• Sonuç bulunamadı

Başlık: KEÇİ CİCER AGRISI ÜZERİNDE ÇALIŞMALARYazar(lar):GÜRTÜRK, SelahattinCilt: 6 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001829 Yayın Tarihi: 1959 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KEÇİ CİCER AGRISI ÜZERİNDE ÇALIŞMALARYazar(lar):GÜRTÜRK, SelahattinCilt: 6 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001829 Yayın Tarihi: 1959 PDF"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Elektronmikroskop .Lab. Doçent Dr. Selahattin Gürtürk.

KEÇİ CİCER AGRISI ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR

Bildiri : II: Keçi Ciğer Ağnsı Hastalığının Epidemiyoloji, Hastalık Tablosu, Teşhis ve tmmunolojisi.

Doçent Dr. Selahattin Gürtür Keçi ci~er a~nsı etkeninin morfolojik, filtrabl ve serolijik karak terleri ile kimyevi maddelere karşı duyarlı~, toksin teşkili, üretiIm si ve kültürel karakterleri ile küçük deneme hayvanlarına nakli husu sundaki denemelerden birinci bildiride bahsedilmiştir. Bu yazımızda evvela bu hastalı~n epidemiyolojisi ve hastalık tablosu, sonra da teş his usulleri ile immunolojisi hakkındaki çalışmalar bildirilecektir.

Epidemıyoloji İnfeksiyon :

Hastalıktan ölen keçilerin akci~er emülsiyonunu damar içine şınn ga etmekle AYGÜN (3) tavşan, fare ve kobaylarda hastalı~ husul geldi~ini ve bazılannın da öldü~ü bildirmekte, buna mukabil de . altına yapılan enjeksiyonlarla gerek laboratuvar deneme hayvanlann da ve gerekse keçilerde ölüm meydana gelmedi~ gibi a~r bir hasta lıkta husule gelmedi~i bildirmistir., Arastıncı

.

mezkür hastalık.. etk ninin özel bir virus ile «Bacterium haemoglobinophilus pleuropneu monia-contagiosa caprae» adını verdiği bir bakteri olduğunu kabul et mektedir. Pendik Bakteriyoloji Enstitüsünde yapılan çalışmalarda; k . yun ve tavşanlara trachea, akciğer ve periton yallan ile yapılan ayn

emülsiyon şırıngalannda pozitif sonuç alınmadığı, buna mukabil ayn boks içinde kontakt bulaşmaya terkedilen keçiler hastalı~a yakalandık lan halde ayni şartlar altında koyunların hastalı~a tutulmadıklan bil

dirilmiştir. (bak, ERTÜRK 6). Forget fiyevri devrindeki hastalarda alınan kanın deri altına şırıngasile ve hastalann gaitalanm yedirmekl hastalığı sağlam keçilere nakletmeye muvaffak olamamıştır. (bak, BEK man 4). HUTYRA-MAREK-MANNİNGER (7)in bildirdiklerine göre sı

(2)

KEÇİ CİGER AGRISI

rların sırt veya boyun nahiyelerine subkutan olarak saf Pleuropneu-onia contagiosa bovum kültürü verildi~nde, fiyevri 6-27 gün sonra 0-42 dereceye kadar yükselir, enjeksiyon mahallinde sathi bir şekilde aygın, ödematöz bir şişlik meydana gelir. Nihayet hayvan 1-3 haftalık ir hastalık devrinden sonra ölür. SCHLOSSBERGER (Ine göre Pleu-opneumonia contagiosa bovum'da akei~er emülsiyonu, pleuro eksudatı

eya serumlu buyyon kültürü subkutan veya intrakutan verildi~de, ı~ırlarda 6-20 günlük bir inkubasyondan sonra gövdede veya ayaklarda

aygın, sert ve a~rılı ödematöz infiltrasyon ve gittikçe artan fiyevrili bir nfeksiyon meydana getirerek hayvanları öldürür. Kuyruk ucwıa şınn-a edildi~ zşınn-amşınn-an hşınn-afif bir reşınn-aksiyon meydana gelir. İnfekte yemlerle er os bulaşma olmaz. Fakat muayyen şartlar altında inhalasyon ile astalık nakledilebilir. Koyun ve at serumlarında üretilen Pleuropneu-oma eontagiosa bovum kültürleri koyun ve keçiler için patogen 01-ukları halde, sı~r serumu ile hazırlanmış besi yerlerinde üretilen kül-ürler koyun ve keçiler için infeksiyöz de~ldir. Tabii -bulaşma şekli he-üz aydınlatılmamış olup, damlacık infeksiyonu şeklinde bulaştı~ tah-in edilmektedir. MERCHANT ve PACKER (8)tah-in bildirdiklertah-ine göre, leuropneumonia contagiosa bovum etkeni tabii şartlar altında sı~r ve andalarda pleuropneumonie yapar. Experimental olarak koyun ve ke-ilerde de hastalık tevlid eder. Di~er hayvan nevileri ile insanlar bu has-lık etkenine karşı mukavimdirler. Tabii infeksiyonda bu hastalık et-enine karşı gayet hassas olan sı~rlar, experimental olarak kolaylıkla nfekte olmazlar. ROBERT ve arkadaşları (10) na göre, infekte lenf yum. ları veya Myeoplasma mycoides var. capri kültürleri deri altı yolu ile 'erildiklerinde keçilerde yaygın, ödemli bir şişlik, ateş ve genel belirti-er meydana gelir, fakat akci~belirti-erlbelirti-erde lezyonlar teşekkül etmez, sadece

ozitif kan kültürü ve arthritis müşahede edilir.

Şahsi çalışmalarda gerek parenteral ve gerekse per os olarak ycoplasma mycoides var. Capri ile küçük laboratuvar deneme hay-anları ve koyunlar üzerinde yapılan infeksiyon denemelerinde menfi onuç alınmıştır. Buna mukabil keçilere parenteral yolla (intravenöz, tradermik, subkutan, intratraheal, intranasal) hastalık kolaylıkla nak-edilebilmiştir. 1/5 aramnda serumlu buyyon kültürü karıştırılmış su-arın içirilmesile yapılan infeksiyon denemeleri di~er deneme hayvan-arı gibi keçilerde de menfi sonuç vermiştir.

Pleuropneumonia eontagiosa eaprae'nin kuluçka süresini WALKER -4 hafta, METTAM 4-16 gün, STYLİANOPOULO 5-11 gün, DANKEL-OFF 7__9 gün olarak tesbit etmişler, LONGLEY ortalama 12-13 gün,

İLBERT 48 gün oldu~nu bildirmiştir. Pendik Bakteriyoloji Enstitü-ünde hastalıklı materyal filtratları ile" yapılan denemelerde kuluçka

(3)

süresinin 20-40 gün arasında oldugu, fakat ayni materyallerin emülsi yonları ile yapılan infeksiyon denemelerinde bu sürenin 4-10 gün ar sında oldugu sonucuna- varılmıştır. (bak, ERT"ÖRK 6). MERCHANT v PACKER (8) 3-10 günlük bir inkubasyon devrinden sonra hastalık be lirtilerinin görüldü~nü bildirmektedirler.

Şahsi çalışmalarda gerek serumlu buyyon kültürleri ve gerekse p nicillin ile muamele edilmiş akcig-er emülsiyonları ile parenteral olara yapılan experimental infeksiyon denemelerinde kuluçka süresinin 4-gün oldugu tesbit edilmiştir. Spontan infeksiyon denemeleri için hasta lıklı keçilerin içine konulan sag-Iam keçilerin de ortalama bir hafta son ra hastalıg-a -yakalarıdıkları müşahede edilmiştir.

HUTYRA, MAREK ve MANNİNGER (7) in bildirdiklerine göre Pleuropneumonia contagiosa bovum'a karşı sıg-ırlar ırk ve yaşama ta ve sahsi mukavemetlerine göre deg-isik hassasiyet gösterirler. Tüys" gri 'step ırkıarı renkli ırkıara nazara~ daha mukavimdirler. ERTüR ( 6)e göre, Pleuropneumonia contagiosa caprae'ye karşı tiftik ve karakı keçileri arasında duyarlık bakımından fark olmadıg-ı gibi, infeksiyond yaş farkının da bir rolü yoktur.

Şahsi çalışmalarda bir yaşına kadar olan genç karşı daha duyarlı oldukları müşahede edilmiştir.

HUTRA, MAREK ve MANNİNGER (7)e göre, sıg-ırların Pleurop neumonisinde tabii bulaşma, öksürük esnasında hastalıklı sıgırların çı kardıkları bronşial sekretleri ile vukua gelir. Bulaşma daha ziyade aku hastalarla olursa _da sag-Iam görünüşte olan sıg-ırhır da bulaştırma ka biliyetindedir1er. Etken, ölmüş ve bilahere kapsüllenmiş olan akcig-e kısmında uzun müddet virulensini muhafaza .eder, buradan her hang bir durumda bronşlara geçer ve yukarı hava' yollarına gelerek öksürük le dısarıya atılır. Bu vaziyette nekahat devrindeki sıg-ırlar WALLEY' göre '15 ay, MİNNET'e göre 2-3 sene sonra dahi sag-Iam hayvanları bu laştırabilirler.

Pleuropneumonia contagiosa caprae ekseriya hastalıklı keçile . sekret ve exkretleri veya keçi cig-er ag-rısındjln ölmüş hayvanların kadav raları ile sag-Iamlara bulaşmakta olup, sıfat ile hastalıg-ın bulaşıp bulaş madıg-ı henüz aydınlatılmış deg-ildir.

Hastalıg-ın seyri üzerinde soguk ve yag-ışlı havaların tesiri büyü olup, kış mevsiminde mortalite % 95 e kadar çıkabilir. Devamlı yag-murlar, rüzgar ve mevsim değişiklikleri ölüm nispetini yükseltir. Mor bidite ortalama % 80, letalite ise % 100 olarak kabul edilebilir.

PATOGENEZ

HUTYRA, MAREK ve MANNİNGER (7)in bildirdiklerine göre, 1;&

(4)

KEÇİ CİGER -AGRISI

-effüs yolu ile akci~erlere giren sı~ır Pleuropileomonie etkenleri JOEST. İEGLER ve SEİFRİED'in yapmış oldukları histolojik muayenelere öre evvela ince bronşlarda bir iltihap yaparlar ve buradan intralobu-er ba~layıcı dokuya geçintralobu-erlintralobu-er. Burada da iltihaplı_ bir ödem yaptıktan onra lenf yollarını tıkayarak yavaş yavaş dokunun tam bir nekrozunu'

eydana getirirler. Bronş ve intralobuler bozukluklar. akci~er paran-iminin kruppöz bir iltihabım yaparlar ve bidayette kırmızı, sonra gri e gri-sarımsı renkte ~:Hanhepatizasyon odakları meydana gelir. Mama-ih hastalık sı~rlann' akci~erlerinde hiç bir bozukluk yapmadan pür. an infeksiyonu seklinde de seyredebilir. Sı~rlara subkutan olarak leuropneumonie kültüru veya hastalıklı akci~er emülsiyonu verildi~ aman, otopside deri altında fazla serözite ve adele arası ba~layıcı do-uda şiddetli bir serözite meydana gelir. Pleuro boşlu~a verildi~de, eröfibrinöz bir pleurosie ve peritonitis ile mediyastinal lenf bezlerinin kut bir sisli~i meydana gelir. ' Kültür yedirilmesile hastalık . husule elmez.

ROUX ve NOCARD toz halindeki akCi~er hulasası veya kültür ile nhalasyondan sonra yüksek fiyevri ve akcig-er iltihabı belirtileri ile hay-anlann öldü~ü ve otopsilerinde; interlobuler dokuda seröz bir in. iltrasyon bulundu~u, buna mukabil kruppöz bir yangı

bulunmadı~-ve paranşimde nekroz husule gelmedi~ müşahede etmişlerdir. AMPBELL'de hastalık etkenini sı~rlara intratraheal şırıng-a etmekle ipik hastalık tablosu meydana geldi~i bildirmiştir. DAUBNEY

akci-er emülsiyonu veya Pleuropneumonia contagiosa bovum küıtürlerini travenöz şırınga etmekle tipik hastalık tablosu meydana geldi~ni yaz. aktadır. (bak, HUTYRA, MAREK, MANNİNGER (7),

MERCHANT ve PACKER (8) e göre, tabii infeksiyondan ölen ke-ilerde pneumonie ve pleuritis görülür, bazı vak'alarda da perikarditis

üşahede edilir. Mükoz ve seröz gışalarda.küçük hemorajiler bulunur. Keçiler symptomlar görüldükten bir ila dört hafta sonra ölürler.

Şahsi çalışmalarda hastalıklı keçilerin antibiotiklerle muamele edil-iş akci~er emülsiyonları veya serumlu buyyon kültürleri solunum YO-u ile verildi~ 'zaman, etkenin daha ziyade akcig-erlerde lökalize oldYO-u~ ve burada gri-kahve rengi hepatizasyon odakları yaptı~ müşahede edil-miştir. Bu şekil infeksiyonlarda keçiler hemen daima akut bir pneu-monie ve pleurosie neticesi şiddetli asfeksi ile ölmektedirler. Ayni ma-teryaller keçilere deri altı yolu ile verildi~inde; infeksiyon mahallinde hemorajik bir 'infiltrasyon ile yaygın ödem meydana ge,lir. Ba~rsak mü-kozasında, bilhassa kolonlarda yer yer kahnlaşma ve mükozada kırmı-zı lekeler ile sathi ulserler bulunup, kesit yüzleri üsarelidir. Dalak nor-mal büyüklükte olup, kapsülası üzerinde sarımtırak renkte fibrinli bir

(5)

membran ve kesit yüzeyinde mercimek ile nohut büyüklü~ne kada varan sanmtırak renkte nekroz odakları bulunur. Akcigerlerde yer ye ve bilhassa sol apikal ve diyafragmatik loblann arka taraflannda kır IDlZl-Sarllntırakrenk~e hepatizasyon odakları mevcuttur. Perikard iç risinde sarımtırak renkte berrak,bir sıvı bulunup, gög-üsboşlug-undaço defa seröziteye rastlanmaktadır.

Histolojik muayenede ; enjeksiyon mahallinde subkutis'e kadar ine geniş nekrotik bölgeler ve çevrelerinde yer yer lükositer demarksiyo 'bulunup, damarların civarları şiddetli hiperemiktir. Bag-Irsaklarda ye

yer lamina. epitelialis'ten 'tunika muskularis'e kadar inen nekroz odak ları vardır. Odakların çevrelerindeki kapillarlar hiperemik olup, şid detli bir lökosit infiltrasyonu vardır. Dalakta rubra'da ve bazan dala g-ınyüzeyine kadar açılan etnifları lökositler ile çevrili eosiriofilik nek-roz odakları bulunur. Akcigerlerde kapillar respiratorius'lar genişlemiş ve eritrositler ile dolu bronş ve bronşiol ve alveoller içerisinde poli-morf nükleer lökositler, dökülmüş epitel hücreleri ve az s~yıda mono-nükleer hücreler bulunur. Yer yer şiddetli lökosit infiltrasyonu ve bazı bronşiollerin epitel hücrelerinin hipertrofiye oldugu müşahede olunur. Bazı bronşiollerin çevrelerinde de hücre proliferasyonuna tesadüf edi-lir. İnterlobuler bag dokusu UIİ1umiyetlegenişlemiş ve ödemlidir. Deri altı yolu ile yapılan infeksiyonlarda, ölüm peritanitis gibi komplikasyon-lar sonucu oldugu gibi hayvankomplikasyon-lar çok defa septisemiden ölmektedirler. İntravenöz enjeksiyonlarda makroskopik olarak her hangi bir patolo-jik bozukluk husule gelmeden hayvanlar kısa zamanda septisemiden ölürler.

Gerek spontan ve gerekse experimental infeksiyonlardan ölen hay-vanların safradan gayri diger bütün organlanndan (ödem mahalli, ak-ci~er, karaciger, böbrek, dalak, kalp adelesi, ba~ırsal lenf bezleri, beyin) ve kan, idrar ve gaitadan etkeni izole etmek mümkün olmuştur.

Etkemn etrafa saçılması :

HUTYRA,MAREK ve MANNİNGER (7) in bildirdiklerine göre, sı-g-Irlann Pleuropneumonie etkeni kan, idrar, süt ve plasenta mayii ile etrafa saçılır, SCHLOSSBERGER(II) sıg-Irlann Pleuropneumonie

et-keninin akci~erlerde, regioner lenf bezlerinde, pleuro eksudatında, kan-da ve iç organların çog-unkan-dabulundugunu yazmakta ve etkenin tenef-füs ve teneftenef-füs cihazı sekretleri, idrar, süt ve plasenta sı~sı ile dışarı-ya atıldıgrm kaydetmektedir.

, Mycoplasma mycoides var. capri hasta keçilerin agız ve burun akın-tıları, gaita ve idrarları ile dışarı atılır. Ölmüş hayvanlann

(6)

kadavra-, KEçt CİGER AGRJSI

an sa~lam keçiler için bilhassa infeksiyon kayna~ vazüesini gorur. astalık geçiren hayvanlann portör ~alıp kalmadıklan ve nekadar

üddetle portörlük yaptıklan henüz aydınlatılmış de~ldir. Etkenin dayanıklılığı :

Epidemiyoloji bakımından etkenin mukavemetinin bilinmesi önem-idir.

Düşük suhunet derecelerinde dayanıklılığı :

HUTYRA, MAREK ve MANNİNGER (7) in bildirdiklerine göre, ı~rlann Pleuropneumonie etkeni 5-6 derecede dondurulmuş

durum-aki akci~er parçalannda virulenslerini üç ay muhafaza etmektedir. RCHANT ve PACKER (8) e göre, Mycoplasma mycoides'İlI serum-u bserum-uyyon küıtürleri 37 derecede muhafaza edildi~ takdirde 6-8 gün irusi kaldı~ halde, serin yerde 12 derecede tutuldu~ takdirde virusi-etini bir sene muhafaza eder. (5) derecede muhafaza edilen akci~er okusu ve eksudatında üç ay virusi kalır. Konsantre gliserin veya % 0.5 henol içerisinde saklanan nesiçlerde virulensini uzun zaman muhafaza der. 58 derecede ve dezenfektanlar ile kısa zamanda tahrip olunur. MİTH 've CONABT (12) a göre, Mycoplasma mycoides var. capri se-rumlu buyyonda 37 derecede 30 günde ölür. Buna mukabil serumlu

uyyon kültürleri vazelin ile kapatıldı~ı takdirde 37 derecede 22 ay canlı alırlar. Fakat bu kültürler 0-6-12 ve 25 derecede ancak 5 ay kadar canlı kalabilmişleIidir. İnfekte dokulardaki organismler lyofilizasyon 'le hayatiyetlerini uzun zaman muhafaza ederler. Mycoplasma

mycoi-es var. Capri serumlu buyyon kültürle~de 45 derecede 15 dakika-a ölmektedir.

Şahsi çalışmalarda; Mycoplasma mycoides var, Capri'nin hasta-lıklı akci~er parçalannda - 20 derecede bir seneden fazla virusi kaldı~

örülmüştür. Buz dolabında 4 derecede muhafaza edilen serumlu buy-on kültürleri dört ay zarfında öldükleri halde, yumurta sansındaki ültürler ayni derece de virusiyetlerini sekiz ay muhafaza

edebilmekte-'rler, Buna mukabil kurutulmuş buyyon kültürleıinde senelerce virusi aldıklan müşahede edilmiştir. Yapmış oldu~uz denemelerde

se-u bse-uyyon kültürleri 60 derecede 30 dakika dayandıklan halde, al-antois mayiindeki kültürler 60 derecede 5 dakikada ölmektedir,

Idrarda dayanıklılığı :

Steril olarak alınmış taze keçi idran 1/1 oranında serumlu buyyon .. türü ile kanştınldıktan sonra oda derecesinde muhafaza

(7)

edilmiş-tir., İdrarından etkenin izole edildiği Keçinin idran da' ayni şekilde m hafazaya konmuş ve 24 saat sonra yapilan izolasyonlarda bu materya lerde etkeni tekrar üretmek mümkün oldu~ halde, '48 saat sonra y pılan izolr.~an denemelerinde Etkeni üretmek mümkün olmamıstır. N tekim 24 saatlık infekte idrarla yapılan infeksiyon denemelerinde mü pet sonuç alındı~ halde, 48 saatlik materyallerle keçileri hastalandı "mak mümkün olmamıştır. Bu denemelere göre Mycoplasma mycoide

var. Capri'nin keçi idran içerisinde oda derecesinde ancak 24 saat canı kaldı~ tes,bit edilmiştir.

İiıfekte organlarda dayamıdııığı :

HUTYRA, MAREK ve MANNİNGER (7) in bildirdiklerine gör sı~rlann Pleuropneumonie etkeni hastalıklı akci~er içerisinde en a sekiz gün virusiyetini muhafaza eder. Bir ay sonra virusiyeti zayifle fakat havada ve güneş ışı~da virusiyetini çok daha çabuk kaybede Tefessüh etmiş organlarda etken virusiyetini dokuz gün muhafaza ede

Şahsi çalışmalarda, experimentalolarak infekte edilen ve karak ristik klinik belirtiler gösterdikten sonra ölen keçilerin karaci~er, d lak, böbrek ve akci~erler gibi muhtelif organlanndan hastalık etke olan Mycoplasma mycoides var. Capri izole edildikten sonra mezkü organlann bir kısmı laboratuvarda oda derecesinde, di~er bir kısmı

+

4 derecede buz dolabında muhafaza ecİilmiştir. İki ay sonra yapıl izolman kontrollannda her ikI şekilde muhafaza edilen organlann he sinden etken tekrar üretilebildiği halde, üçüncü ay sonunda yapıl kontrollarda, oda derecesinde muhafaza edilen organlarda etkenin ür medi~i ve buz dolabında muhafaza edilen organlarda da etkenin dö düncü ay sonunda ölmüş oldu~ tesbit edilmiştir.

Topra,kta dayanıkIılığı :

Mycoplasma mycoides var. Capri'nin tabii şartlar altında toprak dayanma müddeti henüz emin bir şekilde tesbit edilmemiştir. Hast ~ın bulaşınası bakımından önemli olan bu konunun aydınlatılması iç' Mycoplasına mycoides var. Capri kültürleri ile bulaştınlmış toprak pe ri kutulanna konmuş, bir kısmı oda derecesinde gölgede, di~er bir kı mı da açık havada güneşte bırakılmıştır. Petri kutulanndaki topra larda hergün yapılan etken izolmanlannda, beşinci güne kadar her i şekilde muhafaza edilen topraklardan da müspet sonuç alındı~ hald beşinci günde yapılan İzolmanı arda güneş ziyasında açık havada m hafaza edilen topraktan etken izola edilememiştir. Buna mukabil o derecesinde gölgede birakılmış topraklardan sekizinci güne kada Mycoplasma mycoides var. Capri tekra~ izole edilebilmiştir.

(8)

KEÇi CiGER AGRISI

HASTALıK TABLOSU

PUSCH'a göre keçilerde hastalık 8-10 günlük bir inlnibasyondan onra, DjUBELİEFF'e göre ise bazan 20 gün sonra fiyevri ve teneffüs ollarının nezlesi (öksürük, burun akıntısı, derin vesikuler teneffüs) ile aşlar, 3-5 gün sonra nefes alma fevkalade güçleşir ve gögiis boşlu~-un fiziki muayenesinde umumiyetle bir tarafta exudatif bir pleurosie eya akci~er lobuslarından birinde hepatizasyon oldugu tesbit edilir.

unun üzerine symtomlar derhal a~rlaşır ve nihayet hayvanların tak-iben yarısı ölür. Bazı hayvanlarda dudaklarda, hatta bazan da meme-erde şişlikler peyda olur ki bunlar u!llumiyetle kendili~den iyileşir. astalık çok defa şiddetli seyreder, akci~erlerde birkaç saat zarfında hepatizasyon meydana gelir ve hayvanlar 12-46 saat zarfında ölürler. Fakat çok defa a~r vak'alarda dahi hastalık ,3-4 hafta kadar devam eder. Bilhassa çiçek infeksiyonıt ile birlikte oldu~nda, hastalık çok a~ır şekilde seyreder. (bak, HUTYRA, MAREK, MANNİNGER (7).)

, Şahsi müşahedelerimize göre, bir sürüde hastalık çıktı~ zaman bidayette sadece birkaç keçi hastalandıktan sonra kısa bir zaman için bir durgunluk müşahede olunur. Bu devreyi müteakip, sürüde hasta adedi gittikçe artar ve birkaç hafta zarfında hemen bütün sürü hasta-lı~a yakalanır. Mortalite % 70-95 arasındadır. Hastahasta-lı~a yakalanan hay-vanlarda bidayette düşkünlük, iştihasızlık belirtileri ile birlikte 42 de-receye kadar varan yüksek bir fiyevri müşahede edilir. Hastalarda bu-run akıntısı. ile birlikte şiddetli bir dispnö başlar ve kesik bir şekilde sık sık öksürürler. Hastalıklı bir sürüye girildi~ zaman duyulan öksü-rük vaziyeti, keçici~er a~rısı için adeta karakteristikdir. Gögiis boşlu~ perkussionunda exudatif bir pleurosie ve akc,i~erlerde hepatizasyonun mevcudiyeti kolaylıkla teşhis edilir. 4-6 gün süren bu hastalık belirtile-rinden sonra hayvanlar şiddetli dispnö ve zafiyet ile koma halinde ölürler.

TEŞHİs

Keçi ci~er a~rısı hastalı~nda klinik tabloya göre bir akci~er has-talığı oldu~ tesbit edilebilirse de patolojik-anatomik bulguların karak-teristik oldugu vak'alarda otopsi tablosuna göre teşhis koymak çok de-fa mümkün olmaktadır. Ancak akci~erlerde karakteristik olan hepa-tizasyon mihraklarının bulunmadı~ hallerde emin bir teşhis koyabil-mek için bakteriyolojik ve serolojik usullere baş vurmak icap eder.

Keçi ci~er a~rısı hastalığı pasteurellose, brucellose ve agalaktiae ile akci~er parazitleri gibi di~er keçi hastalıkları ile klinik belirtiler ve otop-si bulgularının karakteristik olmadı~ hallerde çok defa karıştırılabilir. Ayırıcı teşhis direktveya indirekt bakteriyolojik usullerle yapılır.

(9)

GÜRTtiRK

Direkt teşhis hastalıklı materyallerde etkenin mikroskopik, vey kültürelolarak tesbiti ile konur.

NOCARD,DUJARDİN-BEAUMETZ,POPPE sı~rlann Pleuropneu monie etkenini tesbit için akcig-ereksudatı filtratmın % 8-10sı~r vey beygir seiumu ihtiva eden buyyon vasatlanna ekilmesini tavsiye etmek te ve 2-3 günlük bir üretmeden sonra vasatın hafif bulanınası ve mik roskopik muayenesinde yabancı bakterilerin bulunmaması ile teşhis. konulabileceg-inibeyan etmektedirler (bak, HUTYRA, MAREK, MAN NİNGER 7). Dahmen (5) bakteriyolojik olarak sı~rlann Pleuropneu monie hastalıg-ını teşhis etmekte ve 3-5 günlük bir inkubasyondan son ra üreyen karakteristik kolonilere göre teşhisin konulabileceg-inibil dirmektedir.

Keçi eig-erag-nsı hastalı~nın direkt teşhisi üzerinde yapılan şahs. çalışmalarda, kültürel muayenelerin mikroskopik muayenelere nazar daha emin sonuç verdig-ikanaatına vanımıştır. Çünki, hastalık etke . küçük oldug-ugibi polimorf bir mikroorganizm oldug-uiçin adı mikros-kopun görme hududu içerisinde etkeni vazıh olarak tefrik ve tesbit et-mek çok güç olmaktadır. Kültür ve mikroskopik muayenelerin yapıl-ma tarzları birinci bildiride geniş olarak izah edilmiştir.

Hasta1ıg-ınindirekt teşhisi hasta hayvanlann kanlannda teşekkül eden spesifik antikorlann serolojik usullerle tesbit edilmesile konur.

,

HUTYRA, MAREK, MANNİNGER (7), DAHMEN(5) ve

MERC-HANT ve PACKER (8) in bildirdiklerinf! göre, sıg-Irlann'Pleuropneu~ monie infeksiyonunda serolojik usullerden Praecipitation, Komple-ment-fixation ve Agglutination reaksiyonları verimli olarak kullaml-maktadır. AIlerjik reaksiy<?nlarise emin bir sonuç vermemektedir.

Aglütinasyon reaksiyonu ile kan serumu muayenesi :

ADLER (1) kronik solunum sistemi hastalı~na yakalanmış 131 tavug-un kan serumu ile yaprınş oldug-uçabuk aglütinasyon denemesin-de 103müspet ve 28 menfi sonuç aldıg-Imbildirmiştir. Experimental ola-rak infekte edilmiş 35 hindinin ayni usul ile muayenesinde de 34 pozi-tif sonuç aldıg-Imve kontrol olarak kullandı~ 13 normal hindi serumu-nun menfi aglütinasyon verdig-inibeyan etmiştir . .Aglütinasyon reaksi-yonu ile yine kronik solunum sistemi hastalıg-ının teşhisi için ADLER ve Y.AMAJMOTO(2) yeast autolysate'lı ve beygir serumu ilave edilmiş zenginleştirme besi yerlerinde özel bir antijen hazırlarmşlardır. Mem-leketimizde de tavukların kronik solunum sistemi hastalıg-ının teşhisin-de ADLERmetodu ve antijeni ile pozitif çabuk aglütinasyon reaksiyonu veren hastalıklı tavuklardan ayni zamanda etkenin de izole ediIdi~

(10)

bU-KEÇİ CİGER AGIUSI

dirilmiştir (9). SMİTH ve CONONT (1) un bildirdiklerine göre, sıgır-ardan izole edilen PPLO suşlan infekte sıg-ırserumlan ile aglütine olur-lar. Saprofit PPLO suşlannın antiserumlan ratlardan izole edilen L4

suşunu aglütine etmedigi halde, L4 antiserurnu saprofit PPLO suşlannı

1/20 ye kadar aglütine etmektedir. MERCHANTve PACKER (8) sıg-ır-ann Pleuropneumonie teşhisinde aglütinasyon reaksiyonunun muvaf-fakiyetli sonuçlar verdigini bildirmişlerdir.

Mycoplasma mycoides var. Capri'nin aglütinogen karakterini tes-bit için antijen % 10 beygir serumu ilave edilmiş sıg-ırkalbinden hazır-lanmış buyyon kültürlerinden yapılmıştır. Üremenin en bololdugu 72 inci saatta kültürler 10:000 turda yanm saat santrifüj e edilmiş ve PH 6,8 baffırlı tuzlu suda emülsiyon yapılarak yogunlugu tayin edilmiştir.

Hiperimmun tavşan serumlannın bu şekilde hazırlanmış antijen ile yapılan aglütinasyon denemelerinde 1/640 titre derecesine kadar mü&-pet aglütinasyon verdikleri müşahede edilmiştir. Buna mukabil hipe-rimmun keçi serumlan ile ayni antijen emin bir reaksiyon vermemiştir.

BAGIŞIKLIK

MERCHANT ve PACKER (8) İr! bildirdiklerine göre, Pleuropneu-monie geçirmiş sıg-ırlar bu hastalıga karşı mukavemet kazanmakta ve infekte akciger eksudatının subkutan inokulasyonu ile de aktif bir ba-gışıklık teşekkül etmektedir. SMİTH ve CONONT (12) tarafından yu-murta passajlan ile attenue edilen Mycoplasma mycoides suşlanile sı-g-ırlann Pleuropneurnonie'sine karşı aşı hazırlanmıştır. Keçi ve koyun-lann agalactiae'si için de embryolu yumurtadaüretilen Mycoplasma agalactiae formalin ile muamele edilerek keçi ve koyunların immunizas-yonlarında kullanılmıştır. ZAVAGLİ ise infekte sütü formol ile mua-mele ettikten sonra koyunlara inokule etmiş, bilahere koyunlara viru-1ent suş şınngasile spontan infeksiyona karşı % 95 bag-ışıklıkelde et-miştir (bak, SMİTH ve CONONT (12).) ERTÖRK (6) virus olarak ka-bul ettigi keçi ciger agnsı etkenini tavuk yumurtasına adapte ettigini ve 50 inci yumurta passajı kültürlerinden bag-ışıklıkdenemesi için aşı olarak keçilere 5 ccm. tavşanlaraise 1 ccm. subkutan verdigini ve bir hafta sonra keçiler 2 ccm. tavşanlar 1 ccm. infekte akciger emülsiyonu ile .eprüve edildiginde, kontrololarak bırakılan gerek keçi ve gerekse tavşanlann tipik keçi ciger agnsı tablosu göstererek öldüklerini, buna mukabil aşılı keçi ve tavşanlann mukavemet ettiklerini bildirmiştir.

. Sahsi çalısmalanmızda, meInleketimizde halen keçi ciger a~sı asısı .hazırı~a teknigine göre infekte akciger emülsiyonunun formül-l~nmesile hazırlamış oldugumuz nesiç aşısı ile keçi ciger a~sma karşı

(11)

GÜRTÜRK

bir ba~şıklık elde edilemedi~i gibi, gerek serumlu buyyon ve gereks embryolu yumurta küıtürlerinin formol ile öldürü1mesi1e hazırladı~ mız aşıların da keçileri spontan infeksiyona karşı korumadı~ı tesbi etmekle keçi ci~er a~nsı etkeninin formol ile öldürülmüş kültürle . . ba~şıklık vertnedi~ veya çok zayıf oldugu kanaatine vanımıştır.

Mycoplasma mycoides var. Capri'yi attenue etmek için yapmış ol dugumuz embryolu tavuk yumurtası passajlarının zaman zaman keçi ler üzerindeki kontrolunu yaparken 40 uncu yumurta passajrnda Myco lasma myc:oides var. Capri'nin keçilere karşı patogenitesinin son der cede zayıfladı~nı müşahede ettik. Bu şekilde attenue olmuş olan bu şuş ile keçilerde yapılan ba~şıklık denemelerime: Canlı attenue suşun 0.5 cem. miktannın intrakutan enjeksiyondan 14 gün sonra keçilerde ol-dukça kuvvetli bir ba~şıklık meydana getirdi~ tesbit edilmiştir.

Aşılı keçilerin kaç DLM patogen kültüre mukavemet etti~i ve at-tenue suştın aşı titresini tayin maksadı ile; embryolu tavuk yumurta-srnda 10-4 DLM miktanndaki aşı suşunun fiziyolojik tuzlu sudaki 1/10

sulandırm::ı.srndan kuyruk altı deri içine 10 keçiye 0.5 cem. ikinci 10 ke-çiye 1/100 sulandırmadan 0.5 cem. üçüncü gurup 10 keçiye de % 10 alü-minyum hidroksitli 1/100 sulandırmadan 0.5 cem. deri içine şınnga edildi.

Aşının de~işik dilisyonlarda tatbik edildi~ üç gurup keçilerden be-şer adedi aşılamadan 14 gün sonra üç kontrol keçi ile birlikte 10 DLM patogen .suş ile eprüve edildi.

Aşılı keçilerde eprüveyi müteakip günlerde her hangi bir hastalık belirtisi görülmedi~ halde, kontrol keçilerde eprüveden bir gün sonra başlayan ve 41,8 dereceye kadar çıkan bir fiyevri ile birlikte iştihasız-lık, kesik kuru öksürük, teneffüs güçlü~, daimi yatma gibi klinik be-lirtiler müşahede edildi ve 2 kontrol eprüveden 5 gün sonra, üçüncüsü de 7 gün sonra öldü. Ölen kontrollann otopsilerinde, enjeksiyon ma-hallinde yaygın ödem ve infiltrasyon, kann boşlu~da 50-100 cem. ka-dar hafif kanlı bir eksudat ve akci~erlerde spontan infeksiyona naza-ran daha az olmak üzere yer yer hepatizasyon mihraklanna tesadüf edildi. Ölfm hayvanlardan yapılan bakteriyolojik muayenelerde; safra-dan gayri bütün iç organlar, kanndaki eksudat, ödem ve idrardan et-ken izole edildi.

Geri kalan her üç gurup aşılı keçiler ayni şekilde 14 gün sonra 3 kontrol ile birlikte 100 DLM patogen suş ile eprüve edildi.

Birind ve üçüncü gurup keçilerde eprüveden sonra her hangi bir belirti görülmedi~i halde, aşının 1/100 sulandırmasrndan alüminyum hidroksitsiz olarak tatbik edilen ikinci gurup keçilerden 4 adedinde .40-40.5dereceye kadar yükselen ve iki gün devam eden bir fiyevri ile

(12)

KEÇi CiGER Acmısı

birlikte eprüvenin yapıldı~ enjeksiyon mahallinde takriben 6-7 cm. ku-turda, bir hafta kadar süren yaygın bir ödem müşahede edildi, fakat hayvanlar 10 gün sonra tekrar normal durumlanna avdet ettiler. Kont-rol keçiler aynen diğer kontKont-rollar gibi tipik klinik belirtiler göstererek eprüveden 5-6 gün sonra öldüler. Bunların da otopsilerinde diğer kont-rollardaki gibi karakteristik patolojik bulgular müşahede edildiği gibi bakteriyolojik muayenelerinde de etken izole edilmiştir.

Keçilerde experimental olarak inokule edilen 100 DLM patogen suşa karşı ba~şıklık veren bu .aşınin ba~şıklık süresini tayin için ya-pılan denemeler henüz neticelenmemiş olup, şimdiye kadar yapmış ol-duğumuz çalışmalarda aşılı keçilerin 6 ay sonra ayni şekilde yapılmış. olan eprüvelere mukavemet ettikleri tesbit edilmiştir.

ÖZET

1 .- Mycoplasma mycoides var. Capri infeksiyonu için yalnız ke-. çiler hassastır. Keçiler hastalık 'etkenini a~z ve burun akın-tısı, gaita ve idrarlan ile etrafa saçarlar.

2 - Mycoplasma mycoides var. Capri - 20 derecede bir seneden fazla virulensini muhafaza eder. Oda derecesinde infekte or-ganlarda 2 ay, keçi idrannda 24 saat virusi kalır.

3 .- Hastalı~n patolojik bulgulan, klinik belirtileri ve seyri geniş. , olarak izah edilmiştir.

4 Hastalı~n teşhisi kültürel muayeneler ve aglütinasyon reak-siyonu ile yapılan. kan muayenelerile sağlanır.

5 Aktif bağışıklık için öldürülmüş kültürlerle yapılan ba~şık-lık denemeleri yeter derecede iyi bir sonuç vermediği halde, z~ifletilmiş yumurta kültürleri ile yapılan denemelerde mu-vafık sonuçlar alınmıştır. Canlı kültürlerle elde edilen ba~-şıklığın asgari 6 ay sürdüğü tesbit edilmiştir.

LiTERATÜR

i _ Adler. B. E.. (1954): A Rapids!ide Agglulination test for the Diagnosis of ch-ronic respiratory disease in the. field and in laboratory infecled chickens and turkeys.

A 'pre!iminary Repo~t proc. Book. Avma. 346-349.

\

2 _ Adler. B.E.. and B. Yamanoto Cl9561:Preparalion of a new pleuropneumonia-!ike organism Antigen for the Diagnosis of chronic respiratory disease by the Agglutination tes1.

Am.jour of Ve1. Res 17. 63. 290-293.

3 _ Aygün. S.. Cl937 • 194Il: Anadolu keçilerinin 'salgın ciğer ağrısı ve savaş yol-ları üzerinde araştırmalar.

(13)

'Ankara:. Y.Z.E. matbaosı. S. 43.

.:1 - BekmCllı,M•• (949): KeçiIerin salgın ciğer ağrısı.

S - DClhıneD,B., U949J: Lehrbuch der Veterinör ~ Mikrobiologie. Verl. Paul Parey in Berlin und Hamburg. 4. Aufı' 220-222.

:6 - Ertürk. Ö.• U9S3): Salgın keçi ciğer ağrısı (P1ımropneumonia contagioso cap. rae) virusunun tavuk embryosu <mdadaptation'u ve embryon aşısı ile keçilerd yapılan bağaşıklık denemeleri.

Ankara Üniversitesi Basım evi.

'7 - ButyrOl • MClrek • McmniDger U94SJ: İnfektionskrankheiten. Verl Jena. Güstav Fischer. 9. Au£l. i. Bd: 363.377.

8 _ MerchaDt and PClcker U9S6): Veterinary Bacleriology and Virology. Iowa slate colJege' press. 5. edt. 618.620.

9 _ Özkcd. I. U9S6): Tavuk yumurtalarından Pleuropneumonia - !ike organism-Ierin izolasyonu ve CRD hastalığının memleketimizde görülen ilk vak'alan üze-rinde .:ıraştırmalarımız.

Pendik Bak!. Enst. çalışmalarından. Refah Bas. evi. Cağaloğlu.

,lO - Robert. S. Breed E.G.D. Murrcry and Hcıthcm, R. Smith U9S7J: Berges manual of determinalive bacterio1ogy.

II _ Schlossberger U9S2): Experimentelle Bakterio1ogie und Infektionskrankheiten. VerI. Urban ~ Schwarzenberk. München - Berlin. lL. Au£l. 612 - 613. 12 - Smitlı, and COlıcılıt U9S7): Zinsser Bacteriology.

Appleton - Century _ Crofts. ine .. New-York. II Edil. 559-568. ZUSAMMENFASSUNG

1 ı:;'ürdie Infektion mit dem Mycoplasma mycoides var. Capri sind nur Ziegen empfanglich. Ziegen scheiden den Krankhei. tserreger mit dem Mund und Nasenausfluss, Kot und Harn. 2 Mycoplasma mycoides var. Capri bewahrt bei - 20° C mehr als

ein lahr seine Aktivitat. Bei Zimmertemperatur in infizierten

..

Organen bleibt es 2 Monate und in Ziegenharn 24 St. virulent . . 3 Pathogenese, VerlaU!und klinische Erscheinungen der Seuche

werden beschrieben.

4 .- Die Diagnose der Seuche wird durch die kulturelle Untersuc-hung und durch die UntersucUntersuc-hung von Blutproben mit der Agglutinationsreaktion gesichert.

5 Versuche zur aktiven Immunisierung mit abgetöteten Kultu-ren haben praktisch brauchbare Erfolge nich gezeitigt. Dage-gen sind abgeschwachten Eierkulturen für die aktiven Im-munisierung mit lebenden Kulturen güntigst. Die so erzeugte Immunitat dauert mindestens 6 Monate lang.

Referanslar

Benzer Belgeler

Özet: Hatay bölgesinde Mart-Haziran dönemlerinde mera şartlarında yetiştirilen, ilave yem verilmeyen ve klinik olarak sağ- lıklı görünen koyunlarda bak'ır ve çinko

TEOAE ölçümleri hiperinsülinemik grup içinde glisemik düzeye göre NGT, BAG ve BGT olarak üç ayrı grupta incelendiğinde; hiperinsülinemiyle birlikte disglisemik

Şekil 4.22 1/6 sn pozlama süresinde yüksek derece (kırmızı kesikli çizgi) ve düşük dereceli (mavi sürekli çizgi) kansere sahip Hodgkin Lenfoma dokusuna ait farklı

Bu bulgularla kısa süreli tedavide tip 2 diyabetik hastalarda kan basıcı,kan glukozu, glukozile hemoglobin, lipid parametreleri ve serum adiponektin düzeyleri üzerinde telmisartan (80

Dekompanse kalp yetmezliği olan hiponatremik hastaların tedavisinde tolvaptan kullanımı, bizim olgumuzda da olduğu gibi, sistemik konjesyonun giderilmesi ve

Uzman Sistem’ler (Expert Systems veya Knowledge Based Systems), Yapay Zekâ (Artificial Intelligence) ile uğraşanlar tarafından 1950’li yıllardan itibaren

After genetic analysis, diabetics (n = 46) with HNF1A, HNF1B, HNF4A, GCK gene mutations (diagnosed as MODY) and diabetics (n = 30) with HNF1B, HNF4A, GCK gene SNPs were excluded.

Other Objective: To specify the clinical and sociodemographic characteristics, risk factors, factors affecting mortality including hematologic parameters, and red blood