• Sonuç bulunamadı

Paris'te Türk sanatının haşmeti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Paris'te Türk sanatının haşmeti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

LOUVRE?D A K İ S E R G İM İZ M Ü N A S E B E T İY L E TU R H AN S E L Ç U K ’ UN B İR K A R İK A T Ü R Ü

PARISTE

TURK

SANATININ

HAŞMETİ

L

OUVRE Saraymm Marsan paviyonu-

nun önünde Türk ve Fransız bay­ rakları ile süslenmiş olan büyük levha­ nın üzerinde “ Türk sanatının haşmeti sözleri yazılıdır. Bu levhayı okuduktan sonra içeriye girip, sergiyi gezenler bir haşmet ve debdebe manzarası ile kar­ şılaşmaktadırlar. Louvre’daki Türk sa­ natları sergisi bizim için bir başarı, bir zafer olmuştur.

Paris Büyük elçimiz Numan Mene- mencioglu, Millî Eğitim Vekâleti, Fran­ sız kültür münasebetleri komiteleri ve

Fransa Dışişleri Vekâleti ile birlikte

Arts Décoratifs müzesinin büyük bir emek ve anlayışla hazırladıkları bu ser­ gi gözleri kamaştıracak şekilde güzel ve başarılıdır.

Serginin açılışından birkaç gün önce Paris büyük elçimiz Fransa’nın tanın­ mış sanat tenkitçilerini elçilik binasın­ da verdiği bir kokteyle davet etmiş ve bugüne kadar misli görülmemiş olan bu serginin mahiyetini anlatmıştı.

T Louvre sergisinde bugün 800 kadar

sanat eseri gösterilmiş bulunuyor. Bun-

T ların çoğu Topkapı Müzesi ve diğer

• TiirK müzelerinden ayrıca da Paris’te k Musée deş Arts Décoratifs ve bâzı özel koleksiyonlardan alınmış parçalardır.

23 ocak cuma günü sergi resmî şah- !s siyetler için açıldı. Fransız hükümetini

U iki nazır, Dışişleri Vekâleti Sekreteri

M. Maurice Schiımaıî İle Ğuzel Sanatlar Vekâleti Genel Sekreteri M. André Cor-

y ' nu temsil etmekteydi. Fransa’nın bütün

sanat tenkitçileri, sanat âlemine -

sup şahsiyetler açılışta bulunmuşlardır,

t Sergiye girer girmez gazeteciler Türk

sanat eserlerinin şejureiler üzerinde yap tıkları büyük tesiri derhal görmüşlerdir. Marsan paviyonunun salonlarına giden

I büyük merdivenin başında Onsekizinci

' Yüzyıl Türk sanatının bir şaheseri olan muazzam ve muhteşem bir sarı atlas- : ' tan sırma işlemeli bir sayvan göze çarp­

maktaydı. Resmî şahsiyetler bunu hay­ ranlıkla seyrettikten sonra, her vk- rinin her sanat eserinin önünde dur­ dular ve Türk Müzeleri Umum Muduru Cahit Kınay ile Arts Décoratifs Müzesi Müdürleri M. Guérin ile Faré’nin ver­ dikleri izahatı dinlediler. Bu arada M. Maurice Schuman, mikrofonu eline ala­ rak, Türkiye ve Fransadaki bu güzel kültür gösterilerinden duyduğu mem -nunluğu belirtti.

Paris Bibliothèque Nationale Müdürü M Julien Cain Türk el yazmalarının bulunduğu o fevkalâde güzel vitrinlerin önünde dakikalarca durarak, bunları övüyor ve Türk yazısının bugün bütün Avrupa’da bahsi çok geçen mücerret sanatın değerli öncüleri olduklarını söy­ lüyordu.

Açılış günü öğleden sonra Fransız

Dışişleri Vekâletinin, Millî Eğitim Ve ­ kâletinin ve Güzel Sanatlar Sekreterliği­ nin gönderdiği davetiyelerle 3000 kişi sergiyi gezmişlerdir.

O gece Fransız Radyosu “ Sanat ve Hayat” isimli yayınında Türk sanatına tam kırk dakika ayırmıştır. Bu yayın­ da Büyük elçi Numan Menemencioğlu’- nun mesajı, M. Fare’nin, eski Fransız elçisi M. Pozzi’nin, Kültür Ataşesi Ali Teoman’ın ve Cahit Kmay’ın gazeteci­ lerle yaptıkları canlı konuşmalar duyul­ muştur.

Fransa Cumhurbaşkanı M. Vincent

Auriol da Madame Vincent Auriol ile birlikte sergiyi ziyaret etmiştir.

Avrupa bizi nasıl tanıyor

(Yen i İ s t a n b u l ’ d a n)

Biz kendimizi nasıl tanıtmıya. çalışıyoruz!

LE M ONDE'dan

S

ÜSLEME Sanatları müzesi, iki ay

müddetle, Türk sanatının Onüçüncü Yüzyıldan Onsekizinci Yüzyıla kadar olan zaman zarfındaki sanat eserlerini teşhir edecektir.

Bu asrın başında yapılmış olan İslâm Sanat Eserleri sergisindenberi dört bü­ yük İslâm sanatının bir şubesine aido-

İan şaheserleri görmek ancak fimdi

mümkün olmuştur. Sekiz yüzü aşan e-

serler İstanbul ve Konya müzelerinden

ve Fransa’da sanat koleksiyonlarından

toplanarak buraya getirilmiştir. İrari

sanatiyle ilgili olan Türk sanatının ken­ dine göre değişik bir tarafı vardır. Türk eserlerinde bir birlik, motiflerde bir ber­ raklık vardır, Hâlbuki İran sanatında doldurma bir hal, Arap sanatında faz­ la büyüklük, Hint Müslüman sanatında, da karışıklık yardır,

Bu sergide alelâde çarşı ve pazarlar­ da görülen ekzotik eşyalar değil de, Doğu’nun en temiz ve pürüzsüz eserle- rine rastlanıyor.

Dört duvarı sancaklarla bezenmiş bir

SUİtân çadırında insanı hayran eden

zengin bir silâh koleksiyoniyle karşıla­ şılıyor. Fatih Sultan Mehmed’in kılıcı Türk efsanevî kuvvetinin timsali olarak orada duruyor. Altın ve kıymetli taş - lar kakılmış miğferler ve silâhlar, İ - kinci Sultan Bayezid’e ait yay ve oklar, yaldızlı eyerler mukaddes cihadın birer örnekleridir.

Onüçüncü Yüzyıla ait Konya camisi­ nin nadir halıları da vardır. Türk sa­ natının bariz örnekleri olan çiçekler, kandiller ve yazılar bu halıların başlıca motifleridir.

Ayrı bir salonda elbiseler ve kumaş­ lar teşhir edilmiştir. Bunların arasında Kanuni Sultan Süleyman’a, Fatih’e ve ikinci Sultan Bayezid’e ait kaftanlar, sj.rma işlemeli çocuk elbiseleri, altın ve gümüş sırmalı kumaşlar göze çar­ pıyor.

Bir başka salonda Türk, mimarisine ait fotoğraflar ve manzaralar vardır.

Beykoz fabrikasına ait billûr eşya, çiniler, telkarilerden başka Türk sana­ tının en harikulade şaheserleri olan ya­ zılar vardır. Bugünkü mücerret resim sanatına en yakın olan bu yazıların ba­ zısı leylek veya aslan şeklinde resme­ dilmiştir. Türk sanatında resim ve hey­ kel olmamakla beraber bu yazılar süs­ leme sahasmda çok kuvvetli bir mede­ niyetin izlerini taşımaktadır.”

OKUYUNUZ

LES NOUVELLES

LÎTTERAÎRES'den

K

ANUNİ Sultan Süleyman Fransa

kıralı Birinci François’ya şu meal­ de bir mektup yazmıştı:

“ Sen ki Fransa kıralı François’sm hapiste olduğunu bize bildirdin. Hü - kümdarlarm mağlûp olup esir düşme­ leri her zaman için mümkündür. Cesur ol ve kendini yeise kaptırma. Gece gün­ düz atımız hazır, kılıcımız kuşanmış­ tır” .

işte o zamandanberi Türkiye bizi sev­ miş V$ sevmiyâ devam etmiştir. Nite­ kim böyle bir sevgiyi açmak için bir­ çok başka devletler de Türkiyeye bas-- vurmuş olduğu halde Türkiye kıymetli şaheserlerini bize göndermiştir.

Türk sanatının İran sanatlhdan far­ kı, İran’ın dahâ cılız, daha ince olma­ sıdır. Irâti sanatında Isfahan bahçele­ rinin aşk kokuları vardır. Türk sanatı

sert ve iklimler fethedici bir kökten

gelmiştir. Türk milletinin kurucusu

müthiş harbci, fakat güzel sanatlara, güzel şehirlere karşı pek hassas olan Hunlar kıralı Attilâ’dır. Attilâ bu has­ sasiyet dolayısiyle Paris’i yakmıya kı­ yamamıştır.

Tezyini hatlar suretinde gelişen Türk sanatı, Batı sanatının muhtelif cephe­ lerden aldığı şekil yüzünden birdenbire bugünün sanatı olmuştur. Serginin ö - nemini bir kat daha arttıran da budur.

Tıirkler silâhçıhk bakımından paha

biçilemiyeeek parçalara maliktirler.

Bunların en güzel bâzı örnekleri bura­ da teşhir ediliyor. Başta Fatih Mehme- din kılıcı var. Biraz ötede ikinci Ba- yezid’in miğferi bulunuyor.

Gönderilen eserlerin en kıymetlileri arasında padişahların törenlerde giydik­ leri kaftanları vardır.

SAMEDÎ - SOİR’dan

B

ELGRADI zapt, Viyanayı muhasara

eden ve Avrupayı titreten muharip­ lerin, Yıldırım Bayezid’in, Yavuz Seli­ min, Kanuni Süleyman’ın asker ve ev­ lâtlarının boş çadırları, bayrakları, si­

lâhları, asırlar geçtikten sonra şimdi

Paris’in göbeğinde gösteriliyor.

Sergideki eserler arasmda silâhlar

baş köşeyi işgal ediyor. Silâhlar salo­ nunda kılıçlar, tüfekler vardır. Billûr eşya, porselen eserler, altın yeya gü­ müş işlemeli kaftanlar, padişah kıya­ fetleri hep hazîneden dün çıkmış gibi pek mükemmel surette muhafaza edil­ miştir.

L’AURORE'dan

B

UGÜN Süsleme Sanatları müzesin­

de göz kamaştırıcı bir sergi açılmış­ tır. Türk sanatına ait şaheserler ve ko­

leksiyonlar ilk defa olarak Anadolu

yaylalarından ve Boğaziçi kıyılarından

ayrılarak bize kadar gelmiş ve bize

şimdiye kadar iyi tanınmıyan bir sana­ tın debdebesini ulaştırmıştır.

Onüçüncü Yüzyıldan Onsekizinci Yüz yıla kadar olan zamana ait bu eşya çok kuvvetli ve değişik bir medeniyetin iz­ lerini taşımaktadır.

Hayranlığımızı çeken eserler arasın­ da en önemlileri OsmanlI padişahlarına aidolan eşyalardır. Fatih Sultan Meh­ med’in kılıcı, Üçüncü Ahmed’in çadırla­ rı ve öteki padişahlara ait kaftanlar, miğferler, ok ve yaylar yanmda ipek ve sırma işlemeli zarif kadın elbiseleri de vardır.

Halılar, minyatürler ve tezhipli kitap ciltleri ile yazılar Ondördüncü ve On- beşinci Yüzyıllara ait emsalsiz şaheser­ lerdir.”

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Günefl Sistemi’nin oluflum evresinin sonlar›nda Oort Bulutu diye adland›r›lan bugünkü yerlerine gitmeden, kuyrukluy›ld›zlar›n büyük bölümünün çarp›flmalarla

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Güngör EBCİM tarafından hazırlanan “Ortaokulların

The vasorelaxation was greater in ER from Taiwan than from China in spite of lower levels of the relaxing alkaloids evodiamine, dehydroevodiamine and rutaecarpine.. On the other

4. Bölüm: Işınlanmış Gıdaların Kalite Temin ve Belgelenmesi, 5. Bölüm: Çeşitli ve Son Hükümler. Gıda Işınlama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında

activities in samples such as NORMs to meet the dose criteria (e.g., given in EC No.112 radiation Protection, 1999).. THE MOTIVATION FOR

ğinilmesi gereken bir nokta var. Mizahla, hicivle, ko­ mediyle uğraşanlar genel­ likle -hatta kesinlikle- yöne­ time çatmışlar, onu alaya almışlardır. Zaten mizah

Bir vakitler posta ve telgraf müdürü umumîsi ve şehremini olan Yusuf Razi Bey zaten uzun yrllar Paris’te neşre­ dilen meşhur Illüstrasion gazete­ sinin