• Sonuç bulunamadı

Nazım, Nazım...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım, Nazım..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"7

■p-SoS'l-:ı

/

yaşam

DÜNYA D E Ğ İ Ş İ R K E N

Nazım, Nazım

GEÇEN hafta bir de baktım

Moskova’dan arıyorlar. Dostumuz Tevfik Mellkof

var hattın ucunda.

“Nazım Hikmet’in 35. ölüm yıldönümünde sizi Mosko­ va’da görmek istiyoruz.” di­ yor. “Anma törenlerine katıl­ manız için...”

Ne yazık ki, bir toplantı ne­ deniyle gidemiyorum.

Gelecek yıl için sözleşiyo­ ruz.

★ ★ ★

NAZIM Hikmet, ölümünün üstünden 35. yıl geçtikten sonra bile, hala bazı çevreler­ de tabu.

Şair sözüne tahammülü olmayan bir toplumun kurbanı edilmiş bu duyarlı yürek 35 yıl önce, 3 Haziran’da durmuş.

Nesimi, Pir Sultan Abdal, Nef’i, Nedim gibi toplumsal kargaşanın, anlaşmazlığın, siyasi komplonun zalim dişlileri arasında yitip gitmiş.

★ ★ ★

N AZIM ’ı çok az kişi yerli yerine oturtabildi. Duyarlı, heyecanlı, coşkulu, deli dolu bir şair tabiatını, siyasetin hinoğlu hin oyunlarına alet ettiler.

Ondan kurnaz bir siyasetçi gibi, ölçülü biçili, hesaplı, sözünü tartarak söyleyen bir adam ol­ masını beklediler.

Oysa Nazım bu değildi ki!

Kendisini durmadan denetleyen, çıkarı olma­ yan sözü söylemeyen bir adam olsaydı o güze­ lim şiirleri nasıl yazabilirdi?

İnsanı vurgun yemişe çeviren o müthiş dizele­ ri nasıl yaratabilirdi?

Nazım şairdi!

Yaşama, aşka, doğaya, siyasete, doğan güne­ şe, emekçinin duvarı okşayan eline, yeni doğ­ muş bebeğe şiir yazardı onun yüreği.

Yani insana yabancı olmayan bütün hallere.

★ ★ ★

TÜRKİYE’de komplolara kurban gitti. Yalan yanlış suçlamalarla 13 yıl hapis yattı.

Hapisten çıktığında ona yaşam imkanı tanı­ madılar.

Gençliğinin kenti Moskova’ya kaçtı. Onu orada da Stalin zulmü bekliyordu. Şair yüreği o zulme de isyan etti.

“Çek bıyığını çorbamızın içinden” diye şiir yazdı Stalin’e.

Türkiye Komünist Partisi’ni yuvası sandı. A- ma onu o yuvada da ısırdılar.

Son günlerini memleket hasretine, oğlunun maviş gözlerinin hayaline ve huzurlu bir liman gi­ bi gördüğü son sığınağı Vera’ya adadı.

Alnının üzerinden taze, esmer bir yalaza gibi geçenleri unutmadan.

Ve bir şafak vakti, gazeteleri almak için kalktı­ ğında kalbi duruverdi.

Genç öldü ve “Ölüler genç kalır” sözünü doğ­ rulamasına hep genç kaldı.

Kimbilir bu büyük yetenek, başka bir ülkede, bambaşka koşullarda ne kadar uzun yaşayabilir ve daha neler yaratabilirdi?

Ama burası Türkiye!

Kaçakçılık yapıp da harp zengini olmak yerine şiir yazmayı seçen Nazım’ı bu kadar yaşatması da bir devlet!

E mail: livaneli@milliyet.com.tr

ZÜLFÜ

LİVANELİ

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1974 yılında Yüksek İslâm Enstitüsünü derece ile bitirenler arasında olan Ahmet Sâim Arıtan karde- şim ile aynı dönemde ben Topçu, o da Personel olarak askerlik

Bir oğlu olduğu halde ölen kişinin eşi kocasının ölümünden birkaç gün sonra eşine ait olduğunu iddia ettiği bir çocuk getirse, bir kadın da çocuğu o

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

Bir süre sonra An­ kara Devlet Konservatuarı yüksek bölümünü pekiyi derece ile bitirdi.. Bascourret ile çalışarak dört ayda pekiyi derece ile «virtuozite»

Şimdi Vi­ yana Belediyesi, Kolschitzky nin dükkânının yerinde «Kah ve Müzesi» ni kurmaktadır Turistler için çok câzip gele tek bu müzede Kolschitzky nin

Harrison’ın hesaplarına gö- re gökyüzünün Güneş’in yüzeyi kadar parlak olabilmesi için evrenin 10 trilyon kat daha çok enerjisi olması gerekirdi.. Yani her bir yıldız