 110 Ruggeri anacı üzerinde yetiĢtirilen Festival Seedless üzüm çeĢidi üzerinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Her

(19)

mevsimde 1 yaĢlı dallar üzerinde 14 gözlü 4, 6, 8, 10 ve 12 adet çubuk bırakılacak Ģekilde budama uygulaması yapılmıĢtır. 1 yaĢındaki dalların miktarı 4‟den 12‟ye çıkarıldıkça koltuk sürgünlerinin sayısı ve sürgün çapı doğru orantılı biçimde azalmıĢtır. Her uzun bir yıllık dal için bir kısa budanmıĢ dal, yenileme dalı için bırakılmıĢtır. DüĢük budama seviyelerinde sürgün büyümesi, koltuk sürgünü artıĢı ve çap geniĢliğiyle dengelendiğini göstermiĢ, sürgün kütlesinin önemli düzeyde farklılaĢmadığı belirlenmiĢtir. En iyi tomurcuklanma, kısa budanmıĢ çubuklar 4 bayrağın bırakıldığı uygulamalarda belirlenmiĢtir. Budamada bırakılan dal sayısı artarken asma baĢına bırakılan salkım sayısı da yükselmiĢtir. Ürün miktarı da doğru orantılı bir Ģekilde artmıĢtır. Budamada bırakılan dal sayısının artması ile asit yoğunluğu artmıĢ ve Ģeker, Ģeker/asit, PH değerleri azalmıĢtır (Avenant, 1998).

Farklı Ģarj seviyelerinin Sefid çekirdeksiz üzüm çeĢidinde (20-200 göz/asma) tepkisini araĢtırmak için 1995-1996 yılları arasında bir çalıĢma yürütülmüĢtür. Asma üzerinde bırakılan tomurcuk sayısı artıĢına bağlı olarak verim artmıĢtır. Asmalar üzerinde bir kilogram budama ağırlığının baĢına 45-50 adet göz bırakıldığında en yüksek verim elde edilmiĢtir. Elde edilen sonuçlara bakıldığında, budama ağırlığı ve gövde çapı arasında doğru orantılı iliĢki olduğu belirlenmiĢtir (Marandi, 1999).

Grenache çeĢidinde SMP‟nin (simule edilmiĢ mekanik budama) ve HP‟nin (elle budama) verim, toplam yaprak alanı geliĢmesi, kuru madde üretimi ve Ģeker üretimi üzerine etkileri, Ġspanya‟da kurak koĢullarda 1986-1996 yılları arasında 11 yıllık periyotta incelenmiĢtir. Elle yapılan budamaya göre SMP uygulaması asma baĢına kuru madde üretimi ve Ģeker üretimi açısından daha etkili olmuĢtur. Kuru madde nadir olarak simule edilmiĢ mekanik budama ile azaltılmıĢtır. Simule edilmiĢ mekanik budamanın etkileri, üretilen toplam yaprak alanının ve yaprakların aktif olduğu zaman uzunluğunun daha büyük olması ile açıklanabilir. Elde edilen sonuçlar, düĢük ürünlü bağcılık ve sınırlı toplam yaprak alanlı modeller için önemli bulunmuĢtur (Martinez de Toda ve Sancha, 1999).

140 Ru ve 1103 P anaçlarının vejetasyon sürecinde K, 4, 8 ve 12 adet sürgün bırakılacak Ģekilde uygulama yapılmıĢtır. Bu sürgünlerin geliĢmesiyle elde edilen çeliklerin miktarı ve kalitesiyle anaçlarda geliĢme baĢarıları araĢtırılmıĢtır. Uygulamalar, sürgünlerin uzunluklarını artırmıĢ, fakat mevsim sonu alınan budama ağırlığında azalmaya sebep olmuĢtur. 140 Ruggeri‟de 4 ve 8 sürgünün bırakıldığı uygulamalarda toplam çelik sayısı ve ağırlığı azalmıĢtır. 1103 Paulsen anacında yapılan tüm uygulamalar toplam çelik sayısında ve 4 ve 8 sürgünün bırakıldığı uygulamalar ise

(20)

toplam çelik ağırlığında azalmaya sebep olmuĢtur. Ancak odunlaĢmanın en iyi belirleme mototlarından biri olan çap/öz oranının, 1103 Paulsen ve 140 Ru anaçlarında, anaç baĢına bırakılan sürgün sayısının azaltılmasına paralel olarak artıĢ gösterdiği tespit edilmiĢtir (Dardeniz ve Kısmalı, 2001).

Farklı budama biçimlerinin Chancellor çeĢidi üzerinde meyve özelliklerine ve asmanın geliĢmesine etkileri araĢtırılmıĢtır. Uygulamayı 20 göz m-1 sıra ya da 36 göz asma-1 ürün yükü bırakan el ile klasik budama, makineli budama (sadece kordon telinin 60 cm altından yana geliĢen dalların kesilmesi) ve minimum budamayla makine ile budama (toprak yüzeyinin 15-20 cm üzerinden yapılan) oluĢturmuĢtur. Klasik elle budamaya göre yan dalların kesilmesi ve minimum budamada 3 yıldan ikisinde daha çok ürün ve bununla birlikte daha düĢük salkım ve tane ağırlığı ile düĢük kuru madde değerleri elde edilmiĢtir. Sürgün ve salkım sayısındaki artıĢın verimde bir yükseliĢ meydana getirdiği görülmüĢtür. Elle budama uygulaması tane antosiyanin oranını üç yılın ikisinde maximuma çıkarmıĢtır. En düĢük antosiyanin miktarı yanları alınmıĢ ve minimum budanmıĢ asmalardan elde edilirken, yan dalları alınmıĢ asmalara göre minimum budama yapılan asmalarda iki senede antosiyaninin oranı arttığı belirlenmiĢtir. Meyve olgunluğu gecikmesi ürün artıĢının bir sonucudur. Bu gecikmeyi en aza indirmek için büyük salkıma sahip çeĢitlerde ürün seyreltme uygulamasının yapılması tavsiye edilmektedir. (Reynolds ve Wardle, 2001).

Farklı seviyede Ģarj uygulamasının ve ben düĢmeyle tane tutumunun arasında 22 yaprak üzerinden tepe alınmasının, 5 BB üzerinde aĢılı olan Sultani Çekirdeksiz çeĢidine ait asmalarda, kuru üzümün kalitesi ve verimine; 6. ve 10. boğumların arasından alınan 1 gözün bulunduğu çeliklerin karbonhidrat içeriklerine ve köklenmeye etkilerinin belirlenmesi üzerine bir çalıĢma yapılmıĢtır. Bununla birlikte Ģarj uygulamasının asmada makro besin elementi alımı üzerine etkileri de araĢtırılmıĢtır. 1 yaĢlı dalların niĢasta ve Ģeker içerikleriyle köklenme özellikleri arasında önemli derecede pozitif bir iliĢki belirlenirken, % N, K, Ca, Mg ve Na alımları ile köklenme özellikleri arasında oldukça önemli negatif bir iliĢki bulunmuĢtur (Çelik ve TekintaĢ, 2004).

Farklı ürün yükü uygulamalarının Carignan çeĢidinde üzüm kalitesi ve verime, asmanın geliĢme durumuna ve Ģarap kalitesine etkilerinin belirlenmesi adına bir araĢtırma gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢmada, Carignan çeĢidinde 4 değiĢik ürün seyreltme düzeyinde (kontrol, %20, %40, ve %50), 5 tekerrür (her tekerrürde 5 omca) toplamda 100 adet omca üzerinde uygulama gerçekleĢtirilmiĢtir. Kontrol grubuna göre yapılan

(21)

bütün seyreltme düzeylerinde ortalama verim, titre edilebilir asitlik ve salkım sayısı azalmıĢ, tane en ve boyu, salkım ağırlığı, suda çözünebilir kuru madde ve Ģıra randımanı değerleri ile pH artmıĢtır (Damcı, 2006).

Kalecik ili Ģartlarında yetiĢtirilen 5 BB, 41 B, 1103 P anaçları üzerinde aĢılı olan Kalecik Karası çeĢidinde budama Ģiddeti ve terbiye bileĢiminin ürün kalitesi ve verim ile bitki geliĢimi üzerine etkilerinin araĢtırıldığı bir çalıĢma gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma 2007-2010 yıllarında yürütülmüĢtür. Damlama sulama yöntemiyle sınırlı sulama yapılan Kalecik Karası çeĢidine ait parsellerde 4 farklı budama Ģiddeti (150 gram budama odunu için 3, 4, 5, 6 göz bırakılarak budama) uygulamalarının geliĢme kapasitesi ve fenolojik geliĢme evreleri ile ürünün kalite ve verimi üzerinde etkileri incelenmiĢtir. Ġki yıl sonucunda elde edilen değerlere bakıldığında, iki yılda da her üç faktörün karĢılıklı etkileri istatistiki olarak önemli bulunmuĢtur (Ülgener, 2010).

Ġki sulama uygulamasının (RDI-I ve RDI-II) ve iki tomurcuk yükleme iĢleminin Kalecik Karası üzüm çeĢidinin verim ve kalitesine etkileri incelenmiĢtir. Gün ortası yaprak su potansiyeli eĢikleri sulama zamanlaması için kullanılmıĢtır. Bu değerler çiçeklenmeye kadar -10 bar, meyve bağlama-ben düĢme ve ben düĢme-olgunlaĢma dönemi arasında -13 bar ve her ikisi içinde hasat sonrası -12 bar olarak ayarlanmıĢtır. Kontrol (K) ve iki kat artmıĢ tomurcuk yüklerinin (2K) ortalama budama ağırlığına göre üzüm verimi ve kalitesine etkileri de incelenmiĢtir. Sulama ve daha yüksek tomurcuk yükü uygulamaları, çalıĢmanın her iki yılında da üzüm verimini önemli ölçüde arttırmıĢtır. Tomurcuk yükünün iki katına çıkmasıyla, üzüm veriminde elde edilen artıĢlar, birinci ve ikinci yıldaki geleneksel tomurcuk yüklerine göre sırasıyla %37.8 ve %45.1 olarak tespit edilmiĢtir. Elde edilen bulgular, Kalecik Karası üzüm çeĢidinin üzüm veriminin, sulama ve yüksek tomurcuk yükü uygulamaları ile arttırılabileceğini göstermiĢtir. Sınırlı bir sulama uygulamasının, geleneksel yağmur beslemeli üzüm yetiĢtiriciliğine kıyasla daha iyi bir meyve kalitesi elde edilmesine yardımcı olabileceğine dikkat çekilmiĢtir (Tangolar ve ark., 2015).

Örtü altında topraksız kültür sisteminde yetiĢtirilen Prima üzüm çeĢidinde asmaların verim ve kalite özellikleri üzerine farklı yetiĢtirme ortamları (Kokopit, Perlit:Torf (2:1) ve Pomza) ve ürün yüklerinin (10 ve 20 salkım omca-1

) etkisini belirlemek amacıyla bir çalıĢma yapılmıĢtır. Uygulamaların etkisini belirlemek amacıyla birinci yıl bitkilerin vejetatif geliĢme güçlerine bakılmıĢtır. Ġkinci yıl ise fenolojileri ve üzüm verimleri ile tane, salkım ve Ģıra özellikleri ile yaprakların makro ve mikro element içerikleri incelenmiĢtir. ÇalıĢmada en yüksek verim ve salkım ağırlığı

(22)

değerleri Perlit:Torf ortamından elde edilmiĢtir. Ürün yükü bakımından incelemede, en yüksek verimin bitki baĢına 20 salkım; en yüksek salkım ağırlığının ise 10 salkım ürün yükü uygulamasından saptandığı görülmüĢtür. Topraksız kültürden elde edilen hektara 35 ton kadar üzüm veriminin Türkiye ortalamasından 3-4 kat daha fazla olduğu belirlenmiĢtir. Bu çalıĢma ile topraksız kültür seralarında sebze ve süs bitkilerinin yanında üzüm yetiĢtiriciliğinin de yapılabileceği gösterilmiĢtir (BaĢtaĢ ve Tangolar, 2018).

Kurak iklim koĢullarına sahip ġanlıurfa ilinde, 140 Ruggeri anacına aĢılanmıĢ, Cabernet Sauvignon üzüm çeĢidinde, susuz koĢullarda bir çalıĢima yürütülmüĢtür. Çift kollu kordon terbiye Ģekli verilmiĢ Cabernet Sauvignon üzüm çeĢidi omcalarına farklı budama uygulamaları (4 farklı dal ve 5 farklı boğum düzeyi) yapılmıĢtır. AraĢtırmada verim, salkım sayısı, salkım boyu ve geniĢliği, tane boyutu, Ģırada titre edilebilir asitlik ve pH, tanede suda çözünebilir kuru madde içeriği ve yüz tane ağırlığı incelenmiĢtir. AraĢtırma sonucunda; farklı budama seviyelerinin kurak iklim koĢullarında yetiĢtirilen Cabernet Sauvignon üzüm çeĢidinin verim ve kalite parametrelerinde önemli değiĢikliklere neden olduğu belirlenmiĢtir. En yüksek verim, 100 tane ağırlığı ve tane büyüklüğü 4 sürgün - 3 boğum düzeyinde belirlenmiĢtir. Bununla birlikte; titre edilebilir asitlik 4 sürgün ve 3 sürgün uygulamalarında benzer bulunmuĢtur (OdabaĢıoğlu ve DemirtaĢ, 2018).

2.2. HA Uygulamaları

AyrıĢmıĢ organik madde peat, kömür yatakları ve toprakta bulunan, özellikle demir gibi iyonlarla kileyt (Ģelat) oluĢturma yeteneğine sahip olan polimerik fenolik bileĢikler içeren kompleks makro organik molekülleri hümik asit olarak ifade edilmiĢtir. Hümik maddeler bitki geliĢimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Doğrudan etkinin bitki bünyesinde besin dağılımını değiĢtirebilecek olan hümik madde bileĢenlerinin bitki tarafından alınması Ģeklinde olabileceği, dolaylı etkinin ise sentetik iyon değiĢtiricilerin yaptığı Ģekilde bitki besin maddelerinin sağlanması ve düzenlenmesi Ģeklinde gerçekleĢeceği ileri sürülmektedir (Schnitzer ve Khan, 1972).

Hümik maddelerin hem bitki hem de mikroorganizma metabolizması üzerine etkilerini Ģu Ģekilde sıralanmıĢtır;

(23)

 hümik moleküllerde bulunan demirin etkisi,  hümik asitlerin besin maddesi kapsamları,  hümik asitlerin hücrelerin geçirgenliğine etkisi,  inorganik bileĢiklerin alımını artırıcı etkisi,

 hümik-fosfor bileĢiklerindeki kinin benzeri grupların etkisi,  transaminasyon,

 nükleik asit ve enzimler üzerine etkisi Ģeklinde gösterdiğini bildirilmiĢtir (McLoughlin ve Küster, 1972).

Leonarditten elde edilen iki patentli ekstrakt, bir dizi kontrollü ortam ve tarlada yetiĢtirilen mahsuller üzerinde pozitif verim ve hormon benzeri tepkiler göstermiĢtir. 1985 yılında, domates iĢlenmesi üzerine tekrarlanan tarla denemeleri, muamele edilmemiĢ kontrollere göre ortalama %10.5 verim artıĢı sağlamıĢtır. Aynı yıl pamuk üzerinde yapılan denemeler, bu malzemelerin diğer büyüme kontrol edici kimyasallarla ve kimyasal maddeler olmadan kullanımını değerlendirmekle beraber %11.29 ortalama verim artıĢı sağlamıĢtır. Farklı çeĢitlerdeki üzüm bağları üzerindeki çoğaltılmamıĢ tarla denemeleri, ortalama verimde 259 kg‟lık bir artıĢla toplam verimde %3 ila %70 arasında bir yanıt vermiĢtir (Brownell ve ark., 1987).

Eski çağlardan beri organik materyalin tarımdaki önemi bilinmekte ve bununla birlikte araĢtırmacılar son 20 yıl boyunca geliĢme gösterdiğini bildirmiĢtir. Ġlk baĢta topraktaki organik madde ile humus arasındaki iliĢki tanımlanmıĢ ve elde etme tekniğine göre hümik ve fulvik asit terimleri ortaya çıkmıĢtır (Sanchez-Andreu ve ark., 1992).

Sera koĢullarında yetiĢtirilen 4 farklı domates ve lahana türlerinin geliĢimi, kömürden elde edilen fulvik asitin günde 300 ppm kum ortamına ilave edilmesi ile teĢvik edilmiĢtir (Furter ve ark., 1997).

Bir yıllık 41B ve R110 asma anaç bitkileri saksılarda yetiĢtirilmiĢ ve zeytin ağacı yapraklarından oluĢturulmuĢ komposttan elde edilen hümik maddeleri toprağa farklı düzeylerde takviye edilmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda hümik asitin, bitki geliĢimini, kök ve gövdenin kuru ağırlığını ve yapraklardaki toplam klorofil miktarını artırdığı belirlenmiĢtir (Zachariakis ve ark., 1999).

Toprağa 7 farklı doz (0, 100, 250, 500, 1000, 2000 ve 4000 ppm) ve 3 uygulama (30, 60 ve 90. günler) ile hümik asit ilave edilerek toprağın kimyasal ve fiziksel yapısında meydana gelen değiĢimler tespit edilmiĢtir. Genel olarak hümik asit ilavesi

(24)

pH‟yı düĢürmüĢtür. Fakat EC‟nin tüm uygulamalarda hümik asit oranına bağlı olarak yükseldiği belirtilmiĢtir (Kutuk ve ark., 2000).

Salatalık bitkisinde yürütülen çalıĢmada, 50-500 mg/kg artan dozlarda topraktan uygulanan humik asidin, salatalık bitkilerinin büyümesini, bitki boyunu, yaprak alanını, kök ve kuru ağırlığını yüksek oranda artırdığını bildirilmiĢtir (Atiyeh ve ark., 2002).

Çilekte humik asit uygulamalarının etkilerinin incelendiği çalıĢmada sıvı ve katı formda bulunan humik asitlerin etkisinin çilekte meyve üzerinde önemli olmadığı belirlenmiĢtir. Toprakta bulunan bitki besin elementleri miktarıyla meyve rengi arasında ki iliĢkide katı humik asit uygulamalarına göre sıvı humik asit uygulamalarının etkisinin daha fazla olduğu tespit edilmiĢtir (Pilanal ve Kaplan, 2003).

Italia ‟sofralık üzümün vejetatif ve bitkisel parametreleri üzerine bir topraktan ve bir komposttan çıkarılan hümik asitlerin yaprak uygulamalarının etkileri analiz edilmiĢtir. Ġki ayrı hümik asit 5 ve 20 mg / L olmak üzere uygulanmıĢtır. Hümik asitlerin uygulandığı üzüm bağları, sürgün büyümesinde az bir artıĢ, yapraklardaki azot ve klorofil içeriğinde artıĢ ve daha yüksek SPAD değerleri sergilemiĢtir. Hasatta, hümik asitlerin uygulanmasında toplam çözülebilir katıların (° Brix), ° Brix / asitlik oranının ve pH'nin arttığını, ancak titre edilebilir asitliği azalttığı gözlemlenmiĢtir. Genel olarak, hümik asitlerin uygulandığı meyvelerin boyutlarını önemli ölçüde arttırmıĢtır ve buna bağlı olarak verimde genel bir artıĢ tespit edilmiĢtir (Ferrara ve ark., 2007).

(Chen ve Aviad, 1990), tarafından yürütülen bir araĢtırmaya göre humik materyallerin; bitki zarlarının geçirgenliğini, bitkilerin besin elementi alımını, toprağın su tutma kapasitesini artırdığını ve bitkilerde hastalık etkilerini azalttığını ayrıca bitki büyümesini teĢvik ettiğini belirtmiĢlerdir. Humik asidin kök, sürgün ve yaprak biyokütlesi dâhil olmak üzere bitki geliĢimini olumlu yönde etkilediğini bildirmiĢlerdir (Eyheraguibel ve ark., 2008).

Sofralık üzümün (Vitis vinifera L.) meyve kalitesi üzerinde bir toprak humik asidinin uygulama zamanının etkileri araĢtırılan çalıĢmada, hümik asitlerin topraktaki hormon benzeri bir aktiviteye sahip olduğu ve organik maddenin en aktif bileĢenleri olduğu ve böylece bitki büyümesini teĢvik ettiği gösterilmiĢtir. Bu çalıĢmanın amacı, üzüm kantitatif ve kalitatif verim tepkilerini doğrulamaktır. Ġtalia çeĢidinde çeĢitli fenolojik safhalarda bir hümik asit uygulanmıĢtır. Bu çalıĢmada kullanılan hümik asit Apulia bölgesinin killi topraklarından ekstrakte edilmiĢ ve dört farklı zamanda [çiçeklenme öncesi (I), çiçeklenme (II) meyve tutumu (III) ve ben düĢme (IV)] 100 mg/l konsantrasyonunda ve iki yıl içinde (2007 ve 2008) uygulanmıĢtır. Hasatta, meyve

(25)

büyüklüğü, ° Brix, pH, titre edilebilir asitlik son olarak ° Brix / titre edilebilir asitlik oranı hesaplanmıĢtır. Orta sürgünlerin yapraklarında hasat süresine kadar her 30 günde bir Toprak Bitki Analiz GeliĢtirme (SPAD) okumaları yapılmıĢtır. Analiz edilen tüm parametreler için iki yıl arasında herhangi bir istatistiksel fark gözlenmemiĢtir. Tam çiçeklenme (II) 'de uygulanan hümik asit, meyve büyüklüğünde (geniĢlik ve ağırlık) önemli düzeyde artıĢ ve kontrole göre diğer kalite ölçütlerinde (titre edilebilir asitlik ve ° Brix / titre edilebilir asitlilik) önemli bir geliĢme sağlanmıĢtır. Bu araĢtırma, hümik asitlerin, tam çiçeklenme döneminde uygulanırsa, sofralık üzümlerde kalitatif ve kantitatif verim değerlerinde önemli bir artıĢ sağlayabileceği ve organik ve sürdürülebilir bağcılıkta pozitif bir uygulama bulabileceğini doğrulamıĢtır (Ferrara ve Brunetti, 2010).

Hümik asit bitki büyüme ve geliĢimini, kök geliĢimini teĢvik ederek olumlu olarak desteklemektedir. Hümik asidin oluĢturduğu bu olumlu etki daha çok köklerde ortaya çıktığından iyi bir köklendirici olarak iĢlev görebilir. Hümik asit kök oluĢumunu desteklemesinin yanı sıra, kök hücrelerinin H-ATP enzim aktivitesini de uyararak bitkilerin su ve besin alımını arttırmaktadır. Hümik asit kullanımına bağlı olarak ürün miktarı ve kalitesinde bir artıĢ söz konusudur (Akıncı, 2011).

Humik asit ve asetik asidin farklı deriĢimde yapraktan uygulamasının verime ve yaprak besin içeriğine etkisi 2010 yılında yürütülen bir çalıĢmada araĢtırılmıĢtır. (Vitis vinifera L.) üzerinde üç tekerrürlü kurulan denemeler ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Yapraktan yapılan uygulamalar Ģu Ģekildedir: T1: Kontrol, T2: Asetik asit (1000 mg kg-1), T3: Humik asit (300 mg kg-1), T4: Asetik asit (1000 mg kg-1) + Humik asit (300 mg kg-1). Elde edilen bulgular: yapraktan püskürtme uygulamalarının üzüm verimine, salkım uzunluğuna ve geniĢliğine, Fe, K ve P‟nin yaprakların besin içeriği yönünden belirgin bir etkisi olduğu saptanmıĢtır. En fazla ve en düĢük meyve verimi sırasıyla T3 (Humik asit) ve T1 (Kontrol) uygulamalarından elde edilmiĢtir. Üzüm salkımlarının ve üzüm yapraklarının en uzun miktarı ve üzüm geniĢliği, demir içeriği, T4 (Asetik asit) + Humik asit uygulamasında belirlenmiĢtir. En düĢük değerler kontrol uygulamasında elde edilmiĢtir (Asgharzade ve Babaeian, 2012).

Askari üzüm çeĢidi kantitatif ve kalitatif özellikleri üzerine iki Hümik Asit (HA) uygulamasının etkilerini araĢtırmak için Ġran‟da bir bağda tesadüf parselleri deneme deseninde, 3 tekerrürlü, 7 farklı uygulamalı araĢtırma yapılmıĢtır. ĠĢlemler, kontrol (0), yeĢil hum kaynağından (% 13 HA) elde edilen 2.5, 5 ve 7.5 gl‐ 1 konsantrasyonlarında HA'nın toprak ve yaprak uygulamasını içermektedir. SÇKM, TA, pH, SÇKM / TA,

(26)

salkım ağırlığı, bitki baĢına verim, tane uzunluğu ve tane ağırlığı, tane hacmi, klorofil indeksi (SPAD) ve tane sertliği gibi özellikler deney boyunca ölçülmüĢ ve değerlendirilmiĢtir. Sonuçlara göre HA uygulamasının, uygulama yapılmayan bitkilere kıyasla "Askari" üzümünün nitel ve nicel değerini arttırdığı gözlenmektedir. En yüksek salkım ağırlığı, klorofil indeksi ve SÇKM, toprak uygulaması yönteminde 2.5 gl ‐ 1 HA ile iĢlem görmüĢ bitkilerde elde edilmiĢtir. Bu nedenle toprak yönteminde HA kullanımı bağlarda sprey yönteminden daha etkili olduğu tespit edilmiĢtir (Mohamadineia ve ark., 2015).

On beĢ yaĢında, yüzey sulama sistemi altında killi bir toprakta yetiĢtirilen, çift kollu kordon sistemi ve çift T sistemi ile desteklenen birbirinden 2 x 3 m aralıklarla yerleĢtirilen King Ruby çeĢidinde bir çalıĢma yürütülmüĢtür. ÇalıĢmada Hümik asit (HA) ve Etkili mikroorganizmalar (EM) gibi iki toprak koĢullandırıcısı ve biyolojik uyarıcı (Asit, sitrik asit ve askorbik + sitrik asit) kaynağının eklenmesinin vejetatif büyüme, yaprak mineral içeriği, King Ruby çeĢidinin verim ve meyve kalitesi üzerine etkisini araĢtırılmıĢtır. Hümik asit ve (EM), sırasıyla (10 ve 20 cm3/asma) oranındaki bir toprak uygulaması olarak kullanılmıĢ ve büyüme baĢlangıcında ve tam çiçeklenmede, iki eĢit dozda iki kez ilave edilmiĢtir. Askorbik asit ve sitrik asit (500 ppm) oranında bir püskürtme uygulaması olarak kullanılmıĢ ve asma üzerinde üç kez, büyüme baĢlangıcında, tam çiçeklenme ve meyve tutumundan 2 hafta sonra püskürtülmüĢtür. Elde edilen sonuçlara göre (HA) 'nın toprak uygulamasının salkım ağırlığı, verim, meyve ağırlığı, meyve uzunluğu, meyve geniĢliği ve C vitamini ile birlikte en iyi vejetatif büyüme parametrelerini (sürgün uzunluğu ve yaprak alanı) verdiğini göstermiĢtir. (HA) ve (EM) uygulamaları arasında SÇKM (%)'sinde istatistiki önemde bir fark bulunmamıĢtır. King Ruby üzüm asmalarının verim ve meyve kalitesi açısından en iyi sonuçlar, üzümlerin bir püskürtme uygulaması olarak askorbik + sitrik asitler ile bir toprak uygulaması olarak hümik asit tedarik ettiği zaman elde edilmiĢtir (Belal, 2015).

Superior Seedless üzüm çeĢidinde, sofralık üzümün verimliliğini ve kalitesini artırmak için hümik asit uygulaması yapılmıĢtır. AraĢtırmada, Kontrol (HA gübrelemesi yapılmayan), T1 ( ġubat ayının baĢında HA gübrelemesi uygulanan), T2 ( ġubat ayı baĢından ve ortasında iki kez HA gübrelemesi uygulanan), T3 ( ġubat ayı baĢı ve ortasında, mart ayı baĢı ve ortasında 4 kez HA gübrelemesi uygulanan). Varsayım verimi, salkım ağırlığı, salkım geniĢliği, salkım uzunluğu, salkımdaki tane sayısı, meyve suyu miktarı ve ağırlığı, toplam çözünür katılar (SÇKM), toplam asitlik ve SÇKM/TA

(27)

oranı gibi verimlilik göstergeleri ölçülmüĢtür. Tüm verimlilik parametreleri hem 2014 hem de 2015 yıllarında kontrol üzümlerine kıyasla HA uygulanmıĢ üzümlerde önemli bir artıĢ olduğunu göstermiĢtir. SÇKM ve SÇKM/TA oranı, HA'nın kontrole göre uygulanmasıyla önemli ölçüde artmıĢtır. Ayrıca, T3, tüm uygulamalar arasında hem verimlilik hem de kalite özelliklerinde en iyi uygulama olmuĢtur. Bu nedenle HA uygulanmasının, Superior Seedless çekirdeksiz üzümün verimliliğini ve kalitesini arttırmıĢ ve gelecekte organik N gübrelemesine alternatif olarak kullanılabileceği kanıtlanmıĢtır. T3'te belirtildiği gibi dört kez uygulanması tavsiye edilmiĢtir (Ibrahim ve Ali, 2016).

Ruby Seedless üzüm çeĢidinde art arda iki mevsim boyunca (2014 ve 2015) ya ayrı ayrı ya da kombinasyon halinde kullanılan hümik asit, askorbik asit ve sitrik asidin, üzüm bağının fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerindeki etkisini araĢtırmak üzere bir çalıĢma yapılmıĢtır. (300, 2000) ppm'de hümik asit, askorbik asit ve sitrik asit sırasıyla salkımlara ve yapraklar üzerine uygulanmıĢ, ilk uygulama meyvelerin çapı 8 mm'ye ulaĢtığında ve bir ay sonrada ikinci uygulama yapılmıĢtır. Deneme T1, Humic acid (300 ppm) /asma; T2, Humic acid (300 ppm) + Ascorbic acid (2000 ppm)/asma; T3, Humic acid (300 ppm) + Citric acid (2000 ppm) /asma; T4, Humic acid (300 ppm) + Ascorbic acid (2000 ppm) + Citric acid (2000 ppm)/asma; T5, Ascorbic acid (2000 ppm)/asma; T6, Citric acid (2000 ppm) /asma; T7- Ascorbic acid (2000 ppm) + Citric acid (2000 ppm)/ asma; T8, Kontrol (su püskürtme) Ģeklinde kurulmuĢtur. Sonuçlar, tüm muamelelerde kontrole kıyasla tüm parametrelerin artmasını ve iyileĢtirilmesini sağladığını gösterirken, hümik asit, askorbik asit ve sitrik asit kombinasyonunu içeren muamelede, iki ardıĢık mevsimde diğer uygulamalara kıyasla en iyi etkinliği verdiği tespit edilmiĢtir (Abdel-Salam, 2016).

2015 ve 2016 yıllarında 13 yaĢında Flame Seedless üzüm asmalarında, 1/3 salkım ucu kesmenin (SUK) tek baĢına, besin çözeltisi veya hümik ile kombine edilerek verim ve meyve kalitesi üzerindeki etkisini incelemek için bir araĢtırma yürütülmüĢtür. Elde edilen sonuçlara göre, SUK tek baĢına kullanıldığı uygulamaların kombine uygulamalara kıyasla verim/asma ve salkım ağırlığı üzerinde önemli bir etkisi olmadığı belirlenmiĢtir. Fakat salkım ucu kesme ile birlike besin çözeltisi veya hümik asit uygulanmasında, verim ve salkım ağırlığını önemli ölçüde arttırmıĢtır. Tüm iĢlemler, meyve ağırlığını, SÇKM'yi, SÇKM/TA oranını ve antosiyanin muhtevasını arttırma ve toplam asitliği azaltma açısından meyvelerin kalitesini önemli ölçüde etkilemiĢtir. En

(28)

iyi sonuçlar salkım ucu kesme + hümik asit uygulamasından elde edilmiĢtir (Mohamed ve Gouda, 2016).

Mısır'ın Dakahlia Valiliği'nin, Mansoura kentinde yetiĢtirilen King‟s Ruby üzüm çeĢidinde 2013-2015 yılları arasında art arda 3 mevsim boyunca süren bir araĢtırma yürütülmüĢtür. ÇalıĢmada yapraklardan uygulanan fulvik asit ve bazı makro elementlerin (Mg ve K) bitkilerin büyüme, verim ve kimyasal özellikleri üzerindeki etkisini değerlendirme amaçlanmıĢtır. Yapılan analiz sonuçlarında genel olarak üzerinde çalıĢılan parametrelerin belirgin Ģekilde arttığı tespit edilmiĢtir. Fulvik asit + Mg + K, tomurcuk patlamasında ve en yüksek oranda artıĢ göstermiĢtir. Ayrıca, kontrol grubuna göre Fulvik asit + Mg + K uygulamalarında, sürgün uzunluğu, yaprak yüzey alanı ve toplam klorofil içeriği, meyvelerin kimyasal özelliklerinde SÇKM (%), toplam Ģekerler ve meyve kabuğundaki toplam antosiyanin içeriğinde daha çok artıĢ meydana geldiği tespit edilmiĢtir (Mostafa ve ark., 2017).

16 yaĢındaki Thompson Seedless üzüm çeĢitleri üzerinde 2015-2016 yılları arasında bir araĢtırma yürütülmüĢtür. Asmalar, yüzeysel sulama sistemi altında killi bir toprakta yetiĢtirilmiĢtir. (500 ppm) Kitosan, Salisilik asit ve Fulvik asit (500 ppm), tek baĢına veya bunların kombinasyon halinde üç kez, büyüme baĢlangıcında, tane tutumundan bir hafta sonra ve ben düĢme döneminde uygulanmıĢtır. Thomson Seedlees üzüm çeĢitlerinin büyüme, meyvelerin kalitesi ve depolama raf ömrü arttırılmıĢ. Sonuçlara göre, Kitosan, Salisilik asit ve Fulvik asidin tekli uygulamalarının veya bunların kombinasyonunun, sürgün uzunluğunun, yaprak yüzey alanının, yapraktaki toplam klorofilin ve toplam proteinin iyileĢtirilmesinde, N, P ve K yüzdelerinin de etkili olduğu ortaya çıkmıĢtır. Salkım ağırlığı, tane ağırlığı, çözülebilir katı madde içeriği ve toplam fenolleri arttırırken, toplam asitliği, salkım ağırlığı kaybını (%), saçma iriliğindeki taneleri (%), meyve çürümesini ve salkım ağırlığı yüzdelerinde toplam kaybı azaltmıĢtır. Kitosan + Salisilik asit + Fulvik asit uygulaması, sadece Kitosan, Salisilik asit ve Fulvic asit uygulamalarından daha üstün bulunmuĢtur. Ek olarak, Thompson Seedless üzüm çeĢitlerinde net fayda ile ilgili en iyi sonuçlar, asmalara salisilik asit + fulvik asit ile birlikte püskürtülmesiyle elde edilmiĢtir (El-Kenawy, 2017).

Farklı organik ve inorganik gübrelerin yaprak alanına, yaprak kuru ağırlığına, toplam klorofil (%), yaprak sapı NPK muhtevasına ve verim ile üzümlerin kimyasal özelliklerine etkisinin belirlenmesi amacıyla 2012 büyüme mevsimi boyunca damla sulama sistemi altında yetiĢtirilen Kamalı üzüm çeĢidi üzerinde bir çalıĢma yapılmıĢtır.

(29)

Sonuçlara göre, Amonyum sülfat + Organik gübre + Hümik asidin kontrol uygulamasına kıyasla meyvelerin kalite parametrelerinin yanı sıra ölçülen verim ve büyüme karakterlerinin uyarılmasına neden olduğunu belirlenmiĢtir. Meyve suyundaki toplam asitlik yüzdesi, Amonyum sülfat + Organik gübre + hümik asit uygulamalarında azalma eğilimi göstermiĢtir. Amonyum sülfat + Organik gübre, Amonyum sülfat + Hümik asit veya Organik gübre + Hümik asit uygulamaları yaprak kuru ağırlığında, toplam klorofilde, mineral içeriğinde (NPK) ve aynı zamanda salkım ağırlığında, asma baĢına salkım sayısında önemli bir artıĢa neden olduğu tespit edilmiĢtir (Birjely ve Al-Atrushy, 2017)

Alphonse Lavallée üzüm çeĢidinde yapılan bir araĢtırmada, en fazla üzüm verimi 1/3 Salkım Ucu Kesme+Sürgün Ucu Alma+Hümik Madde uygulamasından; en fazla salkım ağırlığı 1/3 Salkım Ucu Kesme+Sürgün Ucu Alma+Hümik Madde uygulamasından; en fazla 100 tane ağırlığı 1/3 Salkım Ucu Kesme+Sürgün Ucu Alma+Hümik Madde uygulamasından; en fazla olgunluk indisi 1/3 Salkım Ucu Kesme+Sürgün Ucu Alma+Hümik Madde uygulamasından; en fazla Ģıra randımanı Kontrol uygulamasından; en fazla L* renk değeri Kontrol uygulamasından; en fazla a* renk değeri HM, 1/3 Salkım Ucu Kesme+Hümik Madde, Sürgün Ucu Alma+Hümik Madde ve 1/3 Salkım Ucu Kesme+Sürgün Ucu Alma+Hümik Madde uygulamalarından; en fazla b* renk değeri 1/3 Salkım Ucu Kesme+Hümik Madde uygulamasından elde edilmiĢtir (Akın, 2018).

Feteasca Regala ve Riesling Italian iki üzüm çeĢidinin, çiftçilere sürdürülebilir bağcılık uygulamaları sağlamak için biyolojik uyarıcı olarak humik asit (HA) yaprak uygulamasına vereceği yanıtı incelemek amacıyla bir araĢtırma yürütülmüĢtür. Deney, tarla koĢullarında gerçekleĢtirilmiĢ ve art arda iki yıl (2014-2015) içinde tekrarlanmıĢtır. Hümik asit uygulamasının etkisini değerlendirmek için üzüm asmaları üç konsantrasyonla muamele edilmiĢtir: 30 ml L-1

(HAT1), 40 ml·L-1 (HAT2) ve 50 ml·L-1 (HAT3). 50 ml·L-1 konsantrasyonunda vermikomposttan türetilen hümik asitli yaprak spreyleri, toplam yaprak alanında, verimde ve toplam çözülebilir katılarda önemli bir artıĢa neden olmuĢtur. Bitkilerde yapılan çeĢitli ölçümler için, HAT2 ile muamele edilmiĢ üzüm bağları ve HAT3'lü olanlar arasında istatistiki olarak önemli bir fark bulunmamıĢtır. Bu çalıĢmadaki deneysel sonuçlar, hümik asitli yaprak uygulamasının, asmanın büyüme, verim ve meyve kalitesi özelliklerini iyileĢtirebileceğini doğrulamıĢtır (Popescu ve Popescu, 2018).

(30)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

Bu çalıĢma, 2018 yılı vejetasyon dönemi içerisinde, Ankara ili Akyurt ilçesinde, 5BB anacı üzerinde yetiĢtirilen 20 yaĢındaki Kalecik Karası üzüm çeĢidinde yürütülmüĢtür.

3.1.1. AraĢtırmanın yapıldığı ilin coğrafi konumu

Akyurt; Ġç Anadolu bölgesinde Ankara sınırları içerisinde düzgün ve geniĢ bir arazi üzerine kurulu olan ilçedir. Ġlçenin batısında Keçiören doğusunda Kalecik güneybatısında ise Elmadağ ilçeleri yer almaktadır. Yüzölçümü 258 km2

, denizden yüksekliği ise 960 metredir. Ġlçe merkezi Çankırı, Kastamonu ve Sinop illerini Ankara‟ya bağlayan karayolu üzerinde olup, Ulus‟a uzaklığı 32 km‟dir. Ġlçenin kuzeyinde Kalecik‟e bağlanan yol üzerinde „Tekebeli Dağı‟ (1250 m), güneyinde „Hüseyin Gazi‟ tepesi (1415 m ) doğusunda ise „Ġdris Dağı‟ (1985 m) bulunmaktadır (Anonim, 2019).

(31)

3.1.1.2. Deneme Alanı Uydu Görüntüsü

3.1.2. AraĢtırmanın yapıldığı ilin iklim ve toprak özellikleri

Akyurt‟un ova bölgelerinde kahverengi toprakları olan arazilerin ortalama meyili %3 ile %8 arasında değiĢiklik göstermektedir. Organik madde ve fosfor yönünden fakir, potasyum yönünden iyi ve genel olarak kumlu-tınlı toprak yapısına sahiptir. Arazi yapısı yönünden güney kesimlerde genellikle düz, bazen tepelik ve meyilli taban arazilerine sahip olup, kuzey kesimlerde ise dağlık karaktere sahip tipik Orta Anadolu özelliklerini barındırır (Anonim, 2019).

(32)

Ġç Anadolu bölgesini etkisi altına alan karasal iklimin yaĢandığı Akyurt‟ta yaz mevsimi sıcak ve kurak, kıĢ mevsimi ise soğuk ve kar yağıĢlı geçer. Gece ve gündüz arasında ki sıcaklık farkı yüksektir. KıĢ mevsiminde -24 0C„ye kadar düĢen hava sıcaklıkları yaz aylarında 37 0C ye yükselir. %60 nem oranına sahip olan Akyurt ilçesinde kıĢ aylarında Esenboğa Hava Limanı ve Çankırı yolu yoğun bir Ģekilde sis oluĢur. Son zamanlarda yüzyıllar öncesinden gelen adeta Akyurt ‟un simgesi olan „Üzüm Bağları‟ yeniden canlandırılmaya baĢlanmıĢtır (Anonim, 2019).

3.1.3. AraĢtırmada kullanılan bitkisel materyal

ÇalıĢma, 2018 yılı vejetasyon süresinde Ankara‟nın Akyurt ilçesinde, Kavaklıdere ġarapları A.ġ. ye ait bağ arazisinde bulunan 20 yaĢındaki 5BB anacı üzerinde yetiĢtirilen Kalecik Karası üzüm çeĢidinde yürütülmüĢtür.

Kalecik Karası üzüm çeĢidi tane ve salkım özellikleri; Tane rengi; gri puslu, Tane Ģekli; yuvarlak, Tane büyüklüğü; küçük-orta, Tanedeki çekirdek sayısı; 1-2, Salkım Ģekli; kanatlı konik, Salkım büyüklüğü; küçük-orta, OlgunlaĢma; orta-erken. Kalecik Karası ülkemizin en tanınmıĢ kırmızı Ģaraplık çeĢididir (Çelik, 2002).

ġekil 3.1.3. Kalecik Karası Üzüm ÇeĢidi 3.2. Yöntem

ÇalıĢma materyali 2x3 m mesafelerde dikilmiĢ, telli goble terbiye Ģekilli, eĢit vejetatif büyüme gösteren 20 yaĢındaki bağda tesadüf parselleri deneme desenine göre kurulmuĢtur.

(33)

ġekil 3.2.1. Deneme Alanı Bağ Terbiye Ģekli Deneme Deseni; I. Kontrol II. 8 gözlü ürün yükü III. 12 gözlü ürün yükü IV. 16 gözlü ürün yükü

V. 8 gözlü ürün yükü + TKĠ-Hümas ( Topraktan) VI. 12 gözlü ürün yükü + TKĠ-Hümas (Topraktan)

VII. 16 gözlü ürün yükü + TKĠ-Hümas (Topraktan) Ģeklinde 7 ayrı uygulama gerçekleĢtirilmiĢtir.

Her parselde 4‟er omca olmak üzere her tekerrürde 28 omca ve toplamda 3 tekerrürde 84 omca da gerçekleĢtirilen bir çalıĢmadır. TKĠ-Hümas uygulaması topraktan sıvı formda uygulanmıĢtır. OlgunlaĢan üzümlerin hasatı yapılarak gerekli ölçüm ve analizleri yapılmıĢtır.

3.2.1. ġarj (ürün yükü) uygulaması

Bir önceki yıl uygulama alanındaki omcalar üzerinde bırakılan gözler örnek olarak alınmıĢtır, diğer göz seviyelerinin durumları ise örneğe göre 4 göz az ve 4 göz fazla olmak üzere belirlenmiĢtir. ġarj uygulaması denemenin yapıldığı bağ arazisinin

Şekil

Çizelge  4.6.1.  Farklı  düzeyde  ürün  yükü  (Ģarj)  ve  Hümik  asit  uygulamasının  üzüm  verimi  üzerine etkileri
ġekil 4.6.1. Farklı düzeyde ürün yükü (Ģarj) ve Hümik asit uygulamasının üzüm verimi üzerine  etkileri
Çizelge  4.7.1.  Farklı  düzeyde  ürün  yükü  (Ģarj)  ve  Hümik  asit  uygulamasının  salkım  sayısı
ġekil 4.7.1.  Farklı düzeyde ürün yükü (Ģarj) ve Hümik asit uygulamasının salkım sayısı üzerine  etkileri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca nesfatin-1, kisspeptin ve leptinin enerji metabolizması ve üreme üzerine etkilerini ortaya koymak ve premenopozal ve postmenopozal dönemler arasındaki enerji

Çalışma grubunu ise, Bekir Küçükay’ın “Klasik Gitar İçin Başlangıç Metodu”, John Mills’in “Temel Gitar Metodu”, Kemal Belevi’nin “Gitar

Using the obtained images, 4 defects that are common in sewe pipes, such as impurities, additional aperture, residues and capillary fraction, were tried to be detected by

To cite this article: Nilgun Ozpozan Kalaycioglu , Esra Öztürk & Serkan Dayan (2013): Oxide ionic conductivity properties of binary δ-(Bi 2 O 3 ) 1 - x (Yb 2 O 3 ) x

Abstract —In this paper, Gr ¨obner–Shirshov bases (noncommutative) for extended modular, ex- tended Hecke and Picard groups are considered.. A new algorithm for obtaining normal

all, three goals of the thesis are (1) to find the optimum program necessities of municipality buildings, (2) to set an energy consumption standard and (3) to evaluate

Ölçüt örneklemede, belirli ölçütü karşılayan birimler örnekleme alınırlar (Büyüköztürk ve diğerleri, 2010). Bu çalışmadaki ölçüt özel eğitim