• Sonuç bulunamadı

Psoriazisli Hastalarda Hastalığın Başlangıç Yaşı, Aile Öyküsü Ve Lezyon Yaygınlığı Arasındaki İlişki Ve Serum Prolaktin Düzeyleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Psoriazisli Hastalarda Hastalığın Başlangıç Yaşı, Aile Öyküsü Ve Lezyon Yaygınlığı Arasındaki İlişki Ve Serum Prolaktin Düzeyleri"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

VE SERUM PROLAKT‹N DÜZEYLER‹

Lale Taflkentli, Burhan Engin, ‹nci Mevlito¤lu

Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal›, KONYA

Haberleflme Adresi : Dr. ‹nci MEVL‹TO⁄LU

S.Ü.M.T.F. Dermatoloji Anabilim Dal›, KONYA e-posta: incimev@selcuk.edu.tr

Gelifl Tarihi: 04.10.2005 Yay›na Kabul Tarihi: 23.08.2006

ÖZET

Amaç: Psoriazisli hastalarda hastal›¤›n bafllang›ç yafl›, aile öyküsü ve lezyon yayg›nl›¤› aras›ndaki ilifl-kinin ve serum prolaktin düzeylerinin araflt›r›lmas› amaçland›. Gereç ve yöntem: Yetmiflbefl psori-azisli ve 40 kontrol olgusu çal›flmaya al›nd›. Yafllar›, cinsiyetleri, serum prolaktin düzeyleri kaydedildi. Hastalar, psoriazis bafllang›ç yafl› ve aile öyküsünde psoriazis bulunup bulunmad›¤› yönünden sor-guland›. Psoriazisin formu, yayg›nl›k derecesi ve artrit bulunup bulunmad›¤› kaydedildi. Bulgular: Hastalar›n 22’sinde (% 29.3), kontrol grubunun 1’inde (% 2.5) aile öyküsünde psoriazis vard›. Psori-azislilerin aile bireylerinde hastal›¤›n görülme riskinde kontrol grubuna göre anlaml› fark vard›. Has-talar›n 49’unda (% 65.3) erken bafllang›çl›, 26’ s›nda (% 34.7) ise geç bafllang›çl› psoriazis mevcut idi. Erken bafllang›çl› olgular›n 21’nde (% 42.9), geç bafllang›çlar›n ise 1’nde (% 3.8) aile öyküsü pozitif-ti. Erken bafllang›çl› psoriazis ile birlikte aile öyküsü pozitifli¤i olan 21 hastadan 14’ünde (% 66.7) yay-g›n seyir görülürken erken bafllang›çl› psoriazisi olan ancak aile öyküsü olmayan 28 hastan›n 7’sinde (% 25.0) yayg›n seyir mevcut idi. Erken bafllang›çl› psoriazisli hastalarda aile öyküsü varl›¤›nda, erken bafllang›çl› ancak sporadik vakalara göre yayg›n seyir görülmesi anlaml› flekilde fazlayd›. Psoriazisli 3 kad›n hastada serum prolaktin düzeyi yüksek tespit edildi. Kontrol grubundakilerin prolaktin seviyele-ri normal s›n›rlarda idi. Sonuç: Hem erkek hem kad›n hasta gruplar›nda prolaktin düzeyleseviyele-rinde ista-tistiksel olarak anlaml› bir fark saptanmad›.

Anahtar kelimeler: Psoriazis, aile öyküsü, prolaktin Selçuk T›p Der 2006; 22: 159-165

SUMMARY

The relationship between age of onset, family history, extend of disease and prolactin le-vels of psoriasis patients

Aim: The relationship between age of onset, family history, extent of disease and serum prolactin levels of psoriasis patients were investigated. Material and method: Seventyfive psoriatic patients were enrolled for the study and 40 healthy volunteer were taken as control group. Age, sex and serum prolactin levels of the patients were recorded. The patients were questioned for family history and age of onset of psoriasis. The type, extent of psoriasis and whether the patient had artrit or not were recorded. Results: Twentytwo (29.3%) out of 75 patients with psoriasis, one patient (2.5%)

(2)

in the control group had positive family history. When compared with non psoriatic patients, there was a statistically significant difference at the risk of seeing psoriasis in psoriatic patient’s other family members. Forty nine (65.3%) out of 75 psoriatic patients had early onset, 26 (34.7%) had late on-set psoriasis. 21 (42.9%) of the patients with early onon-set psoriasis and 1 (3.8%) of the patients with late onset psoriasis had positive family histories. Fourteen (66.7%) out of 21 patients with early on-set familial psoriasis had extensive disease, whereas 7 (25.0%) out of 28 patients with early onon-set sporadic psoriasis had extensive disease. When compared with patients who had early onset spora-dic psoriasis, patients with early onset familial psoriasis had a higher risk of having extensive disease. High prolactin levels were detected only in 3 female patients in the psoriatic group. All of the pati-ents in the control group had normal serum prolactin levels. Conclusion: There was not a statisti-cally significant difference at serum prolactin levels when sex matched pairs of control and psoriasis group were compared.

Key words: Psoriasis, family history, prolactin

Geç bafllang›çl› psoriazis ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda erken bafllang›çl› psoriaziste, daha yayg›n bir seyir görülebildi¤i ve psoriazis için aile öykü-sü bulunma flans›n›n yükseldi¤i bildirilmifltir (1).

Psoriazis için baz› tetikleyici faktörler oldu¤u kabul edilmektedir. Bunlar aras›nda endokrin faktörler de yer almaktad›r. Prolaktinin (PRL) insan keratinositleri üzerine proliferatif etkileri oldu¤u ve hümoral ve hücresel otoimmün reaksiyonlarda rol oynad›¤› ve önemli bir im-mün düzenleyici oldu¤u gösterilmifltir. Bu nedenle, PRL ve immünolojik mekanizmala-r›n psoriazis etyopatogenezinde rol oynaya-bilece¤i düflünülmüfltür. Psoriazis tedavisin-de etkili bir ilaç olan siklosporinin etkisini k›s-men de olsa PRL’i antagonize etmek suretiy-le gerçeksuretiy-lefltirdi¤i düflünülmektedir. Bütün bu durumlar psoriazis-PRL iliflkisini destekle-mektedir (2,3).

Bu çal›flmada; psoriazisli hastalarda bafllang›ç yafl›, aile öyküsü ve lezyon yayg›nl›¤› aras›n-daki iliflkiyi araflt›rmay›, serum PRL düzeyleri-ne bakmay› ve sonuçlar› kontrol grubuyla karfl›laflt›rarak sunmay› amaçlad›k.

GEREÇ VE YÖNTEM

Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Der-matoloji Klini¤ine baflvuran 75 psoriazisli has-ta çal›flmaya al›nd›. Psoriazisli hashas-talar›n 45’i kad›n, 30’u erkekti, yafllar› 11-72 aras›nda de-¤iflmekteydi. Kontrol grubu olarak yafl ve cin-siyet oran› hasta grubu ile uyumlu 40 kifli se-çildi. Psöriazisli hastalar›n tan›s› klinik

bulgu-larla konuldu. Klini¤i flüpheli olan 3 hastada histopatolojik inceleme yap›ld›.

Bafllang›ç yafl› 40’›n alt›nda bulunan hastalar erken bafllang›çl›, 40 ve üstünde olan hasta-lar geç bafllang›çl› kabul edildi. Birinci ve ikin-ci derecede akrabalarda psoriazis bulunmas› durumunda aile öyküsü pozitif olarak de¤er-lendirildi.

Psoriazis yayg›nl›k derecesi; Camp’in (1) PU-VA’ ya alma kriterlerine göre % 20’nin alt›n-da hafif, % 20’nin üstünde yayg›n olarak de-¤erlendirildi. Psoriatik artrit aç›s›ndan yak›n-malar› sorguland›.

Hastalar›n serum prolaktin düzeyleri ölçüldü. Hasta ve kontrol grubundaki kiflilere hiper-prolaktinemiye ait anamnez (amenore, impotans, libido kayb›, menapoz, görme bo-zuklu¤u) olup olmad›¤› soruldu. Önceden serum prolaktin düzeyini etkiledi¤i bilinen ilaçlar› (östrojen, tiroid hormonlar›, fenoti-azinler, opiatlar, L - dopa, apomorfin, bro-mokriptin ve iliflkili ergot türevleri) kullanan, hipertiroidi, gebelik, laktasyon dönemi gibi hiperprolaktinemiye neden olan durumlar› bulunan hastalar çal›flmaya al›nmad›. Çal›fl-maya al›nan olgular›n, ya hiç tedavi görme-mifl ya da son bir hafta içinde topikal ve siste-mik tedavi almam›fl olmalar›na dikkat edildi. Kan örnekleri, uyku ve yemekten etkilenme-mesi için hasta ve kontrol grubundaki tüm bi-reylerden aç karn›na ve sabah 8:30–10:30 saatleri aras›nda al›nd›.

(3)

kul-lan›larak immünometrik assay yöntemi ile öl-çüldü. Normal de¤erler kad›nlar için 1,9-25,0 ng/ml, erkekler için 2,5-17,0 ng/ml ola-rak al›nd›.

Veriler SSPS 10,0 istatistik paket program› kul-lan›larak analiz edildi. Kategorik de¤iflkenler yüzde fleklinde s›n›fland›r›ld›. Sürekli de¤ifl-kenler ise aritmetik ortalama fleklinde özetle-nerek standart sapmas› ile birlikte verildi. Ka-tegorik de¤iflkenlerin analizinde ki-kare testi, sürekli de¤iflkenlerin analizinde ise stu-dent’›nt testi kullan›ld›. Veri da¤›l›mlar›n›n normal da¤›l›ma uymad›¤› gruplar için, t-tes-ti yerine Mann-Whitney test-tes-ti uyguland›. So-nuç; p 0.05’ten küçükse (p<0.05) fark anlam-l›, p 0.05’ten büyükse (p>0.05) anlams›z ka-bul edildi.

BULGULAR

Psoriazis bafllang›ç yafl› 10–66 aras›nda de-¤iflmekte olup ortalama 33,8 ± 14,9 idi. Ka-d›nlarda ortalama bafllang›ç yafl› 33.0 ± 14,7, erkeklerde 35,0 ± 15,5 olarak bulundu (Tablo 1).

75 hastan›n 22’sinde (% 29.3) kontrol gru-bundaki 40 hastadan birinde (% 2.5) aile öy-küsünde psoriazis vard›. Psoriazisli hastalar›n ailelerinin di¤er bireylerinde psoriazis görül-me riskinde psoriazisli olmayan hastalara gö-re istatistiksel olarak anlaml› fark vard› (ki ka-re= 11,740, P= 0,001). Aile öyküsü pozitif olan hastalar›n ortalama bafllang›ç yafl› 25,4

± 11,2 iken aile öyküsünde psoriazis bulun-mayan olgular›n ortalama bafllang›ç yafl› 37,3 ± 15,0 idi (P= 0,001). Bu oran kad›n ve erkekler ayr› de¤erlendirildi¤inde birinci grupta psoriazisin ortalama bafllang›ç yafl› ka-d›nlarda 22,9 ± 8,7 ve erkeklerde 29,1 ± 13,9 fleklindeydi. Ailesinde psoriazis öyküsü olmayan kad›nlarda bafllang›ç yafl› 37,2 ± 14,7 ve erkeklerde 37,3 ± 15,0 idi.

75 hastan›n 49’unda (% 65.3) bafllang›ç yafl› < 40 (erken bafllang›çl›), 26’s›nda (% 34.7) ise psoriazis bafllang›ç yafl› >40 (geç bafllan-g›çl›) idi. Erken bafllang›çl› psoriazis olgular›-n›n 1’inde (% 3.8) aile öyküsü pozitifli¤i mev-cuttu. Yani aile öyküsü pozitif olan hastalar›n % 95.5’i erken bafllang›çl›, % 4.5’i ise geç bafllang›çl› idi (Tablo 2). Erken ve geç bafllan-g›çl› psoriazis hastalar› aras›nda aile öyküsü aç›s›ndan istatistiksel olarak anlaml› fark vard› (ki kare= 12,471; P= 0,0005).

75 hastan›n 54’ünde (% 72) psoriazis yayg›n-l›k derecesi % 20’nin alt›ndayd› (hafif seyirli), 21 hastada (% 28) ise psoriazis vücut yüzeyi-nin % 20’sinden fazlas›n› tutmufltu (yayg›n seyirli). 49 erken bafllang›çl› psoriazis olgusu-nun 21’inde (% 42.9) yayg›n seyir görülür-ken, 26 geç bafllang›çl› psoriazis olgusunun hiçbirinde yayg›n seyir mevcut de¤ildi. Erken ve geç bafllang›çl› psorazis hastalar› aras›nda lezyon yayg›nl›¤› aç›s›ndan istatistik-sel olarak anlaml› fark vard›. (Tablo 3, ki- ka-re= 15,476; P= 0,0005)

Tablo 1. Hasta grubunda cinsiyete göre yafl ve bafllang›ç yafl›n›n karfl›laflt›r›lmas›

Erkek (n) Kad›n (n) t p Yafl 45,1 ± 16,5 39,5 ± 14,0 1,573 0,120 Bafllang›ç yafl› 35,0 ± 15,5 33,0 ± 14,7 0,553 0,582

Tablo 2. Hasta grubunda hastal›¤›n erken/geç bafllang›ç yafl› ile aile öyküsünün karfl›laflt›r›lmas› Bafllang›ç yafl› < 40 Bafllang›ç yafl› > 40 Toplam

n n n

Sporadik 28 25 53

Familyal 21 1 22

Toplam 49 26 75

(4)

Erken bafllang›çl› psoriazis ile birlikte aile öy-küsü pozitifli¤i olan 21 hastadan 14’ünde (% 66,7) yayg›n seyir görülürken erken bafllan-g›çl› ancak aile öyküsü olmayan 28 hastadan 7’sinde (% 25) yayg›n seyir mevcut idi (Tablo 4). Erken bafllang›çl› psoriazisli hastalarda ai-le öyküsü varl›¤›nda, erken bafllang›çl›, ancak sporadik vakalara göre yayg›n seyir görülme-si anlaml› flekilde yüksekti (ki kare= 8,507; P= 0,004).

Kad›nlarda prolaktin ortalamas› psoriazisli grupta 12,.64 ± 13,43, ng/ml, kontrol gru-bunda 9,34 ± 3,60 ng/ml olarak bulunmufl-tur (Tablo 5). Veri da¤›l›m› normal da¤›l›ma uymad›¤› için t testi yerine Mann- Whitney testi uyguland›. Kad›nlardaki prolaktin düzey-lerinde istatistiksel olarak anlaml› bir fark sap-tanamad› (Z= 0,467; P= 0,640).

Erkeklerde prolaktin ortalamas› psoriazisli grupta 7,37 ± 2,15 mg/ml, kontrol grubun-da 7,86 ± 2,68 ng/ml olarak bulundu (Tablo

5). Prolaktin düzeylerinde iki grup aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark saptanamad› (t= 0,689; P= 0,494).

Tüm psoriazisli hastalar›n prolaktin ortalama-s› 10,53 ± 10,76 idi. Kontrol grubundaki has-talar›n ortalamas› ise 8,67 ± 3,30 idi (Tablo 5). Veri da¤›l›m›, normal da¤›l›ma uymad›¤› için Mann- Whitney testi uyguland›. Bu iki grup aras›nda da prolaktin ortalamalar› aç›-s›ndan istatistiksel olarak anlaml› fark buluna-mad› (z = 0,070; P= 0,944).

TARTIfiMA

Psoriazis, etyolojisi bilinmeyen, keratinositler-de anormal diferensiasyon, hiperproliferas-yon ve inflamashiperproliferas-yonla karakterize de¤iflik kli-nik varyantlar› olan krokli-nik bir hastal›kt›r(2). Farrendiz ve ark. (4), Zhang ve ark. (5) ve Kundakç› ve ark. (6), psoriazis bafllang›ç yafl›-n› erkeklerde kad›nlara göre daha yüksek bulmufllard›r. Çal›flmam›zda psoriazis

bafllan-Tablo 3. Hasta grubunda hastal›¤›n erken/geç bafllang›ç yafl› ve yayg›nl›¤› aras›ndaki iliflkinin karfl›laflt›r›lmas› Bafllang›ç yafl› (< 40) Bafllang›ç yafl› (> 40) Toplam

n n n

Hafif 28 26 54

Yayg›n 21 0 21

Toplam 49 26 75

ki-kare=15.476; p=0.0005

Erken bafllang›çl› psoriasis

< % 20 tutulum > % 20 tutulum

Sporadik 21 7

Familyal 7 14

Toplam 28 21

ki-kare=8.507; p=0.004

Tablo 5. Hasta ve kontrol grubunda cinsiyetlere göre PRL düzeylerinin karfl›laflt›r›lmas› Hasta grubu Kontrol grubu

Hasta say›s› PRL ± S.D Hasta say›s› PRL ± S.D P (ng /ml) (ng /ml)

Kad›n 45 12.64 ± 13.43 22 9.34 ± 3.60 0.640 Erkek 30 7.37 ± 2.15 18 7.86 ± 2.68 0.494 Toplam 75 10.53 ± 10.76 40 8.67 ± 3.30 0.290 Tablo 4. Hasta grubunda psoriasis erken bafllang›ç yafl›, lezyon yayg›nl›¤› ve aile öyküsü aras›ndaki iliflkinin karfl›laflt›r›lmas›

(5)

g›ç yafl› ile cinsiyet aras›nda istatistiksel aç›dan anlaml› fark bulunmam›flt›r.

Psoriazisin kal›tsal geçifl gösterdi¤i iyi bilinen bir durumdur. Hastalar›n akrabalar›nda pso-riazis s›kl›¤›n›n artm›fl olmas›, bir veya iki ebe-veynin hasta olmas› durumunda çocuklarda psoriazis insidans›n›n yükselmesi, tek yumur-ta ikizlerinde yüksek konkordans oran› ve be-lirli majör histokompatibilite antijenlerinin hastalarda yüksek oranda görülmesi kal›t›m›n etyolojideki önemini vurgular (7).

Genel olarak kabul edilen görüfl, hastalar›n 1/3’ünde aile öyküsü bulundu¤udur (8). Fer-randiz ve ark. (4), Zhang ve ark. (5) Youn ve ark. (9) ve Görgülü ve Akgün (10)’ün çal›fl-malar›nda aile öyküsü pozitifli¤i s›ras›yla % 40,7; % 31,3; % 18,2; %17,8 olarak bulun-mufltur.

Çal›flmam›zda 75 psoriazisli hastan›n 22 sin-de (% 29,3) aile öyküsü mevcuttu. Kontrol grubunda ise sadece 1’inde (% 2,5) aile öy-küsü pozitifli¤i vard›. Psoriazisli hastalar›n aile-lerinin di¤er fertlerinde psoriazis görülme ris-kinde psoriazisli olmayan hastalara göre ista-tistiksel olarak anlaml› fark vard› (P= 0.0001). Görgülü ve arkadafllar› aile öyküsü pozitif 89 olgudaki çal›flmalar›nda ortalama bafllang›ç yafl›n› 22,6 olarak bulmufllard›r. Bu çal›flmaya paralel olarak yürütülen baflka bir çal›flmada ise genel ortalama bafllang›ç yafl› 26,5; ka-d›nlarda 24,6; erkeklerde 28,5 olarak bulun-mufltur. Yani aile öyküsü pozitif olanlarda bafllama yafl›n›n daha erken yafllara indi¤i görülmektedir (10). Kundakç› ve ark (6), aile öyküsü pozitif olan hastalarda ortalama bafl-lang›ç yafl›n› 20±13, negatif olan hastalarda ortalama yafl› 29±16 olarak bulmufltur. Çal›flmam›zda, aile öyküsü pozitif hastalarda-ki ortalama bafllang›ç yafl› 25,4 ± 11,2; nega-tif hastalardaki ortalama bafllang›ç yafl› 37.3 ± 5,0 olarak saptanm›flt›r. Aile öyküsü pozitif-li¤i ile hastal›¤›n bafllang›ç yafl› aras›nda, ista-tistiksel aç›dan anlaml› negatif yönde bir ko-relasyon mevcut idi.

Anne veya babada psoriazis bulunmas›, ço-cuklarda hastal›k geliflme riskini art›r›r.

Swan-beck ve ark. (11), anne veya babadan biri psoriazisli ise çocuklarda psoriazis geliflme ris-kinin % 15, hem anne hem de baba psori-azisli ise bu riskin % 75 oldu¤unu bildirmifltir. Anne ve babada hastal›¤›n bulunmamas› du-rumunda ise di¤er kardeflte psoriazis riski % 20’dir.

Çal›flmam›zda anne veya babas›nda psoriazis bulunanlar›n oran› % 40,9, hem anne hem de babada bulunan psoriazisli hastalar›m›z›n oran› ise % 4,5 idi. Ayr›ca kardefllerinden bi-rinde psoriazis bulunan hastalar›m›z›n oran› % 36,4 idi. Bu de¤erler hastal›¤›n veya has-tal›¤a yatk›nl›¤›n genetik olarak tafl›nd›¤› flek-linde yorumlanabilir.

Geç bafllang›çl› psoriazis ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda erken bafllang›çl› psoriaziste; daha yayg›n bir seyir görülebildi¤i ve aile öyküsü bulunma flans›n›n yükseldi¤i bildirilmifltir (4,9). Çal›flma-m›zda erken bafllang›çl› 49 hastadan 21’inde (% 42.9), geç bafllang›çl› 26 hastadan 1’inde (% 3.8) aile öyküsü pozitifti. Geç bafllang›çl› psoriazis ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda erken bafllan-g›çl› psoriaziste aile öyküsü bulunma ihtimali-nin anlaml› flekilde yüksek oldu¤u yorumunu yapabiliriz.

Çal›flmam›zda 49 erken bafllang›çl› psoriazis olgusunun 21inde (% 42.9) yayg›n seyir gö-rülürken, 26 geç bafllang›çl› olgunun hiçbi-rinde yayg›n seyir mevcut de¤ildi. Lezyonla-r›n yayg›nl›¤› ile hastal›¤›n bafllang›ç yafl› ara-s›nda istatistiksel olarak anlaml›, negatif yön-de bir korelasyon vard› (P=0,0005). Erken bafllang›çl› psoriaziste yayg›n seyir görülmesi ihtimalinin anlaml› derecede yüksek oldu¤u-nu söyleyebiliriz.

Stuart ve arkadafllar›n›n (12) çal›flmas›nda er-ken bafllang›çl› ve aile öyküsü varl›¤›nda has-tal›¤›n daha yayg›n seyretti¤i bildirilmifltir. Ça-l›flmam›zda aile öyküsü pozitifli¤i ve erken bafllang›çl› psoriazis olan 21 hastadan 14’ün-de (% 66.7) yayg›n seyir görülürken, erken bafllang›çl› ancak sporadik olan 28 hastadan 7’sinde (% 25) yayg›n seyir gözlendi. Bu fark istatistiksel olarak anlaml› idi (P=0.004). Psoriazis tedavisinde kullan›lan etkili

(6)

yöntem-lerin (PUVA, steroid, siklosporin) ortak özelli-¤i, intraepidermal T hücrelerinin say›s›n› azaltmalar›d›r. Böylece lezyon içindeki bozul-mufl Th/ Tsoran› düzelmifl olur (8). Siklospo-rin, aktifleflmifl T- helper hücrelerinden sitokin üretimini inhibe etmektedir (13). Siklospori-nin prolaktin ile ba¤lanma yerleriSiklospori-nin ortak ol-du¤u, immunosupresif etkisinin serum prolaktin seviyesinin azalmas› ile artt›¤› bilin-mektedir. Prolaktinin immun yan›t›n düzen-lenmesindeki gereklili¤i gösterildi¤i için sik-losporinin immunsupresif etkisini, prolaktini lenfositlerdeki ba¤lanma yerlerinden uzaklafl-t›rarak gerçeklefltirilebilece¤i düflünülmek-tedir (14,15).

Bromokriptin hipofizden prolaktin sal›n›m›n› inhibe eden bir dopamin agonistidir. Literatür taramas›nda, psöriasis ve psöriatik artrit tedavisinde bromokriptin kullan›m›na iliflkin baz› çal›flmalara (16) rastlanmas› da psoriazis- prolaktin iliflkisini desteklemektedir. Gebelik ve laktasyon gibi geçici hiperprolak-tinemik durumlar›n psoriazis üzerine olan et-kisi de ilginçtir. Hamilelik süresinde ve hemen sonras›nda psoriazisin seyri hakk›nda yap›lan bir anket çal›flmas›nda hastal›¤›n hamilelik boyunca de¤ifliklik göstermedi¤i hatta düzel-di¤i, fakat postpartum üç ayl›k dönemde has-talar›n % 53.8’inde prolaktin seviyelerinde yükselifli gösterircesine kötüleflti¤i görülmüfl-tür (17).

Stresin psoriazisi tetikledi¤i ve alevlendirdi¤i iyi bilinmektedir. Stres, hipofizden prolaktin sal›n›m›n› artt›rmaktad›r. Bu durum da psori-azis- prolaktin iliflkini desteklemektedir (16). Giasuddin ve arkadafllar› (16) 12 hastada serum prolaktin düzeyini ölçmüfller, kontrol grubu ile karfl›laflt›rm›fllar 3 hastada prolak-tinoma düzeyinde olmayan yükseklik tespit etmifller ve bunun istatistiksel olarak anlaml› oldu¤unu bildirmifllerdir.

Çümcüo¤lu ve ark. (18) ve Kavalc›o¤lu ve ark. (19) serum prolaktin düzeyinde yükseklik tespit etmifller, ancak istatistiksel olarak an-laml› fark bulamam›fllard›r.

Psoriazis vulgarisli 3 bayan hastada sap-tad›¤›m›z prolaktin yüksekli¤i hastal›k et-yopatogenezinde rol oynayabilece¤i gibi, dermatolojik hastal›¤a sekonder olarak stres gibi çeflitli faktörlerin etkisiyle de yükselmifl olabilir. Bunun ayr›m›n› yapmak güçtür. Has-talar›m›z hepsinden aç karn›na ve istirahat halindeyken kan almam›za ra¤men, bu yük-seklik PRL’ nin açl›k, egzersiz, stres v.b durum-larda artmas›na ba¤lanabilir.

Bizim hasta grubumuzda da di¤er üç çal›fl-mada ortaya konuldu¤u gibi ortalama serum PRL düzeyleri normal s›n›rlarda olsa da, hüc-relerdeki PRL reseptörlerinin ve prolaktine yan›tlar›n›n araflt›r›lmaya devam edilmesiyle elde edilecek bulgularla daha sa¤l›kl› sap-tamalar yap›labilir.

KAYNAKLAR

1. Camp RDR. Psoriasis. Text book of Dermatology. 5 th edition, Volume 2. Champion RH, Burton JL, Ebling FJG (eds). Blackwell Scientific Publications, Oxford 1992; 1391-1457.

2. Odom RB, James WD, Berger TG. Andrews’ Dise-ases of the Skin. Clinical Dermatology. 9th edition. WB Saunders Company, Philadelphia 2000; 218-35.

3. Giasuddin AS, El-Sharif AI, El-Ojali SI. Prolactin: do-es it have a role in the pathogendo-esis of psoriasis? Dermatology 1998; 197 (2): 119-22.

4. Ferrandiz C, Pujol RM, Garcia-Patos V, Bordas X, Smandia JA. Psoriasis of early and late onset: A cli-nical and epidemiologic study from Spain. J Am Acad Dermatol 2002; 46(6): 867-73.

5. Zhang X, Wang H, Te-shao Hsu, Yang S, Chen S. The genetic epidemiology of psoriasis in Chinese Han. Int J Dermatol 2002; 41: 663-69.

6. Kundakci N, Türsen Ü, Babiker MO. The evaluati-on of the sociodemographic and clinical features of Turkish psoriasis patients. Int J Dermatol 2002; 41: 220-4.

(7)

7. Christophers E, Mrowietz U. Psoriasis. Fitzpatrick’s Dermatology in General Medicine. 5th edition, vo-lume 1. Eisen AZ, Wolf K, Austen KF, Goldsmith LA, Katz SI,FitzpatrickTB(eds). Mc Graw-Hill, New York 1999; 495-521.

8. Fry L. Psoriasis. Br J Dermatol 1988; 119: 445-461 9. Youn JI, Park BS, Park SB, Kim SD, Suh DH. Charac-terization of early and late onset psoriasis in the Korean population. J Dermatol 1999 Oct; 26 (10): 647-52.

10. Görgülü A, Akgün N.Psoriasiste familyal yans›ma-lar. T Klin J Dermatol 1998;8:81-3.

11. Swanbeck G, ‹nerot A, Martinsson T, Wahlström J, Enerback C, Enlund F, Yhr M. Age at onset and different types of psoriasis. Br J Dermatol 1995 Nov; 133 (5): 768-73.

12. Stuart P, Malick F, Nair RP, Henseler T, Lim HW. Analysis of phenotypic variation in psoriasis as a function of age of onset and family history. Arch Dermatol Res 2002; 294: 207-13.

13. University of Amsterdam, Department of Dermato-logy. The Netherlands. The pathomechanisms of psoriasis; the skin immune system and cyclospo-rin. Br J Dermatol 1988; 118:141-55.

14. Hiestand PC, Mekler P, Nordmann R, Grieder A, Permmongkol C. Prolactin as a modulator of lymphocyte responsiveness provides a possible mechanism of action for cyclosporine. Immuno-logy 1986; 83: 2599-603.

15. Larson DF. Cyclosporin. Mechanism of action: an-toganism of the prolactin receptor. Prog Allergy 1986; 38: 222-38.

16. Paus R. Does prolactin play a role in skin biology and pathology. Medical Hypotheses 1991; 36: 33-42.

17. Dunna SF, Finlay AY. Psoriasis: ‹mprovement du-ring and worsening after pregnancy. Br J Derma-tol 1989; 120: 584.

18. Çömcüo¤lu C, Güngör E, All› N. Psoriasisin etyo-patogenezinde prolaktinin rolü. XVIII. Ulusal Der-matoloji Kongresi Özet Kitab›nda, 26 Eylül-01 Ekim 2000, Belek-Antalya, s:14.

19. Kavalc›o¤lu O, Yüksel N, Paflao¤lu H, Ekflio¤lu M. Prolaktinin psoriasis etyopatogenezindeki rolü. XVIII. Ulusal Dermatoloji Kongresi Özet Kitab›nda, 26 Eylül- 01 Ekim 2000, Belek-Antalya, s:55.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Fotovoltaik uygulamalar için 850A (1000VDC) e kadar olan modeller. • Panolar için

BOŞANMA ( Terk Sebebiyle - Evlenmeden 2-3 Ay Sonra Haklı Sebeple Evi Terk Eden Kadının Ortak Evi Terkte Haklı Oluşu Ona Hayat Boyu Eşinden Ayrı Yaşama Hakkı Bahşetmeyeceği )

• Alkol ve madde kullanmama ve tedavi :Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken

• Katılımcılara dağıtılacak olan yaka kartı için 1 firma sponsor olabilecektir. • Katılımcılara yaka kartı ve firma/ürün logolu yaka kartı ve

Bir durumsal liderlik teorisi olan dönüşümcü liderlik yaklaşımı açısından aile liderliği; aile liderinin kendisi ve aile üyeleri arasında oluşturduğu bağ yoluyla bir

Sonuç olarak, herhangi bir yaflta proteinli g›- dalardan kaç›nan bireylerde hafif ya da a¤›r kli- nik bulgular›n ve epizodik nörolojik tablolar›n varl›¤›nda,

3 Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı, Serebral Palsili Çocuklar Derneği (SERÇEV), Türk Neonatoloji Derneği (Riskli Bebeklerin Taşınması konusunda Sağlık Bakanlığı ile

İUMB’de görülen dürtüselliğin yapısal olduğunu göstermenin amaçlandığı bu çalışmada, İUMB ötimik dönemde olan hastalarda total Barratt Dürtüsellik