• Sonuç bulunamadı

Bu okulları kapattık...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bu okulları kapattık..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

8 ŞUBA T 1988

POLİTİKA VE ÖTESİ

MEHMED KEMAL

*

Bu Okulları Kapattık...

Önce Mareşal’in adamlarının, ardından da kimi bağnazla­ rın köy enstitülerine daha saldırmadıkları dönemde İsmail Hakkı Tonguç, Adnan Adıvar’ı Hasanoğlan’a götürüyor. Hasanoğlan’a trenle de gidilebileceği halde arabayla gidiyorlar. 1945’li yıilardır. Köy öğretmeni yetiştirmek üzere kurulmuş olan Hasanoğlan Köy Enstitüsü bir yüksek okuldur. Tıpkı Gazi Eğitim okulu gi­ bi... Okuldaki öğrenciler Tonguç’a ‘Baba’ diyorlar. O da bun­ dan hoşlanıyor. Tonguç bir yandan köy enstitülerini kurarken, bir yandan da İlk Öğretim Genel Müdürü’dür.

Adnan Adıvar’a göre Ankara’nın insan yapısı yeşilliğinden kurtularak, Anadolu’nun Tanrı yapısı bozkırına doğru koşturup götüren arabada Tonguç köy enstitülerinin ne olup ne olmadı­ ğını üstada bir bir anlatır. Soracak bir şeyler bırakmaz. Hasa­ noğlan’a vardıkları zaman okulun kısa tarihini, neler yaptığını biliyorlar. Arabadan iner inmez önce yapılar gösteriliyor: Mer­ kez bina, derslikler, yatakhaneler, depolar, ahırlar, bir de yeni bitmiş olan küçük bir tiyatro... Avrupa görmüş, yaşamının bü­ yük bir parçasını uygar ülkelerde geçirmiş, yıllarca Londra'da sürgün kalmış üstat gördükleri karşısında şaşırır. Bir espri ya­ par: ‘Şaşkınlığımla sizi şaşırtmayım.’ der.

Enstitülerin sükûn veren havasını koklar. Her şey doğal ge­ lir. Hiç bir şey benzetme (taklit) değildir. Karşılayan öğretmen­ lerin hiçbirinin göğsünde özenle katlanmış süs mendili yoktur. Hiçbiri ‘iki büklüm’ temenna etmez. Her şey rahat ve sadedir. Yüz kadar köy çocuğu dört köşe masaların başına toplanmış... Duvarlarda kendi yaptıkları resimler asılıdır... Boynunda akor- diyonu asılı müzik öğretmeni ders verir. Mavi gözlü genç mü­ zik öğretmeninin dilinde Ege kıyılarının şivesi vardır. Yurdun türlü yörelerinden gelmiş köy çocuklarının gözlerinde sıkılma­ dan iz yoktur. Konuklara içten bakarlar. Öğretmenin sordukla­ rına her isteyen sıra ile yanıt verir. Arkadaşlarının yanıtlarını be­ ğenmiyorsa, yanlışlarını özgürce eleştirir.

Öğle olur. Çok sade bir sofrada nöbetçi öğrenci konukları ağırlar. Yemekten sonra öğrenciler şarkılar söyler. Bu şarkılar arasında Santa Lucia değil, Ankara yöresinin ünlü ‘Çakır Be­ yaz Ayşe’si vardır. Oyunlar ise Fatiş’le Memiş’ln iş giysileri ile oynadıklarıdır. Sonra öğrenciler kendi yazdıkları şiirleri okur­ lar. Bu şiirlerde alışılagelen romantik duygular yoktur. Gördük­ leri, yaşadıkları ortam ne denli gerçekse onu anlatırlar. Uygu­ lanan program boyunca hiç kimse somurtmaz. Ne denli ciddi durulacaksa o var, ne denli gülünecekse o var... Ne çatık kaş, ne kahkaha.,.

Siyasette, bilimde, her türlü gezide neler görmüş olan Ad­ nan Adıvar şöyle der:

“Bu gösteriler: seyrederken düşündüm; bu güzel kurumların

başardığı işlerden ülkenin bir milyonu aşkın nüfusu, yani İstan­ bul halkı haberli değildir. Sonra hayalimde bu gençlere, Taksim Belediye Gazinosu’nda Beyoğlu’nun, Şişli’nin smokinli, dekol­ teli, yaz-kış kürklü, incili-boncuklu zengin kalabalığı karşısında bol pantolonlu iş giysileri ile aynı programı gösterdim. Hayal bu ya, tam o sırada, kapı aralığından Batılı bir düşünürü bu göste­ riyi görmeye çağırdım. Batılı düşünürün bana1 Burası ne tuhaf,

operet aktörleri ve aktrisleri seyirci olmuş, gerçek hayat kişile­ ri de oyun oynuyorlar!.. 'der gibi geldi.”

Gezmeler, görmeler sona ererken üstat öğretmen evlerin­ den birini görmek ister. Konukları, bir öğretmenin eşi, çaya ça­ ğırır. Toprakla yoğrulmuş nasırlı elleriyle öğretmen eşi üstadın elini sıkar. Evin kapısı önündeki sundurmanın altında çay içerler. İçtikleri demli, k,vamı yerinde bir çaydır. Üstat kadın ve ev için şöyle der:

“Temiz, küçücük evini gezdirirken şatosunu gezdiren bir kontes gibiydi. Öylesine içtenlikle ve onurla gezdirdi.”

Adnan Adıvar gördükleri karşısında hayranlığını şöyle belir­ tir:

“Ey, memleketin çocuklarını, ekmeğini toprağından, ya da ken­ di el emeğinden çıkardıktan sonra köy ağasına kasabanın tefe­ cisine baş eğmez, ulusun koyduğu yasalara uyduktan sonra jan­ darmadan, devlete borcunu ödedikten sonra tahsildardan kork­ maz gençler sağ olun!..”

Böyle düşünen devlet adamlarına karşın biz bu okulları ka­ pattık...

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu utanmaz bu yüzsüz Kelime açlığı çeken Cümle hasretiyle yanan Aciz kulunu bağışla Tanrı’m Balkona gelen kumrular aşkına. Şiirine akıcılık diline açıklık ver

Olgu- muzda ise göğüs bölgesindeki açık yara günlük pansuman, debriment, yara irrigasyonu ve po- mad uygulamalarıyla toplamda bir ayda yara iyileşmesi

由此可知, 口服投予 methyl caffeate 及 ethyl caffeate 並無法增加 caffeic acid 之生成, 而以靜脈投予, ethyl caffeate 水解生成 caffeic acid 比例比 methyl

man ve bugün toprağa verilecek olan üstad Ercümend Ekrem’le son konuş ma Çeh!r gazetesine nasip olmuş ve ölümünden önceki son reeim de yine bizim

“ Büyük Türk dostu Piyer Loti’nin 100 üncü doğum yıldönümü münasebetile Türkiye Cum­ huriyeti Millî Eğitim Bakam pek Saym Tahsin Banguoğlunun yüksek

Kalkan "c Kunpınar (8.9) sığırlarda Hypodermosis'in % 50-67 oranında yaygın olduWıllU tesbit ederek Hypoderma enfcstasyoıılıırından sorumlu türlerin

Ken Loach, ödülünü reddettiği Torino Film Festivali'nin bağlı olduğu Ulusal Sinema Müzesi'nin işten çıkartılan ve güvencesiz çal ışan işçileri ile buluşmak ve son

İkbalin değil kamu yararının peşindeki mimarların, gazetecilerin, spor insanlarının ve spor severlerin örgütlenerek İstanbul 2020 Rant Olimpiyatı projesine karşı