• Sonuç bulunamadı

Paris'li Yıllar...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Paris'li Yıllar..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20 AĞUSTOS 1994 CUMARTESİ

POLİTİKA VE ÖTESİ

MEHMED KEMAL

Parisli Yıllar.»

Hıfzı Topuz’un, “ Paris'ti Yıllar” m\ okuyorum. Buna

okuma denmez, atlaya atlaya göz atıyorum. Paris'i mer­ kez yapmış, çevresinde bütün tanıdıkları, dostlan anlatı­ yor. Biz tıpış tıpış keyifle okuyoruz. İkinci bölümden, UNESCO macerasından başlıyorum. 1957 Aralık ayıydı. Hıfzı Paris'te, ben de Londra üzerinden Paris’e geliyo­ rum. Geleceğimden haberi var, beni karşılıyor. Sor- bon’a yakın Cluny Sokağı’nda (Clunuy adında) bir otele beni yerleştiriyor. Otelin sahibesi siyah gözlüklü bir ba­ yan. Yanında diz çökmüş, kocaman bir de köpeği var. Yılbaşını bu otelde Hıfzı ile birlikte kutlayacağız. Sonra... Sonrasını Hıfzı şöyle anlatıyor:

"... Param tükenmişti. Gazeteden aldığım tazminatı

son kuruşuna kadar harcamıştım. 2 ocağı sabırsızlıkla bekliyordum. O gün işe başlayacaktım. Meğer aylık, ay sonunda veriliyormuş."Ne varsa, bendeki üç beş kuruş­

la yılbaşını geçirdik. O kadar da zil değildik. Bilmem anı­ ların bu bölümünü neden unutmuş!

Bu geziden bende kalanlar şöyle: Atölyesinde Avni’yi ziyaret ettik. Yılbaşı için "tebrikler" çiziyordu. Onlardan bana birkaç tane vermişti, hâlâ evin bir köşesinde asılı­ dır. Abidin’in Sen kıyısındaki atölyesinde konyak içmiş­ tik. Seleçkt Kahvesi nde Mübln Orhon’la Orhan Velf’li günleri anmıştık. Paris'e gitmeden önce Orhan’la çok sı­ kı fıkıydı. Kemal Baştuji'yi bulamamıştık. Turhan Doy-

ran’la Eyfel’e çıkmıştık. Bir de küçük kule almıştık. Baş­

ka.. başka vardır, ama bu kadarı geliyor.

Hıfzı Topuz, nefis bir Jacques Prevert öyküsünü anla­ tıyor:

Prevert yazlarını güneyde geçiriyor. Telefon edip bir randevu istedim.

"Ne zaman isterseniz gelin!” dedi. "Yarın!" "Tabii olur evdeyim. "

Bir otobüs bileti alıp gittim, ilk rasladığım kişiye evini sordum, gösterdiler.

Kapıyı çaldım. İki kız açtı.

"Randevum var" dedim. İki kız içeri girdi, bir daha çık­

maz. Yeniden çaldım. Bir kadın çıktı. Söyledim. Girdi içeri, bu kez de sırtında beyaz atlet fanilası, elinde bir şaraf bardağı.. Gene anlattım. İstanbul’dan geliyorum... Gazeteciyim.."

"Ya, söylesene” dedi, boynuma sarıldı.

Elinde kadeh o içerde, ben dışarda konuşuyoruz. Bu­ yur ettiği yok. Anlatıyor:

"... 1919’da İstanbul'dayım. 19 yaşındayım. Mütareke yılları. Biz işgal ordusuyuz. Ne güzeldir İstanbul, öyle güzel kent görmedim. Ne yapsanız değiştiremezsiniz İstanbul'u.. Eyüp bin yıl sonra gene öyledir. Plyer Loti

İstanbul’a âşık olmuş."

Şair bunları anlatırken içerden kızlar çıktılar, İçeri aldı­ lar.

"Ah ne yazık kİ evde rakım yok. Bakın İlk kez nasıl rakı İçtim onu anlatayım. Yeni gelmişiz. Arkadaşlarla kafayı çekelim dedik. Üsküdar'da bir meyhaneye gittik. Adam rakı getirdi, ufak bir şişe. Sulu İçiyorlar. Ben su koyar mıyım, öyle İçiyorum. Arkadaşlar gitmişler, ben kalmı­ şım. Sonunda aramaya çıkmışlar. Bir berber dükkânı var orayı gördüm. Rakı İstedim. Sarhoş diye vermediler. Masanın üstünde bir çanak gözüme ilişti, beyaz, bem­ beyaz. İşgal askeriyim ya, sarıldım çanağa. Diktim kafa­ ma... Ağzıma kıllar, köpükler geliyor. Sabunlu, kıllı tıraş suyu İmiş. Ne güzel İşkembe vardır.. Hacı Bekir lokumu. İstanbul üstüne mutlaka bir şiir yazmalıyım. "

Bir de Ahmet Raalm'ln rakı öğüdü var.

ismet Paşa bir toplantı yapıyor. Sonunda Ahmet Ra- sim'le çıkıyorlar, "Şurada bir yerde İki kadeh İçelim." Gidilecek bir yer yok. Üstat çantasından bir küçük şişe

çıkarır (elli dlrhemllk), birer kadeh alırlar. Zekeriya Bey,

1 'Sizin rakınızı almayayım"der,kafaya diker. "Yok"der.

"Bu İkimize de yeter. "Gerçekten de yarısı ikisine de ye­ ter, fazlasını çantaya koyar.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Verdiği ilânlar­ la gelenler arasında Hatice a- dında bir genç kızı gözü

han Kaya, beraberinde AK Parti Merkez Ýlçe Baþkaný Erhan Akar ile birlikte gazetemizi ziyaretinde, Sungurlu Organi- ze Sanayi Bölgesi'ne doðal gaz getirilmesi için

Türkiye’nin Afrika ve Asya açılımlarını Türk dış politikasının genel eğiliminden ayırmak mümkün olmamakla beraber, bu açılımların ekonomik, siyasi ve

öğretmenin komutuyla öğrenciler ellerinde bulunan iki karton bardağı iç içe geçirmeye çalışır?. Ama bardakların birinin ağzı aşağı diğerinin ağzı yukarı

On sene evvel mevcudiyetin- den kimsenin haberi olmıyan Türk heykeltraş lığı Cumhuriyetle beraber nefesini almıya, da- marlaş.p kemikleşmiye başladı.. Bugün Türkiye

Tanzim edilen program muci­ bince ilk boks teşvik müsabakası 13-1-933 cuma günü Beyoğlunda Artistik sinema karşısındaki boks salonunda yapılmıştır..

Ariza sahibi diğer yazılarında, Sul­ tan İbrahim e- hattı hümayun örnek­ leri bildirmekte, beratlardan, tuğra­ dan bahsetmekte ve padişahı işlerden

Plasma vitamin C concentration was significantly decreased in hemodialysis patients compared with healthy subjects, and significantly lowered b y 24% from post-dialysis compared