• Sonuç bulunamadı

İstanbul Şehir Tiyatroları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul Şehir Tiyatroları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

uc;

Hadiseler firesm dâ

İstanbul

Şehir Tiyatrolar*

Ş

ehir Tiyatrosu kurutalısene olmuş, Dile kolay ya­

rım asır.. Türkiverie mües­ seseler çok yasamıyor ma­ alesef! Hele şu son elli sene, Tür­ kiye için en sarsıntılı devrettir. Başkalarım bırakın! sadece Os­ manlI İmparatorluğunun hu elli yıl içinde çökmüş, Türkiye Cim- jhuriyetinin kurulmuş olması böy­ le müesseselerin hayatı üzerinde, esaslı tesir yapacak baş ıılaylar- dandır; ne var ki bunu kuranlar, aşkta, şevkle kurmuşlar, rahmete, mihnete bakmamışlar, çalışmışlar. Yani sizin anlıyacağınız — hani su hor görülen amatörlük ruhu yok mu — işte o hüvük kuvvetle mües- seselerine yapışmışlar, onu bugün­ kü hale getirmişler.. Kuranlardan ve yaşatanlardan ve bilhassa Muh­ sin Ertuğrul. Redia. Şaziye. Vasfi. Galip. Mahmut. Hüseyin Kemal gibi hâlâ bu meşalenin koşucular» olarak — hamdolsun — hâlâ çalı­ şan «Pioııniers = temsilciler* in­ den Allah razı olsun. Yenilere de. bu atabeylerinin hazırladıkları sa­ nat yolunda başarılar versin..

Bu bitti..

Gelelim bu işin tarihçesine; ben hizde tiyatro tarihini bilmem. (Ga- ¡liba Vasfi Rıza buna dair bir eşer hazırladı. İnşallah basılır da bir de okuruz.)

Ama bizim 1. Galip’in bana yan­ dığı bir mektupta belirttiğine gö­ re şimdiki «İstanbul Belediyesi Şe- !hir Tiyatroları» nın «göbek adı» «Dârül-bedâvii Osm ânı» dir. Ve el­ li sene evvel temmuz avında ku­ rulmuştur, O zamanki kurucuları arasında bulunup şimdi berha.vat olan kimse yok. Yalnız benim ha- * fırladığıma göre thniirrefik Ahmet Nurettin Bey bunların arasında idi. Bu münasebetle bir şey açık­ layayım..

Ben, bugün Şehir Tiyatrosunun , ve umumiyetle Türk sahnesinin if­

tihar ettiği su yukarıda adnıı say­ dığım sanatkârlardan önce sahne- ! ye çıkmış, hem de Tepebaşı Dram kısmında sahneye çıkmış bir ama- I törüm.

İkinci Meşrutiyetin ilânım takip eden aylarda arkadaşımız merhum «Sait Hikmet» in hazırladığı ve «Edebiyatı Cedide» çilerden «Mü- . fit Ratıp» merhumun sahneye (koyduğu «Mazi ve Atî» İsimli pi­

yeste bir çok talebe arkadaşları­ mız gibi ben de rol almıştım. — O zaman Hukukun ikinci sınıfına geç miştim — Rol biraz gülünç idi. Kız- larağası rolü.. Tabiî vüzümüzü ve dilimizi karaladık.. Rol fena olma­ dı. Çünkü çok güldfilerdi: yalnız unutmamalı ki: ben o zaman 19 yaşında hir gençtim. Haremağası rolü yapmak — velev ki hir kaç saat için — pek kolay olmamıştı. Belki de tiyatroya olan büyük he­ vesimi. sahneye böyle tabiatımıza, rengimjze ve erkekliğimize uvmı- : van hir rolle çıkmış olmanı kırdı..

da aktörlüğe sülük etmedik.. Else ■ idik ne olurdu?. Belli olmaz., belki 1 gazetecilikten daha ziyade muıaf-

fak olurdum. İnsanlar böyledir; özleyip de ele gevremediği fırsat- 1 lara malik olsa idi neler yapabile­ ceğini vehmeder, durur. Ben de onlardanım..

I.âfı uzattım galiba!..

Ve Şehir Tiyatrolarının ellinci senesini idrâk ederken Vasfiye sor­ dum: su malûmatı aldım.

«Dârülbedâyi» iki defa kurul­ muş; birincisi elli sene evvel tb- nürrefik Ahmet Nurettin Bey ku- rueulardanmış. Müsahipzade son- , radan katılmış.. Yukarıda adlarını 1 vazdığım yedi kıdemli artistten

Muhsin Beyle I. Galip Dârülbedâ- yi'in ilk teşekkülünde girmiş eski­ lerdendir. Bu Dârülbedâyi yürü­ memiş.. 1925 yılında kapanmış. Eş­ yasını Sultanahmettekj Talât Pa«s konağına nakletmişler. Bunun üre­ rine Muhsin. Galip. Bedia. Şaziye, Vasfi, Mahmut. Hüseyin Kemai. N'eclâ (sahneden avrılmıs) ve mer­ hum Ne.vvire Nevir. Halide Beh- zat. Muvahhit Hâzım Küçük Ke­ mal. Emin Reliğ toplanıp Beledi- veve müracaat ederek tivatroıııırı tekrar ihvasıııı. ve ismiyle birlik­ te idaresinin kendilerine verilmesi­ ni istemişler: zamanın Şehremini olan Muhittin Rey merhumun iti­ madını kazanarak 1925 yılında ikin­ ci defa olarak «Dârülbedâyi»! kur­ muşlardır. Yukarıda isimlerini say­ dığım hu zatlar bovlece resmen Şehir Tiyatrolarının kurucuları o- larak kabul edilmişlerdir.

Ne emek vermiş, ne çileler çek­ inişler!. Ve hngiin ancak bunun şe­ refini taşımakla teselli bntmaklan başka ne gibi maddî refah bulmuş­ lardır? Hiç?. Şehir Tiyatrolarını bı­ rakıp dışarıda çalışanlar, d3ha faz­ la kazanmış, hattâ isini bitenler zengin olmuştur: ama bizim âşık­ lar bu sevda uğruna bütün ömür­ lerini harcamışlar.. Bana sorarsa­ nız iyi de etmişlerdir. Bu insan de­ nilen şey hep para, hep çıkara göz dikti mî kıymeti kalmıyor, vağlı bir para cüzdanı gibi oluvor.

ölenlere rahmet olsun. Kalanlar da gelecek kuşaklara en kurak sa­ halarda dahi sanat aşkının ne gü­ zel çiçekleri yetişebileceğini gös­ termek için çok zaman sahneleri­ mizde yaşasınlar..

Unutmayalım.. Şehir Tiyatrola­ rının ellinci dönüm yılının kutlan­ ma töreni 23 temmuz akşamı Rum­ elihisarı Açıkhava anfi tiyatrosun­ da yapılacaktır. Arkadaşlara ve Şehir Tiyatrolarına başarılar ve sanatkârlarına uzun ömürler dile­

miyle! R. FELEK

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

C, B’nin “biz bu say›lar› bulamayaca¤›z” cümlesinden sonra flu flekilde düflünür: “ B ikimizin de say›lar› bulamayaca¤›ndan emin oldu¤una göre say›lar›n ikisi de

(Cümlesi) demeyip (büyük ço­ ğunluk) diyişim şundan ileri ge­ liyor ki, aüeler bazan • oğullannm müstakbel karışım yıllarca evvel kendi aileleri içinden,

HL60 cells and UCB CD34+ cells were cultured with different concentrations of ATO for up to three weeks and examined for changes of cell cycle.. We found that ATO (< or = 5

Bu sergi Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.

Koçak (2013) tarafından 211 branş öğretmeni ile yapılan ortaokul yönetici- lerinin sosyal iletişim becerilerinin öğretmen motivasyonuna etkisinin araştırıldığı

Toplum böyle bir anlayış açısından ortaya konur, örneğin savaş yılla­ rının güç ekonomik koşulla­ rının yol açtığı ekmek kıtlı­ ğını konu edinen

Hor şeyi kolay kolay beğen- ıniyen, yahut evvelâ beğenir görünüp de hatır için "fikir değiştiren Haindi Tanpmar, tabii güzel hanımların gru- punda;

Saat 02.00 sıralarında denizaltı su düzeyinde 9 mil hızla giderken köprü üstündekiler karanlığın içinde bir anda beliren ve üzerlerine doğru gelen gemiyi