“ t T- * ¡1 $ C iO
YAZI ODASI
s n . İ M t I
F.Rİ___________
Oktav Rifaf ın Bazı
Şlirlepinoe Aşk
"... Bazı Şiirlerinde A şk”
Yazdıktan sonra şaşırarak okuyorum . Ne de m ek "bazı şiirler”'? “İlk şiirlerinde” desem, o da
değil. Perçemli Sokak’a kadar uzandım çünkü.
Yeditepe Yayınian’nın güzelim Perçemli Sokak’ı 1956 tarihini taşıyor; Oktay Rifat b irço k eser verm iş o tarihe kadar, değerini çoktan kanıtlamış.
Başlık konusunda işin içinden çıkamadım. Sonra yine şiirlere döndüm :
Ellerin yetişir vedalaşmaya Niçin ağlıyorsun
“B ir Şehri Bırakmak”\r\ son iki dizesi. İnanılmaz
güzellikte.
“Saksılar”! okudum yeniden:
“Pencerede saksılarım var benim de / Kurul muş asma bahçem göğün maviliğinde / Sanki neden sade yaz günleri taşır / B ir dem et çiçek g i bi sevgilim / Çiçekli b ir şemsiye elinde
“Güzel şeyler düşünmeme rağmen / Durmadan ağlamak geliyor içimden. ”
“B ir Şehri Bırakmak” da, “Saksılar” da Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler'de yer alır.
19 4 0 ’lardayız henüz. Altm ış yıl sonrasında bu şi irlerin, bu dizelerin tazeliği, gençliği büyülüyor in sanı. Dilin güzelliği de.
Romanda, şiirde hiç acım adan paspasa çevir diğim iz Türkçe, O ktay R ifat’ın şiirinde yaşıyor.
“Yalnızlık gittiğin yoldan g elir” diyor şair...
Bir arada, art arda okundu mu, acı bir öyküye açılan “Türkân ”lı şiirleri, sevilmiş, çok okunm uş şi
irlerdir. Seçkilerde karşımıza çıkar. Am a ben onlar kadar, “ Telefon "un son üç dizesine de vurgunum -
dur:
O günlerin eşiğinde beni hatırlayın Hatırlayın onların vahşetini H er telefon çalışta kesik kesik
Bir de “Telli Telefon” u var Oktay Rifat’ın: Üstümden hasretliği atamıyorum
K im bilir kaç ünlem yerine g eçiyor “hasretlik”
sözcüğü.
Perçemli Sokak, Türk şiirinin yirm inci yüzyılda ki büyük gelişimini yakından izleyememiş okurla ra yadırgatıcı bir kitap gibi gelebilir. Memet Fuat
şöyle diyor:
“Perçemli Sokak, İkinci Yeni akımı bütün yöne lişleriyle yaşanıp geçtikten sonra, bugünün oku runa yadırgatıcı gelmeyebilir. Ama 1956 yılında bu şiirler pek çok okuru ö fkelendirecek kadar aşırı b ir deneyin örnekleriydi. ”
Perçemli S okak’tan şu dizeler:
“Eciş bücüş maydanoz bahçeleri / Düğümlü ba lıkları bekleyişin / Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra / Bu lambanın karpuzu benim işte / Be nim işte bu testi / Benim işte bu soysuz sevdala rın m usluğu”
Tam kavrayam asam da, “bekleyiş”! duyum sa
rım.
Perçemli Sokak deneyinden sonra yazılmış “Ev vel Zaman İçinde”, Oktay Rifat’ın dilde sonsuz ola
nak arayışını, ço k etkileyici biçim de gözler önüne serer:
“Herağacın arkasından karşıma siz çıktınız/Öy lesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan / Rüzgâ rınız esiyordu dağ taş deli gibi / Savruldu kulele re dayadığım merdiven
“H er köşe başımda karşıma siz çıktınız / Öyle sine yoktunuz ki ağladım deliye döndüm / Kanı nızla incelen taşlar yüzüyordu / Eski denizleri an dıran bulutlarda
“Sayısız gitmiştiniz ne yazık / Evvel zaman için de gibiydiniz / Uzandım yerden usulca aldım gök yüzünü / Siz atmıştınız”
Ne zaman okusam , tüylerim diken diken olur.
Takvimde İz Bırakan:
“Eski ellerim kim b ilir nerdeler şim di?” Oktay
Rifat, Bütün Şiirleri I, Adam Yayınevi, 1999.
y i o ^ o Z C j /
2001 SALI
n
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi