B
A
L
İstanbul Devlet B a lesi’nden
ünlülerden seçm eler
rOtuzuncu yıl
kutlaması
İstanbul Devlet Balesi kuruluşunun
otuzuncu yılını kutluyor. Topluluk
festivale “Coppelia”, “Kuğu Gölü”,
“Raymonda”, “Don Kişot” gibi ünlü
balelerden seçilmiş danslarla
katılıyor.
ÖZLEM ADA
stanbul Devlet Balesi, 19. unsurlararası İstan bul Festivalinde Coppelia, Kuğu Gölü; Çiçek Festivali, Don Kişot, Raymonda, Le corsaire, Batchi balelerinden seçilmiş danslardan olu şan bir gösteriyle bale severlerin karşısma çı kacak. Bu gösterinin diğer bir özelliği ise, İstanbul Devlet Balesi’nin bütün solistlerinin yanısıra, An kara’dan, Hannover’den ve Stuttgart’tan gelecek solistlerimizin de aynı sahneyi palaşacak olması.
Yurt dışındaki ve ülkemizdeki ünlü sanatçıları mızı, ünlü klasik balelerden seçilmiş , “pas de de- ux”lerde birarada seyretmek, bale severler için ka çırılmaması gereken bir fırsat olacak. Festival kapsamında sadece bir geceye mahsus olan bu gösteri, İstanbul Devlet Balesi’nin 30. kurulma yılı olması nedeniyle, aynı zamanda bir kutlama niteli ğinde.
Kuğu Gölü Balesi’nin 3. perdesinden Siyah Ku ğu rolünü oynayacak olan prima balerin Sibel Sü- rel, festival halikındaki düşüncelerini şöyle anlatı yor: “çok ünlü bale gruplarının geldiği ve bu kadar geniş kapsamlı bir organizasyon çerçevesin de dans etmek benim için bir zevk. Her zaman var olan stres ve heyecan, festivalde biraz daha ar tıyor. Çünkü bir gecede ve sahnede olduğumuz kısa süre içinde en iyi, en kaliteli dansı çıkarmak zorundayız. Özellikle bu seneki festivalde, - bütün prima ve solistlerin katılmasıyla- çok hoş bir gös teri olacak. Ayrıca yurt dışında çalışan 3 solist ar kadaşımızın da yer alacağı sahneyi paylaşmak çok zevkli olacak.”
Daha iyiye doğru
İstanbul Devlet Balesi’nin festivaldeki gösterisin de Le Corsaire’de oynayacak baş dansçılardan Er dal Uğurlu şunları söylüyor: “İstanbul festivali, dünyanın her yerinden sanat topluluklarının gelip gösterilerini sunmasıyla, en başta biz sanatçılara, aynı zamanda da seyirciye çok faydalı oluyor. Be nim rolüme gelince, küçük bir bölüm olacağı için daha ziyade teknik boyutu önemli. Ama dömika- rakter bir rol ve benim dansçılığıma çok uygun, uzununu da oynamak isterdim. Belki ileride olur. İstanbul Devlet Balesi’nin hızlı bir şekilde gelişme
İstanbul Devlet Balesi Festival de coppelia, Kuğu Gölü, çiçek Festivali, Don Kl$ot, Raymonda, La corsaire ve Batchi bale lerinden seçilmiş dansalrdan oluşan bir gösteri sunacak. Gösteriler 22 haziran akşamı AKM'de gerçekleşecek.
gösterdiğine inanıyorum. 5 sene öncesiyle bugün arasında fark var. İyi olan genç dansçılar katıldık ça da kalitesi yükseliyor.”
Geçtiğimiz ay sezonunu kapatan ve festival için iddialı bir gösteriye hazırlanan İstanbul Devlet Ba lesi’nin yeni gelen sanat yönetmeni Beyvan Mc. Millan da gelecekten oldukça umutlu. Ülkemizde ki çağdaş dansm öncülerinden Mc Millan, Ankara Devlet Konservatuarının ilk mezunlarından. Londra Çağdaş Dans Okulunda Martha Graham, Amerika’da Merce Cummingam, Elvin Nikolay ve
Caroline Carson’la çalışmalar yaptıktan sonra, 1974’te Ankara Devlet Balesi’ne dönerek modern dans topluluğunu kurmuş, ilk koreografi olan “De- bussyne Dans”, Ankara’da sahneledikten sonra ko reograf ve modern bale hocası olarak İstanbul’a gelmiş. Halen Mimar Sinan Üniversitesi Konserva tuarında modern dans eğitimi vermeye devam eden sanatçı, geçtiğimiz Ocak ayında, İstanbul Devlet Balesi genel sanat yönetmenliğine getirildi.
Klasik mi, modern mi
-Sayın Geyvan Mc Millan, İstanbul Devlet Bale sinde öncelikli olarak nelere yer vermeyi düşünü yor sunuz?
-İstanbul Devlet Balesi’ne ilk olarak bir sanat çi zelgesi gerek. Ne yapmak istiyoruz, neyiz? Biz bir klasik bale topluluğu muyuz, yoksa modern bale
topluluğu mu? Eğer klasik ise, onun uç noktaları na kadar çıkabilmeliyiz. Modern ve klasik bale bir birinden çok farklıdır. Bu kadar yıl sonra İstanbul Devlet Balesi’nin kimliği nedir? Öncelikle buna kara verilmesi gerekir. Daha sonra da ona göre bir sanat çizelgesi belirlenmelidir.
-İstanbul Devlet Balesi örneğin klasik bale top luluğu olmaya karar verirse, modem bale sahnele meyecek olmaya karar verirse, modern bale sahne lemeyecek anlamına mı geliyor?
-Modern balenin psikolojisi, çalışması, eğitimi, dili çok ayrıdır. Mesela bir Martha Graham neden klasik bale topluluğu içinde değil? Bunun koreog raf da istemez zaten. Modern balede olabildiğince özgürdür ve yaratmak istediği dans dilimi ortaya çıkarırken, modern bale terminolojisiyle eğitilmiş vücutlarla çalışmak ister. İstanbul Devlet Balesi tam bir modern bale topluluğu olamaz. Ama birta kım kişiler çıkıyor ortaya, bu yönde çalışmalar ya pıyorlar. Onların yağunlaşması ve desteklenmesi gerek. Onların da yardımıyla hem klasik baleyi, hem modern baleyi en iyi şekilde yapmalıyız.
-Dansçıları klasik ve modern çalışanlar olarak ayırmayı düşünüyor musunuz?
-Şimdiden birşey söylemem mümkün değil. Ama 20. yüzyılda olduğumuza göre, klasik balenin de ona göre çağdaş eserlerle yapılması şart. Öyle
w
B
A
L
V
E
D
A
N
S
koreograflar var ki klasik bir baleyi, 2. yüzyıl balesi düşüncesinden yola çıkarak yapıyor. Sonuç olarak klasik bale, o eğitimi görmüş vücutlarla yapılıyor. Ama bu demek değildir ki, aynı vücut modern ba le eğitimi de görmeyecek. Modern baleyle klasik balenin ne olduğu tam anlamıyla anlaşıldığı anda herşey çok farklı olacak bana göre.
-Sizden önceki dönemde balenin operadan ayrıl ması yolunda birtakım girişimler olmuştu. Bunları sürdürmeyi düşünüyor musunuz?
-Evet tabii. Balenin operadan ayrılması için An kara ve İzmir Devlet Beleriyle ortaklaşa çalışmalar yapıyoruz. Müdürlerimiz de bizi destekliyor ve olaya sıcak bakıyor. Bu konuda devamlı toplantılar oluyor. Ama bir an önce sonuçlanması önemli. Ne yapacağımıza karar verip yapmalıyız. Balenin geliş mesi için son derece önemli olan bu ayrılığın, 30 yıl sonra zamanı gelmiştir artık.
Geleceğe dönük yatırım
-Biraz da 19. İstanbul Festivalindeki gösteriniz den söz edelim dilerseniz. Nasıl bir eser sahnele yeceksiniz?
-Büyük balelerin içinden ve en canalıcı noktala rından seçilmiş dansların birleşiminden oluşan bir gece düzenliyoruz. Bu aynı zamanda karma ola cak. Ankara Devlet Balesi’nden Ayşem Sunal, Ye- nel Turan, Hannover Balesi’nden Mehmet Bal
kan, Stuttgart’dan Uğur Seyrek ve Tunç Sökmen partnerleriyle geliyorlar. Şimdiye kadar İstanbul Devlet Balesi bu tür bir gösteri yapmamıştı. Bunlar dansçıyı ilerleten, onu ayakta tutan ve tekniğine yardımcı olan uygulamalardır. Aynı zamanda 91, 30. kuruluş yılımız olduğu için istedim ki karma bir programla birlikte kutlayalım.
-İstanbul Festivali’nin sanata ve seyirciye katkısı nedir sizce?
-Katkısı çok büyük. En önemli kültür olayı ben ce. Bu festivalin yapılmasıyla sanatın her yıl büyü düğünü hissediyorum. Değişik sanatçıları izleme imkânı var ki, bu da çok faydalı. Sanat bir bütün dür. Değişik sanat dallarım izlemek, birbirlerine ne kadar katkısı olduğunu görmek açısmdan bir fırsat. Gençlerin 2 gün önceden, bilet alabilmek için kuyruğa girmeleri çok anlamlı. Bu, kültürün ülkemizde istikbali olduğunu gösterir. Kültür gele ceğe dönük bir yatırımdır.
Kaliteyi yükseltmek
-Türk balesi ile Türk adımlı bale arasındaki far ka bir açıldık kazandıralım dilerseniz?
-Klasikle modem balesi ne kadar farklı olduğunu söyledimse, onlar da o kadar farklı. Foklor adım larıyla bale olamaz. Ulusal bale, Türk koreagrafları- nın kendi geleneklerinden ve gördüğü bale eğiti minden çıkardığı bale olur. İlla ki folklor adımım
koymak değil. Klasik bale eğitiminden yola çıka rak, kendi motiflerimizi hissettirmeden, ince ve çağdaş bir biçimde ortaya koymalıyız.
-Yeni sezonda nelere yer vereceksiniz?
-Yeni sozunun ilk döneminde Kirov Balesi’nden 2 ünlü repetitör, Tahir ve Olgu Baltaçayev gele rek Fındıkkıran Balesi’ni sahneye koyacaklar. 2. dönem belli değil. 3. dönemde birer perdelik eser ler olacak.
-Bir bale grubu için eser seçiminde önemli olan nedir?
-Topluluk, için önemli olan için kalitesidir. Kali teyi en uç noktaya götürecek, dansçının teknik açı dan gelişmesini sağlayacak eserler seçilmelidir. Bu nun için de o topluluğun hangi çizgide gitmek istediği ve sanat çizelgesi belirlenmiş olmalıdır. Re pertuarın kapasitenin üstüne çıkmasındansa ’ne kadar iyiler’ dedirtecek, kaliteyi yükseltecek eser lerden oluşturulması özen gösterilmelidir.
-Gelecek için umutlarınız neler?
-Benim bütün arzum, düşüncem gelecekte daha çok klasik ve modern bale topluluklarının ortaya çıkması. Bunların kendi dünyalarında gelişip, ulus lararası düzeye gelmeleri. Bu, dansçıların elinde. Daha dikkatli yaklaşırlarsa, devamlı araştırma ve gelişme içinde olurlarsa bence 15-20 senede ilerle me kaydedilir. Dansı yaratan dansçıdır. □
İstanbul Devlet Opera ve Balesi nin sunacağı gösterilerin bir İlginç tarafı da, Ankara, Hannover ve Stuttgart'tan gelecek solistlerin programda yer alacak olması.
S A YFA 4 8 F E S T İ V A L E K İ , 1 9 9 1
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi