• Sonuç bulunamadı

Boğucu Gaz İle Meydana Gelen Ölümlerin Adli Tıp Yönünden Değerlendirilmesi = Forensic Medical Evaluation of Fatalities Resulting From Suffocative Gas

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Boğucu Gaz İle Meydana Gelen Ölümlerin Adli Tıp Yönünden Değerlendirilmesi = Forensic Medical Evaluation of Fatalities Resulting From Suffocative Gas"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Boğucu Gaz İle Meydana Gelen Ölümlerin Adli Tıp Yönünden

Değerlendirilmesi

Forensic Medical Evaluation of Fatalities Resulting From Suffocative Gas

Erkut Ragıp Bulut *, Rıza Yılmaz *, Dinç Açıkgöz *,Elif Ömeroğlu **, Ersin Baysal **, Özlem Yüksekbaş ** , Yalçın Büyük *

ÖZET

Amaç: Bu çalışmanın amacı karbonmonoksit

(CO) harici boğucu gaz ile meydana gelen ölümlerdeki olay yeri inceleme, kimyasal inceleme ve postmortem bulgularını değerlendirmektir

Gereç ve Yöntem: CO harici boğucu gaz

nedeni ile ölen olgulardaki bulguları değerlendirmek amacıyla Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kuruluna 2003–2006 yıllarında gelen 14.063 dosya tarandı. Bunlardan CO harici boğucu gaz nedeniyle öldüğü bildirilen 26 olguda; yaş, cinsiyet, meslek, olayın meydana geldiği şehir ve alan, olayın oluş mevsimi, olayın orijini, olay yeri incelemesi, otopsideki makroskopik ve mikroskopik bulgular ile kimyasal bulgular dokümante edildi.

Bulgular: Olguların yaş dağılımına

bakıldığında; en küçük kişi altı aylık, en büyüğü ise 78 yaşında olarak belirlenmiştir. Olayın meydana geldiği yer incelediğinde ise 11 olgunun maden ocağında, üç olgunun kuyuda, altı olgunun fabrikada, üç olgunun evde, bir olgunun sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) tankı içerisinde, bir olgunun lokanta mutfağında meydana gelmiş olduğu saptanmış olup, bir ölüm olgusunun ise meydana geldiği yer tespit edilememiştir.

Sonuç: Çalışma kapsamında değerlendirilen

boğucu gaz kaynaklı ölüm olgularından olay yeri incelemesi sırasında sadece 10’unda gaz analizine yönelik çalışma yapılmıştır. Postmortem inceleme sırasında toksikolojik analizde ise gazlar ve metabolitlerinin analizi yapılamadığından olguların hiçbirinde kaynak gaz ve metabolitlerinin tespit edilemediği belirlenmiştir.

Olgularda ölüm sebebi kararı verilirken olay yeri verileri, adli soruşturmadan elde edilen bilgiler, ölü bulunma şekli gibi objektif olmayan parametrelere dayanıldığı saptanmıştır. Adli toksikoloji laboratuarlarında yaygın olarak kullanılan Gaz Kromatografi yönteminin boğucu gazlar ve komponentlerinin analizi için geliştirilmesinin bu türden ölümlerde verilecek kararların daha objektif ve bilimsel kriterlere dayanmasına olanak sağlayacağı sonucuna ulaşılmıştır

Anahtar Kelimeler: Boğucu gaz, olay yeri,

otopsi, propan, bütan.

C.Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 29 (3): 97-103, 2007 * Adli Tıp Uzmanı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, İstanbul. ** Arş. Gör. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, İstanbul

SUMMARY

Aim: The main aim of this study is to evaluate

the deaths from suffocative gas poisonings with the exception of carbonmonoxide according to findings of their scene investigations, toxicologic studies and post-mortem examination documents.

Materials And Methods: Total of 14. 063 files

referred to 1st Speciality Committe of Council of Forensic Medicine between 2003-2006 were reviewed. All the findings of 26 cases, died of suffocative gas poisonings with the exception of carbonmonoxide, regarding to age, sex, occupation, city and the place where the fenomen

happened, season, the origin, chemical studies and macroscopic and microscopic results data of the autopsies were evaluated.

Results: The age range was from

youngest victim in 6-months to the oldest one in seventy eight. Eleven cases happened in mines, six were in factories, three were in pits, three were in residences, one was in LPG depot, one was in the kitchen of a restraurant, one was unknown.

Conclusion: Upon evaluation of death

cases resulting from suffocative gas, it was determined that analysis to detect the gas source (during the crime scene intestigation) cases and intoxicological analysis putatice gas and/or components had been determined in none of the cases because of the fact that the forensic toxicology laboratories could not perform these analysis. Determination of the cause of death in these cases was found to be done on the basis of subjective findings such as the findings of crime scene investigation, legal investigation.As a conclusion we strongly emphasize the need of further development of Gas Chromotography which is routinely used in forensic toxicology laboratories in order to detect these gases and their components. This update development of the method will provide the decision of the cause of death to be more based on scientific data.

Key words: Suffocative gas, scene

investigation, autopsy, propane, butane.

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

(2)

Boğucu Gaz İle Meydana Gelen Ölümlerin Adli Tıp Yönünden Değerlendirilmesi GİRİŞ

Boğucu gaz kullanımı sonucu meydana gelen ölümlere günümüzde nadiren de olsa rastlanmaktadır. Geçmişte evlerde yaygın olarak kullanılan havagazı, ulaşılmasının kolay olması nedeni ile intihar amacı ile kullanılmıştır. Bugün artık bu türden gazlara temas sonucu ölümler, genellikle işyerlerinde kaza ile oluşmaktadır. Boğucu gazlara temas sonucu ölümler artık daha sıklıkla endüstriyel alanda meydana gelen kazalar sonucu görülmektedir (1-3).

Sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) petrol rafinerisinin bir yan ürünü olup renksiz, yanıcı ve patlayıcı özelliğe sahip bir gazdır. Tüm dünyada yakıt olarak ve kimyasal işlemlerde kullanılmakta, ülkemizde olduğu gibi bazı ülkelerde ayrıca otomotiv yakıtı olarak da kullanılmaktadır (4, 5). Ticari olarak propan, bütan ya da propan-bütan karışımı şeklinde dolumlarla pazarlanmaktadır. Propan; kokusuz, renksiz ve yanıcı bir gazdır. Bütan ise renksiz ve yanıcı bir gazdır (6).

Bu çalışmanın amacı karbonmonoksit (CO) harici boğucu gaz ile meydana gelen ölümlerdeki olay yeri ve kimyasal incelemelerle postmortem bulguları irdelemek ve güncel yayınlar ışığında yeniden gözden geçirmektir.

GEREÇ VE YÖNTEM

CO harici boğucu gaz nedeni ile ölen olgulardaki bulguları incelemek amacıyla Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kuruluna (ATK 1. ATİK) 2003–2006 yıllarında gelen dosyalar incelendi. Boğucu gaz nedeniyle öldüğü bildirilen olgulardaki yaş, cinsiyet, meslek, olayın meydana geldiği şehir ve alan, olayın oluş mevsimi, olayın orijini, olay yeri incelemesi, otopsideki makroskopik ve mikroskopik bulgular ile kimyasal bulgular değerlendirildi.

BULGULAR

ATK 1. ATİK’na 2003–2006 yıllarında gelen 14.063 toplam dosyadan 26’sında CO dışında diğer boğucu gazlara bağlı ölüm meydana geldiği belirlenmiştir. 26 olgudan 24’ünün erkek, ikisinin kadın olduğu tespit edilmiştir. Olguların yaş dağılımına bakıldığında; en küçüğü altı aylık, en büyüğü ise 78 yaşında olup yaş ortalaması 34,2 olarak belirlenmiştir. Olguları bölgesel dağılımlarına göre irdelediğimizde (Şekil 1) ise Karadeniz Bölgesi’nin 12 olgu ile birinci sırada olduğu bunu dörder olgu ile Marmara ve Ege Bölgesi, üç olgu ile İç Anadolu Bölgesi, iki olgu ile Doğu Anadolu Bölgesi, bir olgu ile de Akdeniz Bölgesi’nin takip ettiği görülmüştür. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden hiçbir olgu gelmemiştir.

15% 15% 4% 12% 46% 8% Marmara Ege Akdeniz İç Anadolu Karadeniz Doğu Anadolu

Şekil 1. Olguların bölgelere göre dağılımı.

Olguları mevsimsel şartlara göre incelediğimizde (Şekil 2) en fazla ölüm 13 olgu ile yaz mevsmevsimi, dört olgu ile ilkbahar ve iki olgu ile sonbahar mevsimi izlemiştir.

4 13 2 7 0 2 4 6 8 10 12 14

İlkbahar Yaz Sonbahar Kış

(3)

Orijin açısından incelediğimizde 25 olgunun kaza ile ve bir olgunun intihar sonucu öldüğü iminde görülmüş, bunu yedi olgu ile kış anlaşılmıştır. Olguları meslek açısından incelediğimizde ise 19 işçi, bir öğrenci, bir bebek olup, beş olguda meslek belirlenememiştir.

Olayın meydana geldiği yer incelediğinde (Şekil 3) 11 olgu maden ocağında, üç olgu kuyuda, bir olgu yem fabrikası deposunda, iki olgu deri üretim fabrikasının ön arıtma havuzunda, üç olgu niteliği belirtilmemiş fabrika deposunda, üç olgu evde, bir olgu LPG tankı içerisinde, bir olgu lokanta mutfağında meydana gelmiş, bir olguda ise ölümün meydana geldiği yer tespit edilememiştir.

Ölümün meydana geldiği yer

41% 23% 12% 4% 12% 4% 4% Maden ocağı fabrika deposu kuyu LPG tankı Ev Mutfak Bilinmeyen

Şekil 3. Ölümün meydana geldiği yer.

Bilirkişilerce 10 olguda olay yeri incelemesi yapılmıştır. İki olguda % 3.75’den fazla olmak üzere metan gazı, iki olguda 60 ppm hidrojen sülfür ve % 10 metan gazı, bir olguda % 40 metan gazı ve % 8.9 oksijen tespit edildiği, bir olguda metan gazının % 32.5, diğer bir olguda oksijenin % 14.2 tespit edildiği ve içerdeki oksijen sirkülasyonunun yetersiz olduğu, diğer başka bir olguda ise % 40 metan ve % 8. 9 oksijen tespit edildiği, kalan iki olguda ise olay yeri incelemesinde herhangi bir boğucu gaz bulunamadığı bildirilmiştir.

Zonguldak’da taşkömürü madeninde bir olayda boğucu gaz ile beş kişinin, diğer iki olayda ise ikişer kişinin öldüğü, Malatya’da evde bir karı kocanın boğucu gaza bağlı olarak öldüğü, Çorum’da iki kişinin kuyu içerisinde öldüğü, Çanakkale’de deri fabrikası ön arıtma havuzunda iki kişinin boğucu gaz ile öldüğü, diğer olguların ise tekli ölüm şeklinde olduğu belirtilmiştir. Tüm olgular olay yerinde ölmüş olup hiçbir tıbbi tedavi almadığı anlaşılmıştır.

Olgulardan birini örnek olması açısından yazmaya değer bulduk. 2004 yılında bir annenin intihar etmek amacıyla bornoz kuşağı ile kendini asmak istediği fakat bağladığı yerin kopması sonrasında piknik tüpünü açarak tekrar intihar girişiminde bulunduğu ve hızla ölmek için ayrıca jiletle bileklerini kestiği, hastanede kendine geldiğinde evde bulunan altı aylık kızının boğucu gaz ile zehirlenerek öldüğünü öğrendiği, ölüm sebebi incelendiğinde olay yeri incelemesinde ve otopside herhangi bir boğucu gaz tespit edilmemekle birlikte olayın gelişimi, otopsideki makroskopik ve mikroskopik bulgulara göre çocuğun boğucu gaz ile öldüğünün kabul edilmesi gerektiği kurul raporunda bildirilmiştir.

OTOPSİ BULGULARI

Boğucu gaz soluma ile ölen 26 olgunun 24’ünün otopsisinde makroskopik olarak akciğerlerde ağırlığın artmış olduğu, ödem, konjesyon, hiperemi ve subplevral noktavi kanamalar tespit edildiği kalpte subperikardial kanamalar ve hiperemi, beyinde ödem ve hiperemi karaciğerde konjesyon, böbreklerde hiperemi bulguları tespit edilmiştir. Organlardaki bu bulgular olguların bazılarında daha yoğun olmak üzere kişiden kişiye farklılıklar göstermekle birlikte genelde görülmektedir. Kalan iki olguda ise

(4)

Boğucu Gaz İle Meydana Gelen Ölümlerin Adli Tıp Yönünden Değerlendirilmesi

çürüme bulguları tespit edilmiştir. Bu 26 olguda boğucu gazlara bağlı ölüm nedeni dışında otopside yedi kişide kronik kalp hastalığı, iki kişide pnömoni bulguları, bir kişide ise karaciğer sirozu tespit edilmiştir.

TOKSİKOLOJİK BULGULAR

Rutin olarak otopside kimyasal incelemede metan, propan, bütan gibi boğucu gazlar ve metabolitleri bakılamamıştır. Sadece yedi olguda CO analizi yapılabildiğinden; toksik ya da öldürücü düzeyde olmayan CO saptanmış olup en yüksek düzey % 4.5, en düşük düzey % 1.3 olarak tespit edilmiştir. Altı olguda ise yine toksik ya da öldürücü düzeyde olmayan etanol saptanmış olup en yüksek düzeyi 74 mg/dl en düşük düzeyi 15 mg/dl olarak tespit edilmiştir.

TARTIŞMA

Boğucu gazlara temas sonucu meydana gelen ölümlerde oluşan asfiksilerde (anoksi) iki önemli durum tanımlanmaktadır. Bunlar; atmosferik oksijen düzeyinde ani düşüş ve gazın oksijenin yerini alması şeklinde oluşan kademeli oksijen tüketimidir. Birinci durum için karbondioksit ve metan entoksikasyonları ve ikinci durum için de likid propan ve nitrojen entoksikasyonları örnek olarak verilebilir. Gazın oksijenin yerini alması şeklinde oluşan asfiktik ölümlerde belirgin bir bulguya rastlanmadığından dokuların özellikle bu gazlara ait metabolitler açısından tetkik edilmesinin önemi büyüktür (1).

Kullanılmış olan gaz üretici firmasından alınacak içerik bilgileri ve yapılacak olan gaz kromatografik analizde elde edilecek gaz bileşim ürünlerinin karşılaştırılmasıyla objektif bulgulara ulaşılabilmektedir (1, 7, 8).

Literatürde kaza intihar ya da kötüye kullanım sonucu, LPG teması sonrası ölüm olguları yayınlanmıştır (7, 9, 10). Bu çalışmada bir olgu LPG tankı içerisinde ölü bulunmuş olup yapılan incelemeye göre kişinin kaza sonucu öldüğü anlaşılmıştır. Bu tür olgularda ani ölüm sebebi olarak kardiyak aritmiler, hipoksi ve solunum depresyonu ileri sürülmektedir. Bu konuda en sık kötüye kullanılan madde çakmak doldurucular içindeki bütandır (11). Bu maddeler lipofilik olduklarından akciğerden kana karıştıktan sonra beyin, yağ dokusu gibi yağdan zengin organlarda ve ayrıca karaciğer, böbrek ve kalp gibi organlarda yüksek konsantrasyonlarda bulunmaktadır. N-bütan ve izobütan santral sinir sistemi üzerine anestezik ve narkotik etkiye sahiptir ve havada % 0.5-5 düzeylerde bile fatal aritmileri indükleyebilmektedir. Propan ise N - bütan ya da izobütana göre daha az toksiktir. Anestezik etkisi de daha az olup, myokard üzerine olan etkisinin de ihmal edilebileceği bildirilmiştir. Propan gazı inhalasyonu sonucu ölümlerde hipoksi, ölüm sebebi olarak kabul edilmektedir (12).

Deney hayvanlarında iki saatlik LPG teması sonrası kan, beyin, karaciğer ve böbreklerde propan, bütan, 2-metilpropan ile metabolitlerinden oluşan propanol, aseton, 2-bütanol ve 2-bütanon tespit edilmiştir (13). Bu çalışmada da görüleceği üzere ülkemizde boğucu gaz ile ölümlerde kimyasal bu maddelerin ve metabolitlerinin tespitine yönelik kimyasal inceleme yapılmamaktadır.

Boğucu gaza maruz kalan 28 yaşında bir erkek hasta bulantı, halsizlik ve alt ekstremitede güçsüzlük yakınmaları ile hastaneye başvurur, boğucu gaza maruz kalan 63 yaşındaki bir başka

(5)

erkek hasta ise nörolojik semptomları nedeniyle hastaneye başvurur (14).

Sugie ve arkadaşları (7) tarafından yapılan bir çalışmada; olgulardan alınan kan, idrar, mide içeriği, beyin, karaciğer, akciğer, kalp, böbrek ve yağ dokusunda Headspace Gaz Kromatografi yöntemi ile propilen, n-bütan, propan, izobütan analizi yapılmıştır. Bu analiz sonucunda inhale edilen materyallerin içeriklerine uygun olarak n-bütan ve propan tespit edilmiştir. Propan en yüksek düzeyde beyin, karaciğer ve kalp örneklerinde saptanırken, izobütan ve n-bütan özellikle yağ doku örneklerinde yüksek düzeylerde saptandığı bildirilmiştir.

Boğucu gazlara temas sonucu ölümlere genelde endüstriyel alanda meydana gelen kazalar sonucu rastlanmaktadır (1). Bu çalışmada olgularımızın büyük çoğunluğu (% 92.3) erkek olup genellikle iş ortamında öldükleri tespit edilmiştir. CO zehirlenmesine bağlı ölümler kış mevsiminde (15) ve soba kullanılan evlerde meydana gelirken diğer boğucu gazlar ile meydana gelen ölümler sıklıkla endüstriyel alanda görülmektedir. Bu çalışmada meydana gelen ölümlerin % 50’si yaz mevsiminde meydana gelmiştir.

Büyük ve arkadaşları (3) tarafından yapılan boğucu gaz soluma yoluyla intihar olgu sunumunda gaz komponentlerinin analizi yapılamadığı, ölü bulunma şekli dikkate alındığında ölüm sebebinin gaz soluma ile olduğuna karar verildiği bildirilmiştir. Benzer şekilde bizim çalışmamızda da ölüm sebepleri; olay yeri verileri, adli soruşturmadan elde edilen bilgiler, ölü bulunma şekli, otopsideki nonspesifik bulgular gibi objektif olmayan parametreler içermektedir.

Havagazında % 7-20 gibi oldukça yüksek oranda CO bulunmaktadır. Geçmişte evlerde yaygın olarak kullanılmasından dolayı ulaşılmasının kolay olması nedeni ile intihar aracı olarak kullanılmış ve entoksikasyon için kapı ve pencerelerin kapatılarak vanaların açılması entoksikasyon için yeterli olmuştur (16). Olgularımızın ikisi evlerinde ölü bulunmuş, kimyasal analizde kanlarında CO saptanmamış; etan, bütan, propan ve metan aranamamış ve adli soruşturmaya göre ise intihara yönelik bir girişimden ziyade kaza sonucu boğucu gaz ile öldükleri anlaşılmıştır.

Boğucu gaz ile ölümlerin % 41 gibi yüksek bir oranda görüldüğü Zonguldak ilindeki ölümlerde, olay yeri incelemesinde metan ve hidrojen sülfür tespit edilmiş, diğer illerdeki verilerde herhangi bir gaz tespiti yönünden inceleme dahi yapılmamıştır. Bu çalışma şunu göstermiştir ki, Zonguldak ilindeki kömür işletmeleri nedeniyle olay yeri incelemesinde daha standart ve kullanılan bir sistem bulunmaktadır. Gaz ölçme işlemi normal prosedür olarak kullanılmakla birlikte uluslararası kabul görmüş düzeyde inceleme yapılamamaktadır. Oysa ki olay yeri incelemesi ile kimyasal analiz sonuçlarının birbirini doğrulaması gerekmektedir. Fakat ülkemizde bu durum henüz rutine girmemiş bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Zonguldak kömür havzasında, havadaki metan konsantrasyonu ve kömür damarlarındaki desorbsiyon parametrelerini doğru ölçecek araçlara acilen gereksinim olduğu açıktır. Ortamdaki metan gazı dağılımının tehlikeli boyutlara varmadan kontrol altında bulundurmanın kritik ön koşulu, sürekli izlenen yeterli bir havalandırma donanımının sağlanması olduğu açıktır.

(6)

Boğucu Gaz İle Meydana Gelen Ölümlerin Adli Tıp Yönünden Değerlendirilmesi

Deri ve yem fabrikalarının bazı bölümlerinde metan gazı açığa çıkabilmektedir (17). Bizim çalışmamızda görüleceği üzere toplam altı olgu fabrikadan çıkan boğucu gaz nedeniyle ölmüştür. Bu tür fabrikalarda boğucu gaz seviyesini gösterir alarm içeren cihazlar bulundurmanın yanı sıra bu yerlerde boğucu gaz ile ölüm olabileceğini içerir hizmet içi eğitimler verilmelidir.

Adli tıp uygulamasında nadiren de olsa görülen kuyu içerisinde boğucu gaza bağlı ölümlere bu çalışmamızda da üç olguda rastlanmıştır. Bu nedenle kuyu içerisine bir kişinin inmesi gerektiği zaman maske takması hayat kurtarıcı olması nedeniyle önemlidir.

Boğucu gaz ile ölüm sonrası yapılan otopsilerde kimyasal inceleme için yeteri kadar kan, idrar, mide içeriği, karaciğer, beyin, kalp, akciğer, böbrek gibi rutin örneklemeler ile birlikte yağlı doku örneğinin de alınması gerekmektedir. Ayrıca üretici firma tarafından da boğucu gazın içeriğinin ne olduğunun öğrenilerek bildirilmesi önem arz etmektedir.

Adli toksikoloji laboratuarlarında yaygın olarak kullanılan Gaz Kromatografi yönteminin Terada ve ark (8) ile Ago ve ark. (18) tarafından tanımlanan yönteme göre gaz komponentlerinin analizi için geliştirilmesinin bu türden olgularda verilen kararın daha objektif kriterlere

dayanmasına olanak sağlayacağı

düşüncesindeyiz.

Sonuç olarak olay yeri incelemesi ile ilgili olarak görevli kişilere sürekli olarak hem olay yeri incelemesi eğitimi ve hem de gerekli teçhizat ve teçhizat eğitimi sağlanmalıdır. Otopsideki kimyasal incelemede, boğucu gaz ve metabolitlerinin tespiti, ölüm sebebini belirlemede önemli olduğundan yetkililerin bu eksikliği gidermeye yönelik de

teçhizat sağlaması ve eğitim seminerleri yapması gerektiği açıktır.

KAYNAKLAR

1. Watanebe T, Morita M. Asphyxia due to oxygen deficiency by gaseous substances. Forensic Sci Int 1998; 96: 47-59.

2. D J DiMaio, V J M DiMaio. Asphyxia. In: Forensic Pathology. New York: Elsevier; 1989. p: 207-251.

3. Büyük Y, Aslıyüksek H, Eke M, Bulut E.R, Gürpınar S. Boğucu gaz soluma yoluyla intihar: Olgu sunumu. Adli Tıp Bülteni 2005; 10(3): 100-104.

4. Health Council of the Netherlands: Committee on Updating of Occupational Exposure Limits. Liquefied Petroleum gas (LPG), propane, Butane; Health-based Reassessment of Administrative Occupational Exposure Limits. The Hague: Health Council of the Netherlands, 2004; 2000/15OSH/134. 5. Knight B. Suffocation and Asphysia. In:

Forensic Pathology. New York: Oxford University Pres; 1991. p: 319-359. 6. Ruth JH. Odor. Thresholds and Irritation

Levels of Several Chemical Substances: a review. Am Ind Hyg Assoc J 1986; 142-51.

7. Sugie H, Sasaki C, Hashimoto C, Takeshita H, Nagai T, Nakamura S, Furukawa M, Nishikawa T, Kurihara K. Three cases of sudden death due to butane or propane gas inhalation: analysis of tissues for gas components. Forensic Sci Int 2004; 143: 211-214.

(7)

8. Terada M, watanabe T, Kashiwade H, Yoshimura S. An Autopsy case of a sudden death due to inhalation of butane gas. Jpn J Legal Med 1983; 37: 696. 9. Tsoukali H, Dimitriou A, Vassilliades N.

Death during deliberate propane inhalation. Forensic Sci Int 1998; 93:1-4. 10. Fukumago T, Yamamoto H, Tanegashima

Y, Yamamoto Y, Nishi K. Liquefied PetroleumGas (LPG) Poisining; Report of Two Cases and Review of the Literature. Forensic Sci Int 1996; 82(3): 193-200. 11. Gross A, Klys M. Suicide by

propane-butane inhalation. A case report and literature review. Arch Med Sadowej Kryminol 2002; 52(1):37-42.

12. Pyatt JR, Gilmore I, Mullins PA. Abnormal liver function tests following inadvertent inhalation of volatile hydrocarbons. Postgrad Med J 1998; 74: 747-8.

13. Tsukamoto S, Chiba S, Muto T, et al.

Study on the Metabolism of

VolatileHydrocarbons in

Propane Gas (LPG) inhalation-detection of metabolities. Jpn J Legal Med 1985; 39: 124-30.

14. Aydın Y, Özçakar L. Occupational Hepatitis by Propane Inhalation of Propane and Butane Gases. Int J Clin Prac 2003; 57: 546.

15. http://www.karbonmonoksit.com/

erişim tarihi 16.03.2007.

16. Büyük Y, Yazıcı Y, Üzün İ, Çağdır AS.

Alkolün kolaylaştırdığı CO

entoksikasyonu: Olgu sunumu. Adli Tıp Dergisi 2004; 18(2): 7-12.

17.http://www.cedgm.gov.tr/planlama/zbk/10_

cevre_sorunlari.doc erişim tarihi 16.03.2007.

18. Ago M, Ago K, Ogata M. A fatal case of n-butane poisoning after inhaling anti-perspiration aerosol deodorant. Legal Med 2002; 4:113-138.

Yazışma adresi:

Erkut Ragıp Bulut, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, Yenibosna, İstanbul. Tel: 0 212 454 15 00, 0 505 234 30 99

Referanslar

Benzer Belgeler

1983: Türkiye’de Doğurganlık ve Aile Sağlığı Araştırması 1988: Türkiye’de Doğurganlık ve Sağlık Araştırması 1993: Türkiye’de Nüfus ve Sağlık Araştırması

Bazı cinsleri de ( Streptococcus ) süt endüstrisinde faydalı bakteriler olarak bilinen starter bakteri suşlarını içine aldığı gibi, insanlarda hastalık yapan patojenleri ve

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yayınları Kitaplar Serisi Yayın No:1 , 4... Et Bilimi

Toplamda 23 ki şinin yargılanacağı davanın tanıkları, göçük olayının yaşandığı bölgede bir yıl öncesinden çatlaklar tespit edildi ğini doğruladı.. Savcı

Çernobil seviyesinin 250 - 300 mikro röntgen oldu ğunu, bunun ise uçağın uçtuğu yükseklikteki radyasyon seviyesine eş değer olduğunu ifade eden Yuriy Tatarçuk, bu

Ovacık ilçesine bağlı Karaoğlan (Birdo) köyü mıntıkasında 3 gün önce hava destekli ba şlatılan operasyon kapsamında yapılan bombardıman nedeniyle ormanlık alanda

Hafta sonunda meydana gelen olayı kamuoyundan 2 gün saklayan Kozloduy yönetimi, santralın makine bölümündeki 15-20 metrelik bir boru tesisat ında meydana gelen olayın kimseye

Eşme Asliye Hukuk Mahkemesinin kararına gerekçe yaptığı bilirkişi raporu da tam bu noktada valiliğin açıklaması ile örtüşüyor: “Kanlarda arsenik yoktur!”