• Sonuç bulunamadı

TEVFİK FİKRET VE ÂŞİYÂN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TEVFİK FİKRET VE ÂŞİYÂN"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Veni Türk y. 3, S. 5, Ocak-Haziran 2011, s. 7·27

VE

Mehmet

Törenek*

F

Özet: ile yer bazen kopmaz Bunun

örnek-leri çok fazla En bilinen ve öne ise Tevfik Fikret ile

ve hatta muhalif kendisinin ve

son bir müddet öylesine ki1

ölümünden sonra da bu yer, muhalif uzun müddet sembol

mekanla-Bu bu ve süreci konu edinmektedir.

Anahtar kelimeler: Tevfik Fikret, Servet-i Fünun, Robert Kolej, Cedide Müzesi.

AND

Abstract: Sometimes unbroken links form between the writer and the place he lives, but examples of this are not so many. The most significant and well-known one is the one bet-ween Tevfik Fikret and (the house of Tevfik Fikret). The poet's life, poetry and his thoughts1 even his dissident attitude so much identified with he had built and lived the last days of his life, that after the poet' s death the place became symbolic of dissident at-titude for a Iong while. This article is about that relationship and process.

Keywords: Tevfik Fikret, Servet-i Fünun, Robert College, Museum of Cedide.

dönemde eseri, ve konumuyla efsane olan,

etra-bir hayranlar Bu etki,

eser-den, özelliklerinden, hatta kaynaklanabilir. O topla-yönlendirici, hatta koruyucudur. dillerde

söyledikleri hikmet, keramet olur.

Bu konumu elde etmenin ilk biri muhalif

dönemin devlet erkine alma

(2)

öne onu ilk nedendir. Toplumlar bu

leri ya basar, yüceltir yahut da mahkum

eder. Bunun ölçüsü de toplumsal muhalefetle

bu söz konusu bir delilik, bir

olarak bu bunun

altya-yine toplumu etkileyen çevreler destek o

zaman içerisinde büyür.

Bizde bu ilk kazanan Kemal olur. Onun ismi

1863-65'lerden itibaren öne O da ilk bu

mu-halif atar. bu etkilemenin ilk

Sonra, muhalif sürdürme, yeni kendini unutturma-ma Sanat edebiyat buna arkadan gelecek eser-ler destek verecek, bir yerden sonra yerini eser

Burada da bir ikilem Kimi muhalifler hep eylem

ola-rak sürgünler, hapisler ama bu

Böyle-ce onun daha çok eylemiyle olur. Sanat edebiyat dün-ise sürekli eylem olmasa da eserlerle bu sürdürülür ve eserler muhalif manifestosu gibi eylem de-vam ettirilir.

Kemal' den sonra bu bir

Tevfik Fikret'tir. O, bu muhalif ve

ken birçok Kemal'le

Bun-lardan biri, onu Abdülhak Hisar' Onu

özellikle sonra

manzumeleri nedeniyle böyle bir

ma yapar ve ortaya medeni cesaret nedeniyle "yeni bir

Kemal gibi bir der.1

Bir edebiyat tarihçisi olan Habip de benzer bir yolu seçer;

ancak o Kemal'den yana

"Kemal'iFikret'ten daha çok seviyomz. O, bize daha ve bizim daha içerirnizdedir. Fikret'in cemiyete müsbetten ziyade menfi; Ke-mal'ln cemiyet için, menfiden çok ziyade müsbettir."2

Kemal'in Cezmi Vatan yahut Silistre

piyesi bu türden görev eserlerdir. Ve onun bu öncülük

gö-revi, hürriyet önderi e kadar

de-vam eder. Sonraki bir gerileme söz konusu

olur. Fikret'in ismi ise, Malumat1a birlikte ve özellikle Servet-i

Fü-nun'la öne Bu dergi çevresinde hem yeni bir

(3)

TÜRK

cephesi olurlar. Servet-i Fünun' un yeni edebi daha Avrupai' bir edebiyat ortaya koyma, gelenekten koparma

bi-çimlenir. Bunu ortaya gibi, eserlerinde

de ilke edinirler.

Muhalif ise, dergi çevresindeki dostluklarla

Yöne-tim yönetim ortak özellikleridir.3

San-sür ve takipler nedeniyle eserlerinde

kendi bir bütünlük bir

kenetlenmeyi Fikret ismi de, Servet-i Fünun çevresindeki bu birliktelikte Eylemden çok muhalif ve bir

top-lu hakim

Fikret'in olarak öne ve

olur. Önce "Sis" yapar. Yönetimin takibi, gizli faali-yeti, gizli aksiyon bu efsanenin büyümesine hizmet eder. Onu daha sonra "Tarih-i takip eder. Bu iki eserde yö-netime, onun sahip güç çerçevesinde toplumsal

ve dine zaman içinde bu yüceltilmesine,

ay-bir hüviyet zemin Çevresiyle

koparan, suskun bir muhalif olarak dikkatleri üzerine çeken Fik-ret'in çekilmesi de bu olur. Daha önceden yan münzevi onun olarak önemsenmesinde bir

di-önemli etkendir.

Bu noktada öne bir husus, Fikret'in birlikte

yer

kop-maz bir ilginin var bilinmektedir. bu özellik

hiçbir görülmeyen bir Fikret'le

kurulur. bir hücre, bir mabed, bir türbe kaza-mr.4 Onun yüceltilmesi öncelikle Fikret'in ilgilidir. Sonra

eseri ve tesiri gelir. Bu a sözünü

etti-ilginin ortaya önemlidir.

Gerek Servet-i Fünun devresi ve gerekse titiz, ilkeli, hassas, dürüst karakteri de isminin öne etkilidir.

Ar-ondan bahsederken karakter özelliklerine yer vermekten kendilerini alamazlar. Hatta bunu o yaparlar. Bu konuda

söyledikleri dikkate

Fikret'in hasta günlerde "Tevfik Fikret"

onu göklere Cenap, necabeti için

bilmem Tevfik Fikret'in daha yüksek bir

(4)

"Onun ruhundaki büyüklük ancak devrindeki

bi-niha-ye hahra getirir. Ne diyorum? Devlet-i Osmaniye

hiç bir devlet o ruh kadar kesb-i vüs'at ve sabahat O belki bütün mehasin-i zeminden daha güzel ve belki bütün semadan daha mür-tefi' ve daha vasi' dir.

Tevfik Fikret büyük, büyük, en yüksek pek büyük bir

Ölümünden sonra içinde yine en övücü sözler kendi çevresinden gelir. Servet-i Fünun dergisinin sahibi Ahmet on-dan bahsederken insanüstü yüceltmekten- kendini alamaz. "Onda her mütekamildi. Kendisi güzel çehresi se-vimliydi ve heybetliydi ... " dedikten sonra övgüsünü; "dünya yüzünde kadar sert ve düzgün prensip idi. Onun tasavvur ve

tahayyül dürüst gibi

sözleriyle sürdürür. Onun; "hassas, temiz, lekesiz ve kaçar bir ruhu" belirtir.6

Benzer Halid Ziya da dile getirir:

"Misafirlerini kabul etmekte, öyle zarif ve kadar

öyle bir hali ki onun bu mahrem hayahna girmek bir lezzet olurdu;

fakat lezzet onun idi. Her çevrildikçe bir

ale-me sürükleyen bir resim gibi dakikadan dakikaya

mevzu-lar ve en bile dönmesine çekerek

adeta bir dans içinde döndürürdü." 7

Hüseyin Cahid ise daha çok karakter özelliklerine dikkat çeker:

noktalarda çok titizdi, çok hassas idi. adeta bir zahit ha-isterdi. Ahlak ve iyilik bir peygamberdi. Bu noktada

h ve belki bu bir kusurdu. Fakat Fikret bütün bu biraz gayr-iinsanibüyüklük-lerini, insani zaaflara merhametsizce müsaadesizliklerini o kadar o kadar candan ve affettirici bir surette ki tenkitlerinin tadanlar bile Fikret' e

EV

üzerinde böylesine etkileyici bir hayat süren Fikret, çabuk titiz, prensip sahibi onda

nefret ve sonraki çevresinden

kop-maya, daha çok içine kapanmaya Galatasaray Sultanisi'nde (1894) olaylar, onu Hisar'a mecbur eder. evli olan Fikret, yengesi-nin ölümü üzerine yengesiyengesi-nin annesi

(5)

TÜRK EDEBiYAT!

Servet-i Fünun'un onun yönetiminde

da bu Robert Kolej çevresiyle bu

lar. Bunda Kolej muallimi Panaretof Efendi'yle önemli

bir etkendir. Böylece gibi, Kolej' de

Türk-çe üzerine deki derslerini de tamamen

Kolej çevresiyle kendini

sonra, Kolej'in hemen bir alarak

kendisinin evi yapmaya koyulur. 9

1905'tir. bir içerisinde Feridun

Ni-gar'dan alan Fikret'in bu yere ilgisi,

devre-de bu yeri Fikret'in çok

buraya seyrettiklerini söyler.10

bir ev kurmak bu epeyce

ol-o Paris'te bulunan Neyyir'e bir mektup-tan da

bir ev yapmak son zamanlar bende en anüd bir

fikr-i sabit hükm etmeye Bazen o kadar ve

ediyor ki hiçbir

seçilmesinde gelen etkenin tepenin tabii

konu-mu söylemek mümkündür. sonra

kale-me bir mektupta ifadesi, onun bu yere

ilgisini göstermesi önemlidir. Robert Kolej' de ders

vermekte böyle bir tercihte

bulun-da önem evin

nok-tadan ve bütün görünmektedir.

rencisi ve daha sonra mesai olan Salih Nigar Keramet de onun bu dikkat çeker:

"Hisar gibi, ve adeta bütün güzelliklerini

birden kucaklayan' yerini Fikret'in tam gönlünce bir

yuva-evi yaphktan sonraki günlerde pencere önünde saatler belirtilir. onun sabahlar erkenden kalkarak

güne-söyler.14 Ancak her konu gibi bu yer

seçi-mi de yorumlara konu

Bu durum da ifadeye yüceltme,

büyük anlamlar verme ilginç

örneklerinden-dir. Serol Teber, o günün

(6)

ba-hatta üzere ça-da okulun bahçesine bir köprü der.IS ise bir cepheden bakar. sona Fikret öv-güsü olan eserinde, bu yeri Fatih'in ile yönüyle

bulur:

Fatih'ine, ve fikrin fatihi kadar bir daha

Biri bir büyük biri de bir büyük eseri olan iki

abideyi biraz daha

Fikret'in ev kurma, onu planlama daha

eskilere gider. Servet-i Yeni Zelanda,

Mani-sa olarak uzaklara gitme içinde

günlerde de Fikret yine aktiftir.17 Özellikle Manisa' daki

git-me söz konusu günlerde heyecanla hemen kaleme

"güzel bir söyler Hüseyin Cahid:

"Ortada ve zemin ibaret büyük bir salon. hem

oturma hem yemek vazifesini görecekti. kenarda iki birer cenah

yatak edecekti. Fikret, salonumuzu bile

Uzun süre hayalde bir ev olarak

Kayalar önünden yolun

solunda, Robert Kolej'in Ev, zemin

iki kat üzerine Zemin kat, yemek mutfak,

ve kilerden ibarettir. Çok büyük olan

deni-ze bakan ve rastlayan penceresini,

ke-düzelttirmeden bir gibi ve bu

pencereye penceresi Birinci biri

gi-biri de servis veya bahçe olmak üzere iki

bulun-denize bakan ve salona

Servis güney ve ikinci kata merdiven

ile zemin inen merdivenin bir hole

kat oda ve bir banyodan ibarettir. güney

ile denize bakan dolanan tahta bir balkon

tam üzerindeki oda Fikret'in

oda-Bu arka tarafa bakan yer alan bir evi

Kolej' e bir köprüye Binada zemin kattaki yemek birlikte bir salon ve dokuz oda mevcuttur. 20

(7)

TÜRK

gibi, bahçesinin da Fikret kendisi yap-Ancak büyük düzenlemelerden çok,

bozmamaya özen Bir mimar olan Cevad

bahçesini muayyen bir sisteme göre kendi zevkine göre söyledikten sonra, dikkatini çeken

le belirtir: "Bahçesini süslemekte mevkiin vaziyetinden istifade ede-rek kabul ettikleri bir tarza bir nevi ']ardin Alpin- Ka-bahçe' vücuda Sonra bir set üzerinde bulunan havuzun cephesine gelen kayaya kendi söyleye-rek birinci verir: 22

Ey sen ey kitabe-i jengfn-i kün-fekan

Bir heykel-i Bülhevli

seyr-i hilkat edersin,

Ettin mi bari sen o büyük iktinah? Sen bari sen ey kalb-i zf-huzur, Hep yüreklerin neye alemde ü sur?23

Fikret'in, bir söyleyen

Hik-met, bir papatya ile onun belirtir.

Onunla ilgili ve gezintilerini bir kayaya 'Ne

güzel!' bir dikeni kaç kere gördük."

diye-rek onun tutkusundan bahseder. Sonra; bahçesinde de yal-bir kaya, yal-bir Ebülhevl Fikret kendi sfnesinden kopan bir

ferya-bu O kaya onun ruhu kadar idi.

Et-süzülerek içinde nilüferler besleyen mini mini billur

kat-relerin görmek onun için bir ruhanf idi.

O beraber oturur; emellerini, sevgilerini beraber dinler-dik. Bazen o beraber renk verirdik." der.24 ise, bu ka-yayla ilgili olarak; "Fikret, bu kendisine bir kütüphane istiyordu. 'Ölünce de beni oraya gömerler!' di-yordu." sözleriyle onun ilgisinin bir nakleder. 25

Fikret evin içini de kendi zevkini tablo-lar, biblotablo-lar, vazolar ve levhalarla bir gibi

26 de, onun zevkine ve göre

bu ilginç benzetmelerle tasvire "Rengarenk

gotik mabedleri Sade, çiçek hafif

ta-Yunan evlerini dedikten sonra, bahçesinden

layarak her yeri, her bir tasvir eder:

(8)

Fikret, intihab eden, bahçesinin çizen Fikret,

ru-hu, her Fikret'tir." Odalardaki küçük

ile ilgiler kurarak devam eder:

"Cidden bu adam ev Her birer isim

Me-sela salona girilecek bürülü,

bir pencere Ona penceresi Bahçeden

na-sedlere eski zamanlardaki gibi kayalar içine sedirler üstüne

koyup parçalardan masalar, kanapeler ile

diki-li üç narin servi Onlara 'Les Trois- Graces' diyor. Salonun yamdaki

kü-çük odaya üçü Anadolu üçü de Beylerbeyi ve

pencere

Yakup Kadri de Yahya Kemal ve Tevfik'le birlikte a bir ziyareti evin içinin dekorundaki

üzerinde durur:

"( ... ) o kadar epok o kadar özel ve özgün bir üslup ki,

Fik-ret'in buraya girdikten soma, ve

da-ir her edilemezdi. Zira, bu salt kendi zevkinin,

da-ha kendi fantezisinin, kendi eliyle bir dekoruydu ve bu

de-korun her sanki, Cedide gibiydi."28

Salih Nigar evin mimari ve var olan güzellik ve estetik

"Fikret, nerede sade tabiat

elinden kadar, sanat güzellikleri de Onun evi, hele

ve oturma her zaman ve garp nefis eserleriyle

bezen-bir güzellik halinde idi. Fakat Fikret en ziyade' bu

yeri-ni kendi kendi kendi kendi

içini tam kendi zevkince bir

gü-zellik ve sanat abidesi ve mabedi haline getirmekle en çerçeve-yi

Fikret burada, ölümüne kadar, dokuz

onun inziva O, bir "münzevi" olarak ve

tercih

sö-zünü seçilme ve yüceltilme bu 1908

bir müddet terk ederek

soyunursa da bu uzun sürmez. 6 Ocak 1909

tarihinde Mekteb-i tayin edilir. Bir

devam eden bu görev da,

ke-sin 25 Mart 1326 / 7 Nisan 1910 tarihli dilekçesi iledir.30 Bu

tarihte yeniden a ve Kolej' deki

(9)

TÜRK

Özellikle 191 O'larda yeniden a

za-manda muhalif öne

bel-li çevrelerce onun yüceltilmesi bir önem O, san-ki politikadan da, sürdürülen hayattan da el

içinde olma, ister istemez kirletmektedir. Bir

olan da bundan bu durum, yine

imkan verir. Herkes bu çekilmeyi

ne-denlere Serol Teber bu Walter Benjamin'in

ve onun Nazi Paris kent

Munis Faik ise bu bir ülkeye çekilme, ayn bir devlet olma ile tutar.32

Keramet Nigar, yine o 9 1911' de Viyana' dan mektupta; "Ben eminim ki sizi tedavi edecektir. Onun mevkii mevcudiyetinizi kadar eden bütün

maddi rutubetin, manevi küflerin fevkinde bulunuyor." der.

bir" hüsn ve ilham" yeri da mektubun içinde ay-belirtir.33

Ali Karni, dergisi için onun meziyetlerini

sonra; "Kendisi bir kadar masum bir hayat

ya-O hayal-ara siifiyetinden bir cifeye bakar gibi dünyaya bakar-Kirlenmemek için oradan inmek hükmolunabilirdi." der.34 Yusuf Akçura, Fikret'in birkaç gün sonra Türk

Oca-bir konferansta, Fikret'in

yük-sek pencerelerinden levhalar seyretmeyi, tuzlusuna,

temizine pisine yükseltmeye

bu onu bir tarik-i dünya gibi"

söyler. Fakat kalmaya sonra

Fik-ret'in geçimsizliklerinde, kabul

et-belirterek bunu onun Bu kavramdan

ha-reketle en büyük idealist olarak görür ve Fikret'le kar-onun da gibi bir muhabbete sahip oldu-öfkesinin ise muhabbetten belirtir.35

Ali Naci de Ziyaret" Fikret'in

ölü-münden sonraki oraya bir ziyareti

Söyledik-lerini daha bir için, tepeye

an-dan itibaren gördüklerini ve birbiriyle

ver-meye Sonra bahçesindeki ve o da evi

tema-eder: bu evi, Fikret'in en güzel okur gibi bir haz içinde ediyordum. Hissi ve mümtaziyetin hat ve renk suretindeki

(10)

tecellilerini gösteren önünde sanki bir füsuna giriftar idim."

Bu kirlerinden, için

te-peye küçük 11

leri küçük görmeye sonra, kendini fevkinde telakki eyle-memek kabil olabilirdi?" sözleriyle ifade eder.36

Hikmet Feridun ise, bir yönüne vurgu yaparak cemiyete

evinin yönetim içini bir yer

ol-bu adeta bir "dedikodu

Fik-ret'in yönünü bilenlerin oraya dedikodu ve bu "dost hediyesi" ile onu memnun

gerçekte her gün bir daha zehirlediklerini belirtir.37

SEMBOL MEKAN OLARAK AN

öncesi de, da muhalif

karar-gah Öncesinde suskun ve sakindir.

yet'le birlikte birden hareketlenir. Abdülhak

ilan günlerde Fikret'in "günler ve

gecelerce" söyler.38 Hikmet ise, birinci, ikinci ve

üçüncü günü ve gecesi bu Haluk

ya-belirtir. 39

bir yeni inziva devrest sosyal içerikli

irlerin arka arkaya söylemi

bazen daha çok da öfke dolu bir tercih edilir tur. Arka arkaya yeni gelmekte, her tepkiler

uyan-bu devrede biri olan

"Dok-üzerine, cephe ve Fikret

aley-hinde Servet-i Fünun dergisi ise Fikret'e taraf

olur ve küçük bir notla bu protesto duyurur.

Ah-met Fikret'in edebiyata ve Servet-i Fünun' a

hizmetlerinden bahseder. birçok

isim Fikret' e desteklerini bildirir.41

bu zamanda bir edebiyat mahfilidir. Gelen ziyaretçilerle edebiyat ve toplum meseleleri ele

lendirmeler Hikmet bu "Cuma

günle-ri muayedemizdi. Bütün samimiyet, safvet

le muhitine sözleriyle

verirken, bu toplanblara kimlerin belirtmez. "O gece-ler fikri, edebi, hakikati söyleyelim, biraz da ziyafet geceleriydi."

(11)

Fik-TÜRK

ret'in bir davetiye ile bunu temine da ekler. Bu lardan birinde de Abdülhak Hamid'in eserlerinin

güzel baskllar kütüphanelere

dan Bir Hamid'in de davet edilerek

ber'in da temsiline karar yine o dile getirir.43

in göre ise, son

mer-kezinin bir mecmua

"( ... ) Yakup Kadri gibi, Yahya Kemal, Ahmet gibi, sürgünden döndü-rülmesi için Refik Halid gibi taze gençleri bir ara-ya o yeni bir sanat ve bir hakikat

söyledi.

Öyle bir mecmua ki, rehbersiz zorba kuvvetlere hakikat diye boyun gençleri etsin. benim hakikat mücahede ede-cek temiz, cesur gençlerindir. Öyle olmak, ayan olmak emeliyle, hakikat sözünü emellerine kalkan edinerek bilakis her zorba kuv-vete, her tahakküme fikir mücahede edecek gençlerindir.

Gelsinler, burada Ben

getire-yim. Onlara sevineyim. Belki o vakit kuvvet bulur, Zira tükendim."44

Fikret bu mekanla ve orada birçok

etkin-her ilgilenmesi,

mutlu saatler de söylenebilir. sonra

la bir Haluk Fikret de burada çok

mutlu saatlerce koltukta ve sahilleri

bazen de bu seyrin balkondan yine saatlerce nü belirtir.45

Fikret kendisini o kadar ki,

de de onun bahçesine gömülmek ancak bu uzun

mümkün Tevfik ölümünden önce kendisine

vasiyetlerde bunlardan birinin de bahçedeki belirtir. cena-zesinde, Robert Kolej talebesinden on ile birkaç samimi

dostunun ve

falan da gelmemesini

"Mütevaffa-bu arzusunu Mustafa Bey'e de o,

bah-çeye Böylece cenaze da

bir kafile ile Eyüp defnedilir.46

bilinen özelliklerinden çok, üzerinde durmak iste-yönü, ona biçilen manevi Gerek Fikret'in

(12)

yü-celtme, söz konusu olur. ve tertibinde gibi, misyondan hareketle de bir hüviyet

ka-zanmaya oraya bir ziyarete

gi-derken ifade eder:

bir tepe üstünde, maddf bir mutekif ömrü süren eski, eski kahinlerden birinin mabedine Sade, fakat nazfrsiz bir bulunan bahçenin ince kumlu biraz

... ) Mehib Hisar arkamda tepede

pencerelerinin kanarya rengi Hisarlar esmer du-bütün cephesini kavrayan balkonuyla ruhuma bir ulviyet veriyor. Ken-dimde mabede giren bir mütevazi duyuyorum. Dar ve meyilli patika beni yordu. Fakat her sonu böyle

Hasta günlerde evinde ziyaret eden Cenap ise, o

günkü izlenimlerini döker:

"Kendisinde yegane hal bizim yegane merdüm-idi. O sanki bir ruhdu, tarik-i ictimaiye idi. ictimaiyenin fevkinde bir oradan hiç inmek istemezdi.

la memlu bir bulut gibi Hisar tepesine Orada senelerden beri bulutlara bir zeka gibi O irtifadan bizim küçüklüklerimi-zi daha küçük görüyordu. Biz Fikret için bir manzara Huzurun-da bahsedecek Fikret ellerini iki paravana yüzüne tu-tar, 'o, cehennem!' derdi. Bosforun sahilini yalarsa vuku-at da öylece Fikret'in temas ediyordu. Bizim tarihimiz;e onun ara ancak hamiyet ve merhameti inerdi. bir küçük

'Fikret' idi. orada yari ile yavrusu bir

velf tabiatti. 'sanat' dan istemezdi. Fikret o öy-le uhrevi bir hayat geçiriyordu ki, bir haneden ziyade bir türbe tu. Oradan ara birer Fikret'in suud ederdi."48

bu misyonlara ilaveten, bir de söz konusu

her gireni söyler ki, bu olsa olsa tezimizin konusu

olan muhalif aksettirmesi giden

hakikate biraz daha olarak Biz kendimizi

ona bakarak

Yine Ahmet son

yan' konumu dile getirir:

"Tevfik Fikret merhumun Bebek tepesindeki onu sevenler ve onun

sözüne daimf Ve buna en çok Doktor

elinden gelse Tevfik Fikret'i bir suda

Birçok konuda gibi, bu konuda da, ölçü sevgi

(13)

mi TÜRK

Süleyman Nesip de tarif ederken imgeyi

"Rumeli mezaristarurnn üstüne konan ve sanki orada mena-ü fmena-üsmena-ünunu içinde toplayarak ebedi bir lane-i saadet etmek

için bir mabedi bugün abidini gaib ve

mahzun etrafa duruyor."51

Özellikle Galatasaray Sultarusi'ndeki görevinden

tan soma bütünüyle buraya sevenlerinin ve özellikle de ziyaretleri da böyle bir atmosfer

Bu konuda epeyce ki, Tevfik'in

Fik-ret'le ilgili bir cevap mahiyetinde kaleme önce

da, sonra da bir olarak

mek-tubunda Ahmet Naim bu durumu ifade eder:

"Yeni kurulmak istenilen bir din-i ilhada onun alem ittihaz edilerek ha-nesi Ka'be gibi tavaf edildi. Kabri ibadetler matemler tutuldu."52

Selim da, ölümünün ikinci evine ziyareti ve o güne ait tahassüslerini belirtirken Ahmet Naim'i

na, Fikret'in yerlerin "bir mabed gibi" ziyaret edil-söyler.53 Abdullah Cevdet ise, on sonra kaleme bir

ilk sene-i devriyesinde da

söyle-yerek "bir mabet" yazar. Hatta da, daha önce bir benzetme nedeniyle

tarak bu yeniden vurgu yapma duyar ve daha da ileri giderek; "Evet, Tevfik Fikret'in ve muhakeme

insanla-kabesidir." der. "Her sene 19 tavaf

irin ruhu orada ruhu Her sene ruhumuza

oradan biraz hararet, nur ve alarak avdet ederiz."54 FiKRET'TEN SONRA

gibi, ölümünden sonra da bir müddet ilgi olmaya devam eder. Özellikle ilk üç

de, birçok dost ve anma düzenlenir. O

anlatan önce Eyüp'teki

zi-yaret daha sonra da

ya-soma evin ziyaret Bu çerçevede

ilk ihtifalle ilgili Nigar notu O, birçok aksine, bir mevlit merasiminden bahseder. "Sene-i devriye-i ufill" nedeniyle 17 1916'da kendisine davetiye gönderilen Nigar bu vesileyle mevlide ve epeyce

(14)

kala-söyler. 21 Eylül 1917' de, da bir kez daha mev-lid-i nebevi nedeniyle ve o gün mevlidden sonra bahçede çay Fikret'in özel dairesini ziyaret

19 1917 tarihinde ise Fikret'in "ikinci devr-i ir-tihali" nedeniyle yine ailesi saat üçte bir "ziyaret mera-simi" gazetesinin haberine göre ziyarete Nigar binti Osman, Cenap Tevfik, Süleyman Nazif, Süleyman

Sami56, Hüseyin Selim Yusuf,

Robert Kolej müdürü doktor Ketis ve Kolej ile gazete-ciler ve Fikret'in Gelen ziyaretçiler bahçede ve salonda oturur. Misafirlere çay, sigara ve pasta ikram edilir. Ar-mütevaffaya ait eski bahseder ve

davete aile iletir. Onun

Tevfik; edebi ve seciyelerini gösteren" bir

musahabede bulunur. Bunu takiben Bey yönü üzerin-de durur, Halid Fahri üzerin-de bir okur.

malar da olur. ziyaret edilerek salonlar,

Fikret'in ve gezilir. Sonra bahçedeki

ziyaret de aynca belirtilir. 57 Bunlar önem ve misyonunu sürdüren etkinlikler olur.58

Bütün etkinin olacak,

Müta-reke günlerinin dikkat çeken tecavüzlerinden biri de a olur. de Mütareke günlerinin kötü sahnelerinden birini

Fik-ret'in ölümünün olacak]

kaleme bir (Hakimiyet-i Milliye, S. 266, 19

1337, s. 1), bir anar ve ondan kalan

milletin "varis" söyler:

"Kandan memleketi ve hürriyeti seven Fikret'in nihayet bir Yunan çekti. Bu manzara ona, hiç siz çilelerindeki yekundan daha gelirdi.

üstündeki Yunan üstündeki Yunan

bir münasebet var."59

ölümünden sonra bir müddet durumunu

ko-da, sonralan aile bir kolej

ki-raya zaman zaman gündem

üst-misyonu nedeniyledir. 1921 kül

ol-söylentileri 1926 içinde müze

yap-mak için alma bulunurlar. Ancak ülkelerinde kan mali kriz bunu engeller.60

(15)

YENi TÜRK ARASTIRMALARI

MÜZE OLARAK

yeniden ve kamuoyunun gündemine girmesi,

1930'lu sonunda ailenin satma

le olur. O günlerde Yeni Sabah gazetesinde bir haberde,

yan' Belediye'nin

sa-almak için bin lira teklif Amerikan Koleji'nin ise on bin lira ifade edilir (S. 495, 17 Eylül 1939). Haberde Fikret'in

ailesinin elden Fikret' e ait hiçbir

da On gün sonraki bir

haberde ise, Belediye'nin üzerine, Amerikan Koleji'nin

intikal muamelesinin

du-yurulur (S. 511, 3 Ekim 1939). Kolej idaresi müze yapacak-Ancak bir gün sonraki gazetede, Fikret'in bir mülakat

ya-Robert Kolej'in eski bir

alakadar satmak bedeli ile

ev alarak bir kendisinin bir da kiraya

söyler.61

Yine o günlerde gazetesine bir mektubunda

kendisine resmi bir elinin

dan ilgili hikaye eder:

"Elimde dan beni bir yoktu. Son seneleri yan' da Robert Kolej Türk talebesi için bir pansiyon açarak ütü

yap-yemek mukaddes hiçbir

den çekinmedim. Bugün ne ne bu gibi mesaiye müsaittir. satmak, onunla kendime bir irat edinmek mecburiyetinde-yim. Ben de müze yapmak için hükumetin pek çok is-terdim. Maalesef mevzuubahis vermek için belediye müsait

Ben ise ahir vaktimde kimseye yüz suyu dökmeden,

kaybetmeden beni fiyat verene satmaya mecburum." 62

Bu haberler Belediye yeniden devreye girer.

Vali ve Belediye Dr. Lütfü gazetelere

demeç-te, önceki zikrettikten sonra, Belediye'nin

almak için yeniden faaliyete yeni istimlak kanununun

kendilerine binaya verme salahiyeti

ifade eder. 10000 liraya müze haline

oluna-Abdülhak Hamid'e ait da buraya

rak bir Abdülhak Hamid da belirfü.63

Karaveli, bu öncesinde bir miktar kapora

durumu Vali ve Belediye Dr. Lütfü

(16)

.harekete vazgeçirilerek

dan suretiyle Cedide Müzesi

hali-ne söyler. 64 Fikret'in evi olmakla birlikte,

nedeniyle Cedide

Müze-si haline Müze, 19 1945 tarihinde dönemin

Maarif Vekili Hasan Ali Yücel'in de törenle

Veki-lin, vali ve belediye sonra Hüseyin

Cahid ile Tevfik de bir

Müze halindeki üst iki büyük oda, bütünüyle

Fikret' e biri yatak olarak

düzenlen-Odalarda Fikret'in resimleri, eserleri, ya-eserler Belediye Fikret' e ait

teminde gayret dan

alarak da müzeye Hikmet Feridun, bu

"Sis" ve ile ve

sayar. 66 büyük salon, Abdülhak Hamid

Sa-lonu olarak Yine denize bakan

cam-oda, Cedide Salonu olarak tanzim Salonda

Recaizade Mahmut Ekrem'in ve Servet-i

resim-leri, onlara ait eserler, Ali Ekrem ile Recaizade'nin ta-arkada kalan küçük ise, Nigar Salonu olarak

Müze olduktan sonra öne az çok unutulmaktan kurtulan

bu mekan, 1962 yeniden gündem Fikret'in

Eyüp'te bulunan kemikleri, bir törenle oradan bahçesine

nakledilir. Fikret'in olan Hikmet de,

a vesilesiyle, bir mersiye içinde

unut! / ye'si,

unut!" biter: "Senelerdir yetim,

ne ot, ne ocak,/ Seni görünce

SONUÇ

Tevfik Fikret'in bir bir olarak dikkatleri çekmesi ön-ce olur. Sonra titiz, ilkeli nedeniyle bir derginin na getirilir. Ancak dergi bir müddet sonra, muhalif bir

sanat yönetim merkezi olma, hatta

öncülü-üstlenme gibi bir misyon da

Muhalif dikkat çekmesindeki bir etken, onun 1896 itibaren ders vermeye Robert Kolej çevresiyle

(17)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

olan Bu zamanla Fikret'in o çevrede,

Rume-bir ev yapma Ancak daha önce

"Sis"le, "Tarih-i Kadim"le muhalif yönetim kar-da tarihe, kültüre ve çevreye lanete kadar

gider. ortaya da bu olur.

ger-çekte Fikret'in oturmak için bir evdir. Ancak yer seçimi ve mimari özellikleri, ona zamanla özel bir konum

Fikret'in sonraki tercih münzevi birlikte,

anlamlar yüklenmeye bir mekan

ölümü ise ve bir kutsiyet

Bu durum, sevenler, onun muhalif hareketle

ken-di öne isteyenlerce Sonuçta,

sevdiklerini yüceltmekte ölçü

çevre-sinde de ortaya Bu biraz da bu dikkat çekmeyi

1 Abdülhak Hisar, Zaman Edipleri, Selis Kitaplar, 2005, s. 160.

2 Habip (Sevili(), Türk Teceddüt Tarihi, Matbaa-i Amire, 1340, s. 451.

3 Mehmet Rauf onlardaki bu keskin ifadelerle dile getirir: "Biz, Servet-i Fünun'cular heyet-i memleketin siyasetine birer can Fakat bu noktaya temas edecek vahim tehlikeler emsal ve görünenle sabit

oldu-bu dair etmemek en birinci ediyordu.

Hatta biz siyasetin bu siyaseti terviç ve kabul eden adetlerin, ananelerin ve o

adetler ve ananelerle teessüs ve da Bu

bu iidah tahrip etmek en birinci emelimizdi." hzl. Mehmet Törenek,

Kitabe-vi, 1997, s. 56).

4 Bu türden nitelemeler bize Fikret aittir. Sonraki sahrlarda yer verilecektir.

5 Nesr-i Harb Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri, Kanaat 1334, s. 118-119.

6 Ahmet ihsan (Tokgöz), Matbuat 1888-1923 Kadar

1890-1908), c. I, Ahmet 1930, s. 96, 98, 118.

7 Halid Ziya ve Aka Kitabevleri, 1969, s. 444.

8 Hüseyin Cahid Edebi Kitaphanesi, 1935, s. 145.

9 Abdülhak evi yaparken dostu Hüseyin Bey' den borç para söyler. (Hi-sar, age., s. 158). / Kenan Akyüz ise ait olan ve bir müddet kendisinin de

Aksaray' daki satarak üzerine bir miktar da kendisi borç para eklemek

su-retiyle der. (Tevfik Fikret, Ankara Üniv. Dil ve Fak.

Ya-Ankara, 1947, s. 68). / ise, Feridun'a mülakatta,

ar-sa hariç, evin 1500 paraya mal arsa için de 170 lira ödediklerini belirtir.

An-cak ve bahsetmez. ("Halük'un Annesiyle

me", Türk Tevfik Fikret, hzl. Nuran Özlük, 3F 2008, s. 339). /

Feridun da benzer bilgileri verir. hzl. Selçuk

Ötüken 2009, s. 104). /

gündem-de günlerde gazetesine bir mektupta, biraz da öfkeyle,

meselesini ilk ve son defa olarak izah ediyorum: Fikret ev yapacak kadar hiçbir zaman

ha-para Fikret' in benimdir." der ki, bu ifadeden, evin

büyük ("Tevfik Fikret'in

(18)

10 en güzel yeri! Mümkün olsa da buraya bir kursam."

nakleden Orhan Karaveli, Feridun Nigar'a ait söyler. (Tevfik Fikret ve

Haluk Pergamon 2005, s. 152). / Na7Jma bir

mülakat-ta, bu tepede bir evlerinin istediklerini ve sonunda karar

vere-rek Haydar Bey'den söyler ki, her halde olan budur.

(Türk Tevfik Fikret, s. 339). / Ebubekir Pamukçu ise, kaynak belirtmeden Fikret'in

Nurettin Sevim'in annesi Semihe dan yazar. Kolej

yöne-timinden avans da söyleyerek yine bir ilinti ihmal etmez. -Tevfik

Fikret'in Evi-, Piya 1980, s. 10).

11 Mektuplarla Tevfik Fikret ve Çevresi, (hzl. M. Fatih vd.), Bel. Kültür

Daire 1999, s. 13). tarihsiz

olan bu mektubun 1904 tahsil için Paris' e olan Neyyir'e ondan

ge-len ilkinin Eylül 1904 tarihini belirtir.

12 Galatasaray Sultarusi günlerde Hüseyin Cahid'e

bir mektupta, Robert Kolej'le olan ilgisinden bahsederken bu ifade ile, Kolej'i kastet-mektedir. Ancak ikisi de aym tepede yer alan bu mekanlar nedeniyle, nitelemenin

nokta için de geçerli söylenebilir. ("Tevfik Fikret' e Dair Birinci Vesika",

Türk Tevfik Fikret, s. 336).

13 Salih Nigar Keramet, Fikret'in ve Eseri, 1926, s. 27.

14 Karaveli, age., s. 154.

15 Serol Teber, Kahin, Okuyan-us 2002, s. 115.

16 Tevfik Fikret Dair Kitaphane-i Sudi,

1919, s. 129.

17 Fikret'in evin büyük bir rol söyler. (Mücevherlerin hzl.

Dirin vd., YKY, 2002, s. 179). 18 age., s. 123.

19 mimari Afife Batur, evi tasarlarken birçok

res-min bugün da sergilenmekte bu resimlerden ve evin mimarisinden

ha-reketle, Fikret'in 19. sonuna ortaya ve "domestic

styl" yahut" domestic revival" olarak mimari tarzdan

der-gi ve model bu Fikret da muhtemelen

küçük ev resimleriyle bu modeller birebir benzerlikler söyler.

Dünden Bugüne Ansiklopedisi, c. I, Kültür Bak. ve Tarih ortak ya-1993, s. 371).

20 Kenan Akyüz, özelliklerini bir vermektedir. Biz, bir bilgi

ol-sun diye onun bilgilerden bir özetleme (Akyüz, Tevfik Fikret, s. 68-71).

21 Fikret sade daha birçok düzenleme ve süslemeyi de Ali

Ekrem onun

Recaiza-de'nin Nijad Ekrem isimli tasvir, tezyin ve tertip gibi, ev ve

bahçe da onun tertip söyler. Servet-i Fünun' daki resimlerin bir da

onun kaleminden Hikmet, "Fikret ve Tevfik Fikret,

Dergi-si, (Nüsha-i Mahsusa 1918), 2005, s. 156).

22 "Tevfik Fikret, Çiçekleri", Tevfik Fikret, Dergisi, (Nüsha-i Mahsusa 1918), 2005, s. 102-103.

23 Akyüz, Te:ofik Fikret, s. 72.

24 Hikmet, "Fikret", Muallim, (Nüsha-i Mahsusa), y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 491. / A. ise, Fikret'in psikolojik tahlilini yaparken bu "muhitiyle olan

kurar ve onun "Bütün hiddet ve kininin hedefi olan kaya, Thebes'in Sfenks'i gibi cazip denizine hakim sarnit çehresiyle yükseliyor."

de bulunur. ("Tevfik Fikret ve Psychanalyse Tetkikleri 7", Türk Tevfik Fikret, s. 109).

25 Hikmet Ertaylan, Tevfik Fikret, ve Eserleri, Ôzyurt

1963, s. 104.

26 Konuyla ilgili makalesinde M. Fatih da, bu dekorasyon zevkine vurgu yapar.

("Tevfik Fikret ve Türk S. 388, 2006, s. 33).

(19)

TÜRK

28 Yakup Kadri Gençlik ve Edebiyat Bilgi Yaymevi, 1969, s.

279.

29 Salih Nigar Keramet, Fikret'in ve Eseri, 1926, s. 27-28.

30 Akyüz, Tevfik Fikret, s. 91, 101.

31 Teber, age., s. 147.

32 Munis Faik Ozansoy, Tevfik Fikret ve 1967'den aktaran Teber, Ktihin, s. 176. 33 Mektuplarla Tevfik Fikret ve Çevresi, s. 299.

34 "Tevfik Fikret", Tevfik Fikret, Dergisi, (Nüsha-i Mahsusa 1918), s. 48. 35 "Fikret'e Dair Bir Konferans", Muallim, y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 440,442. 36 Ali Naci [Karacan], Ziyaret", Muallim, y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 469. 37 Es, age., s. 95-96.

38 Hisar, age., s. 159.

39 "Fikret ve Hay ah", Tevfik Fikret, Dergisi, (Nüsha-i Mahsusa 1918), s. 171.

40 Mehmet Kaplan, Tevfik Fikret, Dergah 1971, s. 151.

41 Servet-i Fünun, c. 42, S. 1078, 19 Kanunusani 1327 / 1 1912, s. 266-269.

42 "Fikret", Muallim, (Nüsha-i Mahsusa), y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 391.

43 "Fikret ve Hayah", Tevfik Fikret, Dergisi, (Nüsha-i Mahsusa 1918), s. 183, 185.

44 Tevfik Fikret Dair s. 144-145.

45 Karaveli, age., s. 128, 131.

46 Tevfik -Ölümünün 90. Tevfik Fikret,

ti, Kitabevi, 2005, s. 50.

47 Ünaydm, Tevfik Fikret Dair s. 24-25.

4S Cenap age., s. 126-127.

49 Tevfik Fikret Dair s. 144.

50 Tokgöz, age., c. II, s. 118.

51 Süleyman Sami Bey, "Na-tamam Bir Mensure", Asar ve (hzl.

Toker), Dergah 2007, s. 457.

52 Ahmet Naim, "Feylesof Doktor Tevfik Beyefendiye", Tevfik Fikret'e Dair,

Kütüphanesi 1336/1918, s. 3.

53 "Tevfik Fikret'in Büyük Ruhu Muallim, y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 445.

54 "Tevfik Fikret Bey Merhum", Türk Tevfik Fikret, s. 36-37.

55 Nazan Nigar 1998, s. 202-203. Nigar

Ha-notundaki 17 tarihi 19 taraftan,

mevlit-ler ve tarihleri söz konusu tarihlerle Özellikle 1917

ki törene Nigar belirtilmekte; ancak o günün haberinde mevlit söz konu-su edilmemektedir. Gazetelerin haber olarak bunu gizlemesi söz konukonu-su

gö-re, Nigar bu merasimi mevlit olarak olamaz da var ki, Nigar

Ha-ve onun ziyaretinden birkaç gün sonra, Fikret'in de

Ni-gar ziyaret age., s. 202).

56 Süleyman Nesip ise onu ve o günün izlenimlerini, "Tevfik Fikret' e"

"Bugün bütün rüfeka hill-i

o kadar ki biraz gözüm Senin vürudunu bir küçük hareket,

eder gibi oldum .. Görünce eyledi birden hakikate ric'at. Edildi samimi tizkar, Okundu ki hep samimiyyet.."

(Muallim, y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 425).

57 20 1917'den almhlayan: Muallim, (Nüsha-i Mahsusa), y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 515-516.

5S Tevfik, ölüm ilk ihtifal merasimine Mustafa Kemal

(20)

ev-ve! huzzara ve Tevfik Fikret'in onu, Anafartalar Miralay Mustafa Ke-mal Beyefendi diye takdim söyler. (Biraz da Ben hzl. Abdullah Uçman,

1993, s. 49). Ancak Tevfik'in de tarihinde bir söz

konu-sudur. Mustafa Kemal ziyareti, 7. Ordu sonraki

günlerde Doktoru ve yaveriyle ziyaret koluna

Emin Bey'e; "Ben ruhunu ondan Ziyaret yerlerin

ba-elbette ki gelir." sözlerini Zeki Cemil Sönmez'den

(Ata-türk'te Edebiyat Sevgisi, Kültür Ankara, 1998, s.126) nakleder.

onu Tevfik de ve onun ziyaret de bu

(Zeki "Tevfik Fikret'in Ölümü ve Ziyaretleri", Bir Muhalif Kimlik-Tevfik Fikret,

Türkiye Kültür 2007, s.196). / Sadi Borak ise Vakit

gazetesin-den bir yaparak ziyaretin 19.8.1918 Pazartesi günü ve

za Tevfik belirtir. (Ata ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu

1983, s. 78-79). / Afet Mustafa Kemal bu ziyareti Süleyman Nazif ve

Faik .Ali birlikte 19 1918 tarihinde o günlerde Filistin'deki VII.

Ordu'ya ikinci kez tayin ve orada bulunan deftere Faik el

la tahatturunda bulurunakla mübahi Fikret"

be-lirtir. (Afet "M. Kemal, Tevfik Fikret'in Belleten, c. XXIL Ekim 1968, s. 579).

59 Ünaydm, Bütün Eserleri, Dergi ve Gazete TDK, Ankara, 2002, s. 268.

60 Kadri Ziya, Fikret'in Eyüp Halkevi 1941, s. 33-34'ten nakleden:

Zeki "Tevfik Fikret'in Ölümü ve Ziyaretleri", Bir Muhalif Kimlik-Tevfik Fik-ret, Türkiye Kültür 2007, s. 210 (11 no'lu dipnot).

61 Türk Tevfik Fikret, s. 265-266.

62 "Tevfik Fikret'in Bir Mektubu", age., s. 288.

63 Yeni Sabah, S. 521, 13 Ekim 1939. haberi da" Belediye verir. (Türk Tevfik Fikret, s. 291, 293).

64 Karaveli, age., s. 67. Bu konuyla ilgili kendisini o bir röportajda

sa-dan beni bir yoktu. Son Türk

pansiyon gibi geçirdim. için yemek ütü

Kutsal hiçbir hizmetten ( ... )bugün ne ne de

böyle bir izin vermektedir. (O nedenle)' yetecek bir

gelir (Karaveli, age., s. 149).

65 Akyüz, Tevfik Fikret, s. 78. 66 Es, age., s. 118-119, 122.

67 Bölümlerle ilgili bilgiler Pamukçu'nun (s. 13-15).

68 a Hikmet Tevfik Fikret, ve Eserleri, Özyurt

Ba-evi, 1963, s.125-127.

KAYNAKÇA

Ahmet Naim, Tevfik Fikret'e Dair, Feylesof Doktor Tevfik Beyefendiye,

Kütüpha-nesi Hil<'il 1336 /1918.

Akçura, Yusuf, "Fikret'e Dair Bir Konferans", Muallim, y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 438-442. (Akyüz], Ali Karni, "Tevfik Fikret'', Tevfik Fikret, Dergisi, (Nüsha-i Mahsusa 1918), s. 44-49.

Akyüz, Kenan, Tevfik Fikret, Ankara Üniversitesi Dil ve Fakültesi

An-kara, 1947.

M. Fatih, "Tevfik Fikret ve Türk S. 388, 2006, s. 30-33.

Zeki, "Tevfik Fikret'in Ölümü ve Ziyaretleri", Bir Muhalif Kimlik-Tevfik Fikret,

(hzl. Bengisu Rona-Zafer Toprak), Türkiye Kültür 2007, s.

185-218.

Batur, Afife," Dünden Bugüne Ansiklopedisi, c. I, Kültür ve Tarih

Vak-ortak 1993.

Nazan, 1998.

Borak, Sadi, Ata ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu 1983.

Tevfik, Biraz da Ben (hzl. Abdullah Uçman), tanbul, 1993.

(21)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

Tevfik, -Ölümünün 90. Tevfik Fikret,

ti, (hzl. Abdullah Uçman), Kitabevi, 2005.

Cenap Nesr-i Harb Nesr-i Sulh ve Tiryaki Sözleri, Kanaat 1334.

Cevat "Tevfik Fikret, Çiçekleri", Fikret, Dergisi (Nüsha-i Mahsusa 1918,

Abdullah Uçman, hzl. Seval Kitap 2005, s. 101-104.

[Ertaylan], Hikmet, "Fikret", Muallim, (Nüsha-i Mahsusa), y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 479-494.

[Ertaylan1 Hikmet, "Fikret ve Fikret, Dergisi, (Nüsha-i Mahsusa

1918), Abdullah Uçman, hzl. Seval Kitap 2005, s. 105-189.

Ertaylan, Hikmet, Tevfik Fikret, ve Eserleri, Özyurt

1963.

Es, Hikmet Feridun, "Tevfik Fikret", (hzl. Selçuk

Ötüken 2009, s. 92-124.

Hisar, Abdülhak Zaman Edipleri, Selis Kitaplar, 2005.

Afet, "M. Kemal, Tevfik Belleten, c. XXXII, Ekim 1968, s. 577-579.

Kaplan, Mehmet, Tevfik Fikret, Dergah 1971. ·

[Karacan], Ali Naci," Ziyaret", Muallim, (Nüsha-i Mahsusa), y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 468-470.

Yakup Kadri, Gençlik ve Edebiyat Bilgi 1969.

Karaveli, Orhan, Ölümünün Tevfik Fikret ve Haluk Pergamon,

bul, 2005.

Mehmet Rauf, Edebi (hzl. Mehmet Törenek), Kitabevi 1997.

Mektuplarla Tevfik Fikret ve Çevresi, (hzl. M. Fatih -Y. Yorulmaz),

Bü-Belediyesi Kültür Daire 1999.

Özlük, Nuran, Türk Tevfik Fikret 1924-1940, 3F Yaymevi, 2008.

Pamukçu, Ebubekir, -Tevfik Fikret'in Evi-, Piya 1980.

Salih Nigar Keramet, Fikret'in ve Eseri, 1926.

[Sevük], Habip, Türk Teceddüt Tarihi, Matbaa-i Amire, 1340.

Süleyman Nesip, (Süleyman Sami Bey), "Tevfik Fikret'e", Muallim, y. 2, S.14, 1 Eylül 1333, s. 425·427.

Süleyman Sami Bey, "Na-tamam Bir Mensure", Asar ve (hzl.

ket Toker), Dergah 2007, s. 457-458.

Ahmet Hamdi, Mücevherlerin Anket ve Röportajlar-, (hzl.

i. Dirin-T. Anar- Özdernir), YKY, 2002.

[Tarcan], Selim "Tevfik Fikret'in Büyük Ruhu Muallim, y. 2, S. 14, 1 Eylül 1333, s. 445.

Teber, Serol, Kahin, Tevfik Fikret'in Melankolik Okuyan-us

bul, 2002.

[Tokgöz], Ahmet Matbuat 1888-1923, -Birinci cilt, Kadar

1890-1908-, cilt, Umumi Muharebeye Kadar- 1908-1914,

Ahmet Mat. Ltd. 1930-1931.

Halid Ziya, ve Aka Kitabevleri Koll. 1969.

Bütün Eserleri, Dergi ve Gazete (hzl. N. Birinci-N. c. XIII,

Türk Dil Kurumu Ankara, 2002.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tolosa-Hunt Sendromu (THS), periorbital ve hemikranyal ağrı ile ortaya çıkan, ipsilateral okülomotor ve altıncı kranyal sinir tu- tulumunun görüldüğü, steroidlere iyi cevap

Aile hekimliği uzmanlık eğitiminde Aile Hekimliği Uzmanlığı (AHU) ve Sözleşmeli Aile Hekimliği Uzmanlığı (SAHU) adı altında eğitim mezun hedefleri ve

Daha sonra Azerbaycan a&#34;õzlarõnõ konu alan çalõ!malardan hareketle ran’daki Türk a&#34;õzlarõ üzerine yapõlan tasnißer ortaya konmu!, !ran’da Türkçe

[r]

Elde edilen bulgulara göre sınıf öğretmeni adaylarının üst bilişsel okuma stratejilerini sık sık kullandıkları; onların okuma motivasyonlarının ve kitap okuma

Bireysel Kültürel Değerler Ölçeği; Güç mesafesi 5, belirsizlikten kaçınma 5, kolektivizm 6, kısa erimlilik 6 ve erillik 4 madde olmak üzere toplamda

萬芳醫院婦產部吳姿宜醫師,呼籲關注常被忽略的術後後遺症「沾黏」

Kişinin, savunma seçeneklerini değerlendirebilmesi için, öncelikle kendisine yönelik suçlamanın varlığını, hakkında bir ceza davası açıldığı- nı bilmesi