• Sonuç bulunamadı

Televizyon Ekranında Banka Bilgisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Televizyon Ekranında Banka Bilgisi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Televizyon Ekranında Banka Bilgisi (*)

— Yeni O rtam lar tam bilgi sağlam aktadır —

Doç. Dr. Cevat ALKAN(**)

Çoğumuzun, televizyon ekranlarım ızda izlediğimiz yeni or­

tam lar, henüz deneme aşam asında olmakla beraber uzun zam an­ dır tartışılm aktadır. Bugün, uydu televizyonu, vid io -tek s, televiz­ yon bilgi hizmeti, kablolu televizyon gibi kavram lar, çağdaş tele iletişim teknolojisindeki gelişmeleri ifade etm ektedir: istediğimiz­ den fazla bilgi iletişimi sağlayan bir gelişme.

Teknik yönden büyük gelişme, kablolu ve uydu televizyonlann- dadır. Halen Federal Almanya'da kullanılan VHF frekansı en fazla üç program kullanabilm ektedir. B ununla beraber durum yakın bir gelecekte değişebilir. Eğer geniş bantlı kablo, evden eve döşenebi- lirse bu takdirde otuz kanala kadar kullanım sağlanabilir. Eğer ge­ leneksel bakır kablo, cam elyafı ve laser teknolojisi ile değiştirile­ bilirse, norm al kablonun kapasitesinin bin misli artm am ası için bir neden kalm am aktadır.

Telsiz televizyon yayınına kıyasla av an tajlar çok iyi bilinm ek­ tedir: frekans yönünden herhangi bir sorun yoktur: h a tta uluslar­ arası düzeyde bile, ve sürekli yüksek kalitede görüntü elde etmede de. Birkaç sayfiye ve apartm an binaları şimdiden merkezi bir an ten ­ le ve bir kablo şebekesiyle birbirine bağlanm ıştır.

K ıtadan kıtaya televizyon program ları nakleden uydular, tele­ vizyon istasyonlarındaki haber editörleri için uzun zam andır kul- lanılm aktadır.Şim di de sinyaller, hâlâ uydudan televizyon istasyo­ nu n a gelmekte ve onu takiben evlere aktarılm aktadır. B ununla be­ raber, gelecekte haberleşme uydularıyla doğrudan bağlantı yapmak

(*) S C A L A N r : 12/1980 ss : 16-18 d e y a y ı n l a n a n A l m a n c a a s l ı n d a n ç e ­ v ir id ir .

(*•) A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim Üyesi.

(2)

müm kün olacaktır. B unun hazırlıkları şimdiden yapılm akladır. U luslararası tele - iletişim birliği 1977 de her Avrupa ülkesine belir­ li bir Megaherz alanda belirli bir frekans, çok kısa dalga alanı ta h ­ sis etmişti. Uydular, bu frekans alanını kullanarak beş farklı prog­ ram ı doğrudan doğruya televizyon sahibinin antenine nakledebile­ ceklerdir.

Federal Almanya'ya hizmet edecek uydu için Ekvatorun 35.786 km. üstünde ve 90° batı uzunluğunda bir park yeri tahsis edilmiş­ tir. Bu uydu programını, tüm Almanya’yı içine alacak biçimde (kıs­ men de komşularını içeren) elips form unda bir açıyla nakledecek­ tir. Bu teknik başarı, güneş enerjisi ile çalıştırılacaktır. Bu uydu, herhangi bir nedenle çalışamaz durum a düşerse yanına yerleştiril­ miş olan bir «ikiz» uydu, onun işlevini üzerine alacaktır. Uzmanla­

rın hesabına göre, Alman - Fransız taşıyıcı roketi «Ariane», ilk

uyduyu 1983 sonuna kadar uzaya götürecektir.

Elektronik geleceğimizin diğer bir yönü de çok yakındır: Tele­ vizyon bilgi hizmeti ve vidio - teks. K om puterler sayesinde bundan böyle pasif televizyon izleyicisi olm aktan kurtulacağız ve bilgi sü­ recinde ak tif bir ortak olacağız. Sistemde, televizyon seti, telefon şebekesine bağlanm akta ve küçük bir «kara kutu» ya ayarlanm ak­ tadır. Böylece izleyici bilgi hizmet merkezi ile tem asa geçmek için telefonunu ya da televizyonun uzaktan kontrol ünitesini kullan­ m akta ve telefon num arasını ve bir kod kelimesini vermektedir,

(hesaba yazılmak için). Bunun üzerine ekranda bir indeks görül­ mekte ve izleyici televizyonun uzaktan kontrol ünitesini kullana­ rak gereksinim duyduğu bilgi alanını seçmektedir: haber, ya da iyi bir lokantanın adresi, tiyatro programı, ya da bankadaki hesap durum unu, hava tahm in raporu ya da bir Fransız yemek tarifi gibi!

Her Türlü Bilgi Bir Anda Hizmete Hazır:

Sisteme bağlı kom puterler, hizmet yönünden yakın bir gele­ cekte öyle büyük bir kapasiteye ulaşacaklar ki PTT örgütü, bir gün kitap form undaki telefon rehberlerini kaldırıp tüm num ara ları bu yolla tem in edilebilir biçimde düzenlemeyi düşünm ekte­ dir. Televizyon izleyicileri bir gün ta til seyahatlerini en uzak ül­ kelere dahi rahatça oturdukları yerden planlayabileceklerdir.

Vidio - teks, evlere daha az bir yenilik olarak girm ektedir. Te­ levizyon görüntüleri arasındaki boşlukta iki çizgi arasında yazılı bilgi yer alm aktadır. Burada özel bir üniteye gereksinim olabilir. Normal televizyon program ı böylece haber ya da diğer çeşit bilgi

(3)

ile desteklenmektedir, örneğin, yabancıların program ı anlayarak izleyebilmeleri için çeviri yapmak, ya da işitme özürlüler için alt başlıklara yer vermek gibi.

Berlin'deki H einrich Hertz Enstitüsü bir adım daha ileıidedir. Burada görüntü ve sesin iki yönde iletişim ini sağlayabilen iki yön­

lü kablolu televizyon sistemi üzerinde deneyler yapılm aktadır.

Geri besleme kanalı bir gün izleyicilere televizyon quiz (soru sor­ ma) pragram larına doğrudan katılm a olanağı sağlayacaktır. Tele­ vizyon eğitimcileri, öğrencilerinin öğretileni anlayıp anlam adık­ larını kontrol edebileceklerdir. K ritik izleyiciler, bu sistemi öte- denberi bekledikleri - televizyonun program seçimine etki etm enin bir yolu olarak görmektedirler.

Bilgi Çok m u Fazla?

Bilgi her yerden, her yere, istenilen m iktarda ve herzam an : hayret verici bir fikir. Bugün, Federal Alman Cum huriyeti vatan­ daşları günlük ortalam a iki saat ekran önünde zaman sarf etm ek­ tedirler. Bu nedenle televizyon m untazam izlenen önemli bir bilgi ortam ı durum una gelmiştir. Acaba izleyiciler, televizyondan zen­ gin yeni bilgi beklentisi içinde m idirler? yoksa tedrici olarak bu­ nu n - aksi takdirde aile için sarf edilebilecek çok fazla para ve za­ m ana mal olduğu düşüncesinde m idirler?

Bu durum un olumsuz etkisi olabileceği Bonn'daki politikacı­ lar tarafın d an düşünüldü ve konunun ayrıntılı biçimde tetkiki için bir komisyon oluşturuldu. Komisyon, bilgi dağıtım ında tüm ola­ nakların hem en ‘‘■’îllanım ına ta ra fta r olanları frenleyerek; yeni tekniklerin önce olrçok proje halinde denenmesi gerektiğini öner­ di.

1980 yılı, halkın gerçekten istediği daha fazla bilginin ne ol­ duğuna karar vermeye yardım edecek alan araştırm aların ın baş­ langıcı oldu; Düsseldorf ve Berlin'de 2.000 aile, ek bilgi alabilecek şekilde donatıldı ve bunların bu olanakları nasıl kullandığı birkaç yıl boyunca kayıt edildi. İki kamu televizyon kurum u ARD ve ZDF batı B erlin’de v id io -tek s sistem ini denemektedirler.

Bir Tartışm a K o n u su : özel Televizyon

Eyalet hüküm etleri, herbiri Berlin, D ortm und, M annhe im /

Ludwigshafen ve M ünchen’de olmak üzere dört kablolu televizyon projesi üzerinde anlaşm aya varm ışlardır. Sadece ikiz şehir

(4)

heim ve Ludwigshafen’de 20.000 aile, kablo aracılığı ile ek bilgi temin edebilecektir.

Kablolu televizyon konusunda temel sorun: ne kadar prog­ ram ın yayınlanacağı ve program ın sorum luluğunu kim in yükle­ neceğidir. Talep sorununu ikinci ve ayni derecede esasa yönelik bir soru izlemiştir: özel kurum lar bilginin elektronik olarak dağıtı­ m ında bağımsız olarak hareket etmeye müsaade edilecekler mi? Yeni ortam lar da, mevcut televizyon program ları gibi, kamu ku­

ruluşlarının denetim ine mi alınacaklar? Gazete ve süreli yayın

sahipleri, eğer vidio - teks sistem ARD ve ZDF tarafın d an kulla­ nılacak olursa kendi varlıklarının tehlikeye gireceğinden kork­ m aktadırlar. B unlar bölgesel ve yerel reklam ortam ı olarak işlev­ lerinin tehdit edildiği savını ileri sürm ekte ve televizyonun şimdi sahip olduğu üstünlüğünü, evlere en son haberleri getirerek a rttı­ racağını iddia etm ektedirler. Kam u televizyon kuruluşları ARD ve ZDF ise vidio - teks sistemini yönetebilecekleri hususunda ken­ dilerini yetkili görmektedirler. Bununla beraber, bunlar ilan ve yerel haber yayınlarının serbest kalması için hazırlıklı olm alıdır­ lar.

Bon hüküm eti erken karar vermek niyetinde değildir. Bunun nedeni, hüküm etin, yeni ortam ların dem okrasinin daha fazla ge­ lişmesinde önemli bir rol oynayacağına inanm ış olmasıdır. Hükü­ met, yeni tekniklerin bilginin ve görüşlerin serbestçe dolaşımı üze­ rindeki olumsuz etkisini önlemek istemektedir.

B ununla beraber, daha fazla program, özellikle yerel düzeyde, vatandaşların arasında ve onların yerel yönetimleriyle olan ilişki­ lerinde tem asın arttırılm asına yardım edebilir, örneğin, yaşlılara yardım etmek, yerel sorum lular için daha kolay olabilir. Yeni sis­ tem bunlara, büyük apartm an bloklarında ikamet etm ekten ya da uydu şehirlerde yaşam aktan kaynaklanan tecrit edilmişliği o rta ­ dan kaldırm ada yardımcı olabilir. T artışm alarda bu olumlu etki­ leri göz ardı etmeden, Bonn'daki politikacılar yeni ortam larla ilgili olarak, ileri sürülen tüm sorularla ilgili daha kapsamlı araştırm a­ lara yer vermek niyetindedirler: kısaca, kesin olmayan bir gele­ ceğe gözü kapalı yönelmek tehlikeli olabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

A hmet Muhip Dranas’ı, o dönemin önde gelen bir sanat yazan olarak, Suut Kemal Yetkinin öncülüğü altında Güzel Sanatlar Genel Müdür­ lüğü tarafından

Ancak bazı kötü ni- yetli kişiler yasa dışı yollarla elde ettikleri paralarla oyun içi öğeleri satın alıp sonrasında bunları diğer oyunculara biraz daha ucuza satarak

Program stüdyo dışında gerçekleştiği anda canlı yayın aracı yoluyla yayınlanır.. Naklen yayınlara yapıldığı anda yayınlanan spor karşılaşmalarını, önemli

Üçüncü generasyon, semisentetik cephalosporinlerden olan Cefope- razone gram ( +) ve (-) mikroorganizmalara etkili ve beta - laktamaz aktivitesine karşı güçlü bir

The Activated Notch1 Receptor Associated with YY1 in a Large Complex in the Nucleus—The intracellular domain of Notch1 receptor had been demonstrated to be associated with

Suriyeli sığınmacılara ilişkin olarak politik başarı, genel sorun kaynağı, sosyal ve ekonomik katkı ile toplumsal sorun kaynağı konularındaki katılımcı algıları

Ama salonun ortasında belediye­ nin hediye etmiş olduğu, 30-40 senede yetişen ve değeri de 50-fip bin lirayı bulan bir palmiye cinsi olan sikas göze

The Internet has become an imperative foundation that carries extraordinary comfort to human culture. Notwithstanding, the Internet is additionally described by