• Sonuç bulunamadı

Hiperkolesterolemik Bireylerde Soya Proteininden Zengin Diyetin Kan Lipid Profili ve Endotel İşlevlere Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hiperkolesterolemik Bireylerde Soya Proteininden Zengin Diyetin Kan Lipid Profili ve Endotel İşlevlere Etkisi"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HİPERKOLESTEROLEMİK BİREYLERDE SOYA

PROTEİNİNDEN ZENGİN DİYETİN KAN LİPİD PROFİLİ

VE ENDOTEL İŞLEVLERE ETKİSİ

--- Uzm.Dyt.F.Tülay ERGÜVEN*, Araş.Gör. Zehra BÜYÜKTUNCER**,—

Prof.Dr.Gülden KOKSAL** Ö Z E T

Tüm dünya ülkelerinde ölüm nedenlerinin başın­ da g e le n ka rd io v a sk iile r h a sta lıkla rın etiyolo- j is i n d e d iy e t ö n e m li ro l oynam aktadır. Ç alış­

m a la r d iy e t pro tein in , ö zellikle hayvansal ka y­ naklı p ro te in in y e rin e diyete eklenen soya p ro ­ teinin, lipid profilini ve endotel işlevleri iyileşti­ rerek kardiovaskiiler hastalık riskini azaltabile­ ceğini işaret etmektedir. Bu çalışma hiperkoles- tero lem ik 20 bireyde 6 hafta süreyle soya p ro ­ teininin kan lipid profili ve endotel işlevlere etki­ s i n i a r a ş t ı r m a k a m a c ıy la p la n la n m ış tır . B irey lerin g ü n lü k enerji, karbonhidrat, y a ğ ve p r o te in g e r e k s in im le r i h e s a p la n d ık ta n so n ra enerjinin % 25-30'u yağlardan, % 10-12'si pro­ te i n le r d e n , % 6 0 - 6 5 'i k a r b o n h id r a tla r d a n karşılanacak ve total kolesterol içeriği 200 mg olacak şekilde kişiye özel diyetler hazırlanmıştır. H a y v a n sa l kaynaklı proteinin % 60'ı soya p ro ­ teininden karşılanm ış ve bunun için diyete soya fa su lyesi, soya unu ve soya filiz i eklenmiştir. Altı h a fta so n u n d a , so ya p r o te in i tüketim ine bağlı o la ra k to ta l kolesterol, LD L kolesterol, VLDL k o le s te r o l, trig lis e r it, A p o-B , tro m bom odulin düzeyleri önem li ölçüde azalm ış (p<0.001), HDL k o l e s t e r o l ve A p o lip o p r o te in A - I d ü z e y le r i değişm em iş, L ipoprotein (a) düzeyinde azalm a s a p ta n m ış a n c a k bu f a r k is ta tis tik s e l açıdan önem li bulunm am ıştır (p> 0.001). E ndotel işlev­ lerin d e ğ e rle n d ir ilm e s in d e k u lla n ıla n bra kia l arter çap ve endotel bağımlı dilatasyonda (EDD) ista tistik se l açıdan anlam lı düzelm eler saptan­ m ıştır (p<0.001). Sağlıklı ve dengeli diyete ekle­ nen so ya fa s ü ly e s i ve ürünleri, lip id p ro fili ve e n d o te l iş le v le r i iy ile ş tir e r e k k a rd io v a sk iile r hastalık riskini azaltmaktadır.

* Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi ** H.Ü. S.T.Y.O. Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Anahtar Sözcükler: Soya proteni, kan lipidleri,

endotel fonksiyon

A B STR A C T

The Effects o f a Soy Protein Rich D iet on the B lo o d L ip id s a n d E n d o te l F u n c tio n o f th e Patients with H ypercholesterolemi

D iet has an im p o rta n t role in the etiology o f co- ronary heart diseases which are commo/ı causes o f death ali över the world. Studies indicate that dietary soy protein, which is used instead o f ani- mal protein, is able to decrease the risk o f coro- nary heart disease. The aim o f this study was to evaluate the effects o f dietary protein on blood lipid levels and endothelial funetions. 20 patients with hypercholesterolem i p a rticip a ted to study fo r 6 weeks. After the daily energy, carbohydrate, fa t and protein requirements o f participants was calculated, an individual d iet with 25-30% o f energy fro m fats, 10-12 % fro m proteins, 60-65 % carbohydrates and containing lower than 200 mg cholesterol was given to each participant. 60 % o f dietary animal protein was substituted with so y p ro te in fr o m so yb ea n , so y f lo u r a n d s o y sprouts. R esults o f this study sh o w ed that so y protein rich diet decreases the blood levels o f

cholesterol, LDL cholesterol, VLDL cholesterol, Apolipoprotein B and trombomodulin; and these decreases were statistically significant (p<0.001 and p<0.05). The changes on HDL cholesterol, Apolipoprotein A -I and Lp (a) levels weren't sta­ tistically sig nificant (p> 0.001). The im prove- ment o f brachial arterial diameter and endothe­ lial dependent dilation (EDD), used to evaluate endothelial funetions, were statistically sig nifi­ cant (p<0.001). The consumption o f soybean and its produets as a p a rt o f healthy and \vell-ba- lanced diet can improve blood lipid profile and

(2)

4 2 E R G Ü V E N F .T ., B Ü Y Ü K T U N C E R Z „ K O K S A L G .

endothelial fu n ctions; and decrease cardiovascu- lar disease risk.

K ey Words: Soy protein, pla sm a lipids, endothe­ lial fu n ctio n

G İ R İ Ş

Kardiovasküler hastalıklar, günüm üzde gelişmiş ve gelişmekte olan tüm dünya ülkelerinde ölüm n e d e n l e r i n i n b a ş ı n d a g e l m e k t e d i r (1 ,2 ). Bu hastalıkların etiyolojisinde genetik yatkınlık ve sigara, diyet, fiziksel aktivite azlığı gibi çeşitli ç e v r e s e l e tm e n le r p r im e r rol o y n a m a k t a d ı r . Genetik ve/veya çevresel etmenler, lipid profili ve arter elastikiyetine bağlı endotel işlevleri etki­ leyerek kardiyovasküler hastalıklara yol açm ak­ tadırlar (3,4). Kan kolesterol, özellikle de LDL kolesterol, düzeylerinin yükselm esi ile k a rd io ­ vasküler hastalık riskinin önemli oranda arttığı artık çok iyi bilinmektedir (5-7). Yaşla birlikte azalan arter elastikiyetinin de sistolik h ipertan­ siyona neden olarak kardiovasküler hastalıkların gelişmesinde etkili olabileceği çeşitli çalışmalar­ la gösterilmiştir. Kadınlarda bu risk etm eninin yaşın dışında menapozla azalan östrojen düzeyin­ den de doğrudan etkilendiği bilinm ektedir (8). Sonuçta hem kadın hem de erkeklerde lipid pro­ filinde bo zu lm a ve endotel işlevlerde azalma, artan kardiovasküler hastalık riskini beraberinde getirmektedir (5,6,8).

D iy e t lipid profili v e endotel işlevleri etkilediğin­ den, kardiovasküler hastalıkların g elişim in d e en ö n e m li p aya sahip ç e v resel etm enlerden biridir. D iy etin kardiovasküler hastalıklara etkisini açık­ l a m a k a m a c ı y l a y a p ı l a n ç a l ı ş m a l a r , y ı l l a r c a diyetin total yağ, d o y m u ş v e d o y m a m ış y a ğ asit­ leri oranı v e kolesterol içeriğin e odaklanmıştır. B u g ü n b u n l a r ı n h e r b i r i n i n k a r d i o v a s k ü l e r h a s t a lık la r ın g e l i ş m e s i n d e ö n e m l i e t k ile r in in o l d u ğ u k a b u l e d i l m i ş t i r (9 ,1 0 ). D a h a s o n r a y a p ı l a n ç a l ı ş m a l a r d a bu e t m e n l e r i n d ı ş ı n d a , diyetin posa, alkol, tuz, çeşitli vitamin, mineral v e f i t o k i m y a s a l i ç e r ik le r i ile d i y e t i n p r o t e in türünün de k a rd io v a sk ü ler hastalıkların g e l i ş i ­ m in d e etkili o l a b i l e c e ğ i g ö ste r ilm iştir ( 1 1 ,1 2 ). Diyetin protein türünün kardiovasküler hastalık­

lara etkisi ile ilgili yapılan ç alışm alard a d a h a çok hayvansal kaynaklı p rote in le r ile s o y a p ro tein in karşılaştırılmasına yoğunlaşmıştır. Ç ü n k ü yapılan ilk çalışm alar se ru m k o le s te ro l d ü z e y i ile h a y ­ vansal kaynaklı diyet proteini arasında p o z itif bir ilişkiyi işaret ederken (13); bitkisel kaynaklı soya p r o t e i n i ile n e g a t i f b i r i l i ş k i y i g ö s t e r m i ş t i r (14,15). So ya p roteinin lipid profili ve e n d o te l işlevlere etk isin i a ç ık l a m a k ve ç e şitli ö n e r i l e r g e liştire b ilm e k için b ir ç o k ç a lı ş m a y a p ı l m a k ­ tad ır. B u ç a l ı ş m a d a d a, h i p e r k o l e s t e r o l e m i k bireylerin diyetlerin d e h a y v a n sa l k a y n a k lı p r o ­ t e i n i n % 6 0 ' ı s o y a p r o t e i n i ile y e r d e ğ i ş t i ­ rildiğinde kan lipid profili, t r o m b o m o d u l i n ve e n d o te l i ş l e v le r d e o l u ş a b i l e c e k d e ğ i ş i k l i k l e r i incelemek amaçlanmıştır.

A R A Ş T I R M A Y Ö N T E M İ V E A R A Ç L A R I B u ç a lı ş m a N i s a n 1 9 9 9 - M a y ı s 2 0 0 0 t a r i h le r i a r a s ı n d a H a c e t t e p e Ü n i v e r s i t e s i K a r d i y o l o j i Anabilim Dalı tarafından izlenen 30-72 yaş arası 20 e r k e k b i r e y ü z e r i n d e a ltı h a f t a s ü r e s i n c e yapılmıştır. A ra ş tırm a y a a lınan b ire y le rin anti- hiperk o lestero lem ik ilaç k u lla n m a m a s ın a , total kolesterol düzeyinin 230 m g/dL ve L D L k o les­ terol düzeyinin 160 mg/dL, beden kütle in d eks­ lerinin (BKI) 27 kg /m 2 olmasına, sigara ve alkol kullanmamalarına dikkat edilmiştir.

Araştırmaya katılacak bireylerin enerji gereksin ­ m elerini h e s a p la rk e n d in le n m e m e t a b o li k hızı iç i n H a r r i s - B e n e d i c t d e n k l e m i ( B M H = 6 6 . 5 + ( 1 3 .7 5 * A ğ ı r l ı k ) + ( 5 .03 * B o y ) - (6.75*Yaş)) ku llanılm ış; fiziksel a k tiv ite kayıt formu ile fiziksel aktivite faktörü s a p ta n d ık ta n sonra toplam günlük enerji gereksinmesi h e sap ­ lanmıştır. Her bireye enerji g e re k sin m e sin in % 25-30'u yağlardan, % 10-12'si proteinlerden, % 60-65'i karbonhidratlardan karşılanacak ve total kolesterol içeriği 200 m g o lac a k şe k ild e özel diyet hazırlanmıştır. Diyette hayvansal kaynaklı proteinin % 60'ı soya proteininden karşılanmış ve diyete soya unu, so ya fasu ly e si ve so ya filizi eklenmiştir. Bireylere diyetleri ve kullanacakları soya ürünlerinin hazırlama ve pişirme yöntemleri hakkında ayrıntılı eğitim verilmiştir.

(3)

B i r e y l e r i n b e s le n m e a lış k a n lık la r ın ı s a p ta y a ­ b ilm ek için çalışm aya başlamadan önce bir günü hafta sonu o lm ak üzere üç günlük besin tüketim kaydı tutulmuştur. Evde yürütülen bu çalışmada ç a lış m a sü re s in c e g ü n lü k besin tüketim lerinde değişiklik olabileceği düşünülmüş ve bu değişimi d e ğ e rle n d ir m e k a m a c ıy la çalışm a süresince de bir gün ü hafta sonu olmak üzere üç günlük besin t ü k e t i m k a y d ı te k r a r l a n m ı ş tı r . B e s in tü k etim k a y ı t l a r ı n d a n e l d e e d i l e n v e r i l e r H a c e t t e p e Ü niversitesi B eslenm e ve Diyetetik Bölümünde S P S S B e s i n T ü k e t i m A n a l i z i B i l g i s a y a r B ilg is a y a r Program ı ile hesaplanm ış ve ortala­ m a l a r a lı n m ı ş tı r . A y r ıc a b ir e y l e r in b e s le n m e a lış k a n lık la r ın ı s a p ta m a k am a c ıy la geliştirilen a n k e t f o rm u ile k o r o n e r kalp hastalığı riskini e tkiley eb ileceği düşünülen kırmızı et, tavuk ve b alık tüketim sıklıkları, kullandıkları yağ türleri ve miktarları, soya ve ürünlerini tüketim sıklık­ ları ve miktarları, sigara ve alkol tüketim durum­ ları sorgulanmıştır.

Ç a l ı ş m a y a b a ş l a m a d a n ö n c e v e ç a l ı ş m a n ı n s o n u n d a birey lerin v ücut ağırlıkları, boy uzun­ lukları, bel ve kalça çevreleri, triseps deri kıvrım kalınlıkları (DKK ) ölçülmüş, beden kitle indeks­ leri (B K İ) ve b e l/kalça oranları hesaplanmıştır. V ü c u t ağırlığı terazi ile aç karnına, ayakkabısız ve ince giysilerle; boy uzunluğu terazinin sabit

cetveli ile u s u lü n e u y g u n olarak; tris ep s d eri k ıv r ı m k a l ı n l ı k l a r ı k a l i p e r ile; b e l v e k a l ç a çevreleri ise esnemeyen mezür ile ölçülmüştür. Çalışm aya başlam adan önce ve ça lışm a süresi olan 6 hafta sonunda bireylerden alınan açlık kan ö rn ek le ri H.Ü . E riş k in H a s ta n e s i B i y o k i m y a B ölüm ünde analiz edilerek seru m total k o l e s ­ terol, LDL, VLDL, H D L kolesterol, trigliserit, apolipoprotein A ve B, lipoprotein-a, tro m b o - modulin düzeyleri saptanmıştır.

Endotel işlevleri değerlendirmek için kullanılan brakial arter çapları H.Ü. Radyoloji bölüm ünde Toshiba SS 250-A marka ultrasound cihazı ile ölçülmüştür. Brakial arter çap, bazal ve hiperemi sıra sın d a ö lçü le re k d e ğ e rle n d irilm iş ; e n d o te l bağım lı dilatasyo n "E D D = son ç ap-ilk ç a p /ilk çap" formülü ile hesaplanmıştır.

Çalışma sonunda elde edilen veriler Wilcoxon iki eş arasındaki farkın önemlilik testi uygulanarak bilgisayarda SPSS istatistik paket programı kul­ lanılarak değerlendirilmiştir.

B U L G U L A R

Araştırmaya katılan erkeklerin yaşlarının ortala­ ması 50.1 yıldır (30-72 yıl). B ireylerin v ü c u t a ğ ır lığ ı, b oy u z u n lu ğ u , b e d e n k itle i n d e k s i, T a b l o l : B ir e y l e r in Y a ş ve A ııt r o p o m e t r i k Ö lç ü m le r i (n—20)

Ç a lışm a Ö ncesi Ç alışm a Sonrası

D e ğ iş k e n le r

x±S M in. M ak. x±S M in. M ak.

Y a ş (y ıl) 50.1 ± 1 1 .8 30.0 72.0 50.1 ± 11.8 30.0 72.0 B o y (c m ) 1 7 1 . 8 i 6.6 160.0 182.0 171.8 ± 6.6 160.0 182.0 A ğ ırlık (k g ) 7 4 .6 ± 5.2 63.0 82.0 74.0 ± 5.1 64.0 81.0 B K İ (k g /m 2) 25 .3 ± 1.3 22.3 27.2 25.1 ± 1.3 22 .6 27.5 B e l/k a lç a o ran ı 0 .9 6 ± 0.07 0.85 1.1 0 .9 6 ± 0 .0 7 0.86 1.1 T ris e p s D K K (m m ) 10.6 ± 1.1 8.0 12.0 10.4±0.9 8.0 12.0

T a b l o 2: B ir e y l e r in H i p e r ta n s i y o n v e A n tih i p e r ta n s i f İlaç K u lla n m a D u r u m la r ın a G ö r e D ağılım ları (n = 2 ü )

H ip e rta n s iy o n İlaç K u lla n ıy o r İlaç K u lla n m ıy o r T o p lam

D u ru m u S % S % S %

H ip e rta n s iy o n ( + ) 2 18.2 9 81.8 11 55.0

H ip e rta n s iy o n ( -) - - 9 100.0 9 45 .0

(4)

4 4 E R G Ü V E N F .T ., B Ü Y Ü K T U N C E R Z „ K O K S A L G.

T a b l o 3: B ir e y l e r in K ı r m ı z ı E t, T a v u k Eti, B a lı k ve K ı z a r t m a T ü k e t i m S ık l ı ğ ı n a G ö r e D a ğ ı l ı m l a r ı (n = 2 0 )

S ık lık

K ırm ız ı Et

T ü k e tim i T a v u k Eti T ü k e tim i B a lık T ü k e tim i

K ız a ıtm a T ü k e tim i S % S % S % S % H e r g ün 7 3 5 .0 1 5.0 - 0.0 1 5 .0 G ü n aşırı 8 4 0 .0 6 3 0 .0 - 0 .0 - 0 .0 H a fta d a 5 2 5 .0 11 5 5 .0 - 0 .0 9 4 5 .0 O n b e ş g ü n d e 1 - 0.0 2 10.0 5 2 5 .0 8 4 0 .0 A y d a 1 5 0.0 - - 15 7 5 .0 2 10.0 T o p la m 20 100.0 2 0 100.0 20 100.0 2 0 .0 100.0 T a b l o 4: Bir eylerin K u l la n d ı k la r ı Y a ğ T ü r l e r i n e G ö r e D a ğ ılı m l a r ı ( n - 2 0 )

K u lla n ıla n Y a ğ T ü rü B ire y le r

S %

Z e y tin Y ağı 5 2 5 .0

A y ç iç e k Y ağı 4 2 0 .0

M ısırö zü Y ağı 3 15.0

Z e y tin y ağı+ A . yağı 4 2 0 .0

M argarin 3 15.0

T erey ağ ı 1 5 .0

T o p lam 20 100.0

bel/kalça oranı ve triseps deri kıvrım k a lın lık ­ ların d a ça lışm a s ü re sin ce is ta tis tik s e l a ç ıd a n ö n e m l i d e ğ i ş i k l i k l e r o l m a m ı ş t ı r ( p > 0 . 0 5 ) . B ire y le rin yaş ve a n tr o p o m e trik ö lç ü m le r in e ilişkin veriler Tablo l'de gösterilmiştir.

Bireylerin % 55'inde hipertansiyon saptanmıştır ve hipertansif bireylerin %18.2'si antihipertansif ilaç kullanmaktadırlar (Tablo 2).

Sigara ve alkol kullanmayan bireylerin % 45'nin aile öyk ülerind e kalp hastalığı olduğu s a p ta n ­ mıştır. Aile öykülerinde kardiovasküler hastalık olan bireylerin % 33.3'ünün annesi, % 33.3'ünün babası, % 22.2'sinin kardeşi ve % 11.2'sinin diğer a k ra b a la r ın d a k a rd io v a s k ü le r h a s ta lık o ld uğ u saptanmıştır.

K ardiovasküler hastalık riskini etkileyebileceği düşünülen kırmızı et, tavuk ve balık tüketim sık­ lıkları, k u lland ıkları yağ türleri ve m iktarları, soya ve ürünlerini tüketim sıklıkları ve m iktar­ ları, sigara ve alkol tüketim durumları bir anket form u ile sorgulanm ıştır. Elde ed ilen verilere göre bireylerin % 40'ı günaşırı, % 35'i ise her gün

kırmızı et; % 35'i her g ün v e y a g ü n aşırı tav u k eti tüketmektedir. Balık ise bireylerin % 75 tarafın­ dan ayda b ir kez tü ketilm ektedir. A yrıca b i r e y ­ lerin % 45'inin haftada bir kez, % 40' m m ise on beş günde bir kez k ızartm a tükettiği saptanm ıştır (Tablo 3).

B ir e y le rin % 80'i y e m e k l e r i n d e sıv ı y a ğ k u l ­ la n ı r k e n % 2 0 's i m a r g a r i n v e t e r e y a ğ ı t e r c ih etmektedirler. Y e m e k le rind e sıvı y a ğ k u l la n a n ­ ların % 2 5 'i z e y tin y a ğ ın ı, % 2 0 's i ise a y ç iç e k y a ğ ın ı t e r c ih e d e r k e n % 2 0 's i z e y t i n y a ğ ı ve ayçiçek yağını birlikte kullanm ak tad ır (Tablo 4). B ireylerin çalışm a öncesi ve ç a lış m a s ıra s ın d a tu ttuk la rı üç g ü n lü k b e s in t ü k e t im k a y ıt la r ın a göre hesaplanan enerji ve besin öğelerinin ortala­ m a, s ta n d a rt sa p m a s ı ve e ş le r arası ö n e m l il i k k o n tro lü Tablo 5'te g ö s te r ilm iş tir . T a b lo 5 'te görüldüğü gibi bireylerin diyetle tükettikleri h a y ­ vansal kaynaklı protein, d oy m u ş ve ç ok lu d o y ­ m a m ış y a ğ a s id i v e k o l e s t e r o l m i k t a r l a r ı iki d ö n e m a r a s ı n d a ö n e m l i d ü z e y d e f a r k l ı b u l u n u r k e n ( p < 0 .0 0 1 ) ; e n e r j i v e d i ğ e r b e s i n ö ğ e le r i a ç ıs ın d a n iki d ö n e m a r a s ı n d a ö n e m l i

(5)

T a b l o 5: B i r e y l e r in Ç a lış ın a Ö n c e s i ve Ç a lış m a S ır a s ın d a A ld ık la rı En erji ve Besin Ö ğ e l e r i (n = 2 0 )

E n e rji v e B e sin Ö ğ e le ri Ç a lışm a Ö ncesi Ç a lışm a S ırası

x±S x+S P E n e rji (k k a l) 184 4 .0 ± 3 5 5 .4 1845.51344.1 0 .7 6 6 P ro te in (g) 6 8 .2 + 1 2 .2 6 8.5 + 1 2 .5 0 .4 3 7 H a y v a n s a l K a y n a k lı P ro te in (g) 30 .2 + 6 .2 16.4+5.5 0.001* B itk is e l K a y n a k lı P ro te in (g) 3 6 .4 ± 8 .9 3 2 .2 1 1 0 .7 0 .0 1 6 S o y a P ro te in i (g ) - 19.912.2 -Y a ğ (g ) 5 1 ,6± 13.6 52.3 + 1 2 .8 0.406 D o y ım ış Y a ğ A sitle ri (g ) 2 0 .8 ± 8 .6 11.5+4.4 0 .001* T e k li D o y m a m ış Y a ğ A s itle ri (g) 2 1 .3 ± 5 .9 21.7+ 5.5 0 .739 Ç o k lu D o y m a m ış Y a ğ A sitle ri (g) 9.4+ 3.3 19.4+4.7 0.001* K a rb o n h id r a t (g ) 27 7 .5± 56.1 279 .5 + 5 6 .8 0.166 P o s a (g ) 5.6± 0.9 5 .8 1 0 .9 0.083 K o le s te ro l (m g ) 160.0±48.5 94 .6 + 2 4 .4 0.001* K a ls iy u m (m g ) 4 8 3 .0 + 1 4 4 .9 4 8 0 .2 1 1 4 4 .3 0.011 D e m ir (m g ) 9 .7 1 1 .3 9.7 1 1 .3 1.000 A v ita m in i (1U) 22 4 3 .9 + 6 7 3 .5 2 2 4 5 .7 1 6 7 2 .3 0.084 T ia m in (m g ) 0.81 ± 0.13 0 .8 8 1 0 .2 4 0.115 R ib o fla v in (m g ) 0 .8 5 1 0 .2 3 0.86+ 0.23 0.330 N ia s in (m g ) 11.312.0 11.3+2.0 0.716 C v ita m in i (m g ) 8 3 .9 1 3 2 .2 88.5 + 3 3 .4 0.068 *p<0.001

T a b l o 6: B ir e y l e r in Ç a lış m a Ö n c e s i v e S o n r a sın d a k i Kan Bulg uları (n =20)

B iy o k im y a D e ğ e rle ri Ç a lışm a Ö ncesi Ç alışm a Sonrası

(m g /d L ) x i S M in. M ak. x i S M in. M ak. P

T o ta l k o le s te ro l 2 6 1 .8 + 3 2 .7 23 1 .0 337.0 2 2 1 .1 1 3 3 .0 162.0 2 9 7 .0 0 .001*

L D L 1 7 4 .3 1 2 8 .7 160.0 250.0 138.3130.6 102.0 214.0 0.0 0 1 *

H D L 4 1 .3 1 7 .8 30.0 53.0 41.0+6.1 31.0 50.0 0 .8 2 4

V L D L 5 0 .0 1 2 0 .0 15.0 93.0 4 0 .1 1 1 2 .6 24.0 72.0 0 .0 0 3 * *

T rig lis e rit 2 5 2 .5 1 9 8 .5 78.0 467.0 2 0 1 .3 1 5 8 .2 134.0 309.0 0 .001*

A p o A -l 130.9+ 34.2 41 .0 203.0 130.3+20.4 97.0 173.0 0 .9 3 7 A p o B 14 9 .0 1 4 1 .7 36.0 207.0 134.5+32.2 53.0 193.0 0 .0 39** L p (a) 2 3 .4 + 2 8 .6 2.4 0 101.0 2 2 .2 1 2 8 .0 1.34 103.0 0.492 T ro m b o m o d u lin * * * 4 9 .4 + 2 2 .0 29.4 103.5 43.6 + 1 6 .6 25.3 82.8 0 .0 07** *p < 0.001, **p<0.05 , ***11=14 fa rk lılık b u lu n m a m ış tır (p > 0.01). Bireylerin lip i d p r o f i l i n d e k i d e ğ iş i m T ablo 6 'd a g ö s te ­ rilmiştir. Bireylerin total kolesterol, LDL koles­ te r o l , t r i g i s e r i t ( p < 0 .0 0 1 ) , V L D L ko leste rol, A p o l i p o p r o t e i n B ve T r o m b o m o d u l i n (TM ) d ü z e y l e r i n d e k i a z a l m a l a r ista tis tik s e l açıdan anlamlı bulunm uşken (p<0.05); HDL kolesterol, A polipoprotein A - l , lipoprotein (a) düzeyindeki

değişim ler istatistiksel açıdan anlam lı b u l u n ­ mamıştır (p>0.001).

Bireylerin endotel işlevlerini d e ğ e rle n d irm e k a m acıyla ölçülen bazal çap, h ip ere m i çap ve endotel bağımlı dilatasyondaki iyileşmeler ista­ tistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (p<0.001) (Tablo 7).

(6)

. , E R G Ü V E N F.T ., B Ü Y Ü K T U N C E R Z „ K O K S A L G. 4 6 T a b lo 7: B irey lerin Ç a lış m a Ö n c e s i ve S o n u n d a B r a k ia l A r t e r Ç a p la r ı ( n - 2 0 ) E n d o tel İş le v le r Ç a lışm a Ö ncesi Ç a lışm a S o n ra s ı x± S M in. M ak. x± S M in . M ak . P B azal çap (m m ) 4 .3 1 0 .5 3.1 5.0 4 .5 1 0 .4 3.7 5.2 0 .0 5 * H ip e re m i çap (m m ) 4 .7 ± 0 .5 3.6 5.5 5 .0 1 0 .4 4.3 5.8 0 .0 0 1 * * E D D (% ) 8 .2 ± 0 .6 -0.2 18 2 .6 1 0 .6 0 28 0 .0 0 2 * * * * p < 0 .0 5 , * * p < 0 .0 0 l, * * * p < 0 .0 0 2 T A R T I Ş M A L i p i d p r o f i l i n i n b o z u l m a s ı v e a r t e r e la s tik iy e tin d e a z a lm a y a b a ğ lı e n d o te l işle v kaybı, tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelen kardiovasküler hastalıkların olu şm asın a zemin hazırlar (12). Kardiovasküler hastalıkların risk etm enleri olan bu iki pa ra m etre d iyetten ö n e m l i o r a n d a e tk i le n i r . D o l a y ı s ı y l a d i y e t içerdiği yağ miktarı ve türü, yağ asitlerinin bir­ birine oranı, protein türü, kolesterol, posa, vita­ min, mineral ve çeşitli fitokimyasal içeriği ile kardiovasküler hastalıkların gelişmesinde önemli rol oynar (9-11).

Diyetin bitkisel kaynaklı protein/hayvansal kay­ naklı protein oranının serum lipid düzeylerini, dolayısıyla kardiovasküler hastalık riskini etki­ lediğini gösteren çalışmalar beraberinde diyetin hayvansal kaynaklı protein oranın azaltılm ası onu n yerin e bitkisel ka y n a k lı p ro te in o ranın artırılması önerilerini getirmiştir (12). Bitkisel kaynaklı proteinlerle yapılan çalışmalarda daha çok soya proteinin hiperkolesterolemik etkilerine o d a k l a n ı l m ı ş t ı r . İlk o l a r a k s o y a n ı n f a z l a tüketildiği Uzakdoğu ülkelerinde kardiovasküler hastalıkların daha az görüldüğünü gösteren epi- d e m i y o lo j i k ç a lı ş m a la r la s o y a ilgi ç e k m e y e başlamış ve bunu izleyen klinik hayvan ve insan çalışmaları ile soyanın hiperkolesterolemik özel­ liği ve arter elastikiyetine etkisi kanıtlanmıştır (12,16,17,18, 19). Ashton ve Ball (20), sağlıklı erkeklerde yağsız et (150 g/gün) ve tofu (290 g/gün) tüketimlerinin; Mitchell ve Collins (21), s o y a p r o t e i n i ve az y a ğ l ı s ü t ü r ü n l e r i n i n ; Meredith ve arkadaşları (22) normal kolesterol düzeylerine sahip kadınlarda yine tofu ve peynir t ü k e t i m l e r i n i n lip i d p r o f i l i n e e t k i l e r i n i

incelemişlerdir. Sonuçta total kolesterol (ort 0.23 m m ol/1); L D L k o l e s t e r o l , V L D L k o l e s t e r o l , trigliserit d ü z e y le rin d e ön e m li o ra n d a a z alm a , H D L kolesterol d üzeyin de ise önem li o lm a y a n artış gözlenmiştir. Bu d e ğ iş im le re bağlı olara k soyalı diyetle kardiovasküler hastalık riskinin % 10.1±2.7 oranında azaltıldığı gösterilmiştir (21). Soyanın lipid profiline etkisi k o n u su n d a en net s o n u ç la r A n d e r s o n ve a r k a d a ş l a r ı t a r a f ı n d a n yapılan meta-analizle elde edilmiştir. Buna göre, g ü n lü k o r ta la m a 47 g r a m s o y a p r o te i n i alım ı p l a z m a L D L k o l e s t e r o l d ü z e y i n i % 1 2 .9 , t r i g l i s e r i t d ü z e y i n i y a k l a ş ı k % 10 o r a n ı n d a düşürebilmekte ve H D L kolestrol düzeyini % 2 o r a n ı n d a a r t ı r a b il m e k t e d ir (2 3). B iz im ç a l ı ş ­ mam ızda elde edilen sonuçlar da bu m eta-analiz son uçların a p araleldir; total k o leste ro l % 15.6 (p< 0.001), L D L k o le s te ro l % 20.7 ( p < 0 .0 0 1 ), VLDL kolesterol % 20.0 (p<0.005), trigliserit % 20.3 (p< 0 .0 0 1 ) o r a n ın d a a z alm ış ; a n c a k H D L k o l e s t e r o l d e ö n e m l i b i r d e ğ i ş i k l i k g ö z l e n ­ memiştir (p>0.001).

Kardiovasküler hastalıklarda lipid profilinin daha d e t a y l ı g ö s t e r g e l e r i o l a r a k k u l l a n ı l a n A p o lip o p ro te in A-I ve a p o li p o p r o te in B k o n ­ s a n tr a s y o n l a r ı n ın d a s o y a p r o t e i n i n d e n e t k i ­ lendiğini gösteren çeşitli çalışm alarda farklı ve çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Bazı çalışm alar­ da diyete eklenen soya proteinin apolipoprotein A k o n s a n tr a s y o n u n u e t k i l e m e d i ğ i (1 9 ); b a z ı çalışmalarda ise soya proteini ile apolipoprotein A konsa n tra sy o n u n az m ik ta r d a a rttığı g ö s te ­ r i l m i ş t i r (2 4 ). B i z i m ç a l ı ş m a m ı z d a d a apolipoprotein A konsantrasyonu diyete eklenen soya p ro te in in d e n e tk ile n m e m iş tir ( p > 0 .0 0 1 ). A p o lip o p ro te in B k o n s a n tr a s y o n u n ise g e n e l olarak soyadan zengin diyet ile önemli düzeyde

(7)

azaldığı bilinm ektedir (18,19,25). Bu çalışmada da b e n z e r ş e k il d e s o y a p r o t e i n i n d e n z e n g in diyetle Apolipoprotein B konsantrasyonu % 9.8 o r a n ı n d a a z a l m ı ş ve bu d e ğ iş im is ta tis tik s e l olarak önemli bulunmuştur (p<0.001).

K a r d i o v a s k ü l e r h a s t a l ı k r is k i n i n ö n e m l i bir göstergesi olarak değerlendirilen diğer bir para­ m e t r e d e l i p o p r o t e i n - a k o n s a n t r a s y o n u d u r . Plazm a lipoprotein-a konsantrasyonun yükselme­ si ile k o r o n e r ve periferal arterlerin ob strü ktif bozuklukları arasında ilişki olduğu düşünülmek­ tedir (19,25,26). Soya proteini ile yapılan araştır­ m a l a r ı n b ir k ısm ı is o f la v o n d a n z e n g in soyalı diyetin Lp(a) k o nsa ntra sy o nu n u etkilemediğini (19,27) gösterirken, bazı çalışmalar Lp(a) k on­ santrasyonun soyalı diyet ile arttığını göstermek­ te d ir le r (25,26). B izim ç a lış m a m ız d a ise Lp-a konsantrasyonunda % 5.4 oranında azalma eğili­ mi saptanmış ancak bu değişim istatistiksel açı­ dan önemli bulunmamıştır (p>0.05).

Soya proteinin lipid profilinde oluşturduğu olum­ lu etkilerin etki m ekanizm aları henüz tamamen a ç ık la n a b ilm iş değildir. A n c a k soya p roteinin a m i n o a s i t ö r ü n tü s ü , iç e rd iğ i ö s tr o je n ik a k ti f b i l e ş i k l e r ( i s o f la v o n l a r ) , s a p o n in le r ve diğer f e n o l i k b i l e ş i k l e r bu o l u m l u e t k i l e r d e n tek b a şla rın a v e y a hep birlikte sorumlu olabilirler. Bu bileşiklerden zengin soya proteinin safra asidi a tım ın ı, L D L re s e p tö r e tk in liğ in i, tiro ksin ve tiroid uyarıcı hormonların düzeylerini arttırarak ve k o leste ro l e m ilim inin azaltarak; LD L oksi- da syonunu ve m em bran lipid peroksidasyonunu ö n l e y e r e k l i p i d p r o f i l i n i d ü z e n l e d i ğ i düşünülm ektedir (12).

T ro m b om od ülin (TM) trombin reseptörü olarak d a m a r en d o te lin in luminal yüzeyine yerleşmiş olan bir hücre yüzeyi glikoproteinidir (28). TM trombini inaktive ederek ve antikoagülatör yolu uyararak kanın pıhtılaşmasında hayati rol oynar. Bu nedenle kanda TM düzeyinin yüksek olması e n d o te l h a s a r ın ve t r o m b o g e n e z in de yüksek o l d u ğ u n u g ö s t e r i r ( 2 9 ). E n d o t e l h a s a r ı n d olay ısıy la k ardiovasküler hastalıkların önemli bir göstergesi olabilen trombomodülin düzeyinin s o y a d a n z e n g i n d i y e t t e n n a s ıl e tk i le n d i ğ in i

gösteren çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışmada endo­ tel işlevleri endotel bağımlı dilatasyon; endotel h a s a r ı ise t r o m b o m o d ü l i n d ü z e y i ile d e ğ e r ­ lendirilmiştir. Altı hafta süresince soya proteinin­ den zengin diyetle beslenildiğinde trombomodu- lin düzeyinde % 11.7 oranında azalma gö zlen ­ miş, bu değişim istatistiksel olarak önemli bulun­ muştur (p<0.05).

Vasküler hastalıkların erken göstergelerinden biri olan endotel işlev bozukluğu, hem klinikte hem de araştırm alarda geçerliliği kabul edilmiş bir y ö n t e m o la n e n d o te l b a ğ ım lı d i la ta s y o n ile değerlendirilmektedir (17). Hayvan çalışmaları östrojenik aktivite gösteren isoflavonlardan zen­ gin olan soya proteininin vasküler reaktiviteyi iyileştirerek, endotel işlevleri geliştirebileceğini göstermektedir (23,30,31). İnsan çalışmalarının bazıları (32 -34) hay v an çalışm aların d an elde edilen sonuçları desteklerken, bazı insan çalış­ m a l a r ı n d a da b u n l a r l a ç e liş e n s o n u ç la r e ld e edilmiştir (17,35). Bu çalışmada, bazal çapta % 4.6, hiperemi çapta ise % 6.4 oranında iyileşme saptanmış ve endotel bağımlı dilatasyon % 54 oranında düzelmiştir. Özellikle hiperemi çap ve EDD'deki değişimler istatistiksel ve klinik açıdan çok olumludur (sırasıyla p<0.001, p<0.002). Bu sonuçlar isoflavondan zengin soya proteinin arter elastikiy eti ve v a s k ü le r rea k tiv ite y i a rtıra ra k k o r o n e r k a lp ve d a m a r h a s t a l ı k l a r ı n a k a r ş ı koruyucu rol oynadığını gösteren çalışm alarla (8,29,32,31,34) desteklenmektedir. Ancak burada endotel işlevlerdeki iyileşmenin lipid profilindeki düzelmeye bağlı olabileceğine de dikkat edilme­ lidir.

S O N U Ç V E Ö N E R İ L E R

Tüm dünya ülkelerinde en önemli sağlık sorun­ larından biri olarak kabul edilen kardiovasküler hastalıkların önlem esi ve ted av isi için çeşitli öneriler geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu öneri­ lerin b a ş ın d a , ile r iy e d ö n ü k k a r d i o v a s k ü l e r hastalık riskini azaltmak için yenidoğan d ö n e ­ m in d e n itib are n ta ra m a te s tle r in in y a p ılm a s ı gelmektedir. Bireylerin beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite düzeyleri, sigara ve alkol kullan­ ma durumları gibi çeşitli çevresel etmenlerinin

(8)

4 8 E R G Ü V E N F .T ., B Ü Y Ü K T U N C E R Z „ K O K S A L G .

kontrol altında tutulması kardiovasküler hastalık riskinin azaltılmasında etkili olacaktır. Bu çevre­ sel etmenler içinde diyet ile ilgili öneriler, k ar­ diovasküler hastalık riskini azaltacak önlemlerin önem li bir kısm ını oluşturm aktadır. B irey lerin kan lipid pro filin i ve v ü c u t a ğ ırlığ ın ı n o rm a l sınırlarda tutacak karbonhidrat, protein ve yağ i ç e r i ğ i d e n g e l i , v i t a m i n , m i n e r a l , p o s a ve fitokimyasallardan zengin diyetlerin uygulanması b ü y ü k ö n e m ta ş ım a k ta d ır. S o y a f a s ü ly e s i ve ürünleri aminoasit ve yağ asit örüntüsü, içerdiği v i t a m i n v e m i n e r a l l e r , p r e b i y o t i k a k t i v i t e gösteren posa bileşenleri ve isoflavonlar başta o l m a k ü z e r e ç e ş i t l i f i t o k i m y a s a l i ç e r i k l e r i nedeniyle kardiovasküler hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesinde olumlu etkilere sahiptirler. Yaptığımız bu çalışm ada, h ip e rk o lestero lem ik erkeklerde altı hafta süresince hayv an sal k a y ­ naklı proteinin % 30'nun yerine günde ortalama 20 g soya proteini eklendiğinde total kolesterol (% 15.6), LDL kolesterol (% 20.7), V LD L koles­ terol (%20), trigliserit (%20.3) ve Apolipoprotein B (% 9.8) konsantrasyonlarında azalma ve endo­ tel bağımlı dilatasyonla değerlendirilen vasküler re a k tiv ite d e % 54 o ra n ın d a iy ile ş m e g ö z le n ­ miştir. Bu sonuçlar ve bunları destekleyen yayın­ lar çerçevesinde, yeterli ve dengeli, doymuş yağ v e k o l e s t e r o l d e n k ı s ı t l ı d i y e t l e r e s o y a eklendiğinde lipid profili ve endotel işlevlerde önemli düzeyde iyileşmenin olduğu söylenebilir. H i p e r k o l e s te r o l e m i k v e /v e y a k a r d i o v a s k ü le r hastalık riski yüksek olan bireylerin diyetlerine soya fasülyesi, soya sütü, soya peyniri, soya fil­ izi, soya unu, soya eti gibi çeşitli soya ürünlerini eklemeleri önerilebilir. Ancak bu besinler Türk beslenme kültürüne uzak besinler oldukları için, soya ve ürünlerinin sevilerek tüketilebilecekleri sağlıklı hazırlam a ve pişirm e tarifeleri gelişti­ rilmelidir.

K A Y N A K L A R

1- K insella J, L okesh B, Stone R. D ietary n-3 poliunsa- turated fatty acids and am elioration o f cardiovasculer d i s e a s e : P o s s i b l e m e c h a n is m s . A m J C lin N u tr

1990;52:1-28.

2. N ew m an W , F reedm an D S, et al. R elation o f serum lipoprotein levels and systolic blood pressure to early atherosclerosis. N Engl J M ed 1986;314:138-144.

3. R oss R. P ath o g e n e sis o f a th e ro s c le ro s is - A n u p d a te . N Engl J M ed 1 9 8 6 ;3 1 4 :4 8 8 -5 0 0 .

4. D e B ak ey M E , G o tto A M , S c o tt L W , e t al. D ie t, n u tr i­ ti o n a n d h e a r t h d i s e a s e . J A m D i e t A s s o c 19 8 6 ;8 6 (6 ):7 2 9 -7 3 1.

5. W e m e r G T , S areen D K . S e ra m c h o le s te r o l le v e ls in the p o p u latio n on P u n ja b in N o rth W e st In d ia. A m J C lin N u tr 1 9 8 3 ;3 1 :1 4 7 9 -1 4 8 3 .

6. K ris -E th e rto n P M , K ra m m e l D. R o le o f n u tr itio n in the p rev en tio n an d tre a tm e n t o f c o ro n a ry h e a rt d is e a se in w o m en . J A m D ie t A sso c 19 9 3 ;9 3 :9 8 7 -9 9 3 .

7. W ash b u m S, B u rk e G L , M o rg a n T , e t al. E ffe c t o f so y pro tein su p p le m e n ta tio n on seru m lip o p ro te in s , b lo o d p r e s s u r e , a n d m e n o p a u s a l s y m p t o m s in p e r i - m enopausal w o m en . M e n o p a u s e 1 9 9 6 ;6 :7 -1 3 .

8. N estel P J, P o m ero y S, K a y S, et al. Is o fla v o n e s fro m red c lo v e r im p ro v e sy s te m ic a rte ria l c o m p lia n c e b u t n o t p l a s m a l i p i d s in m e n o p a u s a l w o m e n . J C lin E nd o crin o l M etab 1 9 9 9 ;8 4 :8 9 5 -9 8 .

9. M e rc a n lıg il S. K o ro n e r a rte r h a s ta lık la rın d a lip o p ro - tein lerin ve ap o p ro te in le rin ö n em i. B e sle n m e v e D iy e t D erg isi 199 1 ;2 0 (2 ):2 4 3 -2 5 0 . 10. G ru n d y M S. M o n o u n sa tu re fa tty acid s, p la s m a c h o le s ­ te r o l a n d c o r o n a r y h e a r t d is e a s e . A m J C lin N u tr 1987;45:161-164. 11. B a y s a l A , B o z k u r t N , G ü n e y li U , e t a l. D iy e t El K ita b ı. H a c e tte p e Ü n iv . Y a y ın la r ı, A - 4 4 , 1 0 4 -1 1 3 , 3.B askı, 1999. 12. V e rk a sa lo P K , A p p le b y P N , A ile n N E . S o y a in ta k e and p lazm a c o n c e n tra tio n s o f d a id z e in a n d g e n iste in : v a lid ity o f d ie ta ry a s s e s s m e n t a m o n g e ig h ty B ritis h w o m e n (O x f o r d a rm o f th e E u r o p e a n p r o s p e c tiv e in v e s tig a tio n in to c a n c e r a n d n u t r i t i o n ) B r J N u tr 2001;86:415-21.

13. C a r r o l l K K , G i o v a n n e t t i P M , H u f f M W , e t a l. H y p o c h o le s te ro le m ic e ff e c t o f s u b s titu tin g s o y b e a n protein for anim al p ro tein in the d ie t o f h e a lth y y o u n g vvomen. A m J C lin N u tr 1978;3 1 :1 3 1 2 -1 3 2 1 .

14. Sirtori SC , Lovari M R , M an zo n i C , e t al. S oy an d c h o ­ l e s t e r o l r e d u c t i o n : C l i n i c a l E x p e r i e n c e . J N u t r

1995;125:598-605.

15. G oldberg A C. P e rsp e c tiv e s on so y p ro te in as a n on- pharm acological approach fo r lo w e rin g c h o le s te ro l. J N utr 1995;125:675-678.

16. P u sk a P P , K o r p e la in e n V , H o ie L H , e t a l. S o y in h y p erch o lestero laem ia: a d o u b le -b lin d p la s e b o -c o n t- rolled trial. Eur J C lin N u tr 2 0 0 2 ;5 6 :3 5 2 -3 5 7 .

17. T eede H J, D alais FS, K o tso p o u lo s D. D ietary so y has both benefıcial and p o ten tially ad v erse ca rd io v a sc u la r effects: a p la se b o -c o n tro lle d stu d y in m en a n d p o st- m e n o p a u s a l v v o m en . J C li n E n d o c r i n o l M e t a b 2001;86:3053-3060.

18. C hiechi LM , Secreto G, V im ercati A , et al. T he effects o f a soy rich diet on serum lipids: th e M en fıs ran d o m i- zed trial. M aturitas 2002;41:97-104.

(9)

19. T e ix e ir a S R , P o tte r S M , W eig el R, et al. E ffects o f fe e d in g lev els o f soy protein fo r 3 and 6 w k on blood lip id s an d ap o lip o p ro tein s in m oderately hypercholes- tro le m ic m en. A m J C lin N u tr 2 0 0 0 ;7 1 :1077-84. 2 0. A sh to n E, B all M . E ffects o f soy as tofu vs m eat on

l i p o p r o t e i n c o n c e n t r a t i o n s . E u r J C lin N u tr 2 0 0 0 ;5 4 :1 4 -9 .

2 1. M itc h e ll JH , C o llin s A R. E ffects o f a soy m ilk supple­ m e n t o n p la z m a cholestrol levels and oxidative D NA d a m a g e in m en - a p ilo t study. E ur J N u tr 19 9 9 ;3 8 :143-48.

22. M e r e d ith L, L ie b m a n M , G ra v e s K. A lte ra tio n s in p la z m a lip id lev els resu ltin g from tofu and eheese con- s u m p t i o n in a d u l t v v o m en . J A m C o ll N u tr

1 9 8 9 ;8 (6 ):5 7 3 -9 .

23. A n d e rs o n JW , S m ith B M . C a rd io v a s c u la r and renal b e n e f i t s o f d r y b e a n a n d s o y b e a n in ta k e . J N u tr

1 9 9 9 ;(S u p p l 3): 646-474.

2 4 . S a n d e rs T A , D e a n T S , G ra in g e r D , et al. M oderate in ta k e s o f in tact so y p ro tein rich in isoflavones com - p a re d w ith e th a n o l-e x tra c te d soy protein inerease H DL b u t d o n o t in flu en ce tran sfo rm in g grovvth factors for 1 c o n c e n tra tio n s an d h em o static risk factors for coronary h e a r t d is e a s e in h e a lth y s u b je c ts . A m J C lin N u tr 2 0 0 2 ;7 6 :3 7 3 -7 .

2 5. J e n k in s D J, K e n d a ll C W , Jackson CC. E ffects o f high- a n d lo w is o fla v o n e so y fo o d s on blood lipids, oxidied L D L , h o m o e y s te in e , and blood pressure in hyperlipi- d e m ic m en a n d vvomen. A m J C lin N u tr 2002;76:365- 72.

26. N ila u s e n K , M e in e rtz H. L ip o p ro tein (a) and dietary p ro te in s: c a se in lo w ers lip o p ro tein (a) concentrations as c o m p a r e d w i t h s o y p r o t e i n . A m J C lin N u tr 1 9 9 9 ;6 9 :4 1 9 -2 5 .

27. D e n t S B , P e te rs o n C T , B race L D , et al. Soy protein in ta k e b y p e rim e n o p a u s a l vvomen does not affect

cir-culating lipids and lipoproteins or co ag u latio n an d fıb- rinolytic factors. J N u tr 1200,131:2280-2287.

28. Takano S, K im ura S, A oki N , et al. P lasm a th ro m b o - m odulin in health and d isease. B lo o d 1 9 9 0 ;7 6 :2 0 2 4 - 2029.

29. H aznedaroğlu I, Erdem Y. C irculating th ro m b o m o d u - lin as a m olecular m ark er o f en d o th eliu m d am a g e in renal transplant recipients. N ep h ro n 1996;73:486-487. 30. A nthony M S. P hytoestrogens and card io v ascu lar d is e ­

ase w here's the m eat? A rterio scler T h ro m b V asc B iol 2002;22:1245-1247.

31. Steinberg FM , G uthrie N L, V illablanca A C , et al. Soy p ro te in w ith is o fla v o n e s h a s f a v o r a b le e f f e c ts o n endothelial funetion th at are independent o f lipid an d antioxidant effects in healthy p o stm en o p au sal vvomen. A m J C lin N u tr 2003;78:123-130.

32. N e s te l P J , Y a m a s h i ta T , S a s a h a r a T , e t a l. S o y isoflavones im prove system ic arterial co m p lian ce b u t not plasm a lipids in m enopausal and p erim en o p au sal vvomen. A rterioscler T hrom b V asc Biol 1997; 17 :3 3 9 2 ­ 98.

33. Schouvv YT, P ijpe A, L ebrun E l, et al. H ig h er usual d ie ta ry in tak e o f p h y to e s tro g e n s is a ss o c ia te d vvith lovver a o rtic s tiff n e s s in p o s tm e n o p a u s a l vvom en. A rterioscler Throm b V asc Biol 2002;22:1316-1322. 34. Clarkson TB, A nthony M S, M organ TM . Inhibition o f

po stm en o p au sal ath ero sclero sis p ro g ressio n : a co m - parison o f the effects o f conjugated equine estrogens a n d so y p h y to e s tro g e n s . J C lin E n d o c rin o l M e ta b 2001;86:41-47.

35. S im o n s L A , K o n ig s m a r k M V , S im o n s J , e t a l. P hytoestrogens do not influence lipoprotein levels or e n d o th e lia l f u n e tio n in h e a lth y , p o s tm e n o p a u s a l vvomen. A m J Cardiol 2000;85:1297-1301.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç: Anjiyotensin dönüfltürücü enzim genotipinin, koroner arter hastal›¤› için risk faktörü bulunmayan bireylerde, endotel fonksiyonlar› üzerinde.. belirleyici

Laparoskopi uygulanan hastaların yatış süresi ve işe dönüş süreleri açık ameliyat uygulanan hastalara göre daha kısadır (Tablo 3).. Ameliyat türüne göre

TİCİ döneminde, askere hazırlık ve yurt savunması için kamuoyu oluşturmak amacıyla spor adamları ve spor yazarları çeşitli spor dergilerinde yazmış oldukları

Şöyle ki; larval dönemde henüz sindirim kanalı gelişimini tamamlamadığı için erişkinlerdeki bağırsak ortamı ile larval bağırsak ortamı farklıdır (pH,

There are different types of fuzzy graphs namely fuzzy labeliing graphs, fuzzy cyclic graphs, intustiastic fuzzy graph, complete fuzzy graphs, irregular fuzzy graphs,

Doktora çalışmasında InSAR tekniğinin temelleri, bu tekniğin doğruluğu İzmit Depremi örnek verisi üzerinde test edilmiş, bu veri kümesinin seyrekleştirilmesi üzerine yeni

Sistemik inflamasyon sırasında ortaya çıkan endotel hasarı, esas olarak, endotele yapışmış olmuş nötrofillerin selektif olmayan zorlu aktivasyonundan ve endotel

• IL-1, TNF-, PDGF, FGF, TGF düz kas hücre proliferasyonu ve düz kas hücrelerinden ekstrasellüler matriks