• Sonuç bulunamadı

Başlık: TÜRKİYEDE SIĞIRLARDA GÖRÜLEN ONCHOCERCİASİS OLAYLARI (ONCHOCERCA ARMİLLATA RAİLLİET VE HENRY 1909)Yazar(lar):ALİBAŞOĞLU, M.;GÖKSU, K.;ERTÜRK, E.;GÜLER, S.Cilt: 16 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001869 Yayın Tarihi: 1969 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: TÜRKİYEDE SIĞIRLARDA GÖRÜLEN ONCHOCERCİASİS OLAYLARI (ONCHOCERCA ARMİLLATA RAİLLİET VE HENRY 1909)Yazar(lar):ALİBAŞOĞLU, M.;GÖKSU, K.;ERTÜRK, E.;GÜLER, S.Cilt: 16 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001869 Yayın Tarihi: 1969 PDF"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Universilesi Veleriner Fakültesi Patolojik Analomi Kürsüsü

Proj. Dr. Mahir Pamukçu

ve Protozooloji ve Paraziler IIaslalıklarla Savaş Kürsüsü Proj. Dr. Mihri Mimioğlu

TÜRKİYEDE SIGIRLARDA GÖRÜLEN

ONCHOCERCİASİs OLAYLARı

(ONCHOCERCA ARMİLLATA RAİLLİET VE

HENRY

ı

909).

M. Alibaşoğlu

*

K. Göksu

* *

E. Ertürk*** S. Güler****

Giriş

Araştırma konumuz olan Onchocerciasis olaylarını ilk olarak

ı

962-

ı

9G3 ders yılında Bağdad Üniversitesi Veteriner Fakültesinde müşahade ettik. Gerek faküItede yapılan sığır otopsilerinde ve gerekse mezbahadan tadbikat için getirdiğimiz sığwlara ait marazi madde-lerde, aortalardaki Onchocerciasis lezyonlarının çok büyük bir ço-ğunlukta olduğunu gördük. Yurda döndüğümüzde, Irak ve Suriye-ye sınır olan illerimizde de bu hastalığın bulunabileceğini düşünerek bu konu üzerine eğildik. Yaptığımız araştırmalarda Türkiyenin gü-ney doğu illerindeki sığırlarda Onchocerciasis teşlıis edilmiştir.

Onclıocerca armiBata Railiet ve Henry

ı

909. Nematoda sını-fının Filariodea dizisin~ ve Onchocerca soyuna bağlı bir parazit Iıel-mİnttir.

• : A.Ü. Veteriner Fakültesi Patolojik-Anatomi Kürsüsü Doçent; Ankara-Türkiye.

** : A.Ü. Veteriner Fakültesi Protozooloji vc Paraziter Hastalıklarla Savaş Kürsüsü Doçenti Ankara-Türkiye.

>i<* '" : A.C. Veteriner Fakültesi Patolojik-Aııatoıııi Kürsü~ü Asistanı Arıkara-

Tür-kiye .

••• " : A.Ü. Veteriner Fakültesi Protozooloji \'C Paraziter Hastalıklarla Savaş Kürsüsü

(2)

Sığırlarda Oncho"crciasis Olayları 51

Bir çok Onchocerca türlerinin insan ve çqitli hayvanlarda kas, tendo, aponeurose, damar duvarı ve dokulardaki düğüm, kist ve tü-nellerde bulundukları ve özellikle bunların tropikal memleketlerde rastlanan parazitlerden oldukları bir çok ara~tırıcı ve yazar tarafın-dan bildirilmi~tir (I, 3, 4, 5, 7,8,9).

Yurdumuzda O. armillata'nın bulunduğuna ili~kin bir yayına rastlanamamı~tlr. Ancak IS ya~ındaki bir insanda O. caecutiens tü-rüne ilgili, okuler kas dokusunda bir parazit düğümüne rastlandığı Yüce ve Girgin (I O) tarafından bİldiriımi~tir.

Bu çalı~mamız O. armillata'nın yurdumuzdaki varlığını ve yap-tığı lezyonları açıklamak amacı ile yapılmı~tlr.

Onchocerca armillata'nın morfolojisi üzerinde yapılan bazı in-celemeler (I, 3, 8) parazitin aorta duvarındaki düğüm, kist ve tüneller içinde ya~adığını göstermi~tir. İplik gibi olan parazitin erkekleri be-yaz di~ileri sarımtrak renktedir. Erkekler daha ince ve kısadır. Her iki cinsin ön kısımları düz ve hafifçe sivri olup küt olarak sona erer. Erkeğin posterior kısmı bükülmü~ ve sivridir. E~it olmayan 2 spiculası ve 7-8 çift caudal papil'i vardır. Caudal kanatları geni~tir. Erkek 6-9

cm. X 190-260

ıı.

büyüklüğündedir. Di~ini.n arka kısmı koni biçimin-dedir. Di~iler erkeklerden büyük olmakla beraber düğüm veya tü-nellerden çıkarılması güç olduğundan gerçek uzunlukları bilinme-mektedir. Bazı ara~tırıcılar (3, 8) di~inin II cm. uzunluğunda ve 590

ıı.

eninde olabileceğini ileri sürmektedirler. Özefagus 3 mm. boyunda, vulva ön uçtan 0,87 mm. uzaktadır. :Microfilaria'lar da 220-315 X

531

ıı.

büyüklüğündedir.

O. armiHata'nın sığır aortalarındaki rastlanış oranının

%

50-100

arasında değiştiği çeşitli araştırıcılar tarafından bildirilmi~tir (I, 3,

5, 3, 9).

Parazitin yaptığı lezyonlara gelince: Clıodnik (2) ve diğer bazı araştırıcılara göre (6, 7, 8) makroskopik lezyonlar gençlerde arcus aorta bölgesinde olduğu halde ergin ve ya~lılarda aorta thoracica ve aorta abdominaJise yayılmaktadır. Aorta duvarları ka1ınlaşml~ ve sertle~miş olup iç yüzleri kaba bir şekilde pürüzlenmi~ ve buru~mu~-tur. Aortaların iç yüzlerinde bezelye büyüklüğünde düğümlere rast-lanır. Aortanın adventisia katında ise daha iri düğüm ve kistler ~ekil-lenİr. Bunlar fibröz birer kapsül ile çevrilmi~tir. İçlerinde kangallan-mı~ durumda parazitler ve az miktarda bir eksudat bulunur.

Yukarıda bildirilen araştırıcılar aorta duvarında görülen tünel-leri Onchocerciasis için tanıtıcı özellik te nitelemişler ve bunların içinde parazitten ba~ka doku enkazı ve buna benzer bir ~ey

(3)

bulunma-52

~ı.

Alibaşoğlu ve Arkadaşları

.dığını ancak yeni tünellerde az miktarda kan bulunabileceğini ayrıca tüneller çevresinde çoğunlukla hücre ve doku reaksiyonları da görül-mediğini bildirmi~lerdir.

Chodnik'e göre (2) mikroskopik olarak parazitin çevresinde önce lökositler sonra makrofajfar yığınak yaparlar. Olaylar eskiyince de eosinofil lökositler çoğunluğu - alırlar. Bu gibi olaylarda bağ do-kuda da yaygın bir proliferasyon ba~ gösterir. Ara~tırıcıya göre pa-razitler ya hücre yığınaklarının ~ekillenmesi sonuc~ dejenere olur ve makrofajlar tarafından ortadan kaldırılır veya kireçlenirler. Kireç-lenme olayları çokçası düğümlerde görülür.

Materyal ve Metod

Araştırmalarımızda kullanılan materyalin tümü 372 ba~ sığır ile 43 ba~ mandadan ibarettir. Sığırların 340'1 Adana ve Ceyhan böl-gesindendir. Bunlardan 97'si Güney kırmızısı ırkından ve Çukurova harası damızlık materyalinden olup Paratüberkülozlu oldukları için kesilmi~lerdir. Bu hayvanlar değişik yaşlarda idi. Adana ve Ceyhan mezbahalarında kesilen 243 baş sığır da, çeşitli yaşlarda olup bu böl-genin yerli ırk sığırları idi.

Materyalimiz arcisında 32 baş montafon ve boz ırk sığır da bulun-maktadır. Bunlar Çifteler ve Karacabey haralarından olup bunlar da Paratüberkülozlu oldukları için kesilmi~tir.

Adana mezbahasında kesilen mandalardan seçilen 43 manda da karşıla~tırma amacı ile ele alınmıştır.

Sığır ve mandaların kesimden önce ırk, yaş ve menşeleri tespit edilmiştir. Lezyon görülen veya görülmeyen 67 hayvanın aortaların-dan çeşitli bölgelerden olmak üzere doku parçaları alınmıştır. Bun-ların bir kısmı histopatolojik -diğerleri ise parazitolojik yoklamalar için ayrılmıştır.

Düğümlerden çıkarılan parazit parçaları scrumfizyolojikten geçirildikten sonra parlatılmak için lactophenol'e alınmıştır.

Microfilaria'lar ise aortadaki düğümlerden ve dişi parazitlerin anterior kısımlarının parçalanması sonucu yapılan sürtme preparat-ların Giemsa metodu ile boyanarak elde edilmi~tir. Parazitolojik re-simler resim çizme aleti (Camera lucida) ile yapılml~tlr.

Histopatolojik yoklamalar için alınan doku parçaları % lo [01'-molde tespit edildikten sonra bilinen metodlar ile parafin blokları yapılml~tlr. Daha sonra bunlardan 6f1. kalınlığında kesitler yapılarak hematoxilen, eosin ve van Gieson boyaları ile boyanıp incelenmiştir.

(4)

Sığırlarda Oııchocercinsi. Olayları

Sonuçlar

S3

Parazitlerin ön kısımlarının genellikle düz ve hafif sivri olup küt olarak sona erdikleri ve ağızlarında dudakları olmadıkları görülmüş-tür, şekil (ı).

v

ücu ttlarındaki enine çizgiler an teriardan posteriara doğru daha belirgin bir durum almaktadır. Özefagus ilc vulva vü-cudun ön kısmında yer almıştır.

...• •...

Şekil ı. Onelıocerea armiııata'nın ün nihayeti (dişi) (Anterior and of. O. armiııata femalc)

Hazırlanan preparatlarda görülen çok sayıdaki mikrofilerler ince, uzun, ön uçları daha kalın ve yuvarlak olup arka uçları az çok sivrilmektedir.

Bunların vücutlarında Ölçülen

ıo

mikrofilarianın bulunmuştur, şekil (2).

hücre ve granulasyonlar görülmüştür. boyları 250-350 ve enleri 3-5 ı.ı. olarak

~ckil 2. O. armiııata'nın bir microflaria 'sı (A mierafilari'a of O. "rmiııata)

İnce/ediğimiz olaylarda Onchocerciasise ilgili !ezyonlar bir

ya-şınakadar olan buzağı ve danalarda %

ı

8; 2 yaşına kadar olanlarda

%

2

ı,

5 ve 3 yaşından yukarı olan ergin ve yaşlı sığır/arda ise

%

86 oranında tespit edilmiştir.

Aortada görülen makroskopik lczyonları şu şekilde sıralayabi-liriz: Aortanın iç yüzünde görülebilen ilk lezyonlar intimanın hafif pürüzlenmesinden ibarettir. Bu durum çokçası 2 yaşına kadar olan hayvanlarda görülmü~tür. Ergin ve yaşlı hayvanlarda çoğunlukta olmak üzere aortanın iç yüzü değişen derecelerde kaba bir şekilde

(5)

54 M. Alibaşoğln ve Arkadaşları

buruşmuş, pürüzlenmiş ve sertleşmiştir. Olayların hemen hepsinde ihtimanın ,çeşitli yönlere doğru kıvrılarak uzanan, sarımtırak renkte ve hafifçe kabarık lezyonlarla bezendiği görülmüştür. Bunlar yanında bazı olaylarda intimada yer yer bezelye büyüklüğüne varan düğümler de tespit edilmiştir, resim (ı). Bunların bazıları mat beyaz ve sert, bazıları ise esmer renkte vc yumuşak kıvamda idi. Bazı yaşlı hayvan-larda üzcrindeki intima katı aşınmış fasulya büyüklüğüne varan, mat boz görünüşte, kireçlenmiş bölgelcr görülmüştür. Gene ergin ve yaşlı olaylarda sıkça olmak üzere intimada değişen büyüklük ve biçimde çukurcuklar da tespit edilmiştir. Buraya kadar sayılan lezyonlarergin ve yaşlı olaylarda arcus aortadan başka aorta torasika ve aorta ab-dominalis'e kadar yayılıyordu. Gençlerde lezyonlar çoğunlukla arkus .aorta bölgesinde yerleşmiş durumda idi. Yaşlı hayvanlarda aorta torasika ve aorta abdominalis'te fındıktan ceviz büyüklüğüne varan aneurisma'lar da görülmüştür (i ı) olayda.

Bir çok olaylarda aorta duvarının dış yüzünde de nohut büyük-lüğüne varan kısmen yumuşak kısmen kireçlenmi:; sert düğümler tespit edilmiştir, resim (2). Bunlar adventisia katına gevşek olarak bağlı oldukları gibi aortanın iç katlarına kadar gömülmüş durumda olanları da görülmüştür. Bu son durum da gene ergin ve yaşlı hay-vanlarda bulunmuştur.

Aorta duvarları değişcn derecelerde kalınlaşmış olup çok sert kıvamda idiler vc güçlükle kesiliyorlardı. Media katının kesit yüzünde sarımtırak boz renkte yaygın bir bağ. doku proliferasyonu ilk bakışta göze batıyordu. İntima katının kesit yüzünde ise sayısız küçük tünel-lerin kesitleri görülüyordu. Aorta duvarı üzerine basılınca bu tünel kesitlerinden saydam sarımtırak görünüşte, oldukça kıvamıı, çok az hir sıvı sızmakta idi. Bu deliklerin bazılarından ise kesilmiş durumda sarımtırak görünüşte parazitler fırlamakta idi.

Aorta duvarının iç ve dış yüzünde görülen düğümterin kesitleririe gelince; Bunların bir çoğunun içinde kangallanmış parazit yumak-ları ile beraber esmer renkte, oldukça kıvamlı ve yapışkan kitleler bulunuyordu. Düğümlerin bazıla.rının içeriği ise kireçIcnmiş durum-da idi. Söz konusu düğümlerin hemen hir çoğu çeşitli kalınlıktaki fibröz kapsüller ile kuşatılmıştı.

Materyalimiz arasında bulunan 32 baş montafon ve boz ırkı sığırın hiç birinin aortasında gözle görülebilecek en küçük bir değiş. m~ye rastlanmamıştır.

Gene materyalimiz arasına karşılaştırma amacı ile alınan 43

mandanın da hiç birinin aortasında makroskopik lezyon görülme-miştir.

(6)

Sığırlarda Oııclıocerciasis Olay la •.• 55

Mikroskopik bulgular: Aortanın intima katı, bir çok olaylarda, lumene bakan yüzünde oldukça sık eosinofil lökosit yığınakları ile kaplanmış durumda idi. Gene olayların çoğunda intima katı kalın-laşmış olup kalınlaşmaya sebep olan bağ doku çok gevşek bir gö-rünüşte idi. İntima katı Onehoeerea'ların yaptığı sayısız tüneller ile delik deşik olup dantel görünüşünde idi, resim (3). Bu tünellerin bazıları boş bazıları ise parazit kesitleri veya mikrofiler'ler ile dob-dolu durumda idi, resim (4 ve 5). Ancak doku veya hücre enkazına bazı tüncllerde rastlanIhamıştır. Bu tüneller çevresinde de büyük ço-ğunlukla doku vcya hücre reaksiyonu görülmeIl).iştir, resim (4). An-cak seyrek olaylarda tüneller çevresinde özeilikle sık eosinofil lökosit ve lenfohistiosi t yığınakları tespi t edilmiştir. Birçok olaylarda in ti-madaki clastiki ipliklcr kireçlenmiş durumda idi.

Aortanın media katında şiddetli derccede bir bağ doku proli-fcrasyonu yer almıştır. Dremiş olan bağ doku bazı olaylarda ödemI i bir görünüşte idi. Olayların çoğunda üreycn bağ doku içinde değişen sıklıkta ve çoğunluğu eozinofil lökositlerin teşkil ettikleri lenfohistiosit yığınakları bulunmakta idi. Bazı yığınakların ortasında kireçlenmiş şekilsiz kitleler veya dejenere olmuş parazit kesitleri de göze çarpıyor-du. Dejenere olan parazitler çevresinde az olaylar halinde yabancı cisim dev hücreleri de görülmüştür. Düğüm ve kistlerin mikroskopik bakıları; düğümlerin ortasında yumaklar halinde parazit kesitleri bulunuyordu. Bazı kistlerde parazitleri, eozinofi! lökositlerin de çok sayıda olarak katıldıkları, çok sık bir makrofaj yığınağı çevirmişti. Bütün bunları en dıştan fibröz bir kapsül sarmıştı. Bu kapsülün içine de sık eozinofillökositler ile lenfohistiositler infiltre olmuştu. Kistlerin içinde de dejenere olmuş parazit kesitleri ilc içinde hücre artıkları da bulunan açık mavi renkte şekilsiz bir kitle bulunuyordu. Bazı olaylar-da bu kitle içinde çoğu dejenere olmuş mikrofiler'ler de göze çarpı-yordu. Bazı kistlerin içinde ve çevresinde oldukça geniş kanamalar veya hemoziderin ile yüklü makrofajlar bulunmakta idi. Bazı düğüm-ler dejenere olmuş ve kircçlenm(~ğe yüz tutmuş veya tamamen kireç-lenmiş parazit kesitleri ile dolu idi, resim (6). Bazı düğümler ise yoğun kireç kitlelerinden ibaretti.

Aortanın adventisia katındaki düğümlcrin durumu da yukarıda

bildirilenIere benziyordu. .

Tartışma

Araştırmamızın materyalini teşkil eden 372 baş :;ığırdan 340 kı güney doğu illerinden olup subtropikal bölge hayvanlarıdır. Bulunan

(7)

56 :\1. Alilıaşoğlu ve Arkadaşları

parazit ve lezyonlar sadece bunlarda görülmüştür. Buna karşılık orta ve batı Anadolu kökenli 32 baş montafon ve boz ırkı. sığlı'da para-zit ve lezyon görülmemiştir. Bu durum, bir çok araştırıcı ve yazarların (I, 3, 4, 5, 7, 8, 9) bu hastalığı tropikal bölge hastalığı olarak nitele-melerini doğrulamaktadır.

%

86 olarak bulunan aortadaki lezyonların rastIanış oranı diğer araştırıcıların (I, 3, 5, 8, 9) verdikleri (% 50-%

i00) oranlara uym::ıktadır. Ayrıca hastalığın buzağı ve dana devre-sinde

%

i8 ve daha aşağı oranda görülmesi hastalığın ergin ve yaş-lılarda çok sık görüldüğLi kanısını doğrulamaktadır.

Parazitolojik yoklamalarımızın sonucu incelediğimiz parazıtın ve mikrofilariaların diğer araştırıcıların (I, 3, 8) belirttikleri Onc-hocerca armillata'ya tamamen uyduğunu göstermektedir.

Aortada gördüğümüz makroskopik ve mikroskopik lezyonlar, özellikle intimadaki tüneller ve düğümler başta Chodnik (2) olmak üzere diğer araştırıcı ve yazarların (6, 7, 8, 9) bulgularını tamamen doğrulamıştır.

Yurdumuzda bu parazitin ve yaptığı lezyonların bu güne kadar gözden kaçıp incelenmemiş oluşu bazı yazar ve araştırıcıların da (3, 6, 8) dedikleri gibi hastalığın klinik semptoı:n göstermeyişi ve ekono-mik zarar yapmam'lsına atfedilmiştir.

Özet

I. Türkiyenin güney doğu illerindeki sığırların aorta duvarla-rında Onchocerca armilata Railiet ve Henry i909 teşhis edilmiştir.

i - Onchocerciasis'li sığırların aortalarında patolojik incele-meler yapılarak makroskopik ve mikroskopik lezyonlar tarif edilmiştir. Bulunan lezyonlar arasında aortada görülen düğümler ve tüneller Onchocerciasis için tanıtıcı özellik te kabul edilmiştir.

3 - İncelemeleI'in yapıldığı bölgede Onchoccrciasis olaylarının rastIanı~ oranı ergin sığırlarda

%

86 olarak hesap edilmiştir. Bir yaşına kadar olan buzağı 've danalarda bu oran

%

i8 olarak bulunmuştur.

4- İncelenen, orta ve batı Anadolu menşcli sığırlarda Onc-hacerciasis lezyonlarına rast!anamamıştır.

5 - İncelenen mandaların aortalarında da onchocerca lezyon-larına rastlanmamıştır.

(8)

.---_._--Sığırlarda Onchocorciasis Olayları

Summary

57

Onchocerciasisin Turkey

A high incidence of Onchocerca armillata infection in cattle within the wall of the aorta was observed in the southem part of Tur-key ..

Watter buffalos from the same region were free of onchoeereiasis.

Literatür 8

- Bernard, P. N., ve Hauche, J., i912. Filariose et atherome

ao/"-tique du bujjle et on boeuf. RuH. Soc. Exot. 5: 109.

2 - ehodnik, K. S., 1958. Histopathology of the aOl.ticlesions in cattle injected with Onchocerca armillata. Ann. Trop. Med. Parazit. 52:

145-148.

3 - Chodnik, K. S., 1957. Aortic onchocerciasis due to onchocerca

ar-millata in cattle in Ghana with special rejerence to the morphology ql the parasite. Ann. Trop. Med. Parazİt. 5i: 2i6-224.

4 - Commes, C. ve Devenelle. P., i917. L onchocercose aortique

bovine dans le haut-Senegal-Nijer. Bul!. Soc. Path. Exot. iO: 459. 5 - Fain, A., Herin. V. ve Thienpont, D., 1955.Filariose des

bo-vides an Ruanda-Urundi. III. Etude parasitologique. B. Filaires des genrcs setaria et Onchocerca, et microfilaires sanguines et dermiques. Ann. Soe. Belge. Med. Trop. 35: 555-579. 6 - Jubb, K. V. F. ve Kennedy, P. C. i963 Pathology q! domestic

animals I: 97. Acadcmie press New-York and London.

7 - Michailov, W. W. 1934. Ober arterienlilariosis bei Rindem in Stadtischen Schlacht/zaus zu Schanghai. Z. Infektkr. Haustiere. 47:

215-220.

8 - Patnaik, B.

ı

962. Onchocerciasis due to onchocerca armillata in cattle

ın Arissa.

J.

HeirnintiL 36: 313-326. 9 - Urman. H. K. i969 Kişisel gö'rüşme

iO _. Yüce, G. ve Girgin, H., 1967. Bir Onchocerciasis ola)'ı. Türk Vet. Hek. Derneği Dergisi. 37:18-21.

(9)

58 M. Alibaşoğlu ve Arkadaşlan

Rl'siın 1. Aarta thoracica'da inıiınada O. armiııata tüneııeri, düğümleri ve kircçlenınekı (Tunncls, nodules and cakifticaıions in tbc intiına:afthc thorae;" aorta due Lo O.armiııa1a

Resim 2. Aorıamn ad,'l'ntitia katında O. armiııata düğüm ve eyst'leri (Nodules and cysts in the advenıitia of the aorta due to O. armiııata.)

(10)

Sığırlarda Onchocorciasis Olayları 59

Resim 3. Aorta'nın İntima katında onchocerca'ların yaptığı tüncllcr ve içlerinde parazit kesitleri.

(Cross section of the intima of aorta showing tunnels and parasitcs).

Resim 4. Aorta'ııın intima katında hÜcre veya doku reaksiyonu görülmeyen Onehocerea t(inelleri ve parazitlerin kesitleri.

(11)

60 M. Alibaşoğlu ye Arkadaşları

Resim 5. Micrafilaria'lar ilc uolu bir onchocerca ve tüneıi. (Cross secıion of the parasiıc fillcd with micrafilarİa).

Resim 6 . .'\orta'ııın intima katında dejenere olmuş ve kısmen kireçicnmİş Onchocercalar. (Degenerated and cakificu O. arıııillata in the İntima of the aOrla).

Referanslar

Benzer Belgeler

tical Toxicological Examination of Some Carbamate Insecticides Used in Turkey 102 Mekin TANKER, Orhan AKI, Bilge Ş ENER, Osman SONER — Orta Anado-.. lu'da Yetiştirilen Bazı

Mikroskobik muayene ile bir çok numunenin kar ışı k elyaftan yap ı ld ığı tesbit edilmi ş ve durumu kesinlikle saptamak için Tablo 4'de (9) bildirilen kimyasal

Alanyazında video modelle öğretimin yararlarına ilişkin çeşitli görüşler öne sürülmektedir: (a) öğrenilen becerinin kalıcılık ve genellemesini kolaylaştırmak

Asemptomatik olguların benign lezyonlar olma olasılığı yüksek ol- masına karşın, asemptomatik dönemde yakalanan mediastinal kitle- ler de histopatolojik tanı konulmadıkça

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamındaki bölgede halk elinde yetiştirilen sığırlarda bovine leukemia virus (BLV)

Tablo 1’den anlaşılacağı gibi, araştırma süresince 69’u erkek 44’ü dişi olmak üzere 113 Phlebotomus örne- ği yakalanmış, bunların yapılan tür ayırımında , 3 alt

Sonuç olarak yumurtlama periyodunun ileri döne- minde bulunan tavuk rasyonlarında Ca düzeyinin %3.5’den %4’e çıkarılması veya rasyona eggshell-49 ilavesinin performans

Duyarlılık (sensitivite, doğru gebe teşhisi/ bütün gebe hayvanlar x 100), özgüllük (spesivite, doğru gebe değil teşhisi/ bütün gebe olmayan hayvanlar x 100), pozi-