• Sonuç bulunamadı

SLEEP DISORDERS IN THE ELDERLY

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SLEEP DISORDERS IN THE ELDERLY"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAfiLILARDA UYKU BOZUKLUKLARI

SLEEP DISORDERS IN THE ELDERLY

Kas›m GÖKTAfi

Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal› KONYA Tlf: 0332 223 68 37 e-mail: drkasim01@hotmail.com Gelifl Tarihi: 09/07/2005 (Received) Kabul Tarihi: 08/10/2006 (Accepted) ‹letiflim (Correspondance)

A

BSTRACT

S

leep disorders is one of the leading problems of elderly. Numerous population-basedstudies have indicated that up to %40 of old people are dissatisfied with the quality of their sleep and complain of chronic sleep problems. Their sleep may be affected by a number of factors, such as medical illness, psychiatric disorders, medication use, circadian rhythm changes, age-related sleep changes or primary sleep disorders. Prevalance of primary sleep disorders such as sleep apnea syndrome, restless leg syndrome, periodic leg movements, REM sleep behavior disorder are increased in elderly. The sleep loss resulting from sleep disturbances can lead to daytime sleepiness, chronic fatigue, and increased risk of falls and accidents. Sleep disorders has a strong, negative effect on the quality of life. Evalaution of sleep disorders in the older patients requires a careful history and physical examination, supplemented by a sleep diary. Treatment of underlying conditions and nonpharmacologic improvement (sleep hygiene) are first-line therapy, but pharmacologic agents such as benzodiazepines or antidepressants may be needed.

Key words: Sleep disorders, Elderly.

Ö

Z

U

yku bozukluklar› yafll›larda yayg›n ve önde gelen sorunlardan biridir. Bir çok çal›flmadayafll›lar›n yaklafl›k %40’›n›n uyku kalitesinden hoflnut olmad›¤›n› ve kronik uyku problemi yaflad›¤›n› göstermifltir. Yafll›larda uykuyu pek çok faktör etkiler. Bunlardan baz›lar›; efllik eden bedensel ve psikiyatrik hastal›klar, kullan›lan ilaçlar, sirkadiyen ritim de¤ifliklikleri, yafla ba¤l› uyku de¤ifliklikleri ve birincil uyku bozukluklar›d›r. Uyku apne sendromu, huzursuz bacak sen-dromu, periyodik bacak hareketleri, REM uykusu davran›fl bozuklu¤u gibi birincil uyku bozuk-luklar›n›n s›kl›¤› yafll›larda artar. Uyku bozukluklar›ndan kaynaklanan uyku kayb› gündüz uyku-lulu¤una, süregen yorgunlu¤a, kaza ve düflme riskinde artmaya neden olur. Uyku bozuklukla-r›n›n yaflam kalitesi üzerine olumsuz etkisi vard›r. Yafll›larda uyku flikayetinin de¤erlendirilme-sinde dikkatli hikaye ve bedensel incelemeye uyku günlü¤ü eklenmesi gerekir. Altta yatan ne-denlerin tedavisi ve ilaç d›fl› uygulamalar (uyku hijyeni) ilk tedavi tercihi iken bazen benzodi-azepin, antidepresanlar gibi ilaçlar gerekebilir.

Anahtar sözcükler: Uyku bozukluklar›, Yafll›l›k.

R

EVIEW

A

RTICLE

Kas›m GÖKTAfi

1

(2)

G

eçen yüzy›l boyunca fen ve sa¤l›k bilimleri alanlar›nda ya-flanan geliflmeler insan ömrünü uzatm›flt›r. Son 50 y›ll›k zaman içinde do¤umda beklenen yaflam süresi 20 y›ll›k bir ar-t›fl göstermifl ve 66 y›la ulaflm›flt›r. Dolay›s›yla dünya yafll›lar nüfusu gittikçe artmaya bafllam›flt›r (1). Bir çok araflt›rmada uyku bozukluklar›n›n yafll›lar aras›nda yayg›n bir sorun oldu¤u bildirilmektedir (2-6). Yap›lan 1000 kiflinin kat›ld›¤› toplum tabanl› bir araflt›rmada 18 yafl üstü nüfusun %36’s›n›n son za-manlarda bir uyku yak›nmas› oldu¤unu saptanm›flt›r. Uyku bozukluklar› 65 yafl üstü bireylerde di¤er yafl gruplar›na göre daha bulunmufltur (7). Yafllanmayla uyku problemleri artma e¤ilimindedir. Yap›lan ço¤u çal›flmada yafll›lar›n yaklafl›k %40’› uyku kalitesinden hoflnut de¤illerdir. Süregen uyku so-runlar› yaflad›¤› bildirilmektedir (2,3,6,8,9).

Yafll›lar hekimlere s›kl›kla uyku flikayetlerinden yak›n›rlar (10). Bir çok hekim uyku flikayetlerini de¤erlendirmek için ço-¤u kez zaman ay›ramamaktad›r. Genellikle bir uyku ilac› he-men reçete edilir. Her hangi bir yafl grubunda uyku bozukluk-lar›n›n teflhisi fazlas›yla uzun ve zahmetli iken yafll›larda özel-likle karmafl›kt›r. Gençler uyku bozukluklar›n›n sebeplerini anksiyete ve depresyona; yafll›lar ise daha çok bedensel ne-denlere ba¤lamaktad›r (11).

Yaflla birlikte uykuda fizyolojik de¤iflmeler ve günlük ritim-de kaymalar olur. Beritim-densel ve psikiyatrik hastal›klara ba¤l› uyku bozukluklar› olabilir. Ayr›ca uyku apne sendromu, nok-turnal miyoklonus gibi birincil uyku bozukluklar› da ortaya ç›k-m›fl olabilir (2-4,6,8,12).

‹nsanlar›n yafl› ilerledikçe yaflamlar›nda efl kayb›, yaln›z ya-flama, huzurevi-bak›mevinde kalma, emeklilik gibi de¤ifliklikler olmaktad›r. Süregen bedensel hastal›klar s›klafl›r. Yafll›larda yavafllam›fl bir yaflam vard›r. Görme ve iflitmede azalma sonu-cu ›fl›k ve ses gibi d›fl uyaranlar› alg›lamada eksiklikler ortaya ç›kar. Tüm bu de¤iflikler bireyin uyku ve yaflam kalitesini olumsuz yönde etkiler (13,14).

Uyku bozukluklar› bireyin dikkat ve anlama-kavrama yete-neklerini olumsuz yönde etkiler. Hat›rlama güçlü¤üne neden olur. Günlük ifllevlerde bozulma, yorgunluk ortaya ç›kar. Böy-lece bireyin yaflam kalitesi bozulur. Sa¤l›k bak›m› arama s›kla-fl›r (5). Schubert ve ark. yafll›larda uyku problemleri ile yaflam kalitesi aras›ndaki iliflkiyi inceleyen 2002 y›l›nda yapm›fl ol-duklar› çal›flmalar›nda, uyku flikayeti çeflitlili¤i ile yaflam kalite-si aras›nda ters bir iliflkili bulmufllard›r (15). Uyku bozuklukla-r› ölüm ve hastalanma riskini art›rmaktad›r (3,6,8).

Yafll›larda Uyku ile ‹lgili De¤ifliklikler

Yafll›l›k dönemindeki uyku örüntüsünün, genç ve orta yafllar-dan farkl› oldu¤u konusunda bir fikir birli¤i vard›r. Artan yafl-la birlikte oluflan uyku de¤ifliklikleri yafll›yafl-lardaki uyku bozukluk-lar›n› anlamam›za yard›mc› olur. Uyku ölçekleriyle ve

poli-somnografiyle uyku kalitesini inceleyen çal›flmalarda yafll›lar›n uyku kalitesinin bozuk ve uyku miktar›n›n yeterli olmad›¤› gös-terilmifltir (8,14). Toplam uyku süresi azal›r. Al›fl›lagelmifl or-talama 7,5 saatlik gece uyku süresi 4,5-5,5 saate iner. Uyku-ya dalma süresi uzar. Uyku bafllang›ç›ndan sonra uUyku-yanmalar›n say›s› ve süresi artar. Uyku hafif ve yüzeyeldir. Yatakta geçi-rilen süre artar. Uyku kalitesi düflüktür. Gündüz uykululu¤u artm›flt›r (14,16).

Yafll›larda poligrafik incelemelerde en çarp›c› elektrofizyo-lojik bulgu derin uyku (NREM III-IV) miktar›n›n azalmas› ve delta dalgalar›n›n amplitüdlerinin düflmesidir. Derin uykunun toplam uyku süresi içindeki pay› 20’li yafllarda %18 civar›n-dayken, 60 yafl›nda %10’a kadar düflmekte, 75 yafl›ndan son-ra ise tamamen kaybolabilmektedir (14). Sonuçta derin uyku-da sal›nan büyüme hormonu uyku-da azal›r (11).

Toplam uyku süresinin %15-25 kadar›n› REM uykusu oluflturur (13). Yafll›larda toplam uyku süresinde azalmaya pa-ralel olarak REM uyku süresi de azal›r. Ancak REM uyku yüz-desi de¤iflmez. Uykunun Non-REM II döneminin karakteristi-¤i olan uyku i¤cikleri REM uykusunu s›k s›k böler. Yaflla bir-likte olan REM uykusu oran›ndaki azalma; zihinsel kay›p, be-yin kan ak›m›nda azalma, alfa aktivitesinde azalma ve organik mental bozukluklar›n meydana gelmesiyle iliflkili olma e¤ili-mindedir (11). REM uykusunda göreceli olarak daha az de¤i-flikli¤in gözlenmesi, REM uykusundan sorumlu ponto-mesen-sefalik retiküler çekirdeklerin filogenetik olarak daha eski ve yafllanmaya (dejenerasyona) daha dayan›kl› yap›da olmalar›na ba¤lanmaktad›r (14).

Günlük (Sirkadiyen) Ritim De¤ifliklikleri

Günlük ritim, insan vücudunda gerçekleflen siklik de¤ifliklikle-ri tade¤ifliklikle-rif eder. Yaklafl›k 24 saatlik bir de¤ifliklikle-ritimdir. Büyük ölçüde be-den ifllevleri ile belirlenmektedir. Ancak ›fl›k, toplum aktivite-leri, yemek-ifl saatleri gibi d›flar›dan gelen zaman bildirici et-kenlerle de iliflkilidir (14). Melatonin günlük ritmi düzenleme-ye yard›mc› bir hormondur. Gece-gündüz de¤iflikliklerine kar-fl›l›k olarak suprakiazmatik nükleustan gelen uyar›lar sonucu daha çok geceleri pineal bezden sal›n›r. Melatonin yaflla bir-likte azal›r. Artan yaflla birbir-likte gözlenen uyku bozukluklar›n›n baz›lar› sirkadiyen ritimdeki de¤ifliklik sonucu oluflur (11). Yafl-l›larda sirkadiyen ritimde en belirgin de¤ifliklik “erken uyku fa-z› sendromu” dur (14,16). 60 yafl›ndan itibaren uykunun bafl-lang›ç saati her 10 y›lda 1 saat kadar geriye çekilmektedir (12). Yafll›lar akflam yata¤a erken gitme (saat 19.00-20.00 gibi), sabah erken uyanma (saat 04.00-05.00 gibi) e¤ilimin-dedirler (13,16).

Yafll›larda gündüz uykulu¤u ve gün içi kestirmeler fazlad›r. Böylece normal yetiflkinlerdeki monofazik uyku-uyan›kl›k sik-lusu yaflla birlikte polifazik bir hal al›r (17). Hayvan deneyleri,

(3)

bu de¤iflikli¤in suprakiazmatik nükleus ve beyin sap› hipnoje-nik nöronlardaki yap›sal farkl›laflmadan kaynaklanabilece¤ini bildirmektedir (14).

Yafll›larda uyku yap›s›nda normalde gözlenebilen de¤iflik-liklerin anlafl›labilmesi, hafif uyku yak›nmalar› olan baz› tedir-gin hastalara güven vermede yard›mc› olabilir. Ancak birey için özellikle bozulmufl günlük ifllevlerle iliflkili ve önemli hu-zursuzluk kayna¤› olan uyku yak›nmalar› hiçbir zaman “basit normal yafllanma” olarak düflünülmemelidir (18).

Fiziksel Hastal›klar›n ve ‹laçlar›n Uyku Üzerine Etkileri

Yafl ilerledikçe bedensel hastal›klar, buna paralel olarak kulla-n›lan ilaç tedavileri artmaktad›r. Akut veya kronik bedensel hastal›klar ve ilaç kullan›m› uyku üzerinde olumsuz etkiler gös-terebilir (19). Yafll›larda s›k rastlanan a¤r›, nefes darl›¤›, öksü-rük ve idrara ç›kma gibi hastal›k belirtilerinin gece de devam etmesi uyku bozuklu¤una sebep olur (16,20). Kötü sa¤l›k du-rumu ve süregen bedensel hastal›¤› olma ile uyku flikayetlerin-de artma iliflkilidir (4). Artrit ve a¤r›l› durumlar, solunum has-tal›klar› (KOAH), sindirim sistemi hashas-tal›klar› (gastroözafajial reflü), kalp-damar sistemi hastal›klar› (konjestif kalp yetmezli-¤i, koroner arter hastal›¤›), ürolojik hastal›klar (prostat hiper-trofisi), metabolik bozukluklar (hipotiroidi, hipertiroidi, DM), nörolojik hastal›klar (Parkinson hastal›¤›, demans) uyku bo-zuklu¤una sebep olur (3,5,8,13,16,19,20).

Baz› ilaçlar uyku sorunlar›na yol açarlar. Merkezi sinir sis-temi uyar›c›lar›, beta blokörler, kalsiyum kanal blokörleri, bronkodilatörler, kortikosteroidler, dekonjenstanlar, uyar›c› antidepresanlar (SSGI), tiroid hormonlar› uykusuzlu¤a neden olurlar. Uzun etkili hipnotikler, antihipertansifler, antihistami-nikler ve sedatif etkili antidepresanlar gündüz uykululu¤una neden olurlar. Bu yüzden uyku bozuklu¤una neden olmamak için ilaçlar›n dozu ve verilme zaman› ayarlanmal›d›r (5,20).

Psikiyatrik Bozukluklar ve Uyku

Psikiyatrik bozukluklarda en yayg›n yak›nmalardan biri uyku-nun nitelik ve niceli¤inde de¤iflmelerdir. Psikiyatrik bozukluk-larla uyku örüntüsündeki de¤ifliklikler efl zamanl›d›r. Her iki durumun temelinde nörobiyolojik patolojilerin yer ald›¤›n› dü-flündürmektedir (17,21). Yafll›larda depresyon, anksiyete ve biliflsel bozukluklar uyku sorunlar›na neden olur. Anksiyete bozukluklar› yafll›larda bir yak›n›n kayb›, yas, yaflam de¤ifliklik-lerine ba¤l› olarak artmaktad›r (5).

Depresyon ve Uyku ‹liflkisi: Depresyon yafll›larda çok

yayg›nd›r. S›kl›kla uyku de¤iflimi ile birliktedir. Yafll›lar›n gece uyanma ve sabahlar› erken kalkma e¤ilimi depresyonda daha da artmaktad›r (13). Yafll› depresiflerde uyku flikayetleri genç-lere göre daha fazlad›r (4). Schechtman ve ark. yafll›larda

1997 y›l›nda yapt›klar› çal›flmalar›nda duygudurum bozuklu¤u olma ve kad›n olman›n uyku bozuklu¤u ile güçlü iliflkisi oldu-¤unu göstermifllerdir (22). Depresyonda uyku yap›s›nda bir ta-k›m de¤iflikler olur. Bunlardan en bilinenleri REM latensinin k›salmas›, ilk REM’in uzun ve yo¤un olmas› ile ilk Non-REM’in k›sa olufludur (normalin tam tersi). Bu de¤iflim tüm yafllarda ayn› de¤ildir. Genç hastalara göre, yafll› hastalarda REM latensindaki k›salma daha belirgin ve daha h›zl› olmak-tad›r (21,23,24).

Bak›mevinde kalan yafll›lar›n %25’inde uyku bozuklu¤u tespit edilmifltir. Uyku bozuklu¤u olanlar›n %66’s›nda bir psi-kiyatrik bozukluk bulunmufltur. En s›k olarak da %20 depres-yon görülmüfltür (18). Sukegawa ve ark. 2003 y›l›nda yapm›fl olduklar› çal›flmada yafll›larda uyku bozuklu¤unun s›kl›¤›n› %37, depresyonun s›kl›¤›n› %31 bulmufllard›r. Yafll›lar aras›n-da uyku bozukluklar› ile depresyonun aç›kça birbirlerine ben-zeyen belirtiler oldu¤u görülmüfltür (9). Roberts ve ark. 2003 y›l›nda yafll›larda uyku bozuklu¤unun ileride geliflebilecek dep-resyonun önceden bir belirleyicisi oldu¤unu bildirmektedirler (25). Uyku bozuklu¤unun etkili tedavisi ayn› zamanda major depresyonun bafllamas›n› geciktirir veya önler (26).

Biliflsel ‹fllevler ve Uyku ‹liflkisi: Yafll›lar›n gençlere

gö-re gün boyunca uyan›k kalmalar› daha zordur. Yafll›larda gün-düz uykululu¤u flikayeti artmaktad›r. Son zamanlarda afl›r› gündüz uykululu¤unun demans ve biliflsel bozulma ile iliflkili oldu¤u bulunmufltur. Foley ve ark 2001 y›l›nda yapt›klar› yafl-l›larda uyku bozukluklar› ile demans aras›ndaki iliflkiyi incele-yen 3 y›ll›k takip çal›flmas›nda; afl›r› gündüz uykululu¤u tarif eden yafll›larda 2 kat daha fazla demans bulmufllard›r. Bundan dolay› bir yafll› gündüz uykululu¤u flikayeti tarif ediyorsa altta biliflsel bozuklu¤un olabilece¤i unutulmamal›d›r (27). Cricco ve ark. 2001 y›l›nda yafll›larda uykusuzlu¤un biliflsel ifllevler üzerine etkisini araflt›rm›fllard›r. Sürekli uykusuzluk yak›nmas› olan yafll›larda biliflsel bozukluk s›kl›¤› artm›flt›r. Bu durum er-keklerde daha belirgindir (10).

Alzheimer Hastal›¤› (AH)’nda Uyku: AH uyku yafll›l›¤a

ba¤l› uyku de¤iflikliklerinin daha belirgin olan›d›r. Hastalar›n uyku-uyan›kl›k ritmi bozulur. Derin uyku azal›r. Hatta ileri ev-re demansta kaybolur. Hastal›¤›n bafllang›ç›nda REM uykusu korunur. ‹leri evrelerde ise azal›r. REM uykusundaki kay›p, bi-liflsel bozuklu¤un derecesiyle orant›l›d›r. AH’n›n fliddetinin art-mas›yla uykudaki de¤ifliklikler daha da kötüleflir. AH’da özellik-le hasta yak›nlar›na önemli derecede yük getiren “sundown fe-nomeni” vard›r. Sundown fenomeni, akflam saatlerinde veya geceleri bafllayan deliryum tablosudur. Hasta geceyi uyan›k hatta dolaflarak geçirir. Bu tablo gün içinde azal›r veya kaybo-lur. Bunun tedavisi için hastan›n gün içinde uyumas›na izin ve-rilmemelidir. Ayr›ca geceleri evden ç›k›p gitmelerini engelle-mek için oda kap›lar› kilitlenebilir. K›sa etkili benzodiazepin ve düflük doz nöroleptik uygulamas› yararl› olabilir (17,23).

(4)

Y

AfiLILARDA

U

YKU

B

OZUKLUKLARI Uykusuzluk (‹nsomnia)

Yafll›larda görülen uyku bozukluklar›n›n büyük ço¤unlu¤unu uykusuzluk (insomnia) oluflturur. Uykusuzluk uykuya dalmak-ta, sürdürmekte zorluk, sabah erken kalkma ve kalkt›¤›nda dinlenilememifl olmad›r (3,10). K›sa süreli ve süregen (kronik) olarak s›n›fland›r›l›r. K›sa süreli uykusuzluk geçici bir stresle iliflkilidir. Birkaç gün yada hafta devam eder. Süregen uyku-suzluk (kronik insomnia) aylardan y›llara kadar devam eder. Süregen uykusuzluk gündüz uykululu¤una, biliflsel bozulmaya, kaza riskinin artmas›na, duygudurum bozukluklar›na, yaflam kalitesinin bozulmas›na neden olur. Uykusuz yafll› bireylerde uykusu normal olanlardan dört kez daha fazla yaralanmalarla sonuçlanan düflmeler olur (28).

Chui ve ark. taraf›ndan 1999 y›l›nda yap›lan çal›flmada; yafll›lar›n %75’i uyku bozuklu¤undan yak›nmaktad›r. Uyku-suzluk yak›nmas› ise %38’dir (6). Maggi ve ark. taraf›ndan 1998 y›l›nda yap›lan çal›flmada yafll›larda uykusuzluk s›kl›¤›n› erkeklerde %36, kad›nlarda %54 bulunmufltur (3). Pallesan ve ark. 2002 y›l›nda yafll› uykusuzlar›n uyku problemi olmayan-lara göre kayg›, anksiyete düzeyinde yükseklik bulmufllard›r. Anksiyete düzeyindeki yüksekli¤e ilaveten somatizasyon, ob-sesif-kompulsiyon ve depresyon ölçümlerinde de yükseklik saptam›fllard›r (29).

Uyku Apne Sendromu

Uyku apne sendromu; uyku s›ras›nda oluflan solunum durma-lar›, uyku bölünmesi, oksijen yo¤unlu¤unda azalma ve gündüz artm›fl uyku hali ile flekillenen bir klinik tablodur. Yafla ba¤l› olarak ortaya ç›kan bulgularla uyku apne sendromu bulgular› aras›nda büyük benzerlik vard›r. Ay›rt edilmesi güçtür. Bu bul-gular horlama, bölünmüfl gece uykusu, gündüz flekerleme yapma, biliflsel bozukluk fleklinde s›ralanabilir (30).

Uyku apne sendromunun s›kl›¤› yafll›larda artma e¤ilimin-dedir. Orta yafllarda s›kl›¤› erkeklerde %9 ve kad›nlarda %4’dür. Yafll›lar aras›nda erkeklerde %27, kad›nlarda %19’dur (31). Yaflla birlikte meydana gelen yumuflak damak sarkmas›, farengial ya¤ dokunun hacmindeki artma, farengial hava yolu çevresindeki kemik yap›lar›n fleklinde de¤ifliklik ve negatif bas›nç uyar›s›na geniglossal kas cevap›nda azalma gi-bi anatomik de¤ifliklikler uyku apnesine sebep olurlar (5).

Tedavide en etkili yöntem CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) uygulamas›d›r. Uyku apneli hastalar genel-likle obez oldu¤undan kilo vermeleri önerilir. Ayr›ca alkol ve hipnotik kullan›m›ndan kaç›n›lmal›d›r (4,5).

Periyodik Bacak Hareketleri (PBH) ve Huzursuz Bacak Sendromu (HBS)

PBH uykuda genellikle bacaklarda (tibialis anterior kas›nda) olmakla birlikte bazen de gövdeyi de kapsayan ritmik kas

se-¤irmesi, s›çramas› veya aya¤›n yukar› do¤ru fleksiyonudur. 20-40 saniye aral›klarla ortaya ç›kar. Saatte befl defadan faz-la oldu¤unda bozukluk kabul edilir. Hareketler uykuyu böler. Böylece uykusuzluk ve gündüz uykululu¤una neden olur (5).

HBS tan› esas olarak anamnezle konur. HBS hastalar›n istirahat halinde veya uykuya dalarken bacaklarda uyuflma, kar›ncalaflma, a¤r›, s›z›, yanma, huzursuzluk hissi olarak ta-n›mlad›¤› son derece rahats›z edici bir durumdur. Ço¤u za-manda hastalar flikayetlerini tarif etmekte zorluk çekerler. Hastalar›n gündüz hareket halinde flikayet tarif etmemesi önemli bir ay›r›c› noktad›r. Hastalar bu durumdan ayaklar›n› hareket ettirerek veya kalk›p dolaflarak kurtulmaya çal›fl›rlar (13,14,32).

HBS brincil ve ikincil olmak üzere iki flekilde tan›mlanm›fl-t›r. Birincil olan› ço¤unlukla aileseldir. ‹kincil olan› ise en s›k üremi, nöropati ve demir eksikli¤ine ba¤l›d›r. HBS Parkinson hastal›¤›, multiple sistem atrofisi veya spinoserabeller ataksi gibi nörodejeneratif hastal›klarla iliflkilidir. Yine ilaçlar›n orta-ya ç›kard›¤› HBS vakalar› vard›r. Antipsikotikler ile antidepre-sanlar (SSGI, mirtazapin, venlafaksin) neden olabilir (33).

Huzursuz bacak sendromu ve Periyodik bacak hareketleri yaflla birlikte artmaktad›r. Yetiflkinlerin tümündeki s›kl›k %5-6 iken 60 yafl ve üzerinde bu rakam %30-45 olarak bildirilmifl-tir. Youngstedt ve ark. taraf›ndan 1998 y›l›nda yafl ortalama-s› 68 olan 22 yafll› ile yapt›klar› polisomnografik çal›flmada; olgular›n %86’s› saatte 5’den fazla, %77’si saatte 10’dan faz-la PBH saptam›flfaz-lard›r (34).

Her iki bozuklukta da uyku kalitesi ve günlük ifllevler aza-l›r. Buna ra¤men s›kl›kla tan›namamakta veya yanl›fl teflhis edilmektedirler. Amerika’da yap›lan bir çal›flmada hekimler vakalar›n %7’sinden az›n› do¤ru teflhis etmektedirler. Bu bo-zuklu¤un do¤ru teflhis ve tedavi edilmesi hastalar›n uyku ve yaflam kalitesini iyilefltirir (32). PBH ve HBS patofizyolojik mekanizmalar› benzerdir ve dopamin eksikli¤i vard›r. HBS olan hastalar›n yaklafl›k %70-80’inde PBH flikayetleri olur (16).

Tedavide, dopaminerjik sistem patofizyolojide yer ald›¤› için dopaminerjik ajanlar (L-dopa, bromokriptin, pergolid, se-legilin) kullan›l›r. ‹laçlara direnç geliflme ihtimali oldu¤u için bafllang›çta etkin olunan en düflük dozdan bafllanmal›d›r. ‹kin-cil HBS durumlar›nda altta yatan hastal›¤›n tedavisi yap›lma-l›d›r. Demir eksikli¤inin, nöropatinin tedavisi yap›lmayap›lma-l›d›r. Bir di¤er tedavi seçene¤i klonazepamdir (5,13,16,32,33).

REM Uykusu Davran›fl Bozuklu¤u (RUDB)

REM uykusunda kas atonisinin olmamas› ve rüya içeri¤iyle il-gili kar›fl›k motor aktivite ve konuflman›n olmas›yla karakteri-ze olan ve son zamanlarda tan›mlanan bir parasomni RUPB

(5)

olarak bilinir. S›kl›¤› tam bilinmese de son çal›flmalar nadir bir durum olmad›¤›n› göstermektedir. Her yaflta ortaya ç›kabil-mekle beraber en s›k erkeklerde ve 60 yafl›n üstünde görülür. Ba¤›rma, tekme-yumruk atma, etraftaki eflyalar›-cisimleri f›r-latma, yataktan atlama, kalk›p yürümeye kadar varan çeflitli tip ve fliddette davran›fllar görülür. Bunlar hastan›n kendisine ve efline zarar verebilir. Uyand›klar›nda hemen daima bu ha-reketleri aç›klayabilecek ve ço¤unlukla kendilerini tehdit alt›n-da hissettikleri canl› rüyalar tan›mlarlar. Genellikle suça yöne-lik davran›fl bozukluklar› doktora baflvurma nedenidir. RUDB’nun patofizyolojik mekanizmas›, hayvan modellerinde dorsal pontin tegmentum ve lokus cerolous hasar›n›n oldu¤u-nu gösterir. Akut ve geçici flekli vard›r. Toksik ve metabolik nedenlerle, en s›k etanol yoksunlu¤unda meydana gelir (14,16,35).

Polisomnografide, yafla göre yavafl dalga uykusunda art›fl, REM’de atoni kayb›, REM yo¤unlu¤unda art›fl, REM ve NREM’de tekrarl› ve/veya rastgele ekstremite hareketleri göz-lenir. Ay›r›c› tan›da, uykuda kabus bozuklu¤u, uyku terörü, uyurgezerlik, pereyodik bacak hareketleri, uyku apne sendro-mu, gece gelen panik ataklar, konfüzyonel uyanmalar, uykuy-la iliflkili nöbetler göz önünde bulundurulmal›d›r (16,35)

RUDB hastal›¤›n›n yaklafl›k %60’› idiopatiktir. Kalan va-kalar demans, parkinson hastal›¤›, multiple sistem atrofisi, be-yin sap› neoplazmlar›, multiple skleroz, subaraknoid hemora-ji, iskemik serobrovasküler hastal›klar gibi nörolojik hastal›k-larla iliflkilidir (35). Olson ve ark. 2000 y›l›nda 93 RUDB’lu hastay› gözden geçirmifllerdir. Vakalar›n %87’si erkektir. Bafl-lang›ç yafl ortalamas› 61’dir. Hastalar›n %32’si kendilerini ya-ralad›¤›, %64’ünün yatak partnerlerine sald›rd›klar›n› bildir-mifllerdir. Hastalar›n %57’sinde nörolojik hastal›k (Parkinson hastal›¤›, multiple sistem atrofisi, demans, narkolepsi) tespit edilmifltir. Klonazepam tedavisine %87’si tam yada k›smi ce-vap vermifllerdir (36).

Tedavide, en etkili ilaç klonazepamd›r. Yatmadan yar›m saat önce düflük dozlarda 0,25-2 mg klonazepam belirtileri h›zla düzeltmektedir. Uzun süre kullan›lmas›na ra¤men tole-rans geliflimi oldukça azd›r. Ayr›ca, tehlikeli maddelerin yatak odas›ndan uzaklaflt›r›lmas› gibi güvenlik sa¤lay›c› çevresel dü-zenlemeler yap›lmal›d›r (16,35).

Yafll›larda Uyku Bozukluklar›n›n Tedavisi

Yafll›larda uyku bozuklu¤unun tedavisinde afla¤›dakilerin ya-p›lmas› önerilmektedir.

1. Uyku bozuklu¤u flikayeti ayr›nt›l› olarak de¤erlendirilmeli-dir. Anamnez al›n›rken mutlaka hastan›n yatak efliyle gö-rüflülmelidir. Ayr›nt›l› sorgulama ve muayene ile fiziksel hastal›klar›n ve ilaçlar›n uyku üzerine olumsuz etkileri,

efl-lik eden psikiyatrik hastal›klar (depresyon, anksiyete bo-zuklu¤u) tespit edilip ve tedavisi düzenlenir.

2. Öncelikli olarak ilaç d›fl› yöntemler denenmelidir. Hasta-n›n uykusuzlu¤u e¤er uyku apnesi, nokturnal myoklonus ve di¤er birincil uyku bozukluklar›na ba¤l› de¤ilse davran›fl tedavileri s›kl›kla uygulanan bir yoldur.

3. Hipnotik ilaçlar gerekli oldu¤unda rehberlere göre kulla-n›lmal›d›r (2,12,16,31).

‹laç D›fl› Tedaviler

Burada özellikle uykusuzluk tedavisi üzerinde durulacakt›r. Hasta ve hekim için zorluk uykusuzluk flikayetinin süre¤en, yenileyici e¤ilimde olmas›d›r. Bu yüzden uzun süreli bir teda-vi plan› gerekir (26). Yafll›lar daha az uyku gereksinimi içinde-dirler. Uykular› daha hafiftir. S›k s›k uyanmalar› olur. Bütün bunlar› yafll›ya aç›klamak bile tedavi edici olabilir (16). Uyku hijyeni, gevfleme teknikleri ve uyku k›saltma tedavileri uyku bozukluklar›n›n tedavisinde etkilidir (28).

Uyku Hijyeni: Bireyin uyku hijyeni uygulamas› uyku

kalite-sini art›rmas›na yard›mc› olur.

• Uyku gelmeden yata¤a yat›lmamal›d›r.

• Yatak sadece uyumak amac›yla kullan›lmal›, yatakta kitap okumak veya TV seyretmek gibi aktivitelerden kaç›n›lma-l›d›r.

• Yatt›ktan sonra 20-30dk içinde uykuya dal›namazsa ya-taktan kalkmal› ve uyku gelinceye kadar baz› gevfletici ek-zersizler yap›lmal›d›r. Yatakta uyumaya çal›fl›lmamal›d›r. • Gece ne kadar az uyunmufl olursa olsun sabahlar› hep

ay-n› saatte kalkmal›, yorgunluk bahane edilerek yatakta kal-ma süresi uzat›lkal-makal-mal›d›r.

• Yatak odas› mümkün oldu¤unca sessiz ve karanl›k olmal›-d›r.

• Çok yorgunluk hissedilse bile gündüz kestirmelerinden ke-sinlikle kaç›n›lmal›d›r.

• Gün içinde, yine yatma saatlerine yak›n olmamak kayd›y-la mümkün okayd›y-labildi¤ince egzersiz veya yürüyüfl yap›lmal›-d›r.

• Akflam yeme¤i hafif olmal› ve yatma saatine yak›n yenme-melidir.

• Gün içinde, özellikle de ö¤leden sonra ve akflam saatlerin-de çay, kahve, sigara gibi uyar›c› madsaatlerin-delersaatlerin-den uzak durul-mal›d›r.

• Alkol, benzodiazepin ve di¤er SSS depresanlar› al›nma-mal›d›r (14,19,23,31).

Uyku K›saltma Tedavisi: Uyku kalitesini art›rmak

ama-c›yla kiflinin uyudu¤u kadar bir süreyi yatakta geçirmesi ile s›-n›rland›r›lm›fl bir uyku düzenidir. ‹lk aflamada, hastadan bir uy-ku günlü¤ü tutmas› istenir. Buna göre geceleri ortalama kaç

(6)

saat uyudu¤u belirlenir. Yatakta kalma süresi, belirlenen uyku süresinden sadece 15 dk fazla olabilir. Ancak 4.5 saatten de az olmas› istenmez. Bu yolla yatakta geçen sürenin uykuda geçmesi sa¤land›kça süre uzat›larak kiflinin gereksinimi kadar uyumas›na ulafl›l›r (2,14,23,31).

Ifl›k Tedavisi: Yafll›lar yavafllam›fl bir yaflam sürdükleri için

gün ›fl›¤›na çok az maruz kal›rlar. Bu yüzden günlük ritimleri olumsuz etkilenir. Bunun için yafll›lar›n mümkün oldu¤unca d›flar›ya ç›kar›larak gün ›fl›¤›ndan ve di¤er uyaranlardan yarar-lanmalar› sa¤lan›r. Yataktan ç›kar›lmas› güç olgularda, “›fl›k tedavisi” yararl› bir seçenektir. Ifl›k tedavisi özel lambalarla 2500 lux gücünde ›fl›k sa¤lanarak uygulanan bir sistemdir (14).

‹laç Tedavileri

Yafll›da farmakokinetik de¤ifliklikler:

• ‹laçlar›n barsaktan emilmesi gençlerden çok az farkl›d›r. Fakat barsaktan at›lan ilaçlar›n ilk geçifl metabolizmas› azalm›flt›r.

• Bedenin her kilogram›na düflen beden ya¤› artar. Bu da ya¤da eriyen ilaçlar›n da¤›l›mlar›n›n artmas›na neden olur. • Beden s›v›s› azald›¤› için suda eriyen ilaçlar›n da¤›l›mlar›

düfler.

• Plazma albumini azal›r.

• Karaci¤er kitlesinde azalma sonucu ilaçlar›n karaci¤erden at›l›m› azal›r.

• Glomerüler filtrasyon h›z›, böbrek kan ak›m› ve tubüler boflal›m kapasitesi azal›r.

Tüm bu sebeplerden verilen ilac›n yar›lanma süresi ve et-kisi uzar ve yan etkilerde artma olur. ‹laçlar›n yan etkileri, va-rolan di¤er hastal›klar ve önceden kullan›lan ilaçlarla etkile-flimleri göz önüne al›nmal›d›r (14,16,28).

Benzodiazepinler: Uyku ilaçlar›n›n (hipnotikler) kullan›m›,

benzodiazepinlerin ba¤›ml›l›k yapt›¤› kesinleflmeden önceki dönem olan 1960 ve 1980 aras›nda en üst düzeyde oldu¤u bilinmektedir (12). 1980 y›llar›n›n ortalar›ndan itibaren anksi-yolitik ve hipnotik kullan›m› bütün yafl gruplar›nda azalm›flt›r. Ancak bunlar›n kullan›m› yafll›larda yine de yüksektir (16). Ohayon ve Caulet 1995 y›l›nda uykusuzluk ve uyku ilac› kul-lan›m›n› incelemifllerdir. Uyku ilaçlar›n›n büyük bir ço¤unlu¤u-nun (%73) pratisyen hekimler taraf›ndan reçete edildi¤ini ve yafll›larda, kad›nlarda daha s›k kullan›ld›¤›n› bulmufllard›r (37).

Morgan ve ark. 1988 y›l›nda yafll›larda uyku ilac› kullan›-m›yla ilgili yapm›fl olduklar› çal›flmalar›nda; yafll›lar›n %16’s›n›n uyku ilaçlar› kulland›¤›n› bildirmektedirler. Uyku ilaçlar›n›n kul-lan›m s›kl›¤› ve süresi yaflla birlikte artmaktad›r. 65-74 yafl ara-s›nda bu de¤er %13’iken 75 yafl üstünde %20’e ç›kmaktad›r. Kad›nlarda uyku ilac› kullan›m s›kl›¤› daha yüksektir (38).

Benzodiazepinler yar›lanma ömürlerine göre uzun yar› ömürlü (diazepam, klonazepam), orta yar› ömürlü (alprazo-lam, lorazepam), k›sa yar› ömürlü (midazolam) fleklinde s›n›f-land›r›l›r. Yafll›larda özellikle uzun yar› ömürlü benzodiazepin kullan›m› haf›za kusurlar›, motor yavafllama, uzam›fl uykulu-luk, düflme ve k›r›klar›n oluflmas›na neden olurlar. Benzodi-azepinle tedavi olan yafll›larda artm›fl düflme riski bildirilmifltir. K›sa etkili benzodiazepinlerin birikme etkilerinin olmamas› bir avantajd›r. Ama s›kl›kla tolerans geliflir. Kesilmeyi takiben re-bound uykusuzluk ve gece terörleri olur. Tedavi süresince gündüzleri anksiyete ortaya ç›kar›rlar (8,23,28). Hastan›n fli-kayetine en uygun uyku ilac› tercih edilmelidir. Örne¤in, uy-kuya dalmakta zorluk çeken hastaya k›sa etkili olanlar, uyku-yu sürdürmekte zorlanan bir hasta için ise uzun etkili olanlar tercih edilebilir (31).

Yafll›da uyku ilaçlar›n (hipnotik) kullan›m›nda dikkat edil-mesi gereken kurallar:

• Geçici ve k›sa süreli uykusuzlu¤un tedavisinde kullan›lma-l›d›r.

• Süregen uykusuzlu¤un tedavisinde kullan›lmas›n›n yarar› yoktur.

• Etkili olan en düflük dozda kullan›lmal›d›r.

• K›sa yar› ömürlü olanlar (alprazolam, lorazepam) tercih edilmelidir.

• Üst üste her gece verilmemeli ve tedavi 4-6 haftay› geç-memelidir.

• ‹lac› kötüye kullanmaya meyilli olanlarda dikkatli kullan›l-mal›d›r.

• ‹laç yavafl yavafl azalt›larak kesilmelidir. (14,16,23,31). Benzodiazepinlerden farkl› yap›ya sahip olmalar›na ra¤-men benzodiazepin reseptörlerine ba¤lanarak etki gösteren zopiklon ve zolpidem insomni tedavisinde kullan›l›r. Gelenek-sel benzodiazepinlerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda kas hipotonisi, ret-rograd amnezi, gün içi sedasyon ve davran›fl bozukluklar› yap-ma riski düflüktür. Ba¤›ml›l›k riski azd›r. A¤›zda ac› tat d›fl›nda önemli yan etkileri bildirilmemifltir (28).

Antidepresanlar: Yafll›larda uykusuzlu¤un tedavisinde

se-datif antidepresanlar s›kl›kla kullan›l›r. Uykusuzluk sorunu olan yafll›da efllik eden depresyon varsa sedatif antidepresan-lar uygun bir tercihtir. Trisiklik antidepresanantidepresan-lar›n sedatif etki-lerinden faydalan›larak uykusuzluk tedavisinde kullan›l›r. Yal-n›z bu ilaçlar›n ortostatik hipotansiyon, kardiyak aritmiler ve rahats›z edici antikolinerjik etkilerinden dolay› yafll›larda kulla-n›m› s›n›rl›d›r. Sedatif etkili bir di¤er antidepresan olan trazo-donun yan etkileri trisikliklerden daha azd›r. Efllik eden dep-resyon olmad›¤›nda uykusuzluk tedavisinde antidepresanlar›n düflük dozlarda kullan›lmas› önerilmektedir. Örne¤in,

(7)

trazo-don depresyon için 150-400 mg dozda kullan›l›rken insomni-a tedinsomni-avisi için yinsomni-atminsomni-adinsomni-an önce 25-100 mg dozdinsomni-a insomni-al›nminsomni-as› önerilmektedir (28). Selektif serotonin gerial›m inhibitörleri-nin (SSGI) kullan›lmas› gerekti¤i durumlarda, bunlar›n akflam saatlerinde verilmemesi ve uykuyu kaç›r›c› etkisi en az olanla-r›n›n tercih edilmesi gerekir (14).

Melatonin: Yafll›larda uyku bozukluklar›n›n tedavisinde

me-latonin kullan›m›n›n yararl› etkileri bir çok çal›flmada gösteril-mesine ra¤men melatonin eksikli¤i olan yafll›larda kullan›m› s›n›rl›d›r. Nispeten iyi melatonin sal›n›m› olan yafll›larda endo-jen melatonin ile etkileflerek ters etki yapar. Melatonin ekle-me tedavilerinin yan etkileri aç›k de¤ildir. Ortalama 0.5 mg’l›k günlük dozun yeterli olabilece¤i, daha belirgin ve akut etki için 5 mg’a kadar ç›k›labilece¤i belirtilmektedir. Hayvan deneylerinde melatonin vasküler tonusu etkiledi¤i bulunmufl-tur. Bundan dolay›, serobrovasküler ve koroner hastal›¤› olan-larda yan etkilerde artma olabilir. Melatonin tedavisi hakk›n-da çal›flmalar devam etmektedir. Henüz rutin bir tehakk›n-davi yön-temi olarak kullan›ma girmemifltir (2,8,14,31).

K

AYNAKLAR

1. Bilir N. Yafllanan Toplum. In: Gökçe Kutsal Y (ed). Geriatri. Modern T›p Seminerleri: 30. Günefl Kitabevi, Ankara, 2004; 1-7.

2. Vitiello MV. Sleep disorders and aging. Current Opinion in Psychiatry 1996; 9: 284-9

3. Maggi S, Langlois JA, Minicuci N, Grigoltto F, et al. Sleep complaints in community-dwelling older persons: prevalence, associated factors, and reported causes. J Am Geriatr Soc 1998; 46(2): 161-8.

4. Beck-Little R, Weinrich SP. Assessment and management of sle-ep disorders in the elderly. J Gerontol Nurs 1998; 24(4): 21-9.

5. Ancoli-Israel S. Sleep disorders in older adults. A primary care guide to assessing 4 common sleep problems in geriatric pati-ents. Geriatrics 2004; 59(1): 37-40

6. Chiu HF, Leung T, Lam LC, Wing YK, Chung DW, Li SW, et al. Sleep problems in Chinese elderly in Hong Kong. Sleep 1999; 22(6): 717-26.

7. Ancoli-Israel S, Roth T. Characteristics of insomnia in the Uni-ted States: results of the 1991 National Sleep Foundation Sur-vey. I. Sleep. 1999; 22 (Suppl 2): S347-53.

8. Vitiello MV. Sleep disorders and aging: understanding the cau-ses. J Gerontol 1997; 52A(4): M189-91.

9. Sukegawa T, Itoga M, Seno H, Miura S, Inagaki T, Saito W, et al. Sleep disturbances and depression in the elderly in Japan. Psychiatry Clin Neurosci 2003; 57(3): 265-70.

10. Cricco M, Simonsick EM, Foley DJ. The impact of insomnia

on cognitive functioning in older adults. J Am Geriatr Soc 2001; 49(9): 1185-89.

11. Moran MG, Thompson TL 2nd, Nies AS. Sleep disorders in

the elderly. Am J Psychiatry 1988; 145(11): 1369-78.

12. Swift CG, Shapiro CM. ABC of sleep disorders. Sleep and

sle-ep problems in elderly people. BMJ 1993; 29; 306(6890): 1468-71.

13. Neubauer DN. Sleep problems in the elderly. Am Fam

Physici-an 1999; 59(9): 2551-8

14. Atay T. Yafll›l›kta uyku. T Klin Psikiyatri 2001; 2(2): 91-97. 15. Schubert CR, Cruickshanks KJ, Dalton DS, Klein BE, Klein R,

Nondahl DM. Prevalence of sleep problems and quality of life in an older population. Sleep 2002; 25(8): 889-93.

16. Eker E. Yafll›l›kta uyku bozukluklar› ve tedavi. In: Çelikkol A

(ed). Uyku bozukluklar›. Ege Psikiyatri Sürekli Yay›nlar›; 1(1). Ege Üniversitesi Bas›mevi, ‹zmir, 1996; 75-86.

17. Albarede JL, Morley JE, Roth T, Vellas BJ. Sleep Disorders

and Insomnia in the Elderly. Springer Pub Co, New York, USA 1993; 33-68.

18. Aflk›n R, Altan A, Kaya N, Aktitiz Y, Kucur R, et al. Yafll›larda

uyku bozukluklar›. Türkiye T›p Derg 1994; 1(1): 47-51.

19. Örnek T, Bayraktar E, Özmen E. Geriatrik Psikiyatri. Özgün

Psikiyatrik Bozukluklar Dizisi:I. Saray T›p Kitabevleri. ‹zmir, Türkiye, 1992; 111-25.

20. Kryger M, Monjan A, Bliwise D, Ancoli-Israel S. Sleep, health

and aging. Geriatrics 2004; 59(1): 24-30.

21. Ayd›n H, Özgen F. Psikiyatrik bozukluklarda uyku çal›flmalar›.

Klinik Psikiyatri 1998; 2: 89-97.

22. Schechtman KB, Kutner NG, Wallace RB,Buchner DM, Ory

MG. Gender, self-reported depressive symptoms, and sleep disturbance among older community-dwelling persons. J Psychosom Res 1997; 43(5):513-27.

23. Ayd›n H, Özgen F. Uyku bozukluklar›. In: Psikiyatri Temel

Ki-tab› Cilt 2. Güleç C, Köro¤lu E (ed). Hekimler Yay›n Birli¤i, An-kara, 1998; 681-97.

24. Aslan S, Ifl›k E. Depresyonda uyku özellikleri ve antidepresan

tedavilerin uyku üzerine etkileri. Türkiye’de Psikiyatri 1999: 1; 80-96.

25. Roberts RE, Shema SJ, Kaplan GA, Strawbridge WJ. Sleep

complaints and depression in an aging cohort: a prospective perspective. Am J Psychiatry 2000; 157(1): 81-8.

26. Reynolds CF 3rd, Buysse DJ, Kupfer DJ. Treating insomnia in

older adults: taking a long-term view. JAMA 1999; 281(11): 1034-5.

27. Foley D, Monjan A, Masaki K, Ross W, Havlik R, White L,

Launer L. Daytime sleepiness is associated with 3-year incident dementia and cognitive decline in older Japanese-American men. J Am Geriatr Soc. 2001; 49(12): 1628-32.

28. Schneider DL. Safe and effective therapy for sleep problems in

the older patient. Geriatrics 2002; 57(5): 24-35.

29. Pallesen S, Nordhus IH, Kvale G, Havik OE, Nielsen GH, et al.

Psychological characteristics of elderly insomniacs. Scand J Psychol 2002; 43(5): 425-32.

30. Köktürk O, Çiftçi TU. Yafll›larda uykuda solunum bozukluklar›.

Türk Geriatri Derg 2004; 7(1): 9-14.

31. Ancoli-Israel S. Sleep problems in older adults: Putting myths

(8)

32. Hornyak M, Terankwalder C. Restless legs syndrome and

pe-riodic limb movement disorder in the elderly. J Psychosom Res 2004; 56(5): 543-8

33. Aksu M. Restless legs syndrome: clinical overview and

treat-ment. Erciyes T›p Derg 2000; 22(1): 58-64.

34. Youngstedt SD, Kripke DF, Klauber MR, et al. Periodic leg

mo-vements during sleep and sleep disturbances in elders. J Geron-tol A Biol Sci Med Sci 1998; 53(5): M391-4.

35. Ferini-Strambi L, Zucconi M. REM sleep behavior disorder.

Clin Neurophysiol 2000; 111, suppl 2: 136-40.

36. Olson EJ, Boeve BF, Silber MH. REM sleep behaviour

disor-der: demographic, clinical and laboratory findings in 93 cases. Brain 2000; 123: 331-9.

37. Ohayon MM, Caulet M. Insomnia and psychotropic drug

con-sumption. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry. 1995; 19(3): 421-31.

38. Morgan K, Dallosso H, Ebrahim S, Arie T, et al. Prevalence,

frequency, and duration of hypnotic drug use among the el-derly living at home. B M J 1988; 27(296): 601-2.

Referanslar

Benzer Belgeler

HBS pozitif olanlarda olmayanlara göre horlama, tanıklı apne, uyku sonrası yorgunluk ve gün boyu yorgunluk semptomları anlamlı olarak daha yüksekti.. Gündüz aşırı uyku

Tıp fakültesi öğrencileri arasında huzursuz bacak sendromu sıklığı, depresyon, anksiyete ve uyku kalitesi arasındaki ilişki Giriş: Çalışmamızda tıp fakültesi

Atoninin efllik etmedi¤i REM uykusu: Submental EMG tonusunda devaml› veya aral›kl› art›fl veya fazik submental veya (üst veya alt) ekstremite EMG seyirmeleri.. En

HBS’nda spinal refleks çal›flmalar›, bu hastalarda ref- leks efli¤inin daha düflük oldu¤unu ve fleksör refleksle- rin uykuda daha belirgin olarak genifl bir

Günümüzün Global DünyaVÕQGD ELOJL HNRQRPLVL bilgi temelleri üzerine NXUXODQ \HQL ELU HNRQRPL DQOD\ÕúÕGÕU. Bilgi, ekonominin tüm VHNW|UOHULQGH EHúHUL IL]LNVHO

PLM olan grupta uyku latansı uzun, uyku etkinliği düşük iken, cinsiyetlere göre gruplar incelendiğinde erkeklerde total uyku süresi (TST) ve uyku etkinliği PLM olmayan grupta,

PLM olmayan grupta erkek hasta oranı PLM olan gruptan anlamlı (p ˂ 0.05) olarak daha yüksek, kadın hasta oranı ise anlamlı olarak düşük saptandı (p=0,026).. PLM olan ve

Huzursuz bacak sendromuna, uykuda periyodik ekstremite hareket bozukluk/uğu (UPEH) denen bir uyku bozukluğu da sıklıkla eşlik eder.. Hastalarda zamanla uyku bozukluğuna