• Sonuç bulunamadı

Beslenme, Lipoproteinler ve Koroner Kalp Hastalığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beslenme, Lipoproteinler ve Koroner Kalp Hastalığı"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BESLENME, LİPOPROTEİNLER VE KORONER

KALP HASTALIĞI

Ö Z E T

Bu yazıda beslenme, lipoproteinler, koroner kalp hastalığı, diyet girişim (müdahale) çalışmaları, diyet- g en etik etkileşim ler konusunda yapılan ç a lış m a la r ö z e tle n m e k te d ir . K o r o n e r kalp h a sta lığ ı ölüm n edenlerin in başındaki y erin i halen korum aktadır. H a stalıktan korunm anın tem el unsuru, hipertansiyon, yü kselm iş LDL- kolesterol, lipoprotein (a), homosistein, düşük HDL-kolesterol, diyabet, sigara içimi gibi önemli risk fa k tö r le r in i ko n tro l etmektir. Bunun için beslenme ve yaşam biçimi değişikliği zorunludur. H astalığa yatkınlık ve LDL-kolesterol düşürücü diyete y a n ıt açısından bireyler arasında geniş fa r k lılık la r bulunm aktadır. Bu fa rk lılık la r bir ölçüde AP O E ve AP O E 4 genotipleriyle ilinti­ lidir.

A n a h ta r sö zc ü k ler: Beslenm e, lipoproteinler, koroner kalp hastalığı, genetik farklılıklar, koles­ terol düşürücü diyet.

A B S T R A C T

N u tritio n , L ip o p ro tein s a n d C oronary H eart Disease

This a rtic le review s the stud ies on nutrition, lip o p ro tein , co ron a ry h ea rt disease, dieta ry in te r v e n tio n a n d d ie t-g e n e in te r a c tio n s. Coronary heart disease remains a majör cause o f mortality Disease can be prevented by controling risk fa c to r s including hypertension. E levated LDL-cholesterol, homocysteine, lipoprotein(a), low HDL-cholesterol, diabetes and smoking. The cornerstone o f coronary heart disease prevention is dietary and lifestyle nıodifıcations. The vara- bility in risk and response to LDL- cholesterol lowering diet is large and related partly to APOE and AP0A4 genotype.

--- Prof. Dr. Ayşe BAYSAL*—1 Editörden

K ey words: N utrition, lipoproteins, coronary

heart disease, g enetic variability, cholesterol lowering diet.

G İR İŞ

K oroner kalp h astalığı, dünyad a ve ülk em izde ölüm nedenlerinin başındaki yerini korumaktadır. K oroner kalp hastalığı; hipertansiyon, diyabet, sigara kullanım ı ve yükselm iş hom osistein gibi fa k tö rle rle ilin tili en d o te l işlev b o z u k lu ğ u y la k a r a k t e r i z e b ir s ü re ç o la n a te r o s k le r o s iz n ed en iy le o rtay a çıkar. A terosklerosiz süreçte yükselm iş LDL- kolesterol, düşük HDL- koles­ terol, yükselm iş lipoprotein(a) ve rem nant pro ­ teinleri sonucu artar, duvarındaki m akrofajlar ve y u m u şa k kas h ü c re le rin d e k o le s te ro l b irik ir. Y u m u şa k k a s ç o ğ a lm a s ı, in f la m a s y o n v e kalsifîk asy o n bu sürece eşlik eder. F ib rin o jen konsantrasyonunun artm asıyla oluşan trom bosiz- le damar tümüyle tıkanır.

K oroner k alp h a sta lığ ın d a n k o ru n m a d a tem el unsur yaşam ve beslenm e biçim i değişikliğidir. A B D ’de g e liştirilen U lu sal K o le ste ro l E ğ itim Program ıyla 10 yıl içinde koroner kalp hastalığı riskini % 10 düşürm e amaçlanmıştır. Program ın başlıca hedefleri, sigarayı bırakm a, kan basıncını denetm e (sisto lik 130, d ia sto lik 85m m H g ve altı), açlık kan şekerini 110 mg/dl altında tutma, glikozlaşmış hem oglobin düzeyini % 7 nin altın­ da tutm a, LDL- kolesterolü 130 m g/ dİ altında, H D L- k o leste ro lü 40 m g/dl ü stü n d e tu tm a ve BKI ni 27 kg/m 2’nin üstüne çıkarm am aktır. Bu h e d e flere u laşm ak için 2 a şam alı d iy et ö n e r­ ilm iştir. B azı ç a lışm a la rd a Tl aşam a d iy etin e k a rş ı L D L - k o le s te r o l d ü z e y in in d ü ş ü ş ü n d e bireyler arasında farklılıklar bulunm uştur Bazı b ir e y le r d e d iy e tle o lu m lu s o n u ç a lın ır k e n ,

(2)

6 BAYSAL A.

b azılarında alınm am aktadır. Bu durum genetik f a r k lılık ta n k a y n a k la n m a k ta d ır . B u y a z ıd a ko roner kalp h a sta lığ ın d an k o ru n m ay a ilişk in olarak kolesterol düşürücü diyet ve ilaç tedavisi ile g e n e tik f a r k lılık la r a ra s ın d a k i e tk ile ş im üzerinde durulacaktır.

Erken görülen koroner kalp hastalığında risk faktörleri ve ailesel lipoprotein bozuklukları

Erken görülen koroner kalp hastalığının risk fak­ tö rle rin in ilk sıra la rın d a ; sig a ra içim i, d ü şü k H D L- kolesterol, hipertansiyon, yü k sek LD L- kolesterol, yüksek homosistein düzeyi yer alm ak­ tadır Bunları, yüksek lipoprotein (a) ve diyabet izlemektedir. Bunların herbiri bağım sız risk fak­ törü olarak belirlenmiştir (1).

E rken oluşan koroner kalp h a sta lığ ın a ilişk in a ile s e l lip o p ro te in b o z u k lu k la r ın d a y ü k s e k lip o p ro te in (a), y ü k sek tria ç ilg lis e ro l, d ü şü k HDL-kolesterol ve yüksek LDL- kolesterol önem taşımaktadır. Açlık triaçilgliserol ve LD L-koles- terol yaşla artış göstermektedir Yirmi yaşına göre 50 yaşında triaçilgliserolde % 80’e, LDL- koles­ terolde % 30 ’a varan artış gözlenm iştir (2).

B una neden olarak yaş ilerled ik çe şilo m ik ro n re m n a n t te m iz le n m e s in d e k i g e c ik m e g ö s te ­ rilm iştir Ayrıca, yaşın ilerlem esiyle V LD L apo B-100 salınımı artmakta, LD L apo B-100 tem iz­ lenm esi g ecikm ektedir. Seksen yaş ü stü n d e k i bireylerde ise orta yaşa göre BKI indeksi düşüşe paralel olarak triaçilglserol ve LDL- kolesterol düzeyi düşmekledir. Kadında HDL- kolesterol ve A p o A -l e rk e ğ e g ö re d a h a y ü k se k tir. B u n u n tem el nedeni, östrojen hormonunun Apo Al gen e k sp re sy o n u n u e tk ile y e re k apo A -l ü retim in i artırmasındandır. Diyabetlilerde triaçilgliserol ve rem nant benzeri parçacıklar yüksek, HDL- koles­ te r o l d ü z e y i ise d ü ş ü k tü r. B u d a d iy a b e tin koroner kalp hastalığındaki önem li rolünü belir­ lemektedir.

G enetik farklılıkların plazm a lipoprotelinlerin konsantrasyonuna etkisi ve iyileştirici yanıt:

Bir araştırm ada ağırlıkları benzer olan bireylere Ulusal Kolesterol Eğitim i II. A şam a Diyeti veri­

lerek d iy ete uy um ve lip it p ro fili ö lç ü lm ü ştü r. D iy e t d e n e k le rc e u y g u la n a b ilir b u lu n m u ş v e L D L - k o leste ro ld e % 15-20 a ra sın d a d ü şü şle r gözlenmiştir. A ncak H D L - k olesterolde ortalam a % 15 düşü ş olm u ştu r. Bu d ü ş ü ş le r 24 h a fta lık program u y g u lam ası sü re sin ce d ev a m etm iştir. L D L - k o l e s t e r o l d ü ş ü ş ü y ö n ü n d e n b i r e y l e r arasında farklılıklar bulunm uştur. B unun 2 önem ­ li gen polim orfızim le ilgili o lduğu bildirilm iştir. En önem lisi A PO E geniyle ilintilidir (3).

A PO E rem nant lipoproteinlerin k araciğ er tarafın ­ dan alınm asında rol oynar. Protein m o lekülünün 112 inci sırasında sistein yerine arginin gelm esi sonucu oluşan apo E -4 fa rk lılığ ın ı ta şıy a n la rın to p lu m d a k i o ra n ı % 21 c iv a r ın d a d ır. P r o te in m olekülünün 158. sıra sın d a o lu şan m u ta n tla rın o ran ı ise % 1 4 ’dür. E -4 g e n o tip le r II. a ş a m a diyete dah a iyi L D L -k o le ste ro l d ü şü rü c ü y a n ıt verm ekte, fakat h idroksım etilglutaril CoA eng el­ leyicisine karşı yan ıtsız k alm ak tad ırlar. Bu tip ­ lerin k o ro n er kalp ve A lz h e im e r h a sta lığ ı için daha yüksek risk altın da o ld uk ları b ild irilm iştir (4).

B u n a k a rşın E -2 ta ş ıy ıc ıla r ın L D L -k o le s te ro l d ü z e y le ri d a h a d ü şü k , re m n a n t lip o p ro te in le ri y ü k s e k , k o r o n e r k a lp h a s ta lığ ı r is k i y ü k s e k , A lzheim er riski düşüktür ve statin tedavisine iyi cevap verm ektedirler. Protein m o lekülünün 360. sırasında glutam inin h istid in le y e r d e ğ iştirm e si sonucu oluşan A PO A 4 g en o tip ler to p lu m un % 16’sın ı o lu ş tu rm a k ta d ır B u tip le rd e II. a ş a m a d iy e tin e k a r ş ı L D L - k o le s te r o l y a n ıt ı d ü ş ü k bulunmuştur.

L ipoproteinlerle ilgili diğ er gen etik fa rk lılık la r­ dan biri de lipoprotein lipaz 447X m utasyonudur. T oplum da % 17 civ a rın d a görülür. B u tip le rd e lipoprotein lipaz aktivitesi yüksek, triaçilgliserol düzeyi düşük, H D L -kolesterol düzeyi yüksektir. Bu tiplerde koroner kalp hastalığı riski düşüktür (5).

Başka bir genetik farklılık kolesterol ester tran s­ fer proteini ile ilgilidir B una ilişkin olarak TaqIB p o lim o rfiz m to p lu m d a y a y g ın d ır. B u tip le rd e kolesterol ester transfer protein aktivitesi yüksek, H D L - k o le ste ro l dü zey i d ü şü ktü r. B u tip le rd e koroner kalp hastalığı riski y üksektir (6).

(3)

K oroner kalp hastalığı ve lipoproteinlere ilişkin d iğ e r b ir g e n e tik fa rk lılık k a ra c iğ e rd e H D L - kolesterol alım ında önem li rolü olan alıcı 1 ve 8 e k z o n m u ta s y o n u y la i lg i li d ir B u m u ta s y o n b ire y le r arasın d a H D L - ko lesterol düzeyindeki farklığı açıklam aktadır (7).

A B C A l g en in d ek i m u tasy o n lar ileri derecede kolesterol düşüklüğüne neden olur. İleri derecede k o l e s t e r o l d ü ş ü k lü ğ ü y l e b e li r le n e n T a n g ir h a s ta lığ ı k o r o n e r k a lp h a s ta la r ın d a k o n tro t bireylerden daha sık görülm ektedir (8).

D iyet yağı ve k o ro n e r kalp hastalığı

Toplum lararası araştırm alar diyet ve koroner kalp hastalığı ilişkilerinde bireysel farklılıkların öne­ m ine dikkat çekmektedir. Onaltı farklı toplumdan

12000 e rk e k ü z e rin d e u z u n la m a s ın a y a p ıla n araştırm ad a doym uş yağ alım ı ile koroner kalp hastalığından ölüm arasında güçlü korelasyon (r = 0 84) bulunm uştur (9).

J a p o n k ö k e n li o lu p J a p o n y a , H o n o lu 'lu ve A B D ’de yaşayan erkeklerde benzer ilinti saptan­ m ıştır. Üç gru bu n d iyeti arasınd a önem li fark­ lılıklar vardır. Japonya da yaşayanların yağ ener­ jisi % 1 5 iken, H onolulularda % 35 ’e, ABD dekil-

erde % 3 8 ’e çık m a k ta d ır. D o ym u ş yağ asitleri alımı yağ alim ini izlemektedir. Honolulu ve ABD de y a ş a y a n l a r d a k o r o n e r k a lp h a s ta lığ ı Ja p o n y a d a k ile rd e n ö n e m li şe k ild e y ü k se k tir

(10).

D iğer kohort araştırm alarında da tekli ve çoklu doym am ış yağ asitleri aliminin yüksek, doymuş yağ a sitleri a lim in in düşü k o lm asın ın k oro ner kalp h astalığı riskini önem li ölçüde düşürdüğü gözlenm iştir (11).

A B D ’de yapılan Hem şire Sağlık Araştırm asında günlük 5.7 g dan çok trans yağ asidi alanlarda koroner kalp hastalığı riskinin % 50 arttığı hesap­ lanm ıştır. H ek im ler S ağlık A raştırm asın d a ise h afta d a 1.5 g c iv arın d a n-3 yağ asitleri içeren yağlı balık yiyenlerde koroner kalp hastalığından an î ölü m risk in in düşü k olduğu b e lirle n m iştir

( 12).

Farklı besin gruplarının günlük enerjiye katkısı ile koroner kalp hastalığı m ortalitesi arasındaki ilişk iler konu su n d ak i a ra ştırm a lard a , terey ağ ı, yağlı süt ürünleri, et, tavuk ve şekerli besinlerin tü k e tim iy le k o ro n e r k a lp h a s ta lığ ın d a n ölüm arasında d o ğ rusal ilişk i b u lu n u rk en , tam tahıl ürünleri, sebze ve m eyve tüketim i arasında ters ilişki saptanm ıştır Diyetin düzeltilm esine yönelik girişimsel (müdahale) çalışm alarında toplam yağ ve doym uş yağ asitleri alim inin azaltılm asının k o ro n e r kalp h a s ta lığ ı risk in i ö n e m li şe k ild e düşürdüğü gözlenm iştir. B enzer şekilde diyette n-3 yağ asitleri ve sebze- m eyvenin artırılm asının h astalık riskini azalttığ ı b elirlen m iştir. Bu tü r d iyetle b irlik te fizik sel a k tiv ite n in a rtm a sıy la LDL - kolesterolde önemli düşüş ve H LD -koles- tero ld e a rtışla b irlik te k o ro n e r d a m a rfa rd a k i daralmanın % 47 oranında azaldığı bulunm uştur (13).

K o ro n e r a rte r h a s ta lığ ı o la n b ire y le rd e lip id düşürücü d iyetin genel ö zelliği, yağdan gelen e n e rji % 27, doym uş yağ a sitle rin in en e rjiy e k a tk ısı % 8, ço k lu d o y m am ış yağ a s itle rin in katkısı % 8, tekli doym am ışların %13, kolesterol her bin kkalori için 100 mg dir. Böyle bir diyetle toplam kolesterolde % 14, LD L-kolesterolde % 16, tria ç ilg lise ro ld e % 20 düşü ş, H D L -k oles- terolde önemli değişm e olmadığı, üç yıllık izlem so n ucunda koro n er kalp h astalığ ı g e lişim in d e gerilem e gözlenm iştir. D iyet uygulayan grubun dam ardaki birikintinin çapında % 0.5 küçülm e görülürken kontrol grubundakilerde % 5.6 artış gözlenmiştir.

Kolesterol düşürücü ilaçlarla yapılan çalışmalar

Dünyanın değişik yörelerinde yapılan çalışm alar­ da koroner kalp hastalığında; ilaçlardan koles- terollaminle % 19, gem fıblorozille %34, pravas- tadille % 31, lovastatinle % 37 nikotinik asitle %20 sim vastatinle %34, atorvastatinle, % 36 risk azalması olduğu bildirilm iştir (14).

Bu çalışmaların sonuçlarına göre LDL-kolesterol düzeyindeki % 1 düşüş k oroner kalp h astalığ ı riskini %1 azaltm aktadır LD L-kolesterol

(4)

yüksek-8 BAYSAL A.

liginde önce diyetin düzeltilm esi, buna yeterince yanıt alınm adığında diyetle birlikte hidroksim etil glutaril - CoA reduktaz engelleyicilerinin ya da s ta t in l e r i n k u lla n ılm a s ı ö n e r ilm iş tir . H idroksim etil glutaril - CoA reduktaz engelleyi­ cileri k o lestero l ü retim in i azaltm aları y an ın d a apo B -100 içeren lipoproteinlerin salm ım m ı da azaltm aktadır Diyete yanıtta olduğu kadar, koles­ terol düşürücü ilaçlara yanıt açısından da bireyler arasında APO E genotiplere ilişkin olarak önemli farklılıklar bulunmaktadır. E 4 allele taşıyıcıları, d iğ erlerin e göre sta tin ted a v isin e d ah a d üşük yanıt verm ektedirler. G em fibrosil kullanım ı ile H D L - k o le s te r o ld e ö n e m li y ü k s e liş g ö z le n ­ m işti^ 15).

Bu tür ilaçlar apo B içeren lipoproteinlere koles­ terol ester transferini engelleyerek H D L -koles­ tero ld e önem li yük seliş sağlam aktadır. H D L - kolesterolde % 1 artışın; koroner kalp hastalığı risk in d e % 3 a z alm a y a p tığ ı h e sa p la n m ıştır. LDL- kolesterolde düşüş, HDL kolesterolde yük­ seliş sağlayan diyet ve ilaç tedavisinin koroner kalp h astalığ ı kad ar inm e risk in i de a z a lttığ ı belirtilm iştir Avrupa Aterosklerosiz Kurum unun geliştird iğ i k o lestero l reh b erin d e L D L -k o les- terolü 115 mg/dl, triaçilgliserollü 175 mg/dl altı­ na indirm e, HDL k olesterolü 40 m g/dl üstüne çıkarma hedeflenmiştir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

G ü n ü m ü z d e k o r o n e r k a lp h a s ta lığ ı, y a ş a m kalitesini düşüren ve ölüme neden olan hastalık­ ların ilk sırasındaki yerini korum aktadır. Risk faktörlerini kontrol ederek hastalıktan korunm a­ da, kan basıncı, kan şekeri ve LDL-kolesterolü- nun denetim i: H D L -kolesterolün yükseltilm esi tütünsüz yaşam birinci, derecede önem taşım ak­ tadır. B u nların y anın d a k an d a lip o pro tein (a), rem nant proteinleri ve hom osisteinin yükselmesi de önemli risk faktörlerindendir. Uygun diyet ve olu m lu y aşam b içim iy le bu fak tö rle ri k o n tro l ed erek h a sta lık tan k o ru n m ak o lasıd ır Y üksek r is k li b ire y le r in u y g u n d iy e t y a n ın d a L D L - k o le s to ro lü h e d e fle n e n d ü zey e in d irm e k için hidroksim etil g lutaril C oa reduktaz engelleyici ilaçla tedavileri gerekebilir.

Diyetin genel özelliği; y ağdan gelen enerji % 25, yağ asitlerinin enerjiye katkısı; doym uş % 7 ’nin altı, çoklu doym am ış n-6 % 7 ’nin altı, tekli d oy­ m am ış % 11 n-3 g ru b u %1 v e ü stü , tra n s y a ğ asitleri çok az, kolesterol günlük 200 m g ve altı posa 20-25 g, sebze m ey v e 500 g ü stü , tu z 6 g altı, enerji B K I’ni 20-25 kg /m 2 dü zeyinde tutacak düzeyde, yeterli sıvı, kg b aşın a 1 g civ arın da p ro ­ tein, tüm vitam in ve m ineralleri önerilen düzeyde içermesidir. Ö nerilen diy et ve statin tedavisi her bireyde k o leste ro l d ü şü rü c ü etk i y a p m a y a b ilir. G e n e tik o la r a k A p o E E 4 t a ş ı y ı c ı l a r d a in c e barsaktan kolesterol "em ilim i yüksek olduğundan k o l e s t e r o l d ü ş ü r ü c ü d i y e t e d a h a iy i y a n ıt v e rirk e n , sta tin te d a v is i d a h a az e tk ilid ir. B u tip le r n ü fu s u n y a k la ş ık % 2 0 ’s in i o lu ş tu r u r . Bunların LD L- kolesterol düzeyleri yüksektir. Bu tiplerdeki koroner kalp hastalığı ve dem ans riski .daha y ü k s e k tir B u n la rın k o le s te ro l d ü ş ü rü c ü d iyeti u y g u la m a la rı için h e r tü rlü ö n lem a lın ­ malıdır.

K AYNAK LAR

1- Expert Panel: Executive Sum m ary o f the Third Report o f th e N a tio n a l C h o le s te r o l E d u c a tio n P ro g ra m (NC EP) E xpert P anel on D etection, E valuation and T re a tm e n t o f H ig h B lo o d C h o le s te r o l in A d u lts . JAMA 2001; 285: 2486.

2 Shhaefer EJ, Lichtenstein AH, L am on-Fava S, et al. Lipoproteins, nutrition, aging and atherosclerosis. Am J Clin Nutr 1995; 61 (Supplement); 726

3. Lopez-Miranda J. Ordovas J M, M ata P, et al. Effect o f apolipoprotein E phenotype on diet induced plasm a low density lipoprotein cholesterol lovvering. J Lipid Res. 1994; 35: 1965

4. L ah o z C , S c h a e fe r E J, C u p p le s L A , e t al. Apolipoprotein E genotype and cardiovasular disease in th e F ra m in g h a m H e a rt S tu d y , A th e r o s c le r o s is 2001; 154: 529.

5. Gagne SE. Larson MG, Pimstone SN. et al. A common truncation variant o f lipoprotein lipase (Ser 4447) con- fers protection against co ro n ary heart disease: The Framingham O ffspring Study, Clin G enet 1999: 55: 450.

6. O rd o v a s JM , C u p p le s L A , C o r e l la D , e t a l, A ssociation o f ch o lestero y l e ste r tra n s fe r p ro te in - TaqIB polym orphism w ith variations in lipoprotein s u b c la s s e s an d c o ro n a ry h e a rt d is e a s e ris k : th e Fram ingham Study. A rterioscler Throm b V asc Biol 2000;20:1323.

7. Acton S, Osgood D, Donoghue M. et al. Association o f polymorphism at the SR-B1 gene locus with plasma

(5)

lipite levels and body mass index in a white popula- tion. Arterioscler Thromb Vasc Biol 1999; 19;173. 8. B roussegc M E, S chaefer EJ, D opuis J et al. Novel

mutations in the gene encoding ATP-binding cassette 1 in fo u r T a n g ie r d is e a s e k in d re d s J L ip id R es 2000;41;433.

9. Keys A. C oronary heart disease in seven countries. Circulation 1970;41: 1162.

10. K a q a n A , H a r ris B R , W in k e ls ta n W , et al. Epidemiological studies o f heart disease and stroke in Japanese men living in Japan, Hawai and Califomia, Demographic; physical, dietary and biochemical cha- racteristics, J Chronic Disease 1974;27: 345.

11. Teli GS, Evans GW, Folsom AR, et al D ietary fat in ta k e an d c a r o tid a rte ry w a ll th ic k n e s s : T he A therosclerosis Risk in Communities (ARIC) Study. Am J Epidemiol 1994; 139: 979.

12. Albert CM, Hennekens CH, O, Donnell C, et al. Fish consumption and risk o f sudden cardiac death. JAMA

1998; 279: 23.

13. Quinn TG, Alderman EL, Mc Millan A, et al. For the SCRIP investigators. Development o f new coronary atherosclerotic leisons during a 4- year multifactor risk reduetion program; The Stanford Risk lntervention Project (SCRIP). J Am Coll Cardiol 1994:24:900. 14. Schaefer EJ. Lipoproteins, nutrition and heart disease.

A m JC Iin Nutr 2002: 75:191.

15. W o o d D , D e B a e k e r G , R a e rg e m a n O, e t al. Prevention o f coronary heart disease in clinical prac- tice: recommendahon o f the Second Joint Task Force o f E u ro p e a n and o th e r S o c ie tie s o f C o ro n a ry Prevention. Atherosclerosis 1998; 140 :199.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hasta yaşları ile istirahat kalp hızı arasında istatistiksel olarak bir korelasyon saptanmazken ileri yaş ile koroner arter hastalığı risk indeksi arasındaki fark istatistiksel

A previous study implied that antioxidant levels are reduced in plasma and atherosclerotic plaques in patients with advanced atherosclerosis. The oxidant capacity was not

Orta derecede alkol kullanmunm kan basmcı üzerine olan etki- si miltör olmakla beraber orta derecenin üzerinde alkol tüketimi hipertansiyon açısmdan açık bir risk

Romatoid artritte kalp tutulumu yüksek sıklıkta görülmekte olup yapılan birçok çalışmada bu hastalarda kardiyovasküler mortalitenin artmış olduğu ve ölümlerin

arasında, 10 km.s-1 koşu hızıyla başlayan, sinyal cihazından gelen bip sesine göre de koşu hızının kademeli olarak arttığı tekrarlı koşulardan oluşan bir

arasında, 10 km.s-1 koşu hızıyla başlayan, sinyal cihazından gelen bip sesine göre de koşu hızının kademeli olarak arttığı tekrarlı koşulardan oluşan bir

Araştırmaya katılan hastaların diyette sebze, meyve ve lifli yiyeceklere yer vermeye dikkat etme durumlarına göre öz-bakım gücü ölçeğinden aldıkları puanlar

Son yazısında, Azeri Türklerinin Latin harflerini kabul etmeleri konusunda Paşa’nın korkularına anlam veremediğini ifade eden Kılıçzâde, Azeri Türklerinin bu