• Sonuç bulunamadı

Prevalence of Elderly Depression and Related Risk Factors in Nursing Home Residents

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prevalence of Elderly Depression and Related Risk Factors in Nursing Home Residents"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Huzurevindeki Yaþlýlarda Depresyon Sýklýðý

ve Ýliþkili Risk Etmenleri

Gülfizar Sözeri Varma1, Nalan Kalkan Oðuzhanoðlu2, Tarkan Amuk3, Figen Ateþçi2 1Uz.Dr., 2Prof.Dr., 4Doç.Dr., Pamukkale Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Denizli, 3Uz.Dr., Uþak Devlet hastanesi Psikiyatri Kliniði, Uþak

SUMMARY

Prevalence of Elderly Depression and Related Risk Factors in Nursing Home Residents

Objective: The aim of this study is to determine the prevalence of depression and related factors among elderly in residential home. Method: The sample of the study is composed of 141 elderly who volunteered and adjusted the conditions among 168 elderly living in resi-dential home in Denizli. The sociodemographic charac-teristics of the elderly people were found after the scruti-ny of their institutional files. Depression was diagnosed according to DSM-IV diagnosis criteria by a psychiatrist. Mini Mental State Examination (MMSE), Geriatric Depression Scale (GDS), Hamilton Anxiety Rating Scale (HAM-A), Brief Psychiatric Rating Scale (BPRS), Multidimensional Observation Scale were used for Elderly Subjects. Results: Our study includes elderly peo-ple who are widow (53.2 %), homeless (52.5%), without any family support (71.6%), illiterate (53.2%), without social insurance (53.2%). Some 42.6 % (n:60) of the sub-jects were depressed according to the cut-off point of GDS-Turkish Form. Prevalence of DSM-IV depressive dis-order was 39.7 % (n:56). Age, levels of education and duration of staying at nursing home were similar between the groups of depressive and non-depressive. Number of chronic physical disorder and the number of the drugs used were higher in depression group than in non-depressed group (p<0.05). Being female (p=0.001) and having chronic physical illness (p=0.044) are deter-mined to be the risk factors for depressive disorders according to logistic regression analysis. Conclusion: The prevalence of depression is common among elderly people in nursing homes. Depression is associated with the gender female, chronic physical illness and multiple drug use. Careful examination of the elderly people with these characteristics will contribute to the healthy aging. Key Words: Geriatry, depression, nursing home, factors of risk.

ÖZET

Amaç: Huzurevinde yaþayan yaþlýlardaki depresyon sýk-lýðýnýn saptanmasý ve depresyonla iliþkili etmenlerin belir-lenmesi amaçlanmýþtýr. Yöntem: Denizli huzurevinde yaþayan 168 yaþlý arasýndan gönüllü olan ve çalýþma koþullarýna uyan 141 birey çalýþma grubunu oluþturmuþ-tur. Sosyodemografik özellikleri kuruma ait saðlýk-sosyal dosyalarý incelenerek doldurulmuþtur. Depresyon tanýlarý bir psikiyatrist tarafýndan DSM-IV taný ölçütlerine göre konulmuþ, bireylere Standardize Mini Mental Test (SMMT), Yaþlýlar için Depresyon Ölçeði (YDÖ), Hamilton Anksiyete Deðerlendirme Ölçeði (HAM-A), Kýsa Psikiyatrik Deðerlendirme Ölçeði (BPRS) ve Yaþlý Bireyler Ýçin Çok Boyutlu Gözlem Ölçeði (YBÝÇBGÖ) uygulanmýþtýr. Bulgular: Grubumuzun çoðunluðu, okuryazar olmayan (%53.2), dul (%53.2), sosyal güvencesi olmayan (%53.2), yalnýz yaþadýðý için huzurevine gelen (%52.5) ve aile desteði olmayan (%71.6) yaþlýlardan oluþmuþtu. YDÖ kesme noktasýna göre %42.6 oranýnda (s:60) depresyon olabileceði, DSM-IV taný ölçütlerine göre %39.7 oranýnda (s:56) depresyon bulunduðu belirlendi. Depresyonu olan yaþlýlarýn (s:56) yaþ, eðitim düzeyleri ve huzurevinde kalma süreleri depresyonu olmayanlarla (s:85) benzer (p>0.05), kronik fiziksel hastalýk (p=0.003) ve kullanýlan ilaç sayýlarý (p=0.013) fazlaydý. Lojistik regresyon anal-izinde, kadýn olmak (p=0.001) ve kronik fiziksel hastalýða sahip olmanýn (p=0.044) depresif bozukluklar için risk etmenleri olduðu belirlendi. Sonuç: Huzurevinde yaþayan yaþlýlarda depresyonun yaygýn olduðu tespit edilmiþtir. Kadýn olmak, kronik fiziksel hastalýk ve çoklu ilaç kullanýmý depresyon ile iliþkili bulunmuþtur. Bu özel-liklere sahip yaþlýlarýn depresyon açýsýndan dikkatle deðerlendirilmesi daha saðlýklý yaþlanmaya katkýda bulu-nacaktýr.

Anahtar Sözcükler: Yaþlýlýk, depresyon, huzurevi, risk etmenleri

(2)

GÝRÝÞ

Depresyon, yaþlýlýk döneminde görülen psikiyatrik sorunlar arasýnda önemli bir yer tutmakta, yaþlýlar-daki major depresyon sýklýðý %1-10 arasýnda deðiþmektedir (Roth ve ark 1996, Uçku ve Küey 1992, Jacquenoud 1997, Akdemir 2001, Kulaksýz-oðlu ve ark. 2005, Kim ve ark. 2007). Yaþlýlýk döne-minde saðlýk, sosyal rol, ekonomik durum ve aile yapýsýnda deðiþiklikler meydana gelmekte, birey kendisini umutsuzluk ve yalnýzlýk duygularýna iten bir çok sorunla karþýlaþmaktadýr. Yaþýn ilerlemesi ile birlikte eþ ve yakýnlarýn kaybedilmesi, sosyal desteðin azalmasý depresyon riskini arttýrmaktadýr. Kadýn olmak, dul veya evlenmemiþ olmak, gelir ve eðitim düzeyinin düþük olmasý, fiziksel bir hastalýðýn bulunmasý ve bu hastalýðýn uzun sürmesi, artan fiziksel hastalýklara paralel olarak çoklu ilaç kullanýmý depresyon riskini arttýran diðer etmenler olarak bildirilmektedir (Eker 1998, Beekman ve ark. 1999, Akdemir 2001, Kýlýçoðlu 2006, Güz ve ark. 2007).

Yaþlýlardaki depresyon sýklýðý evde ve huzurevinde yaþayanlarda farklýlýk göstermekte, huzurevlerinde yaþayan yaþlýlarda depresyon sýklýðýnýn daha yüksek olduðu ifade edilmektedir (Nyth ve ark. 1992, Fries ve ark. 1993, Lin ve ark. 2007). Benzer olarak, ülkemizde yapýlan çalýþmalarda da depresyon sýk-lýðýnýn huzurevinde yaþayanlarda evde yaþayanlara göre daha fazla olduðu bildirilmektedir (Bekaroðlu ve ark.1991, Maral ve ark. 2001). Huzurevlerinde yaþayan yaþlýlarda standart taný kriterleri kul-lanýlarak yapýlan çalýþmalarda major depresyon sýk-lýðý %8-15 arasýnda deðiþmektedir (Parmelee ve ark. 1989, Kurtoðlu ve Rezaki 1999, Teresi ve ark. 2001, Bruce ve ark. 2002, Jongenelis ve ark. 2004). Bu bireylerde týbbi hastalýk varlýðý ve olumsuz yaþam olaylarýnýn fazla olmasý, fiziksel koþullardan hoþnutsuzluk, kendini düþük sosyal grupta algýla-ma, kiþisel bakýmdaki yetersizlik gibi nedenler depresyon sýklýðýný arttýrmaktadýr (Abrams ve ark. 1994, Demet ve ark. 2002).

Bu çalýþmada, huzurevinde yaþayanlarda depres-yonun sýklýðýnýn saptanmasý ve risk etmenlerinin araþtýrýlmasý amaçlanmýþtýr.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalýþma Denizli huzurevinde yaþayan 168 yaþlý

arasýndan gönüllü olan ve çalýþma koþullarýna uyan 141 yaþlýda gerçekleþtirildi. Çalýþmaya iletiþimi engelleyecek düzeyde mental retardasyonu, aðýr týbbi hastalýðý, biliþsel iþlev ve duyu (saðýrlýk, körlük gibi) kaybý olan bireyler alýnmadý. Sosyode-mografik özellikleri kuruma ait saðlýk-sosyal dosyalarý incelenerek dolduruldu. Hastalarýn varsa uðraþýlarý (resim, müzik, el sanatlarý, bahçe iþleri, koleksiyon gibi) ve düzenli egzersiz yapýp yap-madýklarý kaydedildi. Biliþsel iþlevler için Standardize Mini Mental Test (eðitimliler ve eðitimsizler için SMMT/SMMT-E) uygulandý. Depresif belirtiler Yaþlýlar için Depresyon Ölçeði (YDÖ), anksiyete düzeyi Hamilton Anksiyete Deðerlendirme Ölçeði (HAM-A), psikotik belirti-ler Kýsa Psikiyatrik Deðerlendirme Ölçeði (BPRS) ve iþlevsellik Yaþlý Bireyler Ýçin Çok Boyutlu Gözlem Ölçeði (YBÝÇBGÖ) ile deðerlendirildi. Depresyon tanýlarý bir psikiyatrist tarafýndan DSM-IV taný ölçütlerine göre konuldu.

Kullanýlan Ölçekler

1. Eðitimliler ve Eðitimsizler için Standardize Mini Mental Test (SMMT/SMMT-E): Biliþsel bozukluk-larýn deðerlendirilmesinde kullanýlmaktadýr (Fols-tein ve ark. 1975). Yönelim, kayýt, dikkat-hesapla-ma, çaðýrma (hatýrlama), dil testleri ve yapýlandýr-ma bölümlerinden oluþan test toplam 30 puan olup her sorusu bir puan deðerindedir. Testin kesme puaný 23 olarak kabul edilmiþtir. Kullandýðýmýz SMMT ve SMMT-E, Ertan ve ark. tarafýndan mo-difiye edilerek oluþturulmuþtur (Ertan ve ark. 1999).

2.Yaþlýlar için Depresyon Ölçeði (YDÖ): Bu ölçek, yaþlýlarda depresyonu belirlemeye yönelik hazýrlan-mýþ 30 sorudan oluþmaktadýr (Yesavage ve ark. 1983). Depresyon tanýsý için eþik deðer 13 olarak alýnmýþtýr. Ölçek duygulaným deðiþikliði, duraðan-laþma, çabuk öfkelenme, yaþamdan geri çekilme, rahatsýz edici düþünceler ve geçmiþ, þimdiki zaman ve geleceðe yönelik olumsuz yargý alanlarýný içer-mektedir. Ülkemizde geçerlilik ve güvenilirliði yapýlmýþtýr (Ertan ve ark. 1997).

3. Hamilton Anksiyete Deðerlendirme Ölçeði (HAM-A): Anksiyete düzeyini ve belirti daðýlýmýný belir-lemek ve þiddet deðiþimini ölçmek amacýyla hazýr-lanmýþtýr (Hamilton 1959). Yarý yapýlandýrýlmýþ ve

(3)

uygulayýcý tarafýndan yapýlan sorgulamayla, has-tanýn durumuna en uygun madde seçilerek 0-4 arasýnda (0-yok, 4-çok þiddetli) deðerlendirilen 14 maddeden oluþur. Puan aralýðý 0-56 arasýndadýr. Türkçe formunun geçerlilik ve güvenilirlik çalýþ-masý yapýlmýþtýr (Yazýcý ve ark. 1998).

4. Kýsa Psikiyatrik Deðerlendirme Ölçeði (BPRS): Psikotik ve bazý depresif belirtilerin þiddetini ve deðiþimini ölçmek için geliþtirilmiþtir (Overall ve Gorham 1962). Kesme puaný olmadýðýndan karþý-laþtýrmalý çalýþmalarda kullanýlmasý önerilmekte-dir. Ölçeðin Türkiye'de geçerlilik ve güvenilirlik çalýþmasý yapýlmamýþtýr.

5. Yaþlý Bireyler Ýçin Çok Boyutlu Gözlem Ölçeði (YBÝÇBGÖ): Kurumlarda yaþayan yaþlý hastalarýn iþlevselliði deðerlendirilmesi için geliþtirilmiþtir (Helmes 1987). Ülkemizde ölçeðin güvenirliði ve yapýsal geçerliði yapýlmýþtýr (Soygür ve ark. 2000). Ölçek 5 altbaþlýkta kümelendirilen toplam 40 maddeden oluþmaktadýr. Altbaþlýklar kendine bakým, yönelim bozukluðu, depresif/anksiyöz duygudurum, irritabl davranýþ, toplumdan uzaklaþ-ma olarak sýralanabilir. Bu ölçek kurumda çalýþan bir psikolog tarafýndan uygulanmýþtýr. Her bir madde 0-4 arasýnda puanlanmaktadýr.

Ýstatistiksel Analizler: Gruplara ait kategorik deðiþkenlerin karþýlaþtýrýlmasýnda Ki-kare testi, sayýsal deðerlerin karþýlaþtýrýlmasýnda t testi kul-lanýlmýþtýr. Risk etmenlerinin tespitinde lojistik regresyon analizi uygulanmýþtýr. Bu iþlemler bil-gisayarda SPSS for Windows 15.0 adlý istatistik programý kullanýlarak gerçekleþtirilmiþtir.

BULGULAR

Çalýþma grubumuzun çoðunluðu, okuryazar olmayan (%53.2), dul (%53.2), sosyal güvencesi olmayan (%53.2), yalnýz yaþadýðý için huzurevine gelen (%52.5) ve aile desteði olmayan (%71.6) yaþlýlardan oluþmuþtu. Yüz yirmi beþ yaþlý (%83.7) en az bir fiziksel hastalýða sahipti. Huzurevine gelme nedenleri yalnýzlýk (%52.5), çocuklarýnýn bakmamasý (%24.8), çocuklarýný rahatsýz etmek istememe (%7.8), eþ ölümü (%7.1) ve saðlýk sorun-larý (%7.8) olarak bildirildi.

YDÖ kesme puanýna göre bireylerin %42.6'sýnda (s:60) depresyon olabileceði tespit edildi. DSM-IV

taný ölçütlerine göre çalýþma grubunun %39.7'sinde (s:56) depresyon olduðu belirlendi. Bu tanýlar major depresif bozukluk (s:19 %13.5), minör depresif bozukluk (BTA depresif bozukluk) (s:19 %13.5) ve distimik bozukluk (s:18 %12.7) olarak daðýlým gösterdi.

Depresif bozukluðu olan yaþlýlarýn (s:56) yaþ, eðitim düzeyleri ve huzurevinde kalma süreleri depresyonu olmayanlarla (s:85) benzerdi (sýrasýyla 74.92±10.25 75.09±9.18 t=0.101, 1.92±3.16 yýl 1.61±2.84 yýl t=0.594, 46.29±45.89 ay, 43.55±39.71 ay t=0.850, hepsi için p>0.05). Depresif bireylerin kronik fiziksel hastalýk sayýlarý ve günlük kullanýlan ilaç sayýlarý depresyonu olmayanlardan istatistiksel olarak fazlaydý (sýrasýy-la 2.36±1.31, 1.71±1.21, t=2.512 p=0.003; 2.00±1.46, 1.35±1.52, t=0.557 , p=0.013). Depresyonu olan ve olmayan gruplar cinsiyet, yer-leþim yeri, gelir düzeyleri, hobi ile uðraþma, egzer-siz yapma, sosyal güvenceye sahip olma, alkol ve sigara kullanma alýþkanlýklarý açýsýndan ki-kare testi ile karþýlaþtýrýldý. Depresyonu olan grupta kadýn sayýsýnýn daha fazla bulunmasý dýþýnda istatis-tiksel olarak anlamlý farklýlýk saptanmadý (Tablo 1). Depresif bozukluðu olan ve olmayan yaþlýlarýn ken-disinde ve ailesindeki psikiyatrik hastalýk öykü bulunmasý açýsýndan istatistiksel olarak anlamlý farklýlýk yoktu (sýrasýyla %39.3, %16.1; %37.6, %11.8, p>0.05).

Ölçek puanlarý incelendiðinde, depresif bozukluðu olan yaþlýlarýn, olmayanlara göre YDÖ ve HAM-A ölçek puanlarý istatistiksel olarak yüksekti. SMMT, BPRS, YBÝÇBG ölçek puanlarý arasýnda istatistik-sel olarak anlamlý farklýlýk yoktu (Tablo 2). Çalýþma grubunda, depresyonu olan grupta 38 kiþinin (%67.9), depresyonu olmayan grupta 44 kiþinin (%51.8) SMMT'te 23 ve altýnda puan aldýðý tespit edildi. Ýki grup arasýnda anlamlý farklýlýk sap-tanmadý (ki-kare=3.593 p=0.058). Major depresif bozukluðu olan (%13.5 s:19) bireylerin SMMT puanlarý, olmayanlara göre (%86.5 s:122) istatistik-sel olarak yüksek bulundu (major depresyonu olan-larda SMMT puaný 24.95±4.04, olmayanolan-larda 18.33±7.93 Mann Whitney U testi, z=3.518, p=0.000). Major depresyonu olan grupta yaþ orta-lamasý olmayanlara göre daha düþük, eðitim yýlý ortalamasý daha yüksek olarak tespit edildi,

(4)

arada-ki farklýlýklar istatistiksel olarak anlamlýydý (sýrasýy-la yaþ için 68.74±6.72, 75.96±9.87 t=3.075 p=0.003, eðitim yýlý için 3.53±3.43, 2.88±0.2, t=2.740 p=0.007).

Sosyodemografik deðiþkenlerin depresif bozukluk üzerine etkileri lojistik regresyon analiziyle ince-lendiðinde; kadýn olmanýn (B=-1.9076, p=0.0016, R=-0.2046) ve kronik fiziksel hastalýða sahip Tablo 1. Depresif bozukluðu olan ve olmayan yaþlýlarýn sosyodemografik özellikleri

Sosyodemografik Depresyonu olan Depresyonu olmayan Ki kare* P*

özellikler Sayý Yüzde Sayý Yüzde

Cinsiyet Kadýn 28 58.3 20 41.7 10.535 0.002 Erkek 28 30.1 65 69.9 Yerleþim Yeri Kýrsal 39 39.4 60 60.6 0.014 1.000 Kent 17 40.5 25 59.5 Sosyal Güvence Var 28 42.4 38 57.6 0.380 0.606 Yok 28 37.3 47 62.7 Alkol Var 18 35.3 33 67.4 0.653 0.476 Yok 38 42.2 52 57.8 Sigara Var 29 36.7 50 63.3 0.679 0.489 Yok 27 43.5 35 56.5 Hobi Var 9 29 22 71 1.894 0.214 Yok 47 42.7 63 57.3 Egzersiz Var 12 28.6 30 71.4 3.103 0.092 Yok 44 44.4 55 55.6 Ziyaret Var 30 40.5 44 59.5 0.044 0.865 Yok 26 38.8 41 61.2 Aile desteði Var 13 32.5 27 67.5 1.215 0.341 Yok 43 42.6 58 57.4

(5)

olmanýn (B=1.6566, p=0.044, R=0.1037) depresif bozukluk varlýðý ile iliþkili olduðu belirlendi. Kadýn ve erkekler ölçek puanlarý açýsýndan karþýlaþtýrýldýðýnda, kadýnlarýn SMMT, YDÖ ve HAM-A puanlarýnýn erkeklere göre daha yüksek olduðu tespit edildi (Tablo 3). Kadýnlarýn yaþ orta-lamalarý erkeklerinkine benzer (sýrasýyla 76.58±10.02, 74.16±9.65, t=1.394, p=0.165), eðitim yýlý ortalamalarý daha düþük bulundu (0.81±2.24, 2.30±3.26, t=2.833, p=0.005). Kadýnlarýn kronik hastalýk sayýlarý ve günlük kul-landýklarý ilaç sayýsý erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlý olarak fazlaydý (sýrasýyla 2.40±1.30, 1.74±1.23, t=2.929 p= 0.004; 2.00±1.41, 1.41±1.54, t=2.212 p=0.029).

TARTIÞMA

Alan çalýþmalarýnda, yaþlý toplumunun major depresyon sýklýðý %1.8-5, depresif belirtileri sýklýðý %5-25 arasýnda bildirilmektedir (Koenig ve Blazer 1994, Beekman ve ark. 1999, Akdemir ve ark. 2001). Huzurevlerinde kalan veya fiziksel hastalýk nedeniyle hastanede yatan yaþlýlardaki depresyon sýklýðýnýn topluma göre daha fazla olduðu ifade edilmektedir (Bekaroðlu ve ark. 1999, Maral 2001, Güz ve ark. 2007). Ülkemizde depresyonun ölçek-lerle deðerlendirildiði çalýþmalarda, depresif belirti sýklýk oranlarýnýn %35-76 arasýnda deðiþtiði görülmektedir (Bekaroðlu ve ark. 1991, Maral ve ark. 2001, Demet ve ark. 2002, Aksüllü ve Doðan 2004, Bahar ve ark. 2005). Standart taný ölçütlerini kullanan Kurtoðlu'nun çalýþmasýnda depresyon

ICD taný sýnýflandýrma sistemine göre konulmuþ, çalýþmamýzla benzer bir oran (%10.2) elde edilmiþtir (Kurtoðlu ve Rezaki 1999). DSM-IV taný ölçütlerini kullanan bir diðer çalýþmada, huzurevin-de yaþamakta olan 196 yaþlý bireyin 30'u huzurevin- deðer-lendirmeye alýnmýþ ve depresif bozukluk oraný %6.7 gibi daha düþük olarak belirlenmiþtir (Gülseren ve ark. 2000).

Huzurevi yaþlýlarýnda, standart taný ölçütleri kul-lanýlarak yapýlan diðer ülke çalýþmalarýnda, major depresyon sýklýðý %8-15, minör depresyon sýklýðý %14-17, subklinik depresif belirti sýklýðý %24-45 arasýnda deðiþmektedir (Parmelee ve ark. 1989, Teresi ve ark. 2001, Bruce ve ark. 2002, Jongenelis ve ark. 2004). Bizim çalýþmamýzda, major ve minör depresif bozukluk sýklýðý %13.5, distimik bozukluk sýklýðý %12.7 olarak bulunmuþtur. Huzurevle-rindeki yaþlýlarda, baðýmsýz yaþam kaybý, týbbi hastalýk ve olumsuz yaþam olaylarýnýn varlýðý, sosyal desteklerinin yetersizliði depresyona yatkýnlaþtýrýcý etmenler olarak bilinmektedir (Abrams ve ark. 1992, Akdemir 2001). Bizim çalýþma grubumuzun çoðunluðu dul, sosyal güvencesi olmayan, yalnýz yaþadýðý için huzurevine gelen ve aile desteði bulun-mayan yaþlýlardan oluþmaktadýr. Grubumuzun bu özellikleri önceki çalýþmalarda bildirilen depres-yona yatkýnlaþtýrýcý etmenlerle benzerdir.

Fiziksel saðlýðýn kötü olmasý, depresyona yatkýn-lýðýn ana nedenlerinden biri olarak bildirilmekte-dir. Çalýþmamýzda, literatürle uyumlu olarak depresyonu olanlarýn daha fazla fiziksel hastalýða sahip olduklarý ve daha fazla ilaç kullandýklarý Tablo 2. Depresif bozukluðu olan ve olmayan yaþlýlarýn ölçek puanlarý

ÖLÇEK Depresyon var (s=56) Depresyon yok (s=85)

Ortalama ± SS Ortalama ± SS T testi p

SMMT 19.32 ± 6.22 19.15 ± 8.80 0.124 0.901

BPRS 16.30 ± 7.92 13.51 ± 10.45 1.706 0.090

YDÖ 16.14 ± 4.48 8.22 ± 5.43 9.065 0.000

HAM-A 16.38 ± 5.37 10.47 ± 6.47 5.661 0.000

YBÝÇBGÖ 74.55 ± 22.21 76.29 ± 26.35 0.408 0.684

SMMT: standardize Mini Mental Test, BPRS: Kýsa Psikiyatrik Deðerlendirme Ölçeði, YDÖ:Yaþlýlar için Depresyon Ölçeði, HAMA: Hamilton Anksiyete Deðerlendirme Ölçeði, YBÝÇBGÖ: Yaþlý Bireyler Ýçin Çok Boyutlu Gözlem Ölçeði, p<0.05 anlamlý

(6)

tespit edilmiþtir (Bekaroðlu ve ark.1991, Uçku ve Küey 1992, Harpole ve ark. 2005, Alexopoulos 2005, Güz ve ark. 2007). Fiziksel saðlýðýn bozulmasý ve süreðenleþmesi, kiþinin hareketlerini kýsýtla-yarak, baþkalarýna baðýmlýlýðý ve bireysel yetkinliðin kaybýyla ilgili korkularý arttýrarak, yaþamdaki rolün zedelenmesi, saygýnlýðýn olumsuz yönde etkilen-mesiyle klinik depresyona zemin hazýrlar (Akdemir 2001, Demet ve ark. 2002, Göktaþ ve Özkan 2006, Kýlýçoðlu 2006). Bizim çalýþmamýzda, kronik fizik-sel hastalýk varlýðýnýn yüksek olmasý onlarýn baþkalarý tarafýndan bakým gereksinimlerini arttýr-maktadýr. Kuruma gelme nedenleri arasýnda belirt-tikleri, ailelerince desteklenmemeleri, yalnýz býrakýlmýþlýklarýnýn da eklenmesiyle geliþen yetkin-lik azalmasý ve saygýnlýðýn zedelenmesi depresyon sýklýðýný etkilemiþ olabilir.

Çalýþmamýzda, depresyonu olan ve olmayan grup-lar arasýnda SMMT puangrup-larý açýsýndan istatistiksel olarak anlamlý farklýlýk saptanmamýþtýr. Sadece major depresyonu olan bireyler incelendiðinde, major depresyonu olan grupta SMMT puanýnýn daha yüksek olduðu tespit edilmiþtir. Palsson ve ark. (2000), 85 yaþýndaki bireylerde major depres-yonun bellek ve nöro-psikolojik iþlevler üzerine etkisini araþtýrmýþlar ve major depresyon ile kötü nöro-psikolojik test sonuçlarý arasýnda pozitif iliþki bulmuþlardýr. 60 yaþ üstü, demansý olmayan yaþlýlarla yapýlan bir baþka çalýþmada, depresyonu olan ve olmayan bireylerin nörokognitif iþlevleri karþýlaþtýrýlmýþ, depresyonun tüm biliþsel iþlevleri olumsuz yönde etkilediði tespit edilmiþtir (Buttres

ve ark. 2004). Çalýþmamýzda, önceki çalýþmalardan farklý olarak major depresyonu olan hastalarýn bi-liþsel iþlevselliðinin daha iyi olmasý dikkat çekici bulunmuþtur. Bu durum, major depresyonu olan grubun olmayanlara göre daha genç ve eðitim düzeylerinin daha yüksek olmasý ile iliþkili olabilir. Yapýlan bir çalýþmada (Reifler ve ark. 1982), biliþsel bozukluðu bulunan yaþlý hastalarýn %23'ünde depresyon saptanmýþ ve depresyonun altta yatan biliþsel bozukluðun nedeni olmaktan çok biliþsel bozukluða eklendiði, biliþsel bozukluðun derecesi arttýkça depresyon sýklýðýnýn belirgin olarak azaldýðý bulunmuþtur. Farklý çalýþmalarda biliþsel bozulmanýn þiddeti arttýkça depresyonun þiddetinin arttýðý (Mast 2005), minör ya da major depresyon varlýðýnýn bireyin günlük aktivitelerini, sosyal iþlev-lerini ve demans (Alzheimer hastalýðý) þiddetini arttýrdýðý (Starkstein ve ark. 2005) tespitleri yapýlmýþtýr. Çalýþmamýzda, demans vakalarý ayrýl-mamýþ ve ayrýntýlý nöropsikolojik deðerlendirme yapýlmamýþtýr. Bu durum depresyon ve biliþsel bozukluk arasýndaki iliþkinin tartýþýlmasýný sýnýr-landýrmaktadýr.

Yapýlan çalýþmalar hemen her yaþ grubu için kadýn olmanýn depresyon için risk etmeni olduðunu, bu durumun yaþlýlýkta da sürdüðünü göstermektedir (Beekman ve ark. 1999, Griffits ve ark. 1987, Özcankaya ve Mumcu 1996, Zunzunegui ve ark. 2001, Kulaksýzoðlu ve ark. 2005, Kýlýçoðlu 2006, Kim ve ark. 2007). Sonuçlarýmýz kadýn olmak ve depresif belirtiler arasýndaki iliþkiyi desteklemekte-dir Kadýnlarýn erkeklere göre eðitim düzeylerinin Tablo 3. Cinsiyete göre ölçek puanlarý

Ölçek Puanlarý Kadýn (S=48) Erkek (S=93) T testi p Ort± SS Ort±SS SMMT 15.98±7.26 20.89±7.66 3.674 0.000 BPRS 16.69± 7.68 13.55±10.32 1.857 0.065 YDÖ 13.60±5.80 10.22±6.32 3.078 0.003 HAM-A 15.35±6.78 11.51± 6.30 3.349 0.001 YBÝÇBGÖ 78.69±21.25 74.01±26.30 1.065 0.289

SMMT: standardize Mini Mental Test, BPRS: Kýsa Psikiyatrik Deðerlendirme Ölçeði, YDÖ: Yaþlýlar için Depresyon Ölçeði, HAM-A:Hamilton Anksiyete Deðerlendirme Ölçeði, YBÝÇBGÖ: Yaþlý Bireyler Ýçin Çok Boyutlu Gözlem Ölçeði, p<0.05 anlamlý

(7)

daha düþük, fiziksel hastalýklarýnýn ve ilaç kul-lanýmlarýnýn fazla olmasý da çalýþma grubumuzdaki kadýnlardaki depresyon sýklýðýný etkilemiþ olabilir. Çalýþmamýzda, depresyonu olan ve olmayan grup-larda egzersiz, hobi gibi etkinliklere katýlma açýsýn-dan farklýlýk saptanmamýþtýr. Bazý çalýþmalarda boþ zamanlarýn egzersiz, hobi gibi aktif etkinliklerle geçirilmesinin depresif belirtileri olumlu olarak etkileyebileceði ifade edilmektedir (Demet ve ark. 2002, Bahar ve ark. 2005). Yaþlýlarýn sosyokültürel özelliklerinin bilinerek onlara uygun etkinliklerin planlanmasý bu uðraþýlara katýlýmý belirleyebilir. Sonuç olarak, çalýþmamýzda huzurevinde yaþayan yaþlýlarda depresyon %39.7 gibi yüksek bir oranda bulunmuþtur. Kadýn olmak, kronik fiziksel hastalýk

ve çoklu ilaç kullanýmý depresyon için risk etmen-leri olarak görülmektedir. Bu özelliklere sahip yaþlýlarýn depresyon açýsýndan dikkatle deðer-lendirilmesi ve uygun tedavilerin baþlanmasý, yaþlýlýðýn daha saðlýklý yaþanmasýna katkýda bulu-nacaktýr. Bu çalýþmada, huzurevinde yaþayan yaþlýlarýn tümündeki depresyon ve iliþkili risk etmenlerinin belirlenmesi amaçlanmýþtýr. Demans vakalarý dýþlanarak yapýlacak çalýþmalar, huzurev-lerinde depresyon sýklýðýnýn belirlenmesinde daha aydýnlatýcý olabilir.

Yazýþma adresi: Dr. Gülfizar Sözeri Varma, Pamukkale Üniver-sitesi Týp Fak. Psikiyatri Anabilim Dalý, Denizli, gulfizar@gmail.com

KAYNAKLAR Abrams RC, Teresi JA, Butin DN (1994) Bakýmevi sakinlerinde

Depresyon. Ýleri yaþta görülen psikiyatrik bozukluklar. (Çev. G Kotioðlu) Alexopoulos GS (Konuk Ed.), Eker E (Çev ed), Ýstan-bul, Bilimsel ve Teknik Yayýnlarý Çeviri Vakfý, s.117-137. Akdemir A, Atasoy N, Saðnak S (2001) Yaþlýlýkta depresyon. 3P Dergisi; 9(2):263-270.

Aksüllü N, Doðan S (2004) Huzurevinde ve evde yaþayan yaþlýlarda algýlanan etkenleri ile depresyon arasýndaki. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 5:76-84.

Alexopoulos GS (2005) Depression in the elderly. Lancet, 365:1961-1970.

Bahar A, Tutkun H, Sertbaþ G (2005) Huzurevinde yaþayan yaþlýlarýn anksiyete ve depresyon düzeylerinin belirlenmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 6: 227-239.

Beekman AT, Copeland JR, Prince MJ (1999) Review of com-munity prevalence of depression in later life. Br J Psychiatry, 174:307-311.

Bekaroðlu M, Uluutku N, Tanrýöver S ve ark. (1991) Depression in an elderly population in Turkey. Acta Psychiatr Scand, 84(2):174-178.

Butters MA, Whyte EM, Nebes R (2004) The Nature and Determinants of Neuropsychological Functioning in Late-Life Depression. Arch Gen Psychiatry, 61: 587-595.

Çuhadar D, Sertbaþ G, Tutkun H (2006) Huzurevinde yaþayan yaþlýlarýn biliþsel iþlev ve günlük yaþam etkinliði düzeyleri arasýn-daki iliþki. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 7:232-239.

Demet MM, Taþkýn EO, Deniz F ve ark. (2002) Manisa huzurev-lerinde kalan yaþlýlarda depresyon belirtilerinin yaygýnlýðý ve iliþkili risk etkenleri. Türk Psikiyatri Dergisi, 13(4):290-299. Eker E (1998) Yaþlýlýk Psikiyatrisi. Psikiyatri Temel Kitabý. 2. Cilt, C Güleç, E Köroðlu (ed), Ankara, Hekimler Yayýn Birliði, s:1263-1289.

Ertan T, Eker E, Þar V (1997) Geriatrik depresyon ölçeðinin

Türk yaþlý nüfusunda geçerlilik ve güvenilirliði. Nöropsikiyatri Arþivi, 34: 62-71.

Ertan T, Eker E, Güngen C ve ark. (1999) The Standardized Mini Mental State Examination for illeterate Turkish elderly population. 2th International Symphosium on Neuropsyc-hological assesment of mental and Behavioral Disorders, August 28-30, Kirazlýyayla, Bursa,Turkey.

Fries BE, Mehr DR, Schneýder D ve ark.(1993) Mental Dysfunction and resource use in nursing homes. Med Care, 31(10): 898-920.

Folstein MF, Folstein SE, McHugh PR (1975) "Mini-Mental State": A practical method for grading the cognitive state of patients for the clinician. J Psychiatr Res, 12:189-198. Göktaþ K, Özkan Ý (2006) Yaþlýlarda Depresyon. Türkiye'de Psikiyatri, 8(1):30-37.

Griffiths RA, Good WR, Watson NP ve ark. (1987) Depression, dementia and disability in the elderly. Br J Psychiatry, 150:482-493.

Gülseren Þ, Koçyiðit H, Erol A ve ark. (2000) Huzurevinde yaþamakta olan bir grup yaþlýda biliþsel iþlevler, ruhsal bozuk-luklar, depresif belirti düzeyi ve yaþam kalitesi. Geriatri, 3(4):133-140.

Güz H, Yaman MA, Dilbaz N (2007) Fiziksel hastalýðý olan yaþlýlarda depresyon ve diðer psikiyatrik belirtiler. Türkiye'de Psikiyatri, 9:44-49.

Hamilton M (1959) The assessment of anxiety states by rating. Br J Psychology, 32:50-55.

Harpole LH, Williams JW, Olsen MK ve ark. (2005) Improving depression outcomes in older adults with comorbid medical ill-ness. Gen Hosp Psychiatry, 27(1):4-12.

Helmes E, Csapo KG, Short JA (1987) Standardization and val-idation of the Multidimensional observation scale for elderly subjects (MOSES). J Gerontol, 42:395-405.

(8)

Jacquenoud E, Kat M (1997) Depresyon ve somatik semptom-larý olan çok yaþlý hastalarda fluvoksaminin güvenirliði. Primer Care Psychiatry, 3:175-181.

Jongenelis K, Pot AM, Eisses AMH ve ark. (2004) Prevalence and risk indicators of depression in elderly nursing home patients: the AGED study. J Affect Dis, 83(2-3):135-142. Kýlýçoðlu A (2006) Yaþlýlýk çaðý depresyonunun risk etkenleri ve etiyolojisine yönelik bir gözden geçirme. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 7(1):49-54.

Kim MD, Hong SC, Lee CI ve ark. (2007) Prevalence of depres-sion and correlates of depressive symptoms for residents in the urban part of Jeju Island, Korea. Int J Soc Psychiatry, 53(2):123-34.

Koenig HG, Blazer DG (1994) Geriyatrik afektif bozukluklarýn epidemiyolojisi. Ýleri yaþlarda görülen psikiyatrik bozukluklar (Çev. G Kotioðlu) Alexopoulos GS (Konuk Ed.), Eker E (Çeviri ed.), Bilimsel ve teknik yayýnlarý çeviri vakfý, s.1-24.

Kulaksizoglu IB, Gürvit H, Polat A ve ark. (2005) Unrecognized depression in community-dwelling elderly persons in Istanbul. Int Psychogeriatr, 17(2):303-12.

Kurtoðlu D, Rezaki SM (1999) Huzurevindeki yaþlýlarda depresyon, biliþsel bozukluk ve yeti yitimi. Türk Psikiyatri Dergisi, 10(3):173-179.

Lin PC, Wang HH, Huang HT (2007) Depressive symptoms among older residents at nursing homes in Taiwan. J Clin Nurs, 16(9):1719-1725.

Maral I, Aslan S, Ýlhan MN ve ark. (2001) Depresyon yaygýnlýðý ve risk etmenleri: huzurevinde ve evde yaþayan yaþlýlarda karþýlaþtýrmalý bir çalýþma. Türk Psikiyatri Dergisi, 12(4):251-260.

Mast BT (2005) Impact of cognitive impairment on the phe-nomenology of geriatric depression. Am J Geriatr Psychiatry, 13(8):694-700.

Nyth AL, Gottfries CG, Lyby KA (1992) Controlled multicenter clinical study of citalopram and placebo in elderly depressed patients with and without concominant dementia. Acta Psychiatr Scand, 86:138-145.

Palsson S, Johanson B, Berg S ve ark. (2000) A population study

on the influence of depression on neuropsychological function-ing in 85 year-olds. Acta Psychiatr Scand, 101(3):185-193. Parmelee PA, Katz IR, Lawton MP (1989) Depression among institutionalized aged: assessment and prevalance estimation. J Gerontol, 44(1):22-29.

Reifler BV, Larson E, Hanley R (1982) Coexistence of cognitive impairment and depression in geriatric outpatients.Am J Psychiatry, 139(5):623-626.

Roth M, Mountjoy CO, Amrein R (1996) Moclobemide in Elderly Patients with Cognitive decline and depression: An International Double-blind, placebo-controlled Trial. Br J Psychiatry, 168(2):149-157.

Starkstein SE, Jorge R, Mizrahi R, Robinson RG (2005) The construct of minor and major depression in Alzheimer's disease. Am J Psychiatry, 162(11):2086-2093.

Soygür H (2000) Bakýmevlerinde yaþlý bakýmý ve psikolojik deðerlendirme. Demans Dizisi, 2(1):32-40.

Overall JE, Gorham DR (1962) The brief psychiatric rating scale. Psychological Reports, 10:799-812.

Özcankaya R, Mumcu N (1996) Huzurevi yaþayanlarýnda depre-sif, psikotik ve biliþsel deðiþiklikler. Nöropsikiyatri Arþivi, 33(2):115-120.

Teresi J, Abrams R, Holmes D ve ark. (2001) Prevalance of depression and depression recognition in nursing homes. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol, 36(12): 613-620.

Uçku R, Küey L (1992) Yaþlýlarda depresyon epidemiyolojisi. Nöropsikiyatri Arþivi, 19(1):15-20.

Yazýcý MK, Demir B, Tanrýverdi N ve ark. (1998) Hamilton anksiyete deðerlendirme ölçeði, deðerlendiriciler arasý geçerlilik ve güvenilirlik çalýþmasý. Türk Psikiyatri Dergisi, 9:111-117. Yesavage JA, Brink TL, Rose TL ve ark. (1983) Development and validation of a geriatric depression screning scale: a prelim-inary report. J Psychiatric Res, 17(1):37-49.

Zunzunegui MV, Beland F, Otero A (2001) Support from chil-dren, living arrangements, self-rated health and depressive symptoms of older people in Spain. Int J Epidemiol, 30(5):1090-1099.

Referanslar

Benzer Belgeler

Absürd tiyatronun işlenmesinde yaratıcı dramanın bir yöntem olarak kullanılmasının tiyatro topluluğu öğrencileri üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlayan bu

Saktanber, Ayşe, “Türkiye’de Medyada Kadın: Serbest, Müsait Kadın veya İyi Eş, Fedakâr Anne”, 1980’ler Türkiyesi’nde Kadın Bakış Açısından Kadınlar,

Araştırma bulgularından hareketle çalışma yapılan grubun yarıdan fazlası daha önce hiçbir drama etkinliğinde bulunmadığı, bununla birlikte öğrencilerin

- Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre toplumda kişisel/sosyal ve eğitim alanında önemli role sahip olan çocuk gelişimi uzmanlarının yetiştirilmesinde, bu bölümde

Türkçeye de çevrilmiş kitapla- rından Edebiyat Kuramı’nda edebiyatın ne olduğu gibi temel sorulardan yola çıkan yazar, fenomenoloji, yorumbilgisi, alımlama kuramı,

Folk nursery rhymes, children’s songs and singing games have been recognized as effective and indispensable age-appropriate tools in Hungarian preschool education both in music

• Kurmaca günlük yazarları, günlük biçimini bir tür anlatım tekniği olarak bilinçli bir şekilde seçerler; gerçek günlük yazarları için ise bu söz konusu

Edebiyat dünyasına şiir- leriyle atılan ve üzerindeki tesiri büyük olan On İkinci Numune Mektebi’nde hayatı- nın şiirli yolu açılan Cengiz Dağcı, aynı zamanda