TÜRK TARIHÇILERININ
YENI ESERLERI*
Z. M. BUNIYATOVTürk Tarih Kurumu'nun 8. kongresi (Ekim 1976) memlekette en eski bu me~hur bilimsel te~kilat~n elli y~ll~k faaliyetini sonuçlad~. Kemal Atatürk taraf~ndan kurulan ve kendisinin önerdi~i programa dayanarak çal~~ma-lanna ba~layan Kurum Türkiye'de tarih biliminin geli~iminde büyük rol oynam~~t~r ve kendi üyelerinin eserleriyle dünya ~arkiyat~na önemli katk~da bulunmu~tur.
Kurum'un bilimsel faaliyeti üstüne Genel' Müdür Ulu~~ i~demir'in yay~mlad~~~~ hesap raporu Türk halklar~~ ve tüm do~u halklar~n~n tarihi üstüne birçok sorunlar, kaynaklar ve belgelerin yay~mlanmas~, kitapl~ k-lann ve ar~ivlerin i~i, Kurum'un uluslararas~~ ili~kileri üstüne monografi ara~t~rmalar hakk~nda bilgi vermektedir °. Ilginç ~uras~d~r ki, yabanc~~ bilginlerin Türkçeye çevrilen eserleri listesinde (topyekün ~~ 43) 47 eser Sovyet bilginlerine ili~kindir. Bartold'un hemen hemen tüm eserleri, Yakubofski, Gordlefski, Kraçkofski, Okladnikof, Bern~tam, Denike, Gryaznof, Melio-ranski, Kiselyof ve ba~kalar~n~ n birçok eserleri çevrilmi~tir.
Do~u memleketlerinin ortaça~~ tarihi sorunlar~~ Türk tarihçilerinin eserlerinde önemli bir yer tutmaktad~r. Maalesef, bu eserler Sovyet tarihçilerine hemen hiç malum de~ildir, bunun içindir ki, bunlardan baz~lar~~ üzerinde mufassalan durmak gerektir.
Ortaça~lan ara~t~ran Türk tarihçilerinin ara~t~rma faaliyeti genellikle iki yönde sürdürülmektedir. Ortaça~~ yazd~~ kaynaklann~n çevrilmesi yönünde (Arap, Fars, Ermeni, Suriye ve Mogol dillerinden) ve metin ve kaynaklar falcsimillerinin bas~lmas~~ yönünde (Arap, Fars ve Eski Türk). Genel Türk problemlerine, hilafete, Selçuklulara, Osmanhlara, her türlü Türk hanedan~~ veya devletlerine, keza ~imdi Türkiye Cumhuriyeti terkibinde veya s~n~rla-nnda bulunan topraklarda vuku bulan hareketlere münasebeti olan kaynaklar ara~t~rmalara al~ nm~~t~ r.
* Narodi Azii i Afriki, No. 3, Moskova 1978, S. 201-206
88 Z. M. BUNIYATOV
Doktor Bahriye Üçok 2 kendisinin "Islamdan dönenler ve yalanc~~ peygamberler" adl~~ monograf~sinde hicretin ilk on y~l~ nda ~slam aleyhtar~~ hareketleri ara~t~ rmaktad~r. Muhammed ve vaizleri aleyhinde bulunan ve Müslüman geleneklerinde yalanc~~ peygamberler ad~~ verilen Esvetel-Ansi, Tüleyha ibn Huveylid, Müseylima ve kar~s~~ Sacah~n (Omm Sadir) faaliyetini ara~t~ ran B. Üçok onlar~n ~slama kar~~~ sava~~ doktrinleri ve ani de~i~iklikleri mufassalan ayd~ nlat~yor, bu sava~~ n sosyal ve siyasal köklerini meydana ç~kar~yor. Ridde'ye hicri 7-1 ~ . y~llarda ~slamdan kaç~nma
hareketlerine ve bunu do~uran nedenlere ayr~ca önem verilmektedir. Eser müellif~~ Ridde'nin meydana geli~inin ve yalanc~~ peygamberlerin gösterdikleri
faaliyetin Islam~ n Arabistan yar~madas~~ a~iretleri aras~ nda yay~lmas~n~~ bir süre durdurdu~u sonucuna var~yor.
Fakat B. Oçok'un bilimsel ara~t~ rmalar~ n~ n belliba~h yönünü do~unun ünlü kad~nlar~n~n hayat~~ ve faaliyetinin ö~renilmesi te~kil eder. Onun "~slam devletlerinde kad~ n hükümdarlar" adl~~ monografisi hiç ku~kusuz ilgi çekmektedir. Kendisine göre, bu eser "mücadeleden y~lmayan, cesur ve kabiliyetli kad~nlar~ n hayat hikayelerinden bahseder". Kad~n~n devleti yönetmesi olay~n~ n çok say~da ve eski örnekleri oldu~unu gösteren müellif buna misal olarak Seba melikesi Belk~s, yahudi çariçesi Atalya, M~s~r çariçesi Kleopatra, Tedmur kraliçesi Zenobiya'n~n adlar~n~~ an~yor ve ~imdi de birçok Avrupa memleketlerinde kad~ nlar~ n hükümdar olduklar~ n~~ belirti- yor. Kitapta ~slam aleminin birçok kad~ n hükümdarlar~ n~ n faaliyeti mufassalan ara~t~r~l~yor. Bunlar aras~ nda Delhi Sultan~~ Raziyye (1235- 1240), Memlükler hanedan~~ kurucusu M~s~r Sultan~~ ~ecer-üd-Dürr (1250), Kerman'da Kutluk devletinde Kutluk Türkân-hatun (1257-1282) ve Safvet üd-din padi~ah-hatun (1292-1295), Fars'ta Salgurlu atabeyli~inde Ebi~- hatun (1263-1287), Küçük Luristan'da Hur~ito~ullar~~ devletinde Devlet- hatun ( ~~ 3 ~~ o- ~~ 317), ~lhanl~~ imparatorlu~unda Sultan Satibey-hatun ( 338-~~ 339), Celayirli devletinde Döndü hatun (1411-1419), Maldiv adalar338-~~ sultanl~~~nda sultan Hatice ( 347-138o) sultan Meryem (1380-1383), sultan Fatma-Dayin (1383-1388), Kas~ m hanl~~~ nda Sultan Fatma-Bike (1677-'681), Sumatra'da Açe sultanl~~~ nda Safiyet üd-din Tac-ül-Alam-~ah (1641-1675), Nakiyet üd-din Nur-alam-~ah (1675-1678), Zekiyet üd-din Inayet~ah ( 678-1688) ve Ziynet üd-din Kemalat-~ah (1688- ~~ 699) vard~r.
2 Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi D~~çentidir. Türkiye'nin orta ye yüksek okullar~ nda Ilahiyat' tekrar tedris etmek yelteni~lcrinin aktif aleyhtar~d~r. Cumhurba~kan~ n~n talimat~~ üstüne Senato üyeleri aras~ na al~ nm~~ t~ r.
B. üçok'un Türk Tarih Kurumu'nun "Belleten"inde ç~kan "~slam devletlerinde baz~~ naibeler" adl~~ büyük makalesi ~slam âleminde kad~nlar~n yeri üstüne yap~ lan ara~t~rmalar~ n devam~d~ r. Burada müellifin iddia etti~i gibi, birçok Avrupa bilginleri Müslüman kad~n~n sosyal ve ~ahsi hayattaki rolünü do~rudan de~erlendirmiyorlar ve onlar~ n yaln~z kendi kocalar~ n~ n kar~s~~ olduklar~ n~~ ve haremhanelere kapand~ klar~ n~~ san~yorlar. Ayn~~ zamanda B. Üçok Sasaniler devletinde kad~ n~ n hukuki durumunu ara~t~ran ve kad~ nlar~ n geni~~ haklardan yararlanmalar~ n~ n bu devletin sükutu için neden oldu~unu körükörüne ileri süren K. Bartoleme'yi hakl~~ olarak serzeni~~ etmektedir.
B. üçok'un yazd~~~~ gibi, ortaça~larda kad~n, medresede f~k~h ve hadisleri tedris etmi~, ~air, müzikçi, hükümdarlar~n veziri ve dan~~man~~ olmu~tur. ~slamda mezhep kurucular~ndan biri olan imam Abu Hanife (8. yüzy~ l) kad~ n~ n ordu kad~s~~ olarak hizmet etmesine müsaade etmi~ti. Ünlü tarihçiler ez-Zahabi (13. yüzy~l) ve Abu-1 Fida (14. yüzy~l) hadis alan~ndaki bilimlerini resmi medrese diplomalar~~ bulunan kad~n ö~ret-menlere borçludurlar. Es-Suyuti ve ~~ bn Tagriberdin'in bilgisine göre, Abbasiler halifesi Muktedir'in hükümdarl~~~~ s~ ras~nda (908-932) devlet ~ikayet divan~ n~~ Sumeyl adl~~ kad~ n yönetmi~tir. Bu kad~n Cuma günleri ~ikayetçileri kabul ediyor, halife ad~ na hükümler ç~ kar~ yor ve emirleri imzallyormu~.
En yüksek devlet görevlerini i~gal eden ünlü kad~nlardan söz eden B. Üçok birçoklar~~ aras~ nda Korduba halifesi II. Hakam'~n (96 ~~ -976) kar~s~~ ve birinci dan~~man~~ Sabiha'y~~ (Subh) ve az ya~l~~ halife II. Hi~am'~n (976- ~~ oo9) naibi ve M~s~ r halifesi Hakim'in (996-1021) k~zkarde~i ve o~lu ez-Zahir'in hükümdarl~~~ n~ n ilk dört y~l~ nda (102 I -1025) naibe olan ve baz~~ bilgiye göre El-Hakim'e kar~~, kendisinin ölümü ile sonuçlanan komployu haz~rlayan M~s~r halifesinin k~zkarde~i Sitt (Sayida) el-Mülükü, Rey'in küçük ya~l~~ hakimi Buveyhi Mecd-ed-Devle'nin (997-1029) annesi ve naibi olan, Sultan Mahmut Gaznevi'nin Rey'i ele geçirmek çabalar~ na ba~ar~yla kar~~~ koyan Sayida hatunu gösteriyor.
Ortaça~lar~~ ö~renen Türk tarihçilerinin ara~t~ rmalar~nda Bizans ve kendisiyle s~n~ rda§ memleketlerin, özellikle de Küçük Asya s~n~rlar~ndaki vilayetlerin siyasal, sosyal ve ekonomik problemlerine, haç yürüyü~leri devrine büyük önem verilmektedir. ~stanbul Üniversitesinin Profesörü F. I~~ltan taraf~ndan yönetilen Ortaça~~ Tarihi Kürsüsünde Avrupal~~ müellifle-rin bu sorunlar üstüne eserleri çevrilmektedir. Geçenlerde F. I~~ltan E. Honigman'~n Türkçeye çevirdi~i "Bizans devletinin do~u s~ n~rlar~" adl~~
90 Z. M. BUNIYATOV
ara~t~ rma eserini bast~ rd~. ~imdi yine F. I~~ltan Bizans tarihini ara~t~ ran Rus bilgini A. A. Vasilyev'in "Bizans ve araplar" adl~~ monografisini çevirmekte-dir.
I~~ n Demirkent'in "Urfa Haçl~~ kontlu~u tarihi ( o98-1118)" adl~~ monografisi kendi ö~retmeni F. I~~ ltan'~ n "Urfa bölgesi.tarihi. Ba~lang~çtan h. 2 ~ o-m. 850 kadar" adl~~ ara~t~ rmasm~~ devam ettirmektedir. I. Demirkent'in
eserinde Urfa kontlu~unun 098-1 100 y~llar~ nda kont I. Balduin tarafindan i~gal edildi~i zamandan kont II. Balduin'in hükümdarl~~~ na dek ( ~ l ~~ o- ~~ ~~ ~~ 8) Urfa kontlu~unun siyasal ve askeri tarihinin manzaras~~ canland~ nlmaktad~ r. Profesör F. I~~ltan'~ n ba~ka bir ö~rencisi-kürsü doçenti-Erdo~an Merçil "Fars Atabeyleri, Salgurlular" ad~ n~~ ta~~yan ve Büyük Selçuklular devleti çöktükten sonra en önemli devletlerden birisine ayr~lan ara~t~ rma eserini bast~ rm~~t~ r. Bu eser ~imdilik Atabeyler devletleri tarihi hakk~ nda ilk monografidir 3. Eser müellifi Ortaça~~ Arap ve Fars kaynaklar~n~~ mufassalan incelemi~tir, hem de bunlardan baz~lar~-bir tek nüsha olarak Türkiye'nin Istanbul (genellikle Topkap~~ Saray~), Konya ve ba~ka ~ehirlerinde mahfuz bulunan kaynaklar-ilk kez olarak gösteriliyor. Fars Atabeyleri devletlerinin te~ekkülü an~ na dek Selçuklular devletinin sosyal, ekonomik ve siyasal durumunu inceden inceye niteleyen müellif çe~itli Selçuk soylar~ n~ n bu vilayeti ele geçirmek için yapt~ klar~~ sava~~, Salgurlular kabilelerinin meydana geli~ini ve öteki 24 Türk a~ireti aras~ ndaki yerini mufassalan ayd~ nlatmaktad~ r. Atabeyler Sa'd ibn Zengi ve o~lu Abu Bekr devrinde devletin geli~imini tasvir ede müellif, Fars~n, Azerbaycan Atabeyleri devleti ve Harezmle d~~~ siyasi ili~kilerini ve Mo~ol i~galine dek durumunu inceliyor. Daha sonra devletin yönetim sistemi derinden inceleniyor, kuruculuk, bilim ve kültür geli~imi niteleniyor. As~l Fars devletinde Atabeylerin hükümdarl~-~~~ zaman~~ Saadi, Mecd-i Hamgar, ~ems-ed Din Muhammet er-Razi, Kamal-ed-Din Isfahani, Humam Tebrizi gibi ~airler, Vassaf, Beyzavi, Kutb-ed-Din ~irazi gibi tarihçiler yeti~mi~tir.
Geçenlerde E. Merçil nasihatname veya mektup dizisinden çok ilginç Ortaça~~ an~tlanndan birisinin Farsça metnini ve Türkçe tercümesini bast~rd~. Bu türlü iki eser Rusçaya çevrilerek bir aral~ k Sovyetler Birli~inde bast~ r~lm~~t~r 4. Bu türlü eserler ya~l~lar~n (bermutat sultan veya vezirlerin)
3 Bu yaz~~ müellif~ nin "Azerbaycan Atabeyleri devleti. Ildenizler" adl~~ monograf~si henüz bas~ lm~~t~r. M. C. Yusufov'un "Mosul Atabeyleri devleti. Zengiler" adl~~ tezi savunulmak için haz~rlan~yor.
4 Nizam-el-Mülk. Siyaset-name. II. yüzy~l ~iri Nizam-el-Mülk'ün hükümdarl~g~~ hakk~ nda kitapt~ r. Tercüme, önsöz ve notlar B. N. Zahoder. 1949. Kabus-name. Tercüme, önsöz ve notlar~~ E. E. Bertels. M. 1953.
veliahtlara neleri bilmek, kendilerini çeviren hakimler ve tebaalarla nas~l davranmak, devleti nas~l yönetmek gerekti~i üstüne tavsiye ve nasihatlar vermektedir.
Merçil Gaznevi devleti kurucusu sultan Sebuktegin'in (977-997) kendi o~lu, sonralar me~hur sultan Mahmud'a (998-1030) tavsiyeler kitab~~ bulunan "Pend-nameyi" bast~rm~~t~r. "Pend-name" Muhammet ibn Ali es-~abankarain'in (öl. 1358) "Mecma el-ansap" adl~~ eserinin iki elyaz~s~na, Istanbul'daki (Süleymaniye, Yeni Cami N gog) ve Paris'teki "Milli kitapl~k" tenkidi metnine dayanarak çevrilmi~tir. E. Merçil Gazneviler ve Selçuklular tarihi üstüne birçok yaz~lar da bast~rm~~t~r. Kendisi Türkler tarihi üstüne yaz~lar~n Avrupa dillerinden Türkçeye çevrilmesi ile de me~hurdur.
I~~ltan'~n ba~ka bir ö~rencisi-kürsü doçenti-Hakk~~ Dursun Y~ld~z'~n "Islamiyet ve Türkler" monografisi de ilginçtir. Müellifin önsözde belirtti~i gibi, Islam~n kabul edilmesi Türklerin dini, tefekkürü ve hayat tarz~n~~ kökünden de~i~tirerek halk olarak ~uuruna dokunmad~, Türklerin Abbasi-ler halifeAbbasi-lerinin yan~nda hizmet etmeAbbasi-leri halifeli~in siyasal hayat~nda köklü de~i~ikliklere sebebiyet verdi ve Türkler efendili~inin tam bir devrini meydana getirdi 5.
7-8. yüzy~llarda Araplar~n Türklerle ilk temaslar~n~~ inceleyen müellif Azerbaycan'da, Maveraünnehr Arap futuhatlar~~ seyrini mufassalan aç~kl~-yor. Türklerin Arap halifelerinin yan~nda hizmete geçmelerini ve onlar~n
hilafetin tüm hayat yönlerine gittikçe artan etkisini tasvir ediyor. Müellif askeri sorunlara Türk müfrezelerinin Arap-Bizans harplerine i~tirakine, hilafet aleyhtar~~ k~yamlar ve halk topluluklar~~ hareketlerinin bast~r~lmas~n-da Türk güçlerinin rolüne büyük önem veriyor. Müellif hilafetin parçalan-mas~~ ve arazisinde ba~~ms~z mülkiyetlerin meydana gelmesi seyrinde Türklerin rolü üzerinde, keza Türklerin önceleri geleneksel olarak Araplar~n yapt~ klar~~ önemli yönetim görevlerini ele geçirmeleri üzerinde duruyor.
Bilindi~i gibi, ortaça~~ müelliflerinin ender elyaz~s~~ eserlerini kendi emrinde bulunduran Türkiye'nin çok say~da kitap mahzenlerinin ekserisin-de hâlâ kataloglar yoktur, bu yüzekserisin-den bu kayna~~ n herbir bas~m~~ uzmanlar için bir ke~if demektir.
~~• 5 Bak. Z. M. Buniyatov. Abbasiler hilafetinde Türk hükümdarl~~~n~n ba~lang~c~~ (830-
870) "Azerbaycan Bilimler Akademisi haberleri" Tarih, felsefe ve hukuk dizisi. 1969. No. 1 S. 51-58.
92 Z. M. BUNIYATOV
Ankara Üniversitesi Profesörü Ali Sevim ii-13. yüzy~llarda hilafet, Gazneviler, Selçuklular, Karahaniler ve Harezm~ahlar tarihi üstüne Arap ve Fars kaynaklar~n~~ bast~rmakla me~hurdur.
Ali Sevim ~~ 968'de 13. yüzy~l~n me~hur havadiscisi Sibt-ibn el-Cavzi ad~~ ile tan~nan ~ems-ed-Din Abu-1 Muzaffer Yusuf un (1186-1257) "Mir'ât üz-zaman" (zaman~n aynas~) ba~l~kl~~ koskoca tarihi eserinin bas~lmayan k~sm~n~~ yay~mlam~~t~r. Bu eser ~~ 056-1o86 y~llar~~ aras~ndaki devirde birçok olaylar~-Sultan Togrul ve Alparslan'~n hükümdarl~~~, Selçuklulann, Bizans'a yürüyü~ü, Malazgird civar~nda sava~~ ve Imparator Roman Diogen'in esir al~nmas~, Selçuklular~ n Suriye ve Filistin'i i~gal etmesi, Abbasiler hilafetinin Selçuk veliahtlar~~ ile kar~~l~kl~~ ili~kileri, Selçuklu veliahtlanmn iç harpleri-ve ba~ka olaylar~~ kapsamaktad~r. Metin yay~mlan~rken A. Sevim üç ~stanbul ve bir Paris listesinden yararlanm~~t~r.
1972'de A. Sevim-Selçuklular tarihi üstüne yeni bir önemli kaynak-Konya saltanat~n~n yüksek rütbeli memuru Sadr Abu Bekr tbn Zeki el-Konavi tarafindan 1279 y~l~~ ~ubat'~nda haz~rlanan "Ravzat el küttap ve hadikat el-albab" adl~~ Farsça eserini yarmlam~~t~r.
. Konya sultanl~~~n~n Mo~ol hücumu arifesinde ve bu hücum devrindeki tarihi üstüne bugüne dek mevcut çok az bilgiyi büyük bir düzeyde geni~leten bu eser Sadr Abu Bekr'in kendi dostlar~~ ve akrabas~na, saltanat~n devlet adamlar~na yazd~~~~ 52 ~ahsi mektubunun mecmuu demektir. Mektuplarda müellifin Cimri isyan~~ ve Konya saltanat~~ ba~kentinin durumu üstüne mülahazalar~, luyamc~lar taraf~ndan öldürülen Selçuk emirlerinin listesi, Afyonkarahisar emirli~i hakk~nda bilgi, adlar~na ba~ka kaynaklarda rastlanmayan devlet adamlar~~ ve erkân hakk~nda bilgi vard~r. ~ehir hayat~, ~ehir yönetiminin te~kili, çe~itli halk tabakalar~n~n mai~eti, ba~kentin kültür hayat~~ hakk~nda bilgi ayr~ca önemli ve ilginçtir. Yay~mlanan metinlerin yorumlar~~ da vard~r.
~stanbul Üniversitesi Türk ve Müslüman güzel sanatlar~~ kürsüsü Profesörü Oktay Aslanapa'n~n iki ciltlik "Türk güzel sanatlar~" adl~~ büyük monografisi Türk halklar~~ güzel sanat an~tlar~n~~ meydana ç~ karmak ve ö~renmek, bunlar~n birçok y~llar için ara~t~r~lmas~~ ve aranmas~~ alan~ndaki büyük i~lerin sonucudur. ~lk cilt kadim zamanlardan Mo~ol istilas~na dek Türk halklar~n~n mimarisi, heykeltra~l~~~~ ve tasviri sanat~n~~ kaps~yor. Burada Hunlar, Gök-türkler, Uygurlar, Karahani, Harezm~ah, Gaznevi ve Selçuklu devletlerinin, Hindistan'daki Türk emirliklerinin, Mosul ve Azerbaycan Atabeyleri devletlerinin, Tuluniler ve M~s~r memlüklerinin
~ kinci cilt'te 13-14. yüzy~llarda Anadolu Selçuk emirli~inde, Konya sultanl~~~ nda, Dani~mendi, Ilhani, Kara-Koyunlu, Ak-Koyunlu ve birçok ba~ka yerli hanedanlarda meydana getirilen mimarl~ k ve güzel sanat eserleri incelenmektedir.
Kemal Erarslan'~n manzum "Oguz-nameyi" yorumla bast~ rmas~~ hiç ~üphesiz, Türkolog-edebiyatç~lar için çok ilginç olacakt~r. Destan~ n bu ~ekli Uzunköprü ~ehri sakini Seyit Ali'nin ~ahsi kitapl~~~ndaki elyaz~lar~~ aras~nda bulunmu~~ ve eserin metnini incelemeyerek yaln~z meydana geli~ini göstermekle yetinen N. Orkun taraf~ndan yay~mlanm~~t~r. K. Erarslan metin muhteviyat~ n~, ritmini, dili ve yaz~s~n~n özelliklerini inceliyor, ça~da~~ Türk diline tercümesini veriyor, bilimsel yorumda bulunuyor.
Ortaça~lar~~ ara~t~ran Türk tarihçilerinin eserleriyle tan~~l~ k son y~llarda ke~fedilen ilkel kaynaklara dayanan ve ça~da~~ ara~t~rmalardan yararlanan daha ciddi tarihi eserlerin meydana geldi~ini göstermektedir.
~imdi ortaça~lar~~ ara~t~ran Türk tarihçilerinin ara~t~rmalar~~ erken ve klasik ortaça~~ devrini kapsamaktad~r. Son ortaça~~ (Osmanl~~ devri) problemlerinin tasarlanmas~~ ara~t~ rma bilginleri neslinin de~i~mesi yüzün-den ~imdi durgunluk ya~amaktad~r. Bundan ba~ka Türk bilginlerinin f~ krince, Rus dilini bilen uzmanlar~ n olmay~~~~ Türkiye'nin Osmanl~~ devri problemlerinin tasarlanmas~~ için büyük rahats~zl~klar meydana getirmekte-dir. Türk tarihçileri Sovyet meslekta~lar~n~n i~lerini ya i~itiyor, yahut da Avrupa bilginlerinin aç~klad~ klar~~ parçalardan biliyorlar.