• Sonuç bulunamadı

Bir milletin şahlandığı gün:19 Mayıs:mesud bir hadisenin 33'üncü yıldönümü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir milletin şahlandığı gün:19 Mayıs:mesud bir hadisenin 33'üncü yıldönümü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir milletin

şahlandığı

gün: 19 Mayıs

Yeni Sabah

Genç kızlarımız, İstiklâl Marşımızı söylüyorlar..

30 Ekim 1918 de imzalanan Mondros mütareke anlaşmasının yedinci maddesinde şöyle denili­ yordu: «Müttefikler, emniyetleri­ ni tehdit edecek bir durum kar­ şısında herhangi bir askerî nok­ tayı işgal etmek hakktna malik olacaklardır.»

Düşmanlarımızın bu maddeyi kötüye kullanmaları gecikmedi, Türkün yaralanan millî gururu da derhal uyanmağa başladı, hami­ yetli vatandaşlar, yer yer kur­ tuluş çareleri aramağa koyuldu­

lar.

13 Kasım 1918 de İstanbula giren İngiliz, Fransız ve İtalyan zırhlıları arasında. Yunanlıların Averof zırhlısı da vardı; bu harp gemisi Kadıköy önüne demirledi; diğerleri ise. Dolmabahçe karşı­ sında durdular, toplarını saraya '■çevirdiler.

Düşman harp gemileri 60 par cavı buluyordu; Averof zırhlısını gören Rumlar, derhal taşkınlık­ lara başladılar, koca İstanbulun Beyoğlu tarafı, sarhoş narlılarım andıran çatlak seslerle inliyordu, İstanbul taraft ise derin bir ses­ sizlik ve tevekkül içinde, patla­ mağa hazır bir bomba gibi susu­ yordu.

Aynı gün, Mustafa Kemal pa­ şa, Yıldırım Orduları Grupıı ko­ mutanlığını bırakarak, Haydarpa­ şa istasyonunda trenden inmiş, köhne bir motörle düşman harp gemilerinin arasından geçiyordu; onlara hınçla baktı ve yanındaki subaya dedi ki:

— Geldikleri gibi giderler. Ertesi gün. İngiliz amirali Galt rop. karaya asker çıkardı: Türk milletinin devlet merkezi, dünya­ nın incisi güzel İstanbul, işgal al tına alınıyordu.

8 Şubat 1919 da Fransızların doğu orduları başkomutanı Ge­ neral Franşe Despere, bir kısım kuvvetlerle İstanbula geldi: azın­ lıklar Galata rıhtımını doldurdu­ lar, Fatih Sultan Mahmedin İs­ tanbula beyaz bir at üzerinde gir­ diğine nazire olarak. Fransız

Ge-Mes'ud bir

hâdisenin

33 üncü

yıldönümü

19 M ayıs, ö lm ü ş s a n ıla n b ir m ille tin ş a h la n m a s ıd ır, t a r i h in e n b ü y ü k m u c iz e le rin d e n b ir is in in b a ş la n g ıc ıd ır , T ü r k ü n h ü r r i y e t ve is tik lâ l g ü n e ş in in b ir d e fa d a h a u f u k la r d a y ü k s e ld iğ i g ü n d ü r . Ç a lışk a n , a y d ın , v a ta n s e v e r , aziz T ü r k g en çliğ i! B a y ra m ın k u tlu

o lsu n .

Yazan: Kadircan KAFLI

nereline beyaz bir at hediye et­ tiler ve Franşe Despere, o atın üzerinde, ulumaları andıran hay­ kırışlar ve küstahça alkışlat ara­ sında Beyoğlu caddesinden geçti. Bu hâdise de, millî vicdanın, kır baçlanmış bir küheylân gibi şah­ lanmasına sebep oldu. Süleyman Nazif, Hâdisat gazetesinde yayın ladığı şu sözlerle milletin duygu­ larını ifade ediyordu:

«Fransız generalinin dün şeh­ rimize gelmesi üzerine, bir kısım vatandaşlarımızın icra ettikleri nü mayiş, Türkün ve İslâmın kal­ binde ve tarihinde sonsuz olarak kanayacak bir yara açtı. Aradan asırlar geçse, bugünkü acıklı ha­ limiz neşeye ve ikbale dönmüş olsa yine bu acıyı hissedeceğiz, bu acıklı teessürümüzü çocukla­ rımıza ve torunlarımıza nesilden

ııesle ağhvacak bir miras olafak bırakacağız!»

Düşmanlarımız 1915 - 1916 senelerinde. Osmanlı İmparator­ luğunu paylaşmak için anlaşmış bulunuyorlardı. Bu itibarla her milletin kendi topraklarında hâ­ kimiyetinin tanınacağı hakkında- ki Vilson prensipleri, bir tuzak olarak kullanılmıştı; 1918 senesi Ekim ayının son günlerinde he­ nüz işgal edilmiş olan toprakla­ rın Türk hâkimiyetinde kalacağı­

Alaliiık ııesli, bu toprakların ve şanlı bayrağımızın daima hür yaşa ağısına azmetmiştir.

na dair verilen söz, küstahça söy İçnmiş bir yalandı.

Güneyde İngilizlerc, Doğuda Ermenilere ve Gürcülere karşı, millî hareketler başlamıştı. Sam­ sunda Pontos hükümetini dirilt­ mek için, köylerimizi yakan, kar deşlcritnizi öldüren Rum çeteleri­ ne Karadenizin kahraman evlât­ ları canla başla savaşıyorlardı.

İşte böyle zamanda, son Os­ manlI padişahı, Vahidettin, Ana-

fartalar kahramanı Mustafa Ke­ mal Paşayı Anadoluya gönderme­ ğe karar verdi; onu saraya çağı­ rarak son defa görüştü ve şöyle dedi:

— Paşa, paşa! Sen şimdiye kadar devletimize çok hizmet et­ tin: bunların hepsi...

Padişah, masa üzerinde duran tarih kitabım göstererek, ilâve etti:

— -Bu kitaba geçti, tarihe geç ti. Bunları okudunuz. Bundan sonra yapacağınız hizmet, şimdi­ ye kadar yaptıklarınızdan çok mühim olacaktır. Dikkat ve sa­ dakatle çalışırsanız, devleti düş­ tüğü bu felâketten kurtarabilirsi­ niz. Birçok kumandanlarımı Ana dolunun kolordularına dağıttım. Şimdi vazifeniz, bunları teftiş et­ mek olacaktır.

Mustafa Kemal Paşa, cevap verdi:

— Bu hususta elimden geleni yapacağım, bana emniyet buyu­ runuz!

Padişah kalktı, Mustafa Kemal de kalktı, padişah onun elini kuv vetle sıktı ve:

— Muvaffak olunuz!

Dedi. Mustafa Kemal Paşa, tâyin edildiği Üçüncü Ordu Mü­ fettişliği vazifesine başlamak üze re, Samsuna gitmek için hazırlık lara başladı.

Mayısın on dördüncü günü İ- tilâf donanmasından bir grup, İz­ mir limanına girdi, istihkâmlar işgal edildi.

Ertesi gün sabah erkenden, Yu­ nan askerleri karaya çıktılar; İstanbul hükümetinin verdiği ita­ at emrine uyarak, silâhlarım bı­ rakmış bulunan subaylarımızı, askerlerimizi öldürdüler; o gün İzmirde bin, köylerde beş bin Türk imha edildi. Yunan asker­ leri Aydın ve Manisaya doğru yürüyüşlerine devam ettiler, o zaman Türkleı silâhlandılar, si­ lâh bulamıyaııiar baltalarını, kaz malarını, bıçaklarını aldılar; sa­ vaşa başladılar.

Ertesi gün, Mustafa Kemal Pa­ şa, puslası ve paraketesi bile bu- lunmıyan köhne bir vapurla, Bo­ ğazdan çıktı, fırtınalı bir deniz­ de, kuduran ve köpükler saçan büyük dalgalar arasında hedefi­ ne doğru durmadan ilerledi.

İzmirin Yunanlılar tarafından işgali Türk millî vicdanını pek derin

ve ıztırap verici bir şekilde ya­ ralamış bulunuyordu; Boğaza a- banmış olan dağ gibi harp gemi lerinin yıldırımlar kusmağa hazır toplarına, bombalar yağdırmak üzere göklerde dolaşan düşman

uçaklarına, sokaklarda dolaşan makineli tüfek taburlarına rağ­ men. İstanbul Türkleri 17 Ma­ yısta üniversitede, 19 Mayısta Fa tih parkında toplandılar, uğradık iarı ihanetleri protesto ettiler.

19 Mayıs toplantısında. Halide Edip, şöyle haykırdı:

— Türkler! Müslümanları Türk Müslüman, bugün en kara günü­ nü yaşıyor. Gece, karanlık bir gece... Fakat insan hayalında sabahı olmıyan gece yoktur. Ya­ rın belki parlak bir sabah doğa­ caktır. Yalnız ışık geldiği vakit gözlerimizi güneşe çevirelim; ka­ ranlığı seven baykuşlar gibi ka- pamıyalım. Millet, iyi ve fena günler gördü, günah dakikaları ve şanlı dakikalar yaşadı. Fakat, kardeşler. kadınlar!... O kadar kan akıttık ki, bu kan. bütün dünyanın günahlarını yıkayacak kadar temiz ve boldur. O kan. bizim vazifemizi tâyin etti. Bize bir vazife bıraktı. Hanımlar, si­ zin elinizde tüfek, top yok, hak var... Tüfek ve lop düşer, fakat hak bakidir. *

Hüseyin JRagıp Bey de şöyle haykırdı:

— Vatandaşlar! Aydın efesi ve onun milliyet duygusu, öyle bir usturayı andırır ki, onu yut mak istiyenlerin gırtlağını ke­ ser!... Vatandaşlar! İzmir Yunan lılara ilhak edilemez...

On binlerle Türk, gürledi:

—- İzmir bizimdir!...

Aynı gün, sabah erken, Mus­ tafa Kemal Paşa, Samsuna çıkı­ yordu.

Kars, Ardahan ve Artvin hal­ kının millî bir hükümet kurma- lariyle. Karadeniz uşaklarının, Avdın efelerinin, Ödemiş zeybek lerinin, Manisa ve Akhisar kı­ zanlarının şahlanmalariyle, güney Anadolu yiğitlerinin Toroslarda cephe kıırmalariyle, İstanbul Türk lerinin akın akın Anadoluya geç meğe koyuimalariyle başlıyan Türk istiklâl savaşı, artık başbu­ ğunu da bulmuştu.

Savaş üç yıl sürdü: Çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar, her yaşta biitüp Türkler, ellerinden geleni yaptılar: bir mucize yarattılar.

Atatürkiin Samsuna çıkış tari­ hi olan 19 Mayıs, İstiklâl Sava­ şının başlangıç tarihi telâkki e- dildi: Türkiye Cumhuriyetinin kendilerine emanet edildiği genç

ligin bayramı oldu.

O mesut hâdisenin üzerinden 33 sene geçmiş bulunuyor; her yıl. gençlerden bir grup, olgunlar arasına katılıyor ve onların yerle rini yeni gençler alıyor.

19 Mayıs, millî şerefin, bü­ yük fedakârlıkların, eşsiz cesaret lerin, yaratıcı ruhun timsalidir; bu mesut günde, yalnız Atatür- kü değil, tarihte birer şahika o- lan Mehmetçik, Alp Arslan, Os­ man Gazi, Fatih Mehmet, Kanu­ nî Süleyman. Gazi Osman Paşa, Ziya Gökay gibi büyük Türk şahsiyetlerinin kahramanltkîarını ve hizmetlerini de hatırlarsak, imanımızı daha sağlamlamış o- luruz.

19 Mayıs, ölmüş sayılan bir milletin şahlanmasıdır; tarihin en büyük mucizelerinden birinin baş ¡angıcıdır; Türkün hürriyet ve istiklâl güneşinin bir defa daha ufuklardan yükseldiği gündür.

Çalışkan, aydın, cesur, vatan­ sever ve aziz Türk gençliği!... Bayramın kutlu olsun!...

T ü rk si

eıı

şerefli bayram ı

«Osmanlı devletinin içinde bu­ lunduğu grup Cihan Harbinde yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş; şartları ağır bir mütareke imzalanmış. Büyük harbin uzuu yılları içinde millet yorgun ve fakir bir hale düşmüş. Millet ve memleketi Cihan Har­ bine sürüklivenler keııdi hayatla­ rı endişesine düşerek memleket­ ten kaçmışlar. Saltanat vc Hilâ­ fet yerinde bulunan Vahdettin: mütereddi olduğu vc yalnız ken­ disinin ve tahtının emniyetini sağlayabileceğim sandığı için ba­ yağı tedbirler araştırmakta. Da­ mat Ferit Paşanın başkanlığında­ ki kabine âciz, liyakatsiz, kor­ kak, yalnız padişahın isteklerine tâbi vc onunla beraber şahısla­ rını koruyacak herhangi bir ted­ bire razı.

Ordunun elinden silâh vc cep­ hanesi alınmış vc alınmakta. İti­ lâf devletleri, mütareke hükümle­ rini tutmayı gerekli görmüyor­ lar. Birer vesile ile İtilâf donan­ maları ve askerleri İstanbıılda. Adana vilâyeti Fransızlar, Urfa, Maraş, Ayıntap İııgilizler tarafın­ dan işgal edilmiş; Antalya ve Konya’da İtalyan askerleri; Mer­ zifon ve Samsunda İngiliz asker­ leri bulunuyor.

15 Mayıs 1919 da İtilâf dev- (etlerinin yardımı ile Yııııan or­ dusu İzınirc çıkarılıyor.»

Bu korkunç tablo Mustafa Ke­ mal tarafından çizilmiştir.

İzmi-Yazan: Muzaffer KAYAR

rin işgali üzerine memlekette u- yanan heyecan büyüktü vc Mus­ tafa Kemal o zaman İstanbulda bulunuyordu.

Asırlar boyunca, daima hür yaşamış bir millet, haritadan si­ linmek isleniyordu. İşte İzmirin işgali üzerine jıyanan büyük he­ yecan, istiklâle âşık Türklerln hürriyetlerini gasbetmek istlyen- lere karşı İstiklâl mücadelesini açmalarına vesile teşkil etti. Ve diyebiliriz ki Türk İstiklâl Savaşı 15 Mayıs 1919 da başlamış bu­ lunuyordu.

Büyük Atatürk. 16 Mayıs sa­ bahı. Bandırma tekııesile Karadc- ııize müteveccihen İstanbulu ter- ketti. Bir milletin kader ve istik­ bali O’nıın lııı sevahatine bağ­ lıydı Uzun miicadîlclerdcn son­ ra Muştala Kemal. 19 Mayıs 1919 sabahı Samsuna ayak bastı. İçi kan ağlayan milletin, bütün ii- midini bağladığı Mustafa Kemal. Türk milletinin ne büyük bir var lık olduğunu şöyle anlatmakta­ dır:

< Ben 1919 yılının Mayısında Samsuna çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu- Yal­ nız Türk milletinin asâletinden doğan vc benim vicdanımı dol­ duran yüksek mânevi bir kuvvet vardı. İşte heıı hu millî kuvvete, bu Türk milletine güveuerek işe başladım.»

19 MAYIS 1952

Gösterilerini iftiharla seyredeceğimiz genç kızlarımız, provalar esnasında...

Sayfa: S

Geııç izci kızlarımız, geçen Cumhuriyet hayranımda geçld resmi yapılılarken.. Artık bu tarihten itibaren Türk

milletinin karanlık ufuklarında vepveni bir güneş doğmağa baş­ ladı. Bu hürriyet güneşiydi.

İşle, bugün böyle şerefli biı günün 33 üncü yıldönümüdür. Geçen yıllarda olduğu gibi, mil letçe bugünü, törenler ve şenlik­ lerle derin bir heyecan içinde kutlayacağız. Daima hiir yaşaya­

cak olan Türkiye, 19 Mayısı ve Büyük Atatürkünü unutabilir mi?

Bugün O’nun eserinin müstes­ na bir gününü yaşarken kalpleri rnizde Atatürk sevgisi ve imanı bir kat daha kuvvetlenmiştir. A tatürk. istiklâl mücadelemizin bu şerefli gününü gençliğe bayram yapmakla, ona nekadar biiyük bir kıymet verdiğini ifade etmek is­

temiştir.

Evet Büyük Atatürk, sen genç­ liğe nekadar güvendi isen, asil Türk gençliği de sana ve eserle­ rine bağlılığını isbat için hiçbir fedakârlıktan çekinmemektedir vo cekînmiyecektir de...

Bu 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, Türk milletine kutlu olsun.

Bugün O’nııo büyük eserinin en şerefli günlerinden birini dalın kutluyoruz..

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kendi ifadesiyle “meclis”i “bir nazariye değil, bir hakikat olarak gören” ve üstelik”hakikatlerin en büyüğü” olarak niteleyen Mustafa Kemal’e göre halkın

Araştırmacı bu çalışmasında söz konusu bilimsel alanın eşzamanlı olarak sürekli etkileşim içerisinde olduğu, aralarında yakın bir ilişki bulunan dil ve kültür

[r]

Türkiye Cümhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile Esas Nizamnamesi ve tadilâtı ve T ica ret kanunu hükümleri dairesinde Bankanın 1933 senesi ikinci hesap devresine

Türkiye Büyük Millet Mec- lisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın nezaretinde yapılan ilk görüşmede, Ham- dullah Suphi’nin okuduğu şiirlerin cılızlığı gerekçesiyle,

Türk üreticiler, söz gelimi mobilya üreticileri, ürettikleri yatak, yemek ve oturma odası takımlarının neredeyse tamamına yabancı isim vermek- tedirler: Queen, Carmen,

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Yukarıda verilen besin piramidi ile ilgili yapılan Yukarıda verilen besin piramidi ile ilgili yapılan aşağıdaki yorumlardan hangisi yanlıştır?. aşağıdaki yorumlardan