• Sonuç bulunamadı

SARIKAMIŞ’TA TARİHİ VE ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SARIKAMIŞ’TA TARİHİ VE ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SARIKAMIŞ’TA TARİHİ VE ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR

Historical and Archaeological Research in Sarıkamış

Özet

Doğu Anadolu Bölgesi’nin, Erzurum-Kars Bölümü’ndeki ve Kars ili sınırları içerisinde kalan Sarıkamış ilçesinde şimdiye kadar yapılan çalışmaların büyük bir kısmı yazılı kaynaklara dayanmaktadır. Yakın bir dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yürüttüğümüz yüzey araştırmalarıyla bölgenin tarihi ve arkeolojisi daha belirgin bir şekilde anlaşılmaya başlanmıştır. Özellikle bölgenin Demir Çağı’ndaki yoğun iskânı sonucunda oluşmuş yeni merkezler tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kars, Sarıkamış, İlk Tunç Çağı, Demir Çağı

Abstract

Most of the researches on Sarıkamış which is located within the province of Kars in the Erzurum-Kars part of east Anatolia are founded on written sources. The surface surveys which we carried out in the name of the Ministry of Tourism and Culture have contributed to a better understanding of the history and archaeology of the area. Especially, some settlements were discovered which were established in the Iron Age.

Keyword: Kars, Sarıkamış, Early Bronze Age, Iron Age

Sarıkamış İlçesi, Doğu Anadolu’nun Erzurum-Kars Bölümü’nde idari olarak Kars İli’ne bağlıdır. 1951 km2 yüz ölçüme sahip olan ilçenin

doğusunda Kağızman, batısında Narman, kuzeyinde Selim ve Şenkaya güneyinde Horasan ve Eleşkirt bulunmaktadır1.

Sarıkamış’ı tarihin her döneminde jeopolitik konumu nedeniyle önemli bir yerde bulunmuştur. Bu öneminin temel nedenleri arasında yerleşim için çevresine göre daha uygun bir coğrafyaya sahip olması, hayvancılık için verimli çayırların, yaylaların olması ve batı-doğu uzantılı tarihi yolların kavşak noktası üzerinde olması sayılabilir. Ayrıca bölge önemli su kaynaklarına da sahiptir.

Bölge büyük oranda engebeli bir yapı arz etmektedir. Bu engebeli topografik yapının oluşması tüm Doğu Anadolu’da olduğu gibi jeolojik devirlerdeki volkanik hareketler sonucudur. Bu anlamda bakıldığında bölge Senozoyik (Yakın Zaman) Devrin Neojen dönemindeki lavlardan ve IV.

Yasin TOPALOĞLU

Arş. Gör. Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı

(2)

Zaman’a (Artropozoik) ait çöküntülerden oluşmaktadır. Kısa mesafelerde yüksek eğim farklılıkları akarsular tarafından oyulmuş derin vadileri oluşturmuştur. Bu vadilerde alüvyon toprakların oluşturduğu yamaç molozu alanları bulunmaktadır. Ancak sürekli yükseklerden gelen toprak malzeme ile üzerleri örtüldüğü için toprak oluşumları sık sık kesintiye uğramaktadır2.

Sarıkamış’ın yükseltilerine bakılacak olursa güneyinin büyük dağlarla doğusunun kuzey-güney, batısının ise kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu dağlarla çevrildiği görülür. Sarıkamış bölgesinin en önemli dağları doğuda Balıklıdağ, Aladağ, batıda Güllü Dağları, kuzeyde Allahuekber Dağları, güneybatıda Süphan Dağı ve güneyde Aras Güneyi Dağları’dır. Bu dağlarda kendi içinde Aladağ (3138 m.), Büyükköse (3439 m.), Çamurlu Dağ (2685 m.), Çemberdağı (2805 m.), Çıplakdağ (2634 m.), Gökdağ (2684 m.), Hazaltepe (2145 m.), Hüseyinbaba (2000 m.), Kabaktepe (2436 m.), Karanlıtepe (2858 m.), Karataş (2725 m.), Karşıgüneytepe (2472 m.), Kavaktepe (2103 m.), Kıllıdağ (2893 m.), Kondultepe (2109 m.), Köroğlu (2750 m.), Kösedağ (2599 m.), Küçükaladağ tepe (2532 m.), Küçükkumru (2531 m.) ve Şehittepe (2485 m.) gibi önemli yükseltilere sahiptir3.

Bu dağlar aynı zamanda bölgenin doğal sınırlarını da çizmektedir. Güllü Dağları Aras ve Çoruh havzalarını, Aras Güneyi Dağları ise Aras ve Fırat Havzaları birbirlerinden ayırmaktadır4.

Çevresine göre daha alçakta olan ve bölgenin akarsularınca parçalanmış olan Sarıkamış platosu, Balıklı Dağ ile Kösedağ’ın etekleri arasında yaklaşık olarak 2100 m. yükseltiden başlamaktadır. Kuzey-kuzeydoğu yönünde bir yayılım gösteren plato, Selim İlçesi’nde son bulur. Bölgenin belki de en önemli geçitini Karakurt Boğazı oluşturmaktadır. Aras Irmağı’nın aşındırması sonucu oluşan vadinin sonunda bulunan boğaz 1600– 1650 m. rakımlı Horasan ile 1300–1350 m. rakımlı Kağızman’ı birbirine bağlamaktadır. Ayrıca bu noktadan ikiye ayrılan tarihi yollar ile Iğdır ve Kars batıya bağlamaktadır5.

Bölge daha öncede belirtildiği gibi zengin bir akarsu yapısına sahiptir. Akarsuların genellikle kışın yağan yoğun kar suları ile beslendiği görülmektedir. Bölgenin en önemli iki akarsuyu, Aras ve Kars Çayı’dır. Aras Nehri, kaynağını Bingöl Dağları’ndan aldıktan Pasinler Ovası’ndaki Çobandede Köprüsü yakınlarında Pasin Çayı ile birleşerek doğuya doğru akışına devam eder. Tarihi yolla birlikte Karakurt Boğazı’ndan sonra Sarıkamış’a ulaşan Aras, kuzeydoğuya yönelerek Aladağ eteklerinden Sarıkamış’ı terk eder. Daha sonra Tuzluca İlçesi sınırlarında Arpaçay ile birleşerek Dil mevkiinden ülke dışına çıkarak Kura ile birleşip Hazar’a dökülür6. Bölge Aras ve Kars çayı dışında irili ufaklı çok sayıda akarsuyu da

(3)

Bölgesinde Aras’a karışır. Bu akarsuların başlıcaları Armutlu Deresi, Çardaklı Dere, Eski Karakurt Dere, Iğırbığır Deresi, Karaköse Deresi, Keklik Dere, Mamaç Dere, Saat Deresi, Şehithalit Dere, Yağlıdere, Zaraphane Deresi ve Zivin Çayı’dır.

Aras sadece bölge için değil çevre topraklar içinde büyük bir önem taşımaktadır. Bu önemi tarihin her döneminde devam etmiş medeniyetler hep Aras etrafında şekillenmiştir. Bu nedenle kaynaklarda birçok topluluk tarafından farklı isimlerle anıldığı görülmektedir. Abiliane-Argistehinele-Erekua (Urartu), Araxes (Roma), Raxhsi (Gürcü), Araks (Rus), Ar-Rass (Arap), Nahr-i Aras (İran) bu isimlendirmelerden bir kısmıdır. Antik Çağ yazarlarından Herodotos ve Strabon Aras hakkında şu bilgileri vermektedir7.

“…Arax’da Matienlerin ülkesinden kaynar; suları kırk ağızdan dökülür... Arax’ın yalnız bir ağzı engele çarpmadan Caspia denizine dökülür...”8, (Herodotos)

“…söylendiğine göre Arax Irmağı birçok kollarına ayrılarak memleketi sular altında bırakıp; kollarından biri Caspia Denizi’nde Hirkanya Körfezi’ne dökülür...”9. (Strabon)

Karakurt Boğazı değerlendirilirken kısmen değinilmiş olmakla birlikte bölge tarihi yolların birleşim noktasında yer almaktadır. Anadolu’nun doğuya açılan iki ana tarihi yol ağı bulunmaktadır. Bu yollardan ilki Malatya-Elazığ-Muş-Van güzergâhını takip ederken diğeri Erzincan-Erzurum-Pasinler-Horasan yoludur. Bu yol Horasan’da ikiye ayrılarak bir kolu Eleşkirt-Ağrı-Doğubayazıt yönüne diğeri ise Karakurt Boğazında tekrar ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrımla yolardan ilki Sarıkamış üzeri Kars ulaşırken diğer yol Kağızman- Tuzluca üzeri Iğdır ve devamında Culfa-Tebriz-Tahran yolu ile İran’a kadar gitmektedir10. Urartu yazıtlarında “Geçit Ülkeleri (KUR

KA-Sie)” olarak tanımlanan bölge bu nedenden dolayı ulaşımın, göçlerin merkezi durumundadır. Sarıkamış üzeri Kars’a ulaşan yol aynı zamanda Aktaş Kapısı ile Türkiye’yi Gürcistan’a (Tiflis) bağlar. Ayrıca Sarıkamış’tan kuzeye doğru devam eden yol ile Gaziler üzeri Çoruh Havzası’na ulaşılır11.

Kars Bölgesinde bizimde ekip üyesi olduğumuz ve A. Ceylan başkanlığında bir ekip tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı izinleri uzun yıllardır aralıksız olarak bilimsel saha çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Bu yayında bahsedilen çalışma sonrası tespit edilen tarihi ve arkeolojik merkezlerin bir sonucudur. Tespit edilen merkezler şunlardır12.

(4)

Sarıkamış Yazıtı

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’ne 5 km uzaklıkta ormanlık alan içerisinde tespit edilen yazıt daha sonra bir yapı duvarında taş olarak kullanılmıştır. 1. Dünya Savaşı sırasında F.W. König tarafından kopyası çıkarılan yazıt günümüzde büyük ölçüde tahrip olmakla beraber Gürcistan Devlet Müzesi’nde sergilenmektedir. Yazıtta şu ifade yer almaktadır13. (Resim-1)

“…Ahuriani şehrini, bir gün Aştu şehrinin (?) bölgesini ele geçirdim. …tahıl deposu(?) tüm(?) Aştuhini şehri için. Etiuni ülkesinin (?) tamamen ele geçirdim. Güçlü ordular geldiler… Argişti der ki: tanrı Haldi, tanrı Teişeba, tanrı Şivini (ve bütün) tanrılara yalvardım. Tanrılar bana kulak verdiler. Püskürttüm. Qa [ ] şehrine kadar kovaladım…orada…yüz…20…yüz… yaktım. X yüz 50… kadın. Tanrı Haldi büyüklüğüyle Minuaoğlu Argişti, güçlü kral, Biainili ülkesinin kralı (ve) Tuşpa şehrinin hükümdarı(dır). Argişti der ki: Her kim bu yazıtı tahrip ederse, he kim suç işlerse tanrı Haldi, tanrı Teişaba (ve) tanrı Şivini (onu) güneş ışığından yoksun etsinler.”

Toprakkale-Sarıkamış

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 8 km. güneybatısında modern Erzurum-Kars karayolunun doğusunda yer almaktadır. Kale 2080 m. yükseltide doğu-batı doğrultulu doğal yapıya uygun bir şekilde inşa edilmiştir. Oldukça zengin su kaynaklarının yakınına inşa edilen kale tarihi yollarıda kontrol edebilecek bir konumdadır. Bölgenin en yüksek kalelerinden biri olan Toprakkale’de tespit edilen çanak-çömlek buluntusu İlk Tunç Çağı ve Demir Çağı’na tarihlendirilmektedir14. (Resim-2)

Kız Kalesi-Sarıkamış

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 13 km. güneydoğusunda Keklik Deresi isimli bölgede kurulan kale bölgeye hâkim bir konumdadır. Yaklaşık olarak 2000 m. yükseklikteki kale günümüzde Sarıkamış’ın çam ormanları arasında kalmaktadır. Kale mimari ve çanak-çömlek buluntuları ile Orta Çağ özelliği taşımaktadır15. (Resim-3)

Kırankaya Kalesi (Asboğa)

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 18 km. kuzeydoğusunda modern Erzurum-Kars karayolu üzerinde yer almaktadır. 1925 m. Rakımlı olan kale tarihi yolları kontrol altında tutabilecek bir konumdadır. Büyük oranda tahrip olan kalenin bölgenin büyük ve önemli kalelerinden biri olduğu görülmektedir. Günümüzde doğu duvarının ayakta kalabildiği kale mimari ve çanak-çömlek buluntuları ışığında Demir Çağ özelliği taşımaktadır16.(Resim-9)

(5)

Taşlıgüney Kalesi ve Kaya Odaları

Kars ili, Sarıkamış İlçesi’nin 48 km. güneybatısında ve Taşlıgüney Köyü’nün 4 km. kuzeybatısında yer almaktadır. Merkez bir kale ile çok sayıda kaya odasından oluşmaktadır. Kale kabaca işlenmiş taşlardan harç ile inşa edilmiş bir Orta Çağ Kalesi’dir. Büyük oranda tahrip olan kaya odalarının bir kısmı kaya kilisesi bir kısmı ise barınma yapılarıdır. Günümüzde inşa edildiği kaya türünün de etkisiyle büyük ölçüde tagrip olan kaya odalarının bir kısmına ulaşımda mümkün değildir. Kale ve diğer yapılar tipik bir Orta Çağ yerleşmesi özelliği taşımaktadır17.(Resim-10)

Micingert Kalesi (İnkaya)

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 45 güneybatısında yer alan İnkaya Köyü’nde yer almaktadır. Bölgenin tarihi yollarının yani bugünkü modern Erzurum-Kars karayoluna hâkim bir noktada bulunmaktadır. Doğal yapıya uydurularak inşa edilmesine rağmen dikdörtgene yakın bir yapı taşıyan kale gerek mimari gerekse çanak-çömlek buluntusuyla Demir Çağı ve Orta Çağ özelliği taşımaktadır18.(Resim-11, 12)

Zivin Kalesi (Süngütaşı)

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 39 km. güneybatısında Süngütaşı köyü sınırları içinde yer almaktadır. Yaklaşık 40 m.lik bir kaya üzerine inşa edilen kale 1890 m. yüksekliktedir. Çevresindeki su kaynaklarını ve yolları kontrol altında tutmak amaçlı yapıldığı kabul edilen kalenin kuzeybatısında Zivin Çayı bulunmaktadır19. Kale çanak-çömlek

buluntuları ışığında Demir Çağı ve Orta Çağ’a tarihlendirilmektedir. Kalenin bugünkü mimari özellikleri Orta Çağ özelliği taşımaktadır20.

Kale’nin I. Dünya Savaşı esnasında yerinden sökülerek günümüzde Tiflis Müzesi’nde bulunan bir yazıtı bulunmaktadır. Günümüzde büyük oranda tahrip olduğu anlaşılan yazıt İşpuini oğlu Menua dönemine aittir21.

(Resim-13)

Sırataşlar Kalesi- Sarıkamış

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 30 km. batısında Sırataşlar Köyü sınırları içerisindedir. Bulunduğu konum bakımında bölgeye hakim olan kale İnkaya Köyü’ndeki diğer bir önemli kale olan Micingert Kalesine yakın bir konumdadır. Kale çanak-çömlek buluntuları ışığında Demir ve Orta Çağ özelliği taşımaktadır22. (Resim-14)

Köroğlu Kalesi

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 30 km. kuzeydoğusunda yer almaktadır. Bulunduğu kayalığın doğal yapısına uygun olarak kare bir plan taşıyan kale çanak-çömlek verileri ve mimarisiyle Demir Çağ ve Orta Çağ özelliği taşımaktadır23.(Resim-15,16)

(6)

Düzmeşe Obsidiyen Merkezi

Kars İli, Sarıkamış İlçesi’nin 17 km. güneybatısında modern Erzurum-Kars karayolu üzerinde bulunmaktadır. Prehistorik dönemler için önemli bir maden olan obsidiyen, bölgede çok sayıda merkezde görülmektedir. Düzmeşe dışında yakın çevresinde çok sayıda obsidiyen yatağı olmakla birlikte Sarıkamış bölgesi merkezlerinde tespit edilen obsidiyen malzemelerin hammaddesinin Düzmeşe olma ihtimali yüksektir24.

Gevenli Yerleşmesi

Günümüzde Kars İli Selim İlçesi sınırları içinde kalan Yolgeçmez Köyü, Selim İlçesi’nin 9 km güneybatısında, Sarıkamış İlçesi’nin ise 16 km. kuzeydoğusunda yer almaktadır. Yolgeçmez Köyü’nün 1 km. kadar Kars İli Sarıkamış İlçesi’nin Yolgeçmez Köyü’nün 1 km. güneydoğusunda Erzurum-Kars karayolunun kenarında yer almaktadır. 1920 m. yüksekliğindeki yerleşmede yoğun oranda kaçak kazı sonrası tahribat görülmektedir. Çanak-çömlek buluntuların büyük bir kısmı Orta Çağ özelliği gösterirken genel anlamda merkez Demir Çağı ve Orta Çağ’a tarihlendirilmektedir. Gevenli Yerleşmesinin 250 m. kadar batısında da Tilkitepe Yerleşmesi bulunmaktadır25.

Tilkitepe Yerleşmesi

Kars İli, Selim İlçesi, Yolgeçmez Köyü’nün 750 m. güneyinde Erzurum-Kars karayolunun kenarında yer alan ikinci yerleşmedir. Yaklaşık 1900 m. yüksekliğe sahip olan yerleşmenin üzerinde kabaca işlenmiş oval planlı yapı izleri bulunmaktadır. Gevenli yerleşmesinde olduğu gibi bu yerleşmede de yoğun bir kaçak kazı tahribatı görülmektedir. Kaçak kazılar sonrası Erken Demir Çağı özelliği gösteren bir mezar ortaya çıkmıştır. Yerleşmenin çanak-çömlek buluntuları Demir Çağı ve Orta Çağ özelliği göstermektedir. Yerleşime oldukça uygun olan merkezin yakınında Asboğa ile Sarıkamış Çayları birleşmektedir26.

Yoğunhasan Kalesi-Kaya Mezarı ve Göleti

Kars İli, Sarıkamış İlçesi'nin 42 km güneyindeki Karapınar Köyü'nün (Karahasan) yaklaşık 5–5,5 km güneybatısındadır. Bölgenin belki de en iyi değerlendirilen, en önemli merkezlerinden olan Yoğunhasan, kale, kaya mezarı, yerleşim alanları ve göleti ile komplex bir yapı oluşturmaktadır. Aras Irmağının yaklaşık olarak 1, 5 km. güneyinde yer alan merkez aynı zamanda günümüz modern karayolunun da geçtiği tarihi yolları kontrol altında tutmaktadır. Bu yolun önemi üzerinde sıralanan ve yukarıda ele aldığımız çok sayıdaki merkezle bir kez daha vurgulanmaktadır. Bu yolun yazımızın giriş kısmında da belirttiğimiz gibi Karakurt Boğazında ki ayrımın hemen üzerinde stratejik bir konumdadır27.

(7)

1850 m. yüksekliğindeki kale üzerinde ilk inceleme A. Ceylan tarafından bazı yayınlarla yapılmış daha sonra A. Ceylan ve O. Belli tarafından detaylı bir çalışma ile tekrar ele alınmıştır28.

Merkezdeki mimari yapılar dikkate alındığında kalenin ana kayaya açılmış sur yatakları üzerine 27 x 36 m. boyutlarında çift sıra teras halinde inşa edildiği görülmektedir. Bu iki teras duvarı arasında yer yer değişen 3 ile 5 m.lik bir mesafe bulunmaktadır. Kurtin ve bastiyonların kullanılmadığı görülen kalede savunma amaçlı bu teras duvarlarını kullanıldığı düşünülmektedir. Günümüze sur duvarlarının 4-5 sırası ulaşmıştır. Dış yüzeyleri kısmen işlenmiş iri andezit taşlardan inşa edilen sur duvarlarının üzerlerini yüksek bir kerpiç duvarın oluşturduğu anlaşılmaktadır29.

(Resim-4,5)

Kalenin doğu kesiminde dik yüzeyde iki odalı bir kaya mezarı bulunmaktadır. Yerden 55-60 m. yükseklikte olan kaya mezarına kayalara oyulmuş kaya basamakları ile ulaşılabilmektedir. Kaya mezarının doğusunda 2.70 m x 2.50 m. ölçülerinden de bir ön alan bırakıldığı görülmektedir. Kaya mezarına 160 x140x40 cm. ölçülerinde bir kapı ile girilmektedir. Bu kapının 90 cm üzerinde 50x70x70 cm. ebatlarında bir aydınlatma penceresi yapılmıştır. Bu tür bir aydınlatma boşluğu Urartu’nun başkenti Tuşpa’da ki Kral Menua mezar odasında da görülmektedir. Kaya mezarı 5 x4.4 m. ölçülerinde 3.2 m. yüksekliğinde kareye yakın bir ana salon ve kuzey, güney yönlerinde iki odadan oluşmaktadır. Tonozlu olduğu görülen ana odanın üst kısmında tek sıra halinde bir silme tüm yapıyı dolaşmaktadır. Ana odanın batı duvarında 4, kuzey ve güney duvarlarında birer olmak üzere yerden 1.4-1.5 m. yükseklikte başlayan 8 niş bulunur. Zeminlerinde urneler için oyuklar bulunan bu nişler yaklaşık olarak 55 cm derinliğinde 70 x70 cm ölçülerindedir. Bir ölü yatağı bulunan kuzeydeki ikinci odaya 170x90x50 cm ölçülerindeki bir kapı ile girilmektedir. Güneydeki üçüncü odaya ise 220x180x50 cm ölçülerindeki bir kapı ile girilmektedir. 230x280x230(h) m. ölçülerindeki bu odanın kuzey ve güney duvarlarında ikişer olmak üzere dört niş daha bulunur30. (Resim-6,8)

Yoğunhasan Kalesinin yaklaşık olarak 350–400 m güneybatısında 1875 m. yükseklikte kaleye ait bir gölet bulunmaktadır. Ovale yakın bir plan taşıyan göletin, güneyde yükselen Kondul Dağı’ndan çıkan sular, kar ve yağmur suları ile beslendiği anlaşılmaktadır. Ancak Kondul Dağı suları göleti beslerken aynı zamanda dağdan kaynaklanan toprak kaymaları ile de yapısal şeklini bozmaktadır. Bunun sonucu ile göletin mimari yapısı bozulmakta ve içi giderek toprakla dolmaktadır. Günümüzde halen daha işlevini koruyan göletin batı duvarı büyük ölçüde ayaktadır. Yaklaşık 5 m. genişlikte göletin duvarları mimarisi ve şekli ile Urartu Kralı Menua

(8)

dönemine tarihlendirilen Çirişgöl, Süphan ve Süs barajları ile benzerlik göstermektedir. Göletin Yoğunhasan Kalesi’nden Aras Irmağına kadar uzanan tarım alanları ve bahçeleri sulama amacıyla inşa edildiği anlaşılmaktadır. (Resim-7)

Yoğunhasan Kalesi’nde 2000 yılında yaptığımız yüzey araştırmaları sonucu yüzeye yakın bir bölümde tespit edilen tam kap merkezin tarihlendirilmesi için büyük bir önem taşımaktadır. Kap form olarak dışa dönük ağızlı, kısa boyunlu, çift kulplu, yumurta gövdelidir. Devetüyü rengindeki astarlı kap üzerinde kırmızı-siyah boya ile geometrik, bitki ve hayvan tasvirleri bulunmaktadır. Kabın diğer özellikleri ise şöyledir. “…çömleğin ağız kısmından boynuna değin kırmızı renkli yatay ve kalın bir bant çekilmiş, bundan sonra ise siyah boyayla su dalgaları yapılmıştır. Su dalgalarının altında, kırmızı yatay bantların arası ve alt kısmı, siyah boyayla yan yana içi boş dairemsi motiflerle doldurulmuştur. Gövde kısmında bitki motifleri arasına birbiri peşi sıra tekrarlanan hayvan figürü su kuşu ya da horoza benzemekteyse de, bunun su kuşu olduğu sanılmaktadır. Hayvanın gövdesi tümüyle siyah boyayla boyanmış, dalgalı iki çizgi ile gösterilen kuyruğunun arası ise boyanmadan boş bırakılmıştır”.31

Bütün bu özellikleri ise Orta Tunç Çağı’nda kurulduğu anlaşılan Yoğunhasan’ın kaya mezarı Urartu Kralı Menua (MÖ 810–786) Dönemi'ne dolayısıyla gölet ve kalede bu döneme tarihlendirilmektedir. Bu tarihlendirmeye göre Urartu için Yoğunhasan Kalesi kuruluş dönemi kalelerinden biridir. Yazıtlardan öğrendiğimiz Urartu kralı Menua’nın Diauehi Ülkesi'ne yaptığı seferlerde kale bu anlamda önemli bir askeri üs olmuş olabilir. Gerek mimari gerekse çanak-çömlek buluntusu kalenin Menua sonrası’da kullanıldığı gösterdiği için Menua döneminde olduğu gibi I. Argişti (MÖ 786–764) döneminde merkez önemini korumuştur32.

Sarıkamış bölgesindeki, tarihi ve arkeolojik merkezlerin özelliklerine baktığımızda başta Yoğunhasan olmak üzere diğer tüm merkezlerin su ve tarihi yolların kenarında olduğu görülür. “Geçit ülkeleri” olarak tanımlanan bu bölgedeki merkezlerin dağılımı da bu geçitleri kontrol altında tutabilmek içindir. Tespit edilen merkezlerin dönemsel olarak özelliklerine baktığımızda bölgedeki yerleşimin tekil Paleolitik merkezler dışında Tunç Çağı’nda başladığı, Demir Çağı’nda yoğunluk kazandığı ve Orta Çağ’da da devam ettiği söylenebilir.

(9)

Kaynaklar ve Dipnotlar

1 KETİN, İ. 1983: Türkiye Jeolojisine Genel Bir Bakış, İstanbul, 502 vd., ALTINLI, İ. E. 1966: “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun Jeolojisi”, Maden Teknik Arama Dergisi 66, 48 vd.; ERİNÇ, S. 1965: Doğu Anadolu Coğrafyası, İstanbul, 16; SEVİNDİ, C. 1999: Sarıkamış’ın Coğrafi Etüdü, (Atatürk Üniversitesi Basılmamış Doktora Tezi), Erzurum. 2 RATHUR, A. Q. 1966: “Pasinler-Horasan (Erzurum) Sahasına Ait Genel Jeolojik Rapor”, Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 29.

3 SEVİNDİ 1999: 20, CEYLAN, A. 2001: Sarıkamış-Tarihi ve Arkeolojik Araştırmalar, 17-19

4 UZUN, S. 1991: Kağızman ve Çevresinin Fiziki Coğrafyası, (Atatürk Üniversitesi Basılmamış Doktora Tezi), Erzurum, 24; GİRGİN, M. 1991: Eleşkirt Ovası ve Çevresinin Fiziki Coğrafyası, (Atatürk Üniversitesi Basılmamış Doktora Tezi), Erzurum, 56; SELEN, A. S. 1945: Türkiye Coğrafyasının Ana hatları, Ankara, 15; SEVİNDİ, C. 1999: 20 vdd

5 YILMAZ, Ö. 1997: “Aras Yarma Vadisi Yakın Çevresinin Jeomorfolojisi ile Morfotektonik Evrimi (Kuzeydoğu Anadolu)”, Türk Coğrafya Dergisi-32, İstanbul, 141; SEVİNDİ, C. 1999: 23.

6 DARKOT, B. 1947: “Erzurum”, İslam Ansiklopedisi-IV, İstanbul, 340-357; DARKOT, B 1941: “Aras” İslam Ansiklopedisi-I, İstanbul, 554-555; ATALAY, İ. 1987: Türkiye Jeomorfolojisine Giriş, İzmir, 59.

7 CEYLAN, A. 2001: 18

8 HERODOTOS, Historia-Herodot Tarihi (çev. E.Erhat, M. Ökmen),1973, İstanbul, 202. 9 STRABON, Geographika- Coğrafya (ed ve çev. F. Lasserre), 1975, XI-4,2.

10 CEYLAN, A. 2001: 18

11 BELLİ, O. 1977: 117, BELLİ, O, 1982: 184 vd. CEYLAN, A. 2001: 20-21 12 Ekip başkanı A. Ceylan tarafından Sarıkamış bölgesi çalışmaları 2001 yılında kitaplaştırılmış olmasına rağmen geçen 7 yıllık sürede yeni merkezler tespit edildiğinden hocamız Alpaslan Ceylan’ın telkin ve teşvikleri ile bölge bu yayınla tekrar ele alınmıştır. Bu yayın ekip üyesi olduğum Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleri ile yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda hazırlanmıştır. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun yayın hakkına yönelik 43. Maddesine göre 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri gereğince yayım hakkı “…araştırma izni alan heyet ve kurumlar adına, kazı, sondaj ve araştırmayı fiilen idare edenlere aittir”.

13 KÖNİG, F.W. 1955-57, Handbuch der Chaldäischen Inschriften, 24; PAYNE, M. R. 1995: Urartu Yazılı Belgeler Kataloğu, (İstanbul Üniversitesi Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul,82, CEYLAN, A. 2001: 42

14 CEYLAN, A. 2001: 53; CEYLAN, A. 2003: “2001 Yılı Erzincan, Erzurum ve Kars İlleri Yüzey Araştırmaları”, 20. Araştırma Sonuçları Toplantısı-2, 316; CEYLAN, A. 2005: “The Erzincan, Erzurum and Kars Region in the Iron Age”, Anatolian Iron

Ages 5, British Institute at Ankara (eds. A. Çilingiroğlu - G. Darbyshire), London,

21-29., CEYLAN, A. 2001: 53-54

15 CEYLAN, A. 2003: 316, CEYLAN, A. 2001: 55, CEYLAN, A. 2005: 21–29 16 ADONTZ, N. 1946: Historie d’ Armenia: les Origines du Xe Siècle au VIe, Paris,

(10)

52; CEYLAN, A. 2001: 60, CEYLAN, A. 2003: 316, CEYLAN, A. 2005: 21-29 17 CEYLAN, A. 2001: 61, CEYLAN, A. 2003: 316, CEYLAN, A. 2005: 21-29, PAYNE, M. 1995: 82

18 CEYLAN, A. 2001: 62-63, CEYLAN, A. 2003: 316, CEYLAN, A. 2005: 21-29 19 PAYNE, M. 1995: 40, CEYLAN, A. 2001: 63-64, CEYLAN, A. 2003: 317, CEYLAN, A. 2005: 21-29.

20 CEYLAN, A. 2001: 63-64, CEYLAN, A. 2003: 317, CEYLAN, A. 2005: 21-29 21 KÖNİG, F.W, 1955-57: 24, PAYNE, M.R. 1995: 40, CEYLAN, A. 2001:41-42 22 CEYLAN, A. 2001: 65, CEYLAN, A. 2003: 317, CEYLAN, A. 2005: 21-29 23 CEYLAN, A. 2001: 65-66, CEYLAN, A. 2003: 317, CEYLAN, A. 2005: 21-29 24 CEYLAN, A. 2001: 66, CEYLAN, A. 2003: 317, CEYLAN, A. 2005: 21-29

25 CEYLAN, A. 2004: “2002 Yılı Erzincan-Erzurum- Kars- Iğdır İlleri Yüzey Araştırmaları”, 21.Araştırma Sonuçları Toplantısı-2, Ankara, 2004; CEYLAN, A. 2005: 21–29

26 CEYLAN, A. 2004, CEYLAN, A. 2005: 21-29

27 BELLİ, O. – A. CEYLAN 2002 : “Kuzeydoğu Anadolu’da Bir Tunç Çağı ve Urartu Kalesi: Yoğunhasan”, TÜBA-AR Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji

Dergisi-Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology-V, (ed. U. Esin - M. Özdoğan - B.

Howe - P. Kuniholm), Ankara, 119-142 28 BELLİ, O. – A. CEYLAN 2002: 119-142 29 BELLİ, O. – A. CEYLAN 2002: 119-142

30 CEYLAN, A. 2001: 55-59; BELLİ, O.-CEYLAN, A. 2002: 124-126.; CEYLAN, A. 2003: 316.; CEYLAN, A. 2005: 27

31 BELLİ, O.-CEYLAN, A. 2002: 121-122 32 BELLİ, O.-CEYLAN, A. 2002: 119-142

(11)

Harita Tespit Edilen Tarihi ve Arkeolojik Merkezler 1- Sarıkamış Yazıtı

2- Toprakkale 3- Kız Kalesi

4- Kırankaya/Asboğa Kalesi

5- Taşlıgüney Kalesi ve Kaya Odaları 6- Micingert/İnkaya Kalesi

7- Zivin/Süngütaşı Kalesi

8- Sırataşlar Kalesi 9- Köroğlu Kalesi

10- Düzmeşe Obsidyen Merkezi 11- Gevenli Yerleşmesi

12- Tilkitepe

13- Yoğunhasan Kalesi 14- Yoğunhasan Göleti

(12)

(13)

Resim–2 Toprakkale Kalesi Duvar Örgüsü

(14)

Resim–4 Yoğunhasan Kalesi Genel Görünümü

(15)

Resim–6 Yoğunhasan Kaya Mezarı İçinden Görünüm

(16)

(17)

Resim–9 Kırankaya Kalesi Genel Görünümü

(18)

Resim–11 Micingert Kalesi genel Görünümü

(19)

Resim–13 Zivin (Süngütaşı) Kalesi Genel Görünümü

(20)

Resim–15 Köroğlu Kalesi Genel Görünümü

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha önce Midas kenti olarak tanımlanan kayalık yükseltinin üzerinde yapılan kazılarda 4 adet İTÇ, 2 adet Son Kalkolitik/İlk Tunç Çağı I evresi çanak çömlek

Bu çalışma kapsamında incelenen Suriçi bölgesinde yer alan geleneksel evler, değişen yaşam koşulları ve kullanı- cı özellikleri sonucu, hem sosyal yapıda hem de

l Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması sonucu ülkemizde egemen olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava daha s ık, uzun süreli kuraklıklara neden olacaktır.. l

Türk Sanatı, gerek İslamiyet öncesinde, gerekse İslamiyet sonrasında; motif, malzeme, teknik, kompozisyon açısından oldukça zengindir.. Çini, Seramik, Kalemişi, Hat,

Göç ettikleri bölgelerde bulunan Cermen kabilelerinin (Ostrogotlar, Vizigotlar, Vandallar, Anglesler, Saksonlar vb) bu kitlesel göç karşısında bölgelerinde.. tutunamayarak

yüzyıla gelindiğinde ise tüm Avrupa’da ticaret merkezleri olarak işlev gören yeni kentler ortaya çıkmaya başladı. Bu dönemde özellikle İtalya’da yoğunlaşan

yetkisini elinde bulundurması, Haçlı seferleri düzenlemesi gibi olgular Kilise’nin siyasi güç ve otoritesini gösterir.. Ayrıca, Kilise’nin elinde geniş

asırlarda Grekler, çanak - çömlek yapımında çok ileri gittiği için yaptıkları siyah ve kırmızı figür tekni- ğindeki kaplar, bütün Akdeniz bölgesine ya- yılmıştır..