• Sonuç bulunamadı

Nevrûz ve Mûsikî Yrd. Doç. Dr. Nesrin Feyzioğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nevrûz ve Mûsikî Yrd. Doç. Dr. Nesrin Feyzioğlu"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

68

http://www.millifolklor.com

Kültürü flekillendiren önemli un-surlardan birisi mitolojik inan›fllar ve bunlara ba¤l› olarak geliflen rivayetler-dir. Mitik inançlar ve meydana getirdik-leri ahlâk felsefesi, örf ve âdetler ritüel-lerle de zenginleflerek bir davran›fl

silsi-lesi oluflturmufltur. Zaman içinde tesis edilen hukuka ve s›n›rlar› belirlenen sosyal normlara ra¤men söz konusu dav-ran›fllar, cemiyet üzerindeki düzenleyici-lik fonksiyonlar›n› günümüze dek kuv-vetle hissettirerek sürdüregelmifllerdir.

NEVRÛZ VE MÛSIKÎ

“Nevruz” and Music

Le Nevrûz et la musique

Yard. Doç. Dr. Nesrin FEYZ‹O⁄LU*

ÖZET

Bu makalede nevrûz mûs›kî iliflkisi araflt›r›lm›fl, mûs›kînin nevrûz içindeki varl›¤›, nevrûz temlerine uygun biçimlenifli, ifllenifli, iflleniflteki unsurlar›n kültürel temeli tarih, edebiyat ve mûs›kî ile ilgili kaynak-lardaki varl›¤› ve yer al›fl biçimleri gösterilmeye çal›fl›lm›flt›r.

Mûs›kînin nevrûz ilgisi ile iki temel üzerinde geliflti¤i tespit edilmifltir. Anadolu d›fl›ndaki Türk Dün-yas›nda nevrûz mûs›kîsi daha çok âfl›k müzi¤i gibi irticale dayal›, basit ritmik-melodik kap›larla ve genellik-le ezgili mani-türkü formlar›na yak›n yap›sal özellikgenellik-ler tafl›maktad›r.

Bu mûs›kî Orta-Asya Türk kültürü ve flaman geleneklerine uygun olarak biçimlenmifltir. Amaç, motif de¤erindeki kültürel bilgileri, unsurlar› ritm ve ezgi ile baki k›lmak zinde tutmakt›r.

Anadolu’da ise sanat kayg›s›n›n derinden hissettirildi¤i, sistemli biçimde geliflen, mûs›kînin bütün bi-leflenlerinin (güfte, beste, makam, usûl, geçki...) kullan›ld›¤› makamsal yap›larla ifadesini bulan bir musiki-nin varl›¤› görülür.

Makalede bu bilgilerden hareketle dikkatler, en eski nevrûz dizileri ile günümüz nevrûz dizilerinde yer alan semboller, aral›klar, seyir özellikleri, bahar teminin ifllenifl biçimi aras›ndaki ortak duyufl ve karfl›lay›-fla ve kültürün bütünlü¤üne, büyüklü¤üne, köklülü¤üne çekilmek istenmifltir.

Anahtar Kelimeler

Nevrûz, Türk Dünyas›, Mus›kî, Nevrûz makamlar›, Acem Aflîrân ABSTRACT

This article studies the relationship between nevrûz and music from various perspectives such as the existence of music in nevrûz, its shape within it in accordance with its themes, its employment, the cultural base of the components in its employment, its history, its inclusion in literary and musical sources and the way it was included in them.

It was found that the relationship between music and nevrûz has developed on two different bases. The nevrûz music in the Turkish world outside Anatolia is similar to bard music. It is based on improvisation. It includes simple rhythmic and melodic forms and has structural qualities resembling melodic “mani-folk song” forms. This music has been shaped in accordance with the Central-Asian Turkish culture and shaman tradi-tions. The aim is to make cultural information of motif-like value live on with the help of melody.

Turning to Anatolia, we find a kind of music that shows deep artistic care and has developed system-atically. In this type of music, all components (words of the song, tune, time, transposition, etc.) find their expressions in the context of fixed musical modes.

On the basis of this information, the article attempts to draw the reader’s attention to the symbols, intervals, aspects of course, and consistent feelings which accompany the spring theme in old and new nevrûz verses. Emphasis is placed on the rooted, integrated and continuous nature of nevrûz culture.

Key Words

Nevrûz, Turkish world, Music, Nevrûz modes, Acem Asiran.

(2)

Bu davran›fl dizisinin bir parças›n› da eksenine yeni gün, tazelik, dirilik, ar›n-ma, büyük sene ve yenilenme fikrinin yerleflti¤i nevrûz ve nevrûza ba¤l› telak-kî, inan›fl ve törenler oluflturmaktad›r.

Nevrûzun bu çok yönlü alg›lan›fl›, edebiyat›m›zda ve di¤er sanat dallar›n-da çok zengin ve renkli biçimde ifadesini bulmas›na zemin haz›rlam›fl, destanlar-da, masallardestanlar-da, ilk yaz›l› eserlerimizde özellikle klasik edebiyat›m›zda bu teme uygun yeni formlar(nevrûziye, bahariye, nevrûznâme... gibi) geliflmifltir. Bayram olarak kutlanmas› ile birlikte bir dizi tö-ren, figüratif rakslar, animist tasavvur-lar› sembolize eden dönüflümü, bereketi, iyileflmeyi, ar›nmay›, yenilenmeyi ka-rakterize eden davran›fl biçimleri gelifl-mifltir. Di¤er sanat dallar›nda özellikle törenlerin vazgeçilmez bir parças› olan mûs›kîde de nevrûz muhteval› özel form-lar, nevrûz makam dizileri geliflmifltir.

Nevrûzun sosyal ve folklorik özel-likleri de¤iflik vesilelerle incelenegelmifl-tir. Ancak sanat dallar› içindeki yeri özellikle mûs›kî ile iliflkisi, mûs›kînin bahar› iflleyifli üzerinde fazla durulma-m›fl verilen bilgiler sathî olmaktan öteye gitmemifltir. Bu sebeple bu makalede nevrûz ve mûs›kî iliflkisi üzerinde durul-mufltur.

Mûs›kî özellikle toplumsal bir ku-rumdur. Sembollerle ifade imkan› bulan bu sanat dal› kültürel unsurlar›n düzen-lenmesini, korunmas›n›, tafl›nmas›n› ve devam›n› sa¤laman›n yan›nda toplumun birlik ve beraberli¤inin oluflmas›na da katk›da bulunur. Bir di¤er ifllevi ise bir kültürün inançlar›n›, duygular›n›, de¤er yarg›lar›n›, yaflama biçimini, dünyaya bak›fl›n› yans›tmakt›r.

En eski edebiyat ürünlerimizde mû-s›kînin daha çok ritm unsurundan istifa-de edilmifltir. ‹lk sözlü naz›m formlar›-m›z› biraz da içlerindeki ritm-âhenk

be-lirlemifltir. Bir yönü ile malzemenin mu-hafaza edilmesi için gerekli pratik flekli (özel ezgi ile söylenen) oluflturmaya yar-d›mc› olan ritm di¤er yönü ile bediili¤e hizmet etmifltir ki fliiriyetin bir parças› olarak karfl›lan›r.

Nevrûz içinde mus›kinin varl›¤› araflt›r›ld›¤›nda iki temel üzerinde gelifl-ti¤i ve kullan›ld›¤› görülür. Bunlardan il-ki, özellikle Anadolu d›fl›ndaki Türk dünyas›nda kullan›lan ve daha çok söze hizmet eden, dikkatleri söze çeken, tö-renlerin ritmik düzenini sa¤layan fonk-siyonel mûs›kîdir. Bu mûs›kî, t›pk› âfl›k mûs›kîsi gibidir. ‹çinde uzak geçmiflteki toplu yaflama, toplu hissetme gelene¤i ile tabiat›n hareketlerinden do¤an ögele-rin sesle birleflmifl flekli mevcuttur. Bu mûs›kî ayr›ca ilk flaman törenlerindeki gibi içe do¤ufl tarz›nda irticalen var olan, icrâ edilen, daha çok hareket ve raks› düzenleme, yönlendirme amac›na hiz-met eden basit ritmik ve melodik kal›p-lardan oluflan bir mûs›kîdir.

Türk dünyas›ndaki nevrûz na¤me-lerinin terennümü, nevrûz terimna¤me-lerinin mühim bir k›sm›n› oluflturmufl, hatta karakteristi¤i haline gelmifltir. Azerbay-can’da bahar bayram›n›n bütün etnogra-fik çizgileri nevrûz na¤melerinde yans›-maktad›r. Nevrûz na¤melerinde erken tasavvurlar, tabiat varl›¤›n› insan cildin-de tasavvur etmek gibi animist bak›fllar-la kendini gösterir. Buna örnek obak›fllar-larak bayram detaylar›n›n hemen bütün flekil-lerini yans›tan “Heceler Hüceler na¤me-si(Nebiyev, Evez K›z› : 1995, s. 13), K›-m›n BayraK›-m›nda söylenen “s›l keli itin ›r› ata”(y›l›n geliflinin türküsü) (‹nan, 1986, s. 112-118) gösterilebilir.

Mart’la Kar’›n söyleyiflleri bu tür-den na¤meler içerir. Bu söyleyiflleri bu türden na¤meler içerir. Bu söyleyifllerde bütünüyle iki sembol; k›flla yaz karfl›

Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

(3)

karfl›yad›r. K›fl ne kadar sert ve amans›z olsa da yaz›n iradesi karfl›s›nda ma¤lub olur. Mart’›n sevinci coflkusu yere gö¤e s›¤maz.

Çin’deki Tang sülâlesi tarihçilerin-den Huy Li’nin Mûs›kî Tefsiri adl› ese-rinde, Do¤u Türkistan’da, Uygurlarda sadece nevrûz Bayram› kutlamalar›nda Tulpar üstünde oynaydigan Horto usûlü, salma Tafllafl usûlü, Kösem usûlü, Kuçar dans›, Tartifl Dans›, usullerinin çal›nd›¤› ve flark›lar›n efllik etti¤ine dair bilgiler mevcuttur. (Rahman: 1989, s.417)

Anadolu’da müzi¤in nevrûza eflli¤i t›pk› edebiyat ve di¤er alanlarda oldu¤u gibi daha sistemlidir. Mûs›kîmiz içinde büyük yer tutan nevrûz dizileri geliflmifl-tir. Bunlar›n en eskisi olan nevrûz ma-kam›, tarihi kaynaklara göre ilk olarak Safiyüddin Abdülmümin Urmevî tara-f›ndan Remel usûlünde bestelenerek kullan›lm›flt›r.(Budak : 1995, s. 330)

Ali fiîr Nevaî, Çâr Divan adl› ese-rinde Nevrûz Hüseyni, Nevrûz Rast, Nevrûz Buselik, Nevrûz Kûçek, Nevrûz Büzürg ve Nevrûz Sultânî gibi nevrûz dizileri hakk›nda bilgi vermektedir.(Ab-düflflekür: 1980, s. 42)

Tarih içinde daha çok Sultan II. Mu-rat’›n emir ve destekleri ile yapt›r›lan bu makamlar, 19. yüzy›lda ‹smail Hakk› Bey taraf›ndan yeniden kullan›lm›fl-t›r(Öztuna: 1969, s. 272). Günümüzde bunlar›n yerine yaln›zca biri, özellikle en olgun olan› Çargâh makam dizisinin Acem Aflîrân(fa) perdesine transpozesi ile oluflan Acem Aflîrân ad› verilen nev-rûz makam dizisi kullan›lmaktad›r. Bu makam, seyri itibari ile inici bir karakte-re sahiptir. Acem perdesinden seykarakte-re bafl-layan makam, bu perde üzerinde bir ya-r›m karar yapar. Bu yaya-r›m karar adetâ k›fl›n gelifline dair bir tereddüdün ifadesi-dir. Tiz bölgeye simetrik olarak göçürü-len çargâh befllisi makam›n girifl seyrini yapaca¤› diziyi oluflturur. Güçlü üzerinde

çar_gâh çeflnili yar›m karar yap›l›r. Çar-gâh yani Do sesi müzikte gam›n bafllan-g›ç sesidir. Türk mûs›kîsinde de çargâh ad› ile an›lan perde Do sesidir. Bu kal›fl, bafllang›c› temsil eder. Dizi, bat› müzi¤in-de Fa Majör gibi telakkî edildi¤i için ba¤-l› minörü Re Minörle ayn› diziye sahip olan Nevâ’da Bûselik dizisine geçiflleri yapar. Bu durumda Nevâ perdesi, Bûse-likli bir asma karar perdesidir. Bu arada yeden olarak (Do#) Nim Hicaz perdesi kullan›labilir. Sabâ dizisi içinde yer alan Hicaz Türk Mûs›kîsinde ayr›l›k gurbet temlerinin ifllendi¤i(Tanr›korur : 1998, s. 35) makamd›r. Bu çeflni ile bu kez k›fltan kopufl, ayr›l›fl derinden hissettirilir. Dü-gah perdesinde yap›lan Kürdî(coflkulu ve hareketli bir dizidir,) çeflnili asma karar-la da bahar›n, bahar› karfl›karar-lay›fl›n coflku-su ifade edilmifl olur. (Sol#) Nîm zirgüle-nin yeden olarak kullan›lmas› bu karfl›la-y›fl› pekifltirir. Çargâh perdesi simetrik olarak pest tarafa göçürülerek çargâh çeflnisi yap›l›r. Bu genifllemeden sonra Acem âfliran perdesinde çargâh çeflnisiy-le tam karar yap›l›r. Bu kararla bahar›n gelifli kesinleflmifl olur.

Makam, seyir özellikleri itibar› ile Türk Dünyas› meloldilerinden Kar’la Mart’›n söyleyiflleri ile ciddî bir uyum göstermektedir. Bu uyum tesadüfî olma-y›p kültür bütünlü¤ü, duyufl ve iflleyiflte-ki ortak tav›r ile yak›ndan alakal›d›r.

Eski nevrûz dizileri ve akraba dizi-ler aras›ndaki sistemli ba¤› Divan fliiri de göstermektedir.

Ahmed Pafla’n›n,

“Bir mutrib-i hofl-na¤me havas›nda-ki uflflâk

Nevrûz-› Hümayun’da ola ana hem-âvâ” beytinde uflflâk ve nevrûz birlikte kullan›lm›flt›r.

fieyhülislâm Yahya Efendi’nin IV. Murad’›n nevrûz gazeline yazd›¤› ve son-ra Sultan Ahmed’e sundu¤u nazirede;

Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

(4)

“Goncenün açsun yine kalbin sâbâ nevrûzdur

Bülbül-i zâr eylesün bir hofl nevâ nevrûzdur”

beytinde Sabâ Nevâ ve Nevrûz keli-melerinin ayn› anlam ilgisi ile kullan›l-malar› sadece edebî sanat kayg›s› ile aç›klanmamal›d›r. Nevrûz-Nevâ ve Ufl-flâk aras›nda tarihî bir iliflki söz konusu-dur. Yine Ahmed Pafla’n›n Fatih Sultan Mehmed’e yazd›¤› bahariyyede yer alan

“Hüsn nevrûzunda uflflâk› muhay-yer eyleyen

Rast ol serv-i dil-cûnun gül-i handâ-n›dur”

Beytinde Nevruz, Uflflâk, Muhayyer ve Rast tenasüp d›fl›nda Türk mûsikîsin-deki makamsal özellikleri dikkate al›na-rak kullan›lm›flt›r. Beyitte geçen kamlar aral›klar› itibar› ile akraba ma-kamlard›r. Bir örnekte Yahya Efendi’nin; “Gonca t›flun açmad› Yahya hezâ-run na¤mesi

Bî-haberdür dahi ol uflflâkdan nev-rûzdan” beytinde uflflâk ve nevruzun amaca uygun biçimde birlikte kullan›ld›-¤›n› görüyoruz. Müzikolog Yalç›n Tura, makamlar aras›ndaki bu ilgiyi eski kay-naklara dayanarak, “Nevruz makam› es-ki mûs›kî eserlerinde CCT (Büyük Mü-cenneb, Küçük MüMü-cenneb, Tanini) cinsi olarak geçer. Bu cins, eski Nevrûz, son-raki Nevâ ve bugünkü Uflflâk› karfl›la-maktad›r.” (Tura: 1988, s. 153) fleklinde aç›klamaktad›r.

Elâz›¤ ve Harput çevresinde de kar-c›¤ar makam› ismi ile karfl›m›za ç›kan makam›n Artuko¤ullar› zaman›nda Har-put saray›nda Mehter tak›m› ile söylen-di¤i(Elaz›¤ ‹l Y›ll›¤›: 1970, s. 140-143) bi-linmektedir. Makam›n Karc›¤ar ile ilgi-sinden hareketle T.S.M. Repertuar›na dikkatlerimizi çevirdi¤imizde pek çok sözlü Karc›¤ar eserin güftesinde ya te-min bahar oldu¤u ya da baharla alakal› coflkulu unsurlar ve ça¤r›fl›mlar›n

geçti-¤i yerlerde Karc›¤ar geçkinin yap›ld›¤›-na tan›k oluyoruz. (TRT Rep.: 1979, S. ‹nal: s. 107, S. Kaynak:, s. 132, C. Ça¤la: s. 131, N. Mirkelamo¤lu: s. 131)

Karc›¤ar›n da tarihteki (CCT) cin-siyle uyumlu olmas› makamlar aras›n-daki sa¤lam ve sistemli iliflkiyi teyid et-mesi aç›s›ndan oldukça önemlidir.

Sonuç olarak, mûs›kînin nevrûz içinde öncelikle ifllevi, zengin temi, melo-dileri ve çeflitli formlar› ile di¤er kültür ve sanat unsurlar›na paralel bir varl›k sergiledi¤i ve ayn› zamanda repertuar›-m›za birçok eser kazand›rd›¤› görülmüfl-tür.

KAYNAKLAR

1. A. Mamtimin, (1980), Uygur Klâsik Müziki-si 12 Mukam Hakkida, Uygulica Neflri..

2. Abdulkerim Rahman, Uygur Folkloru Hak-k›nda Beyan, Xin-Jiang Üniversitesi Neflriyat›, Urumçi.

3. Azad Nebiyev – Mesude Evez K›z›, (1995), Azerbaycanda Nevrûz Merâsimi, Millî Folklor Der-gisi, say› : 25, s. 13.

4. Divan-› Lügat’it-Türk Tercemesi, Çev. Be-sim Atalay, (1992), c. I., TTK Bas›mevi, Ankara.

5. Elaz›¤ ‹l Y›ll›¤›, (1970), Elaz›¤.

6. Gölp›narl›, Abdülbaki, (22 Mart 1954), Nev-rûz, Yeni Gün, Vatan Gazetesi,.

7. Hanleri, Zehra, (1928), Ferheng-i Edebiyat-› Farsî, Tahran.

8. Özkan, ‹sa, (1995), Tatar ve Uygur Türkle-rinde Nevrûz Bayram›nda fiiir Söyleme Gelene¤i, Nevrûz Sâd›k Kemal Tural, Atatürk Kültür Merke-zi, Ankara.

9. Öztuna, Y›lmaz, (1969), Türk Tarihinden Yapraklar, ‹stanbul,.

10. Seyido¤lu, Bilge, (1992), Mitoloji Üzerinde ‹ncelemeler Araflt›rmalar, Erzurum.

11. fiemseddin Sami, Kamus-› Türkî, ‹stanbul, 1971

12. Tanr›korur, Cinüçen, (1998), Müzik Kimli-¤imiz Üzerine Düflünceler, ‹stanbul,.

13. TRT Türk Sanat Mûs›kîsi, Sözlü Eserler Repertuar›, (1979), Ankara,.

14. Tura, Yalç›n, (1988), Türk Mûs›kîsinin Me-lekleri Pan Yay›nlar›, ‹stanbul,.

15. Yusuf Has Hacib(Çev. R. Rahmeti Arat), (1974), Kutadgu Bilig, Ankara.

Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunların dışında, Kuzey Kıbrıs’ta Azınlık Hakları / Minority Rights in North Cyprus (Lefkoşa, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı Yayınları, 2012, 140 sayfa)

Elbetteki herkes yeni bir amaca hizmet etmek üzere demiryollarının üzerinde duran yeni tipte bir konvoya bakıyordu, işte onun adıydı Orient-Express.. Uluslararası bir trendi

İslam devletlerinde ilm-i inşâ adı verilen ve kısaca “vesîka ilmi” şeklinde ifade edebileceğimiz bu ilim, “Diplomatika” (İng. Diplomatics ) adıyla 17. Yüzyıdan

Türkiye’de halk biliminin kuru- cusu, öncüsü olarak kabul edilen Ziya Gökalp’in alanla ilgili yaklaşım ve metotlarını oluştururken temel aldığı

Güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal ve biyokütle enerjisi yenilenebilir enerji kaynaklarının önemli örneklerindendir..

gözlemlerini içeren belgesel nitelikli bilgilere hem de sözlü kültürde bu un- surlarla ilgili inanç hikâyelerine yine “acayip ve/veya garip” başlığı altında

Araştırmanın diğer bir bulgusu, yaş değişkenine göre ortaöğretim okulu öğretmenlerinin liderlik rollerine ilişkin beklentilerinin anlamlı bir farklılık

Öncelikle klasik Türk edebiyatında yüzyıllara göre kaleme alınan maktel türü eserlerin önemlileri hakkında bilgi verilmiş, daha sonra Nevrûz b.. İsâ’nın hayatı,