g r i
Güreliden
tamamı
Türkçe
Müzisyen, şair, ressam, sinemacı, öykücü Mehmet Güreli ilk Türkçe albümünü yaptı: Odama Yolculuk. Hep bir Endülüs müziği arayışı içinde olduğunu söyleyen Güreli, "Ancak bu müziği henüz albümüme koyamadım, Endülüs diye bir şarkı koydum ama tam olarak kafamdaki müzik değil o da" diyor.
CUMARTESİ GümmJ
2 r;4 /a
Yöneten: Sanlı ERGİN
Mehmet
G ü relid en tamamı Türkçe bir albüm "Odam da Yolculuk"
■ Kaçıncı albüm bu? -Dördüncü albüm. İlki, "Vapurlar''dı. İkincisi tamamen İngilizce olan "Cihangir'de Bir Gece," üçüncüsü "Yağmur"du. Bu da "Odamda Yolculuk" adım taşıyor. "Kent O zanlarında kimsenin bilmediği bir şarkım vardı. Onu da Zuhal Olcay aldı ve son albümüne koydu. Bu şarkı tuhaf bir biçimde öne çıktı.
■ Odamda Yolculuk"un diğer albümlerden farkı ne?
- Bir kere yeni bir grup kurdum ben. 6-7 ay sadece albüm üzerine çalıştık. Dört de konser verdik. Dolayısıyla, stüdyoya girdiğimiz zaman ne yapacağımızı gayet iyi biliyorduk.
■ Ve tamamı Türkçe olan ilk albüm galiba bu...
- O da ilginç bir tecrübeydi. Ben parçalan Görkem Yeltan'a verdim, o da herbirine söz yazdı. Dinleyince göreceksiniz, çok sıcak sözler bunlar. Benim müziğimi engellemedi.
■ Yaptığınız müziği nereye yerleştiriyorsunuz?
- Benim yaptığımı yapan pek yok. Biraz balad, jazz, senfonik rock filan denilebilir herhalde. Tam olarak şudur demek pek kolay değil. Ne bileyim, mesela bir Endülüs müziği arayışı vardır hep bende. İspanyolların tam olmadığı dönemdeki Endülüs müziğinin, Semerkant’a kadar ulaşabileceğini
düşünüyorum ben. Ancak bu müziği henüz albümüme koyamadım, "Endülüs" diye bir şarkı koydum ama tam olarak kafamdaki müzik değil o da.
B,
’azı insanlar vardır,
ilgi alanlarını kuşatan
işlere nasıl yetiştiklerini
şaşırırsınız çoğu zaman.
Müzisyen, bestekâr, şair,
ressam, sinemacı, öykücü
gibi sıfatları üzerinde
taşıyan ve bu sıfatların
her birine ayrı ayrı
yakışan Mehmet Güreli,
bu insanlardan birisi işte.
Kimi gün sergisinin
açılışında, kimi zaman
konser için Babylon'da.
Zuhal Olcay'ın
albümünde bir bestesine
rastlamak veya herhangi
bir belgeselin altında
imzasını görmek
yadırgatmaz insanı.
Çünkü Güreli, bunların
hepsinin altından
kaikabilen bir isim. Şimdi
de tamamı Türkçe olan
"O dam da Yolculuk"la
karşım ızda...
ir Endülüs
müziği arıyorum
Jan Garbarek, perküsyonlarla cazı birleştirmeden önce ben buna benzer şeyleri sokaklarda yapıyordum. Latin’le Orient'in iyi kesiştiği bir noktada
yaşadığımızı ve bütün duyulara açık olduğumuzu
düşünüyorum.
■ Bu tür çalışmalar neden çok fazla öne çıkmıyor memleketin müzik ortamında?
- Bu öncelikle insanların kendi ihtiyacıyla ilgili bir mesele. Arkasmdan
prodüksiyonla talep yaratma gibi başka bir mesele mevcut. Prodüktör bugünkü müzikten hoşnutsa ve kendi ürettiği müziğin dışına çıkabilecek bir yapıda değilse, sıkıntıya sokmaz kendisini. Hele bundan
para da kazanıyorsa, farklı bir denemeye ihtiyaç duymadığı gibi, fırsatını bulunca engeller de hatta.
■ Albümün ismi nasıl çıktı ortaya?
- O bir gönderme, Milli Eğitim klasiklerinden çıkmış "Odamda Yolculuk" diye bir kitap vardı. Bu dönem içinde benim hayatıma çok uydu. Bütün yolculuklarımı bu odanın içinde yapıyorum ben. Yazı yazıyorum, resim yapıyorum, film seyrediyorum, kitap okuyorum, müzik dinliyorum. Albüm de bu şekilde çıktı ortaya. Zaten müzikte de oda havası var.
■ Klip çekecek misiniz? - Öyle bir niyetimiz var.
Arkadaşlarımızın vakti olursa eğer, bir-iki klip yapacağız.
■ Resimle, hikâyeyle, müzikle, sinemayla aynı ölçüde ilgileniyorsunuz. Bütün bu alanlarda birlikte gezinmenin artıları ve eksileri neler?
- Ben artılarından çok eksilerini anlatabilirim. Bazı şeyler sonuna kadar gitmiyor böyle bir bölünmüşlük
ortamında. Hikâye yazarken söz gelişi, bir dakika deyip gitarı alıyorum elime. Ancak bu benim özellikle seçtiğim bir şey değil. Hepsini yaparsam, ancak toparlayabiliyorum kendimi. Çoğu kez rönesans adamı nitelemesiyle karşılaşmışımda-. Bununla neyin kastedildiğini çok iyi biliyorum ama bunun
adının rönesans inşam değil de başka bir şey konulması gerektiğini düşünüyorum.
■ Şizofrenik bir tarafı yok mu bunun?
-Durumun kendisi şizofrenik. Onun için ayrıca bir şizofrenik durum yaratmadığını
düşünüyorum. Buradaki parçalanma, aslında bir toparlanma anlamı taşıyor benim için.
■ Yorucu olmuyor mu peki farklı alanlar arasında
gezinmek?
- Ben kafamdan proje geçmediği zaman yorulan bir insanım. Cebimde para yok diye kitapçılara girmemezlik edecek değilim herhalde. Satın almak şart değil ki...
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi