• Sonuç bulunamadı

"Osmanlı tiyatrosu"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Osmanlı tiyatrosu""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TİNİ YAYINLAR

Metin And: “ Osmanlı Ti­ yatrosu" Kuruluşu - gelişi­ mi - katkısı Ankara Üni­ versitesi Dil ve Tarih Coğ­ rafya Fakültesi yayınları 1976. 292 s.

“ Geleneksel Türk Tiyatro­ su” (1969), "100 Soruda Türk Tiyatrosu” (1970), “ Meşruti­ yet Döneminde Türk Tiyatro­ su " (1972) ve “ 50 Yılın Türk Tiyatrosu” (1973) adlarını taşı­ yan incelemeleriyle tiyatro tari­ hi araştırmalarına önemli kat­ kılar getiren Metin And, eli­ mizdeki son kitabında “ monog- rafik” diyebileceğimiz bir ça­ lışmayı gerçekleştiriyor.

 n d’a göre “ Osmanlı T iyat­ rosu'nun kuruluşunu ve sona erişini kesin olarak saptamak güçtür. Bu, kuruluştan ve sona erişten ne anladığımıza bağlı­ dır.” Kuruluş tarihi olarak 1868 (ilk Türkçe eserin oynanı­ şı) ya da 1870 (topluluğa devletçe tekel imtiyazı tanın­ ması) yılları gösterilebilir; sona eriş tarihi olarak da Güllü A g o p ’ un sa ra ya alınm ası (1882) ya da Gedikpaşa Tiyat- rosu’nun yıktırılış yılı olan 1884 gibi tarihler benimsenebi- lir.

A n d’ın "Tanzimat dönemi­ nin en önemli kültür kuruluşu, en etkili dayanıklı ve kamu­ oyunu geniş ölçüde oluşturan bir kurum” diye nitelediği, yaşamı on beş yıla sığıdın- labilen sözkonusu topluluk, yine And'a göre, kurucusu, büyük katkıları olan Güllü A g op ’la birlikte incelenmelidir.

özellikle yazarın tüm kay­ nak ve belgeleri elden geçirme tutumu gerçekten övgüye de­ ğer, her bilim adamından bek­ lenen örneklik bir çaba. K ay­ nakçada adları anılarak belir­ tilen “ taranan süreli yayınlar” listesinde -eski harflerle- 50 Türkçe ve Ermenice ile Avrupa dillerinde 31 adet olmak üzere toplam 81 dergi ve gazete adı veriliyor; incelemenin hemen her bölümü de, gerek bu süreli yayınlardan, gerekse çeşitli kitaplardan alıntılarla, yazann tam bir bilimsel çalışma yön­ temiyle konusunu incelediğini ortaya koyuyor. Bu açıdan karşılaşılan en önemli sorunlar­ dan biri, Ermenice kaynak­ lardan yararlan m a k on u su . And bunu şöyle çözümlemiş; "B u topluluk Türkçe temsillere

Osmanlı Tiyatrosu»

eşü sayıda Ermenice temsiller de veriyordu. Üstelik toplulu­ ğu oluşturan Ermeni sanatçıla­ rı ve, tiyatro adamları üzerine Türkçe kaynaklarda hemen hiç bilgi yoktu; ayrıca, başka ko­ nularda Türk kaynakları b oş­ luklar gösteriyordu. İşte yıllar önce bu konulara ilgi duyarak gittiğimiz her yerde Ermeni tiyatrosu üzerine kaynak topla­ dık. (...) Ermenice bir sandık dolusu malzeme oldu. Ermeni­ ce bilmediğimiz için bir yıl önce Bayan Ş. Mumcıyan adlı Er­ meni asıllı, kültürlü bir yar­ dımcı ile birlikte bu malzemeyi teker teker inceledik. (...) Bu çalışma sonucu konu yeni boyutlar kazandı. Ancak Er­ meni kaynakları da çoğunlukla güvenirliliklerinde kuşku yara­ tıyordu. ö n ce çoğunlukla duy­ gusaldılar ve Türk aydınlarına yakınlığından ötürü Güllü A- g op ’a düşmanlık besliyorlardı. Çağdaş Ermeni süreli yayınla­ rında çıkan yazı ve haberler, çağdaş oldukları için bir ölçüde güvenilebilirdi.”

Yazar, sözkonusu kaynak­ ların güvenilirliği konusundaki kuşkularında gerçekten haklı­ d ır. S öz g elim i Ş a ra sa n ’m -1914’de Istanbulda yayımlan­ dığını ve geniş ölçüde yarar­ landığını belirttiği- kitabında yer alan bilgileri “ başka kay­ naklardan kontrol” ettiğini a- çıkhyor ve A şot M adat’ın “ Sahnemizin Değerleri” adlı kitabımn da bu esere dayandı­ ğım belirtiyor. Nitekim, yıllar­ ca önce bu sonuncu eser üzerine bir eleştiri yazısı ya­ yımlayan Hüsamettin Bozok da konunun bu yönüne deği­ niyordu (“ Yurt ve Dünya” dergisi, s. 37, aralık 1944): Bunca övgüden sonra yaza­ nn kimi yargılarını eleştirmek zorundayız: Kitabın çeşitli b ö­ lümlerinde, özellikle “ Sonuç” ta yer alan yargıları... Her ne kadar bunlann dar sınırlı bir kitap tanıtma yazısı çerçeve­ sinde değil, daha kapsamlı bir incelemede ele alınması gere­ kirse de, bütünsel bir bakış açısı getirmek yönünden hiç olmazsa bazı noktalara kısaca değinmekte yarar var:

A n d’ın “ Osmanlı Tiyatro­ s u n d a n çıkardığı en önemli

sonuçlardan ilki şöyle: “ O s­

manlI Tiyatrosu, Batı tiyatro­ sunda ilk önemli adım olduğu gibi, Avrupa kültürüne açılan önemli bir pencere olmuştu.”

Batı tiyatrosuna geçiş elbet­ te önemli bir adundır ama, öncelikle yöneltilmesi gereken soru ise şudur: “ Bu pencerenin açıldığı Avrupa kültürü ” nün o dönemdeki niteliği nedir? Ger­ çekte bu, tutucu bir idealizm taşıyan burjuva kültüründen farklı bir şey midir? Ve, Namık Kemal’in “ Vatan” piyesinin çıkarttığı gürültü bir yana, bu dönemde tiyatro geniş kitleye ne getirmiştir?

ö t e y a n d a n , B r e c h t’in “ önem li olan seyirciye yargıya varmasını öğretmektir” , cüm ­ lesinde anlatımını bulan “ tiyat­ ronun işlevi” açısından, Batı­ nın tiyatro anlayışını taklit ederek yapılan bir tiyatronun “ Tanzimat insanı” na katkısı ne olmuştur, sorusu da getirile­ bilir. Bu soruya olumlu bir karşılık vermek güçtür. Nite­ ldin And, yıllarca önce Kara­ göz ve Ortaoyunundaki siyasal yönü ortaya koyarken sonra­ dan sıkıdenetimin siyasal taş­ lamayı yasaklamasıyla bu gele­ neksel sanatlarımızın boş gül­ dürüler derekesine indiğini a- çıklamıştı.

Bütün bu karşı çıkışlarda “ Osmanlı Tiyatrosu” nun öne­ mini küçümsüyor değiliz; yal­ nızca A n d’m yargılarındaki yanlışlığı vurgulamak istiyo­ ruz. A n d’m öteki sonuçlarında da tiyatro olgusu kendi içinde değerlendiriliyor; “ Osmanlı Ti­ yatrosu ” nun Osmanlı toplu- muna getirdikleri üzerinde du­ rulmuyor.

Türk Dil Kurumu ödülü kazanan A n d ’m kitabmda “ dil dikkatsizlikleri” diyebileceği­ miz aksamalar ve pek çok düzelti yanlışı bulunduğunu da belirtmek zorundayız.

Bir genel yargıya varmak gerekirse, A n d’m kitabı dik­ katli, sabırlı bir çalışmanın ürünü olarak ve tiyatro tarihi­ mize ışık tutması yönünden çok yararlı; ancak getirdiği yargılar, sonuçlar açısmdan “ güvenilir” saygılamayacak bir inceleme.

K. EKİM

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Özet: Organik fosfor intoksikasyonları, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle tarımla uğraşan ve kırsal bölgelerde sık görülmekte olup, önemli

Bu kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren terör gruplarını, salt şiddet eğilimi düzleminde değer- lendirmenin mümkün olmadığı gayet açıktır. İdeolojik, etnik,

Klini¤i tüberküloz ile uyumlu olan; ZN boyama ile basil saptanan ya da histopatolojik olarak granülomlar›n gösterildi¤i olgularda kültür sonucu beklenmeden tedaviye

BM İklim Değişiklikleri Sözleşmesi’ni imzalayan 192 ülkenin temsilcilerinin, sera etkisine karşı yeni önlemleri belirlemek için bir yılları var.. Ancak Poznan’da yapılan

Boğaz’da yalı dairesi o lan ­ lar bir araya gelerek, yıkım k ararı­ na karşı ne gibi hukuki girişim ler­ de bulunabileceklerini tartışıyorlar.. Rüknettin

Bu matem saçan havanın içinde daha fazla durmak istemeyen Voli Hâşim Bey, mâtemzede kızın kolun­ dan tutarak onu teselli etmeğe gay­ ret ederken, kahraman

BAHAR TANR1SE VER___________ ANKARA - Hükümetin MHP ka­ nadının, Nâzım H ikm et’e yurttaşlık hakkının geri verilmesine ilişkin ka­ rarnameye soğuk bakması, sanatçı ve

•Uluslararası Türk Folklor Kongresi başkanlığına bazı de­ ğerli bilim adamlarının vasal ne denlerle kongre dışında bırakıl ması bilim özgürlüğüne