• Sonuç bulunamadı

Doğan Avcıoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğan Avcıoğlu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2

M illiyet

Altan

Öymen

DOĞAN AVCIOĞLU

D

OĞAN A vcıoğ lu’nu 1956’da tanıdım. Paris’te okumuş,

Ankara'ya gelmişti. Çoğu aydınımız gibi, o da ülkemi­ zin temel sorunlarını saptama ve onlara çözüm bulma merakındaydı.

Çoğu aydınımızdan farklı yanı ise, bunun lâkırdısıyla de­ ğil araştırması ile uğraşmasıydı.

Sağlam mantığına ve sentez yeteneğine eşlik eden büyük bir çalışma gücü ve çalışma disiplini vardı. Ülkemizin bir za­ mana kadar kimsenin somut olarak görüp yazmadığı, ya da ya­ zamadığı gerçeklerini gözler önüne seren "Türkiye’nin Düzeni” onun bu, benzerine çok az rastlanan niteliklerinin eseridir. Bel- geselliğinln yanında akıcı üslûbu ile de kısa zamanda tanınan eser, 1960’lı yılların sonlarının arka arkaya basılıp en çok sa­ tılan kitabı olmuştur.

Doğan Avcıoğlu daha 1950’li yılların sonlarında, başta İnö­ nü olmak üzere devlet ve politika adamlarının dikkatini üze­

rinde toplamıştı. Onu önce parti araştırma bürosu üyeliğine getirip, sonra Kurucu M eclis’e seçtiler.

Orada da birlikteydik. 1961 Anayasası’nın özellikle ekono­ mik ve sosyal içeriğinin oluşmasında, Anayasa Komisyonu üyesi olarak büyük katkısı vardı

Gene de Anayasa’nın yürütme ve yasama organlarının eko­ nomik alandaki yetkilerini düzenleyen hükümleri istediği gi­ bi çıkmadı. O, karar mekanizmaları hızlı ve kesin çalışan bir düzen istiyordu, olmadı. 1961 Anayasası’nın Kurucu M eclis’- teki oylaması sırasında kabul oyunu — bu gerekçe ile — ver­ meyen Kurucu Meclis üyelerinden biri oldu.

“Yön” dönemi... “ Devrim” dönemi... Büyük yükünü üzerin­ de taşıdığı bu iki derginin koleksiyonu, bazı yorumları tartışı- labilse bile, dönemin kurumlan, kişileri, olayları üzerinde bel­ geli ve en açık sözlü değerlendirmeleri, eleştirileri içerir ve so­ runlara, kendi mantığı içinde tutarlı çözümler getirir.

1971'de sonradan aklandığımız dava yüzünden bir süre bir­ likte hapisteydik. Orada da dışarıdan bavul dolusu kitap ge­ tirtir, daha sonra yazacaklarına durmaksızın çalışırdı.

Hapisten sonra geliştirdiği bu çalışmalar, kütüphanemize

“ M illî Kurtuıuş Savaşı T arih i” gibi 1839’dan başlayıp 1995’e

bakmaya çalışan 160 yıllık bir dönemin hiç farkedilmeyen yön­ lerini de kapsayan bir “ A vcıoğlu sen tezi” kazandırdı.

Daha sonra “ Türklerin Tarihi” de öyle. Ama sadece beş cil­ diyle... Daha sonraki ciltlerini de yazacaktı. Yazamadı.

Onun yerine —değeri her geçen gün daha da fazla

anlaşılacak— büyük bir araştırma, düşünce ve eylem adamı

olarak “ T ürklerin T a rih i” ne kendisi girdi.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Söz konusu açıklamada sadece 2012 yılında söz konusu yasan ın çıktığı 18 Mayıs’tan Kasım ayına kadar satılan tarım topraklarının büyüklüğü ise yaklaşık 6 milyon

Ülkemizin ve Dünyanın geleceği tohum ve gıda şirketlerinin denetimine giriyor. Binlerce yıldır, kendi tohumunu üretmi ş, gıda üretmenin bilgisine sahip olmuş toplumlar tarihe

TÜMEL MİSDAKI OLAN TÜMEL Tek bir misadakı olan (1) İkinci bir misadakı imkansız olan (Allâh/Vacib Teala) (2) İkincisi imkansız olmayan, ancak mevcut olmayan (Güneş

Abdullah da, “Sizin konuşmadığınızı görünce ben de konuşmayı veya bir şey söylemeyi uygun görmedim.” cevabını verdi bunun üzerine Ömer, “Eğer söylemiş

Hemen hemen herkes Avcıoğlu’nu Yön dergisiyle anımsar. Avcıoğ- lu Yön’ün hem sahibi, hem de başyaza­ rıdır. Daha ilk sayısında Türkiye'nin kal­ burüstü

yüzyılın ikinci yarısından ön­ ce lâke teknik ve tezyinat yoktur» şeklindeki görüşüm değişmiş, hem öylesine değişmiştir ki, tahtın tavanındaki lâke

Tablo 2 de açık gözeneklilik ve yığın yoğunluk değerlerinden de görüldüğü üzere standart bünyeye kıyasla, replikasyon (kopyalama) yöntemi ile köpük

Adres Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE e-posta: