A t a t ü r k v e atlet h e y k e l l e r i
Heykeltraş N u s r e t S u m a n T a r i h i n görmediği bir kahramanlıkla ışığa ve hürriyete kavuşan Türkiye, destanını tunç- laştırmak istediği zaman ecnebi sanatkârlara müracaat etmişti. On sene evvel mevcudiyetin- den kimsenin haberi olmıyan Türk heykeltraş lığı Cumhuriyetle beraber nefesini almıya, da- marlaş.p kemikleşmiye başladı. Bugün Türkiye kendi kahramanlığını ecnebilerden öğrenmiye muhtaç değildir. Destanını kendi yazacak, en büyüğünü kendi gördüğü, sevdiği gibi anlata- caktır.
Heykeltraş Nusret Suman son iki sene zar- f ı n d a y a p t ğ t âbide ve sergilerdeki eserlerilc is- mini en çok işittiğimiz sanatkârlarımızdan bi- risidir. 1929 senesinde yaptığı Tayyareci Fethi ve Sadık âbidesile romantik olan Suman altı sene sonra klasik moderndir.
Fethi ve Sadık âbidesinde Asur heykeltraş- lığına kapılan ataklığı Tokat Atatürk âbidesin- de yerini sakin bir tekniğe bırakmıştır.
Nusret Sumanın M . K e m a l p a ş a kazası için yaptığı bronz heykelinde galip bir kumandan ve kanun getirici olarak gösterilmiş olan A t a - türk burada tunçtan bir canlılıktır.
« A t l e t » heykelinde Suman mübalağalı poz- lardan kaç:nmış, m u z a f f e r koşucu atletini elin- de kupasile, sakin ve emniyetli bir duruşla ifade etmiştir.