• Sonuç bulunamadı

Çankaya'nın hanımefendileri:Reşide Bayar çok dindar bir hanımdı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çankaya'nın hanımefendileri:Reşide Bayar çok dindar bir hanımdı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

16 EKİM 1982

RÖPORTAJ

M illiyet

9

rnm m m m m

ÇANKAYA'NIN HANIMEFENDİLERİ

Gülsün TOKER-BilGEHAN

O

Ç

A N K A Y A Köşkü’nün es­ki ev sahibesi Mevhibe İnönü'ye göre Reşide Ba- yar “ akıllı, bilgili, çok nazik bir hanımefendi” idi, Türkiye’nin ü- çüncü “ bir numaralı kadm” ı, y a­ şı ortanın üstünde bir bü­ yükanne olarak köşke yerleşti.

Celâl Bayar’m kızı Nilüfer

ı yx! boyunca kocam ve ç o ­ cuklarımla oturdum, iki kızım o- rada iken doğdular” diyor ve ekliyor: “ Köşke gelince, annem Atatürk’ün dairesini olduğu gibi koruyarak, Afet Hanım'm bölü­ müne geçmeyi tercih etti. A fet Hanım'dan Atatürk’ün odasının eski şekli hakkında bilgi aldı ve orayı âdeta bir müze gibi kapa­ tarak, kullanmadı" diye anlatı­ yor. Bayar çifti üst katta, ayrı o- dalarda yatıyorlardı. Celâl Bey, Afet Hanım’m eski odasında, hanımefendi ise aradaki bir kapı­ dan geçilen çalışma odasında ka­ lırlardı. Koridor üzerindeki bölü­ me de çocuklar, dadıları ile bera­ ber yerleştiler.

Köşk emektarlarından biri; — "B ayan Bayar sakin, sessiz, çok dindar bir hanımdı. Y olcu­ lukta bile elinden Kur’ an-'ı b ı­ rakmazdı. Gündüzleri odasına çekilir, okurdu. Biz yemek za­ manı gidip, “ buyrun, ha­ nımefendi” demedikçe çıkmazdı” diye anlatıyor.

Reşide Hanım da, İnönü’ler gibi üst katta kızı ve torunlarıyla sade bir yaşam sürdü. Aile fertleri sabah kahvaltılarını kendi odalarında, ayrı ederlerdi. Celâl Bayar çok geç kalkardı. Herkesin günlük programı vardı. Nilüfer Gürsoy üniversiteye de­ vam ediyordu, akşamlan köşke dönerdi. Torunlar ise yabancı dadı ile bahçede gezintiye çıkar­ lardı. Bayan Gürsoy.

— “ Akşamüstü geldiğimizde annemi odasında bulurduk, gü­ nünü kitap okuyup, nakış işleye­ rek geçirirdi, ö ğ le ve akşam yemeklerini yukarda yerdik, ba­ bam genellikle alt kattaki yemek salonunda bulunurdu. Ço­ cuklarla beraber biz bazen kuru­ lan sinema perdesinde film seyrederdik” diye anlatıyor. Ba- yarlar daha çok yerli filmler se­ verlerdi, bazen rejisörler de gelir, aileye bilgi verirlerdi

Giyimine

Öıen göstermezdi

Her sah günü saat 15 - 20. a- rasında Reşide Hanım’m kabul günü yapılırdı. Bayan Bayar dostlarım, Mevhibe Hanım gibi üst kattaki mavi salonda ağır­ lardı. Gelenler arasında eski AnkaralIlar, bakan hanımları arkadaşlar, bazen de ha­ nımefendinin hiç tanımadıkları olurdu. Reşide Hanım mi­ safirlerine ayran ve limonata ik­ ram etmeyi severdi, köşkün özel şekerlemeli kurabiyeleri çok rağ­ bet görürdü. Randevu isteyen yabancı elçi hanımları, köşkün alt katındaki salona alınırlardı, bu toplantılara Reşide Hanım, dışişlerinden gönderilen bir tercümanla katılırdı.

Bayan Bayar giyimine pek meraklı değildi. Evde aile ara­ sında rahat, pamuklu, önden düğmeli, şömiziye tipi elbiseler giyerdi. Davetlerde ise sade, yünlü takımları tercih ederdi. Reşide Hanım’m, kıyafetleri de enstitüde dikilir, terziler köşke provaya gelirlerdi

Çankaya K öşkü’nde pek çok cumhurbaşkanı ailesi tanımış sofracılardan biri,

— “ En fazla davet Bayar za­ manında verilirdi, hemen hemen her gece misafir olurdu” diye anlatıyor. Müzikli, eğlenceli ge­ çen bu ziyafetlere Bayan Bayar çoğu zaman katılmazdı. Yalnız senede iki defa kordiplomatiğe verilen akşâm yemeklerinde bulunurdu. Bir defasında, Nilüfer Gürsoy’un ilkokula giden

REŞİDE B A Y A R

ÇOK DİNDAR

BÎR HANIMDI

Reşide Bayar bütün personelin saygısını hazan m işti...

►Köşk personeline, «Benim

için siyasî fikirleriniz

önemli değildir, hepiniz

evlâdımsınız» diyen Bayan

Bayar, köşkteki

eğlencelere katılmazdı

t#

%

t

İH 1

Tjt<

1

I

m

»»

rw

_

■ ÜN

■P;

4 ,

.-s»-

'ilil

w W *

V ,,

Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy...

küçük kızı Emine, kabakulak ol­ du. Tam bu sıralarda kordiplo-Merhum Ord. Prof. Akil Muhtar Özden ve merhume Dr. Seni.ye Özden’in kızı, merhum PTT Genel Müdürü Haldur Sarhan’ın eşi, merhum Akil Sarhan’ın annesi, İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne büyük kitap bağısında bulunan Salihatı nisvandan

FATMA ALİYE SARHAN

Ani bir rahatsızlıktan sonra 13.10.1982 tarihinde vefat etmiştir.

16.10.1982 Cumartesi günü Şişli Camii’nde öğle namazım takiben aziz naaşı Edirnekapı Şehitliği aile kabristanına defin edilecektir.

Merhuma Tanrıdan rahmet, ailesine başsağlığı dileriz. İSTANBUL ÜNİ VERSİTESİ REKTÖRÜ

. 11

ma tik balosu yapılacaktı, hazır­ lıklar sürüyordu. Fakat birkaç gün sonra Reşide Hanım kendini kötü hissetmeye başladı, kısa sürede de hastalığı teşhis edildi.

Emine büyükannesine kabaku­ lak geçirmişti! Tabiî yemek acele iptal edildi.

Köşkte Paşa'cı

Demokrat ikiliği

İsmet Paşa seçimleri kay­ bettikten sonra, bir gün yaverle­ rinden birini odasına çağırdı ve: — “ Bak, arkadaşlarınla ko­ nuştum, sana da söylüyo­ rum ...Katiyen kendinizden bir harekette bulunmayacaksınız, is- tifa-mistifa istemiyorum. Gelen de bir devlet başkamdir, askersi­ niz, emir aldınız geldiniz, emir a- lır gidersiniz” dedi. Fakat Çan­ kaya Köşkü düzeni en çok Ba- yar’lar devrinde bozuldu. Perso­ nel arasında “ Paşacı” , “ De­ mokratçı” ikiliği çıktı. Herkes birbirini ihbar ediyor, lekeliyor­ du, köşkte dedikodu almış, y ü ­ rümüştü. Zamanın garsonların­ dan biri: “ Yeni iktidar çok olaylı geldi, sanki köşkü işgal etmişler­ di. Hepimiz korktuk, acaba bizi nereye sürecekler diye bekledik” diyor. Oysa Çankaya’daki bu huzursuzluktan en çok etkilenen Reşide Bayar’dı. Hanımefendi personele: “ Benim için siyasî fi­ kirleriniz önemli değildir, hepiniz evlâdımsınız. Yalnız ben gidene gitme, gitmeyene de git demem” diyerek söylentilere karşı çıkar­ dı. Bazen iktidara yaranmak isteyen kişiler sak günkü kabul gününe eşlerini yollarlar, Bayan Bayar’dan ricalarda bulunurlar­ dı. Bunlardan bir tanesi bir gün: — “ Efendim kocam karşı partideydi, istifa etti ve size geç­ ti” deyip, talebini söyledi. Reşi­ de Hanım bir süre düşündükten sonra hanıma cevap verdi:

— “ Kızım, kocan için söyle­ diklerin pek iyi vasıflar değil, bilâkis onun aleyhinde konuşu­ yorsun. Salon bunları bir daha tekrar etme, ben de duymamış o- layım”

Zaten Bayan Bayar da M evhi­ be Hanım gibi kısa sürede Çan­ kaya Köşkü düzenine uydu. Ba- yarlar beraberlerinde aşçıları Mehmet Usta ve şoförleri Ethem Efendi’yi getirmişlerdi. Haindi, Faruk ve Mustafa sofra işlerine bakıyorlardı. Reşide Hanım’m mutfakla direkt ilişkisi yoktu, aşçılar listeyi yaparlardı, eğer ö- zel bir isteği varsa söylerdi. Ba- yar’lar fazla yağlı, tuzlu, kı­ zartma olmayan yemekleri ve özellikle Mehmet Usta’mn talaş böreğini severlerdi. Köşkün he­ sap işlerine gene daire müdürü bakardı. Memduh Bey, Celâl Bayar’m maaşım alır, masrafları öder ve aydan aya hesaplan hanımefendiye kontrol ettirirdi. Bayar’lar devrinde mutfak masraflan önemli ölçüde kısıldı.

Nilüfer Gürsoy,

— “ Gelen misafirler, neredeyse aç döneceğiz, diye takılırlardı” diyor.

— “ Bizim köşkten aynlma- mız tabiî daha özel şartlarda ol­ du” diyen Bayan G ürsoy’un anlattığına göre 1960 Ihtiİâ- li’nden sonra aile Çankaya’yı terk ediyor, Reşide Hanım İzmir’e gidiyor. Nilüfer Hanım " O gün lerde kalan bazı dostlu k larım ız hâlâ devam eder" diye ekledi.

-YARIN:-MELAHAT GÜRSEL

T E Ş E K K Ü R

OCAĞIMIZIN EN KIYMETLİ VARLIĞI

MELÂHAT

GÜLEK'in

vefatı dolayısıyle cenaze törenine katılan, evi­

mize kadar taziyeye gelmek lütfûnda bulunan,

mektup, telgraf ve telefonla acımızı paylaşan,

Türk Eğitim Vakfı’na bağışta bulunan, çelenk

gönderen, dost akraba ve kuruluşumuz şirket­

leri mensupları ile muhterem dost müessese-

lere ayrı ayrı teşekküre acımız mani olduğun­

dan muhterem gazetenizin vasıta olmasını di­

leriz. Ayrıca, Antalya Sıkıyönetim Komutanı

Sayın General İbrahim Ethem Aral’a da ailemi­

ze gösterdiği yakın ilgi ve kadirşinaslığından

dolayı teşekkürü borç biliriz.

BEKİR GÜLEK VE ÇOCUKLARI

Sovyet/ Haya ^Yoliarı

X .

M E R K E Z : Kumrular Sok. 6 /C ŞUBE : M ete a d . N o : 30 Kızılay - Ankara Taksim ♦ İstanbul TH efon : 17 0 0 05 - 18 39 0 0 Telefon : 43 4 7 2 5 - 4 3 4 7 2 6

VIDI.„VIDI...VIDI..

Filistin - Ürdün fede­

rasyonu benimsen­

miş. Yakında ligler

başlar.

YÖK SÖZLÜĞÜ:

YÜKOFONİ : YÖK yetkililerinin çeşitli demeçleri nedeniyle meydana gelen ses kargaşası

Y Ö K D E L E N : Yeni YÖK binası YÖ K TATÖ R : YÖK lideri

Y Ö K O K R A Sİ: YÖK içi kırtasiyecilik

ELEKTRO-YÖ K: YÖK ’ün yarattığı stressi gidermek için uygulanan bir çeşit tedavi yöntemi.

Y Ö K D A Ş : YÖK çatısı altında buluşan öğretim üyelerine verilen genel ad.

Y Ö K E M l : Kanda YÖK yuvarlarının bulunmayışı YÖK M ÜŞ : Y Ö K ’ün getirdiği yükümlülükler nedeniyle

beli bükülmüş bilim adamı.

YÖ K LEŞİ : Bir araya gelip YÖK üzerinde dertleşme PROTO-YÖK: YÖK öncesi çağların genel adı.

YÖKLÜ : Bir YÖK yavurusuna hamile olanlara denir.

Haydarname

B

ÎR lN CÎ Ordu Komutam Orgeneral Haydar Saltık ve eşi, Galata Mevlevi- hanesi ’nde verilen bir .Tarihî Türk Müziği konserini onurlandırdı­ lar.

Burada değerli sanatçılar ta­

rafından seçkin bir dinleyici topluluğuna 14. yüzyıl Türk M üziği’nden örnekler sunuldu.

Bu arada, Abdülkadir Mera- gî’nin “ Haydarname” adlı bes­ tesi de çalındı.

Maaşlara zam yapılsın ama

kimse duymasın

B

tR okuyucumuzdan mektup aldık. Haklı bir de isteği var. Onu buraya aktarıyoruz:

“ Hükümetimiz katsayıyı artırıyor. Sağ olsun, var olsunlar. Am a, bana, benim gibi milyonlara bir fayda sağlamıyor. 1— Geçen sefer 4 bin lira bir artış oldu. Ev sahibim geldi gitti, ya çık ya, ya artır, “ Hükümet size zam yapıyor” diye tutturdu. Nihayet 2 bin lirasını ona yatırmak zorunda kaldım.

Bu sefer zam haberini alınca yine aynı şeyleri söylemeye başladı. Beni canımdan bezdiriyor. Şayet maaşımda 5 bin lira bir artış olursa yine 3 binini ona devredeceğim.

★ Hükümet, yapılan zamları doğrudan doğruya ev sahiplerine devretse daha iyi olmaz mı?

2— Zam haberi en az beş ay evvelden T V ’de, radyoda, gazetelerde durmadan ilân ediliyor.

★ Bu işi gizli yapsalar, anayasaya acaba aykırı mı düşer?

Bakkal, sütçü ve diğer bütün satıcılar, her mala her ay bir on lira —en az— zam yapıveriyorlar. Beş-on lira göze az gözüktüğü için ödü­ yoruz. Zamlı maaş elimize geçinceye kadar satıcı zaten yavaş yavaş zammını yaptığı için hiç zarara Uğramıyor. E v sahibinden artan 2 bin liramız da o zamlara gidince, olan yine biz garibanlara oluyor. Bu kısır döngü çarkı içinde yuvarlanıp gidiyoruz. En iyi dileklerimle.”

Kasım Gülek

«Ben de varım» diyor

G

EÇENLERDE bu sütunda Kasım Gülek’i andık. Nasıl herkesi öptüğünü, nasıl herkese adıyla hitap etmeye çalıştığını, biraz takılarak anlattık.

Sayın Gülek, Ankara büromuzda çalışan arkadaşlara şunları söyledi:

— Haksızlık etmişsiniz. Ben isim unutmam. Geçenlerde biriyle karşılaştım. Bana dedi ki, “Beyefendi, benlm_adımı hatırladınız mı?” Hemen cevap verdim: “Kızınız Lâle’nin çocuğu oldu mu?”

Tabiî biz Sayın Gülek’in bu karşılaşmasına tanık olmadığımız için onun ağzından anlatıyoruz.

Ardından şunları ekledi:

—Akıllı politikacı ismini hatırlamadığı kişiye ismiyle hitap etmez. Bu da yeni politikaya atılanlara ders olsun!

Ünlü kahkahalarından birini attı, devam etti:

— Benim politikacılara verecek daha çoook dersim var. Bu arada soruldu:

— Peki Sayın Gülek, siz politikaya girecek misiniz? —Biz politikadan hiç çıkmadık ki...

—Yani tekrar atılacak mısınız?

—Tekrar ne demek? Politikaya bir defa,girilir. Sonra çıkılmaz. Yalnız bazen ara verilir, o kadar.

Özel Komisyon

S

EÇİM Yasası ile Si­ yasî Partiler Yasası gene Orhan Aldıkaç- tı’nın “ hazik ve nazik” elle­ rine bırakılacak mı?..

Danışma Meclisi’nde de

aynı soruyu kendi kendilerine soranlar, bu defa, bu yasa­ ların Anayasa Komisyonu’n- da değil, bir “ özel komis- yon” da görüşülmesini isti­ yorlar. • BAŞVURACAĞINIZ ADRES VE TELEFONLAR M illiyet Gazetesi Hizmetinizde Servisi Cağaloğlu-lstanbul 20 67 50 - 28 04 52

Yöneten: SADULLAH USUMİ

BOZUK OLDUĞU SÖYLENEN SAYAÇ DEĞİŞTİRİLMEDİ

işte İstanbul Su ve Kanal İda­ resi Genel Mü- dOrlüğü’nûn Zü- beyde Bağdelen adına tahakkuk ettirdiği 196.630 lira lık fa tu ra ... Aylardan beri suyun akmadı­ ğ ın ı b i l d i r e n okurumuz ihbar­ nam enin g e li­ şinden sonra İl­ gili yerlere yap­ tığı başvuruda sadeceSayacı­ nız bozuk" yanı­ tını almış 2 ı l ı m ı » » m . y ; > r * ¿ t " > 6ÍM3J ] . S / 1 /12 6 2 7 * 3 J 1 { J«-- 59620.

S B 3

reo : 6»20 22-0 196.2*0 1*6'CM MIOKVIVİOIOCİ» A î^s o:

^ T

ı

n

I I

t.2<2*0 ırztn

AYLARDAN BERİ SUYU AKMAYAN EVE

196.630 LİRALIK FATURA ÇIKARILDI

“ Milliyet Hizmetinizde” ser visine başvuran okurlarımızın bir bölümü son aylarda gelen e- lektrik, su ve telefon

faturala---1

Er öğretmen

olarak görev

yapmak istiyoruz

RECEP K O Ç B A Y » Erzincan Ç ıkarılan bir ya sa ile 31.12.1980 tarihinden sonra iki vc üç yıllık okullardan mezun olanların askerliklerini 20 ay er olarak yapmaları öngörüldü. Bu tarihten kısa bir süre sonra me­ zun olduğum için okuma yazma bilmeyenle bir kimse kadar as­ kerlik yapmak gerekiyor. Aynı sırada beraber okuduğum arka­ daşım benden iki ay önce mezun olduğu için dört ay askerlik yapa­ cak. Belirtilen tarihten sonra me­ zun olan dört yıllık okuldan me­ zon olanlar iae yedek subay olu­ yor.

İstediğimiz belirli süre eğitim­ den sonra görev yerlerimizde as­ kerliğimizi er öğretmen olarak yapmaktır. Böyiece öğretmen açığı da önlenmiş olacaktır.

İlgili yasanın öngördüğü tarih uzatılırsa bizler da askerliğimizi dört ay olarak yapabileceğiz.

Döşenen su

boruları patladı

A D N A N K A Y A Ankara Harbiye Mahallesi, Sokullu Mehmetpaşa Caddesi sa­ kinleri adına "M illiyet Hizmeti­ nizde" sütunlarından sorunumu­ zu ilgililere duyurmak istiyoruz.

Semtimizin yolunun yapılmam, suyunun akıtılması için başvur­ madığımız yer kalmadı. Nihayet üç ay önce su borusu döşendi. Bu elbette çok sevindirici bir gelişme idî. Fakat döşenen su borularının

kısa süre sonra patladığım hay­

retle gördük. Bu arada kanalizas­ yon için çalışmalara başlandı. Bu iş için yol kapatıldı. Otobüs se­ ferleri kaldırıldı. Vasıta bulmak için çok güçlük çekiyoruz. Böyle giderse, ne kanalizasyon çalış­ maları sonuçlanacak, ne de boru­ ların patlaması bitecek.

rımn yüksek oluşundan yakın­ maktadırlar. Daha önceki d ö­ nemlerde ödenen borçlarla mu­ kayese edilemeyecek kadar faz­ la olan bu faturalar abonelerin ödeme gücünün dışında kal­ maktadır. Faturalara yapılan itirazların dikkate alınmaması veya "S iz parayı verin. Biz yankşlık olup olmadığını araş­ tırırız” biçiminde yanıt veril­ mesi hayret ve üzüntü ile kar­ şılanmaktadır. , _

Harbiye Ölçek Sokak 181 sa­ yılı apartm anda oturan okurumuz Zübeyde Bağdelen de bu tür olaylarla karşı karşıya kalanlardan biridir. Kendisine 196.630 liralık su borcu çıkarıldığım belirten o- kurumuz bakın başından ge­ çenleri nasıl anlatıyor:

"Aylardan ben Dizim soKan- ta su akmamak tadır. Aktığı zaman da tazyiksiz olduğu için üst katlara çıkmaz. Bizim a- p art inanda oturanlar su ih­ tiyaçlarını karşılamak için ta­ nıdıklarından, dostlarından yararlanırlar. Banyo yapmak üzere benim gibi yakınlarının evlerine giderler. Düzenli ola­ rak su verilmediği için tüketim çok azdır. Fakat İstanbul Su ve Kanal İdaresi Genel Müdür- lüğii’ nün gönderdiği fatura, bi­ zim gece, gündüz su tükettiği­ mizi yansıtmaktadır. Son gelen ödeme bildirisinde tam 196.6.10 lira istenmektedir. Evet, yanlış söylemiyorum. Bizim a- partmanda 196.630 liralık su tüketilmiş. On daireden oluşan ve içinde 14 kişinin oturduğu I bir konutta bu kadar su tüke- | tilmesi olanaksızdır.”

Durumu ilgililere anlattığını,

Kasım paşa'daki

j voltaj düşüklüğü

giderildi

"Voltaj düşüklüğü elektrikli âletleri b o zu yo r başlıklı yazı ile İlgili ölerek İstanbul Belediyesi Batın ve Yayım ve Turizm Müdürü İbrahim Eraeyrek şu

yi verdi:

.asımpaşa, Kaptanpaşa Mahalle­ si, Yay Geçidi, Küçükaltaybaşı

Soka-sayaçm bozuk olduğunu söyle­ diklerini belirten okurumuz, “ Hem su vermiyorlar, hem de binlerce lira tutarında su parası istiyorlar” dedikten sonra söz­ lerini şöyle tamamladı:

“ Sayaçın bozuk olduğunu kabul ediyorlar. Fakat değişti­ rilmesi için hiçbir işlem yapmı­ yorlar. Üstelik 196.630 lirayı ö- dememizi, aksi halde suyumu­ zu keseceklerini bildiriyorlar. Asbnda suyumuz zaten kesik sayılır. Aylarca akmayan su­ yun varhğmdan söz edilemez.

AVUKATINIZ

. DİYOR K î _

Mermiler

kontrol edilir

Eşimde silah yakalanmıştı. Silah ruhsatlı idi bu nedenle serbestçe bulunduruyordu. Fakat silah bulunduğunda bu defa içindeki mermilerin y a­ bancı olması nedeni ile dava açıldı. Silahın ruhsatı varken böyle bir dava açılır m ı?..

C.D . • Trabzon Evet, böyle bir dâvâ açılır. Zira, 6136 saydı kanuna göre ruhsatsız silah ve mermi bulundurmak suçtur. Ruh­ satlı silah sahiplerine belli şartlar dahilinde yerli yapı mermi verilmektedir Eşini­ zin ruhsatlı silahın,» olması, onun yabancı kaynaklı mermi taşımasını haklı göstermez. Bu nedenle de eşiniz aleyhine dava açdmıştır.

Bu arada okuyucularıma konu ile ilgili enteresan bir Yargıtay kararından bahset­ mek isterim. Yargıtay, 9.3. 1982 tarihli bir kararında çantasında bir tek mermi bulunan şahsın, bunu uğur sayarak yanında taşıdığını beyan etmesi üzerine, sanığın hali ve tavrına göre suç iş­ leme kasdının olmadığı kana­ atine vararak, mahkemece verilen beraat kararını ona- mıştır. Bulunan merminin müsaaderesini ise, onu bu bâtü inançtan caydırıcı, ye­ terli bir uyan olarak kabul etmiştir.

Tamer HEPER

»Müktesep hakkınız olan

kadrodan emekli olabilirsiniz

A L İ B O ST A N C I (İzmir) — Kadrom 4. derece, ancak müktesep hak­ kım olan 2, derecenin son kademesinden aylık almaktayım. Kadrosu 1. derece olan bir göreve atanırsam, yeni intibakımda 1. derecenin 4. kademesini mi alırım, yoksa 2. derecenin son kademesinin karşılığı olan 1. derecenin 3. kademesini m i alırım? 25 yıllık hizmet süremi tamamladığım zaman 1. derecelim 4. kademesini alarak, ne zaman emekli olabilirim ?..

Y A N I T - Emekli Sandığı’ na bir aylık daha kesenek kesilirse, mük­ tesep hakkınız olan kadrodan emekli olabilirsiniz. 2. dere­ cenin 6. kademesi, 1, derecenin 3 . kademesine oturtulur. 1. derece kadroyu almak koşulu ile intibakınızın 1. derece­ nin 4. kademesi olması için, bir yıl daha çalışmanız gere­ kir.

• Özel hisseli parsellere ruhsat verilmiyor

S A D İY E TO ZCU (İs ta n b u l)- İstanbul, Halkalı Çamlıkaltı Mahallesi’ne ev yapmak için ruhsat verilmediğinden, semt sakinleri olarak çok güç durumdayız. Semtimize ne zaman ev için ruhsat verilecekti!?

Y A N I T — Belediye yetkililerinden aldığımız bOgiye göre, Halkalı’ da parseller hisselidir, imar Nizamnamesi’ ne göre bir parselde binlen fazla bina yapılması mümkün değildir. Hisseli yerlerde bir arazi birçok kişiye satlmaktadır. Bu dıı-um yasal değildir, özel hisseli parsellere ruhsat verilemez. Ancak, yeni hazırlanan imar planı değişiklik getirirse ve itiraz maddesi konursa ruhsat almanız mümkün olacaktır.

bilgiyi verdi

%

Âı'ndaLl abonelerin volta! düşüklüğü mevcut havai hatların bakım ve tak­ viyesi yapılarak giderilmiş bulunmak­ tadır."

• Terfi İşleminiz yapıldı

Y A K U P H A Y IR L IO G L U (İs ta n b u l)- İstanbul Şirinevler

Ortaokulu Müdürü ve Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak görevimi sürdürüyorum. Halen altmcı derecenin ikinci kademesinde olmam

gerekirken, altmcı derecenin birinci kademesinden maaş alıyorum.

Acaba kademe derlemem neden gönderilmedi?

Y A N I T — M lin Eğitim Bakanlığı yetkililerinin açıklamasına göre, terliniz 10.10.1981 tarihinden geçerli olmak üzere, altmcı

derecenin ikinci kademesinden yapılmış ve 27.8.1982 tarih ve 79579 sayılı yazı ile İstanbul Valillği’ ne gönderilmiştir.

ı

i

I

g

I

I

&

i

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Akademisi heykel bö- lümü öğretim üyeliğine getirildi ve ölü- müne kadar bir çok öğrenci yetiştirdi.. San'at 'hayatı süresince bir çök ilde Atatürk

Büyük İstanbul Nazım Plân Bürosuna Başuzman olarak atanmasını müteakip 1/25.000 ölçekli Büyük İstanbul Metro- politen plânını geliştirmiş, Boğaziçi'nin tarihî

 Öğrenci cevap vermezse, öğretmen öğrencinin sözcüğü tekrar etmesi için model olur..  Başlangıçta, öğrencinin

Bu nedenle ilkokuma yazma öğretiminde öğretilecek yazı biçimi, türü, araçları ve yöntemleri üzerinde önemle durulmaktadır. Eski araştırmalarda dik temel yazı,

öğrencilerde okuma alışkanlığı geliştirmek için çalışmalar yapılmıştır. Sürekli okuyan öğrencilerin anlama becerilerini geliştireceği düşünülmüştür.

Bu aşamada sesi hissetme ve tanıma, sesi okuma ve yazma, sesten anlamlı heceler, kelimeler ve cümleler oluşturma ile metin oluşturma çalışmaları yapılmaktadır.. Sesi Hissetme

okuduğunu anlama,basit şekillerin çizilmesiidi. Bütün bireylerde minimal azalma gösteren yazma,çizme ve okuma fonksiyonları: Spontan yazma süresinde konu